Omurga, yani columna vertebralis vücudu destekleyen servikal, torasik, lumbar, sakral ve koksiks olarak gruplanan 26 kemikten 33 vertebradan oluşan ana yapıdır. Omurga, vücudu desteklemek üzere torasik ve pelvik uzuvların arasında bir köprü oluşturur.
Anatomi, organizmaların ve parçalarının yapısının incelenmesi ile ilgili biyoloji dalıdır. Anatomi, canlıların yapısal organizasyonu ile ilgilenen bir doğa bilimi dalıdır. Tarih öncesi çağlarda başlangıcı olan eski bir bilim dalıdır. Anatomi doğası gereği gelişimsel biyoloji, embriyoloji, karşılaştırmalı anatomi, evrimsel biyoloji ve filogeniye bağlıdır, çünkü bunlar anatominin hem anlık hem de uzun vadeli zaman ölçeklerinde üretildiği süreçlerdir. Sırasıyla organizmaların ve parçalarının yapısını ve işlevini inceleyen anatomi ve fizyoloji, birbiriyle ilişkili disiplinlerin doğal bir çiftini oluşturur ve genellikle birlikte çalışılır. İnsan anatomisi, tıpta uygulanan temel bilimlerden biridir.
Yemek borusu, yenilen yiyeceklerin ağız ve yutaktan sonraki geçiş bölgesidir.
Eklem, iki veya daha fazla kemiğin, vücut bölümlerinin hareket edebilmesini sağlamak maksadıyla birleştiği kısıma verilen ad.
Eklem bacaklılar ya da Arthropoda, omurgasızların en büyük şubesidir.
İnsan vücudunun belirli bölümlerindeki hareketler; bir takım anatomik terimlerle ifade edilir. Hareketle ilgili bu anatomik terimlerde genellikle anatomik duruşa göre belirlenmiş bir referans noktası kullanılır. Bu referans noktası vücudun orta hattı, uzvun orta hattı ya da hareketin yapıldığı eklemin kendisi gibi yerler olabilir. Aynı zamanda referans noktası kullanılarak belirlenmiş bu hareketler, vücudun bazı bölümlerinde farklı isimler alabilir.
Radius, önkoldaki kemiklerden biridir. Anatomik duruş pozisyonuna göre radius önkolun lateral kısmındadır. Dirsekte humerusla, el bileğinde ise skafoid kemik ve lunatum kemiği ile eklem yapar. Önkoldaki iki kemikten hareketli olan kemiktir. Pronasyon ve supinasyon hareketlerinde ulna sabitken radius hareket eder. Radiusun proximal kısmında bulunan caput radii 'nin üstünde bir adet çukurluk bulunmaktadır. Bu çukurluğun adı fovea capitis radiidir. Bu çukurluk humerusun capitulum humeri adı verilen kısmıyla eklem yapar. Ayrıca kaput radiiyi çepeçevre saran ve circumferentia articularis adı verilen kısım ulna kemiğinin incisura radialis denilen çentik kısmıyla eklem yapar. Caput radiinin altında kalan kısma radiusun boynu anlamına gelen collum radii adı verilir. Collum radiinin hemen altında, radius iç rotasyonda iken içe; radius dış rotasyonda iken öne bakan yumru şeklindeki yapıya tuberositas radii adı verilmektedir. Tuberositas radii kolun flexor kaslarından biri olan musculus biceps brachiinin sonlanma yeridir. Radiusun gövde kısmında Musculus pronator teres kasının sonlandığı tuberositas pronatoria adı verilen yumru şeklinde ve tuberositas radiiye benzeyen bir yapı mevcuttur. Radiusun distal kısmında ise musculus brachioradialis'in tutunduğu bir çıkıntı bulunmaktadır. Bu çıkıntının adı processus styloideus'tur. Radius distal kısımda karpal kemiklerle eklem yapar. Bu eklem yüzeyi facies articularis inferior adını alır. Radius hem proximalde hem de distalde ulnayla eklem yapar. proximalde bulunan eklem articulatio radioulnaris proximalis, distaldekinin adı articulatio radioulnaris distalistir.
Veteriner tıp; hayvan hastalıkları, bozuklukları ve yaralanmalarının önlenmesi, teşhisi ve tedavisi uygulamalarının yanı sıra hayvan besleme, genetik ıslah, hijyen ve gıda güvenliği, salgın hastalıkların önlenmesi, insan ve çevre sağlığı konularıyla ilgilenen bir tıp alanıdır. Veteriner tıbbı, evcil ve vahşi tüm hayvan türlerini kapsayacak kadar geniştir. Veteriner tıp uygulamaları hayvan sağlığının yanı sıra doğrudan ve dolaylı olarak insan sağlığına da etki etmektedir.
Dil kemiği ya da hiyoid kemik, alt çenenin alt arkasında bununan oldukça küçük bir kemiktir. Kafatasında oynar ekleme sahip iki kemikten biridir. Os hyoideum, yassı ya da yuvarlak fibrokartilaginöz ve kemiksel parçalardan meydana gelmiştir. Hyoid kemiğinin görevi dilin kafatası içinde sabitlenmesidir. Bu kemik şakak kemiğinin processus styloideus'una bağlanır. Evcil memeli hayvanlardan etçillerde bu kemik temporal kemiğin processus mastoideus'una bağlanır.
