İçeriğe atla

Ombudsman

Georgetown Üniversitesi'nde bulunan ombudsman (arabulucu) ofisi.

Ombudsman, şikayetleri ve birtakım teşebbüsleri ele alıp değerlendiren ve bunlara her iki taraf için de tatmin edici çözümler bulan kişidir.

Kelime kökeni açısından İsveççede “arabulucu” anlamına gelen ‘ombuds’ ve “kişi” anlamına gelen ‘man’ kelimelerinden oluşmuştur ve aracı kişi anlamına gelmektedir.

Ombudsman kelimesi İsveççede genellikle delege, avukat, vekil veya bir diğer kişi veya kişiler tarafından o kişi veya kişiler adına hareket etmeye ve onların haklarını korumaya yetkili kılınmış kimseyi ifade etmek için kullanılır.

Kurumsal olarak Ombudsman terimi, Parlamento tarafından halkın şikayetlerini dinleyip, çözümlere ulaştırmak üzere seçilmiş kimse veya kimseleri simgelemektedir.

Ombudsman'ın Türkçe karşılığı için kamu denetçisi, arabulucu, kamu hakemi, medeni hakların savunucusu, parlamento komiseri gibi tanımlamalar teklif edilmiştir. Sonuç olarak, Ombudsman kamu hizmetlerinin yürütülüşündeki adaletsizlikler hakkında, konudan etkilenenlerden şikayetleri almak, bu konularda araştırmalar yapmak ve sorunları çözmekle görevlendirilmiş, bağımsız bir kamu otoritesidir.

Ancak; Türk Dil Kurumu (TDK) e-posta aracılığı ile kullanıcılarına gönderdiği bilgide bu sözcüğü şu ifadelerle açıklamıştır: ombudsman : İngilizce kökenli bu söz hukukta “ Parlamento tarafından görevlendirilen, vatandaşları resmî makamların keyfî ve yasa dışı davranışlarına karşı korumakla görevli kişi veya kurum.” anlamında kullanılmaktadır. Bu söz için kamu denetçisi karşılığı önerilmiştir. .

Tarihi gelişimi

1713 yılında İsveç'te kurulan ve 1809 yılında İsveç Anayasasına girerek anayasal bir kurum niteliğine bürünen ombudsman, bir iki ülke hariç, İkinci Dünya Savaşı sonrasına kadar İsveç sınırları dışında pek ilgi çekmemiştir. Ancak 1950'lerden sonra ombudsmanlık dünyada yayılmaya başlamıştır. Aslında Osmanlı Devletinde, devletin bütün kadılarının üstü sayılan, ilmiye sınıfından kazasker ve şeyhülislam rütbesine yükselen, “kadı-ul kuzat” unvanını alan “Türk Başyargıcı Bürosu” vardı ve bu başyargıcın görevi, İslam Hukukunun, Sultan dahil memurlarca, halkın birbirleriyle ve devletle olan ilişkilerini düzenlerken uygulanmasını güvenceye almaktı. Böylece halkın haklarını memurların adaletsizliğine ve güçlerinin kötüye kullanılmasına karşı korumuş oluyordu. Ombudsmanlık kavramının kökeni aslen Osmanlı Devleti'nden gelmektedir.[]

Osmanlı Devleti dönemindeki bu uygulamayı ilk keşfeden ve ismi Demirbaş Şarl diye bilinen Kral XII. Charles olmuştur. İsveç Kralı Demirbaş Şarl(XII. Charles) 1709 yılında Ruslara yenilerek Osmanlı Devletine sığınır. Edirne yakınlarındaki Demirtaş Paşa Konağı'nda ikamet etmek zorunda kalan Kadılık müessesesi uygulamasını da görüp beğenmiştir. Devletin iyi yönetilmesi ve adaletsiz uygulamalara göz yumulmaması konusunda titiz olan Kral, Stockholm'de kendisinin gözü kulağı olmak üzere bir ombudsman görevlendirmiştir. İsveç dilinde bu birime “ombudsmanlık” denildiği için Avrupa'ya bu isimle yayılmıştır.[1] Zaten ombudsmanlığın bir Türk Kurumu olduğunu, İsveçliler de diğer ülke temsilcileri de uluslararası toplantılarda söylemektedirler. Mesela Avrupa Birliği Ombudsmanı Yunan Nikiforos, Fransız Ombdusmanı Jean Paul Delevoye ve İsveç Parlamento Ombudsmanı gibi zatlar, ombudsmanlığın Osmanlı'daki bir kuruma dayandığını defalarca belirtmişlerdir.[2]

