
Burun, anatomik olarak hayvan ve insan yüzü üzerinde alınla üst dudak arasında bulunan, dışa çıkıntılı, iki delikli koklama ve solunum organıdır. İnsan burnu ve hayvan burnu arasında birçok anatomik farklar bulunur.

Balıklar poikloterm olan, neredeyse sadece suda yaşayan ve solungaçları ile solunum yapan, soğuk kanlı, yürekleri çift gözlü, çoğunun vücudu pullu, genellikle yumurta ile üreyen omurgalı hayvanlardır. Bazı türler canlı doğurarak ürer. Mesela tatlı su balıklarından Lepistes'in yumurtaları anne karnında çatlar ve canlı doğum gerçekleşir. Çiklitgillerde ise kuluçka süresi dişinin ağzında gerçekleşir. Ağzında yumurtaları çeviren, mantarlaşmasını engelleyen dişi yumurtalar çatlayana hatta yavrular serbestçe yüzmeye başlayana kadar onları ağzındaki kesesinde korur. Balıklar su yaşamındaki en önemli varlıklardan bir tanesidir. Nehir, göl, akarsu, okyanus ve denizlerde bulunmaktadır.

Vagus siniri veya nervus vagus onuncu kranial (kafa) siniridir. Çeşitli özelliklerde getiren (afferent) ve götüren (efferent) lifler içerir. Kafatasından çıktıktan sonra dil kökü, farinks (yutak), larinks (gırtlak), trakea, özefagus, kalp ve akciğer gibi torasik organlar, mide, karaciğer, bağırsaklar gibi abdominal organlara dallar verir. Efferent lifleri parasempatik etki gösterir. Yani genellikle sindirim sistemini hızlandırırken diğer sistemleri yavaşlatır. Kesilmesi veya lezyonunda (hasarında), kesinin veya lezyonun olduğu yere göre ses kısıklığı, nefes darlığı, yutma güçlüğü, öğürme refleksi kayıbı, kalp ritminde yavaşlama (bradikardi) ve düzensizleşme, solunum yolunu kontrol eden kasların felci ile ölüm görülür.
Yutak veya farinks, sindirim kanalının, ağız ve burun boşluğunun arkasında yer alan bölümüdür.

Omurilik soğanı veya medulla oblongata, ya da basitçe medulla beyin sapının ayrılmaz bir parçasıdır. Beyin sapının alt segmenti olarak konumlanmış olup, beyinciğin önünde ve biraz altında yer alır. Koni şeklindeki bu nöron kümesi, çeşitli otonom (istemsiz) bedensel işlevler için çok önemlidir. Bunlar kusma, hapşırma ve daha fazlası gibi refleks eylemleri içerir.

Nazofarenks, farenksin en üst kısmıdır. Kafatasının en üst kısmından başlayıp, damağın üst üst yüzeyine kadar uzanır. Nazofarenks sürekli açık olması, farenksin oralve laringeal bölgerdern ayıran en büyük özelliktir.

Sternohyoid kas, hyoid kemiği sternuma bağlayan ince, dar bir kastır. İnfrahyoid kaslar grubuna dahildir. Kas claviculanın iç tarafının arka sınırından, arka sternoclavicular ligamentten ve manubrium sterninin üst arkasından başlar. Yukarı gider ve hyoid kemiğin gövdesinin alt sınırında kısa tendinöz liflerle sonlanır. Ansa cervcalis tarafından innerve edilir.

Masseter kası, insan ve memeli hayvanların anatomisinde çiğneme kaslarından biridir. Sadece memelilerde bulunan kas, bitkisel maddelerinin çiğnenmesini kolaylaştırmak için otoburlarda özellikle güçlüdür. Ayrıca en belirgin, yüzeysel ve güçlü çiğneme kasını oluşturur.

Stylohyoid kas ince bir kastır, digastrik kasın arka karnının ön (anterior) ve üstünde (superior) yer alır. Yine bu kas ile fasiyal sinir innervasyonunu paylaşır. Dil kemiğini geriye çekerek dili yükseltme fonksiyonu vardır. Başlangıcı temporal kemikteki styloid çıkıntıdır. Hyoidin gövdesine tutunur..

Suprahyoid kaslar boyunda hyoid kemiğin üzerinde bulunan dört kastır. Bunlar digastrik, stylohyoid, geniohyoid ve mylohyoid kaslardır. Geniohyoid kas hariç, hepsi faringeal kaslardır. Digastrik kas adını özel olarak iki karna sahip olmasından alır. Arka karnı insan kafatasının mastoid çıkıntısından başlar ve aşağı ve ileri doğru ilerler. Ön karın mandibular gövdenin iç yüzeyindeki digastrik fossadan başlar ve aşağı ve geriye doğru ilerler. İki karın ara tendonda birleşir. Ara tendon hyoid kemiğe bağlı olan bir bağ dokudan geçer. Mylohyoid kaslar dilin altında sapan şeklinde bulunup, ağzın tabanına destek veren, ince ve düz kaslardır. Geniohyoid kaslar orta hatta birbirine temas eden kısa ve dar kaslardır. Stylohyoid kaslar ise digastrik kasın alt karnıyla neredeyse paralel olan uzun, ince kaslardır.

Faringeal kaslar, oral kavitenin arkasında bulunan pharynxi (yutak) oluşturan, pharynxin lümeninin şeklini belirleyen ve ses özelliklerini etkileyen bir grup kastır.