Omuz insan vücudunda kolların gövdeyle birleştiği yere verilen isimdir. Omuz bölgesinde ve omuz eklemini çevreleyen birçok damar sinir paketleri, kas grupları bulunmaktadır. En önemli görevi ise bu özel yapısı ile kol hareketlerini mükemmel olarak sağlamaktır.
Göğüs ya da toraks, insan ve çeşitli diğer hayvanların anatomik bir parçasıdır. Hayvan ve insanlarda vücudun bir parçası, baş ve abdomen arasında yer alır. Memelilerde sternum, torakal vertebralar ve kaburgalar ile çevrilen ve göğüs boşluğu olarak adlandırılan vücut bölümüdür. Boyundan diyaframa kadar uzanır. Kalp, aortun bir bölümü, timus ve akciğerler torasik kavitede yer alır. Torakal kavitede yer alan iç organlar sternum ve kaburgaların oluşturduğu kafeins koruması altındadır.
İnsan anatomisinde ayak bileği eklemi, ayak ile bacağın birleştiği yerde oluşmuştur. Ayak bileği veya talocrural eklem, tibia ve fibulanın iki distal ucunu bağlayan sinoviyal menteşe tipi bir eklemdir. Tibia ve talus arasındaki eklem, daha küçük olan fibula ve talus arasındaki eklemden daha fazla ağırlık taşır.
El bileği, İnsan anatomisinde önkol ile el arasında bulunan esnek ve daha dar bir bağdır. El bileği temel olarak karpallar denilen ve birbiri üzerine sarılarak şekil verilebilir bir menteşe oluşturan, çift sıra kısa kemiklerden oluşur.
Köpek dişi, memeli oral anatomisinde incelenen uzun ve sivri diş. Fakat daha düz bir şekilde ortaya çıkabilirler. Bunun sonucu öndeki kesici dişlere benzerler. Öncelikli olarak sert yiyeceği parçalamakla görevlidirler. İkincil kullanımları ise saldırıya yöneliktir. Çoğunlukla bütün memelilerde en büyük dişlerdir. Çoğu memelide ikisi alt çenede ve ikisi üst çenede olmak üzere dört adet köpek dişi bulunur. Aynı çenede bulunan köpek dişlerini birbirinden, kesici dişler ayırır. Örneklerini köpeklerde ve insanlarda görebiliyoruz.
Kürek kemiği ya da omuz kemiği, göğüs kafesinin arka kısmında bulunan, kolun gövdeye bitiştiği humerus kemiği ile omuz üstü köprücük kemiğini birleştiren yassı, geniş bir kemiktir. Üçgen şekli bir küreği andırdığı için bu adı almıştır. Kürek kemikleri yassı kemiklere girer.
Pronasyon anatomide, önkolun radioulnar eklem ya da ayağın subtalar ve talokalkaneonavikular eklemler etrafında yaptığı dönme hareketidir. Önkol için, standart anatomik konumda ayakta dururken, pronasyon, el ayasını omzu döndürmeden arkaya bakar konumdan öne bakar konuma getirir. Bu hareket yukarıdan bakıldığında sağ önkol için saat istikametinin tersine, sol önkol için ise saat istikametinde bir dönüştür. Önkol için pronasyon hareketini pronator quadratus ve pronator teres kasları sağlar. Ayak için, pronasyon, ayak tabanının standart anatomik konumdan daha yan dönmesini sağlar. Pronasyonun tersi supinasyondur.
Yüzeysel grup sırt kasları üst eksteremiteleri gövdeye bağlar. Üst ekstremitelerin hareketleri ile ilgilidirler. Servikodorsal bölgede bulunurlar. Bölgenin yüzeyel fasyası kalın ve güçlü olup; yağ dokudan oluşur. Genel yüzeyel fasya ile devamlıdır. Bölgenin derin fasyası sıkı fibröz dokudur. Bu fasya ligamentum nuchae, tüm sırt omurlarının processus spinosuslarına ve ligamentum supraspinaleye tutunur. Lateralde ise scapulanın acromion ve spina scapula kısımlarına tutunur. Buradan itibaren fascia deltoidea ve fascia axillaris ile devam eder.Önde ise fascia pectoralis ile devamlıdır.
- Trapezius
- Latissimus dorsi
- Levator scapulae
Yumuşak damak ya da velum memelilerde ağzın tavanını oluşturan damağın arkasını oluşturan yumuşak dokulu kısımdır. Ağzın önünde bulunan sert damağın aksine yumuşak damak kemik içermez. Equidede çok uzundur. Bu bakımdan atlar ağızdan solunum yapamaz ya da çok az yapabilir.
Sakrum, insan anatomisinde omurganın alt kısmında büyük, üçgen şekilli kemik. Birinci ila beşinci sakral omurun (S1-S5) birleşmesiyle oluşur.
Ankara Veteriner Anatomi Müzesi veya kısaca AVAM, Türkiye'nin ilk anatomi müzesidir. Ankara Üniversitesi Anatomi Anabilim Dalı tarafından 2013 yılında kurulan müzede tarihi ve bilimsel değeri olan örneklerin korunması ve sergilenmesi hedeflenmiştir.