İçeriğe atla

Ortak hukuk

Dünyadaki hukuk düzenleri
  Kara Avrupası hukuk düzeni
  Ortak hukuk
  İkili düzen (Kara Avrupası hukuku ve ortak hukuk)
  Gelenek hukuku

Anglo-Sakson sistemi,[1][2][3][4] (İngilizce: common law), özellikle tarihinde Birleşik Krallık sömürgesi olan birçok ülkenin hukuki temellerini oluşturur. Emsal kararlar yansıtan, kapsamlı yasallaşmamış kanunları dikkat çeken özellikleri arasında yer alır. Bu emsal kararlar yüzyıllarca yargıçlar tarafından gerçek davalarda verilen hükümlerden elde edilmiştir.[5]

Tarihî gelişimi

Common Law

1066 yılında İngiltere'nin Normanlar tarafından istilasından sonra Normanlar bütün ülkede geçerli olacak bir hukuk sistemi yarattılar. Ülkenin her bir tarafına gezici yargıçlar gönderildi. Bu yargıçlar gittikleri bölgedeki örf ve adetleri de göz önünde bulundurarak hukukî sorunları çözmeye başladılar. Bu sistemdeki amaç ülkenin tamamının yargıçlar tarafından oluşturulan ortak bir hukuka sahip olmasıydı. Nitekim bu nedenle sistemin adı Common Law, yani ortak hukuk adını almıştır. Common Law bu dönemde oldukça katı ve şekilciydi. Dava açabilmek için Lord Chancellor'dan (Adalet Bakanı) "writ" (ferman) almak gerekiyordu. Üstelik bu fermana uygun olmayan durumlarda dava açılması mümkün değildi. Bunun yanında, Common Law sistemine göre sözleşmeye uyulmaması hâlinde mahkemenin verebileceği tek karar, uymayan tarafın tazminat ödemesiydi, yani aynen ifa gibi bir yetkisi yoktu.[6]

Equity Law

Common Law mahkemelerinde adaleti bulamayanlar "Tanrı aşkına ve merhameten (for the love of God and the way of charity)" Kral'a başvurmaya başladılar. Bu başvurularla ilgilenilmesi görevi önce Curia Legis (Kral'ın danışma meclisi) isimli kurula, sonra da Lord Chancellor'a verildi. Böylece Chancellor Mahkemeleri kurulmuş oldu. Common Law sisteminden farklı olarak, bu mahkemelerde dava açmak için ferman almak gerekmiyordu, bir dilekçe yazmak yeterliydi. Bu mahkemede, Common Law sisteminden eksik kalan biçimsel kuralları telafi edebilmek için birtakım hakkaniyet ve nesafet kuralları geliştirildi. 1474 yılı itibarıyla bu kurallar iyice belirginleşti ve bu sisteme Equity Law, yani eşitlik hukuku adı verildi.

Bu sistem, Common Law sistemine göre daha kolay işleyen bir sürece sahip olduğu için oldukça hızlı bir şekilde büyüdü. Öyle ki, ilerleyen süreçle birlikte Common Law sistemi ile çatışmaya başladı. Artık hangi sistemin diğerinden daha üstün olduğu tartışılmaya başlanmıştı. Kral I. James, çatışma hâlinde Equity Law sisteminin daha üstün olacağına karar verdi. Fakat yine de bu çatışmalar devam etti. Nihayet, 1873 ve 1875 yıllarında çıkarılan kanunlar ile, mahkemeler istedikleri sistemi uygulayabilme yetkisi elde etti.[6]

Statute Law

Geçmişten gelen Common Law ve Equity Law sistemleri, gelişen ve değişen hayat şartlarına uyum sağlayamaz hâle gelince, oluşan bu soruna çare olması amacıyla Statute Law sistemine geçildi. Bu sistem, oluşan yeni sorunların yasama faaliyetleriyle çözülmesine dayanıyordu, bu nedenle de adı Statute Law (kanun hukuku) olmuştu. Kuralların kaynağı, bizzat parlamento idi, hâkimler de bu kuralları aynen uygulamak mecburiyetindeydi.[6]

Common Law terimi, dar anlamda yukarıda da anlatıldığı gibi çeşitli biçimsel ve esasa dair özellikleri olan hukuk sistemi anlamına gelmekle birlikte, aynı zamanda geniş anlamda da bu üç hukuk sistemini de içine alan bir kavram olarak kullanılır. Yani günümüz Anglo-Sakson hukuk sistemi de Common Law olarak bilinir.

