
Dil, insanlar arasında anlaşmayı ve iletişimi sağlayan doğal bir araç, kendisine özgü kuralları olan ve ancak bu kurallar içerisinde gelişen canlı bir varlık, çok boyutlu kavramlar bütünü; temeli tarihin bilinmeyen dönemlerinde atılmış bir gizli anlaşmalar düzeni, seslerden örülmüş toplumsal bir kurum ve yapıdır.

Azerice, Azerbaycanca veya Azerbaycan Türkçesi, Türk dilleri dil ailesinin Oğuz grubu içerisinde yer alan ve bir Türk halkı olan Azerilerin ana dilini oluşturan dil. En çok konuşucusu İran Azerbaycanı'nda bulunan dil, Azerbaycan Cumhuriyeti'nin resmî dilidir. Rusya'ya bağlı özerk bir cumhuriyet olan Dağıstan'ın ise resmî dilleri arasında yer alır.

İlahiyat, teoloji veya tanrıbilim, "tanrı" kavramı ve din olgusunun sistematik olarak ele alan disiplindir. Temel konusu doğaüstü güçlerdir ancak dini epistemoloji ve vahiy ile ilgilenir. Vahiy üzerinden tanrı ya da tanrıların varlığının kabulüne ulaşır. Bunların sadece, doğa ötesi varlıklar olması ile değil, dünya ile ilişki kurmak ve insanlara varlığını göstermeye istekli olduklarını ispat etmeye çalışır.

Algoritma, belli bir problemi çözmek veya belirli bir amaca ulaşmak için tasarlanan yol. Matematikte ve bilgisayar biliminde bir işi yapmak için tanımlanan, bir başlangıç durumundan başladığında, açıkça belirlenmiş bir son durumunda sonlanan, sonlu işlemler kümesidir. Genellikle bilgisayar programlamada kullanılır ve tüm programlama dillerinin temeli algoritmaya dayanır. Aynı zamanda algoritma tek bir problemi çözecek davranışın, temel işleri yapan komutların veya deyimlerin adım adım ortaya konulmasıdır ve bu adımların sıralamasına dikkat edilmelidir. Bir problem çözülürken algoritmik ve sezgisel (herustic) olmak üzere iki yaklaşım vardır. Algoritmik yaklaşımda da çözüm için olası yöntemlerden en uygun olan seçilir ve yapılması gerekenler adım adım ortaya konulur. Algoritmayı belirtmek için; metinsel olarak düz ifade ve akış diyagramı olmak üzere 2 yöntem kullanılır. Algoritmalar bir programlama dili vasıtasıyla bilgisayarlar tarafından işletilebilirler.
İbrani alfabesi, Sami dilleri grubuna bağlı ve İsrail'in resmî dili olan İbranicenin ve Aşkenaz Yahudilerinin konuştuğu bir Cermen dili olan Yidiş ile Sefarad Yahudilerinin dili olan Ladino gibi diğer Yahudi dillerinin yazımında kullanılan Arami alfabesi kökenli bir ünsüz alfabesi.

Orhun, Göktürk ya da Köktürk alfabesi, Göktürkler ve diğer erken dönem Türk kağanlıkları tarafından kullanılmış, Türk dillerinin yazılması için kullanılmış ilk yazı sistemlerinden biridir. Alfabe, 4'ü ünlü olmak üzere 38 damga (harf) içermektedir.

Oğuzlar Türk dillerinin Oğuz kolunu konuşan bir batı Türk halkıydı. 8. yüzyılda Orta Asya'da Oğuz Yabgu Devleti adında bir konfederasyon kurdular. Oğuz ismi, "kabile" anlamına gelen yaygın bir Türkçe kelimedir. Oğuz isminin kaynağı en güvenilir görüşe göre Türkçe 'ok' isminin Z harfiyle çoğulu olan 'okuz' isminden türediği tezidir. Bizans kaynakları Oğuzlara Uzlar der.

