İçeriğe atla

Odisseus

Odisseus ve Kirke (Kirki)

Odisseus, Yunan mitolojisinde İthaka kralıdır. Laertes ile Antikleia'nın oğludur.

Truva Savaşı sonucu Truva'nın düşmesinden on yıl sonra Odisseus'un zor geçen bir yolculukla İthaka'ya evine dönüşüne kadar başından geçen maceralar Odysseia'da anlatılır.

Çok zeki bir adam olduğu varsayılır. Düşmanlarını zekası ve kurnazlığı ile yendi. Penelope ile evlendiği sıralarda Truva Savaşı başlayınca savaşa gitmemek için çeşitli bahaneler ileri sürdü ancak savaşa gitmek zorunda kaldı. Truva Atı fikri de Odisseus'a aitti.

Zeka tanrıçası tarafından çok sevilen kahraman Poseidon'un kinini kazandığından Truva dönüşü başına birçok belalar gelmiştir ve belalarla birlikte yaşadığı dönüş mitolojide bir nevi insanlığın öyküsü olarak bilinir, çünkü insanlara özgü zayıf yönler çerçevesinde gelişen olaylar anlatılır.

Odisseus'un hikâyesi

Odisseus, kuzeybatı Yunanistan kıyılarının karşısında bulunan İthaka (İthaca, İthake) adasında doğdu. Babasının adı Learthes, annesinin adı Antikleia idi. Yalan Autolykos'un kızı olan Antikleia'nın Leartes ile evlenmeden önce Sisyphos ile yattığı, Odisseus'un bu birleşmeden doğduğu da söylenir.

Odisseus'un gençliği, Akhilleus'unki gibi hekim Kheiron'un yanında geçti. Bir gün Odisseus, dedesi Autolykos'a konuk olarak gitti. Orada bir yaban domuzu avına katıldı ve bacağından yaralandı. İşte, Truva Savaşı sona erdikten sonra, bir on yıl daha türlü maceralar geçirerek İthake'ye döndüğünde, dadısı Eurykleia tarafından yaşlı Odisseus'un tanınmasını sağlayacak yara izi, budur.

Truva Savaşına katılmadan önce Odisseus, İthake kralı oldu. Babası Learthes'in oğlunu tahta nasıl geçirdiği pek anlatılmaz. Ama kral olunca bir eş seçmesi olaylı oldu. Hemen dünyanın en güzel kızı Helena'ya (Helen) talip oldu ama güzel kızın taliplilerinin çokluğundan ürkerek ondan vazgeçip, Helena'nın babasının kardeşi İkarios'un kızı Penelope'u (Penelopeia) istedi. Tyndereos'un ise Odisseus'un bu yaklaşımını önce beğenmedi. Odisseus ise Penelope'u almak için şartını söyledi. Tyndereos'u düştüğü durumdan kurtaracak, bulduğu çözümle kimse arasında kavga olmayacaktı. Bu arada Tyndereos'un kızını türlü prensler, krallar ve savaşçılar istiyorlar, türlü hediyeler gönderiyorlardı. Tyndereos da onların kalplerini kırıp bir felakete yol açmamaya çalışıyordu. Sonunda Tyndereos, Penelope'u vermeye razı olunca Odisseus fikrini söyledi: Kocasını Helena kendisi seçsin ama her kimi seçerse diğer tüm talipliler bunu sorun etmeyecek ve Helena'nın kendine seçeceği kocaya her zaman arka çıkmaya ant içecekti. Tyndareos, fikri beğendi ve iş kızın seçimine bırakıldı. İkarios önce herkesi yemin etmeye çağırdı. Herkes yemin etti, Odisseus dahil. Dünyanın en güzel kızı Helena, kocası olarak Agamemnon'un kardeşi Menelaos'u seçti. Herkes karara saygı duydu ve kabul etti. Herkesçe edilen bu yemin, ileride on yıl sürecek olan " Truva Savaşı "na yol açacaktı.

