İçeriğe atla

Oksijen zehirlenmesi

Oksijen zehirlenmesi
Basınç odasındaki 3 kişi. Biri bir maske ile soluk alıyor diğer ikisi zaman tutup not alıyorlar.
UzmanlıkAcil tıp Bunu Vikiveri'de düzenleyin

Oksijen zehirlenmesi yüksek kısmi basınçta moleküler oksijen (O2) solunmasının zararlı etkileriyle oluşan durumdur. Tarihsel olarak merkezî sinir sistemiyle ilgili duruma Paul Bert etkisi ve pulmoner olana da Lorrain Smith etkisi denir. Bert ve Smith 19. yüzyılın sonlarında bu durumları keşfeden ve ilk olarak tarif eden araştırmacılardır. Ciddi vakalar, en çok merkezî sinir sistemi, akciğer ve gözlerde görülen etkilerle (prematüre bebeklerde), hücre zedelenmesi ve ölümle sonuçlanabilir. Oksijen zehirlenmesi, aletli dalış yapanlar, yüksek yoğunlukta suplemental oksijen verilenler (özellikle prematüre bebekler) için bir endişe unsurudur.

Yüksek yoğunlukta oksijen solunmasının sonucu, oksijenin dokularda fazlalığı yani hiperoksidir. Vücut maruz kalmanın türüne göre farklı yollarla etkilenir. Merkezî sinir sistemi zehirlenmesinin sebebi, genellikle 3 ATA üzerinde, %100 oksijene maruz kalmadır.Merkezi sinir sistemi üzerindeki bu etki oksijenin kesilmesi veya daha düşük basınçta oksijen verilmesi ile geri döner. Pulmoner ve oküler zehirlenme normal basınç altında yüksek oksijen yüzdesinde maruz kalınması sonucunda oluşur. Semptomlar dezoriyantasyon, solunum problemleri ve geçici miyopi gibi görüş bozukluklarını kapsayabilir. Uzun süreli veya çok yüksek yoğunluklu oksijen, hücre zarlarında oksidatif stres, akciğerlerde alveol kolapsına, retina dekolmanı sebep olabilir. Oksijen zehirlenmesine maruz kalınan yüksek oksijen seviyesinin düşürülmesi ile müdahale edilir. Araştırmalar çoğu oksijen zehirlenmesi türünün çok sağlıklı bir şekilde atlatılmasının mümkün olduğunu göstermektedir.

Sınıflandırma

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Kitle imha silahı</span> Çok sayıda insan ölümüne ve büyük hasarlara neden olan silah türü

Kitle imha silahı ya da ABC silahı, insanlar başta olmak üzere canlılar üzerinde büyük miktarda yıkıma sebep olabilecek anti-personel silahlarının genel adıdır. Çoğunlukla kimyasal, biyolojik, radyoaktif ve nükleer silahlar(KBRN silahları) bu adla anılırlar. Bu ibare ilk olarak 1937'de İspanya'nın Guernica kentinin Naziler tarafından uğratıldığı hava saldırısı için kullanılmış ve de 2003'te Amerika Birleşik Devletleri tarafından Irak'ın işgali için sebep olarak gösterilmiştir; fakat daha sonra bu iddianın Irak'ta hiçbir KİS bulunmamasıyla doğru olmadığı kanıtlanmıştır.

<span class="mw-page-title-main">Ödem</span>

Ödem, kan sıvısının damar dışına çıkması ve hücreler arasındaki sıvının artışı olgusudur. Ödemin yaygın biçimine anazarka (anasarca) denir. Ödem olgusunun temel ilkesi, kan sıvısı ile hücre dışı (ekstrasellüler) sıvı arasındaki dengenin yitirilmesidir. İnsan vücudunda ortalama 40 litre sıvı vardır. Bu sıvının yaklaşık ½ ‘si hücrelerin içindedir. Öteki yarısı ise kanı, lenf sıvısını ve hücreler arasındaki sıvıyı oluşturur. Kan ve lenf sıvılarının dengesini proteinler sağlar. Bunların dışındaki sıvı türlerinin dengesi elektrolitlere bağlıdır. Hücre içi sıvı dengesini potasyum, hücre dışı sıvı dengesini ise sodyum denetler.

