İçeriğe atla

Ojiv

Ojiv, iki boyutlu ya da üç boyutlu bir cismin yuvarlak şekilli konik ucudur.

Uygulamalı fizik ve mühendislik

Sekant ojiv şeklinin ayrıntısı

Aerodinamik ya da balistik alanda, ojiv şekli mermi ya da roketlere aerodinamik bir burun şekli vermek için yüzeyleri sivri uçlu ve kavisli yaparak çoğunlukla kullanılmaktadır.

Geleneksel ya da sekant ojiv, Gotik mimariyi oluşturan aynı eğrinin dönel yüzeyidir. Diğer bir deyişle, silindir kısmının ("gövde") kenarından onu kesen eksene kadar gövde çapından daha büyük yarıçapa sahip bir dairesel yay çizilir.

Bu yay, gövde için sıfır açısında birleşecek şekilde çizilirse (yani, eksenden yay merkezine olan uzaklık ve gövde yarıçapının toplamı yayın yarıçapına eşittir), bu durumdaki yaya teğetsel ya da spitzer ojiv adı verilir. Bu şekil yüksek hızlı (süpersonik) tüfek mermilerinde çok yaygın olarak kullanılan bir ojiv şeklidir.

Bu ojivin sivriliği, yarıçapının silindir çapına oranıyla ifade edilir; yarısı kadar bir değer yarı küresel bir kubbe şeklini, daha büyük değerler gittikçe artan bir oranda sivriliği oluşturur. 4 - 10 değerleri tüfeklerde yaygın olarak kullanılsa da en çok kullanılan değer 6 olmaktadır.

Ojiv şekilli Uzay Mekiği Dış Yakıt Tankı
9mm mermi fişeğinin ojiv şekli

Mermiler için kullanılan başka bir ojiv ise bir eliptik ojiv şeklidir. Bu spitzer ojive çok benzeyen bir eğri olmasının dışında dairesel yay, eksen tam 90° de karşılaşacak şekilde tanımlanmış bir elipsle yer değiştirir. Bu durum, sivrilik oranı ne olursa olsun bir şekilde yuvarlatılmış bir burun şeklini verir. Eliptik bir ojiv genellikle ojiv boyunun gövde çapına oranına göre tanımlanmaktadır. 1 e yakın değerler uygulamada yaygın olarak kullanılmaktadır. Eliptik ojivler çoğunlukla tabanca mermilerinde kullanılır.

Füzeler ve uçaklar genellikle, von Kármán ojiv gibi çok daha kompleks ojiv şekline sahiptirler.

Mimarlık

Ojival kemerler

Gotik mimarinin tanımlayıcı özelliklerinden biri sivri kemer ya da kaşkemerdir. Bu tip kemerler Orta Çağ mimarisinde yapısal olarak kullanılmadan önce İslami mimariye kadar, İslam öncesi Yakın Doğuda kullanılmıştır.[1] Gotik mimaride, kemerlerin enine kesişen nervürleri olan ojivler Gotik bir tonozun yüzeyini oluştururlar. Ojiv ya da ojival tak sivri uçludur. "Gotik" kemer, pergelle çizilmiş ya da tanımlandığı şekilde bir elips yayı şeklindedir. Birçok dar, dik şekildeki sivri ojiv tak biçimlerine bazen "sivri kemer" adı verilir. En sık görülen şekil, yarıçapı ile genişliğinin aynı olduğu eşkenar kemer şeklidir.

Ayrıca bakınız

Yararlanılan kaynaklar

  1. ^ Warren, John (1991). "Creswell's Use of the Theory of Dating by the Acuteness of the Pointed Arches in Early Muslim Architecture". Muqarnas. 8. ss. 59-65. 

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Dış merkezlik (astronomi)</span>

Astrodinamikte, bir astronomik cismin yörünge eksantrikliği, başka cisim etrafındaki yörüngesinin mükemmel bir daireden ne kadar saptığını belirleyen boyutsuz bir parametredir.

<span class="mw-page-title-main">Apollonios (Pergeli matematikçi)</span> Konik kesitler üzerine yazılarıyla tanınan antik Yunan coğrafyacı ve astronom

Pergeli Apollonius, konik kesitler üzerindeki çalışmaları ile tanınan Antik Yunan geometri uzmanı ve astronom. Öklid ve Arşimet'in konuya katkılarından başlayarak, onları analitik geometrinin icadından önceki duruma getirdi. Elips, parabol ve hiperbol terimlerinin tanımları bugün kullanımda olanlardır.

<span class="mw-page-title-main">Konikler</span> bir huniyi ve düzlemi kesiştirince oluşan eğri

Konik kesit, eliptik veya dairesel bir çift taraflı koninin, düzlemle kesitinden meydana gelen eğriler. Bunlar, çember, elips, parabol ve hiperboldür.

<span class="mw-page-title-main">Kabartma</span>

Kabartma veya diğer adıyla rölyef, yüzey üzerine yapılan yükseltme ya da çökertmelere denir.