Odisseus'un İthake'den ayrılması

Odisseus'un Penelope'yle olan evliliğinden Telemakhos isminde bir erkek çocukları oldu. Ama bu çocuk daha kundaktayken Helena'nın kaçırıldığı, kocası Menelaos'un yardım istediği haberi geldi. Odisseus bu savaşa (Truva Savaşı) katılmamak için elinden geleni yaptı, Agamemnon'un ordusuna katmak üzere kendisini almaya gelen askerleri kandırmak için Odisseus, tarlasınına tohum yerine tuz ekiyor, sabana da öküz yerine kendisini koşuyor, deli taklidi yapıyordu. Askerlerin arasındaki Palamedes, bebek Telemakhos'u alıp sabanın geçeceği yere koydu. Ağzından tükürükler saçarak sürekli küfredip bağıran ve sabanı çeken Odisseus, sabanı biricik oğluna zarar gelmemesi için Telemakhos'un üzerinden aşırtınca yakayı ele verdi. Çaresizce zırhını kuşandı, eşiyle vedalaşıp mızrağını eline alıp askerlerin arkasına takılıp Agamamnon'un ordusunun bulunduğu Sparta'ya yürüdü. Böylece, Palamedes'e ileride korkunç bir öc almayla sonuçlanacak derin bir kinle sefere katılmak zorunda kaldı.

Jean Auguste-Dominique Ingres, Odisseus, Musée des Beaux-Arts, Lyon, Fransa

Odisseus'un Truva Savaşına katılması

Orduya dahil olduktan sonra kendisi gibi savaşmaktan kaçan ve saklanan Akhilleus'u arama görevi verildi. Yanına birkaç kişi alarak, Akhilleus'un saklanabileceği düşünülen yerleri ziyaret etti. Akhilleus, İskiri adasında Lykomedes'in sarayında saklanıyordu ve genç bir kız kılığındaydı. Odisseus, dilenci bir satıcı kılığında saraya girdi ve çeşit çeşit gösterişli kumaş ve elbiseyi ortaya döktü. Sarayda bulunan tüm genç kızlar satıcının getirdiği incik boncuk ve elbiselerle ilgilenirken Odysseus da kızları inceliyor ve Akhilleus acaba içlerinden hangisi diye düşünüyordu. Elbiselerin altından çok güzel işlemeli, büyük savaşçılara layık bir kılıç çıktı ve diğer kızlar elbiselerle ilgilenirken, Odisseus sanki saraya bir saldırı varmış gibi "silah başına" diye askerleri bağırttı ve saldırı borusu çaldırttı. Diğer kızlar odalarına kaçışırken Akhilleus refleksle eline kılıcı alınca kimliği ortaya çıktı. Odisseus, kral Agamemnon'un onu istediğini söylediyse de Aşil kabul etmedi. Odisseus onu ikna için yalana başvurmak zorunda kaldı. Eğer Akhilleus savaşa katılırsa orduların komutanı o olacaktı. Akhilleus savaşa katıldı ama orduların komutanı olamadı. Daha sonra Odisseus, Kıbrıs kralı Kinyras'a da elçi olarak gitti.

