İçeriğe atla

Oktahedrit

Oktahedrit
— Yapısal sınıf —
1776'da Meksika, Toluca'da bulunan bir oktahedrit.
Bileşimsel tipDemir
Yapısal ve kimyasal sınıflandırma arasındaki bağlantıyı gösteren bir faz diyagramı.

Oktahedritler, demir meteoritlerin en yaygın yapısal sınıfıdır. Bu yapılar, meteorik demirin soğuma sırasında kamasitin taenitten çözülmesine yol açan belirli bir nikel konsantrasyonuna sahip olması nedeniyle oluşur.

Yapı

Oktahedritler adlarını bir oktahedrona (sekizyüzlü) paralel olan kristal yapıdan alır. Zıt yüzler paraleldir, bu nedenle bir oktahedronun 8 yüzü olmasına rağmen, sadece 4 set kamasit plakası vardır.

Ana asteroitlerin iç kısmındaki uzun soğuma süresi nedeniyle bu alaşımlar, birbirine karışmış milimetre büyüklüğünde şeritler halinde kristalleşir (yaklaşık 0,2 mm ile 5 cm arasında).[1] Cilalandığında ve asitle kazındığında, kesişen lamel kamasit çizgilerinin klasik Widmanstätten desenleri görülebilir.

Kamasit ve taenit lameller arasındaki boşluklarda çoğunlukla plesit adı verilen ince taneli bir karışım bulunur. Bir demir nikel fosfit olan şarbesit, nikel-demir meteoritlerinin çoğunda bulunur ve ayrıca demir-nikel-kobalt karbür olan kohenit de bulunur. Grafit ve troilit, boyutları birkaç cm'ye kadar olan yuvarlak nodüller halinde oluşur.[2]

Alt gruplar

780 kg ağırlığındaki Zacatecas meteoriti, 1782 yılında Meksika Zacatecas'da bulundu.

Oktahedritler, nikel içeriğine bağlı olarak Widmanstätten desenindeki kamasit lamellerinin boyutlarına göre gruplandırılabilir:[3]

  • En kalın oktahedritler, lamel genişliği >3,3 mm, %5-9 Ni, sembolü Ogg
  • Kalın oktahedritler, lamel genişliği 1,3-3,3 mm, %6,5-8,5 Ni, sembolü Og
  • Orta oktahedritler, lamel genişliği 0,5-1,3 mm, %7-13 Ni, sembolü Om
  • İnce oktahedritler, lamel genişliği 0,2-0,5 mm, %7,5-13 Ni, sembolü Of
  • En ince oktahedritler, lamel genişliği <0,2 mm, %17-18 Ni, sembolü Off
  • Plesitik oktahedritler; kamasit iğleri, oktahedritler ve ataksitler arasında bir geçiş yapısıdır, %9-18 Ni, sembolü Opl

Ayrıca bakınız

  • Göktaşı bilimi sözlüğü

Kaynakça

  1. ^ Goldstein, J.I; Scott, E.R.D; Chabot, N.L (2009). "Iron meteorites: Crystallization, thermal history, parent bodies, and origin". Chemie der Erde – Geochemistry. 69 (4): 293-325. Bibcode:2009ChEG...69..293G. doi:10.1016/j.chemer.2009.01.002. 
  2. ^ Vagn F. Buchwald: Handbook of Iron Meteorites. University of California Press, 1975.
  3. ^ James H. Shirley,Rhodes Whitmore Fairbridge, Encyclopedia of planetary sciences, Springer, 1997. 978-0-412-06951-2

Dış bağlantılar

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Meteoroit</span> Güneş Sisteminde bulunan,  büyüklüğü kumdan kaya boyutuna kadar değişebilen enkaz parçacığı

Meteoroit, dış uzayda bulunan küçük bir kaya veya metal cisimdir. Meteoroitler, asteroitlerden önemli ölçüde daha küçük ve boyutları taneciklerden bir metreye kadar değişen nesneler olarak ayırt edilirler. Meteoroitlerden daha küçük nesneler, mikrometeoroit veya uzay tozu olarak sınıflandırılır. Pek çoğu kuyruklu yıldızlardan veya asteroitlerden gelen parçalardır, diğerleri ise Ay veya Mars gibi gök cisimlerinden çarpma etkisiyle fırlatılmış olan uzay enkazıdır.