Özellikleri

“Common Law” (Ortak Hukuk) adı verilen sistem “Anglosakson Hukuku” olarak da bilinir. Anglosakson sözcüğü İngiliz milletini ifade eder. Bileşik bir kelimeden oluşan kavram İngiltere'yi tarih içinde istila eden iki kavmin adıdır; Angluslar ve Saksonlar. Bu hukuk sisteminde yazılı olma zorunluluğu yoktur. Örneğin İngiltere'nin bugün yazılı bir Anayasası yoktur.[7] Yazılı Medeni Kanunları ve Ticaret Kanunları bulunmaz. İngiliz Töresi yazılı hukuka eşdeğer sayılır (Örfi Hukuk). Fakat yazılı kısımlar da mevcuttur (Yazılı Hukuk: Statute Law). Ör: İngiliz Ceza Kanunu yazılıdır. Common Law'ın eksikliklerini gidermek için Hakkaniyet Mahkemeleri (Equity Court) sistemi kurulmuştur. Buna da Equity Law (Hakkaniyet Hukuku) denildi. İngiliz Sisteminde her yargıç davayı sonuçlandırırken daha önce görülmüş benzer davaların kararlarını dikkate almak zorundadır. Hukuk bölümlere ayrılmamıştır, bütündür. Mahkemeler uzmanlaşmış değildir geneldir. Kamu Hukuku - Özel Hukuk ayrımı ile Adli Mahkeme - İdari Mahkeme ayrımı yoktur. Töre, hukukun asli kaynakları arasında yer alır. Hakimler, bir gelenek kuralı varsa bunu uygular. Hakimlerin vicdani bağımsızlıklarına büyük önem verilir ve güvence altına alınmıştır. Hâkimler sistemin en önemli unsurlarıdır. Hakimlere büyük önem verilmekte ve bu sebeple de sınırlı sayıda hâkim bulunmaktadır. İngiltere'de göreceli olarak (diğer ülkelerle kıyaslandığında) daha az sayıda yargıç bulunmakta ve tüm sistem sorunsuz bir şekilde işlemektedir. Bunun temel sebebi, her sorunu hakimin önüne gelmeden çözecek mekanizmaların oluşturulmuş olmasıdır (Uzlaşma ve Pazarlık sistemi). Hakkaniyet (Equity) kavramında hukukun herkese eşit olarak uygulanıp uygulanmadığına bakılır.[8] Sözcüğün Türkçe tam karşılığı aslında "Eşitleyicilik" demektir. Bir şeyin şeklen hukuka uygun olmasının onun her zaman doğru olmayabileceği anlayışı savunulur. Özünde hakların korunulup korunmadığına bakılır. İngiliz hukukundaki önemli kavramlardan biridir. Adaleti doğru uygulamaktır.

  1. Tedvin edilmemiştir: Common Law bir kanunlaştırma hareketi sonucunda değil yargıçların örf ve adet kurallarına bakarak hukuk kurallarını oluşturmasıyla başlamıştır. Kanunlar, dağınık haldedir. Kara Avrupası hukuk sisteminde olduğu gibi medeni kanunlar, ticaret kanunları yoktur.
  2. İçtihadî niteliktedir: Her yargıç davayı sonuçlandırırken ondan önce görülmüş benzer davaların kararlarıyla bağlıdır.
  3. Kamu Hukuku - Özel Hukuk ayrımı yoktur: Bu hukuk sisteminde, özel kişiler arasındaki uyuşmazlıklar ile devlet ile özel kişiler arasındaki uyuşmazlıklarda yargılama açısından hiçbir fark yoktur.
  4. Örf ve âdet, hukukun aslî kaynakları arasında yer alır: Hâkimler, bir örf ve adet kuralı varsa bunu uygular.
  5. Yargı birliği ilkesi geçerlidir: Anglo-Sakson hukuk sisteminde mahkemeler, adlî mahkemeler ve idare mahkemeleri olarak ayrılmamıştır. Mahkemeler, değişik isimler taşıyabilir fakat tüm mahkemeler tek ve en yüksek mahkemeye tabidir.[9]

Genişletilmiş olarak Anglo-Amerikan Hukuku şeklindeki bir sınıflandırma da mevcuttur.[10] Örneğin İngiltere ve Amerika'da -her ikisinde de- mahkemelerde Jüri bulunur.[11] Ancak Amerikan hukukunda yazılı kısımlar daha fazladır.[12] ABD'nin diğer ülkelerdekine kıyasla kısa da olsa bir Anayasası vardır.

