İçeriğe atla

Okçu

Japon geleneksel okçuluk sanatı Kyūdō'nun okçusu, yay, ok ve çeşitli hedefleri: saat yönünde Mato, Hasamimono, Marumono, Shikajishi (Mürekkep resmi, Eylül 1878)

Okçu, orta çağda savaşlarda yer alan bir savaşçı türüdür. Orta Çağ'da savaşlarda görev alması çok önemliydi. Okçunun bu kadar seçkin olma nedeni okçu ok ve yay kullanarak zırhları olan rakip ordu askerlerini saf dışı bırakabilmesidir. Bu işi güvenli bir mesafeden yaptıkları için daha az risk alırlardı. Orta Çağ'da bir sürü ok ve yay çeşidi yapılmıştır ve bunların amaçları değişiktir. Delici ok, uzun mesafe oku gibi. Okçu oku yay, tatar yayı ile hedefe atar. Gelişen teknolojiyle yerini ateşli silahlar kullanan askerlere bırakmıştır. Okçular günümüzde olimpiyatlarda yarışmaktadır.

İlgili Araştırma Makaleleri

Ok, aşağıdaki anlamlara gelebilir;

<span class="mw-page-title-main">Yay (silah)</span> kol kuvveti ile gerilip atılan, delici uzun menzilli savaş aleti

Yay, kirişi kol kuvvetiyle gerilip salıverildiğinde oku kontrollü bir şekilde çok uzaklardaki hedefe saplayabilen bir savaş, av ve okculuk sporu aletidir. Kavs veya kabza da denir.

<span class="mw-page-title-main">Antik Çağ'da savaş</span> Antik Çağ Savaşları

Antik çağlarda savaş yazılı tarihin başlangıcından antik dönemin sonuna kadar geçen dönemdeki savaş tarzıdır. Avrupa'da Eski Çağ'ın sonu genellikle Batı Roma İmparatorluğu'nun yıkılmasıyla (476) eş tutulur. Çin'de de aynı şekilde beşinci yüzyılın sonu sayılabilir.

Orta Çağ'da savaş, genellikle Orta Çağ Avrupası'nda kullanılan savaş tarzını anlatmak için kullanılır.

<span class="mw-page-title-main">Azab</span>

Azab veya azap, Osmanlı devletinde çoğunlukla garnizon askeri olarak görev yapan askeri birimdir. Henüz evlenmemiş genç erkekler azab yazılabilirlerdi. Sözcüğün anlamı "bekar erkek"tir ve gönüllülerden oluşan yaya birliğidir. Savaşta ordunun en önünde yer alırdı.

<span class="mw-page-title-main">Tatar yayı</span> ergonomik bir tahta gövdeye eklenmiş yaydan oluşan bir uzak mesafe silahı

Tatar yayı, kundaklı yay veya kurmalı yay, ergonomik bir tahta gövdeye eklenmiş yaydan oluşan bir kısa mesafe silahıdır. Çalışma prensibi, yayı gergin tutan tetiğin çekilmesiyle tahta gövdenin (kundak) üzerinde bulunan okun ileri fırlatılmasıdır. Menzili kısadır. En büyük özelliği kısa okları ve enerjisi sayesinde bütün parça levha zırhları bile çok iyi delmesidir.

<span class="mw-page-title-main">Okçuluk</span>

Okçuluk, kökeni insanoğlunun avcılık günlerine dayanan, oku bir yay aracılığıyla hedefe göndermeyi amaçlayan spor dalıdır. Eski zamanlarda avlanmak, saldırmak vb. amaçlarla kullanılıyordu. Bu yay ve oklar basit bir yapıya sahiptir. Okçuluk ilk kez 1904 Yaz Olimpiyatları'nda olimpik programa alınmış, 1972'den beri aralıksız olarak programlarda yer almaktadır. Bu branşta ilk dönemlerde Fransa, Belçika ve Büyük Britanya söz sahibiyken, daha sonraki dönemlerde ABD, Rusya, İskandinav ülkeleri, İtalya ve Kore bu ülkeleri izlemiştir. 1931'de kurulan ve hâlen 140 ülkenin üye olduğu Uluslararası Okçuluk Federasyonu okçuluk dalında en büyük otoritedir.