Gazetecilikte ombudsmanlık

Türkiye'de kamu yönetiminin denetlenmesinde çeşitli yöntemler kullanılmaktadır. Bunlar siyasi denetim, idari denetim, yargı denetimi, baskı gurupları, kamuoyu denetimi ve etik denetim olarak gruplandırmak mümkündür. Ancak Türkiye'de 12 eylül 2010 tarihinde yapılan halk oylaması ve anayasa değişikliğiyle beraber denetim sistemine ombudsmanlık kurumu da eklenmiştir. Ombudsman kanunu 14.06.2012 tarihinde kabul edilmiş kurum kurulmuş, fakat tartışmalar bitmemiştir.

Gazetecilikte ombudsman, halk temsilcisi, halkın sözcüsü ve koruyucusu demektir. Yayın yoluyla haksızlığa uğrayanları temsil eder. Birçoğunun, gazetelerinde köşesi vardır.1967'de ABD'de ilk defa uygulamaya başlamıştır. Ombudsman, tarafsız ve bağımsızdır. ABD ve Avrupa'da yayın organları kendi ombudsmanını seçer.

Türkiye'de okur temsilcisi karşılığında ombudsmanlığı Emre Kongar Hürriyet'te ve Seyfettin Turhan HHA'da başlatmışlardır. Milliyet'te Yavuz Baydar 1999'da okur temsilcisi olmuş, beş yıl bu görevi sürdürmüştür. Milliyet'te başlayan ombudsmanlık daha sonra Sabah, Hürriyet ve Cumhuriyet'te de uygulanmıştır.

Milliyet'te Yavuz Baydar'dan sonra Derya Sazak ve Belma Akçura, Sabah'ta Yavuz Baydar'ın ardından İbrahim Altay, Cumhuriyet'te Güray Öz, Hürriyet'te ise Doğan Satmış, Temuçin Tüzecan ve onlardan sonra Faruk Bildirici ombudsman (Okur Temsilcisi) olarak görev yaptı. Ancak gazete yönetimleri ombudsmanlara editöryal özerklik tanımadıkları ve müdahalelerde bulundukları için sık sık anlaşmazlıklar yaşandı. Nitekim gazeteler 2018'den itibaren ombudsmanların görevine son vermeye başladılar ve günümüzde artık Türkiye'deki hiçbir gazetede ombudsmanlık uygulaması kalmadı. Hürriyet'te 2010-2019 yılları arasında ombudsman olan Faruk Bildirici günümüzde “Medya Ombudsmanı” olarak kendi web sayfasından bu işlevi yürütüyor.

Kamu yönetiminde ombudsmanlık

Bireyle devlet organları arasında çıkan anlaşmazlıklarda arabuluculuk yapan bağımsız bir kurumdur. Bu faktörleri ele aldığımızda ombudsmanlık yargı organlarının anayasa ile düzenlenmesinin 5 yönteminden bir tanesini oluşturmaktadır. Bu yöntemler devlet erkinin elinde bulunan sistematik düşünce bilincinin, krematistik ontolojisini epistemolojisinden ayıran önemli hukuk faktördür. Kamuda ombudsman olmak için siyasal alanda bilincin yüksek faktörlerde oluşması ve devlet erkinin nasıl oluştuğunu bilmek önemlidir.

Kaynakça

  1. ^ Kestane, Doğan (Temmuz-Aralık 2006). "Çağdaş Bir Denetim Organizasyonu Olarak Ombudsmanlık (Kamu Denetçiliği)". 
  2. ^ "Arşivlenmiş kopya". 24 Haziran 2013 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 27 Mayıs 2013. 

