İçeriğe atla

Orhun Yazıtları

Orhun Yazıtları Müzesinde bulunan Kültiğin Yazıtı, Karakurum, Moğolistan
Orhun Yazıtları'ndan olan Kül Tigin Yazıtı, Moğolistan'da Orhun Yazıtları Müzesi'nde ziyaretçilere sergilenmektedir.

Orhun Yazıtları, Göktürk Yazıtları ya da Köktürk Yazıtları, Eski Türkçe (𐰆𐰺𐰴𐰣∶𐰖𐰔𐱃𐰞𐰺𐰃) olan, Türklerin bilinen ilk alfabesi olan Orhun alfabesi ile II. Köktürk Kağanlığı döneminde Göktürkler tarafından yazılmış yapıtlardır. Birçok kişi ilk Türkçe yapıt olarak bilse de ilk Türkçe yapıt Çoyr Yazıtıdır. Orhun yazıtları Türkçenin tarihsel süreçteki gramer yapısı ve bu yapının değişimiyle ilgili bilgiler verdiği gibi Türklerin devlet anlayışı ile yönetimi, kültürel ögeleri, komşuları ile soydaşlarıyla olan ilişkileri ve sosyal yaşantısıyla ilgili önemli bilgiler içermektedir.[1]

Bilge Kağan ve Kül Tigin yazıtlarını Yollıg Tigin yazmıştır. Yollıg Tigin aynı zamanda Bilge Kağan'ın oğludur. Yazıtlarda bu abidelerin sonsuzluğa kadar kalması temennisi ile "Bengü Taşlar" denmiştir.

Yazıtlar, 1889 yılında Moğolistan'da Orhun Vadisi'nde bulunmuşlardır.[2] Bu yazıtlar II. Göktürk Kağanlığı'na aittir. Yazılış tarihleri MS. 8. yüzyılın başlarına dayanmaktadır. Yazıtlardan Kül Tigin Yazıtı 732 yılında, Bilge Kağan Yazıtı 735 yılında yazılmışlardır.[2]

1893 yılında[2] Danimarkalı dilbilimci Vilhelm Thomsen tarafından, Rus Türkolog Vasili Radlof'un da yardımıyla çözülmüş ve aynı yılın 15 Aralık günü Danimarka Kraliyet Bilimler Akademisi'nde bilim dünyasına açıklanmıştır.

Bulunması ve üzerinde yapılan incelemeler

Göktürk alfabesi ile Türkçe yazılı olan Bilge Tonyukuk yazıtları Orhun Yazıtlarının bir parçasıdır
Göktürk alfabesi ile Türkçe yazılı olan Bilge Tonyukuk yazıtları Orhun Yazıtlarının bir parçasıdır

Orhun harfleriyle yazılan yazıtlardan 13. yüzyıl Moğol tarihçisi Alaaddin Ata Melik Cüveynî, Tarih-i Cihan-güşa adlı yapıtında söz etmiştir. Çin kaynakları da yazıtların dikilişini bildirmekteydi. Yine de bu durum 18. ve 19. yüzyıllara kadar bilim dünyasının bilinmeyeni olarak kalmalarına engel olamadı. İlk olarak Rus çarı I. Petro'nun emriyle Sibirya'nın bitki örtüsünü incelemek için görevlendirilen bitki bilimci Daniel Gottlieb Messerschmidt ve kendisine rehber olarak verilen İsveçli tutsak subay Johan von Strahlenberg, 1721 yılında Güney Sibirya'da, Yenisey Nehri'nin yukarı mecrasında bu yazı ile yazılmış ve Kırgızlara ait oldukları düşünülen mezar taşlarını içeren Yenisey Yazıtları'ndan bir tanesini keşfetti. Bir yıl sonra tutsaklığı son bulan Strahlenberg, İsveç'e dönünce bu inceleme ile ilgili izlenimlerini kitap hâline getirip 1730 yılında Stockholm'de yayınladı. Böylece Orhun Yazıtları bilim dünyasının dikkatini çekmiş oldu.

Bu gelişmeye rağmen Sibirya'ya araştırma amacı ile ilk bilimsel heyetler ancak 19. yüzyılın sonlarına doğru gönderilebilmiştir. Bu ilk heyetler 1887 ile 1888'de Finlandiya'dan Sibirya'ya gönderilen Fin araştırma heyetleri idi. Fin heyetlerinin bu bilimsel gezileri sonucu Yenisey mezar yazıtlarının kopyaları ilk kez olarak yayımlanmıştır.[3] Aynı yıl Rus arkeologlarından Nikolay Mihailoviç Yadrintsev Moğolistan'da, Orhun Irmağı kıyılarında aynı yazı ile yazılmış çok daha büyük iki yazıt buldu. Yadrintsev'in Orhun Yazıtları adı verilen bu iki büyük yazıt ile ilgili eseri 1890 yılında yayımlandı.[4] Moğolistan'daki bu yeni keşif üzerine Axel Olai Heikel başkanlığında bir Fin araştırma heyeti Orhun Irmağı kıyılarına gitti. Fin heyetinin yaptığı bu bilimsel gezi sonunda Orhun Yazıtları'nın mükemmel kopyaları yayımlandı.[5]

Orhun Yazıtları aynı yıl Rusya'da da yayınlandı. Bu ikinci yayın Vasili Radlof'un başkanlığında yapılan Rus bilim heyetinin gezisi sonucu ortaya çıkmıştı.[6]

Orhun Yazıtları'nın Finlandiya'da yayınlanan atlası bu taşlardan birinin üzerinde bulunan Çince yazıtın okunabilen kısımlarının bir çevirisini de içeriyordu. Bu kısa Çince metin hiç şüphesiz bilinmeyen bir yazı ve dille yazılmış olan asıl metnin çeviri olamazdı; fakat bu Çince metin bu iki yazıttan birinin 732 yılında ölen bir Türk prensinin anısına dikilmiş olduğunu haber veriyordu. Böylece, bu yazıtların kimlere ait olduğu ve hangi dilde yazıldığı sorusunu cevaplamış oluyordu. Bu iki yazıt Türklerin atalarından kalma idi; bunlarda kullanılan dil de eski bir Türk lehçesinden başka bir şey olamazdı.

Bu husus, ünlü Danimarkalı dilbilimci Vilhelm Thomsen'in 15 Aralık 1893'te Kopenhag Bilimler Akademisi'nin bir toplantısında Orhun ve Yenisey yazıtlarında kullanılan "runik" yazıyı çözümlediğini[2] bilim dünyasına duyurduğu zaman hiçbir kuşkuya yer bırakmayacak bir şekilde aydınlanmıştı. Thomsen'in eski Türk "runik" yazısının çözümü ile ilgili raporu çok geçmeden Danimarka Bilim ve Edebiyat Akademisi bülteninde yayımlandı.[7]

Thomsen'in eski Türk "runik" yazısını çözümü bilim dünyasında, özellikle Türkologlar arasında büyük bir heyecan yaratmıştı. Vasili Radlof, daha 1894 Mart'ında Orhun Yazıtları üzerine hazırlayacağı yapıtının ilk kısmı olan Erste Lieferung'u yayımladı.[8] Bu yapıtın ikinci kısmı aynı yılın Mayıs ayında, üçüncü kısmı da 1895'te yayımlanmıştır. Orhun ve Yenisey yazıtlarının bu yayını acele ile hazırlanmış bir yapıt olduğundan okuma ve açıklama yanlışları ile doludur.

Orhun alfabesini çözen Danimarkalı dilbilimci Vilhelm Thomsen.