Kaynakça

  1. ^ Bahadır Kılınç "Common Law (Ortak Hukuk) Sistemine Sahip Ülkelerden ABD ve İngiltere'de Anayasa Kavramı ve Yargısal Denetim", Anayasa Yargısı İncelemeleri - 1 1 Aralık 2020 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. (Editörler: Mehmet Turhan ve Hikmet Tülen), Ankara 2006, s. 121.
  2. ^ Onur Karahanoğulları, Kamu Hizmeti - Kavram ve Hukuksal Rejim[], Turhan Kitabevi, Ankara 2004, s. 153.
  3. ^ Mesut Ertanhan, Medeni Yargılama Hukukunda Tanık ve Tanıklık[], Seçkin Yayıncılık, Ankara 2005, s. 34.
  4. ^ King, Edward (1959). "İngiliz (Common Law)'unun Gelişmesi" (PDF). AÜHFD. 16 (1-4). ss. 178-233. 17 Nisan 2012 tarihinde kaynağından (PDF) arşivlendi. Erişim tarihi: 11 Nisan 2010. 
  5. ^ hukukbook (22 Mart 2018). "Anglo-Sakson Hukuk Sistemi - Hukukbook". Hukuk Ansiklopedisi. 22 Aralık 2017 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 11 Nisan 2023. 
  6. ^ a b c GÖZLER, Kemal, Hukuka Giriş, Ekin Kitabevi, 13. baskı, 2013. ISBN 978-605-5187-75-0. 
  7. ^ Potter, H. Law, Liberty and the Constitution: A Brief History of the common Law (2018)
  8. ^ Snell, Edmund Henry Turner; Megarry, R.E.; Baker, P.V. (1960). Snell's Principles of Equity (25 ed.). London: Sweet & Maxwell
  9. ^ GÖZLER, Kemal, Genel Hukuk Bilgisi, Ekin Kitabevi, 13. baskı, 2013. ISBN 978-605-5187-74-3. 
  10. ^ Frederick G. Kempin: Historical Introduction to Anglo-American Law. 3. Aufl., West Group Publishing Group, St.Paul 1990, ISBN 978-0-314-74708-2.
  11. ^ Marc Gerding: Trial by Jury. Die Bewährung des englischen und des US-amerikanischen Jury-Systems. Eine Idee im verfassungsrechtlichen und gesellschaftlichen Wandel. Julius Jonscher Verlag, Osnabrück 2007, ISBN 978-3-9811399-0-7 (Zugleich: Dissertation, Universität Trier, 2006).
  12. ^ United States v. Hudson, 11 U.S. 32 (1812)

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Hukuk</span> genellikle devlet otoritesi tarafından desteklenen kurallar ve yönergeler sistemi

Hukuk ya da tüze birey, toplum ve devletin hareketlerini, birbirleriyle olan ilişkilerini; yetkili organlar tarafından usulüne uygun olarak çıkarılan, kamu gücüyle desteklenen, muhatabına genel olarak nasıl davranması yahut nasıl davranmaması gerektiğini gösteren ve bunun için ilgili bütün olasılıkları yürürlükte olan normlarla düzenleyen normatif bir bilimdir. Ayrıca, toplumu düzen altına alan ve kişiler arası ilişkileri düzenleyen, ortak yaşamın huzur ve güven içinde akışını sağlayan, gerektiğinde adaleti yerine getiren, kamu gücü ile desteklenen ve devlet tarafından yaptırımlarla güvence altına alınan kurallar bütünüdür. Hukuk, birey-toplum-devlet ilişkilerinde ortak iyilik ve ortak menfaati gözetir.

