Oort
Oort, aşağıdaki anlamlara gelebilir:
- Jan Hendrik Oort, Hollandalı astronomi bilgini
- Oort bulutu, Güneş'in etrafında dönen kuyrukluyıldızlar kümesi
Oort, aşağıdaki anlamlara gelebilir:
Güneş Sistemi, Güneş'in kütleçekim kuvvetiyle yörüngede tutulan ve çeşitli gök cisimlerinden oluşmuş bir sistemdir. Güneş ve 8 gezegen ile onların doğruluğu onaylanmış 150 uydusu, 5 cüce gezegen ile onların bilinen toplam 8 uydusu ve milyarlarca küçük gök cisminden oluşur. Küçük cisimler kategorisine asteroitler, Kuiper Kuşağı cisimleri, kuyruklu yıldızlar, gök taşları ve gezegenler arası toz girer.
Asteroit,, iç Güneş Sistemi'nde yörüngede dönen ve meteoroitlerden daha büyük, fakat cüce gezegenlerden daha küçük olan bir küçük güneş sistemi cismidir. Atmosferi olmayan metalik veya kayalık cisimlerdir. Asteroitlerin boyutları ve şekilleri, cüce gezegenler de dahil olmak üzere önemli ölçüde farklılık gösterir.
Işık yılı, astronomide uzaklıkları ifade etmek için kullanılan ve yaklaşık 9,46 trilyon kilometreye (9,46×1012 km) karşılık gelen uzunluk birimi. Uluslararası Astronomi Birliğinin (IAU) tanımına göre bir ışık yılı, ışığın bir Jülyen yılında (365,25 gün) boşlukta kat ettiği mesafedir. İçinde "yıl" sözcüğü geçtiği için bazen hatalı olarak zaman birimi gibi algınsa da zaman birimi değildir.
Aşağıda Güneş Sistemi'ndeki cisimlerin Güneş'ten uzaklıklarına göre sıralanmış bir listesi bulunmaktadır. Çapı 500 km'den küçük cisimler listeye alınmamıştır.
Kuyruklu yıldız ya da kirlikartopu, Güneş’in yakınından geçerken ısınarak gaz açığa çıkarmaya başlayan, buzlu, küçük Güneş Sistemi cisimleridir. Bu gaz çıkışı, görünür bir atmosfer veya koma ve bazen de bir kuyruk oluşturur. Bu fenomenler, kuyruklu yıldızın çekirdeğine etki eden güneş radyasyonu ve güneş rüzgarı etkilerinden kaynaklanır. Kuyruklu yıldız çekirdek’lerinin büyüklüğü, birkaç yüz metreden ile onlarca kilometreye kadar değişir ve gevşek buz, kozmik toz ve küçük kayalık parçacıklardan oluşur. Kuyruk bir astronomik birim ötesine uzanabilirken, koma Dünya'nın çapının 15 katına kadar çıkabilir. Yeterince parlaksa, teleskop yardımı olmadan Dünya'dan kuyruklu yıldız görülebilir ve gökyüzünde 30°'lik bir alt açı yayı olabilir. Kuyruklu yıldızlar eski çağlardan beri birçok kültür ve din tarafından gözlemlenmiş ve kaydedilmiştir.
Neptün ötesi cisim Güneş Sistemi'nde bulunup ortalama yörüngesi Neptün'ün yarı büyük ekseninden daha büyük olan küçük gezegenlerin genel ismidir. Uzayın bu bölümünde kalan Kuiper kuşağı, Oort bulutu ve dağınık disk cisimleri bu kategoridendir.
Oort Bulutu veya Öpik-Oort Bulutu, Güneş'in etrafında dönen kuyruklu yıldız kümesi. Bu kuyruklu yıldızların enberi ölçeği 5-50 AB ve enöte ölçeği ise 30.000-100.000 AB'dir. Unutulmamalıdır ki enöte yörüngeleri Plüton'un yörüngesinin çok ötesindedir.
