Böcekler eklem bacaklılar (Arthropoda) şubesinin sınıfı ve tür ve takson bakımından en kalabalık hayvan sınıfıdır. 1.000.000'dan fazla olan tür sayılarıyla Dünya'daki en fazla türe sahip canlılardır. Dünya'nın hemen hemen her yerinde bulunur ve bazen çok yoğun popülasyonlarda görülebilirler. Her yıl birkaç bin böcek türü tanımlanmaktadır. Toplam tür sayısının 2.000.000 ila 30.000.000 kadar olduğu tahmin edilmektedir. Tür, cins, familya gibi taksonomik kategoriler bakımından 6-10.000.000 sayıya ulaşırlar ve Dünya'daki hayvanların %90 kadarını oluştururlar.
Anatomi, organizmaların ve parçalarının yapısının incelenmesi ile ilgili biyoloji dalıdır. Anatomi, canlıların yapısal organizasyonu ile ilgilenen bir doğa bilimi dalıdır. Tarih öncesi çağlarda başlangıcı olan eski bir bilim dalıdır. Anatomi doğası gereği gelişimsel biyoloji, embriyoloji, karşılaştırmalı anatomi, evrimsel biyoloji ve filogeniye bağlıdır, çünkü bunlar anatominin hem anlık hem de uzun vadeli zaman ölçeklerinde üretildiği süreçlerdir. Sırasıyla organizmaların ve parçalarının yapısını ve işlevini inceleyen anatomi ve fizyoloji, birbiriyle ilişkili disiplinlerin doğal bir çiftini oluşturur ve genellikle birlikte çalışılır. İnsan anatomisi, tıpta uygulanan temel bilimlerden biridir.
Kas, yumuşak bir doku olup, dört temel hayvan doku türünden biridir. Kas dokusu iskelet kaslarına kasılma yeteneği verir. Kas, embriyonik gelişim sırasında, miyogenez denilen süreçte oluşur. Kas dokusu, hareket sağlamak için etkileşen aktin ve miyozin adlı özel kasılma proteinleri içerir. Mevcut diğer birçok kas proteini arasında iki düzenleyici protein, troponin ve tropomiyosin bulunur.
Os frontale, bu tek kemik kafanın ön kısmını meydana getirir. Alın kemiği bir yandan kafa boşluğunun ön bölümünün büyük bir kısmını ve göz çukurunun üst kısmını meydana getirir.Kemik iki ana parçadan oluşmaktadır: Dikey sedef parça ve göz-çukuru burun parçası
İnsan beyni, insan sinir sisteminin merkezi organıdır ve omurilikle birlikte merkezi sinir sistemini oluşturur.
Masseter kası, insan ve memeli hayvanların anatomisinde çiğneme kaslarından biridir. Sadece memelilerde bulunan kas, bitkisel maddelerinin çiğnenmesini kolaylaştırmak için otoburlarda özellikle güçlüdür. Ayrıca en belirgin, yüzeysel ve güçlü çiğneme kasını oluşturur.
Superior serebellar arter (SCA) baziller arterin son kısmından (terminal dal) iki tarafa doğru ayrılan dallardır.
Şah damarı ya da internal karotid arter (İKA), boynun her iki tarafında derinde bulunan, ortak şah damarından köken alan ve beyin ve gözleri besleyen ana damarlardan biridir. ortak şah damarın 3. ve 4. omur seviyesinde dallanmasıyla İKA ve göğüs şah damarından oluşur. Göğüs şah damarı boyun bölgesindeki organları, saçlı deriyi, yüzü, beyin zarlarını besler.
Kavernöz sinus dural venöz sinuslerden biridir. Sella turcicanın yanında, sfenoid kemik ve temporal kemik arasında, lateral sellar kompartman olarak tanımlanan alan içerisinde bulunur.
İnferior oftalmik ven orbita taban ve mediyal duvarında venöz pleksus olarak başlar. inferior rektus kası, inferior oblik kas, lakrimal kese ve göz kapaklarından vortikoz dallar alır. [[İnferior rektus kası|İnferior rektus kasının üzerinde arkaya doğru uzanır ve sonra iki dala ayrılır.
Kavernöz sinus trombozu kafa kaidesinde, sfenoid kemiğin sella turcicanın her iki yanında yer alan, beyindeki venöz kanın kalbe gönderilmesinde rol kavernöz sinusun kan pıhtısı ve mikroorganizmalar ile tıkanması durumudur.
Kraniyofasiyal yarıklar, kraniyofasiyal malformasyonların en önemlilerinden biridir; baş-boyun ve yüz bölgesinin oluşma ve gelişme aşamalarındaki aksamalar ya da sapmalar sonucu ortaya çıkan yapısal ve işlevsel bozuklukların önemli bir bölümünü oluştururlar. Embriyolojik kökenlerine göre; nöral tüp kökenli anomaliler, 1. ve 2. farengeal ark kökenli malformasyonlar, ektodermal displaziler söz konusudur.
BOF sendromu, otosomal dominant yolla aktarılan, brankial yarık, göz ve ağız anomalilerinin baskın olduğu, kalıtsal bir sendromdur.