<span class="mw-page-title-main">Yargı</span> hukuku yorumlayan ve uygulayan mahkemeler sistemi

Yargı, yasal anlaşmazlıkları/uyuşmazlıkları karara bağlayan ve yasal davalarda yasayı yorumlayan, savunan ve uygulayan mahkemeler sistemidir.

<span class="mw-page-title-main">Mahkeme</span>

Mahkeme, taraflar arasındaki hukukî anlaşmazlıkları (davaları) hukukun üstünlüğüne uygun olarak sivil ya da askerî, adlî veya idarî konularda adaleti sağlamak üzere yetkilendirilmiş, toplum yapısına ve kültüre göre değişiklikler gösterebilen bir yargılama formudur. Mahkemeler genellikle bir devlet kurumu şeklinde teşkilatlanır. Hem ortak hukuk, hem de medeni hukuk sistemlerinde mahkemeler, uyuşmazlıkların çözümü için merkezi araçlardır.

Duruşma, yargılamalarda iddia ve savunma makamlarının delillere dayanarak tartıştıkları sürece denir. Ayrıca taraflar arasında doğan uyuşmazlıklar gene mahkemelerdeki duruşmalarda karara bağlanır.

<span class="mw-page-title-main">Hâkim (hukuk)</span> mahkemede duruşmalara bakan ve kararı açıklayan yetkili kişiye verilen isim

Hâkim veya yargıç, adaleti sağlamak üzere bağlı bulunduğu topluluğun hukuk kural ve prensiplerine dayanarak bağımsız ve tarafsız olarak karar veren kimsedir. Bazı hukuk sistemleri tek hâkimli, bazı sistemler ise hâkimler heyetinden oluşan yargılama biçimlerini benimsemiştir. Hâkimler ceza, hukuk, idare veya askeri mahkemelerde görev yapabilirler. Yaptıkları görevden ötürü toplum içerisinde saygınlık sahibi, alanında uzman ve güvenilir kişilerden seçilmeleri gerekir.

Kuvvetler ayrılığı veya güçler ayrılığı, devlet organları olan yasama, yürütme ve yargı güçlerinin birbirinden ayrılmış oldukları bir devlet yönetim modelidir. Devletin her biri birbirinden ayrı ve bağımsız güçlerdeki kol ve sorumluluk alanlarına ayrıldığı ve böylece her bir güç ve kolun bir diğeri ile güç ve sorumluluk alanları bakımından bir çatışma yaşamadıkları bu model ilk olarak antik Yunan ve Roma'da geliştirildi. Kuvvetler ayrılığında güçler normal olarak yasama, yürütme ve yargı olmak üzere üç kola ayrılmaktadır.

<span class="mw-page-title-main">Savcı</span> İddia makamı olarak adalete hizmet eden kişi

Savcı, ceza yargılamasında iddia makamı olarak adalete hizmet eden kişidir. Savcılık ceza muhakemesinde iddia görevini yaparak devlet adına ceza davası açan makamdır. Bu makamdaki yetkiliye savcı adı verilmiştir. Özetle savcı, suç haberinin kendisine ulaşmasıyla birlikte devlet adına araştırma ve soruşturma faaliyetinde bulunmak, kamu davasının açılmasını gerektiren şartlar oluştuğunda dava açmak ve yürütmek, mahkemelerin verdiği kararları yerine getirmek ve kanunla kendisine verilen diğer görevleri yapmak durumunda olan ve yargı organı içinde yer alan kamu görevlisi olarak tanımlanabilir.

<span class="mw-page-title-main">Anayasa hukuku</span>

Anayasa hukuku, ulus devletlerin ve diğer siyasi organizasyonların kurucu ve temel yasaları hakkındaki çalışmaları içermektedir. Anayasalar hükûmetler için bir çatı oluşturur, otorite, yeni yasa ve düzenlemelerin yapılmasında siyasi yapıların işlevlerini sınırlandırabilir veya tanımlayabilir.