Truva Savaşı'ndan sonra Odisseus

On yıl sürecek olan Truva Savaşı'nda Akha'lı Odisseus, savaşçı, ordu komutanı, danışman, elçi ve arabuluculuk gibi görevler üstlendi. Savaş süresince evinden on yıl ayrı kaldı. Savaş bittikten sonra on yıl daha evine dönemedi, toplam yirmi yıl evinden ayrı kaldı. Odisseus'un adı İlyada'da hemen her sayfada geçer. Odisseus'un Truva Savaşındaki belki en önemli görevi, Akhilleus'u saklandığı yerden bulup getirmesiydi. Çünkü kahinler savaşın onsuz kazanılamayacağını söylemişlerdi. Odisseus üzerindeki lanet ise ordunun Aulis şehrinden uygun rüzgâr bulup aylarca denize açılamaması sırasında gelir. Kahin Kalkhas'a bu durumun çözümü sorulduğunda ise, kahin şöyle der: "Tanrıça Artemis kendisine adanmış kutsal dişi geyiği av sırasında öldürdü diye Agamemnon'un ordularının açılmasını sağlayacak rüzgârları önlemekteydi. Agamemnon bu geyiği donanma toplanırken vakit geçirmek için Aulis civarında çıktığı bir avda öldürmüştü. Bu yüzden de Agamemnon'a kin duymaktaydı. "Artemis'in kızgınlığının geçmesi İphigenia'nın kurban edilmesine bağlıdır" der. Agamemnon kızını kurban etmeye yanaşmadı. Günler haftalar geçti ve özellikle Menelaos ve Odisseus'un ısrarları sonucunda istemeye istemeye kızının kurban edilmesine onay verdi. Agamemnon karısı Klytaimnestra'ya haber göndererek kızını istetti. Güya kızını Akhilleus'la nişanlayacaktı. Kurban olayından haberi olmayan Akhilleus bu hileye katıldı ama sonradan öğrenince olayı engellemeye çok çalıştı. Engellemede başarısız olunca da Agamemnon'a çok kızdı. Kızın kurban edilmesi ve bu işte Odisseus'un Akhilleus'u kandırması ilk lanettir. Odisseus'un üzerindeki ikinci lanet, Truva Şehrinin ele geçirilemeyeceğinin anlaşılması üzerine, parlak zekasını kullanarak tahta at fikrini ileri sürmesiydi. Atın yapımından sonra atın içine ilk girenlerden birisi de o oldu. Truva şehri düştükten sonra yakılıp yağmalandı. Yağmadan sonra ganimetler paylaşıldı. Fakat Akhilleus'un yenilmezliğini pekiştiren Hephaisthos'un yaptığı güçlü silahlar kimde kalacak diye Akha komutanları arasında bir kargaşa yaşandı. Hâlbuki Thetis, Akhilleus'dan sonraki en yaman savaşçı kimse o alsın istemişti. O adam da Telemon'un oğlu Aias (Ajax) idi. Ama Agamemnon ile Menelaos ne yapıp edip bu benzersiz silahları Odisseus'a verdiler. Daha sonra, Akha yiğitleri belli süreler ve serüvenler geçirerek yurtlarına döndüler. İçlerinden çoğu öldü, bazıları evlerine dönebildi. Sadece Odysseus bir türlü evine dönemedi ve bir on yıl daha denizlerde süründü. Odisseus'un başına musallat olan bu ikinci laneti bazı mitologlar şöyle yorumlar. ""-Truva Savaşında Odisseus, Truva Şehrine dehlizlerden gizlice girerek, şehri koruduğu düşünülen Athena'nın bizzat büyülediği bir heykeli (Palladium) çalarak Agamemnon'a sunmuştu. Odisseus'un başındaki diğer lânetler; Truva Savaşı sırasında tezgâh kurarak Palamedes'in taşlanarak öldürülmesi ve Rhesos'u uyurken atları için katletmesi diğer yaptıklarıdır. Ayrıca, Poseidon'un oğlu olan dev kiklop Polyphemus'un tek gözünü kör etmesi de başlı başına bir lânetti. Tüm bu lanetler Athena ve Poseidon tarafından kendisine türlü belalar şeklinde yollandı. Ama sonunda Odisseus 20 yılını evinden ayrı geçirdikten sonra lanetler Zeus tarafından kaldırıldı ve Odysseus sevgili karısına kavuşabildi."

