İçeriğe atla

Oksijen doygunluğu (tıp)

Kan dolaşımı: Kırmızı = oksijenli atardamarlar, mavi = oksijensiz toplardamarlar.

Oksijen doygunluğu, kandaki oksijen derişimini belirten bir terimdir. İnsan vücudu, kandaki oksijen düzeyinin çok duyarlı olarak özellikli bir değerde bulunmasına ihtiyaç duyar ve vücut bunun için gerekli düzenlemeleri yapar. İnsan kanındaki oksijen düzeyinin yüzde 97 ile 100 arasında olması olağan kabul edilir.[1] Yüzde 90'ın altındaki oksijen düzeyi düşük olarak kabul edilir ve bu, hipoksemiye neden olabilir. Yüzde 80'in altındaki oksijen düzeyleri, bu düzeylerde beyin ve kalp gibi organların çalışması bozulabileceğinden, gecikmeksizin müdahale gerektirir. Düşük oksijen düzeyinin sürekli olması, solunum krizi ya da kalp krizi ile sonuçlanabilir.

Kandaki oksijen düzeyini artırmaya yardımcı olmak için oksijen iyileştirmesi kullanılabilir. Oksijenlenme oksijen moleküllerinin vücut dokularına girmesi ile olur. Örneğin, kan akciğerlerde, oksijen moleküllerinin havadan kana geçmesi ile oksijenlenir.

Fizyoloji

Vücut, çoğunlukla solunum ile ilişkili aerobik metabolizma kimyasal süreçleriyle sabit bir oksijen doygunluğu düzeyini korur. Solunum sistemi, alyuvarlar, özellikle hemoglobin kullanarak, akciğerlerde oksijen toplar ve vücudun geri kalanına dağıtır. Vücudun kan oksijen gereksinimi, egzersiz sırasında daha çok oksijene ihtiyaç duyulduğunda[2] ya da yüksek yerlerde yaşarken dalgalanma gösterebilir. Olağan düzeyde oksijen taşırken kan hücresinin "doymuş" olduğu söylenir.[3] Hem çok yüksek hem de çok düşük düzeylerinin vücut üzerinde olumsuz etkileri olabilir.[4]

Ölçüm

%90'ın altındaki bir SaO2 (arteriyel kan gazı testi[5] ile belirlenen atardamarsal oksijen doyumu) değeri hipoksemi olduğunu gösterir (kansızlıktan da kaynaklanabilir). Düşük SaO2 nedeniyle hipoksemi siyanoz ile belirir. Oksijen doyumu farklı dokularda ölçülebilir:[5]

Venöz oksijen doyumu (SvO2), kalbin sağ kulakçığına dönen oksijenli hemoglobinin yüzdesidir. Oksijen iletiminin dokuların isteklerini karşılayıp karşılamadığını görmek için ölçülebilir. SvO2 tipik olarak %60 ile %80 arasında değişir.[6] Daha düşük bir değer, vücudun oksijen eksikliği olduğunu ve iskemik hastalıkların ortaya çıktığını gösterir. Bu ölçüm genellikle bir kalp akciğer makinesi (ekstrakorporeal dolaşım) ile iyileştirmede kullanılır ve perfüzyonistlere hastanın sağlıklı kalması için nice akışa ihtiyaç duyduğu konusunda bir fikir verebilir. Doku oksijen doygunluğu (StO2), yakın kızılötesi spektroskopisi ile ölçülebilir. Ölçümler hala geniş çapta tartışılsa da, çeşitli koşullarda doku oksijenasyonu hakkında fikir verir. Çevresel oksijen doygunluğu (SpO2), genellikle nabız oksimetre aygıtı ile ölçülen oksijen doygunluğu düzeyinin tahminidir. Aşağıdaki formüle göre nabız oksimetresi ile hesaplanabilir.[5]

Burada HbO2 oksijenli hemoglobindir (oksihemoglobin), Hb ise oksijeni giderilmiş hemoglobindir.