<span class="mw-page-title-main">Kara Avrupası hukuk düzeni</span>

Kara Avrupası hukuk düzeni ya da diğer bir adla Kıta Avrupası hukuk sistemi, modern dünyadaki en yaygın hukuk düzenidir. Temellerini Roma hukukundan alan Kara Avrupası hukuk düzeni, derlenmiş yazılı kurallara dayanmaktadır. Bu düzenin en önemli parçaları kamu hukuku-özel hukuk ayrımı ve adlî yargı-idarî yargı ayrılığıdır.

<span class="mw-page-title-main">Amerika Birleşik Devletleri federal hükûmeti</span> ABD federal yönetimi

Birleşik Devletler'in federal yönetimi, Amerika Birleşik Devletleri'ni oluşturan 50 eyaletin ait olduğu anayasal cumhuriyetin millî yönetimidir. Federal hükûmet, üç organdan oluşur: yasama, yürütme ve yargı. Bu organlar ve onların güçleri Amerika Birleşik Devletleri Anayasası içinde belirtilmiştir. Güçler hakkında daha çok ayrıntı, Kongre tarafından yürürlüğe konulan kanunlarda belirtilir.

<span class="mw-page-title-main">Osmanlı hukuku</span>

Osmanlı İmparatorluğu idaresindeki hukuki yapıya Osmanlı hukuku denir. Genelde çok kültürlülüğe uygun yargılama usulüyle öne çıkar. Hukuk anlayışı şer'i ve örfi olmak üzere iki temelde incelenmektedir.

<span class="mw-page-title-main">Yazılı hukuk</span> Kanun koyucu tarafından yazılı bir metne bağlanan hukuk

Yazılı hukuk toplumun ortak çıkarlarını korumak amacıyla, yetkili organlar tarafından yürürlüğe konulan metinlere denir. Yazılı hukuk kuralları, eylem ve işlemlerde yurttaşları olduğu kadar devlet organlarını da bağlayan kurallardır. Yazılı hukuk kuralları, pozitif hukukun bağlayıcı asli hukuk kaynakları arasında yer almaktadır. Hukun asli kaynakları; yazılı kaynaklar ile yazılı olmayan örf ve adetler olmak üzere iki bölümden oluşmaktadır.

<span class="mw-page-title-main">Ulusal hukuk sistemleri listesi</span>

Modern hukuk sistemleri dünyada genel olarak üç temel sistem veya bu sistemlerin kombinasyonları üzerine oturmaktadır: Anglo-Sakson Hukuku, Kıta Avrupası Hukuk Sistemi ve dinsel hukuk. Bununla birlikte her ülkenin hukuk sistemi kendi tarihi ile şekillendiğinden kendisine özgü farklılıklar içermektedir.

Japonya hukuk sistemi, Japonya'da hukuken düzenlenen kuralların bütünüdür.

<span class="mw-page-title-main">Çin yargı sistemi</span>

Çin yargı sistemi, Çin'deki yargı düzenini ifade etmektedir.

<span class="mw-page-title-main">Amerika Birleşik Devletleri Yüce Mahkemesi</span> Amerika Birleşik Devletlerindeki en yüksek mahkeme

Amerika Birleşik Devletleri Yüce Mahkemesi, en üst düzey temyiz mahkemesi ve kararlarıyla ABD Anayasası'nı yorumlayan organ. Açılan davalar çerçevesinde devletin ulusa, eyaletin eyalete ve hükûmetin yurttaşa karşı yetkilerinin sınırlarını belirler.

Suudi Arabistan'ın hukuk sistemi, hem Kur'an'dan hem de İslam peygamberi Muhammed'e atfedilmiş sünnetlerden türetilen İslamî Şeriat hukukuna dayanmaktadır. Muhammed'in ölümü sonrasında ortaya çıkan İslamî alim konsensüsleri ("icmâ") de Şeriat'ın kaynaklarından birini oluşturur. Suudi Arabistan'daki yargıçların yaptığı hukuksal yorumlar, İslam fıkhındaki literalist Hanbeli mezhebine ait Orta Çağ metinlerinden etkilenmektedir. Şeriat, Müslüman dünyasında eşsiz olarak kodifiye olmamış haliyle Suudi Arabistan'da kullanılmaktadır. Bununla birlikte hukuksal içtihatın yoksunluğu, ülkenin kanunlarının kapsamında ve içeriğinde büyük seviyede belirsizliklere neden olmuştur. Bu nedenle hükûmet, 2010'da Şeriat'ı kodifiye etmeye niyet ettiğini açıkladı; ancak bu konuda hâlâ bir ilerleme sağlanamamıştır. Şeriat ayrıca fikrî mülkiyet hukuku ve şirketler hukuku gibi modern sorunları kapsayan kraliyet kararnameleriyle dağıtılan düzenlemeler ile tamamlanmıştır. Buna rağmen Şeriat, özellikle ceza hukuku, aile hukuku, ticaret hukuku ve kontrat hukuku gibi dallarda hukukun ana kaynağını oluşturmaktadır ve Kur'an ile Sünnet ülkenin anayasası olarak ilan edilmiştir. Suudi devleti ne ait çok kapsamlı tescilli haklar, toprak hukuku ile enerji hukuku dallarının önemli bir özelliğini oluşturmaktadır.

