İçeriğe atla

Ortak Avrupa Evi

Ortak Avrupa Evi, Sovyetler Birliği'nin eski Devlet Başkanı Mihail Gorbaçov tarafından üretilen ve savunulan bir kavramdır.

İlk olarak 1985 yılında dönemin Sovyetler Birliği lideri Mihail Gorbaçov tarafından önerilen ve barış içinde bir Avrupa özlemini gerçekleştirme hedefini ifade eden bir siyasal proje olarak ortaya çıkarılmıştır. Atlas Okyanusu'ndan, Ural Dağları'na kadar bütünleşmiş bir Avrupa mantığını savunmaktadır.[1]

Öncül söylemler

Söz konusu kavramın 1981 yılında Batı Almanya'nın başkenti Bonn'u ziyareti sırasında Leonid Brejnev'in dış politikasında bazı öncelleri olmuştur. Ancak, o dönem muhtemelen, ABD ve Avrupalı müttefiklerinin arasında uyumsuzluk yaratmak ve ABD politikalarının ılımlılaştırılması umuduyla için kullanılmıştı.[2]

Glasnost ve Perestroyka politikalarının öncüsü Gorbaçov, Aralık 1988'de Birleşmiş Milletler Genel Kuruluna hitaben onuşma sırasında.

Ortak Avrupa Evi fikrinin ortaya çıkışı

Gorbaçov, 1985'te eski dünyayı "ortak evimiz" olarak nitelendiren bir deyimle benzer bir ifade kullanmasına rağmen, belki de bu terimin de en bilinen kullanımı, Gorbaçov'un Nisan 1987'de Çekoslovakya'yı ziyareti sırasında "Ortak Avrupa Evi" ya da "Tüm Avrupa Evi" kavramını sunduğu zaman ortaya çıktı.[3]

Yeni Dünya Düzeni kavramını yaratan en önemli bildiri, Mihail Gorbaçov'un 7 Aralık 1988 tarihli Birleşmiş Milletler Genel Kurulu birleşiminde yaptığı konuşmaydı. Gorbaçov'un formülü yeni bir düzen oluşturmak için kapsamlı bir fikir listesi içermekteydi. Birleşmiş Milletler'in merkezî rolünün güçlendirilmesini ve tüm üyelerin aktif katılımını savunuyordu. Soğuk Savaş, BM ve BM Güvenlik Konseyi'nin başlangıçta öngörülen rollerini yerine getirmesini engelledi. Devletler arasındaki ilişkilerin ideolojilerden arındırılması, bu yeni işbirliğinin sağlayabileceği yararları arasında gösteriliyordu. Gorbaçov aynı zamanda, ekonomi bloklarının sona ermesi için yalnızca tek bir dünya ekonomisinin var olmasını öngörüyordu. Hatta, Sovyetler Birliği'nin Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı (AGİT) ve Uluslararası Adalet Divanı gibi önemli uluslararası kuruluşlara girmesini savunuyordu. Birleşmiş Milletler Barış Gücü'nün barışı koruma rolünün canlandırılması ve süper güçlerin işbirliği yaparak bölgesel çatışmaların çözümünü sağlayabileceği, Gorbaçov'un işbirliği anlayışında kilit önem taşıyan iki ana konu idi.[4]

12 Haziran 1989'da Gorbaçov Bonn'a geldi ve Almanya şansölyesi Helmut Kohl ve Cumhurbaşkanı Richard von Weizsäcker ile özel görüşmeler gerçekleştirdi. Ertesi gün Kohl ve Gorbaçov, ulusal kendi kaderini tayin hakkını, nükleer ve konvansiyonel güçlerin karşılıklı olarak azaltılmasını ve Kanada ile ABD'nin de rol aldığı "Ortak Avrupa Evi" kavramını destekleyen ortak bir deklarasyon imzaladılar. Ayrıca Gorbaçov, Charles de Gaulle'nin "Avrupa, Atlas Okyanusu'ndan Urallar'a" coğrafi tanımını gündeme getirerek, Sovyetler Birliği varlığını yaşatmaya çalışıyordu.[5]