Radlof gibi aceleci davranmayan Thomsen ise iki büyük yapıtının yayınını 1896'da gerçekleştirmiştir.[9] Birinci kısımda eski Türk "runik" yazısı ile yazının sistemi "runik" harfli örneklerle ayrıntılı şekilde incelenmektedir.[10] Bu kısımda ayrıca eski Türk yazısının kökeni sorunu da ele alınmıştır.[11] Eserin ikinci kısmı eski Türk tarihi ile ilgili bir inceleme yazısı ile başlamakta,[12] bundan sonra da iki yazıtın yazı çevrimli metinleri ve Fransızca çevirileri verilmektedir.[13] Metin ve çevirileri, açıklama ve yazıtlarda geçen kelimelerin alfabetik dizini izler.[14] Thomsen'in yayını ayrıca Kül Tigin yazıtındaki Çince yazıtın Edward Harper Parker tarafından yapılmış İngilizce bir çevirisini de[15] içermektedir.[16] Thomsen'in bu başarılı yayını kendisinden sonra Orhun Yazıtları üzerine çalışan bilginler tarafından da örnek alınmıştır.

Radlof, 1897'de yazıtları incelediği eserinin ikinci basımını yayımlamıştır[17] Kül Tigin yazıtının Rusça bir yayını da 1899'da Platon Mihayloviç Melioranski tarafından yapılmıştır.[18] Aynı yıl, Radlof yazıtların yeni basımının ikinci cildini yayımlamıştır.[19] Radlof'un bu eseri F. Klementz tarafından Bain-Tsokto mevkiinde bulunan Tonyukuk yazıtının "runik" harfli metni ile yazı çevrimi ve Almanca çevirisini içerir.[20] Bunları açıklamalar[21] ve sözlük bölümleri izler.[22] Bu eserin devamına ayrıca çok önemli iki inceleme yazısı da eklenmiştir. Bunlar Friedrich Hirth'in[23] ve Wilhelm Barthold'un[24] deneyimlerinde oluşan incelemeleridir.

Türkiye'de Orhun Yazıtları ile ilgili ilk kitap 1924 yılında Türkolog Necib Asım tarafından Osmanlı Türkçesi ile yazılmış ve Orhun Abideleri adıyla yayımlanmıştır.[25] Necib Asım bu kitabını Radlof ile Thomsen'in eserlerinden yararlanarak hazırlamıştır. Harf devriminden önce Osmanlı alfabesi ile yayımlanmış olan bu yapıtın bugün ise ancak tarihî değeri vardır.[26]

Orhun Yazıtları ile ilgili bir kitap Türkiye'de ikinci kez Hüseyin Namık Orkun tarafından yayımlanmıştır.[27] Dört cilt olarak yayımlanan bu eserin birinci cildi Kül Tigin ve Bilge Kağan yazıtlarına ayrılmıştır. Orkun, Thomsen'in yayınını örnek almış, onun daha sonradan yaptığı düzeltmeler ve Kâşgarlı Mahmud'un sözlüğünden yararlanmıştır. Orkun, Thomsen'in bazı okuyuşlarını düzeltmek istemiş ise de bu pek başarılı olamamış, Thomsen'in doğru okuduğu bazı kelimeleri de düzeltmek isterken yeni yanlışlar yapmıştır.[26]

Orhun yazısının okunuşu yarışına dahil olan, Türkolojiye büyük katkılar sunan ünlü bilim insanı Vasili Radlof.

Orhun Yazıtları üzerinde Annemarie von Gabain de incelemelerde bulunmuş, 1941'de yayımlanan ünlü eski Türkçe dilbilgisi antolojisi kısmında Kül Tigin yazıtının metnini yayımlamıştır.[28] Gabain, Kül Tigin yazıtının metnini hazırlarken Thomsen'in 1896'da yayımlanan ilk eserini esas almakla birlikte onun daha sonra yapmış olduğu düzeltmeleri de[29] göz önünde bulundurmuştur.

Orhun Yazıtları Gabain'den sonra Rus Türkolog Sergey Yefimoviç Malov tarafından yayımlanmıştır. Malov, 1951'de yayımlanan eserinde Kül Tigin ve Tonyukuk yazıtlarının "runik" harfli orijinal metinleri ile Kiril harfli yazı çevrimlerini ve Rusça çevirileri vermiştir.[30] Malov, 1959 yılında yayımlanan ikinci eserinde de Küli Çor ve Ongin yazıtları ile birlikte Bilge Kağan yazıtının Kül Tigin yazıtı ile ortak olmayan kısımlarının "runik" harfli metnini, yazı çevrimini ve Rusça çevirisini vermiştir. Malov, Orhun Yazıtları'nın yayınında Thomsen'in ve Radlof'un yayınlarından yararlanmış ve bazı düzeltmeler yapmıştır.

Kül Tigin ve Bilge Kağan yazıtlarının ilk yayınlarından sonra yazıtların türlü yerlerinde farklı okunan ve anlaşılan veya anlaşılmayıp bırakılan kelime ve ibareler üzerine türlü araştırmacılar tarafından incelemeler yayımlanmıştır. Orhun Yazıtları'nın dili üzerine bir gramer denemesi daha Radlof tarafından yapılmıştı.[31] Thomsen'in yayını da gramerle ilgili notlarla[32] gramer ve kelime dizinleri içermektedir.[33] Ancak Kül Tigin ve Bilge Kağan yazıtlarının ilk grameri yine Radlof tarafından hazırlanmıştır.[34]

Orhun Yazıtları'nın belirli bazı kısımları ile ilgili düzeltme denemeleri de Wilhelm Bang tarafından yapılmıştır.[35][36][37][38][39][40]

20. yüzyıl başında Karl Foy, Orhun Türkçesinde kelimenin kök hecesindeki ä,e ve ı ünlüleri ve bunların ayırımı ile ilgili önemli bir araştırma yayımlamıştır.[41] 1913'te Thomsen, Yenisey Yazıtları'nda geçen ve ses değeri daha önce bilinmeyen bir "runik" harf (kapali ė ünlüsünü gösteren işaret) üzerine olan makalesini yayımladı.[42] Thomsen'in bu makalesini yazıtların türlü yerlerinde düzeltmeler yaptığı eseri izledi.[43]

1932'de Martti Räsänen Türkçede ünlü uyumunun tarihsel gelişimi ile ilgili bir makale yayımlamıştır.[44] Räsänen bu makalesinde Orhun Türçesi'nde 3. kişi iyelik ekinin sadece -i/-si olduğu görüşünü destekleyen kanıtlar göstermiştir. Ancak bu görüş yeni değildi ve otuz yıl önce Radlof tarafından ileri sürülmüştü. Radlof, 3. kişi iyelik ekinden sonra gelen belirli nesne ekinin yazıtlarda daima N2 (ince n) harfi ile yazılmış olduğuna bakarak bu görüşü savunmuştu.[45]

1936'da Türk dilinin gramer yapısı üzerine son derece önemli bir araştırma, Kaare Grønbech'in doktora tezi yayımlandı.[46] Bu eserde Orhun Türkçesi ile ilgili pek çok sorun tartışılmış ve açıklığa kavuşturulmuştur.[26]

1939'da Macar Türkolog Julius Nèmeth, Türk dilinde kapalı e (ė) sorunu üzerine önemli bir araştırma yayımladı.[47] İki yıl sonra Eski Türkçenin ilk grameri Annamarie von Gabain tarafından yayımlandı.[28]

1941'de Hüseyin Namık Orkun, Orhun ve Yenisey yazıtlarının sözlüğünü yayımlamıştır.[27] Aynı yıl Nèmeth, Orhun Yazıtları'nda geçen ve pek iyi anlaşılmayan iki cümleyi açıklayan bir makale yayımlamıştır.[48]

1947'de Martti Räsänen, Bilge Kağan yazıtının batı yüzündeki son parçayı yeniden incelemiş ve yorumlamıştır.[49] İki yıl sonra, Orhun Türkçesinin kısa fakat ilginç bir fonolojisini Ahmet Cevat Emre yayımlamıştır.[50]