Kaynakça

  1. ^ Kobayashi, Masaru; Fukuda, Shinya; Takano, Ken-ichi; Kamizono, Junji; Ichikawa, Kotaro (Haziran 2018). "Can a pulse oxygen saturation of 95% to 96% help predict further vital sign destabilization in school-aged children?: A retrospective observational study". Medicine (İngilizce). 97 (25): e11135. doi:10.1097/MD.0000000000011135. PMC 6023980 $2. PMID 29924014. 10 Şubat 2023 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 26 Şubat 2023. 
  2. ^ "Understanding Blood Oxygen Levels at Rest". fitday.com. fitday.com. 15 Haziran 2010 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 6 Haziran 2013. 
  3. ^ Ellison, Bronwyn. "NORMAL RANGE OF BLOOD OXYGEN LEVEL". Livestrong.com. Livestrong.com. 5 Ekim 2010 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 6 Haziran 2013. 
  4. ^ "Hypoxia and Hypoxemia: Symptoms, Treatment, Causes". WebMD (İngilizce). 30 Temmuz 2014 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 11 Mart 2019. 
  5. ^ a b c "Understanding Pulse Oximetry: SpO2 Concepts". Philips Medical Systems. 26 Ekim 2010 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 19 Ağustos 2016. 
  6. ^ "Arşivlenmiş kopya". 2 Haziran 2021 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 29 Mayıs 2021. 

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Kan</span> hücrelerden meydana gelmiş yaşamsal sıvı

Kan, atardamar, toplardamar ve kılcal damarlardan oluşan damar ağının içinde dolaşan; akıcı plazma ve hücrelerden meydana gelmiş kırmızı renkli hayati sıvıdır.

<span class="mw-page-title-main">Akdeniz anemisi</span>

Akdeniz anemisi, Akdeniz kansızlığı ya da tıptaki adıyla Talasemi; Akdeniz ülkelerindeki toplumlarda görülen, doğacak çocuğa anne-babasından ”Beta Talasemi” geninin kalıtımsal olarak geçen bir tür “kansızlık” hastalığıdır. Anemi (kansızlık) oluşmasına neden olan etmen, kanda alyuvarların yapısında yer alan “hemoglobin” molekülünün yapısındaki bozukluktur. Erkek ve kadınlar benzer hastalık oranlarına sahiptir.

<span class="mw-page-title-main">Hemoglobin</span> Omurgalıların çoğunun kırmızı kan hücrelerinde bulunan oksijen taşıyıcı metaloprotein

Hemoglobin, solunum organından dokulara oksijen, dokulardan solunum organına ise karbondioksit ve proton taşıyan protein. Eritrositlerin içerisinde bulunur. Oksijeni +2 değerlikli demir içeren hem molekülleri ile bağlar. Başlıca sentez yeri eritrosit üretimi sırasında kemik iliğidir. Yaş, cinsiyet ve türe göre küçük farklılıklarla da olsa kanda belli bir değerin altında bulunmasına Anemi, yüksek miktarda bulunmasına ise polisitemi denir. Hemoglobinin prostetik grubu hem, proteiniyse globulindir.

<span class="mw-page-title-main">Alyuvar</span>

Alyuvar, kırmızı kan hücresi veya eritrosit, en yaygın kan hücresi türüdür. Çağdaş bilim insanları laboratuvarda alyuvar geliştirebilmeyi başarmışlardır.

<span class="mw-page-title-main">Dolaşım sistemi</span> hayvanlarda kan dolaşımını sağlayan organ sistemi

Dolaşım sistemi veya kardiyovasküler sistem maddelerin vücuttaki dolaşımını sağlayan organ sistemidir.

<span class="mw-page-title-main">İnsan vücudu</span> fiziksel ve kimyasal yapılardan oluşan sistemler bütünü

İnsan vücudu bir insanın tüm yapısıdır. Birlikte dokular ve ardından organları ve sonra organ sistemlerini oluşturan birçok farklı hücre türünden oluşur. Bunlar insan vücudunun homeostazisini ve canlılığını sağlar.

<span class="mw-page-title-main">Hipoksi (tıp)</span>

Hipoksi, beden dokularında oksijen oranının azalması ile karakterizedir. Genel olarak, dokulara oksijen iletiminin yetersizliğini ifade eder. Hipoksi yetersiz doku perfüzyonu, metabolik bozukluklar veya oksijen kaynağı eksikliği gibi nedenlerle oluşur. Sadece kandaki yetersiz oksijen durumu için hipoksemi terimi kullanılır.