Mukor, doğada çürüyen bitkilerde ve ekmek küfünün içeriğinde bulunan normalde hastalık yapamayan (saprofit) fakat vücut direncinin bozulduğu durumlarda hastalık yapan (çıkarcı) bir maya mantarıdır. Burun ve üst solunum yollarının nekrozlu-ülserli lezyonlarının en önemli nedenlerinden biridir. Özellikle ketoasidozlu diabet hastalarında, nötropenisi olanlarda, deri yaralarının oluştuğu travmalarda ve eroin bağımlılarında önemlidir. Lenfomalar, karaciğer sirozu, böbrek yetmezliği, geniş yanıklar, beslenme bozuklukları ve organ transplantasyonları başlıca risk faktörleridir. Organizmaya sindirim ya da solunum yoluyla giren etken, özellikle üst solunum yollarında yerleşir. Burun mukozasından paranazal sinüslere ve elmacık kemiğine doğru genişleyen nekrotik lezyonlar oluşur; damak delinmesi (perforasyon) ile ağız boşluğuna açılabilir. Yukarıya doğru gelişen enfeksiyon göz yuvasına (orbita) ve beyine ulaşabilir, kafadaki sinirleri etkileyebilir, beyindeki büyük toplardamar olan kavernöz sinüs’te tromboz gelişebilir. Aspergillus gibi atardamar çeperlerinin içine girerek yerel arterit oluşturabilen mantarların başında gelir. Beyin damarlarının çeperlerine girerek tromboza ve beyin infarktlarına yol açar; felçler, konuşma bozuklukları (afazi) ve epileptiform nöbetler görülür. Rinoserebral mukor'un prognozu kötüdür.
Ara sinir, fasiyal sinirin bir dalı olup fasiyal sinirinin motor komponenti ile vestibulokoklear sinir arasında yer alır.Fasiyal sinirin duyusal ve parasempatik liflerini içerir. Fasiyal kanala ulaştığında, genikulat gangliondaki fasiyal sinirin motor kökü ile birleşir. Alex Alfieri, ara sinirin fasiyal sinirin bir parçası değil, ayrı bir kraniyal sinir olarak değerlendirilmesi gerektiğini öne sürmektedir.
Göz çukuru veya orbita, anatomide gözün ve uzantılarının bulunduğu kafatasının boşluğu veya soketidir. "Orbit", kemik soketi ifade etmek için veya içindekileri belirtmek için kullanılabilir. Yetişkin insanda yörüngenin hacmi 30 mililitre, göz 65 mililitre dir. Göz çukurunun içeriği göz ihtiva orbital ve retrobulber fasya, ektraoküler kaslar, II, III, IV, V ve VI numaralı kranyal sinirler, kan damarları, yağ, gözyaşı bezi, kesesi ve kanalı, göz kapakları, orta ve yanal palpebral bağlar, kontrol bağları, suspensor bağ, septum, siliyer ganglion ve kısa siliyer sinirlerdir.
Sinir sistemlerinin evrimi, hayvanlarda sinir sistemlerinin ilk gelişimine kadar uzanır. Nöronlar, hareketli tek hücreli ve kolonyal ökaryotlarda bulunan aksiyon potansiyellerinin mekanizmasını uyarlayarak çok hücreli hayvanlarda özel elektrik sinyal hücreleri olarak geliştirildi. Karmaşık protozoalarda bulunanlar gibi birçok ilkel sistem, hareketlilik ve hayatta kalmak için gerekli diğer yönler için elektriksel olmayan sinyalleme kullanır. Veriler, mesajlaşma için kimyasal bir gradyan kullanan bu sistemlerin bugün bilinen elektrik sinyal hücrelerine dönüştüğünü gösteriyor.
Pitozis veya blefaropitozis, sarkan veya aşağı inmiş olan üst göz kapağı durumudur. Bireyin kasları yorulduğunda, uzun süre uyanık kaldıktan sonra bu durum daha net gözlenebilir. Bu duruma bazen "Whitaker gözü"de denir, ancak bu terim normalde ambliyopi durumunu ifade eder. Yeterince şiddetliyse ve tedavi edilmezse, sarkık göz kapağı ambliyopi veya astigmatizma gibi başka durumlara neden olabilir. Bu nedenle, bu bozukluğun çocuklarda görme gelişimini engellemeden önce küçük yaşta tedavi edilmesi özellikle önemlidir.
Spinal sinir diğer adıyla omurilik siniri, omurilik ile vücut arasında motor, duyu ve otonomik sinyalleri taşıyan karışık bir sinirdir. İnsan vücudu’nda omurga'nın iki yanında birer tane 31 çift omurilik siniri vardır. Bunlar omurganın ilgili servikal, torasik, bel, sakral ve koksigeal bölgelerine göre gruplandırılmıştır. Sekiz çift servikal sinir, on iki çift torasik sinir, beş çift bel siniri, beş çift sakral sinir ve bir çift koksigeal sinir vardır. Omurilik sinirleri çevresel sinir sisteminin parçasıdır.
Atipik trigeminal nevralji (ATN) veya tip 2 trigeminal nevralji, beşinci kraniyal sinirdin bozukluğundan kaynaklanan trigeminal nevraljinin bir türüdür. ATN'ye bağlı baş ve yüz ağrısının hem nadir görülmesi hem de diğer bazı baş ağrısı bozukluklarıyla örtüşen semptomlara sahip olması nedeniyle tehşisi genel olarak zordur. ATN birden çeşitli semptomlara sebep olabilir, kimi zaman hafif bir baş ağrısı şeklindeyken kimi zaman tipik trigeminal nevraljideki (tip 1 TN) gibi şiddetli ağrılar görülebilir, bunun yanı sıra yanma, batma hissiyatı gibi duyusal semptomlar görülebilir.