1950'de Gabain Eski Türkçedeki bazı yer zarfları ile ilgili bir araştırma yayımlamıştır.[51] Bundan iki yıl sonra, Eski Türkçede ünlü uyumu sorununu ele alan iki araştırma daha Gabain ve Alessio Bombaci tarafından yayımlandı.[52][53]

Gabain, 1955'te Eski Türkçede tarihlendirme sistemi üzerine bir araştırma yayımladı.[54] Ertesi yıl Ahmet Temir'in Eski Türkçedeki bağlama edatları ile ilgili bir makalesi yayımlandı.[55] 1957'de Osman Nedim Tuna, Orhun Yazıtları'nda uygulanan bazı yazım kuralları ile ilgili bir araştırma yayımladı.[56] Aynı araştırmacının 1960'ta iki makalesi daha yayımlandı.[57][58]

1959'da Gabain Eski Türkçenin bir gramer özetini yayımlamıştı.[59] Ertesi yıl Vladimir Mihailoviç Nasilov'un Orhun ve Yenisey kitabelerinin grameri yayımlandı.[60] Nasilov, SSCB dışında bu konuda yayımlanmış olan eserleri dikkate almamış, bu nedenler de daha sonra düzeltilmiş olan bazı eski okuma yanlışları bu gramere yanlış haliyle girmiştir.[26]

1963'te Omeljan Pritsak, Orhun Türkçesi üzerine bir araştırma yayımlamıştır.[61]

1968'de Pritsak'ın bir diğer araştırması olan "Orhun Türkçesi Grameri" yayımlanmıştır.[62] Eser beş yazıtın yazı çevrimli metinleri ve İngilizce çevirileri ile yazıtlarda geçen kelimelerin analitik bir sözlüğünü içermekteydi.

1970'te Muharrem Ergin'in Orhun Abideleri isimli eseri yayımlanmıştır. Bu eser, Kül Tigin, Bilge Kağan ve Tonyukuk yazıtlarının metinleri ve Türkçe çevirileri ile küçük bir sözlüğü içermekteydi.

Joseph Matuz, 1972'de Çek ve Moğol arkeologların 1958 yılında Kül Tigin yazıtında yaptıkları bilimsel araştırmalarda buldukları Kül Tigin yazıtından kopmuş parçalarla yazıta ait mermer kaplumbağa heykeli üzerindeki sekiz kelimelik yazıtı yayımladı.[63] Matuz'un yayımladığı parçalardan birinin üstünde b(i)t(i)d(i)m(i)z "yazdık" kelimesi okunmaktadır. Bu kelime, Matuz'un tespit ettiği gibi, Kül Tigin yazıtının güneybatı kenarındaki ...t(a)ş bit(i)d(i)m yoll(u)g tig(i)n ibaresinden sonra gelmelidir.

Bunun altındaki lg2n2:b2 harfleri ise aynı yazıtın güney yüzünün sonuna aittir: Bu bit(i)g bit(i)gme (a)tısi yol(lu)g t2[ig(i)n b2] ... Sonuncu harf b2 ile başlayan kelimede, b[it(i)d(i)m] "yazdım" kelimesidir.

İkinci parçada üst satırda r2I:b1Ul1çA harfleri okunmaktadır. Bu harf dizisi yazıtın yine güneybatı kenarındaki b(e)g(im) tig(i)n yüg(e)rü t(e)ñ... ibaresinin devamı olacaktır: t(e)ñ[ri bolça]...

1974 yılında Norveçli Türkolog Even Hovdhausen, Kül Tigin ve Bilge Kağan yazıtlarının orta kısımlarındaki ufak fakat önemli farklarla yazım yanlışlarını inceleyen bir araştırma yayımladı.[64] Aynı yıl Fransız Türkolog Louis Bazin'in 12 Hayvanlı Türk Takvimi üzerine 800 sayfalık ünlü araştırması yayımlandı.[65] Bazin, profesörlük tezi olan bu derin araştırmasında Orhun Yazıtları'nın yazılış ve dikiliş tarihleri ile Kül Tigin'in ve Bilge Kağan'ın ölüm ve cenaze törenlerinin tarihlerini de tam olarak saptamayı başarmıştır.

1980 yılında Sovyet Türkolog Andrey Nikolayeviç Kononov'un Orhun Yazıtları ile "runik" harfli bütün eski Türk yazıtlarının grameri yayımlandı.[66] Kononov, bu eserinde Orhun Yazıtları üzerine yalnız SSCB'de değil SSCB dışında yapılmış araştırmaları da dikkate almıştır.

1983'te Osman Fikri Sertkaya, Kül Tigin ve Küli Çor yazıtlarında sık sık geçen oplayu teg- deyimi üzerine küçük fakat ilginç bir makale yayımlamıştır.[67]

Yazıtlar

Kül Tigin ve Bilge Kağan yazıtları Moğolistan'daki Orhun Irmağı'nın eski yatağı yakınlarında, Koço Çaydam gölünün civarındadır. Yazıtlar arasındaki uzaklık 1 kilometre kadardır. Matematik koordinatları 47o kuzey enlemi ve 102o doğu boylamıdır. (47°33'51"N, 102°49'55"E)[68]

Orhun Yazıtları[69] bir hitap metni özelliğindedir. "Hem maddi bakımdan, hem manevi bakımdan bu yazıtlar birer abidedirler.(…) Kül Tigin abidesi, kağan olmasında ve devletin kuvvetlenmesinde birinci derecede rol oynamış bulunan kahraman kardeşine karşı Bilge Kağan’ın duyduğu minnet duygularının ve kendisini sanatkârane bir vecd ve coşkunluğun içine atan müthiş teessürün edebî bir ifadesidir."[2]

Metinlerin dili olan Türkçe kısımların dışında, Çince çevirisi de vardır. Bilge Kağan yazıtı, Bilge Kağan'ın ölümünden bir yıl sonra oğlu Tenri Kağan tarafından yaptırılmıştır. Yazıtta Bilge Kağan ve yeğeni Yolluğ Tigin'in sözleri yer almaktadır. Bilge Kağan yazıtı hem devrilmiş, hem de parçalanmıştır. O yüzden tahribat ve silinti Bilge Kağan yazıtında çok fazladır. Bu yazıtın etrafında yine türbe enkazı ve heykeller bulunmaktadır.

Kül Tigin yazıtı

Kül Tigin yazıtı düşük nitelikli kireç taşı ya da mermerden yapılmış dört yüzlü tek parça büyük bir taştır. Taşın yüksekliği 3.75 metredir. Taşın doğu ve batı yüzleri dipte 1.32 metre, üstte ise 1.22 metre genişliğindedir. Yazıtın kuzey ve güney yüzlerinin eni de 46 ile 44 santimetredir.

Kül Tigin yazıtının bütün yüzleri 2.75 metre boyunda yazıtlarla kaplıdır. Batı yüzünde uzun bir Çince yazıt vardır. Yazıtın diğer yüzleri baştan başa Türkçe yazıtlarla doludur. Yazıtın doğu yüzünde 40 satır, güney ve kuzey yüzlerinde de 13'er satır vardır. Ayrıca, yazıtın kuzey ve doğu, güney ve doğu yüzleri ile güney ve batı yüzleri arasındaki kenar kısımlarında da küçük yazıtlar bulunmaktadır. Türkçe küçük bir yazıt da yazıtın batı yüzüne kazınmıştır.[70]

Altın kaplumbağa heykeli biçimindeki mermer kaidesi üzerine de 8 satırlık, fakat 7-8 kelimesi okunabilen küçük bir yazıt yontulmuştur.