<span class="mw-page-title-main">Kan damarı</span> Kanı taşıyan dolaşım sisteminin tübüler yapısı

Kan damarları dolaşım sisteminin organlarındandır. Görevleri kanı vücudun bölümlerine taşımak olan kan damarlarının farklı türleri vardır. Temel kan damarı tipleri atardamarlar (arter) ve toplardamarlardır (ven). Atardamarlar kanı kalpten alıp vücudun farklı bölümlerine taşırken, toplardamarlar vücudun farklı bölümlerinden kanı kalbe taşırlar. Bununla birlikte iki istisna mevcuttur: pulmoner arter kirli kan, pulmoner ven ise temiz kan taşır. Vücuttaki en büyük damar kanın kendisi aracılığıyla tüm vücuda doğru pompalandığı aort atardamarıdır. Vücutta bulunan her organın en az bir tane temiz kanı kalpten getiren ve birden fazla kirli kanı kalbe götüren damarı vardır. İnsan vücudundaki damarların toplam uzunluğu 100 km kadardır.

<span class="mw-page-title-main">Küçük kan dolaşımı</span> Kanı kalpten akciğerlere ve tekrar kalbe taşıyan dolaşım sistemi parçası

Pulmoner dolaşım ya da Küçük kan dolaşımı, oksijen yoksunu kanı kalpten akciğerlere taşıyan ve buradan da oksijenlenmiş kanı geri kalbe taşıyan dolaşım sistemi bölümüdür. Pulmoner dolaşım, kalbin sağ karıncık kısmından çıkan kirli kanın akciğer atar damarını izleyerek akciğere gelmesi ve akciğerlerde temizlenmesi sonucunda kalbin sol kulakçık bölümüne dökülmesi olayına denir.

Kan gazı analizi, esas olarak kanda bulunan oksijen ve karbondioksit gibi gazların kısmi basınçlarının ve bunun yanında kan pH'sının ölçümü ile bikarbonat değerinin ve oksijen saturasyonunun hesaplanması ve böylece hastada hipoksemi, asidoz veya alkalozun olup olmadığının anlaşılmasında kullanılan bir testtir.

Solunum yetmezliği veya respiratuar yetmezlik solunum sisteminin gaz değişiminde (ventilasyon) yetersiz kalması durumudur. Bunun sonucu olarak arteriyel oksijen ve/veya karbon dioksit seviyesi normal aralıklarda korunamaz. Oksijenasyondaki düşüş hipoksemi ve arteriyel karbon dioksit seviyesinde yükselme hiperkapni olarak bilinir. Bunların normal referans değerleri oksijen için PaO2 > 60 mmHg ve karbon dioksit PaCO2 < 45 mmHg şeklindedir. Yetersiz ventilasyon alveollerden (hava kesecikleri) kapiller dolaşıma yeterince bikarbonat geçişini sağlayamayacağı için kan pH'sı düşmeye başlar ve metabolik asidoz şekillenir. Bu, solunum yetmezliğine ilişkin önemli komplikasyonlardan biridir. Hiperkapninin varlığı veya yokluğuna göre sırasıyla tip 1 ve tip 2 şeklinde sınıflandırılır.

<span class="mw-page-title-main">Soluma</span>

Nefes almak, soluk almak ya da Teneffüs havanın akciğerlere alınıp verilme işlemidir. Aerobik organizmalar enerji açığa çıkarabilmek için solunum yoluyla oksijene ihtiyaç duyar. Nefes almak vücudun ihtiyacı olan oksijenin alınıp karbondioksidin atıldığı tek işlemdir. Gaz değişimi, akciğer alveolleri ve akciğer kılcal damarlarındaki kan arasında, gazların pasif difüzyonuyla meydana gelir. Kandaki çözünmüş gazlar, kalbin kanı pompalamasıyla dolaşım sistemi yoluyla tüm vücuda yayılır. Nefes alma işlemi, nefes alma (inspirasyon) ve nefes verme (expirasyon) aşamalarından oluşur.

<span class="mw-page-title-main">Orak hücreli anemi</span>

Orak hücreli anemi, alyuvarlardaki oksijen taşıyıcı protein olan hemoglobinin anormalliği sonucu alyuvarların orak şeklini almasıyla oluşan otozomal resesif kalıtılan genetik bir hastalıktır.