6 Temmuz 1989'da Strazburg'daki Avrupa Konseyi toplantısı öncesinde konuşan Gorbaçov, şunları söyledi: "Ortak Avrupa Evi" kavramının felsefesi, silahlı çatışma olasılığını, ittifaklara karşı, kuvvet kullanma tehdidinin kullanılması olasılığını, nerede olursa olsun ittifakları ortadan kaldırıyor. Bu felsefe, caydırıcılık doktrininin yerini almalıdır. Bu yalnızca sözler üzerine yapılan bir oyun değildir, Avrupa gelişiminin mantığı olarak hayatın kendisi Ortak Avrupa Evi'ni gerektirir.[6][7]

29 Kasım 1989'da Gorbaçov, yaklaşan Malta zirvesi öncesinde ABD Başkanı George H. W. Bush ile İtalya'da buluştu. Ertesi gün, Roma belediye salonunda yaptığı konuşmada, "Ortak Avrupa Evi" kavramının hatlarını çizerken, egemenlik anlamında ve ekonomik açıdan bağımsız ulusların birlikteliğini savundu. Ardından 1990 yılında (ileriki yıllarda Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı'nı oluşturacak olan) bir Avrupa Güvenlik ve İşbirliği komisyonu toplantısı yapılmasını önerdi. Ertesi gün Vatikan'da Papa II. Jean Paul ile de görüştü.[5]

Sonrasında gelen yorumlar

O dönemde Robert D. Hormats gibi analistlerin görüşüne göre, yükselmekte olan (o dönemdeki adıyla) Avrupa Ekonomik Topluluğu ülkeleri "ahlakî, siyasî, sosyal ve ekonomik güçleri" nedeniyle Ortak Avrupa Evi projesinde öncelikli rol almak için kendilerini konumlandırıyorlardı.[8] Bu açıdan Ortak Avrupa Evi kavramı, Avrupa Ekonomik Topluluğu'nun (AET) Avrupa Birliği'ne (AB) evrilmesinin ikincil katalizörlerinden biri kabul edilir.

Berlin Duvarı’nın yıkılmasının 25’inci yıl dönümünde düzenlenen etkinliklere katılan Gorbaçov “Dünya yeni bir Soğuk Savaş’ın eğişinde” uyarısında bulundu. Sovyetler Birliği lideri Mihail Gorbaçov, 1989 yılında Strazburg’da deklare ettiği “Ortak Avrupa Evi” projesini yeniden gündeme getirdi. Berlin Duvarının yıkılışının 25. yıldönümü etkinliklerinde konuşan Gorbaçov, “Ortak Avrupa Evi inşa etme fikrini yeniden canlandırmamız gerek. Hane içinde de sorunlar olur ama en nihayetinde ev, bir savaş sahnesi değildir” dedi. Gorbaçov'un bu siyasal projesi, Atlantik'ten, Urallar'a kadar bütünleşmiş ve barış içinde yaşayan bir Avrupa'yı hedefliyordu.[9]

Gorbaçov, Glasnost ve Perestroyka ile birlikte Ortak Avrupa Evi kavram ve projeleriyle hatırlanmaktadır. Bu projeler, Yeltsin ve ondan sonra gelen Putin ve Medvedev tarafından sürdürülmediler. Dönemin Sovyetler Birliği Dışişleri Bakanı olan ve sonraki yılların Gürcistan Cumhurbaşkanı Eduard Şevardnadze ise Gorbaçov'un hayali kavramlarla imparatorluğu yıktığını söylemiştir.[10]