Bu yazıt, koṅ yılka yiti yigirmike yani "koyun yılının onyedisine" denk gelen 27 Şubat 731 tarihinde ölen Kül Tigin'in anısına dikilmiştir. Kül Tigin'in cenaze töreni tokuzunç ay yeti otuzka yani "dokuzuncu ayın yirmiyedisine" denk gelen 1 Kasım 731'de yapılmıştır. Batı yüzündeki Çince yazıt 1 Ağustos 732 tarihinde, Türkçe yazıtlar ise bundan yirmi gün sonra yani 21 Ağustos 732 tarihinde tamamlanmıştır. Buna göre yazıtın dikiliş tarihi de 21 Ağustos 732'dir.[71]

Bilge Kağan yazıtı

Bilge Kağan yazıtının Gazi Üniversitesi'nin bahçesinde bulunan bir kopyası.

Bilge Kağan yazıtı Kül Tigin yazıtından birkaç santimetre daha yüksektir. Ancak, bu yazıt Kül Tigin yazıtına göre daha kötü durumdadır. Yazıtın doğu yüzünde 41 satırlık, çok daha dar olan kuzey ve güney yüzlerinde ise on beşer satırlık Türkçe yazıt bulunmaktadır. Bilge Kağan yazıtının batı yüzünde de Kül Tigin yazıtında olduğu gibi, Çince bir yazıt vardır. Ancak bu yazıt büyük ölçüde tahribata uğradığından çok az kısmı okunabilmiştir.

Bilge Kağan yazıtının kuzey yüzündeki yazıt son 7 satırı dışında Kül Tigin yazıtının güney yüzündeki ile birebir aynıdır. Yazıtın doğu yüzündeki 2. ve 24. satırlar da ufak farklarla Kül Tigin yazıtının doğu yüzündeki 1. ve 30. satırlarla aynıdır.

Bu yazıt, ıt yıl onunç ay altı otuzka yani "köpek yılının onuncu ayının yirmialtısında" ölen hükümdar Bilge Kağan anısına dikilmiştir. Bilge Kağan'ın ölüm tarihi Bazin'in hesaplamalarına göre 25 Kasım 734'tür. Bilge Kağan'ın cenaze töreni yine yazıta göre laģzin yıl bişinç ay yiti otuzka yani "domuz yılının beşinci aynın yirmiyedisine" denk gelen 22 Haziran 735'te yapılmıştır. Bazin, yazıtın batı yüzündeki Çince yazıtın 19 Ağustos 735 tarihinde yazıldığından ve Türkçe yazıtların otuzdört günde tamamlandığından hareketle Bilge Kağan yazıtının 20 Eylül 735 tarihinde dikilmiş olduğunu tespit etmiştir.[72]

Bilge Kağan yazıtı, Bilge Kağan'ın küçük oğlu Tenri Kağan tarafından diktirilmiştir.

Bilge Kağan yazıtında yer alan ve yazıtların en ünlü kısmı:

Türk Oğuz Beyleri, işitin! Üstte gök çökmedikçe, altta yer denizi delinmedikçe, ilini töreni kim bozabilir?

Ey Türk ulusu! Kendine dön. Seni yükseltmiş Bilge Kağanı'na, özgür ve bağımsız ülkene karşı hata ettin, kötü duruma düşürdün.

Ulusun adı, sanı yok olmasın diye, Türk ulusu için gece uyumadım, gündüz oturmadım. Kardeşim Kül Tigin ve iki Şad ile ölesiye, bitesiye çalıştım...

— Bilge Kağan yazıtından

Tonyukuk yazıtı

Tonyukuk yazıtı 720 - 725 yılında yazılıp dikilmiş olan Orhun Yazıtları'nın ilkidir. Bilge Kağan yazıtı ile Kül Tigin yazıtının yaklaşık olarak 350 kilometre doğusunda yer alır.

Dört yönlü iki taş üzerinde yazılmıştır. Birinci taş üzerinde batı ve doğu yüzlerinde yedişer, güney yüzünde 10, kuzey yüzünde ise 11 satır olmak üzere toplam 35 satır yer almaktadır. İkinci taşın ise batı yüzünde 9, doğu yüzünde 8, güney yüzünde 6 ve kuzey yüzünde 4 olmak üzere toplam 27 satır vardır. İki taşın toplam satır sayısı 62'yi bulmaktadır. Yazıtı, Bilge Kağan dönemine kadar başkomutanlık ve vezirlik yapmış olan Tonyukuk dikmiştir. Metnin yazarı da yine Tonyukuk'tur.

Tonyukuk yazıtının sanal ortama geçirilmiş hali.

Yazıtların yazıcısı

Kül Tigin ve Bilge Kağan yazıtlarının yazıcısı Kül Tigin'in yeğeni Yolluğ Tigin'dir. Eski Türkçede yeğenin karşılığı olan atı bugün yalnızca Sarı Uygurca'da ati, hati şekillerinde yaşamakta olup "çocuk, torun" anlamlarına gelmektedir.[73][74]

Kül Tigin yazıtının güneydoğu ve güneybatı kenarlarındaki yazıtlarla Bilge Kağan yazıtının güneybatı kenarındaki kısa yazıt Yolluğ Tigin'in sözleridir. Kül Tigin yazıtının güney yüzündeki son cümle de yine Yolluğ Tigin'e aittir.

Kül Tigin yazıtının doğu, güney, kuzey yüzleri ile kuzeydoğu kenarındaki yazıtlar ve Çince yazıtının bulunduğu batı yüzündeki iki satırlık Türkçe yazıt Bilge Kağan'ın ağzından yazılmıştır. Bilge Kağan yazıtının büyük kısmı da onun ağzından olmakla birlikte, yazıtın güney yüzündeki 10. satırın altıncı kelimesinden sonra yazıtı diktiren Tenri Kağan konuşmaktadır. Yazıtın Çince yazıtının bulunduğu batı yüzünün üst kısmındaki lirik yazıt da yine Tenri Kağan'ın ağzındandır.

Yolluğ Tigin, Kül Tigin yazıtını yirmi günde, Bilge Kağan yazıtını da otuz günde yazmıştır.

Orhun Abideleri'nde Binicilik

Moğollar ve Türkler, Hunlar zamanından beri gerçek anlamda binicilikte usta halklar olarak ün yapmışlardır. Önemli dil belgesi olarak kabul edilen Orhun Yazıtlarında, eğer yaya olarak gidilmek mecburiyetinde olunsaydı o zaman biz bunu büyük bir yoksulluğun işareti olarak kabul edecektik.[1]

Orhun Abideleri'nde Sosyal Devlet Anlayışı

Yazıtlara baktığımızda; Köktürklerde sosyal devlet anlayışının, devrine göre oldukça ileri düzeyde olduğunu görmekteyiz. Yazıtların birçok bölümünde, devletin; fakir, yoksul ve aç milleti, zengin hâle getirip, karnını doyurduğundan, hatta çıplak kişilerin giydirildiğinden bahsedilir. Bu mesajların verildiği yerlerde, Türk milletinin, önceki yoksul dönemleri ile şimdiki zengin ve kalkınmış milletin de, mukayesesi yapılır.[1]

Eski Türk runik yazısı

Orhun Yazıtları'nda kullanılan Türklerin millî alfabesi olan eski Türk "runik" yazısı 38 harf veya işaretten oluşur. Bu harflerin dört tanesi ünlü işaretlerdir. Her ünlü işareti Türkçenin 8 temel ünlüsünden ikisini yazmakta kullanılır. Başka bir deyişle, eski Türk runik yazısında a/e için bir harf, o/u için bir harf ve ö/ü için de bir harf vardır.

Geri kalan 34 işaretin 20 tanesi b, d, g, k, l, n, r, s, t ve y ünsüzleriyle çifte harflerdir. Diğer bir deyişle eski Türk runik yazısında bu ünsüzlerin her biri için biri kalın öbürü de ince olmak üzere ikişer harf vardır. Kalın ünsüz işaretleri kalın ünlülü kelimelerin, ince ünsüz işaretleri de ince ünlülü kelimelerin yazımında kullanılır.

