C, c, ISO temel Latin alfabesi ve Türk alfabesinin üçüncü harfidir. İngilizce söylenişi şeklindedir. Türkçedeki söylenişi [d͡ʒ] şeklindedir.
İngilizce (
Klasisizm, Antik Yunan ve Roma sanatını temel alan tarihselci yaklaşım ve estetik tutumdur. "1660 ekolü" olarak da bilinir.
Farsça ya da Persçe, Hint-Avrupa dillerinin İran dilleri koluna ait bir batı İran dilidir. Başta İran olmak üzere, kuzeyde Rusya ve Azerbaycan, doğuda Afganistan ve Tacikistan, Orta Asya'da Özbekistan ve Basra Körfezi üzerinde Kuveyt ve Irak gibi ülkelerde 100 milyonun üzerinde kişi tarafından konuşulmaktadır. Antik Pers halkının konuştuğu dilden türemiştir.
Etimoloji veya kökenbilim, sözcüklerin köklerini, hangi dile ait olduklarını, ne zaman ortaya çıktıklarını, ilk olarak hangi kaynakta kayıt altına alındıklarını, ses ve anlam bakımından geçirdikleri dönüşümleri inceleyen bilim dalıdır.
Divan edebiyatı, Türk kültürüne has süslü ve sanatlı bir edebiyat türüdür. Bu edebiyata genellikle "divan edebiyatı" adı uygun görülmekte olup bunun en büyük nedenlerinden birisinin şairlerin manzumelerinin toplandığı kitaplara "divan" denilmesi olduğu kabul edilmektedir. Öte yandan, divan edebiyatı gibi tabirlerin modern araştırmacılar tarafından geliştirildiğini ve halk-tekke-divan edebiyatları arasındaki ayrımların bazen oldukça muğlak olduğu ve bu edebiyatlar arasında ciddi etkileşimlerin de bulunduğu vurgulanmalıdır.
İngilizce edebiyat, İngilizce olarak icra edilen edebiyat türüdür. Bu alanda eser veren sanatçıların ille de İngiliz olması gerekmez. Polonyalı Joseph Conrad, İskoç Robert Burns, İrlandalı James Joyce, Galli Dylan Thomas, Amerikalı Edgar Allan Poe, Hint Salman Rushdie, Karayipli V.S Naipaul İngilizce olarak birçok edebi eser vermişlerdir. Diğer bir deyişle, İngilizce Edebiyat dünyada konuşulan İngilizcenin çeşitli varyasyonları ve lehçeleri gibidir. Akademik alanda, İngilizce Edebiyat, İngilizce üzerinde çalışan bazı bölümlere, ikincil ve üçüncül eğitim sistemlerine ad olabilmektedir. İngiliz Edebiyatı'ndaki çok sayıda yazar çeşitliliğine rağmen, William Shakespeare'in eserleri, İngilizce konuşan dünya genelinde en önemli noktada yer almaktadır.
Fince (
Lehçe ya da diyalekt, bir dilin belli bir coğrafî bölgedeki insanlar tarafından konuşulan çeşididir. Lehçe sözcüğü Türkçeye Arapçadan geçmiştir. Lehçe anlamında bazı sözlüklerde diyelek ve ağgan sözcükleri de bulunmaktadır.
İzlandaca, Cermen dillerinden biri ve İzlanda'nın resmî dilidir. İzlandacaya en yakın diller, Faroe Adaları'nda konuşulan Faroe dili ile Sognamål gibi Batı Norveç lehçeleridir. İzlanda, anakaraya uzak bir ada devleti olmasından dolayı, diğer ülkelerle arasında kayda değer oranda kültür alışverişi gerçekleşmemiş, bunun sonucunda dile çok az yabancı sözcük girmiştir. İzlanda'nın konumu Amerika'ya daha yakın olmasına rağmen, İzlandaca bir İskandinav dilidir.
Eski İngilizce şu anki İngiltere olan bölgenin belli bölümlerinde ve Güney İskoçya'da 5. yüzyılın ortalarından 12. yüzyılın ortalarına kadar konuşulmuş İngilizcenin eski şeklidir. Bu dil, Batı Cermen dillerinden birisiydi ve bu yüzden de Eski Frizce ve Eski Saksoncayla yakından ilgilidir. Ayrıca dil, Kuzey Cermen dil grubundan Eski Norsçanın da büyük etkisi altında kalmıştır.
Britanya edebiyatı, Birleşik Krallık, Man Adası ve Kanal Adaları'nın edebiyatıdır. Bu edebiyat başlıca İngilizce yazılmış olmakla beraber Galce, İskoçça, İrlandaca ve diğer dillerin de edebiyatlarını da kapsar.