Kuiper Kuşağı, Güneş Sistemi'nin kenarında bulunan bir halkadır. Esas olarak uzay kayaları ve cüce gezegenlerden oluşur. Neptün'ün yörüngesinin ötesine oturur. Gezegensel hareket düzeyinde ve Güneş'ten yaklaşık olarak 30 ila 50 astronomik birimden uzak bir disktir. Edgeworth-Kuiper Kuşağı adıyla da anılmaktadır. Hawaii'deki astronomlar 1992 yılında bu bölgede sayıları 1.000'i bulan buzlu cisimlerin ilkini keşfetmişlerdir. Bu cisimlerin bir bölümü çok yığışık olup çapları da yüzlerce kilometreyi bulabilmektedir. Kuiper Kuşağı ile Oort Bulutu'nun da üst üste bindiği bugünkü varsayımlar arasında yer almaktadır. Kuiper Kuşağı'nda bulunan gök cisimlerinin birer gezegen olup olmadığı yönünde de büyük tartışmalar bulunmaktadır. Kuiper Kuşağı'nda şimdiye kadar 400 gezegenimsi gök taşı bulunmuştur. Bu kuşakta çapı 100 km'den büyük en az 70.000 gök cismi olduğu varsayılmaktadır. Bu bölgeye Kuiper Uçurumu da denmektedir. Bu ismin verilmesindeki sebep ise kaya yoğunluğunun bu bölgede birdenbire azalmasıdır. NASA'nın Kuiper Kuşağı ve Plüton'a doğru yol alacak olan New Horizons uzay aracı da 2006 yılının Ocak ayında fırlatılmış, bir sene sonra 2007'de Jüpiter gezegeninin yanından geçmiştir. 14 Temmuz 2015'te Plüton'a en yakın noktadan geçerek gezegenin yapısı ve atmosferini incelemiştir. 2015 Nisan ayı itibarıyla New Horizons uydusu Plüton ile ilgili düşük çözünürlüklü görüntüleri göndermiş ve bilgilerimizi tazelemiştir.
Voyager 1, Voyager programı kapsamında NASA tarafından dış Güneş Sistemi’ni ve Güneş'in heliosferinin ötesindeki yıldızlararası uzayı araştırmak için 5 Eylül 1977'de fırlatılan uzay sondasıdır. İkizi Voyager 2'den 16 gün sonra fırlatılan 722 kilogram ağırlığındaki Voyager 1, NASA tarafından fırlatıldığı 5 Eylül 1977'den bu yana hizmet vermek, düzenli komutları almak ve Dünya'ya veri iletmek için Derin Uzay Ağı ile iletişim kurmaya devam etmektedir. Jüpiter ve Satürn'ü ziyaret etmiş, bu gezegenlere ait uyduların detaylı fotoğraflarını elde eden ilk sonda olmuştur. Görevi hâlâ devam etmektedir. 15 Aralık 2023 itibarıyla sinyal alımı yapılamadığı iddia edilmektedir.
Jan Hendrik Oort,, Hollandalı gökbilim bilgini.
Geç Dönem Ağır Bombardıman, Ay üzerinde önemli sayıda çarpma kraterinin oluştuğuna, aynı şekilde Dünya, Merkür, Venüs ve Mars’ta da benzer kraterlerin meydana geldiğine inanılan ve yaklaşık olarak günümüzden 3,8 ile 4,1 milyar yıl öncesi dönem.
Çöküntü çemberi, bir yıldızın yaşam döngüsünün farklı evrelerinde, yörüngesi çevresinde; gaz, toz, gezegenimsiler, asteroitler veya çarpışan parçacıkların halka benzeri bir şekilde birikmesidir. Bu gibi çemberler kendini şu şekillerde gösterir:
SN 1054, 1054 yılında Dünya'da yaygın olarak gözlemlenmiş bir süpernova. Çinli, Japon, İranlı, Arap ve Amerikan yerlileri tarafından kaydedilen süpernova, 23 gün boyunca gündüz ışığında görülmüş ve 653 gün boyunca gökyüzünde kendisini göstermiştir. Bu dede yıldız (progenitor) Samanyolu'nda yaklaşık olarak 6300 ışık yılı uzaklıktadır ve çöken çekirdeği bir süpernova olarak patlamıştır.
Dağınık disk veya saçılmış disk, geniş Neptün ötesi cisimler ailesinin bir alt kümesi olarak genel itibarıyla buzlu küçük Güneş Sistemi cismi popülasyonuna sahip olan Güneş Sistemi'ndeki uzak bir çöküntü çemberidir. Dağınık disk cisimleri (SDO'lar-Scatterd Disk Objects) 0,8'e kadar değişen yörünge dışmerkezliklerine, 40°'ye kadar yüksek eğimlere ve 30 astronomik birim (4,5×109 km; 2,8×109 mi) daha büyük günberi mesafelerine sahiptir. Bu aşırı yörüngelerin gaz devleri tarafından kütleçekimsel “saçılmanın” bir sonucu olduğu düşünülmektedir ve bu nesneler Neptün tarafından tedirgin edilmeye devam etmektedir.