Yazıtlarda uygulanan yazım kuralları

Orhun Yazıtları'nda uygulanan yazı sistemi, hece yazısı ile alfabetik sistemin bir karışımı gibidir. Ünlü işaretlerinin kullanılışı sınırlı olup belirli yazım kurallarına bağlıdır. Ünsüz işaretleri de çoğu kez ünlü ile başlayıp ilgili ünsüzle sona eren heceleri veya ses gruplarını gösterir. Belirli bazı durumlarda ise ünsüz işaretleri yalnızca ünlü veya ünsüz çifti değerindedir.

Yazıtlardan örnekler

Orhun Yazıtları'nın okunuşunda bilim insanları arasında bazı okuma farkları söz konusudur. Bunlar yazıtın metinlerinin bütününe dair değil, bazı sözlerin okunuşuna dairdir. Bu sebeple aşağıda iki farklı okuma tipinden örnekler verilmiştir.

Yazıtlarda sözler arasına "iki nokta" (:) konulmuştur. Aşağıdaki metinlerin asıllarında da bu noktalar belirtilmiştir.

Eski Türkçe Türkiye Türkçesi
Teŋri yarlıkadukin üçün özüm kutum bar üçün kagan olurtum. Kagan olurup yok çıgań bodunug kop kubratdım. Çıgań bodunug bay kıldım. Az budunug öküş kıldım.[75]Tanrı buyurduğu için, kendim devletli olduğum için kağan oturdum. Kağan oturup aç, fakir milleti hep toplattım. Fakir milleti zengin kıldım. Az milleti çok kıldım.[75]
üze kök : teŋri ; asra : yagız : yer : kılıntukda : ekin ara : kişi oglı : kılınmış : kişi : oglınta : üze : eçüm apam : bumın kagan : iştemi kagan : olurmış[76]Üstte mavi gök (yüzü) altta (da) yağız yer yaratıldığında, ikisinin arasında insan oğulları yaratılmış. İnsan oğullarının üzerine (de) atalarım dedelerim Bumın Hakan (ve) İştemi Hakan (hükümdar olarak) tahta oturmuş.[76]
Üze teŋri basmasar asra yir telinmeser Türk bodun iliŋin törüŋün kim artatı udaçı erti?[77]Üstte gök basmasa, altta yer delinmese, Türk milleti, ilini, töreni kim bozabilecekti?[77]
Bunça törüg kazganıp inim Kül Tigin özi ança kergek boldı. Kaŋım kagan uçdukda inim Kül Tigin yiti yaşda kaltı.[78]Bunca töreyi kazanıp küçük kardeşim Kül Tigin kendisi öylece öldü. Babam kağan uçtuğunda küçük kardeşim Kül Tigin yedi yaşında kaldı.[78]

Türklerin İslam dinini kabul etmesinden önce yazılan Orhun Yazıtları, muhteva olarak Türk tarihi ve kültürü bakımından önemlidir. Yazıtlarda; Türklerin yabancıların siyasetine alet olduğu zamanlarda bozulduğu, devlet kademelerinde bilgili ve ehil olmayan kadronun iş başına getirildiği zaman yönetim düzeneğinin iyi çalışmayıp, ahalide hoşnutsuzluk görüldüğü, yabancı kültürünün Türk birliğini zedeleyip, kişiliğini kaybettirdiği, konuşma sanatına uygun bir anlatımla verilmiştir. Türk milletinin en zor şartlarda bile içinden kuvvetli şahsiyetler çıkıp, ülkeyi kurtarıp, devleti yeniden kurup, güçlendirdiği anlatılan abidelerde; devlet deneyimi yanında Türklük, bağımsızlık fikrine yer verilmiştir. Ayrıca bu yazıtlar, kağanların ulusa hesap vermesidir.

"Türk Oğuz beyleri, milleti, işitin! Üstte gök çökmedikçe, altta yer delinmedikçe Türk milleti, ilini töreni kim bozabilecek idi?"

Yankılar

5 manatın arka yüzünde Orhun harfleri yer almaktadır.

Orhun Yazıtları'nın bulunmasının ardından yazıtlar yorumlanmaya başlamış ve 1896'da Vilhelm Thomsen yazıtları "Muhammed dünyasının soluğunun henüz ulaşmadığı Türk dili ve edebiyatının en eski anıtları" olarak tanımlamıştır.[79] Ardından kıyılarında tarih öncesi bir Türk halkının yaşadığı, eskiden var olmuş bir Orta Asya denizi varsayımını ortaya atmış olup, Mazarine Kitaplığı'nda başkan yardımcılığı yapan Fransız edebiyatçı Léon Cahun, Orhun Yazıtları'nı eski Türklerin yüceltilmesinde kullanılan formüllerin ilk defa ortaya çıktığı, Türk tarihçilerine Türk Tarih Tezi'ni hazırlamalarında ilham kaynağı olan, dahası bugünkü ortaöğretim ders kitaplarında rastlanılan[80] söyleme son derece benzer Asya tarihine giriş adlı kitabını yayınlamıştır.[81]

Azerbaycan'ın para birimi olan manatın arka yüzünde Orhun Yazıtları'ndan alıntı resmedilmiştir. Bu alıntı Bilge Kağan yazıtının doğu yüzünden alınmıştır.