<span class="mw-page-title-main">İnsan penisi</span> erkek üreme ve cinsel organı

İnsan penisi, erkek bireylerde, görünür kısımda yer alan eşey ve üreme organı yapısıdır. İdrar ve üreme salgısı kanalıyla, bunun çevresini saran süngerimsi bir yapıda kan damarlarınca zengin bir üreme organıdır. Penisin ucunda yer alan açıklıktan hem idrar hem de meni ayrı zamanlarda dışarıya atılır. Penis uyarıldığında damarların kanla dolmasıyla büyür ve sertleşir. Buna sertleşme (ereksiyon) denir. Sertleşen penis içindeki meninin dışarı atılmasına boşalma (ejakülasyon) denir.

<span class="mw-page-title-main">Mineral</span> inorganik kristalleşmiş katı madde

Mineral, doğal şekilde oluşan, homojen, belirli kimyasal bileşime sahip inorganik kristalleşmiş katı bir maddedir. Buna göre minerallerin özellikleri şöyledir; doğal olarak oluşur, herhangi bir parçası bütününün özelliklerini taşır, belirli bir kimyasal formülü vardır, katı hâlde olup nadiren sıvıdır ve inorganiktir.

<span class="mw-page-title-main">Demir</span> sembolü Fe ve atom numarası 26 olan kimyasal element

Demir, simgesi Fe ve atom numarası 26 olan kimyasal bir elementtir.

<span class="mw-page-title-main">Zeytinyağı</span> bitkisel sıvı yağ

Zeytinyağı, zeytin ağacının meyvesinden elde edilen yeşilimsi-sarımtırak renkte sıvı bir yağdır.

<span class="mw-page-title-main">Kayaç</span> doğal olarak oluşan mineral agregası

Kayaç, çeşitli minerallerin veya mineral ve taş parçacıklarının bir araya gelmesinden ya da bir mineralin çok miktarda birikmesinden meydana gelen katı birikintilerdir. Kayaç terimi eski Türkçede sahre, yeni Türkçede külte ve yabancı dillerdeki rock, roche, gestein sözcükleri karşılığı kullanılmaktadır.

Sonar, ses dalgalarını kullanarak cismin boyut, uzaklık ve diğer verileri görmemize yarayan alet. Sesin su altında yayılmasını kullanarak su altında/ üstünde gezmeyi, haberleşmeyi ve diğer cisimleri tespit etmeyi sağlayan bir tekniktir.

<span class="mw-page-title-main">Tortul kayaçlar</span>

Üç ana kayaç türünden biri olan tortul kayaçlar, yeryüzünde en çok görülen kayaç türüdür. Dünya'nın yüzeyinin yaklaşık yüzde 75'ini yerkabuğunun ise yaklaşık yüzde 8'ini kaplarlar. Bu kayaçlar genellikle tabakalı olarak bulunurlar ve içerisinde organizma kalıntıları (fosil) bulundururlar. Sarkıt ve dikitler bu kayaçların oluşturduğu jeolojik yapılara örneklerdir. Tortul kayaçların büyük bir kısmı dış etmenler tarafından yeryüzünün aşındırılmasıyla meydana gelen çeşitli büyüklükteki unsurların (sediman) taşınarak çukur sahalara biriktirilmesi sonucu oluşmuşlardır. Bu olaya genel anlamda tortullaşma denir. Biriken unsurlar önceleri boşluklu gevşek bir yapıya sahiptirler. Fakat zamanla sıkışıp sertleşirler. Bir birikme sahasında, sonradan biriken unsurlar öncekiler üzerinde birikerek ağırlıkları vasıtasıyla basınç yaparlar. Bu basınç sonucu unsurlar, aralarındaki boşlukların küçülmesi ve büyük ölçüde ortadan kalkmasıyla sıkışır ve sertleşirler. Tortul depoların veya kayaçların oluştukları ortamlar yerden yere farklılık gösterirler.

