İçeriğe atla

Orkoz

İstanbul Boğazı denizciler için en zorlu rotalardan biridir.

Orkoz ya da orkos, İstanbul Boğazı'nda görülen, güçlü bir ters akıntı türüdür. Orkozlar, başta lodos olmak üzere güneyden kuvvetli rüzgârların Marmara Denizi'nin sularını kuzeye yığmasından ötürü oluşur. Bu zamanlarda Boğaz'ın Marmara girişinde sular yarım metreye kadar yükselir. Bu olağandışı yükselme Boğaz'ın akıntı rejimini de değiştirir ve yüzeyde orkoz adı verilen ters akıntılar oluşur. Bu akıntının hızı zaman zaman 6-7 knota kadar çıkar ve Karadeniz'den Marmara'ya olan yüzey akıntısının hızına erişir. Orkozlar, yıl içinde birkaç kez görülür ve şehir hatları vapurlarının seferlerini iptal ettirecek kadar kuvvetli olabilirler.[1][2]

Orkozun etkileri

İstanbul Boğazı'nda oluşan üst akıntılar orkoz ve kuvvetli rüzgârların neden olduğu ters akıntılar dışında genelde kuzeyden güneye doğrudur. Boğaz'ın keskin dönüşler gerektiren kıvrımlı yapısı da bu akıntılara eklenince gemiler için İstanbul Boğazı en zorlu rotalardan biri hâline gelir. Manevra yaparken Boğaz'ın karşı trafik şeridine savrulmak, arkadan gemiyi iten güçlü akıntı nedeniyle hızını alamayıp karaya oturmak Boğaz'daki en yaygın kazalardandır.[2][3] İstanbul Boğazı'nda kazaya uğrayan gemilerin çoğunlukla Karadeniz yönünden gelenler olmasının nedeni işte bu akıntılardır. Akıntılara karşı zamanında ve yerinde müdahalede bulunulmaması durumunda yer yer kıyıda bile derinliği 10 metre olabilen İstanbul Boğazı'nda gemilerin evlerin içlerine kadar girerek karaya oturması olayları yaşanmaktadır.[2][4]

İstanbul Boğazı'nda kışın orkoz görüldüğü dönemlerde Boğaz sularında yaşayan canlılar da etkilenir. Akıntı ve ani sıcaklık değişiminden dolayı özellikle yüzeye yakın yaşayan balık türleri dengelerini yitirerek su yüzüne vururlar. Bu dönemde ayrıca Boğaz suyunun rengi de değişir. Köpüklenmeden dolayı yeşilimtırak renkteki su ağarır.

Kaynakça

  1. ^ "İstanbul Boğazı". Temel Britanicca. IX. İstanbul: Ana Yayıncılık. 1993. ss. sf. 124. 
  2. ^ a b c "Yerel Deniz Trafiği Rehberi". 1 Nisan 2010 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 2 Kasım 2009. 
  3. ^ "TÜRK BOĞAZLARI SEYİR GÜVENLİĞİ". 6 Eylül 2014 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 4 Kasım 2009. 
  4. ^ "Fiziksel özellikler". 1 Temmuz 2012 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 1 Kasım 2009. 

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Karadeniz</span> Avrupa ve Asya arasında yer alan bir iç deniz

Karadeniz, güneydoğu Avrupa ile Anadolu yarımadası arasında yer alan, kuzeyinde Ukrayna, kuzeydoğusunda Rusya, doğusunda Gürcistan; güneyinde Türkiye, batısında Romanya ve Bulgaristanla çevrili, Atlas Okyanusu'na Akdeniz, Ege Denizi ve Marmara Denizi aracılığıyla bağlanan bir iç denizdir. İstanbul Boğazı vasıtasıyla Marmara, Kerç Boğazı vasıtasıyla ise Azak Denizi'ne bağlanmaktadır.