Eski Nors dili, Vikingler döneminde, yaklaşık 1300'lere kadar, İskandinavya'da ve Vikinglerin kontrol ettiği deniz aşırı yerleşim birimlerinde konuşulmuş Kuzey Cermen dili. 8. yüzyılda kullanılan Proto Norsçadan türemiştir. Bu dönemlerden kalan belgelerin çoğu, Orta Çağ İzlandacasına ait olduğundan dilin kabul edilen standart hali Eski Batı Nors dili olarak geçen lehçedir. Bu lehçe Eski İzlandaca ve Eski Norveççeyi içerir. Fakat Eski Nors dilini konuşanların çoğu aslında Danimarka ve İsveç yerleşimlerinde konuşulan Eski Doğu Nors dili lehçesini kullanmaktaydılar.
Normanlar, MS 912 yılından itibaren Normandiya'ya yerleşen Frenk ve İskandinav karışımı halk. Normanların soyundan gelen modern halk hâlen Fransa'nın Normandiya bölgesinde yaşamaktadır.
Eski Anadolu Türkçesi veya Eski Türkiye Türkçesi, 13. yüzyılın başlarında oluşup sonrasında Anadolu ve Rumeli'de kullanılan Oğuz Türkçesi temelindeki ölü dildir. Batı Türkçesinin ilk dönemini teşkil eden Eski Anadolu Türkçesine Batı Türkçesinin bir oluş, bir kuruluş devresi olarak bakılmaktadır. Batı Türkçesini Eski Türkçeye bağlayan birçok bağlar bu devrede henüz kendisini iyice hissettirmektedir. Bu devreden sonraki Türkçede görülen birçok yeni şekiller bu devrede henüz Eski Türkçedeki eski şekillerinin izlerini taşımaktadırlar.
Orderic Vitalis, İngiliz Benedikten keşişi ve tarihçi. 11 ve 12. yüzyıl Normandiya ve Anglo-Norman İngiltere hakkında önde gelen tarih yazıcılarındandır.
Llanito veya Yanito İngilizceden ve Ligurian gibi diğer dillerden sözcüklerle yoğun bir şekilde bağlanmış bir Endülüs İspanyolcası biçimidir; Britanya Denizaşırı Toprağı olan Cebelitarık'ta konuşulmaktadır. Yaygın olarak Endülüs İspanyolcası ile İngiliz İngilizcesi arasındaki büyük miktarda dil değişimi ve diğer Akdeniz dilleri ile lehçelerinden İngilizcelerin ve alıntıların kullanılmasıyla belirginleşir.
Dil değişimi dilin özelliklerinde zaman içerisinde meydana gelen değişimlerdir. Tarihsel dilbilim, toplumdilbilim ve evrimsel dilbilim gibi dilbilimin birçok alt alanında çalışılmaktadır. Tarihsel dilbilimin geleneksel teorileri üç ana tür değişimi saptamaktadır: sesbirimlerin telafuzundaki sistematik değişim veya sessel değişim; Başka bir dil veya lehçenin etkisi sonucu bir dilin özelliklerinin değişmesine neden olan alıntılama ve bir kelimenin dilbilgisel tutumunun başka bir kelimeninkine benzeyecek şekilde değişmesi olan analojik değişim.
Eski İngiliz edebiyatı, 7. yüzyıldan, genellikle Anglosakson İngilteresi olarak adlandırılan bir dönem olan 1066'daki Norman Fethi'nden sonraki on yıllara kadar, erken Orta Çağ İngilteresi'nde Eski İngilizce ile yazılan şiir ve düzyazıyı ifade eder. 7. yüzyıldan kalma Cædmon's Hymn adlı eser, Bede'nin metninin 8. yüzyıldan kalma bir kopyası olan İngiliz Halkının Kilise Tarihi eserinde göründüğü gibi, genellikle İngilizce'de hayatta kalan en eski şiir olarak kabul edilir. 12. yüzyılın ortalarında yazılan şiir, Eski İngilizcenin Norman sonrası en son örneklerinden bazılarını temsil etmektedir. Eski İngilizcenin gramer kurallarına bağlılık, 12. yüzyıl çalışmalarında büyük ölçüde tutarsızdır ve 13. yüzyıla gelindiğinde Eski İngilizcenin grameri ve sözdizimi neredeyse tamamen bozulmuş ve yerini çok daha geniş Orta İngiliz edebiyat külliyatına bırakmıştır.
İskoç İngilizcesi, Eski İngilizcenin kuzey lehçelerinden türemiş, bir zamanlar İskoçya'nın bazı yörelerinde, şimdi ise özellikle orta, kuzeydoğu ve güney bölgelerinde konuşulan, İngilizceye yakın bir Cermen dilidir.