<span class="mw-page-title-main">Konglomera</span>

Konglomera, kum ve çakılların basınçla birleşmesi ve zamanla sertleşmesi sonucu oluşan kütlelerdir. Konglomera, çapı 2 mm'den daha büyük kayaç türüdür, örneğin, granüller, çakıl taşları ve kayaçlar gibi, alt-köşeli çakıl boyutlarındaki yuvarlatılmış önemli bir fraksiyondan oluşan kaba taneli bir kırıntılı tortul kayaçtır. Çakılların konsolidasyonu ve

<span class="mw-page-title-main">Dünya'nın dış çekirdeği</span>

Yerkürenin dış çekirdeği yaklaşık 2.260 km kalınlığında demir ve nikelden oluşmuş katı olan iç çekirdeğin üstünde ve mantonun altında yer alan bir tabakadır. Üst sınırı yeryüzünün yaklaşık 2890 km metre altında yer alırken, iç çekirdekle geçiş bölgesi ise yeryüzünün yaklaşık 5.150 km altındadır. Dış sınırı, Dünya yüzeyinin altında 2,890 km bulunur. İç çekirdek ve dış çekirdek arasındaki geçiş, Dünya yüzeyinin altında yaklaşık 5,150 km (3,200 mi) bulunur. İç çekirdeğin aksine, dış çekirdek sıvıdır.

<span class="mw-page-title-main">Meteorit</span> dış uzaydan gelen ve dünyaya çarpan katı enkaz parçası

Meteorit; kuyruklu yıldız, asteroit veya meteoroit gibi dış uzay kaynaklı bir cismin, bir gezegen veya uydunun yüzeyine ulaşmak üzere atmosferden geçişinde sağlam kalabilmiş katı bir enkaz parçasıdır. Orijinal nesne atmosfere girdiğinde, sürtünme, basınç ve atmosfer gazlarıyla kimyasal etkileşim gibi çeşitli faktörler, ısınmasına ve enerji yaymasına neden olur. Daha sonra bir meteor haline gelir ve kayan yıldız olarak da bilinen bir ateş topu oluşturur. Gök bilimciler en parlak örneklerine "bolit" adını verirler. Meteor, daha büyük olan cismin yüzeyine ulaştıktan sonra meteorit haline gelir. Meteoritlerin boyutları büyüklük açısından farklılıklar gösterir. Jeologlara göre bolit, bir çarpma krateri oluşturacak kadar büyük bir meteorittir.

<span class="mw-page-title-main">Puddling (metalurji)</span>

Puddling, bir pota veya fırında yüksek dereceli demir üretim aşamasındaki bir adımdır. Sanayi Devrimi sırasında Büyük Britanya'da icat edilmiştir. Erimiş pik demir, bir oksitleyici ortamda, bir yankı fırınında karıştırılarak dövme demir elde edilmiştir. Kömür kullanmadan ilk kayda değer miktarda değerli ve kullanışlı çubuk demirin yapılması en önemli süreçlerden birisidir. Sonunda, fırın küçük miktarlarda özel çelikler yapmak için kullanılacaktır.

Polimerlerin kristalizasyonu, moleküler zincirlerinin kısmi hizalanmasıyla ilişkili bir işlemdir. Bu zincirler birlikte katlanır ve sferülit adı verilen daha büyük küresel yapılar oluşturan lamel adı verilen düzenli bölgeler oluşturmaktadır. Polimerler, erime, mekanik gerdirme veya çözücü buharlaşmasından soğutma üzerine kristalleşebilmektedir. Kristalleşme, polimerin optik, mekanik, termal ve kimyasal özelliklerini etkilemektedir. Kristallik derecesi farklı analitik yöntemlerle tahmin edilmektedir ve genellikle "yarı kristal" olarak adlandırılan kristalize polimerlerle tipik olarak %10 ile %80 arasında değişmektedir. Yarı kristalli polimerlerin özellikleri, sadece kristallik derecesi ile değil, aynı zamanda moleküler zincirlerin boyutu ve yönü ile de belirlenmektedir.