<span class="mw-page-title-main">Zehirlenme</span> Kimyasal bir maddenin canlı üzerindeki patolojik etkisidir

Zehirlenme, kimyasal bir maddenin canlı organizma üzerindeki patolojik etkisidir. Görece küçük miktarlarda kimyasal ya da biyokimyasal etki gösteren zehir, süresi ve ağırlığı değişebilen bir hastalık haline ya da ölüme yol açar. Adli tıp uzmanları, zehirlenme olgularını 3 orijine ayırarak inceler:

  1. Kaza
  2. İntihar
  3. Cinayet
<span class="mw-page-title-main">Kalp</span> vücuttaki kanın dolaşmasını sağlayan kendiliğinden kasılma özelliğine sahip organ

Kalp ya da yürek, pek çok hayvanda bulunan kaslı bir organdır. Bu organ dolaşım sisteminin kan damarları yoluyla kan pompalar. Pompalanan kan besin ve oksijeni vücudun gerekli yerlerine taşırken, karbondioksit gibi metabolik atıkları da akciğerlere taşır. İnsanlarda kalp yaklaşık olarak kapalı bir yumruk boyutundadır ve akciğerler arasında, göğüsün orta bölmesinin içindedir. Temel görevi kanı vücuda pompalamak olan kalp, metabolizma eylemleri sonucunda oluşan artık ürünlerin vücuttan uzaklaştırılması, vücut ısısının düzenlenmesi, asit-baz dengesinin korunması, hormonlar ve enzimlerin vücudun gerekli bölgelerine taşınması gibi görevleri yapar. Kalp, dolaşım sistemi içerisinde motor görevi yapar. Kalp insanda dakikada 60-80 atım arasında değişen bir hızla dakikada 5-35 litre arası, günlük ise 9.000 litre kanı vücuda pompalar. Günde yaklaşık 100 bin, yılda 40 milyon, tüm insan hayatı boyunca yaklaşık 2,5 milyar kere, hiç durmadan yaklaşık 8 bin ton kanı vücuda pompalar. Yetişkin bir kadında ortalama ağırlığı 200-280 gram, yetişkin bir erkekte ise 250-390 gram ağırlığındadır. Her kişinin, kalbinin yaklaşık kendi yumruğu büyüklüğünde olduğu sanılır.

<span class="mw-page-title-main">Atardamar</span> Kanı kalpten alıp organlara götüren yani uzaklaştıran damarlar

Atardamar veya diğer adıyla arter, kalpten vücuda kan taşıyan damarlardandır. Pulmoner arter ve umblikal arterler dışında oksijenlenmiş kanı taşırlar.

<span class="mw-page-title-main">Dolaşım sistemi</span> hayvanlarda kan dolaşımını sağlayan organ sistemi

Dolaşım sistemi veya kardiyovasküler sistem maddelerin vücuttaki dolaşımını sağlayan organ sistemidir.

<span class="mw-page-title-main">Düz kas</span>

Düz kas, istem dışı olarak çalışan ve çizgili olmayan kas türüdür. Kasılmaları otonom sinir sisteminin nörotransmitter aracılığıyla uyarması, hormon veya ilaç etkisi doğrultusunda olabilir veya interstisyel Cajal hücrelerinde olduğu gibi kendiliğinden de gerçekleşebilir.

<span class="mw-page-title-main">Pulmoner yüksek tansiyon</span> tıbbi durum

Pulmoner hipertansiyon (PH), prognozu son derece kötü olan, sebebi anlaşılamamış ve çaresi henüz olmayan, ancak hastaların yaşam kalitesini arttıran ve ömrünü uzatan tedavilerinin olduğu bir hastalıktır.

<span class="mw-page-title-main">Gıda zehirlenmesi</span>

Gıda kaynaklı hastalık, içine yabancı etmen karışmış besin tüketimi sonucu meydana gelen herhangi bir hastalıktır. Genelde gıda zehirlenmesi de kullanılsa da bu genelde hatalıdır.

<span class="mw-page-title-main">Striknin</span> kimyasal bileşik

Striknin, Nux vomica ağacından üretilen zehirli madde. Hayvan hakları kuruluşlarının karşı çıkmasına kadar sokak hayvanlarının itlafında kullanıldı. Formülü C21 H22 N2 O2 'dir

<span class="mw-page-title-main">Krezol</span>

Krezol, metilfenol sınıfından organik bileşiklerdir. Çoğunlukla, doğal olarak ya da aromatik bileşiklerin üretimiyle elde edilirler. Bazen fenol ya da fenolikler olarak adlandırılırlar. Sıcaklığa bağlı olarak krezol katı ya da sıvı hâlde bulunabilir.

<span class="mw-page-title-main">Tabun</span>

Tabun veya GA dünyanın en tehlikeli kimyasal silahlarından biri sayılan çok zehirli bir maddedir. Memelilerde vücuda girişi takiben, canlının merkezî sinir sisteminin fonksiyonunu bloke ettiği için sinir ajanı olarak sınıflandırılmıştır. Ayrıca bir kimyasal silah olarak kullanıldığı için, UN Resolution 687 numaralı Birleşmiş Milletler kararı ile toplu imha silahı olarak kategorilenmiş, araştırma amaçlı az miktarda üretimi çok ciddi yasal kurallara bağlanmış, büyük miktarlarda depolanması ise tamamen yasaklanmıştır. Tabun, içinde Sarin/GB, Soman/GD ve Siklosarin/GF ajanlarının da bulunduğu "G-Serisi" sinir gazlarının ilkidir.