Peter Paul Rubens. Odysseus ve Nausicaa. 1619, Alte Pinakothek, Munih, Almanya

Truva Savaşına katılmasına sebep olduğu ve oynadığı deli rolünü açık ettiği için Odisseus, Palamedes'e kin duyuyordu. Truva Savaşı sırasında Odisseus, Palamedes'in hayatına son vermek için bir plan yaptı. Truva'lı bir tutukluya zorla bir mektup yazdırdı. Mektupta Palamedes'e teşekkür ediyor ve tutukluluğunun sona ermesi için yolladığı altınları alıp almadığını soruyordu. Odisseus tutukluyu öldürdü ve mektubu alarak Palamedes'in çadırına gitti. Bir miktar altını çadırın içinde toprağa gizlice gömdü. Mektubun bulunması ve Agamemnon'a götürülmesi işini de tezgâhladı. Agamemnon mektubu okur okumaz Palamedes'in çadırını arattı. Altın bulununca da Palamedes vatan haini olarak taşlanarak öldürüldü.

Odisseus on iki gemisiyle çok güzel bir havada, uygun bir rüzgârda yurtlarına dönmek üzere denize açıldı. Açıldıktan bir süre sonra çıkan kuvvetli bir fırtına Odisseus'un gemileriyle Agamemnon'un gemilerini ayırdı. Odisseus'un filosunda, kendisinden sonraki ikinci komutan olan Eurylochus, kıyı kıyı giderlerken ilerideki bir şehri gördü ve şehri yağmalama fikrini ortaya attı. Fikir Odisseus tarafından kabul edildi ve Trakya'daki (Bugün Bulgaristan'da bir bölge) olan, Truvalıların müttefikleri Kikon'ların ülkesinde karaya çıktılar. Gelen savaşçıları gören halk şehri boşaltarak dağlara kaçtı. Herhangi bir koruması, kalesi ve suru bulunmayan İsmaros (İsmara, İsmarus) kentine girip yağmaladılar, yakaladıkları halkını öldürdüler ve yalnız Apollon'un rahibi Maron'u sağ bıraktılar. Ondan on iki küp İsmaros şarabını armağan olarak aldı. Bu şarap çok kuvvetliydi ve suyla sulandırılarak içiliyordu. Bu şarap sonraları tek gözlü dev Polyphemos'u sarhoş etmeye yarayacaktır. Yağma akşam bitince Odisseus adamlarına derhal gemilerine binip denize açılmalarını söyledi. Adamları ağız birliği ederek yemek yemeğe ve zafer sarhoşluğuyla şarap içmeye başladılar. Hepsi sahilde uyuyup kalınca sabaha karşı, toplu olarak dağdan inen Kikon halkının saldırısına uğradılar. Truva Savaşı sırasında Truva halkına yardım eden savaşçılarıyla birlikte Odisseus'un adamlarına saldırdılar. Odisseus acele olarak denize açılmak zorunda kaldı. Her gemiden altı kişi kayıp vermiş oldular.

Diğer serüvenleri

Peter Paul Rubens. Odisseus Phaeacians adasında. 1630-1635. Palazzo Pitti, Galleria Palatina, Floransa, İtalya
  1. Lotus (Nilüfer) yiyenlerin adasına gidiş
  2. Kykloplara gidiş
  3. Aiola Adası
  4. Yamyamlar
  5. Kirke Adası (Aiaie Adası)
  6. Hades
  7. Sirenler
  8. Skylla ve Kharybidis serüvenleri
  9. Kalypso
  10. Alkinoos'un Sarayı
  11. İthake'ye Dönüş
  12. Penelope Testi
Odysseus Polifemus'un Mağarasında, Jakop Jordeans, Puşkin Güzel Sanatlar Müzesi, Rusya