Kaynakça

  1. ^ "Uluslararası İlişkiler Sözlüğü". Uluslararası İlişkiler Araştırma ve Tartışma Platformu (uiportal.net). 13 Ekim 2017 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 13 Ekim 2017. 
  2. ^ Malcolm, Neil (1989). "The 'Common European Home' and Soviet European Policy". International Affairs (İngilizce). Cilt 4. ss. 65, 662. 
  3. ^ Schmidt-Häuer, Christian. Gorbachev: The Path to Power (İngilizce). Londra: I.B. Tauris. s. 144. 
  4. ^ "Soviets 'in arms strategy shift'". The Guardian (İngilizce). 24 Kasım 1988. 
  5. ^ a b "Chronology 1989; East-West Relations". Foreign Affairs (İngilizce), 1989-1990 Sonbahar. s. 230. 
  6. ^ Hoagland, Jim. "Europe's Destiny". Foreign Affairs (İngilizce), 1989/1990. 
  7. ^ "Address given by Mikhail Gorbachev to the Council of Europe" (İngilizce). European NAvigator. 6 Temmuz 1989. 27 Eylül 2007 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 11 Şubat 2007. 
  8. ^ Hormats, Robert D. "Redefining Europe and the Atlantic Link". Foreign Affairs (İngilizce), Sonbahar 1989. 
  9. ^ Kanbolat, Hasan (10 Kasım 2014). "Dünya, yeni bir Soğuk Savaş'ın eşiğinde mi?". rsfmradio.com. Rusya'nın Sesi Radyosu. 14 Ekim 2017 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 13 Ekim 2017. 
  10. ^ "Ortak Evimiz Avrupa". Milli Gazete. 16 Ekim 2010. 14 Ekim 2017 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 13 Ekim 2017. 

İlgili Araştırma Makaleleri

AEGEE,, Avrupa Öğrencileri Forumu, Avrupa'nın en büyük öğrenci organizasyonlarından biridir. Adını demokrasinin doğum yerlerinden biri olan Ege Denizi'nden ve Fransız Devrimi'nin şafağında kurulan ilk parlamentodan, "Etats Généraux"dan alır.

<span class="mw-page-title-main">Mihail Gorbaçov</span> 1985ten 1991e kadarki Sovyetler Birliği lideri

Mihail Sergeyeviç Gorbaçov, 1985'ten 1991'de ülkenin dağılmasına kadar Sovyetler Birliği'nin son lideri olarak görev yapan Rus siyasetçidir. 1985'ten itibaren Sovyetler Birliği Komünist Partisi Genel Sekreteri ve ayrıca 1988'den itibaren devlet başkanı, 1988'den 1989'a kadar Yüksek Sovyet Prezidyumu Başkanı, 1989'dan 1990'a kadar Yüksek Sovyet Başkanı ve 1990'dan 1991'e kadar Sovyetler Birliği'nin tek devlet başkanı olarak görev yaptı. İdeolojik olarak Gorbaçov, başlangıçta Marksizm-Leninizm'e bağlıydı ancak 1990'ların başında sosyal demokrasiye yöneldi.

Uluslararası ilişkiler, siyaset biliminin bir dalıdır ve "uluslararası sistem" içindeki aktörlerin, özellikle de uluslararası ilişkilerin temel aktörü olarak kabul edilen devletlerin, diğer devletlerle, uluslararası/bölgesel/hükûmetler arası örgütler, çok uluslu şirketler, uluslararası normlar ve uluslararası toplumla olan ilişkilerini inceleyen disiplinlerarası bir disiplindir.

<span class="mw-page-title-main">Yumuşama (uluslararası politika)</span> uluslararası ilişkilerde ilişkilerin yumuşama durumu

Yumuşama, özellikle siyasi ilişkilerin sözlü iletişim yoluyla gerilimlerin azaltılması anlamına gelen bir diplomasi terimidir. Bu terim, 1912 yılında Fransa ve Almanya'nın gerilimleri azaltmaya yönelik başarısız girişimleriyle ortaya çıkmıştır.