<span class="mw-page-title-main">Balista</span>

Balista "fırlatmak" anlamına gelen Yunanca "ballistra" kelimesinden türemiştir. Sicilya ve Batı Yunan Kolonilerinin Tiranı I. Dionysius tarafından kullanılmıştır. Yunanlar tarafından bir kuşatma makinesi olarak kullanıldı. Yunanların bölgedeki şehirleri Romalılara geçince balista Romalılar tarafından geliştirildi ve kullanıldı. Romalılar tarafından fırlatılan mızraklara düştüğü yeri yakacak, küçük ateş topları yerleştirilerek bir nevi ilkel bir füze olarak kullanıldı. Savaş meydanında yüksek menzili ile Romalılara askeri avantajlar sağladı. Orta çağ boyunca Avrupa ve Orta Doğu'da kullanılan bir savaş aleti oldu. Orta çağ'da genelde kule tepesine konur, yüksekliğin sağladığı yararla ateş gücü yüksek oluyordu.

<span class="mw-page-title-main">Dorileon Muharebesi (1097)</span> I. Haçlı Seferi savaşı

Dorileon Muharebesi, 1 Temmuz 1097 tarihinde Birinci Haçlı Seferi'nin başlangıcında gerçekleşti. Eskişehir yakınında yapılan bu savaşta Haçlılar, I. Kılıçarslan'ın Anadolu Selçuklu ordusunu yenerek Anadolu'da ilerlemelerine devam ettiler.

<span class="mw-page-title-main">Süvari</span> At sırtında savaşan birlikler

Süvari, tekil bir atlı asker veya bu atlı askerlerin oluşturduğu birlikleri kapsayan askerî sınıf. Geçmişte daha çok ani baskınlarda ve vurucu saldırılarda kullanılırdı. Sözcüğün kökeni Farsça سوار suvâr = at kelimesinden gelir.

<span class="mw-page-title-main">Carrhae Muharebesi</span> roma-part savaşı

Carrhae Savaşı, MÖ 53 yılında, Carrhae şehri yakınlarında Roma Cumhuriyeti adına Romalı general Crassus ve Part İmparatorluğu adına spahbed ("General") Surena arasında yapılan ve Partlar adına mutlak bir zaferle sonuçlanan savaş.

<span class="mw-page-title-main">Savaş fili</span> İnsanlar tarafından savaş için eğitilen ve savaşta kullanılan fil

Savaş fili, önemli ve güçlü olmasına karşın yaygın olarak kullanılmamış olan, Orta ve Antik Çağ savaş birimidir. İlk olarak İndus Vadisi Uygarlığı'nda ve Hindistan'da kullanıldığı sanılmaktadır. Filin sırtına yerleştirilen sandık biçiminde bir sığınağa binen okçular veya kargılı askerler, durdurulması güç bir saldırı imkânı vererek avantajlı konum elde etmektedir.

Orta Dünya savaş aletleri J. R. R. Tolkien'in Orta Dünya evreninden Hobbit, Yüzüklerin Efendisi ve Silmarillion'da bahsettiği silahları ve zırhları içerir.

<span class="mw-page-title-main">Arbalet</span>

Arbalet veya arbalest, Orta Çağ'a özgü Avrupaî tataryaylarının son çeşitlerinden biridir. Arbalest, çelik yaya sahip, daha büyük bir silahtır. Çünkü bir arbalest daha önceki tataryaylarından çok daha büyüktür ve çeliğin daha büyük gerginlik gücünden dolayı daha büyük bir güce sahiptir. En güçlü, makarayla gerilmiş arbalestler 22 kiloNewton'a kadar güce ve 500 metreye kadar vurabilme yetisine sahiptir. Usta bir arbalestli dakikada iki ok atabilir. Bir deneyimsiz arbalestlinin hayatı boyunca talim etmiş olan bir şövalyeyi tek ok kullanarak öldürebilmesinden dolayı, bazı zamanlar arbalestin insanlık dışı veya adil olmayan bir silah olduğu düşünüldü.