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Finlandiya</span> Kuzey Avrupa ya da diğer adıyla İskandinavya yarım adasında yer alan devlet, ülke

Finlandiya, resmî adıyla Finlandiya Cumhuriyeti, Kuzey Avrupa'daki bir İskandinav ülkesi. Doğuda Rusya, kuzeyde Norveç ve batıda İsveç'le komşudur. Batıda Botniya ve güneyde Finlandiya körfezlerine kıyısı vardır. Yüz ölçümü 338.455 km² ve nüfusu 5,5 milyondur. Helsinki ülkenin başkenti ve en büyük şehridir. Finlerin ana dili olan Fince, yeryüzündeki az sayıda Baltık-Fin dilinden biridir. Finlandiya'nın iklim özellikleri enleme göre değişkenlik gösterir: Güneyde nemli karasal iklim, kuzeyde kutup altı iklimi görülür. Ülke genel olarak tayga biyomuna dahildir. Ayrıca Finlandiya'da 180 binden fazla göl bulunmaktadır.

<span class="mw-page-title-main">Anayasa</span> devleti yöneten temel ilkeler bütünü

Anayasa, ülke üzerindeki egemenlik haklarının kullanım yetkisinin içeriğinde belirtildiği şekliyle devlete verildiğini belirleyen toplumsal sözleşmelerdir. Hans Kelsen'in normlar hiyerarşisine göre diğer bütün hukuki kurallardan ve yapılardan üstündür ve hiçbir kanun ve yapı anayasaya aykırı olamaz. Devletin temel örgüt yapısını kuran, önemli organlarını ve işleyişlerini belirleyen; ayrıca temel hak ve özgürlükleri tespit edip, sınırlarını çizen hukuk metinleridir. Toplumsal bir sözleşme niteliği taşır. Devlet faaliyetlerini ve oluşum biçimini düzenleyen yasa metnidir.

<span class="mw-page-title-main">Türkiye'de siyaset</span> Türkiye Cumhuriyetinin siyasi yapısı

Türkiye'de siyaset, Türkiye'nin kuvvetler ayrılığı ilkesine dayalı bir yapısı vardır. Yasama, Yürütme ve Yargı erklerinden oluşan üçlü kuvvet ayrılığı ilkesi temel alınmıştır. Buradaki üç erk; Yasama (TBMM), Yürütme (Cumhurbaşkanı) ve Yargı (Mahkemeler) tarafından oluşmaktadır.

<span class="mw-page-title-main">III. Ahmed</span> 23. Osmanlı padişahı (1703–1730)

III. Ahmed divan edebiyatındaki mahlasıyla Necib, 23. Osmanlı padişahı, 102. İslam halifesi ve Lale Devri padişahıdır.

<span class="mw-page-title-main">Meşrutiyet</span> hükümdarın yetkilerinin anayasayla sınırlandırıldığı yönetim biçimi

Meşrutiyet, meşruti monarşi, anayasal monarşi, anayasal tekerki ya da parlamenter monarşi, hükümdarın yetkilerinin anayasa ve halk oyuyla seçilen meclis tarafından kısıtlandığı yönetim biçimi. Arapça şart kökünden türemiş olan meşrutiyet 19. asırdan itibaren Osmanlı Devleti'nde meclisli saltanat-hilafet anlamında kullanılmıştır. Daha genel ifadesiyle; meşrutiyet, bir hükümdarın başkanlığı altında parlamento yönetimine dayanan yönetim biçimidir.

Hoca İbrahim Paşa III. Ahmed saltanatında, 6 Nisan 1713 - 27 Nisan 1713 tarihleri arasında yirmi bir gün sadrazamlık yapmış Osmanlı devlet adamı.

<span class="mw-page-title-main">Türkiye Cumhuriyeti Anayasa Mahkemesi</span> Türkiyedeki en yüksek yargısal devlet organı

Türkiye Cumhuriyeti Anayasa Mahkemesi (AYM), Türkiye'de anayasal denetimi yürüten en yüksek yargı organıdır. Kanunların, Cumhurbaşkanlığı kararnamelerinin ve Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğünün Anayasaya şekil ve esas bakımlarından uygunluğunu denetler ve bireysel başvuruları karara bağlar. Anayasa değişikliklerini ise sadece şekil bakımından inceler ve denetler. Görevleri, Türkiye Anayasası'nın 148. ve 153. maddeleri arasında belirtilmiştir.