<span class="mw-page-title-main">Vurgun</span>

Vurgun veya dekompresyon hastalığı, kısa sürede yüksek basınçlı bir bölgeden alçak basınçlı bir bölgeye geçilmesi nedeniyle vücutta gaz kabarcıklarının oluşması sonucu ortaya çıkan gaz embolizmidir. Özellikle dalgıçlar, pilotlar veya su altı inşaat işçileri gibi basınç değişimi etkisinde kalanlarda rastlanır. Sünger avcılarında görülen bu tabloya halk dilinde vurgun denir. Dekompresyon sözcüğü "basınç azalması" anlamına gelir.

Anestezik, hücrelerin özellikle sinir sistemi hücrelerinin biyolojik fonksiyonlarını geçici olarak yavaşlatan veya durduran ilaç. Anestetik ilaçların canlı üzerindeki bu etkisine anestezi veya narkoz denir. Genel anestezide merkezî sinir sisteminin çalışması o derece yavaşlatılır ki acıya karşı duyarlılık kaybolur ve hasta bilincini kaybeder. Anestezi için anestetik maddenin kanda belirli bir konsantrasyona ulaşması ve bu konsantrasyonda kalması gerekir. Madde miktarı belirli bir konsantrasyonun altına düştüğü zaman hücreler normal fonksiyonlarına tekrar başlar. Bu konsantrasyon dietil eter için 100 mL kanda 150 mg iken kloroform için 100 mL kanda 30 mg'dır. Daha yüksek konsantrasyonlar tehlikelidir.

<span class="mw-page-title-main">Çevre kirliliği</span> Doğa sorunu

Çevre kirliliği, çevrenin doğal olmayan bir şekilde insan eliyle doğallığının bozulmasıdır. Bu ekosistemi bozma eylemleri; kirlenme şeklinde tabir edilmektedir.

<span class="mw-page-title-main">Pulmoner ödem</span> akciğerlerin hava boşluklarında ve parankiminde sıvı birikmesi

Pulmoner ödem, pulmonary edema, akciğer ödemi, akciğer konjesyonu; çeşitli sebeplerden ötürü alveollerde transudat birikmesi sonucu meydana gelir. Akciğer ödemi bir hastalık değil polifaktöriyel kaynaklı bir semptomdur. Süngersi bir yapısı olan akciğeri ödem oluşmasından koruyan 3 önemli faktör vardır. Bu faktörlerin olumsuz etkilendiği her süreç akciğer ödemi ile sonlanır:

<span class="mw-page-title-main">İskemi</span> Dokulara kan akışında eksiklik

İskemi (ischemia) yerel kanlanma eksikliğidir.

<span class="mw-page-title-main">Orak hücreli anemi</span>

Orak hücreli anemi, alyuvarlardaki oksijen taşıyıcı protein olan hemoglobinin anormalliği sonucu alyuvarların orak şeklini almasıyla oluşan otozomal resesif kalıtılan genetik bir hastalıktır.

<span class="mw-page-title-main">Embolizm</span> Atardamar, arteriyol ve kılcal damar hastalıkları

Embolizm, bir kütlenin kan akımıyla sürüklenerek damarları tıkamasına embolizm (embolism), bu cisme embolus denir. Kan akımıyla sürüklenen kütle maddenin her türden fiziksel niteliğini taşıyabilir. Bir embolizm sürecinin etkisi, embolusun kaynağı ve izlediği yol ile belirlenir. Trombuslardan kökenli emboluslar en sık görülen embolizm türünü oluşturur (tromboembolizm).

Metal zehirlenmesi veya metal toksisitesi; belirli metallerin belirli biçim ve dozlarda yaşam üzerindeki zehirleyici etkisidir. Birtakım metaller, zehirli çözünür bileşikler oluşturduklarında zehirlidir. Birtakım metallerin biyolojik bir rolü yoktur, başka bir deyişle yaşam için zorunlu (esansiyel) minerallerden değildir veya belirli bir türevdeyken zehirlidir. Söz konusu metalin kurşun olması durumunda, kurşunun ölçülebilir herhangi bir miktarının sağlık üzerinde olumsuz etkileri olabilir. Metal zehirlenmesinin genellikle ağır metaller ile anlamdaş olduğu düşünülür, ancak berilyum ve lityum gibi daha hafif metaller de belirli durumlarda zehirli olabilir. Bütün ağır metaller özellikle zehirli değildir ve demir gibi bazı metaller canlıda çok önemli bir yer tutar. Metal zehirlenmesinin tanımı, anormal derecede yüksek dozlarda zehirli etki gösteren eser elementleri de kapsayabilir. Metal zehirlenmesinin tedavisi için şelasyon tedavisi bir seçenek olabilir; bu yöntem, metalleri vücuttan uzaklaştırmak için şelasyon ajanlarının uygulanmasını içine alan bir tekniktir.