Ayrıca bakınız

Kaynakça

  1. ^ a b c Erdem,KONUR,"ORHUN YAZITLARINDA SOSYAL VE SİYASİ MESAJLAR 11 Haziran 2020 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.",Edebiyat ve Sanat Akademisi
  2. ^ a b c d e Prof. Dr. Muharrem Ergin, Orhun Abideleri, Boğaziçi Yayınları, İstanbul, 2002, s. XVI-XXII ISBN 975-451-017-4
  3. ^ Inscriptions de l'lènissèi, recuilles et publièes par la Sociètè finlandaise d'Archeologie (Fransızca ve Fince) (1889 bas.). Helsingborg. 
  4. ^ Anciens caractères trouvès sur des pierres et des ornements au bor de l'Orkhon (Fransızca) (1890 bas.). Sankt-Peterburg. 
  5. ^ Heikel, Axel Olai. Inscriptions de l'Orkhon (1892 bas.). Helsingborg: Recuilles par l'expèdition finnoise 1890 et publièes par la Sociètè finno-ougrienne. 
  6. ^ Radlof, Wilhelm (1892-1899). Atlas der Altertümer der Mongolei (Rusça) (Sankt-Peterburg bas.). 
  7. ^ Thomsen, Vilhelm. Dèchiffrement des inscriptions de l'Orkhon et de l'lènissèi, Notice prèliminare (Fransızca) (1893 bas.). Kopenhag: Bulletin de l'Acadèmie Royale des Sciences et des Lettres de Danemark. ss. 185-299. 
  8. ^ Radlof, Wilhelm. "I". Die Alttürkischen inschriften der Mongolei, Erste Lieferung (Rusça) (1894 bas.). Sankt-Peterburg. 
  9. ^ Thomsen, Vilhelm. Inscriptions de l'Orkhon dèchiffrèes (1896 bas.). Helsingborg. 
  10. ^ Thomsen, sy. 7-44
  11. ^ Thomsen, sy. 44-54
  12. ^ Thomsen, sy. 57-96
  13. ^ Thomsen, sy. 97-134
  14. ^ Thomsen, sy. 135-211
  15. ^ Thomsen, sy. 212-216
  16. ^ Thomsen, Vilhelm, "The Deceased Köl Tegin's Tablet"
  17. ^ Radlof, Vasili. "II". Die Alttürkischen inschriften der Mongolei, Neue Folge (Rusça ve Fransızca) (1897 bas.). Sankt-Peterburg. 
  18. ^ Melioranski, Platon Mihayloviç. Pamyatnik v çest Kyul Tegina (Rusça) (1899 bas.). Sankt-Peterburg. ss. 1-114. 
  19. ^ Radlof, Vasili. "II". Die Alttürkischen inschriften der Mongolei, Zweite Folge (Rusça) (1899 bas.). Sankt-Peterburg. 
  20. ^ Radlof, sy. 1-27
  21. ^ Radlof, sy. 28-85
  22. ^ Radlof, sy. 86-115
  23. ^ Hirth, Friedrich. Nachworte zur Inschrift des Tonjukuk (Almanca). s. 140. 
  24. ^ Barthold, Wilhelm. Dier alttürkischen Inschriften und die arabischen Quellen (Almanca). s. 29. 
  25. ^ Asım, Necib (1924). Orhun Âbideleri (PDF) (Osmanlı Türkçesi). İstanbul: Matbaa-i Âmire. 23 Nisan 2014 tarihinde kaynağından (PDF) arşivlendi. Erişim tarihi: 23 Nisan 2014. 
  26. ^ a b c d Tekin, sy. 2
  27. ^ a b Orkun, Hüseyin Namık. "I". Eski Türk Yazıtlar (1936 bas.). İstanbul: Türk Dil Kurumu Yayınları, Devlet Basımevi. 
  28. ^ a b von Gabain, Annemarie. Alttürkische Grammatik (Almanca) (1941 bas.). Leipzig. ss. 147-157. 
  29. ^ Thomsen, Vilhelm. "Turcia". Alttürkische Inschriften aus der Mongolei. ss. 121-175. 
  30. ^ Malov, Sergey Yefimoviç. Pamyatniki drevnetyurkskoy pis'mennosti (Rusça) (1951 bas.). Moskova. ss. 17-73. 
  31. ^ Radlof, Vasili. "III". Materalien zum Verständiss der Morphologie des alttürkischen Dailektes, Dritte Lieferung (Rusça) (1895 bas.). Sankt-Peterburg. ss. 388-422. 
  32. ^ Thomsen, sy. 135-198
  33. ^ Thomsen, sy. 199-211
  34. ^ Radlof, Vasili. Grammatische Skizze der alttürkischen Sprache, Neue Folge (Rusça) (1897 bas.). Sankt-Peterburg. ss. 1-129. 
  35. ^ Bang, Wilhelm. Über die köktürkische Inschrift auf der Südseite des Kül-tägin-Denkmals (Almanca) (1896 bas.). Leipzig. 
  36. ^ Bang, Wilhelm. Zu den köktürkischen Inschriften der Mongolei (Almanca). 
  37. ^ Bang, Wilhelm. T'oung Pao (Almanca) (1896 bas.). ss. 325-348. 
  38. ^ Bang, Wilhelm. Zür köktürkischen Inschrift IE (Almanca) (1896 bas.). s. 611. 
  39. ^ Bang, Wilhelm. Köktürkisches (Almanca) (1897 bas.). ss. 198-200. 
  40. ^ Bang, Wilhelm. Zu den köktürkischen Inschriften (Almanca) (1898 bas.). ss. 117-141. 
  41. ^ Foy, Karl. Türkische Vokalstudien (Almanca) (1900 bas.). ss. 180-215. 
  42. ^ Thomsen, Vilhelm. Une lettre mèconnue des inscriptions de l'Iènissèi (Fransızca). JSFOu 30. s. 9. 
  43. ^ Thomsen, Vilhelm. Turcica, ètudes concernant l'interprètation des incriptions tuques de la Mongolie et de la Sibèrie (Fransızca) (1916 bas.). Helsingforgs. s. 1916. 
  44. ^ Räsänen, Martti. Beitrage zur Frage der türkischen Vokalharmonie (Almanca) (1932 bas.). Helsinki. s. 45. 
  45. ^ Neue Folge, sy. 9
  46. ^ Grønbech, Kaare. Der türksiche Sprachbau (Almanca) (1936 bas.). Kopenhag. 
  47. ^ Nèmeth, Julius. "I". Zur Kenntnis des gechlossenen e im Türkischen (Almanca ve Macarca) (1939 bas.). Budapeşte & Leipzig. ss. 515-531. 
  48. ^ Nèmeth, Julius. Zur Erklärung der Orhon-inschirften (Almanca). ss. 35-45. 
  49. ^ Räsänen, Martti. Renegbogen-Himmeslbrücke (Fince ve Almanca) (1947 bas.). Helsingforgs: Studia Orientalia. s. 311. 
  50. ^ Emre, Ahmet Cevat. "I". Türk Lehçelerinin Mukayeseli Grameri (1949 bas.). İstanbul: Fonetik. ss. 25-55. 
  51. ^ von Gabain, Annemarie. Über Ortsbezeichnungen im Alttürkischen (Fince ve Almanca) (1950 bas.). Helsinki: Studia Orientalia. 
  52. ^ von Gabain, Annemarie. Zur Geschichte der türkischen Vokalharmonie (Almanca). ss. 105-11. 
  53. ^ Bombaci, Alessio. Probleme der histrischen Lautlehre der türkischen Sprache (Almanca). ss. 89-105. 
  54. ^ von Gabain, Annemarie. Alttürkische Datierungsformen (Almanca). ss. 191-303. 
  55. ^ Temir, Ahmet. Die Konjuktionen und Satzeinleitungen im Alttürkischen (Almanca) (1956 bas.). Oriens. ss. 41-85, 233-280. 
  56. ^ Tuna, Osman Nedim. Bazı imlâ gelenekleri (1957 bas.). ss. 41-81. 
  57. ^ Tuna, Osman Nedim. Köktürk Yazıtları'ndaki 'ölüm' kavramı ile ilgili kelimeler ve 'kergek bol-' deyiminini izahı (1960 bas.). İstanbul: Bilimsel Bildiriler. 
  58. ^ Tuna, Osman Nedim. öktürk yazılı belgelerinde ve Uyguca'da uzun vokaller (1960 bas.). İstanbul: Bilimsel Bildiriler. ss. 213-282. 
  59. ^ von Gabain, Annemarie. Das Altürkische (Almanca) (1959 bas.). Wiesbaden: Philologiae Turcicae Fundamenta. ss. 24-45. 
  60. ^ Nasilov, Vladimir Mihailoviç. Yazık orḫono-yeniseyskiḫ pamyatnikov (Rusça) (1960 bas.). Moskova. 
  61. ^ Pritsak, Omeljan. Das Alttürkische, Handbuch der Orientalisk, Fünfter Band: Altaistik, Erster Abschnitt: Tukologie (Almanca) (1963 bas.). Leiden/Köln. ss. 27-52. 
  62. ^ Pritsak, Omeljan. "Uralic and Altaic series". A Grammar of Orkhon Turkic (Almanca) (1968 bas.). Indiana University Publications. 
  63. ^ Matuz, Joseph. "Turcica IV". Trois fragmens inconnues de l'Orkhon (Fransızca) (1972 bas.). ss. 22-54. 
  64. ^ Hovdhausen, Even. The relationship between the two Orkhon inscriptions (İngilizce) (1974 bas.). Kopenhag: Acta Orientalia. ss. 52-82. 
  65. ^ Bazin, Louis. Le calendrier turcs anciens et medievaux (Fransızca) (1974 bas.). Lille: Service de Reproduction des Theses Universite de Lille. s. 800. 
  66. ^ Kononov, Andrey Nikolayeviç. Grammatika yazıka tyurkskiḫ runiçeskiḫ pamyatnikov (Rusça) (1980 bas.). Leningrad. s. 255. 
  67. ^ Sertkaya, Osman Fikri. Göktürk tarihinin meseleleri: Köl Tigin ve Köl-İç-Çor kitabelerinde geçen 'oplayu tegmek' deyimi üzerine (1983 bas.). Journal of Turkish Studies. ss. 369-375. 
  68. ^ https://www.facebook.com/ProfDrAhmetTasagil/photos/a.1466879216663054.1073741828.1466853243332318/1538746872809621/?type=3&theater []
  69. ^ "Orhun Yazıtları NTVtarih - 2012". 30 Nisan 2020 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 7 Ekim 2015. 
  70. ^ "Kültigin Anıtı Aslı ve Çeviri Metinler". 4 Mart 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 7 Ekim 2015. 
  71. ^ Bazin, 1974, sy. 244
  72. ^ Bazin, 1974, sy. 248
  73. ^ Lessing 1960, sy. 8
  74. ^ Tenişev 1976, sy. 180
  75. ^ a b Prof. Dr. Muharrem Ergin (2002). Orhun Abideleri. Boğaziçi Yayınları. s. 58-59. ISBN 975-451-017-4 |isbn= değerini kontrol edin: checksum (yardım). 
  76. ^ a b Talât Tekin, Orhon Yazıtları
  77. ^ a b (Bilge Kağan Yazıtı - Doğu Yüzü) Prof. Dr. Muharrem Ergin, Orhun Abideleri, Boğaziçi Yayınları, İstanbul, 2002, s. 40-41 ISBN 975-451-017-4
  78. ^ a b (Kül Tigin Yazıtı - Doğu Yüzü) Prof. Dr. Muharrem Ergin, Orhun Abideleri, Boğaziçi Yayınları, İstanbul, 2002, s. 18-19 ISBN 975-451-017-4
  79. ^ Thomsen, sy. 145
  80. ^ Etienne Copeaux. Tarih Ders Kitaplarında (1931-1993) "Türk Tarih Tezi'nden Türk-İslam sentezine". Tarih Vakfı Yurt Yayınları. 2. Baskı. İstanbul, 2000
  81. ^ L. Cahun, Introduction a l’historie de l’Asie. Turcs et Mongols des origines a 1405, Paris, 1896.
Bibliyografya
  • Thomsen, Vilhelm. Dèchiffrement des inscriptions de l'Orkhon et de l'lènissèi, Notice prèliminare (Fransızca) (1893 bas.). Kopenhag: Bulletin de l'Acadèmie Royale des Sciences et des Lettres de Danemark. ss. 185-299. 
  • Radlof, Vasili. "I, II, III". Die Alttürkischen inschriften der Mongolei (Rusça). Sankt-Peterburg. 
  • Tekin, Talât. Orhon Yazıtları (2006 bas.). Ankara: Türk Dil Kurumu Yayınları. ss. 1-201. ISBN 975-16-0065-0. 
  • Ercilasun, Bilge. Orhun Abideleri Hakkında Türkiye’deki İlk Bilgiler (1996 bas.). Ankara: Türk Dil Kurumu Yayınları. ss. 409-422. 
  • Bazin, Louis. Le calendrier turcs anciens et medievaux (Fransızca) (1974 bas.). Lille: Service de Reproduction des Theses Universite de Lille. s. 800. 

