
Ağaç, botanikte çoğu türünde dalları ve yaprakları destekleyen uzun bir sürgüne ya da gövdeye sahip çok yıllık bir bitkidir. Ağaç tanımı, bazı kullanımlarda sadece ikincil büyüme gösteren odunsu bitkileri, kereste olarak kullanılabilen bitkileri ya da belirli bir yüksekliğin üzerindeki bitkileri kapsayacak şekilde daha dar olabilir. Daha geniş tanımlarda ise uzun palmiyeler, eğrelti ağaçları, muz ağaçları ve bambular da birer ağaç olarak kabul edilir. Ağaçlar taksonomik bir grup değildir ancak güneş ışığı için rekabet etmek adına diğer bitkilerden daha fazla yükseğe çıkmanın bir yolu olarak birbirinden bağımsız şekilde evrimleşip gövde ve dalları olan çeşitli bitki türlerini içermektedir. Ağaçlar uzun ömürlü olma eğilimindedir ve bazıları birkaç bin yıl yaşar. Ağaçlar 370 milyon yıldır dünya üzerindeki varlığını sürdürmektedir. Dünyada yaklaşık üç trilyon olgunluğa erişmiş ağacın olduğu tahmin edilmektedir.

Ladin (Picea), çamgiller (Pinaceae) familyasının Picea cinsinden Kuzey yarıkürenin ılıman ve soğuk bölgelerinde yayılış gösteren ağaç türlerinin ortak adı.

Doğu ladini, çamgiller (Pinaceae) familyasından 40-50 metre, bazen de 60 metre boylara ulaşan, 1,5-2 metre çap yapabilen, dolgun ve düzgün gövdeli, sivri tepeli önemli bir orman ağacı türü.

Orman, belirli yükseklikteki ve büyüklükteki çeşitli ağaçlar, çalılar, otsu bitkiler, mantarlar, mikroorganizmalar, böcekler ve hayvanlar bütününü içeren, topraklı alanda genellikle doğal yollardan oluşmuş bir kara ekosistemidir.

Kök, kara hayatına uymuş olan gelişmiş bitkilerde, genel olarak toprak içerisine doğru büyüyen ama nadiren toprak üstünde de bulunan bir organdır.

Ginkgo biloba (Çince ve Japonca 銀杏), günümüzde varlığını sürdüren hiçbir yakın türü veya benzeri bulunmayan, tamamıyla kendine özgü bir ağaçtır. Botanikçilerce, bitkiler (Plantea) alemi içindeki ayrı bir bölümde (Ginkgophyta) değerlendirilir. Bu bölümün içinde tek bir sınıf (Ginkgoopsida), sınıfın içinde tek bir takım (Ginkgoales), takımın içinde tek bir familya (Ginkgoaceae), familyanın içinde de tek bir cins olarak Ginkgo ve bu cinste de tek tür olarak Ginkgo biloba bulunmaktadır. Geçmişte Spermatophyta veya Pinophyta bölümlerine yerleştirilmişse de bugün yukarıda belirtilen tanımların daha uygun olduğu sonucuna varılmıştır. Bilinen yaşayan fosil türlerinin en iyi örneklerinden biridir. Ginkgo biloba, açık tohumlular (gymnospermae) olarak anılan, başka bir deyişle tohumları bir meyve tarafından koruma altında olmayan bir ağaç türüdür.

Tayga Yakutça "orman" sözcüğünden gelir. Bu sözcük Ruslar tarafından kuzey yarımkürede, özellikle Sibirya'da tundranın bittiği yerlerde başlayan soğuk, bataklık ve ormanlık bölgeleri tanımlamak için Altay dili Şor lehçesindeki tayγa kökenli taĭgá terimi kullanılmıştır. Avrupa ve Kuzey Amerika'daki buna benzer bölgeler için de tayga ismi kullanılmaya başlanmıştır. Ama tayga günümüz kullanımında artık yalnızca orman anlamına gelmez; Kuzey Yarımkürede tundranın güneyinde oluşmuş bir bitki örtüsü sınırının adıdır.

Kanun, Orta Doğu ve Kuzey Afrika'da yaygın olarak kullanılan bir telli çalgıdır. İsmi Arapça 'yasa ve yönetmek' manasındaki 'kanun' kelimesinden gelmektedir. Araplar ise kelimeyi Grekler'in 'κανών' (kanṓn) kelimesinden ödünç almışlardır. Kanun çalgısının bilinen tarihi MÖ. 19. yüzyıla dayanmaktadır. Bilinen en eski kanun Süryaniler'in Nimrud adlı şehrinde bulunmuştur.