Sementit veya demir karbür, bir demir ve karbon bileşiğidir, daha iyi bir ifadeyle Fe3C formülüne sahip bir ara geçiş metal karbürdür. Ağırlık olarak %6.67 karbon ve %93,3 demirden oluşmaktadır. Sementitin kimyasal bileşimi Fe3C olmasına rağmen, kristal yapısı hücre başına 12 demir atomu ve 4 karbon atomu ile ortorombik kristal yapıya sahiptir. Normalde saf haliyle seramik olarak sınıflandırılan sert, kırılgan bir malzemedir ve demir metalurjisinde sıklıkla bulunan ve önemli bir bileşendir. Çoğu çelik ve dökme demirde sementit bulunurken alternatif demir yapım teknolojileri ailesine ait olan demir karbür prosesinde hammadde olarak üretilir.

<span class="mw-page-title-main">Ovolit</span>

Ovolit veya ovölit, eşmerkezli katmanlardan oluşan küresel taneler olan ovoitlerden oluşan tortul bir kayadır. Adı, Eski Yunanca yumurta (ᾠόν) kelimesinden türemiştir. Ovolitler 0.25-2 milimetre çapında ovoitlerden oluşur; 2mm'den büyük ovoitlerden oluşan kayalar pisolit olarak adlandırılır. Ovolit terimi, ovolite veya bireysel ovoitlere atıfta bulunabilir.

<span class="mw-page-title-main">M-tipi asteroit</span>

M tipi asteroitler, diğer asteroit sınıflarına göre daha yüksek oranlarda demir-nikel gibi metal fazları içerdiği görülen ve yaygın olarak demir göktaşlarının kaynağı olduğu düşünülen spektral bir asteroit sınıfıdır.

<span class="mw-page-title-main">Widmanstätten yapısı</span>

Widmanstätten yapıları veya Thomson yapıları yüzeyi dağlanmış demir-nikel meteorlarda, oktahedritlerde ve bazı pallasit meteoritler üzerinde ortaya çıkan desen. Widmanstätten yapıları Nikel bakımından zengin demir meteoritlerde, göktaşının yavaş soğumasından kaynaklanan paralel birbirine kenetlenmiş kamasit (α-demir) ve taenit (γ-demir) bantlarından oluşur.1804 yılında onu tanımlayan Viyana Kontu Alois von Beckh Widmanstätten'in adını almıştır.

<span class="mw-page-title-main">Meteorit sınıflandırması</span> Meteoritlerin kökenlerine ve ortak özelliklerine göre bilimsel sınıflandırılması

Göktaşı biliminde, bir meteorit sınıflandırması benzer meteoritleri gruplandırmaya çalışır ve bilim insanlarının tartışmalarında standart bir terim kullanmalarına olanak tanır. Meteoritler özellikle mineralojik, petrolojik, kimyasal ve izotopik özellikler olmak üzere çeşitli özelliklere göre sınıflandırılır.

<span class="mw-page-title-main">Demir meteorit</span> meteorik demir adı verilen demir-nikel alaşımından oluşan meteorit

Demir meteoritler, genellikle iki mineral fazı kamasit ve taenit içeren ve büyük ölçüde meteorik demir olarak bilinen demir-nikel alaşımından oluşan bir meteorit türüdür. IIE demir meteorit grubu hariç, demir meteoritlerin çoğu gezegenimsi cisimlerin çekirdeklerinden kaynaklanır.

<span class="mw-page-title-main">Mikrometeorit</span> Dünya yüzeyine ulaşan en küçük dünya dışı malzemeler

Mikrometeorit, Dünya atmosferinden geçerek hayatta kalmayı başarmış bir mikrometeoroittir. Dünya yüzeyinde bulunan mikrometeoritler genellikle, daha küçük boyutları, daha fazla sayıda olmaları ve bileşimlerinin farklı olması bakımından meteoritlerden ayrılırlar. Uluslararası Astronomi Birliği (IAU) meteoroitleri resmi olarak 30 mikrometre ile 1 metre arasında tanımlar; mikrometeoritler bu aralığın alt ucunu oluşturur. Bunlar, daha küçük gezegenler arası toz parçacıklarını da (IDP) içeren kozmik tozun bir alt kümesidir.