Dış bağlantılar


İlgili Araştırma Makaleleri

Tūnyokuk, Göktürk Kağanlığının yabgusudur. "Aşina" ailesinin akrabalarından Göktürk "Aşide" ailesindendir. Göktürkler ve diğer Türk göçebe imparatorluklarının kurucusu ve yönetenleri, Aşina sülalesindendir.

<span class="mw-page-title-main">Eski Türk yazısı</span> Türk dillerinin yazılması için kullanılmış ilk yazı düzeni

Orhun, Göktürk ya da Köktürk alfabesi, Göktürkler ve diğer erken dönem Türk kağanlıkları tarafından kullanılmış, Türk dillerinin yazılması için kullanılmış ilk yazı sistemlerinden biridir. Alfabe, 4'ü ünlü olmak üzere 38 damga (harf) içermektedir.

<span class="mw-page-title-main">Bilge Kağan</span> İkinci Göktürk Kağanlığının 4. Kağanı

Bilge Kağan Resmi unvan: "Tengriteg Тengride bolmuş Türk Bilge Kağan" :Tanrı gibi gökte olmuş Türk Bilge Kağanı İkinci Göktürk Kağanlığı'nın kağanlarındandır. Türk tarihinin en önemli figürlerinden biri olarak değerlendirilir.

Eski Türkçe, Türk yazı dilinin ilk dönemidir. Dönem Orhun Türkçesi ve Eski Uygur Türkçesi olmak üzere iki altdönemde incelenir. Orhun Türkçesinin kesin tarihlere dayandırılabilir ilk belgesi olan ve VIII. yüzyılın ortalarına tarihlenen Orhun Yazıtlarından Uygur Türkçesinin tarihe karıştığı XIII. yüzyıla değin sürer. Doğu Asya'dan Doğu Avrupa'ya dek önemli bir coğrafyada konuşulduğu anlaşılmaktadır. İlk dönemlerinde yabancı etkilerden epey uzak ve dönemin diğer dillerine göre oldukça yalın olduğu, Uygur çağında git gide zenginleştiği ve yabancı dillerden etkilendiği anlaşılmaktadır. Dil XIII. yüzyılda ölse de türlü Türk toplulukları tarafından yazı dili olarak kullanıldığı XVII. yüzyıla tarihlenen Altun Yaruk nüshasından anlaşılmaktadır.

<span class="mw-page-title-main">Kül Tigin</span> İkinci Doğu Göktürk Kağanlığı’nı yöneten devlet başkanı

Kül Tigin veya Köl Tigin, d. 684 - ö. 27 Şubat 731), İkinci Doğu Göktürk Kağanlığı'nı ağabeyi Bilge Kağan ile birlikte yöneten devlet başkanıdır. Kül Tigin, devletin askerî kanadını yönetiyordu.

<span class="mw-page-title-main">Kül Tigin Yazıtı</span> 8. yy.da yazılmış Göktürk Yazıtlarının bir bölüm

Kül Tigin Yazıtı veya Kül Tigin Kitabesi, Bilge Kağan'ın kardeşi, İkinci Doğu Göktürk Kağanlığı'nın yöneticisi Kül Tigin'in ölümü üzerine MS 732'de Orhun Vadisinde diktirilmiş yazıt.

<span class="mw-page-title-main">Bilge Kağan Yazıtı</span> 8. yy.da yazılmış Göktürk Yazıtlarının bir bölüm

Bilge Kağan Yazıtı veya Bilge Kağan Kitabesi, Türk dilinin en eski yazıtlarındandır. Orhun Yazıtları olarak bilinen yazıtlardan biridir.

<span class="mw-page-title-main">Tonyukuk Yazıtı</span> 8. yy’da yazılmış Göktürk Yazıtları’nın bir parçası

Tonyukuk Yazıtları ya da uluslararası literatürdeki adıyla bulunduğu yere nisbetleBain Tsokto Yazıtları, Orhun Irmağı vadisinde 8. yüzyılda yazılıp dikilmiş olan Göktürk Yazıtlarından birisidir. Moğolistan'ın başkenti Ulan Bator'un ilçesi Nalayh'ta Bayan Tsokto adlı yerde bulunmuştur.

GökTürkçe, Göktürk Türkçesi, Köktürk Türkçesi veya KökTürkçe, Türkçenin bilinen ve yazılı metinleri ele geçirilebilen en eski dönemine verilen isimdir. Eski Türkçe adlı dönemin ilk kısmını oluşturur. Devamında Eski Uygur dönemi yaşanmıştır.

<span class="mw-page-title-main">İkinci Doğu Göktürk Kağanlığı</span> 7. ve 8. yyde hüküm sürmüş Türk devleti

İkinci Doğu Göktürk Kağanlığı, Çin egemenliğine giren Göktürkler Kutluk Kağan zamanında yeniden bağımsızlığına kavuştu. Bu yüzden bu devlete "Kutluk Devleti" de denir.