Gotik, kendine has özelliği olan bir sanat anlayışı ve yazı şekli. Gotik yazılar ilk baskı denemelerinde denenmiş, çoğunlukla Almanlar tarafından kullanılan bir yazı stilidir. Gotik sanatı 12. yüzyılın ikinci yarısında Romanesk sanatının değişmesiyle, Latin sanatına bir tepki olarak ortaya çıkmıştır. Orta Çağı kapatan, Rönesansı başlatan akımdır. Gotik tarzı, yalnız mimarlıkta tesirli olmayıp; heykelcilik, resim, yazı, süs ve hatta gündelik eşyada da etkili olmuştur.

<span class="mw-page-title-main">Tabanca</span> Şarjörlü ve toplu olmak üzere ikiye ayrılan kısa namlulu ateşli silah

Tabanca; kısa namlulu, ateşli silah.

<span class="mw-page-title-main">Kanat profili</span>

Kanat profili veya aerofoil, kanat, yelken, dümen, pervane kanadı, rotor veya türbin gibi bir akışkan içindeki hareketi kaldırma kuvveti oluşturabilen nesnenin kesit şeklidir.

<span class="mw-page-title-main">Biçimsel galaksi sınıflaması</span> gökadaların görünüşlerine göre gruplara ayırdığı bir sınıflandırma sistemidir

Biçimsel galaksi sınıflandırması, astronomların gökadaları görünüşlerine göre gruplara ayırdıkları bir sınıflandırma sistemidir. Gökadaları görünüşlerine göre sınıflandırmak için kullanılan birkaç şema bulunmaktadır. Bunların en bilineni Edwin Hubble tarafından tasarlanan ve Gérard de Vaucouleurs ile Allan Sandage tarafından genişletilen Hubble düzenidir. Gökada sınıflandırması ve morfolojisi artık büyük ölçüde hesaplama yöntemleri ve fiziksel morfoloji kullanılarak yapılır.

<span class="mw-page-title-main">Mermi</span> ateşli silahlarda kullanılan fişeğin atış anında namludan fırlatılan bileşeni

Mermi, ateşli silahlarda kullanılan fişeğin atış anında namludan fırlatılan bileşenidir. Ateşli silahlar tarafından atılan delici, patlayıcı madde, kurşun. Küçük çaplı ateşli silahlar ile ağır ateşli silahların mermileri farklıdır. Tüfek, tabanca gibi küçük silahların mermisi çarpma etkisiyle hedefi deler. Büyük çaplı, ağır ateşli silahlar olan topların mermileri ise hedefi bulduğunda ya da havada patlar.

<span class="mw-page-title-main">Polarizasyon</span>

Polarizasyon dalganın hareket yönüne dik gelen düzlemdeki salınımların yönünü tanımlayan yansıyan dalgaların bir özelliğidir. Bu kavram dalga yayılımı ile ilgilenen optik, deprembilim ve uziletişim gibi bilim ve teknoloji sahalarında kullanılmaktadır. Elektrodinamikte polarizasyon, ışık gibi elektromanyetik dalgaların elektrik alanının yönünü belirten özelliğini ifade eder. Sıvılarda ve gazlarda ses dalgaları gibi boyuna dalgalar polarizasyon özelliği göstermez çünkü bu dalgaların salınım yönü uzunlamasınadır yani yönü dalganın hareketinin yönü tarafından belirlenmektedir. Tersine elektromanyetik dalgalarda salınımın yönü sadece yayılımın yönü ile belirlenmemektedir. Benzer şekilde katı bir maddede yansıyan ses dalgasında paralel stres yayılım yönüne dik gelen bir düzlemde her türlü yönlendirmeye tabi olabilir.

<span class="mw-page-title-main">Sanatsal anatomi</span>

Sanatsal anatomi, mekan içinde hareket halinde olan insan bedeninin yapısını ve biçimini inceleyip resmini doğru çizmeyi ve aynı zamanda ivme ile hacim arasındaki ilişkiyi araştırmayı amaçlamaktadır. İnsan bedeninin sanatsal yapısıyla ilgilenmek onun tıbbi anatomisiyle ilgilenmeyi gerektirmez. İkisi birbirini tamamlar.

<span class="mw-page-title-main">Bizans mimarisi</span> Doğu Roma mimarisine genel bakış

Bizans mimarisi, Bizans İmparatorluğu mimarisidir. İmparatorluk, Büyük Konstantin, Roma İmparatorluğu başkentini Roma'dan Byzantion'uma doğuya taşıdığı 330 yılından sonraki Roma İmparatorluğu'nun sanatsal ve kültürel varlığını adresler. Byzantion, "Yeni Roma", sonradan Konstantinopolis ismini almıştır, bugün İstanbul olarak adlandırılmaktadır. İmparatorluk, bir Milenyumdan fazla yaşamış, Avrupa'da Orta Çağ ve Rönesans mimarlığını etkin şekilde etkilemiş, 1453 yılında İstanbul'un fethinden sonra Osmanlı mimarisini etkilemiştir.