Üreme, çoğalma olarak da bilinir, bir canlının neslini devam ettirmesi olayı. Büyüme ve gelişmesini tamamlayan her canlı üreme yeteneğine sahip olur. Üreme yeteneğine sahip canlılar kendilerine benzer bireyler oluştururlar ve bu sayede nesillerini devam ettirmiş olurlar.

Kınakına, Amazon Yağmur Ormanlarının doğal bir ağacıdır. Kinin elde edilmesinde kullanılır. Bu madde sıtmanın tedavisi ve sıtmadan korunmada özellikle kullanılan bir ateş düşürücüdür. Bu ağaçtan ayrıca cinchonine, cinchonidine ve quinidine elde edilmektedir.
- Diğer isimleri : Kontestozu, Quinaquina, Cinchona, Quinquina
- Botanik bilgi : Kökboyasıgiller familyasından, 5–20 m boylanabilen bir bitkidir.Yaprakları eliptik veya yumurta şeklinde kenarları bütündür. Yaprakların üstü koyu yeşil ve tüysüz, alt yüzeyi tüylü ve eski yaprakları esmer veya kırmızı bir renk alır. Çiçekleri dalların uç kısmında topluca bir arada bulunur.
- Yetiştirildiği yerler : Anayurdu Peru ve Bolivya olan ve sanayii bitkisi olarak Cava, Güney Hindistan, Kolombiya, Seylan, Guatemala, Kamerun ve Kongo gibi tropikal ülkelerde yetiştirilir.
- Bilinen bileşimi : Kabuğundan “Kinin / Quinine, Chininum” çıkarılır. Kınakınanın terkibinde kinin, kinidin, kinşonin, kinşonidin, sinşol, kupreol gibi maddeler vardır. Gövde ve kök kabukları kullanılır. Tadı acıdır.
- Faydaları :
- İştahsızlık, sindirim bozukluklarından;şişkinlik ve hazımsızlığa karşı kullanılır.
- Dermansızlık ve halsizlik gibi durumlarda vücudu kuvvetlendirici ve dinçleştirici özelliği vardır.
- Ateş düşürür.
- Nevralji, sıtma, grip, bulaşıcı hastalıklarda da fayda sağlar.
- Kalp ağrıları, kalp çarpıntısı gibi hallerde kullanılır.
- Kullanım Şekli - Çay : Kınakına kabuğu ince kıyılarak 1 g demliğe konur ve üzerine 300-500 ml kaynar su ilave edilir ve 15-20 dk. demlenmesi beklendikten sonra süzülerek içilir. Günde toplam olarak en fazla 3 g kınakına kabuğu veya tozundan çay yapılabilir. Yani 3 defa 1 g alabilir, zira fazlası zararlıdır.