<span class="mw-page-title-main">İfade özgürlüğü</span> kişinin görüş ve fikirlerini iletme hakkı

İfade hürriyeti, ifade özgürlüğü, Birleşmiş Milletler tarafından İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi'nde ilan edilen, birçok ülke tarafından kabul edilen, bireylerin veya toplulukların fikir ve görüşlerini sansür, yasal yaptırım veya tehdit korkusu olmaksızın ifade etme hakkıdır. Birçok devlet ifade özgürlüğünü anayasal koruma altına almıştır. Konuşma özgürlüğü ve ifade özgürlüğü siyasal bağlamda dönüşümlü olarak kullanılan terimler olsa da, ifade özgürlüğünün hukuki anlamı, iletişim araçları arasında fark gözetmeksizin bilgi ve fikirlerin aranması, erişilmesi ve yayılmasına yarayan her tür faaliyeti kapsar.

Kuvvetler ayrılığı veya güçler ayrılığı, devlet organları olan yasama, yürütme ve yargı güçlerinin birbirinden ayrılmış oldukları bir devlet yönetim modelidir. Devletin her biri birbirinden ayrı ve bağımsız güçlerdeki kol ve sorumluluk alanlarına ayrıldığı ve böylece her bir güç ve kolun bir diğeri ile güç ve sorumluluk alanları bakımından bir çatışma yaşamadıkları bu model ilk olarak antik Yunan ve Roma'da geliştirildi. Kuvvetler ayrılığında güçler normal olarak yasama, yürütme ve yargı olmak üzere üç kola ayrılmaktadır.

Halkla ilişkiler bir işletmenin, kurumun ya da örgütün bağlantı kurduğu ya da kurabileceği kimselerin anlayış, sempati ve desteğini elde etmek ve bunu devam ettirmek için yaptığı sürekli ve örgütlenmiş bir yönetim fonksiyonudur. Temelinde ikna, retorik, algı kavramları yatmaktadır. Kısa tanımıyla, kurumların kitlelerle iletişim kurmak amacıyla yürüttükleri, pro-aktif ve re-aktif olarak sürdürülebilen, kamu yararı esas alınarak devam ettirilen düzenli faaliyetlerdir. İngilizcedeki karşılığının "Public Relations" olması nedeniyle yaygın kullanımı "PR" olarak Türkçeye de yerleşmiştir. Public relations kısaltılarak PR şeklinde Türkçede kullanılmaya başlanınca bu PR'nin birleşik olarak ifadesi gerektiğinde de Piar ya da piyar şeklinde kullanılmaya başlanmıştır.

<span class="mw-page-title-main">Yavuz Baydar</span> Türk gazeteci

Yavuz Baydar Türk gazeteci, medya eleştirmeni, müzik ve sinema yazarıdır.

<span class="mw-page-title-main">Yürütme erki</span>

Yürütme erki, yasaların uygulanmasından sorumlu olan ve bir devletin yönetiminden genel olarak sorumlu olan hükûmetin bir parçasını tanımlamak için yaygın olarak kullanılan bir terimdir.

<span class="mw-page-title-main">Parlamenter sistem</span> ülke yönetim sistemi

Parlamenter sistem veya parlamenterizm, yürütme organının, yasama organının denetiminde olduğu demokratik bir yönetim sistemidir. Parlamenter sistemlerde devlet başkanı veya cumhurbaşkanı, ülke yönetiminde etkin olmayan sembolik mevkilerdir ve devleti temsil ederler. Ülke yönetiminde etkin makam başbakandır, yürütme gücü parlamentodan çıkan başbakan ve kabinesi tarafından yürütülür. Parlamenter sistemde, parlamento belirleyici üst organdır ve başbakan yasama organı tarafından denetlenmekle birlikte yönetimde yüksek güce sahiptir. Genel olarak başbakan olarak bilinen hükûmetin başı, ülkelere göre şansölye gibi isimler alabilir.