<span class="mw-page-title-main">Siyanoz</span> kandaki oksijen miktarında azalma

Siyanoz, kılcal yatağın "kırmızı kan hücrelerinde" hemoglobine bağlı oksijen miktarının azalması sonucu vücut "doku" renginin mavimsi-mor bir renge dönüşmesidir. Siyanoz yansıtan vücut dokuları genellikle mukoza zarları, dudaklar, tırnak yatakları ve kulak memeleri dahil olmak üzere derinin daha ince olduğu yerlerde bulunur. Amiodaron veya gümüş içeren bazı ilaçlar, Moğol lekeleri, büyük doğum izleri ve mavi veya mor boya içeren gıda ürünlerinin tüketimi de mavimsi cilt dokusu renginin değişmesine neden olabilir ve siyanozla karıştırılabilir.

<span class="mw-page-title-main">Hemolenf</span> Beden sıvısı

Hemolenf, bazı omurgasız, özellikle eklembacaklılarda omurgalılardaki kanın karşılığıdır. Canlının açık dolaşım sistemi içinde dolaşır ve dokularla doğrudan temas eder. Hemolenf adı verilen hemosit hücrelerinden oluşan bir plazmadır ve birçok kimyasal madde de barındırır. Omurgalılara göre en belirgin ve ayırt edici özelliği oksijeni taşımak için, demir içeren kırmızı hemoglobin yerine, bakır içeren mavi-yeşil hemosiyanin içermesidir. Eklembacaklıların dolaşım sistemidir.. Bunun yanında bazı yumuşakçalarda da hemolenfatik dolaşım sistemi vardır.

Solunum sistemi, kan ile atmosfer havası arasında gaz değişimini sağlamaya hizmet eden bir sistemdir. En önemli görevi oksijen'in kana geçmesi ve kandaki karbondioksit'in dışarı atılmasıdır, bunun yanında başkaca işlevleri de vardır. Bu işlevler soluma ile gerçekleştirilir. Türlere göre değişen solunum organları vardır ve buna bağlı olarak sistem bazı türlerde farklılıklar gösterir
Solunum sistemi; dış solunum, iç solunum ve hücresel solunum olarak incelenir.

Kalp ya da yürek, çoğunlukla omurgalılarda bulunan kaslı bir dolaşım sistemi organıdır. Omurgalılar gibi gelişmiş canlılar, zamanla dolaşım sistemleriyle vücutlarının her bir yanına kan taşımak için bir araca gereksinim duymuş, bu da evrimsel süreçte yürek gibi bir yapının oluşumunu sağlamıştır.

Kronik dağ hastalığı, kırmızı kan hücreleri tarafından işgal edilen kan hacmi oranının arttığı ve kanda anormal derecede düşük oksijen seviyesine sebep olan bir hastalıktır. Kronik dağ hastalığı yüksek irtifada uzun süre yaşadıktan sonra gözlenir. Genellikle Yüksek irtifalı bölgelerin yerlilerinde gözlemlenir.

Oksijen tedavisi, solunum yolu hastalıkları, karbonmonoksit zehirlenmesi, yara iyileşmesi, enfeksiyonlar, zehirli ısırıklar ve diğer durumlarda vücuda yeterli oksijen sağlamak için kullanılan bir tıbbi tedavidir. Oksijen tedavisi, hastanın burun, ağız veya maske yoluyla soluduğu havanın oksijen konsantrasyonunu artırarak veya basınçlı bir odada oksijen vererek uygulanabilir. Oksijen tedavisi, vücudun dokularına daha fazla oksijen ulaşmasını sağlayarak, hücrelerin yenilenmesini, enfeksiyonlarla savaşmasını, kan dolaşımını iyileştirmesini ve yaşlanma belirtilerini azaltmasını destekler.

<span class="mw-page-title-main">Masimo</span>

Masimo Corporation, Irvine, Kaliforniya merkezli bir sağlık teknolojisi ve tüketici elektroniği şirketidir. Şirket öncelikle optik teknolojiyi kullanan invaziv olmayan sensörler, hasta idaresi ve telesağlık platformları dahil olmak üzere hasta izleme cihazları ve teknolojileri üretmektedir. Şirket, 2022 yılında Sound United'ı satın alarak ev ses sistem alanına girdi ve sağlık odaklı giyilebilir cihazlar üretmeye başladı.