Kaynakça

  • Erhat, Azra (1993), Mitoloji Sözlüğü Büyük Fikir Kitapları Dizisi:18, İstanbul:Remzi Kitabevi, (5. Baskı, Eylül 1993)
  • Hooke, S.H. (Çeviri: Alaeddin Senel), (1993) Ortadoğu Mitolojisi, İstanbul:İmge Yayınları.
  • Kozanoglu, M. Tahsin (çev.) (1992) Yunan Mitolojisi. İstanbul:Mitologya Yayınları: 1, Aralık 1992.
  • Hamilton, Edith (Çeviri: Ülkü Tamer)(1994) Mitologya, İstanbul:Varlık Yayınları, Sayı: 326.
  • Grimal, Pierre (1997) Mitoloji Sözlüğü İstanbul:Sosyal Yayınlar,.
  • Can, Şefik (), Klasik Yunan Mitolojisi, İstanbul:İnkılâp Yayınları
  • Necatigil, Behçet (1995) 100 Soruda Mitologya.
  • Meydan Larousse Ansiklopedisi
  • Cousteau, Sea and Legends.
  • Hayat Ansiklopedisi
  • Bluepoint.gen.tr 22 Eylül 2018 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">İlyada</span> Truva Savaşını anlatan bir destan

İlyada, Homeros'un Troya Savaşı'nı anlatan destanıdır. Yunancada Odysseia ile birlikte en eski destan olduğu düşünülen, epik bir şiirdir. Eldeki veriler ışığında Homeros tarafından MÖ 7. ya da 8. yüzyılda yazıldığı düşünülen Antik Yunan edebiyatının temel eserlerinden biridir.

<span class="mw-page-title-main">Odisseia</span>

Odysseia ya da Odesa Homeros'un derlediği ünlü destanlarından biridir. Diğeri de İlyada'dır. Modern Batı kültürünü oluşturan temellerden biridir ve İlyada destanından sonra günümüze ulaşan ikinci en eski Batı edebiyatı örneğidir. Bilim adamları MÖ 8. yüzyılın sonlarında, Anadolu'nun bir kıyı kenti olan İyonya'da oluşturulduğunu tahmin etmektedir.

<span class="mw-page-title-main">Truva Savaşı</span> Yunan mitolojisinde efsanevi savaş

Truva Savaşı, Yunan mitolojisinde M.Ö. 12. veya 13. yüzyıl civarında meydana gelen efsanevi bir çatışmadır. Savaş, Truvalı Paris'in Helen'i Sparta kralı kocası Menelaos'tan almasının ardından Akalar (Yunanlar) tarafından Truva şehrine karşı yürütülmüştür. Savaş Yunan mitolojisindeki en önemli olaylardan biridir ve başta Homeros'un İlyada'sı olmak üzere Yunan edebiyatının birçok eserinde anlatılmaktadır. İlyada'nın özü on yıl süren Truva kuşatmasının onuncu yılında dört gün iki gecelik bir dönemi anlatır; Odisseia ise savaşın kahramanlarından biri olan Odisseia'un eve dönüş yolculuğunu anlatır. Savaşın diğer bölümleri, fragmanlar halinde günümüze ulaşan epik şiirler döngüsünde anlatılır. Savaştan bölümler, Yunan tragedyası ve Yunan edebiyatının diğer eserleri ile Virgil ve Ovid gibi Romalı şairler için malzeme sağladı.

<span class="mw-page-title-main">Agamemnon</span> Yunan Mitolojisinde Miken Kralı

Agamemnon, Yunan mitolojisinde Miken Kralı, Sparta Kralı Menelaos'un büyük kardeşi, orduları Truva (Troya) savaşına götüren kumandan. Atreus ve Aerope'nin oğludur. Yunan orduları Avlid'de Truva'ya yola çıkmak için toplandıklarında hiç rüzgâr olmadığı için Agamemnon Av Tanrıçası Artemis rüzgârları serbest bıraksın diye kızı İphigenia'yı kurban vermeye yönelir. Ancak İphigenia, kurban olarak kesileceği sırada Artemis, bir dişi geyik göndererek kızın yerine onu kurban ettirdi ve kızı Artemis tapınağına rahibe yaptı. Böylece Artemis rüzgârları serbest bıraktı. Truva savaşında kazanılan zaferden sonra Agamemnon güzel Kassandra'yı da yanına alıp evine döndü. Agamemnon'un kızları İphigenia'yı öldürmeye teşebbüs etmesini ve Kassandra'yla dönmesini sindiremeyen, Agamemnon'un karısı Clytemnestra, sevgilisi Aigisthos ile birlikte Agamemnon'u öldürdüler. Homeros'un Odysseia destanında baş karakter İthake kralı Odysseus, ölüler ülkesinde Agamemnon'un ruhuyla konuşur, Agamemnon ölümünden şöyle bahseder:

''Çok kurnaz Odysseus, tanrıya denk Laertesoğlu,

gemilerimde alt etmiş değil Poseidon beni

uğursuz yellerin azgın soluğunu salıp üstüme,

beni düşman adamlar da yok etmiş değil karada,

Aigisthos'tur hazırlayan bana ölümü ve eceli,

o öldürdü beni hain karımın yardımıyla,

evine buyur etmiş oturtmuştu beni sofrasına,

öldürdü yemek yerken, boğazlar gibi ağılda bir sığırı.

Ben yürekler acısı bir ölümle böyle öldüm işte.''

<span class="mw-page-title-main">Aias</span> Yunan Mitolojisinde Elis Kralı

Ajax ya da Aias Yunan Mitolojisinde Kral Telamon'un ve Periboea'nın oğludur ve üvey kardeşi Teukros'dur. Homeros'un İlyada destanında Truva Savaşı'nda önemli bir rol oynar; ve cesur bir savaşçı olarak tasvir edilir. Ayrıca "Telamon oğlu Aias, "Büyük Aias" veya "Aias Büyük" adları ile de anılır, bu şekilde anılmasının sebebi Akha ordusundaki Oileus oğlu Aias'dan ayırmaktır, ayrıca Küçük Aias olarak bilinir. Adı "dünyanın" anlamına gelir.

<span class="mw-page-title-main">Diomidis</span> Yunan Mitolojisinde Argos Kralı

Diomedes ya da Diomede Truva Savaşı'na katılmasıyla tanınan Yunan mitolojisinde bir kahramandır.

<span class="mw-page-title-main">Nestor</span> Yunan Mitolojisinde Pylos Kralı

Nestor, Homeros'un Odysseia'sında anlatılan efsanevi bilge Pylos Kralı'dır. 1939'daki kazılar onun sarayını ortaya çıkarmıştır ve bölgedeki kazılar yakın zamanda yeniden başlamıştır.

<i>Troyalı Kadınlar</i> Evripides trajedisi

Troyalı Kadınlar, MÖ 415 yıllarında Euripides tarafından kaleme alınmış tragedyadır. Euripides’in Truva Savaşı'nı konu alan üçlemesinin üçüncü kitabı olan eser, Atina ve Sparta halklarını karşı karşıya getiren ve on yıl süren Peloponez Savaşı ortamında yazılmıştır. Bu oyun, şehirleri yağmalandıktan, kocaları öldürüldükten ve kalan aileleri köle olarak götürüldükten sonra geriye kalmış Troyalı kadınların kaderini anlatmaktadır.

<span class="mw-page-title-main">Hekabe (oyun)</span> Evripides trajedisi

Hekabe, Euripides tarafından MÖ 424'te yazılmış trajedidir. Truva Savaşı'ndan sonra, Yunanlar Truva'dan ayrılmadan önce gerçekleşir. Ana karakter, düşmüş Truva Şehri'nin kraliçesi Hekabe'dir. Hikâye kısaca, Hekabe'nin kızı Polyksena'nun Akhilleus'un mezarına kurban edilmesinden ve oğlu Polydoros'un öldürülmesinden intikamını nasıl aldığını anlatır.