<span class="mw-page-title-main">Soğuk Savaş</span> 1947–1991 yılları arasında Batı Bloku ve Doğu Bloku arasında geçen jeopolitik gerginlik süreci

Soğuk Savaş, iki Süper güç olan ABD önderliğinde Batı Bloku ile Sovyetler Birliği'nin önderliğinde Doğu Bloku ülkeleri arasında Truman Doktrini'nin ilanından (1947) SSCB'nin dağılmasına (1991) kadar devam ettiği kabul edilen uluslararası siyasi ve askeri gerginlik. Soğuk Savaş dönemi, Amerika liderliğinde batı dünyası ile Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği'nin önderliğindeki komünist blok arasındaki dünya üzerinde geniş bir nüfusu etki etmesine verilen isimdir. Soğuk Savaş döneminde NATO, "Batı İttifakı" olarak da biliniyordu. Batı Bloku, NATO üyesi ülkeler ile NATO üyesi olmayan ancak ABD ile müttefik olan kapitalist ve antikomünist ülkelerden, Doğu Bloku ise Varşova Paktı'na üye olan komünist ve bu pakta üye olmayan diğer komünist ülkelerden oluşuyordu. Bu iki karşıt blokun yanı sıra hiçbir bloku desteklemeyen Bağlantısızlar Hareketi isimli üçüncü bir blok daha vardı. Çin ve Yugoslavya hem Doğu Bloku ülkeleri, hem de Bağlantısızlar Hareketi ülkeleriydi. Bu iki komünist ülkenin her iki blokta da olmasının nedeni Sovyetler Birliği ile olan görüş farklılıklarıydı.

<span class="mw-page-title-main">1989 Devrimleri</span>

1989 Devrimleri, Doğu Bloku ve dünyanın diğer bölgelerindeki Marksist-Leninist hükümetlerin çoğunun çökmesiyle sonuçlanan liberal demokrasi hareketlerinin devrimci bir dalgasıydı. Bazen bu devrimci dalgaya Milletlerin Düşüşü veya Milletlerin Sonbaharı da denir. Bu dalga dünyanın en büyük Marksist-Leninist devleti olan Sovyetler Birliği'nin nihai olarak dağılmasına ve dünyanın birçok yerinde bazıları şiddet yoluyla devrilen komünist rejimlerin terk edilmesine katkıda bulundu. Olaylar, özellikle de Sovyetler Birliği'nin çöküşü, dünyanın güç dengesini büyük ölçüde değiştirerek Soğuk Savaş'ın sona ermesine ve Soğuk Savaş sonrası dönemin başlangıcına işaret etti.

Brejnev Doktrini, Soğuk Savaş dönemi sırasında Sovyetler Birliğinin dış politikasını belirleyen bir doktrindir.

<span class="mw-page-title-main">Sovyetler Birliği Komünist Partisi</span> Sovyetler Birliğini yöneten parti

Sovyetler Birliği Komünist Partisi, Rusya Sosyal Demokrat İşçi Partisi'nin Bolşevik kanadınca kurulan ve 1917 Büyük Ekim Sosyalist Devrimi'nden sonra 1991 yılına dek Sovyetler Birliği'ni yöneten parti. Rusya Sosyal Demokrat İşçi Partisi olarak iktidara gelen parti 1918 yılında Komünist Parti adını aldı.

<span class="mw-page-title-main">Lavrenti Beriya</span>

Lavrenti Beriya, Sovyet politikacı, Sovyet Güvenlik Sekreteri ve Sovyet Gizli Polisi şefi.

<span class="mw-page-title-main">Sovyetler Birliği liderleri listesi</span> Vikimedya liste maddesi

Sovyetler Birliği'nin yaklaşık yetmiş yıllık tarihinin hiçbir döneminde ülkenin resmî bir lideri olmadı ve devlet başkanı de facto olarak yöneticilik yaptı, çünkü ülkedeki siyasi sistemi oluşturan iktidar tüm sovyetler arasında paylaştırılmıştı. Buna karşın her dönem pratikte üst düzey liderler bulunmaktaydı ve bu liderlerin genellikle Halk Komiserleri Konseyi Başkanlığı ya da Sovyetler Birliği Komünist Partisi Genel Sekreterliği makamları vasıtasıyla sorumlukları ve yetkileri bulunurdu. Devletin kuruluşunda Sovyetler Birliği Komünist Partisi (SBKP) öncü parti ilkesine uygun olarak devletin ana yönetim organı olarak konumlandı ve bu durum Sovyet Anayasası 6. maddesi ile anayasal olarak koruma altına alındı. Böylelikle SBKP toplumunda öncü rolü oynayan parti olarak tek parti yönetimi ile devlet yönetiminde söz sahibi oldu.