Norveçliler denilince genellikle Norveç'te oturan halk anlaşılır fakat başka tanımları da vardır.
- Vatandaşlık: Bu resmi ve kolay kesinleştirilebilir bir tanımdır, sayılar bellidir.
- Anadil: Anadili Norveççe olanlar genellikle Norveç'te oturanlardır, bunların dışında sadece ABD'de 80 000 kişi bu gruba dahildir, bunların da yarısı Norveç'te doğmuş olanlardır. Diğer yarısı Norveç'te oturanlarca hala anlaşılabilen İngilizce ile karışık bir lehçe konuşurlar. Norveç'te Norveççe konuşulur; Norveççenin yazı dili olarak iki sürümü vardır; Bokmål ve Nynorsk. Konuşma dili olarak yöresel lehçeler büyük farklılıklar gösterir; Birbirine paralel uzun ve derin vadiler, düşük nüfus yoğunluğu ve sert iklim bu derin farklılıkların büyük ihtimalle sebebi olmuştur. Son zamanlarda Russenorsk ve Kebabnorsk gibi adlar verilen başka kültür kökenlilerle etkileşimin sonucu olan lehçeler ortaya çıkmıştır. Ayrıca birçok azınlık dili resmen kullanılır; Kuzey Norveç'te bazı belediyelerde sokak isimleri samiler halkının diliyle yazılır.
- Irsi: Norveçlilerin çoğunluğunu oluşturanlar Cermen kökenli bir halktır. Yakın ülkelerdeki halklardan pek ayırdedilemezler. Genelde açık renk tenli, uzun boylu, kalın yapılı olurlar. Saç rengi sarı, kırmızı ve siyah olarak her üç çeşidi vardir. Bu renkliliğin yörenin bir özelliği olarak çok eskiden beri var olduğu 1200 lü yıllarda yazıya dökülmüş Rigstula şiirinden bilinmektedir; "işçiler siyah, çiftlik sahipleri kırmızı, asilzadeler sarı saçlı" der şiir. Norveç'e ilk yerleşenler taş devrinde gelen avcılar -ki bu günün samiler halkının bu gruptan kalma olma ihtimali yüksektir-, daha sonra buzul çağı ertesi tarımı getiren Keltler ve peşinden avrupaya 4-5 bin yıl önce, Norveç'e ise ancak 4. yüzyılda gelmeye başlayan Gotlardır. Bunlar temeli oluştururlar. Orta Çağ ve Hansa Birliği zamanında Norveç'e göçler olmuştur. Ayrıca eski göçmen Romanlar ve fince konuşan kven ve skogfinn halkları vardır. İkinci dünya savaşı öncesindeki 100 yıl süresinde Norveç'in nüfusunun önemli bir kısmı denizaşırı ülkelere, özellikle ABD'ye göç etmiştir. İkinci dünya savaşı sonrası Norveç bir refah toplumu haline gelmiş ve yeni yeni göçmen grupları gelmeye başlamıştır. Sırasıyla Fas, Latin Amerika, Pakistan, Vietnam, Somali, Orta Doğu dan ve en son Avrupa birliği ile dolaşım serbestliği antaşmasından dolayı gelenler olmuştur. Örneğin Polonyalılar 2015 itibarıyla 100 000 kişiyi aşkın nüfusla en büyük göçmen grubunu oluşturmaktadırlar.
- Etnik: Kültür olarak Norveç kültür ve geleneğine dahil olanlar genellikle Norveç kilisesine üye Hristiyandırlar, vatandaşlık, dil, eğitim, hayat tarzı, sanat, edebiyat ve diğer değerler açısından Norveç'te oturanların çoğuyla ortak yönleri vardır. Sülale ağaçlarının bazı dalları Norveç'te yöresel köklere sahiptirler. 1990 ile 2001 yılları arasında Norveç'te gerçekleşen evliliklerin yüzde 15-20 oranı bir Norveç vatandaşı ile Norveç dışı bir ülke vatandaşı arasında yapılmıştır bu yüzden aile ağaçlarının bazı dalları Norveç dışına uzanan, ama Norveç kültürü ve terbiyesi almış kişiler de az değildir ve bu yaygın kabul gören tanıma göre Norveçli sayılabilirler.
- Norveç kültürünü bilinenlerden ayıran bazı faktörler şöyle sayılabilirler: Birinci sırada "ait olma" duygusunun kuvvetliliği gelir; Bu en kolay Norveç ulusal günü 17 Mayıs kutlamalarında görülebilir. Sistemin adaletliliğine ve devlet yetkililerinin doğruculuğuna güven yüksektir. Bu da halkın polisle olan ilişkilerinde görülebilir; bunun kötü yan etkisi de benzeme ihtiyacı yani konformizmdir. Nüfusun az oluşu herhangi bir kişiyle tekrar karşılaşma, bir hatadan sonra kalabalıkta kaybolabilme gibi olasılıkları başka büyük toplumlardakine göre ters yönde etkiler. Bu yüzden herkesi biraz komşu gibi görmek, herkese biraz adaletli ve hoşgörülü, tehditsiz, hakaretsiz davranmak, olası çeliskileri ilişki azaltarak karşılamak kuraldır. Örneğin kadın erkek eşitliği dünyadaki en iyilerdendir denilebilir. Buna karşılık az riskli hayat, az sosyal sınıf farkı, yüksek ve herkesle benzeşir gelir seviyesi, devletin ve vatandaşlara sunulan sosyal hizmetlerin zenginliği, bütün bunlar kişiler arası sıkı fıkı ilişkileri azaltmış, kişisel sınırlara ve kişisel özgürlüğe verilen önemi çoğaltmış, yoğun yardımlaşma ve bağlılığı sadece yakın akraba ve tanıdıklar arasında makul bir hale getirmiştir. Yalnızlık, geliri ve sosyal statüsü düşük yaşlılar ve çalışma hayatı öncesi gençlerde belirgin bir şikayettir. İnsan ilişkilerinde hissiyat, şahsa tavır ve uzun vadeli çıkarlar önemlidir.
- Kimlik : Bu sayılan ya da başka herhangi bir sebepten "ben norveçliyim" ya da "ben şu oranda norveçliyim" diyenler Norveç'te oturanların çoğuna yani 4,6 milyon kişiye ek olarak Norveç dışında 10-12 milyon insan daha vardır. Bunların 5 milyonu sadece ABD'dedir. Dışardakilerin oranının bu kadar yüksek olması dünya savaşları öncesi dışa göçler ve Norveç'te gemiciliğin uluslararası boyutlarda gelişme göstermesidir, öyle ki, Norveç'in nüfusunun sadece 4-5 milyon olagelmesine rağmen dünyanın her büyük liman şehrinde hristiyanlığın Norveç'e özel bir dalı olan bir Norveç kilisesi bulunur.