<span class="mw-page-title-main">Vilhelm Thomsen</span> Danimarkalı dilbilimci ve Türkolog (1842–1927)

Vilhelm Ludwig Peter Thomsen ya da Vilhelm Thomsen Danimarkalı dilbilimci ve Türkolojist. Dancada Vilhelm olarak yazılmasına karşın Türkçe pek çok kitap ve çalışmada adı Wilhelm olarak geçmektedir. Başlangıçta ilahiyat okumuş ancak sonradan filoloji'ye odaklanmıştır. Macarca ve Fince öğrenmiştir. 1869 yılında Doktora derecesini almıştır. Kopenhag Üniversitesi'nde Profesör olmadan önce bir yurttaşlık okulunda Yunanca Dersler vermiştir.

<span class="mw-page-title-main">Nikolay Yadrintsev</span> Rus kâşif

Nikolai Mikhailovich Yadrintsev, Rus kâşif, arkeolog ve Türkologdur.

<span class="mw-page-title-main">Çoyr Yazıtı</span> 7. yüzyılda oluşturulmuş ilk Türk yazıtı

Çoyr Yazıtı, Çöyr Yazıtı ya da Çoyren Bengi Taşı, İkinci Göktürk Kağanlığı dönemi, 7. yüzyılda 6 dizelik bir bengi taş olarak dikilmiş şimdiye dek bulunan en eski Türk yazıtıdır. Moğolistan’ın Dornogovı aymağı (köy) Çöyr demiryolu istasyonundan 15 km kuzeydoğu yönünde, Urga-Kalgan yolunun doğusunda, Sansar-Ula dağının güney eteklerindeki kurgan yerinde 1928’den önce Jamtsarano Tseeveen ve Sendsüren tarafından bulunmuştur. 682-691 yılları arasına ait olduğu düşünülür. Kimi görüşlere göre Çoyr yazıtı, Türkler'e ait en eski metinler olarak kabul edilen Kül Tigin, Bilge Kağan ve Tonyukuk yazıtlarından daha eski olup; Türkçenin tarihlendirilen en eski yazıtıdır.

<span class="mw-page-title-main">Yollıg Tigin</span> İkinci Göktürk Kağanlığının 5. Kağanı

Yollıg Tigin ya da tahta oturduktan sonraki adıyla Ay Kağan, Türkçenin Tonyukuk'tan sonra bilinen ilk yazarı ve İkinci Göktürk Kağanlığı'nın 5. kağanıdır. Bir Göktürk hükümdarı olmasına rağmen Türkiye Türkçesinde "Ay Kağan" değil "Yollıg Tigin" olarak bilinir. Bunun nedeni henüz bir tigin (prens) iken yazdığı Göktürk Yazıtları'nda "Yollıg Tigin" adını kullanmasıdır. Tonyukuk Yazıtı ile birlikte Bilge Kağan ve Köl Tigin yazıtları; Türk siyasi tarihinin dayandırıldığı ilk Türkçe belgeler olduğu için, Yollıg Tigin; hükümdarlığından çok sanatçı yönüyle ön plana çıkmıştır.

İşad, eski Türklerdeki yüksek rütbeli komutanları tanımlamak için kullanılan terimdir. Bu kavram ayrıca Araplar tarafından Hazar Türklerinin komutanlarını tanımlamak için Kağan Beg biçiminde kullanılmıştır. Bu unvana en çok, eski Türk yazıtlarında ve Bugut Yazıtı'nda rastlanmaktadır. Unvanın Türklerdeki bilinen ilk kullanıcısı Göktürklerin kurucusu Bumin Kağan'ın babası Bilge Şad'dır.

İlteber, Türk Kağanlığı ve Hazar Kağanlığı'nın siyasi hiyerarşisinde kendisine vergi toplama ve bunun belirli bir miktarını Türk kağanına ödeme görevi bulunan boy başkanlarına verilen addır. Bu terime ilk kez, 680'de Kuzey Kafkasya Hunları'nda rastlanmaktadır. Hristiyan kaynaklarında, Albanya'da hüküm süren Hun derebeyinin adı Alp Ilteber olarak geçmektedir.

Ozmış Kağan, Göktürk Kağanlığı'nın son kağanıdır.

Bayan Çor Kağan, 747 – 759 arasında Uygur Kağanlığı'nı yöneten kağan. Resmî olarak "Täŋridä Bolmiš İl İtmiš Bilgä Kaγan" yani "Tanrı Tarafından Ülke (İl) Etmiş Bilge Kağan" unvanını kullanmıştır. Tang Hanedanı tarafından kendisine Yingwuweiyuanpiqiejuo Han (英武威遠毗伽闕可汗) veya kısaca Yingwu Han (英武可汗) unvanı verilmiştir. Tahta geçmeden önceki kişisel adı Çabış Tigin'dir. Kendisinden sonra tahta oğlu Bögü Tigin çıkmıştır.

Ongin Yazıtı veya Ongi Yazıtı, 1891 yılında Nikolay Yadrintsev tarafından bulunmuştur. Yazıt, Vasili Radlof tarafından 1895 ve 1896'da üç estampaja dayanarak yayınlanmıştır. Moğolistan'daki Ongin Irmağı yakınlarında bulunduğu için bu adla anılan yazıt, bu ırmağın bir kolu olan Taramel'in yanında, Koşo Saydam Gölü'nün 160 km güneyindedir. Manitu Dağı dolaylarında bulunmakta bulunan bu yazıt Bilge İşbara Tamgan Tarkan adlı bir Türk beyi adına dikilmiştir. Yazıtta İlteriş Kağan ile Kapgan Kağan'ın adları geçmektedir. Yazıt, 8. yüzyılda dikilmiştir. Yazıt, Vasili Radlof ve Vilhelm Thomsen tarafından incelenmiştir. Yazıt üzerinde en çok ses getiren çalışma ise 1957 yılında Gerard Clauson yapmıştır. Türkiye'de ilk kez Hüseyin Namık Orkun tarafından yayınlanan yazıt, günümüzde Moğolistan'da Övörhangay Aymag'ın merkezinde Arvaiheer'deki müzede bulunmaktadır.

Tang imparatoriçesi Wu Zetian'ın kurduğu Zhou Hanedanlığı ve İkinci Göktürk Kağanlığı arasındaki savaşlar 693 yılında Kapgan Kağan ve Aygucı Tonyukuk'un Büyük Kuzey Çin akını ile başlamıştı. Bu Göktürk - Tang savaşının çeşitli nedenleri vardı. Bunların başında Kapgan Kağan'ın devleti güçlendirip büyütme isteği geliyordu. Kapgan Kağan'ın bir kızını Wu Zetian'ın yönetimden uzaklaştırdığı Tang Hanedanı'ndan bir prensle evlendirmek istemesi, ancak Wu Zetian'ın bu isteği geri çevirip kendi ailesinden birini güvey adayı olarak göndermesi savaş için yeterli gerekçeyi yaratmıştı. Yapılan birçok akından sonra 701 ya da 702 yılında yani Kül Tigin 16 yaşındayken, Göktürk ordusu Kuzey Çin'deki Kansu bölgesinin kuzeydoğusuna bir akın düzenledi. Lev Nikolayeviç Gumilyov ile Giraud bu akının Maveraünnehir'e yapıldığını ileri sürmektedirler ancak bu seferin Kansu - Ordos'a yapıldığı açıktır.Bu sefere Kül Tigin ve Bilge Şad da katılmışlardı. Orhun Yazıtları'nda Iduk Baş olarak geçen yerde Göktürk ordusu, Ong Tutuk komutasındaki beş tümenlik bir Zhou ordusuyla savaştı. Kül Tigin yaya olarak saldırdı, Ong Tutuk'un silahlı kayınbiraderini kendi elleriyle tutup (yakalayıp) Kapgan Kağan'a sundu. Ardından Zhou ordusu bozguna uğratılarak yok edildi. Bu savaştan sonra altı yıl boyunca büyük çarpışmalar yapılmamıştır ancak küçük çaplı akınlar sürdürülmüştür.