Apollo 11, Ay yüzeyine yapılan insanlı ilk uzay uçuşudur. Amerika Birleşik Devletleri'nin bu uzay uçuşunda astronotlar Neil Armstrong ve Buzz Aldrin 20 Temmuz 1969 günü saat 20.18'de (EEZ) Ay yüzeyine iniş yapan ilk insanlar oldu. İnişten altı saat sonra 21 Temmuz günü 01.56'da (EEZ) Armstrong ay yüzeyine adım atarak bu konuda da bir ilki gerçekleştirdi. Uçuşun mürettebatının üçüncü üyesi olan Michael Collins bu sırada Ay yörüngesinde Armstrong ve Aldrin'i taşıyan modülle bir araya gelmek için beklemedeydi. Görevin üç üyesi de sekiz gün uzayda kaldıktan sonra dünyaya döndü.

Kıpçak dilleri, Ukrayna'dan Çin'e kadar uzanan Orta Asya ve Doğu Avrupa'nın çoğunda yaklaşık 28 milyon kişi tarafından konuşulan Türk dil ailesinin bir alt koludur. Bu grupta en çok konuşulan dillerden bazıları Kazakça, Kırgızca ve Tatarcadır.

Edwin Eugene "Buzz" Aldrin, Jr., Amerikalı astronot, Ay'a ayak basan ikinci insandır. Görev Komutanı Neil Armstrong'un ardından Ay'a ayak bastı.

Mısır hiyeroglif yazısı, birbirinden kolaylıkla ayırt edilebilecek yüzlerce sembolden oluşur. Her işaret belli bir sesi veya nesneyi temsil eder. Bu yazı soldan sağa veya sağdan sola ya da yukarıdan aşağı yazılabilir, okumak için ölçüt sembollerdeki insan ya da hayvan figürlerinin baktıkları yöndür. Mısır hiyerogliflerinde 700'den fazla işaret bulunmaktadır. Bu yüzden de okuma yazma oranı düşüktür. Çünkü hiyeroglif bir harf yazısı değildi. Bunlar için yazıcı adlı bir meslek vardı. Bu insanlar uzun bir eğitimden geçerlerdi. Ayrıca hiyeroglif öyle zor bir yazıydı ki sanat halini almıştı.

Künefe, kıyılmış filo hamuru, veya alternatif olarak ince irmik hamuruyla yapılan, şeker bazlı şurupla beslenen ve tipik olarak peynir veya pıhtılaşmış krema, fıstık veya fındık gibi diğer malzemelerin dahil edilmesiyle yapılan, geleneksel bir Ortadoğu tatlısı. Arap Ligi'nde, özellikle Levant ve Mısır'da, Filistinliler arasında popülerdir. Buna ek olarak Türkiye, Yunanistan, Balkanlar ve Güney Kafkasya'da varyantları ve popülerliği bulunmaktadır.

İşaret dilleri anlamı karşı tarafa iletmek için görsel kanalı kullanan dillere verilen addır. El işaretlerinin (manual) yanında el dışı işaretler (non-manual) ile ifade edilirler. İşaret dilleri kendilerine ait kelime dağarcığı ve dilbilgisel yapısı olan doğal dillerdir. Evrensel olmamakla beraber, işaret dilleri arasında çarpıcı benzerlikler de bulunur.

Kınık boyu, Oğuz Kağan Destanı'na göre Oğuz Türklerinin Oğuz boyları listesi'nde gösterilen 24 boyundan biridir ve Kaşgarlı Mahmud'a göre Divân-ı Lügati't-Türk'te şöyle anlatılır;