Milohiyoid kas, mandibuladan hiyoid kemiğe uzanan, ağız boşluğunun tabanını oluşturan eşli bir kastır. İsmini, azı dişlerine (molar) yakın olan iki tutunma yerinden alır. Bu kasların embriyolojik orijini mezodermaldir. Milohiyoid kas birinci faringeal arktan gelişir.

Sternothyroid kas veya sternothyroideus, boyunda bulunan bir iskelet kasıdır. Üstünde yer alan sternohyoid kastan daha kısa ve geniştir.

Nucleus ambiguus, beyin sapında retükler formasyonun içerisine yerleşen, büyük motor nöronlardan oluşan ve Jacob Clarke tarafından tanımlanmış bir çekirdektir. Nucleus ambiguusu yumuşak damağın düz kaslarını, farinksi, yutma ve konuşma esnasında kullanılan kasları kontrol edenler motor sinirlerin gövdeleri oluşturur. Kalbe giden parasempatik postglionik nöronların bağlantı kurduğu parasempatik pre-ganglionik sinirler de burada bulunur.

Glossofaringeal sinir 9. kranial sinirdir. Afferent duyu ve efferent motor nöronlar içeren karma bir sinirdir. üst medulla oblangatadan, vagus sinirinin hemen önünden çıkar. Glossofaringeal sinirin motor dalları embriyonik dönemdeki medulla oblangatanın tabanından, duyu dalları ise kranial nöral katlantıdan köken alır.

Aksesuar sinir, sternocleidomastoid ve trapezius kaslarını uyaran sinir. Kraniyal sinirler içerisinde 11. kranial sinir olarak tanımlanır. Sternocleidomastoid (SCM) kası kafanın karşı ve aşağı doğru döndürülmesini sağlarken, trapezius kası ise omuz ve skapula hareketlerinden sorumludur.

Superior sagittal sinüs beynin orta kısmında, falks serebrinin üst kısmında, duranın iki yaprağı arasında kalan, median fissür boyunca uzanan en büyük toplar damarlardan biridir. Beyin yüzeyinden aldığı venöz kanın ve beyin omurilik sıvısının sistemik dolaşıma geçmesini sağlar.

Faringeal (farengeal) arklar ya da Brankiyal arklar, baş-boyun gelişmesindeki başlangıç noktalarıdır. Baş-boyun oluşmasında birincil etkinliği olan faringeal arklar, intrauterin yaşamın 4. haftasında, nöral krest hücrelerinin bölgeye göçüyle birlikte birlikte belirmeye başlar. Kafa tabanı ve boyun bölgesi 7.haftada şekillenir. Embriyonun kafa bölgesindeki mezenkimal doku, birbirlerinden yarıklarla ayrılmış olan arklar (tümsekler) oluşur. Mezodermden oluşan arkların iç yüzlerinde endoderm, dış yüzlerindeyse ektorderm bulunur. Nöral krest hücrelerinin proliferasyonu ve mezodermal hücrelerin yoğunlaşmasıyla, her arkın ortasında kıkırdak dokusu oluşur. Tümsek niteliğindeki oluşumlara faringeal ark, bunları birbirinden ayıran dış yüzdeki çöküntülere ise faringeal yarık adı verilir. İç yüze bakıldığında, faringeal arkları birbirlerinden ayıran oluşumların farinksin yan duvarlarında beliren keseler olduğu görülür. İlk evrede 6 ark vardır. Beşinci ark ortaya çıkısından kısa bir süre sonra involüsyon geçirerek silinir. Her arkta, o arka özgü biri motor, öteki sensitif iki sinir dalı, arter-ven ikilisi, kıkırdak dokusu ve kas bileşenleri vardır. Bu bileşenlere, yüz dokuları, dil, dudaklar, çeneler, damak, farinks, salgı bezleri ve bu bölgeleri innerve eden sinirler de katılır. Çene-yüz (maksillofasiyal) malformasyonların büyük bir bölümü 1. ve 2. faringeal arklardaki sapmalardan kaynaklanır.
Lateral lemniscus, koklear çekirdekten çeşitli beyin sapı çekirdeklerine ve nihayetinde orta beynin karşı taraftaki inferior kollikulüsüne ses hakkında bilgi taşıyan beyin sapında bulunan bir akson yoludur. Üç farklı, esas olarak inhibe edici hücresel grup, bu liflerin arasına serpiştirilmiştir ve bu sebeple, lateral lemniscus'un çekirdekleri olarak adlandırılır.
Kordalıların evrimi, Kambriyen dönemde erken ikincil ağızlılardan başlamış bir süreçtir. Pek çok bilim insanı, kordalıların 590 milyon yıl önce ortaya çıktığını iddia ediyor. Bu tür ilk temsilciler yumuşak gövdeliydi ve bu nedenle zayıf bir fosil kaydı bıraktı. Bilinen en eski kordalı fosillerin, yaklaşık 530 milyon yıl öncesine tarihlenir, bunlar Myllokunmingia, Haikouichthys ve Zhongjianichthys gibi, Myllokunmingiidae familyasına atanmış çenesiz balıklardır. Yunnanozoon lividum ve Haikouella gibi yaşlı hayvanların kordalı olarak kabul edilip edilmemesi gerektiği konusunda anlaşmazlık var. Kapsamlı bir omurgalı fosil kaydı ise yaklaşık 400 milyon yıl önce (Devoniyen) başlar.