Barış içinde bir arada yaşama, Soğuk Savaş döneminde Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği tarafından geliştirilmiş teoridir. Buna göre nükleer silahlara sahip Sovyetler Birliği ve sosyalist ülkeler ile kapitalist devletler bir arada barışçıl bir şekilde varlıklarını devam ettirebilirler. Bu teori sosyalizm ile kapitalizmin uzlaşmaz çelişki içinde olduklarından bir arada yaşayamayacaklarını söyleyen marksizmin genel söylemiyle çelişmektedir. Teori Sovyetler Birliği ve Varşova Paktı ülkeleri tarafından ABD ve NATO örgütüne üye ülkeleriyle olan ilişkilerinde bir dönem hakim olmuştur.

<span class="mw-page-title-main">Azerbaycan'ın dış ilişkileri</span> Vikimedya liste maddesi

Azerbaycan'ın uluslararası politikaları ve ilişkileri, Azerbaycan'ın diğer devletler, fikir akımları ve uluslararası teşkilatlarla olan ilişkilerinin tamamına verilen addır. Azerbaycan Devleti dış ilişkilerde Azerbaycan Cumhuriyeti'nin taraf olduğu ve kabul ettiği uluslararası yasal düzenlemelere bağlıdır.

<span class="mw-page-title-main">Moğolistan-Rusya ilişkileri</span> Moğolistan ve Rusya Arasındaki Diplomatik İlişkiler

Moğolistan-Rusya ilişkileri Sovyetler Birliği'nin Moğol Halk Cumhuriyeti'ni desteklediği komünizm döneminden beri güçlüdür. Komünizm sonrasında da kardeş ülke olarak kalmışlardır. Rusya'nın iki başkonsolos generali ve Ulan Batar'da bir büyükelçiliği bulunur. Moğolistan'ın ise Moskova'da bir başkonsolosluğu, üç başkonsolos generali ve Yekaterinburg'da elçiliği vardır. İki ülkede Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı'nın tam üyesidir.

<span class="mw-page-title-main">Sovyetler Birliği Halk Vekilleri Kongresi</span>

Sovyetler Birliği Halk Vekilleri Kongresi, 1989'dan 1991'e kadar Sovyetler Birliği'de devlet otoritesinin en üst hukuksal organıydı. Bu kurum Mihail Gorbaçov'un perestroyka reformları kapsamında oluşturuldu. yaratıldı ve Gorbaçov'un imzaladığı ilk anayasal değişiklikle birlikte yürürlüğe girdi.

<span class="mw-page-title-main">Sovyetler Birliği Devlet Konseyi</span>

Sovyetler Sosyalist Cumhuriyetler Birliği Devlet Konseyi veya kısaltmayla SSCB Devlet Konseyi (Rusça: Государственный Совет СССР veya Devlet Sovyeti, Sovyetler Birliği'nde Ağustos 1991 Sovyetler Birliği darbe girişimi sonrası 5 Eylül 1991'de kurulan devlet sovyeti. Konseyin üyeleri Sovyetler Birliği Devlet Başkanı Mihail Gorbaçov ile birlikte tüm Sovyet cumhuriyetlerinin en üst düzey yetkilileri idi. Darbe girişimi sonrasında o dönemki yasalara göre devlet başkanı Gorbaçov'un yerini alacak Başkan Yardımlığı kurumu lağvedildi. Konsey Halk Komiserleri Konseyi Başkanı'nı seçme yetkisine sahipti.