<span class="mw-page-title-main">Rüzgâr</span> Yüksek basınç alanından Alçak basınç alanı arasındaki yatay yönlü hava hareketi

Rüzgâr ya da yel, hava veya diğer gazların gezegen yüzeyine göre doğal hareketidir. Rüzgârlar, onlarca dakika süren fırtına’lardan, kara yüzeylerinin ısınmasıyla oluşan ve birkaç saat süren yerel meltemlere, Dünyanın iklim bölgeleri arasındaki güneş enerjisinin soğurulma farkından kaynaklanan küresel rüzgârlara kadar çeşitli ölçeklerde oluşur. Büyük ölçekli atmosferik dolaşımın iki ana nedeni, ekvator ve kutuplar arasındaki farklı ısınma ve dünyanın dönüşüdür. Tropik ve subtropik bölgelerde, arazi ve yüksek platolar üzerindeki alçak ısıl dolaşımlar muson sirkülasyonlarını yönlendirir. Kıyı bölgelerinde deniz meltemi/kara meltemi döngüsü yerel rüzgârları belirler. Değişken arazi yapılı bölgelerde dağ ve vadi meltemleri hakimdir.

<span class="mw-page-title-main">Marmara Denizi</span> Karadeniz ve Ege Denizi arasındaki iç deniz

Marmara Denizi ya da Klasik Antik Çağ'ında Propontis, Karadeniz'i, Ege Denizi ve Akdeniz'e bağlayan bir iç denizdir. Karadeniz'e İstanbul Boğazı, Ege Denizi'ne Çanakkale Boğazı ile bağlanır. Türkiye'nin Asya ve Avrupa kısımlarını da birbirinden ayırır. Marmara Adasında bol miktarda mermer bulunması yüzünden adaya ve denize, Yunanca mermer anlamına gelen "Marmaros" denmiştir. Denizin bir diğer eski adı da '"Propontis"'tir. Türkiye'nin en büyük şehirlerinden İstanbul ve Kocaeli bu denizin kıyısında, diğer bir büyük şehri Bursa ise hızla deniz kıyısına doğru genişlemektedir.

<span class="mw-page-title-main">Hint Okyanusu</span> Okyanus

Hint Okyanusu, kuzeyde Asya, batıda Afrika ve Arabistan Yarımadası, doğuda Malay Yarımadası, Sunda Adaları ve Okyanusya tarafından çevrilen, dünyanın üçüncü büyük okyanusudur. Agulhas Burnu'nun güneyinde 20° Doğu boylamının geçtiği yerde Atlas Okyanusu'ndan; 147° Doğu boylamının geçtiği yerde de Pasifik Okyanusu'ndan ayrılır. En kuzeyde Basra Körfezi'nde, 30° enlemine kadar uzanır. Dünya sularının %20'sini kapsar. Afrika'dan Avustralya'ya kadar okyanusun genişliği 10.000 kilometre kadardır. Bu alanda yaklaşık olarak 73.566.000 km² yer kaplar. Hacminin yaklaşık olarak 292.131.000 km³ olduğu tahmin edilmektedir.

<span class="mw-page-title-main">Ege Denizi</span> Akdenizin parçası olan deniz

Ege Denizi veya Türkçe diğer adı ile Adalar Denizi, Balkan ve Anadolu Yarımadaları arasında, Akdeniz'e bağlı bir denizdir. Marmara Denizi ve Karadeniz'den Çanakkale ve İstanbul Boğazları ile ayrılan bu denizin kuzey sınırları karalarla çizilmiş olmakla birlikte, güney sınırlarını Yunanistan'a bağlı adalar olan Rodos ve Girit çizer. Ege Denizi'nin tüm kıyıları Türkiye ve Yunanistan ile çevrilidir. Karadeniz üzerinden taşınan petrol ürünlerinin dünya pazarına ulaşmasında başlıca yoldur.