Meliphagidae ya da Balcıgiller, çoğu Avustralya ve Yeni Gine'de bulunan küçük ve orta boyda kuşlardan ibaret Passeriformes takımına bağlı bir kuş familyasıdır. Bu familyadan kuşlar Yeni Zelanda ile Samoa ve Tonga kadar doğuda olan Pasifik adalarında da yaşarlar. Wallace Çizgisi'nin diğer kanadında Bali'de bir türü bulunur.
Subrahmanyan Chandrasekhar, Hint asıllı Amerikalı astrofizikçi. A. Fowler ile birlikte 1983'te kara deliklerin yüksek kütleli yıldızların evrimlerinin son aşamalarından biri olduğunu matematiksel teori haline getirdiklerinden dolayı Nobel Fizik Ödülünü kazanmıştır. 1930 Nobel Fizik Ödülü sahibi Chandrasekhara Venkata Raman'ın yeğenidir. Chandrasekhar limiti olarak bilinen astrofizik kavramını ortaya atmıştır.
Gliese 208, Avcı takımyıldızı bölgesinde yaklaşık olarak 37 ışık yılı uzaklıkta bulunan K-tipi turuncu bir ana kol yıldızıdır. RS CVn türü bir değişen yıldız olan Gliese 208'in parlaklığı, 8,80 ile 9,05 kadir aralığında değişkenlik gösterir.
Yıldızlararası cisimler yıldızlararası boşlukta bulunan ve yerçekimsel olarak bir yıldıza bağlı olmayan bir kuyruklu yıldızdır. Bilinen Güneş Sistemi’ndeki veya Güneş dışı kuyruklu yıldızlar, dışında, bir yıldıza yerçekimsel olarak bağlı olmayan bir yıldızlararası kuyruklu yıldız bulunmamıştır. Yine de bu kuyruklu yıldızların var olduğu varsayılmaktadır: gezegen ve yıldızlardan kaynaklanan yerçekimsel dağıtma, pek çok Oort Bulutu kuyruklu yıldızını fırlatmıştır ve benzeri süreçlerin güneşdışı gezegen sistemlerde de gerçekleşme olasılığının yüksekliği, büyük miktarda bağımsız kuyruklu yıldızın varlığına işaret etmektedir. Günümüzde, yıldızlarası kuyuklu yıldızlar yalnızca Güneş Sistemi’nden geçerlerse fark edilebilir ve Oort Bulutu kuyruklu yıldızlarından, Güneş’e yerçekimsel olarak bağlı olmadıklarına işaret eden, sert hiperbolik yörüngeleri sayesinde ayırt edilirler. Zayıf hiperbolik yörüngelere sahip kuyruklu yıldızlar da gözlemlenmiştir; ancak bunların yörüngelerine bakıldığında, Oort Bulutu'ndan serbest kalmış gibi durdukları ve bir yıldızlararası boşluk kökenine işaret etmedikleri görülmüştür. Bilinen en dış merkezli olan(eccentric) kuyruklu yıldız, C/1980 E1, yalnızca 1.057 dış merkezliliğe sahiptir, ki bu da bir yıldızlararası kuyruklu yıldızdan beklenene göre, pek dış merkezli değildir.
Samanyolu Galaksi'si gibi galaksilerin yerçekimsel alanına maruz kalan cisimlere etki eden gelgit dalgaları galaktik gelgit olarak bilinmektedir. Galaktik çarpışmalar, cüce galaksi ya da uydu galaksileri ve Samanyolu Galaksisi'nin Güneş Sistemimizde bulunan Oort bulutundaki gelgit etkisi yaratmaktadır.
Gözlemsel astronomide, bir Güneş Sistemi cisminin gözlem yayı, cismin yolunu izlemek için kullanılan en erken ve en son gözlemleri arasındaki süredir. Genellikle gün veya yıl olarak verilir. Terim çoğunlukla asteroitlerin ve kuyruklu yıldızların keşfi ve takibinde kullanılır. Yay uzunluğu, bir yörüngenin doğruluğu üzerinde en büyük etkiye sahiptir. Ara gözlemlerin sayısı ve aralığı daha az etkiye sahiptir.