Belediye başkanı, bir şehir veya kasabanın belediye hükûmetindeki en üst düzey yetkili olarak görev yapar. Dünya genelinde, bir belediye başkanının yetkileri ve sorumlulukları ile bir belediye başkanının seçimi veya diğer şekillerde görevlendirilmesi konusunda yerel yasalar ve adetler arasında geniş bir farklılık bulunmaktadır. Seçilen sistemlere bağlı olarak, bir belediye başkanı belediye hükûmetinin baş yürütme görevlisi olabilir, sadece bağımsız gücü olmayan çok üyeli bir yönetim kurulunu yönetebilir veya sadece sembolik bir rol oynayabilir. Bir belediye başkanının görev ve sorumlulukları, belediye yöneticilerini ve çalışanlarını atamak ve denetlemek, seçmenlere temel hükûmet hizmetleri sağlamak ve bir belediye yönetim organı tarafından kabul edilen yasaları ve yönetmelikleri uygulamaktır. Bir belediye başkanının seçilme seçenekleri, halk tarafından doğrudan seçilme veya seçilmiş bir yönetim kurulu veya kurul tarafından seçilme gibi seçenekleri içerebilir.

<span class="mw-page-title-main">Türkiye'de avukatlık</span>

Türkiye'de avukatlık kanunda "bir kamu hizmeti ve serbest meslek" olarak tanımlanmıştır. Avukatlar, hakim ve savcılar gibi yargı erkinin kurucu unsuru olup bağımsız savunmayı serbestçe temsil ederler. Kural olarak bağımsız çalışan avukatların devlet kurumlarında ve özel işletmelerde de çalışmaları mümkündür.

<span class="mw-page-title-main">Yazılı hukuk</span> Kanun koyucu tarafından yazılı bir metne bağlanan hukuk

Yazılı hukuk toplumun ortak çıkarlarını korumak amacıyla, yetkili organlar tarafından yürürlüğe konulan metinlere denir. Yazılı hukuk kuralları, eylem ve işlemlerde yurttaşları olduğu kadar devlet organlarını da bağlayan kurallardır. Yazılı hukuk kuralları, pozitif hukukun bağlayıcı asli hukuk kaynakları arasında yer almaktadır. Hukun asli kaynakları; yazılı kaynaklar ile yazılı olmayan örf ve adetler olmak üzere iki bölümden oluşmaktadır.

Yönetim sistemleri veya siyasal sistemler, herhangi bir devletin, mikrodevletin ve mikroulusun yönetimi için, hükmetme gücünün kimin veya kimlerin elinde bulunacağını belirleyerek oluşan ve farklılaşan devlet iktidarı türlerini ifade eder.

<span class="mw-page-title-main">Denetim</span>

Bağımsız denetim, herhangi bir işletmenin finansal bilgilerinin, kitaplarının, menkul kıymet hesaplarının, yasal kayıtlarının, belgelerinin ve kuponlarının sistematik ve bağımsız bir incelemesidir. Bir finansal tablo açıklamasının yanı sıra finansal olmayan açıklamaların doğru ve net bir şekilde ortaya çıktığını tespit eder. Ayrıca, hesap kitaplarının yasaların gerektirdiği bir şekilde muhafaza edilmesini sağlamaya çalışır. Denetim, kamu sektöründe ve her yerde böyle bir fenomen haline geldi. Denetçi inceleme için önlerinde bulunan önerileri algılar ve tanır, kanıtlar alır, aynısını değerlendirir ve denetim raporuyla iletilen kararına dayanarak bir görüş oluşturur.

<span class="mw-page-title-main">Adalet Bakanlığı (Azerbaycan)</span>

Azerbaycan Cumhuriyeti Adalet Bakanlığı Azerbaycan kabinesinde bulunan 17 bakanlıktan biridir. Hukuk sistemini, kamu düzenini korumak ve hukuk reformlarını tesis, adalet sisteminin düzenlenmesinde görevlidir.

<span class="mw-page-title-main">Tunus başbakanı</span> Tunusun hükûmet başkanı

Tunus başbakanı Tunus hükümetinin yürütme organının başıdır. Başbakan, cumhurbaşkanı ile birlikte yürütme organını yönetir ve başbakanın kabinesi ile birlikte Halk Temsilcileri Meclisine, başbakanın siyasi partisine ve nihayetinde yürütme ve yasamanın politikaları ve eylemleri için seçmenlere karşı sorumludur.