<span class="mw-page-title-main">İstanbul Boğazı</span> Karadeniz ile Marmara Denizi arasındaki boğaz

İstanbul Boğazı ya da tarihî ismiyle Bosporus (Yunanca: Βόσπορος, romanize: Bosporos ), Asya ile Avrupa kıtalarını birbirinden ayıran ve Marmara Denizi ile Karadeniz'i birbirine bağlayan bir boğaz ve uluslararası su yoludur. Boğaz, genel olarak kuzeydoğu-güneybatı doğrultusunda uzanır ve İstanbul şehrini Avrupa Yakası ve Anadolu (Asya) Yakası olarak ikiye böler. Boğazın her iki yakasına yayılan yerleşim bölgesine Boğaziçi adı verilir.

<span class="mw-page-title-main">Montrö Boğazlar Sözleşmesi</span> Türkiyeye Boğazlar üzerinde tam kontrol hakkı veren uluslararası sözleşme

Montrö Boğazlar Sözleşmesi, 1936'da imzalanan ve Türkiye'ye İstanbul Boğazı, Çanakkale Boğazı ve Marmara Denizi üzerinde kontrol ve savaş gemilerinin geçişini düzenleme hakkı veren uluslararası sözleşmedir. Sözleşme, Türkiye'ye Boğazlar üzerinde tam kontrol hakkı verir ve barış zamanı sivil gemilerin özgürce geçişini garantiler. Sözleşme, Karadeniz'e kıyısı olmayan ülkelere ait savaş gemilerinin geçişini sınırlar. Sözleşmenin şartları, özellikle Sovyetler Birliği Donanması'na Akdeniz'e erişim hakkı sağlaması yıllar boyunca tartışma konusu olmuştur. 1923'te Lozan Antlaşması ile birlikte imzalanan Boğazlar Sözleşmesi'nin yerine geçmiştir. Bu sözleşmeyle birlikte Uluslararası Boğazlar Komisyonu'nun da görevi sonlanmıştır.

<span class="mw-page-title-main">Akıntıburnu</span>

Akıntıburnu, İstanbul boğazında, Beşiktaş ilçesinin ünlü semti Arnavutköy'de denize doğru uzanan bir çıkıntıdır.

<span class="mw-page-title-main">Luigi Ferdinando Marsigli</span>

Luigi Ferdinando Marsigli, İtalyan asker ve araştırmacı.

Lodos, güneybatıdan esen rüzgârlara verilen addır. Türkiye'de, gezici siklonların içeriye daha çok sokulduğu kış mevsiminde çok görülür ve siklonların sıcak cephesinin geçişini izler. Sıcaklıkların yükselmesine neden olur. En sık aralık ayında görülür.

<span class="mw-page-title-main">Çanakkale Boğazı</span> Ege Denizi ile Marmara Denizi arasındaki boğaz

Çanakkale Boğazı ya da tarihî adıyla Dardanelya, Asya ile Avrupa kıtalarını birbirinden ayıran ve Ege Denizi ile Marmara Denizi'ni birbirine bağlayan bir boğaz ve uluslararası su yoludur.

<span class="mw-page-title-main">Marmara Bölgesi</span> Türkiyenin Marmara Denizi çevresindeki coğrafi bölgesi

Marmara Bölgesi, Türkiye'nin 7 coğrafi bölgesinden biridir.

Samsun, Osmanlı İmparatorluğu tarafından 1907 yılında Fransa'dan satın alınan dört "Durandal" sınıfı muhripten biridir. Gemi, Trablusgarp Savaşı, Balkan Savaşları ve I. Dünya Savaşı esnasında Osmanlı donanmasında görev yaptı.

Bizans dönemindeki adı Herion olan Umuryeri Koyu, İstanbul Boğazı'nın şehrin Anadolu Yakası'na doğru yaptığı küçük girintidir. Selvi Burnu ile Anadolukavağı arasında yer alır. Prokopius'un yazdıklarına göre bu güzel koyda 6. yüzyılda İmparatoriçe Theodora'nın yazlık sarayı bulunuyordu. Koyun kıyılarında bir askerî liman vardır ve koy ile Anadolukavağı yolu arasındaki ormanlık olan askerî yasak bölge olarak korunmaktadır. Koydan daha iç kesimlere gidildiğinde Beykoz ilçesinin, Umuryeri semti vardır.