Brahmi alfabesi, ünlüleri ünsüz sembollerle ilişkilendirmek için bir aksan işaretleri sistemi kullanan bir abugidadır. Yazı sistemi, Maurya döneminden erken Gupta dönemine kadar yalnızca nispeten küçük evrimsel değişiklikler geçirdi ve MS 4. yüzyılda bile okuma yazma bilen bir kişinin Maurya yazıtlarını hala okuyabildiği düşünülmektedir. Bundan bir süre sonra, orijinal Brahmi yazısını okuma yeteneği kayboldu. En eski ve en iyi bilinen Brahmi yazıtları, kuzey-orta Hindistan'daki Asoka'nın MÖ 250-232'ye tarihlenen kayaya oyulmuş fermanlarıdır. Brahmi'nin deşifresi, 19. yüzyılın başlarında, Hindistan'daki Doğu Hindistan Şirketi yönetimi sırasında, özellikle Kalküta'daki Bengal Asya Topluluğu'nda, Avrupa'nın akademik ilgisinin odak noktası haline geldi. Brahmi, Cemiyetin sekreteri James Prinsep tarafından 1830'larda Cemiyetin dergisinde yayınlanan bir dizi bilimsel makalede deşifre edildi. Buluşları, diğerleri arasında Christian Lassen, Edwin Norris, H. H. Wilson ve Alexander Cunningham'ın epigrafik çalışmalarına dayanıyordu.

Yad, Musevilikte dini ayinlerde Tora okunurken Tora'ya dokunmadan okuyabilmeye yardımcı olan çubuktur. Tora'nın yazıldığı bazı hayvanların derilerinde mürekkep sinmez, buna dokunulduğu zaman da mürekkep dağılıp harfleri bozacağından bunu engellemek için Yad kullanılır. Kullanılması dince şart değilken bunun cemaatlerde sıkça kullanıldığı görülür. Belirli bir maddeden yapılma zorunluluğu olmamasına rağmen genelde gümüşten yapılır. Genelde yadlarda bir çubuğun ucunda bir el işareti vardır ve bu elin işaret parmağı açıktır.
Latinizasyon (Romanizasyon) tabiri genel olarak Latin alfabesi dışındaki ses sistemlerinin Latin alfabesine çevrilmesini ifade eder. Arapçanın Latin alfabesine çevirisi yapılırken bu uygulamaların hiçbirinde (fonetik alfabeler hariç) ortak bir uygulama geliştirilememiştir. Çünkü her ülke kendi harflerini esas alan bir çeviri sistemi benimsemiştir. Fakat yine de ana hatlarıyla genel kabul görmüş bazı sesler ve simgeler tercih edilmeye başlanmıştır. Ortak Türkçe alfabesi esas alınarak yapılan bir işaret sistemi büyük oranda geliştirilmiş durumdadır. Fakat yine de çeşitli ülkelerin, sesleri simgelerken kullandıkları harflerin değişik olması nedeniyle farklılıklar ortaya çıkmaktadır.
Ok, yay vasıtasıyla atılan ucu sivri ya da özellikle ucuna metalden sivri bir başlık takılan çubuktur. Okçuların kullandığı ince ve hafif oklar varken bir kuşatma ve püskürtme silahı olan balistalarda kullanılan kalın ve ağır oklarda vardır. Ayrıca okun şekli, yapıldığı madde, çeşitli bölgelerindeki işaretler vb. daha birçok işaret çeşitli mesaj ve simgeler belirtirdi. Ok konan kın ya da torbaya sadak denir.

Solaklar, Solakan-i Hassa olarak da bilinir, Osmanlı Devleti'nde, Yeniçeri Ocağı'nın 60-63. ortalarına bağlı askerlere verilen ad. Genelde yaya birlikti. Hepsi veya çoğunluğu solaktı ve zırh giydiğine dair hiçbir bilgi bulunamamaktadır. Donanımı; şemşir, yuvarlak kalkan ve bir mızraktan oluşurdu. Seferde padişahın solunda dururlardı.

Pist, hava araçlarının iniş ve kalkış yapması için kullanılan dikdörtgen şeklindeki alan. Türkçeye Fransızca piste sözcüğünden geçmiştir. Asfalt, toprak veya çim gibi farklı yüzeylere sahip olabilir. Piste geliş-gidişlerde ve meydanın diğer kısımlarında hava taşıtlarının kendi motor gücü ile yerdeki hareketlerine (rule) tahsis edilmiş yollara taksi veya rule yolları denir. Pistler ve rule yolları, bir meydandaki manevra sahasını oluşturur.