
Astım , küçük bronşların ve bronşiollerin, çeşitli uyaranlara aşırı tepki vermesinin sonucu ortaya çıkan, solunum yolu daralmasına sebep olan kronik bir rahatsızlıktır. Buna hava yollarında iltihap da eşlik eder. Çocukların %10'u, erişkinlerin %6'sı astım hastasıdır. Astım atakları esnasında solunum güç ve hırıltılıdır, çoğu zaman öksürük de vardır. Hastaların bir bölümünde astım, ilaçlarla kontrol altına alınmazsa KOAH hastalığına sebep olabilir.

Uyku, bilincin değiştiği ve duyusal etkinliğin belirli bir dereceye kadar azaldığı, bilinçli zihinsel etkinliğin durduğu bir haldir. Uykuda kas ve çevre ile etkileşim azalır. Uyku, uyaranlara tepki verme yeteneği açısından uyanıklıktan farklı olsa da aktif beyin kalıplarını içerir ve bu da onu koma veya bilinç bozukluklarından daha duyarlı yapar.
Horlama, genellikle uyku boyunca solunum yolu boşluğunun yutak bölgesindeki, anatomik yumuşak dokuların gevşemesi nedeniyle meydana gelen hava yolu daralması, hava akımı hızını arttırır. Dar bir pasajdan hızla geçen hava; üst solunum yolunun desteksiz dokularını titreterek gürültülü sesler ortaya çıkarır.

Uyku apnesi, apne olarak da bilinir. Uyku sırasındaki solunum duraklamalarından kaynaklanan ve uyku düzeninin bozulmasına sebep olan önemli bir hastalık. Uyku apnesi uykuda hava akımının en az 20 saniye süreyle normal değerinin % 20'sine ve daha altına düşmesi ile tanımlanabilir. Uykudaki solunum duraklamaları sonucunda kandaki oksijen miktarı azalır ve karbondioksit miktarı artar.

Panik atak; çarpıntı, terleme, titreme, nefes darlığı, uyuşma veya kötü bir şeyin olacağı hissiyle karakterize; aniden gelen yoğun korku dönemidir. Semptomların şiddeti dakikalar içinde yükselmektedir. Genellikle bir atak yaklaşık 30 dakika sürer, ancak bu süre saniyeler ila saatler arasında değişebilir. Atak sırasında kontrolünü kaybetme korkusu ve göğüs ağrısı da görülebilir. Panik ataklar kişiye fiziksel olarak herhangi bir zarar vermez.

Dispne ya da nefes darlığı kişinin güçlükle nefes alıp vermesi halidir, yani nefes almada zorlanma demektir. Birçok hastalıkta görülebilen yaygın bir semptomdur. En sık görüldüğü tıbbi durumlardan bazıları; Anemi, yoğun egzersiz, kardiovasküler hastalıklar, hipertiroidi, obezite.

Uyku felci, uyandıktan hemen sonra veya seyrek olarak, uykuya dalmadan hemen önce, bedenin geçici olarak hareket edememesi ile karakterize edilen bir durumdur.

Melatonin, genellikle geceleri epifiz bezi tarafından salgılanan bir hormondur ve uzun süredir uyku-uyanıklık döngüsünün kontrolü ile ilişkilendirilmektedir. Bir besin takviyesi olarak, genellikle jet lag veya vardiyalı çalışma gibi kısa süreli uykusuzluk tedavisi için kullanılır ve genellikle ağızdan alınır. Bununla birlikte, bu amaçla kullanım için faydalı olup olmadığı kesin olarak kanıtlanmamıştır. 2017'de yapılan bir araştırmada melatonin kullanımıyla uyku başlangıcının altı dakika daha çabuk gerçekleştiğini, ancak toplam uyku süresinde hiçbir değişiklik olmadığı tespit edildi.

Kalp yetmezliği, kalbin sağ, sol veya her iki karıncığının içindeki kanı, her vuruşunda damarlara yeterli miktarda gönderememesi sonucu oluşur.
Buteyko Yöntemi veya Buteyko Nefes Tekniği, başta astım olmak üzere çeşitli rahatsızlıklarda kullanılmak üzere Ukraynalı doktor Konstantin Pavlovich Buteyko tarafından geliştirilen bir grup nefes tekniğini içeren tamamlayıcı tıp terapisi.
Ortopne yatar pozisyonda meydana gelen nefes darlığı (dispne) durumudur. Platipne durumunun tam tersidir. Genellikle ileri dönem kalp yetmezliği hastalarında görülür. Vücudun çeşitli yerlerinden ana dolaşıma katılan sıvının pulmoner kapiller basıncı arttırması nedeniyle oluştuğu düşünülmektedir. Çeşitli akciğer hastalıklarında ve obezlerde de görülebilir.
Uyku hijyeni, kişinin uyku kalitesini artırmak amacıyla önerilen davranışlar ve çevresel etmenlerin tümüdür. Hafif ve orta düzey insomnia bozukluğu yaşayan insanlara yardım etmek için 1970'li yılların sonunda ortaya çıkmış bir yöntemdir ancak 2014'ten beri araştırmalar, verilen önerilerin etkili olup olmadığı konusunda yeterli kanıt olmadığı ve daha çok çalışma yapılmaya ihtiyaç duyulduğunu göstermektedir. Klinisyenler insomnia ve depresyon gibi uyku problemi belirtisi gösteren bozukluklarda kişinin uyku hijyenini değerlendirir ve bu değerlendirmeye göre kişiye uyku kalitesini artırmak için öneriler vermektedir. Uyku hijyeninin arttırılmasına yönelik uygulamalar şunları içerir: Düzenli bir uyku vakti belirleme, gündüz uykularının vakti ve süresi konusunda dikkatli olma, uyku saatine yakın fiziksel ve zihinsel yorucu faaliyetlerden kaçınma, kaygıyı azaltma, uykudan önceki saatlerde ışığa daha az maruz kalma, uyuyamadığında yataktan kalkma, yatakta yalnızca uyku ve seks için bulunma, yatma vaktine yakın bir zamanda alkol, nikotin, kafein ve diğer uyarıcıları tüketmeme ve uyku için güvenli, rahat ve karanlık bir çevre oluşturmaktır.