<span class="mw-page-title-main">Adalet Yüksek Mahkemesi</span>

Londra'da bulunan Adalet Yüksek Mahkemesi, Temyiz Mahkemesi ve Kraliyet Mahkemesi ile birlikte İngiltere ve Galler Yüksek Mahkemeleri'ni oluşturur. Adı hukukî atıf amacıyla EWHC olarak kısaltılmıştır.

<span class="mw-page-title-main">Suriye yargı sistemi</span> Suriyenin yargı sistemi

Suriye'nin yargı sistemi Osmanlı, Fransız ve İslam hukukunun bir sentezidir. Medeni, ticari ve ceza kanunları öncelikle Fransız hukuk uygulamalarına dayanmaktadır. 1949'da ilan edilen bu kanunlar, bedeviler ve dini azınlıklar arasında örf ve adet hukukunun uygulanmasını sınırlamak için onaylanmış özel hükümlere sahiptir. İslam dini mahkemeleri ülkenin bazı bölgelerinde işlemeye devam ediyor, ancak yargı yetkisi evlilik, boşanma, babalık, çocukların velayeti ve miras gibi kişisel statü meseleleriyle sınırlı. Bununla birlikte, 1955'te kişisel statünün birçok yönüne ilişkin bir kişisel kod geliştirildi. Bu kanun, kadının statüsünü iyileştirerek ve miras kanunlarını netleştirerek şeriatı değiştirdi ve modernize etti.

Yasal tarih veya hukuk tarihi, hukukun nasıl geliştiği ve neden değiştiğini inceler. Hukuk tarihi, medeniyetlerin gelişimi ile yakından bağlantılıdır ve sosyal tarihin daha geniş bağlamında işler. Bazı hukukçular ve hukuk süreci tarihçileri hukuk tarihini, kanunların evriminin kaydı ve çeşitli hukuki kavramların kökenlerini daha iyi anlatan bir bakış açısıyla bu kanunların nasıl geliştiğine dair bir teknik açıklama olarak görmüşlerdir; bazıları ise hukuk tarihini entelektüel tarihin bir dalı olarak görür. Yirminci yüzyıl tarihçileri hukuk tarihini, sosyal tarihçilerin düşüncesiyle paralel bir çizgide, daha bağlamsal bir tarzda ele aldı. Hukuk kurumlarına; karmaşık kurallar, oyuncular ve sembollerden oluşan sistemler olarak baktılar ve bunları toplumla, sivil toplumun belirli yönlerini değiştirmek, onları uyarlamak, direnmesini sağlamak veya teşvik etmek için etkileşime giren unsurlar olarak gördüler. Bu tür hukuk tarihçileri, sosyal bilimler araştırma yöntemleriyle vaka geçmişlerini analiz etme, istatistiksel yöntemler kullanma, davacılar, dilekçe sahipleri ve yasal süreçlerdeki diğer taraflar arasındaki sınıf ayrımlarını ayrımlarını analiz etme eğiliminde oldular. Vaka sonuçlarını, işlem maliyetlerini ve karara bağlanmış dava sayısı analiz ederek, hukuk ve toplumun sadece hukuk teorisi, içtihat hukuku ve medeni hukuk çalışmalarıyla yapılabilecek olandan daha karmaşık bir resmine yasal kurumların, uygulamaların, prosedürlerin ve özetlerin bir analiziyle ulaşır.