<span class="mw-page-title-main">Part atışı</span>

Part vuruşu tarihte, Orta Asyalı göçebeler tarafından kullanılan ünlü bir savaş taktiğidir. Taktiği Batılılara karşı ilk kez etkin biçimde kullanan kavim Partlar olduğu için Batı'da bu isimle anılır. Atlı okçulara özgüdür.

<span class="mw-page-title-main">Türk okçuluğu</span>

Türk okçuluğu, Türklerde okçuluğun ve özellikle atlı okçuluğun önemi tarih öncesi zamanlara kadar uzanır. Yaklaşık MÖ 5000'den itibaren Altay ve Tanrı Dağları çevresinde ortaya çıkan, daha sonra da İç Asya’ya tamamen egemen olan "Atlı Bozkır Kültüründe" atlara ve okçuluğa büyük önem verilmektedir. Tarihteki Türk atlı okçuları, dört nala giderken eyer üstünde dönüp arkaya ok atarak hedefe tam isabet ettirme ustalıklarıyla tanınmışlardır. Uluslararası literatürde "Part Vuruşu" olarak isimlendirilen at üzerinde geriye doğru yapılan ok atışının en başarılı ve en ünlü uygulayıcıları Türkler olmuşlardır. Türk kahramanı Tarkanların tolgalarına şahin tüyü takma hakkı yalnızca Part atışını başarılı bir şekilde uygulayabilenlerine verilmiştir. Vur-kaç, sahte geri çekilme ve düşmanın etrafını sarma gibi taktikler Türk atlı okçularının kullandığı ve birçok zaferde kilit rol oynayan taktiklerdir. Türk destanlarından Oğuz Kağan Destanı'nda ok ve yay, sembolik anlamlarla yer almaktadır. Türk kültürünün geçmişinde okçuluk geniş bir alanda öneme sahip olmuştur. Orta Asya'da geçim kaynağı ve askerî tatbikat niteliği olan sürek avları, Türk atlı okçuluğunun gelişmesini sağlamış; Türkler bu becerilerini Orta Asya'dan Anadolu'ya taşımışlardır. Savaşçılık, avcılık, sporculuk gibi alanların dışında sosyal alanda da okçuluk önem teşkil etmiştir. Örneğin askeri bayramlarda, dinsel törenlerde çeşitli sportif okçuluk yarışmaları toplumsal hayatta yer almıştır. Avrasya coğrafyasında göçebe yaşayan Türklerin ok ve yay yapımında kullanılan özel malzeme ve teknikleri gizli bir şekilde usta-çırak yoluyla nesilden nesle aktarması, teknolojik fark sayesinde yerleşik halklara karşı Türklere üstünlük sağlamış ve silah üreticisiyle ailesine sosyal yaşamda seçkinlik kazandırmıştır.

Çıkma kule, özellikle 14-16. yüzyıllarda kullanılmış olan kale surlarındaki korumayı artırmaya yarayan tahkimat türüdür.

İngiliz Uzun Yayı, çekiş gücü 100 ile 180 arasında bir libre aralığına sahip olup, yaklaşık 180–200 cm uzunluğunda, Porsuk ağacından yapılan ve sağlam yapıya sahip bir yay türüdür. Bu yaylarda kullanılan oklar, diğer oklara oranla 1.5 kat daha uzun ve kalındır. Yayın yüksek gerilme oranı ve okların ağırlıkları sayesinde atılan oklar çok yüksek bir momentuma sahip olduğu için Orta Çağ'a hakim zincir zırhları delebilecek bir güce sahiptir. bütün bunların yanında çok dengeli tasarlanmış oklardan dolayı bu yayların menzilleri 250 ila 300 metre arasında değişebilir. Bu yayların en önemli dezavantajı ise, oku yaya yerleştirmesi uzun zaman aldığı için, klasik yaylara oranla atış hızının daha düşük olmasıdır.

<span class="mw-page-title-main">Yay ve ok</span> barut öncesi menzilli silah sistemi

Yay ve ok, esnek fırlatma aleti (yay) ve uzun mesafe gidebilen atkıdan (ok) oluşan menzilli silah sistemidir.