<span class="mw-page-title-main">Ajaks (Sofokles)</span> Sofokles trajedisi

Ajaks (Sofokles) Aias, Sofokles'in günümüze ulaşan yedi oyunundan en eskisidir ve MÖ 450-442 arasında yazıldığı tahmin edilmektedir.

Elektra tragedyası, Sofokles'in günümüze ulaşan yedi oyunundan biridir.

İfigenia veya İphigenia, Miken Kralı Agamemnon ile Clytemnestra'nın kızıdır. Kardeşleri ise Elektra, Orestes ve Khrysothemis'tir.

<span class="mw-page-title-main">Orestes (oyun)</span> Evripides trajedisi

Orestes, Euripides Makedonya'ya göç etmeden önce Atina'da sergilenen son oyunudur. Bu oyunun M.Ö. 480 civarında sergilendiği düşünülmektedir. Adaletin koruyucusu mitolojik yaratıklar olan Erinyeler, Orestes'in işlediği cinayet yüzünden Orestes'in peşine düşerler. Ancak ona halisülasyonlar gördürür ve hem bedensel hem de zihinsel olarak zayıf düşmesini sağlarlar.

Euripides, İphigenia Aulis'te oyununu ömrünün son on sekiz ayını geçirdiği Makedonya'da yazmıştır. Adaşı olduğu oğlu, oyunu M.Ö. 405 yılında sergilemiştir. Korint'te Alkmaeon ve Bakkhalar adlı oyunları ile birlikte bir tetralojinin parçası olan oyunun, Euripides'in oğlu veya yeğeni tarafından yönetildiği düşünülmektedir. Oyun, Dionysia şehir festivali yarışmasında birincilik ödülünü kazandı.

<span class="mw-page-title-main">Poliksena</span> Yunan mitolojisinde Truva prensesi

Yunan mitolojisinde, Polyxena Truva Kralı Priamos ve kraliçesi Hekabe'nin en küçük kızıydı. Homeros, ondan bahsetmez ancak bazı diğer klasik yazarlar ondan bahseder. Bu yazarlara göre Polyksena'nın hikâyesi değişkenlik gösterir. Truva'nın düşmesinden sonra, nişanlısı olduğu ve birçok versiyonda ölümüne sebep olduğu Akhilleus'un mezarında kurban edilir.

<span class="mw-page-title-main">Neoptolemos</span>

Neoptolemos, Yunan Mitolojisinde savaşçı Akhilleus ve prenses Deidamia'nın oğludur ve Oneiros'un kardeşidir. Antik Epirus'un Molosslularının hanedanının efsanevi atasıdır.

<span class="mw-page-title-main">Filoktetes (Sofokles)</span> Sofokles trajedisi

Filoktetes, Sofokles'in yazdığı ve günümüze ulaşan yedi oyundan biridir. Euripides ve Aeschylus da Filoktetes isimli oyun yazmışlardır ancak bu oyunlar günümüze ulaşmamıştır.

<span class="mw-page-title-main">Kalhas</span>

Yunan mitolojisinde, Kalkhas Argoslu bir kahindir. Kalkhas'tan, İlyada'nın başlangıcında bahsedilir.

<span class="mw-page-title-main">Klitemnestra</span> Yunan Mitolojisinden bir karakter

Clytemnestra, Miken Kralı Agamemnon'un karısıdır ve Helen'in kız kardeşidir.

Cypria(Greek: Kupria ; Latince : Cypria), Stasinus'a atfedilen ve klasik antik çağda oldukça iyi bilinen eski Yunan edebiyatının kayıp bir epik şiiridir. "Epik Döngü" olarak bilinen, Antik Yunanda daktilik ölçü ile yazılmış ve Truva Savaşı'nı konu alan şiirlerden biriydi. Cypria'nın hikâyesi kronolojik olarak Epik Döngü'nün başında gelir ve onu İlyada takip eder. Şiir, daktilik ölçü ile yazılmış on bir şiir kitabından oluşuyordu.