Avrupa kayını, kayıngiller (Fagaceae) familyası üyelerinden belirli mevsimlerde yaprak döken bir kayın türü.
Peridermis, çok yıllık odunsu bitkilerde kök ve gövdedeki enine kalınlaşma sonucu parçalanan epidermisin yerine ikincil bir koruyucu olarak geçen katmandır. Peridermis mantar kambiyumu ve mantar dokudan oluşur. Peridermis üzerinde lentisel (kovucuk) adı verilen açıklıklar bulunur. Bu yapılar gövde içinde bulunan canlı hücreler ile dış ortam arasında gaz alışverişini sağlar. Lentisellerden az miktarda oksijen gazı alınıp, karbondioksit gazı verilir, tersi yapılamaz.

Gövde, bir vasküler bitkinin iki ana yapısal ekseninden biridir, diğeri ise kök'tür. Yaprakları, çiçekleri ve meyveleri destekler, ksilem ve floemde kökler ve sürgünler arasında su ve çözünmüş maddeleri taşır, besin maddelerini depolar ve yeni canlı doku üretir. Gövde normalde düğümlere ve ara düğümlere ayrılır:
- Düğümler bir veya daha fazla yaprağın yanı sıra dallara dönüşebilen (yapraklar, kozalaklı koniler veya çiçeklenmeler olan tomurcukları tutar. Adventif kökler düğümlerden de üretilebilir.
- Düğümler arası, bir düğümü diğerinden ayırır.

Çelik, bir bitkinin dalının, yaprağının veya kökünün bir parçasının kesilerek uygun ortama dikilmesiyle gerçekleştirilen vejetatif bitki çoğaltma yöntemi. Elde edilen çelik, yeni kökler veya dallar üreterek ana bitkiden bağımsız bir bitki hâline gelir.

Yumrular, bazı bitki türlerinde besinler için depolama organı olarak kullanılan genişlemiş yapılardır. Bitkinin kalıcılığı için, bir sonraki büyüme mevsiminde yeniden büyümeye yönelik enerji ve besin sağlamak ve eşeysiz üreme aracı olarak kullanılırlar. Gövde yumrularını, kalınlaşmış rizomlar veya stolonlar oluşturur. Gövde yumruları olan yaygın bitki türleri arasında patates ve yam bulunur. Bazı kaynaklar ayrıca tanım kapsamında modifiye olmuş yan kökleri de kabul eder; bunlar tatlı patateslerde, manyokta ve yıldız çiçeğinde bulunur.

Balkan ladini, çamgiller familyasından bir ladin türüdür.

Avrupa ladini, Batı ladini ya da Norveç ladini, çamgiller (Pinaceae) familyasından ladin cinsinden bir ibreli türüdür. Ana vatanı Kuzey Avrupa olan ve o bölgelerde önemli ölçüde ormanlık alan oluşturan Avrupa Ladini türü diğer bölgelerde doğal olarak bulunmasa da peyzaj amaçlı park ve bahçelerde dikimi yapılmıştır. Old Tjikko, İsveç'in Dalarna ili'nin Fulufjället Dağı sınırlarını içerisinde bulunan bir Norveç Ladini 9.558 yaşındaki ladin halen dünyanın en yaşlı ağacı olarak kabul edilmektedir.

Pinus longaeva, Kaliforniya, Nevada ve Utah'ın yüksek dağlarında bulunan uzun ömürlü bir bristlecone çamı türüdür. Metuşelah, bir bristlecone çamıdır ve4.855 yaşı ile Dünya'da bilinen en eski yaşayan klonal olmayan organizma olarak kabul edilmektedir. Ağacın korunması amacıyla yeri gizli tutulmaktadır. 1987'de, bristlecone çamı Nevada'nın eyalet ağaçlarından biri olarak belirlendi.

Bu liste, güvenilir kaynaklar tarafından teyit edilen, bilinen en yaşlı ağaçların bir listesidir. Tek bir ağacı neyin oluşturduğuna ilişkin tanımlar değişir. Ek olarak, ağaç yaşları, belgelenmiş "ağaç halkası" (dendrokronolojik) sayım çekirdek numuneleri ve tahminler dahil olmak üzere çeşitli kaynaklardan elde edilir. Bu nedenlerle, bu makale, her biri farklı kriterler kullanan üç "en yaşlı ağaç" listesi sunmaktadır.