Sıkışabilir akışkan bir ortamda yol alan herhangi bir araç ya da gövde ye ait burun konisi kısmının aerodinamik tasarımındaki, önemli bir problem burun konisinin geometrik şeklinin belirlenmesidir. Burun konisinin şekli optimum performans için gereklidir. Dönel katı cisim şekil tanımlamasının gerektiği işler gibi birçok uygulamalar, akışkan bir ortamda çok hızlı hareket eden böyle bir cismin karşılaşacağı direncin en aza indirilmesini gerektirir.

Fizikte, dairesel hareket bir nesnenin dairesel bir yörünge boyunca bir rotasyon ya da çemberin çevresinde yaptığı harekettir. Rotasyonun sürekli açısal değeriyle birlikte düzgün ya da değişen rotasyon değeriyle düzensiz olabilir. 3 boyutlu bir cismin sabit ekseni etrafındaki rotasyon parçalarının dairesel hareketini içerir. Hareketin denkliği bir cisim kütlesinin merkezini tanımlar.

<span class="mw-page-title-main">Direnç (devre elemanı)</span> uçları arasında gerilim düşümüne sebep olan devre elemanı

Ohm kanununa göre uçları arasında gerilim düşümüne sebep olan devre elemanıdır.

<span class="mw-page-title-main">Yörünge mekaniği</span>

Yörünge mekaniği veya astrodinamik, roketler ve diğer uzay araçlarının hareketini ilgilendiren pratik problemlere, balistik ve gök mekaniğinin uygulamasıdır. Bu nesnelerin hareketi genellikle Newton'un hareket kanunları ve Newton'un evrensel çekim yasası ile hesaplanır. Bu, uzay görevi tasarımı ve denetimi altında olan bir çekirdek disiplindir. Gök mekaniği; daha genel olarak yıldız sistemleri, gezegenler, uydular ve kuyruklu yıldızlar gibi kütle çekimi etkisinde bulunan yörünge sistemleri için geçerlidir. Yörünge mekaniği; uzay araçlarının yörüngelerine ait yörünge manevraları, yörünge düzlemi değişiklikleri ve gezegenler arası transferler gibi kavramlara odaklanır ve itici manevralar sonuçlarını tahmin etmek için görev planlamacıları tarafından kullanılır. Genel görelilik teorisi, yörüngeleri hesaplamak için Newton yasalarından daha kesin bir teoridir ve doğru hesaplar yapmak ya da yüksek yerçekimini ihtiva eden durumlar söz konusu olduğunda bazen gereklidir.

<span class="mw-page-title-main">Rubu tahtası</span>

Rubu tahtası ya da sinüs kadranı, Batlamyus’un yüksekliklerin ölçülmesi için öngördüğü büyük çaplı duvar kadranlarından ilham alınarak İslâm astronomları tarafından geliştirilmiş ve asırlarca kullanılmış bir araçtır. İslâm dünyasında bilinen en eski duvar kadranı 5 m. yarıçapında olup milâttan sonra IX. yüzyılda Şam'da kullanılmıştır. X. yüzyılda Rey şehrinde Hâmid b. Hıdır el-Hucendî tarafından yapılan ve “es-Südüsü’l-fahrî” adı verilen 20 m. çapındaki duvar kadranı bilinmektedir. Uluğ Bey’in XV. yüzyılın ilk yarısında yaptırmış olduğu 40 m. çapındaki kadran Semerkant’taki gözlem evinde kullanılmıştır. Rubu tahtası olarak adlandırılan taşınabilir kadranlar ilk defa XI veya XII. yüzyıllarda adı bilinmeyen Müslüman bir astronom tarafından muhtemelen Mısır’da gerçekleştirilmiştir.

<span class="mw-page-title-main">Sferoit</span>

Bir sferoit, küremsi veya dönel elipsoit, bir elipsin ana eksenlerinden biri etrafında döndürülmesiyle elde edilen kuadrik bir yüzeydir; başka bir deyişle, iki eşit yarıçapa sahip bir elipsoitdir. Bir sferoit, dairesel simetriye sahiptir.

<span class="mw-page-title-main">Reuleaux üçgeni</span>

Bir Reuleaux üçgeni, merkezi diğer ikisinin sınırında bulunan üç çembersel diskin kesişmesinden oluşan bir şekildir. Sınırı, dairenin kendisinden başka en basit ve en iyi bilinen bu eğri, bir sabit genişlikli eğridir. Sabit genişlik, her iki paralel destek doğrusunun aralığının yönlerinden bağımsız olarak aynı olduğu anlamına gelir. Tüm çapları aynı olduğu için Reuleaux üçgeni, "Daire dışında, delikten düşmemesi için bir rögar kapağı hangi şekillerde yapılabilir?" sorusunun cevabıdır.