<span class="mw-page-title-main">Durgunluk Dönemi</span>

Durgunluk Dönemi veya Brejnev Durgunluğu, Sovyetler Birliği'nde Leonid Brejnev (1964–1982), Yuri Andropov (1982–1984) ve Konstantin Çernenko (1984–1985) dönemini kapsayan ekonomik, politik ve sosyal anlamdaki genel durgunluğu ifade eden terim.

<span class="mw-page-title-main">Türkiye-Türkmenistan ilişkileri</span>

Türkiye-Türkmenistan ilişkileri, Türkiye ve Türkmenistan arasındaki dış ilişkilerdir. Türkiye, Sovyetler Birliği'nin dağılması neticesinde kurulan yeni bağımsız ülkede büyükelçilik açan ilk ülke olarak Türkmenistan'ın bağımsızlığını tanıyan dünyanın ilk ülkesi oldu. Türkmenistan'ın, Ankara'da bir büyükelçisi ve İstanbul'da bir başkonsolosu var. Her iki ülke de Ekonomik İşbirliği Teşkilatı, İslam İşbirliği Teşkilatı, Uluslararası Türk Kültürü Teşkilatı ve Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı'nın tam üyesidir. İki ülke yakın kültürel bağlantıları paylaşıyor. Türkiye, Türkmen pasaportu sahiplerinin vizesiz ziyaret edebileceği 47 ülkeden biridir.

Leonid Brejnev'in etkisi, 1964-1982 yılları arasında Sovyetler Birliği Komünist Partisi genel sekreteri görevi yapan ve iki kere Yüksek Sovyet Prezidyumu Başkanı olan Leonid Brejnev'in Sovyetler Birliği ve Rusya Federasyonu'ndaki etkileridir. 1964-1982 yılları arasında yüksek politik mevkilerde görev yapan Brejnev uluslararası ilişkilerdeki rolü ve savunma politikalarındaki yöntemleri ile Sovyetler Birliği'ni bir süper güç olarak dünya siyasetinde güçlü bir aktör hâline getirdi.

<span class="mw-page-title-main">Yeni Politik Düşünce</span>

Yeni Politik Düşünce veya sadece Yeni Düşünce,, Mihail Gorbaçov'un Sovyetler Birliği reformlarının bir parçası olarak ortaya koyduğu doktrin. Bu fikrin başlıca unsurları uluslararası politikada ideolojik hareket etmeme, sınıf mücadelesi kavramını terk etme, herhangi bir sınıfın çıkarları yerine evrensel olarak insanlığın menfaatlerinin önceliği, dünya dayanışmasını artırmak ve askeri yollardan ziyade siyasete dayalı karşılıklı güven oluşturmaktı. Gorbaçov Sovyetler Birliği'nin dış politikasını bu ilkelere göre dizayn etti.

<span class="mw-page-title-main">Reaganizm</span>

Reaganizm ya da Reagancılık, Amerika Birleşik Devletleri'nin 40. başkanı Ronald Reagan'ın görüşlerini savunan siyasi akımdır. Temel dış politikası, askerî güçte Sovyetler Birliği'ne eşit olmak ve onu geçmek ve "ulusal güç" olarak adlandırdığı yola koymaktı. 1985 yılında Sovyet lider Mihail Gorbaçov ile yakın işbirliği yapmaya başladı ve büyük ölçekli silahsızlanma projelerini müzakere etti. Soğuk Savaş, Sovyetler'in, Reagan'ın Beyaz Saray'da Reagan'ın politikalarını takip eden başkan yardımcısı George H. W. Bush tarafından değiştirilmesinden dokuz ay sonra Ekim 1989'da neredeyse bir gecede Doğu Avrupa'nın kontrolü kaybetmesiyle birlikte ortadan kalktı ve aniden sona erdi. Sovyetler Birliği 1991'de dağıldı. Reagan doktrini açısından Afganistan, Nikaragua ve birçok ülkede anti-komünist isyanlara askeri, mali ve diplomatik desteği teşvik etti. Çoğunlukla Sovyetler Birliği çöktüğünde yerel komünist güç çöktü.