Kıyı oku, girintili çıkıntılı kıyılarda, enkaz göçü ve kıyı akıntıları ile taşınan malzeme, koy ve körfezlerin açıklarında birikerek zamanla su yüzüne çıkarlar. Bu şekilde koyların önünde bir ok biçiminde yer alırlar. Bu şekillere “kıyı oku” denir. Kıyı oku, kıyılardan ya da göl kıyılarından oluşan bir kıyı barı ya da plaj arazisidir. Bir koyun burun bölgelerinde olduğu gibi yeniden girişin gerçekleştiği yerlerde, kıyı şeridi akımları ile kıyı şeridi sürüklenme süreci ile gelişir. Sürüklenme, dalgaların sahile eğik bir açıyla gelmesi ve tortuları zikzak desenle sahile taşıması nedeniyle oluşur.

<span class="mw-page-title-main">Çanakkale Savaşı'ndaki denizaltı faaliyetleri</span>

Çanakkale Savaşı'ndaki denizaltı faaliyetleri, I. Dünya Savaşı'nın bir parçası olan Çanakkale Savaşı çerçevesinde, çeşitli devletlerin denizaltıları tarafından Çanakkale Boğazı ve Marmara Denizi'nde sürdürülen faaliyetlerdir. Esas savaştan önce, Aralık 1914'te başlamış ve Aralık 1915'te sonlanmıştı. İtilaf Devletleri'ne bağlı denizaltıların Çanakkale Boğazı'nı geçerek Marmara Denizi'nde denizaltı operasyonları yapmalarının amacı, Gelibolu'yu savunan Osmanlı kuvvetlerinin lojistik durumunu sarsmak olarak görülür. Bununla birlikte İttifak Devletleri'nin bir üyesi olan Alman İmparatorluğu da Osmanlı'yı desteklemek amacıyla savaş sırasında birtakım denizaltı faaliyetleri yürütmüştü.

HMS <i>E15</i>

HMS E15, İngiliz Kraliyet Donanması'nda görev yapan bir E sınıfı denizaltıdır. Denizaltı, denize indirildiği yıl olan 1914'te Osmanlı İmparatorluğu'na karşı yürütülen Çanakkale Savaşı denizaltı harekâtları'na katılmıştır.

<span class="mw-page-title-main">Çeken akıntı</span> Kırılan dalgaların ters yönünde akan belirli bir su akımı türü

Rip akıntısı, olarak adlandırılan bir rip akımı, dalgaların kırıldığı plajların yakınında meydana gelebilen, kırılan dalgaların ters yönünde akan belirli bir su akımı türüdür.

<span class="mw-page-title-main">Dış kuvvetler</span>

Dış kuvvetler; akarsular, rüzgârlar, yer altı suları, buzullar, dalgalar ve akıntılar gibi çeşitli etmenlerin Dünya'yı şekillendirmesidir. Bu etmenler atmosfer kökenli olup enerjilerini güneşten alırlar. Dış kuvvetler, iç kuvvetlerin etkisiyle oluşan yüksek yerleri aşındırarak deniz seviyesine indirmeye çalışır. Dünyanın şekillenmesinde iç ve dış kuvvetler değişim halindedir, bu değişim uzun bir zaman aralığını kapsadığından insanlar tarafından gözlenme şansı yoktur.

<span class="mw-page-title-main">Karadeniz deniz altı nehri</span>

Karadeniz deniz altı nehri veya İstanbul Boğazı'nın altındaki nehir İstanbul Boğazı'nın içinden geçen ve Karadeniz'in dibi boyunca akan bir tuzlu su akıntısıdır. Nehrin keşfi, Leeds Üniversitesi'ndeki bilim insanları tarafından 1 Ağustos 2010'da açıklandı. Bu nehir dünyada türünün tek örneğidir. Akdeniz'den gelen deniz altı nehrindeki tuzluluk, İstanbul Boğazı aracılığıyla tuzluluk oranının daha düşük olduğu Karadeniz'e akarak nehri oluşturur.