Modafinil, Provigil ve Modiwake adı altında satılan, narkolepsi ve obstrüktif uyku apnesi gibi hastalıkların yol açtığı gün içi uykulu hali tedavi etmek için kullanılan ilaç. Bilişsel faliyetleri artırıcı etki gösterdiği düşünülse de yapılan çalışmalar kesin bir yargıya varmamıştır. Oral yoldan kullanılır.
Uyku eksikliği, yeterli uyku alamama durumudur. Kronik veya akut olabilen uyku eksikliğinin şiddeti büyük ölçüde değişebilir. Kronik veya akut olabilen uyku eksikliği, farklı şiddetlerde olabilir.
Paroksismal nokturnal dispne (PND), genellikle geceleri ortaya çıkan şiddetli nefes darlığı ve öksürük krizidir. Genellikle kişiyi uykudan uyandırır ve oldukça korkutucu olabilir. Basit ortopne, yatağın yan tarafında bacakları sallanarak dik oturarak rahatlatılsa da, PND hastalarında, öksürme ve hırıltılı solunum sıklıkla bu pozisyonda görülmeye devam eder.

Uyku bozuklukları kişinin uykusuyla ilgili bozuklukların genel adıdır. En yaygın uyku bozukluğu insomniadır. Bunun dışında uyku apnesi, narkolepsi, hipersomniya, uyku hastalığı, uyurgezerlik ve gece terörü bozukluğun diğer yaygın çeşitleridir. Polisomnografi ve aktigrafi uyku bozukluğunu incelemede kullanılan yöntemlerdir. Uyku bozuklukları bireyin fiziksel, mental, sosyal ve duygusal yönlerden işlevselliğini olumsuz yönde etkileyebilir.
Uyku Bozukluklarının Uluslararası Sınıflaması ya da "klinisyenler ve araştırmacıların uyku bozuklukları alanında kullandıkları epidemiyolojik ve kodlu tanı koyma kaynağıdır." ICSD Amerikan Uyku Tıbbı Akademisi ile Avrupa Uyku Araştırmaları Topluluğu, Japon Uyku Araştırmaları Topluluğu ve Latin Amerika Uyku Topluluğu tarafından oluşturuldu. 1979'da hazırlanan Uyku Ve Uyarılma Bozukluklarının Tanısal Sınıflaması (DCSAD)'nın bir revizyonu olarak geliştirildi. İlk olarak 1990'da çıkarıldı, 1997'de ICSD-R adıyla revize edilerek yeniden basıldı. ICSD-2 adındaki güncellenmiş ikinci edisyonu 2005'te, üçüncü edisyonu ICSD-3 ise 2014'te çıktı.

Göğüs ağrısı, göğüste, tipik olarak göğsün ön tarafında ağrı veya rahatsızlıktır. Keskin, künt, baskı, ağırlık veya sıkma olarak tanımlanabilir. İlişkili semptomlar, mide bulantısı, terleme veya nefes darlığı ile birlikte omuz, kol, üst karın veya çenede ağrı olabilir. Kalple ilgili ve kalple ilgili olmayan ağrı olarak ikiye ayrılabilir. Kalbe yetersiz kan akışı nedeniyle oluşan ağrı, anjina pektoris olarak da adlandırılır. Diyabet hastaları veya yaşlılar daha az belirgin semptomlara sahip olabilir.

Davranışsal uyku tıbbı (BSM), uyku tıbbı içinde, uykuyu etkileyen psikolojik, fizyolojik, davranışsal, bilişsel, sosyal ve kültürel faktörlere odaklanan, uyku ile ilgili bozuklukların bilimsel araştırmasını ve klinik tedavisini kapsayan bir alandır. BSM'nin klinik uygulaması, öncelikle farmakolojik olmayan tedavileri kullanan kanıta dayalı bir davranışsal sağlık disiplinidir. BSM müdahalelerinde kullanılan birincil teknikler, uyku ile ilgili zorlukları başlatan ve sürdüren davranış, düşünce ve çevresel faktörlerde sistematik değişiklikleri içerir.
Uyku fobisi veya somnifobi, uyku veya uykuya dalmaya karşı oluşan korku ve isteksiz duyguları içerir.