Lezbiyen, başka bir kadına fiziksel ve/veya duygusal çekim hisseden kadındır. Lezbiyen, eşcinsel kadın anlamına gelmektedir. Hem kadınlara hem de erkeklere çekim hisseden kadınlar ise biseksüeldirler. Kişinin kendini tanımlaması veya kendine biçtiği cinsel kimlik, davranışlarıyla örtüşmüyor olabilir.
Gey, eşcinsel anlamında bir sıfat, terim ve isim. Genellikle eşcinsel erkekleri belirtmek üzere kullanılan terim, aynı zamanda eşcinsel kadınları tanımlamak için de kullanılmaktadır. Türkçeye İngilizcedeki "gay" kelimesinden; İngilizceye ise Eski Fransızcadaki "gai" kökeninden geçmiştir. Aslen "neşeli, umursamaz" ve "canlı renkli, gösterişli" anlamlarına gelen gey terimi ilk olarak 1960'lı yıllardan itibaren erkek eşcinseller tarafından kendilerini tanımlamak amacıyla kullanılmaya başlanmıştır. İngilizcedeki "gay" kelimesinin diğer anlamlarında kullanımı da zamanla yok olmaya yüz tutmuştur. Kadın eşcinsel anlamına gelen lezbiyen kelimesi ise 1800'lü yıllardan beri kullanılmaktadır.
Homofobi, eşcinsellere veya eşcinselliğe karşı duyulan nefret, önyargı, hoşnutsuzluk, korku veya ayrımcılıktır. Geniş manası ile diğer cinsel yönelimlere sahip olan LGBT kişileri de içerir. Sıfat olarak, homofobisi olan kişiler homofobik olarak anılır. Homofobik davranış ilkelerini sergileyen kişinin gerçekleştirdiği eylemler bütünü "homofobi" sadece psikiyatrik bir kavram değildir. Her 48 saatte bir, eşcinsel bir kişinin homofobiyle bağlantılı şiddete maruz kalarak öldürüldüğü tahmin edilmektedir. Uluslararası Af Örgütü'ne göre yaklaşık 70 ülkede eşcinsellere şiddet uygulanmaktadır ve 8 ülkede eşcinsellere idam cezası verilmektedir.
Eşcinsellik veya homoseksüellik, aynı cinsiyetteki insanlar arasındaki romantizm, cinsel çekim ya da cinsel davranıştır. Eşcinsellik, bir yönelim olarak “kişiyi ağırlıklı olarak ya da tümüyle kendisiyle aynı cinsiyette olan kişilere karşı romantik ya da cinsel çekimleri yaşamaya yönlendiren kalıcı kişisel nitelik” olarak ifade edilir. Aynı zamanda kişiyi bu çekimlere dayanan davranışlarla ilişkili kimlik hissi ve bu çekimleri paylaşan diğer kişilerden oluşan topluluğa olan üyeliğini de tanımlar.
Biseksüellik, hem erkeklere hem de kadınlara veya birden fazla cinsiyete yönelik romantik veya cinsel çekim ya da cinsel davranıştır.
LGBT veya GLBT ya da LGBTQ+, 1990'larda LGB kısaltmasından sonra ortaya çıktı ve 1980'lerin ortaları ile sonlarından bu yana gey sözcüğü yerine kullanılarak LGBT topluluğunu temsil etmeye başladı. Birçok etkinci, gey topluluğu kullanımının eksik bir tanımlama olduğunu düşünerek LGBT topluluğu kullanımına geçti.
Oğlancılık yasaları veya Sodomi yasaları, cinsel suçlar olarak cinsel ilişkileri sınıflayan bir yasadır. Tipik olarak mahkemeler tarafından üreme ile sonuçlanmayan herhangi bir cinsel ilişkiyi kapsayacak biçimde anılır. Bu tür ilişkiler genelde oral seks, anal seks ve zoofiliyi kapsar, pratikte böyle yasalar nadiren, heteroseksüel çiftlere karşı öne sürülmektedir.
Hayvanlarda eşcinsel davranışlar, insan türü dışındaki hayvanlarda gözlemlenen ve belgelenmiş eşcinsel ve biseksüel davranışlardır. Bu davranışlar cinsellik, kur yapma, etkilenme, duygusal bağ kurma, eş olma ve ebeveynliği içerir. Bruce Bagemihl'in 1999 yılına ait makalesinde, içlerinde primatlardan bağırsak solucanlarına kadar birçok canlının yer aldığı 500'ü belgelenmiş, yaklaşık 1500 türden bahsedilmektedir. Hayvanların cinsel davranışları aynı tür içerisinde bile çok çeşitlilik gösterebilmektedir. Bunun nedenleri, birçok türün üzerinde çalışma yapılmadığı için henüz yeteri kadar anlaşılmamıştır. Bagemihl, "hayvanlardaki cinsel çeşitliliğin -buna eşcinsellik, biseksüellik ve çoğalmaya dayanmayan cinsellik de dahil olmak üzere-bilim çevrelerinin daha önceleri kabul etmek istediğinden daha çok olduğunu iddia etmektedir. Güncel araştırmalar ışığında, hayvanlar aleminin genelinde, aynı cinsiyetteki canlılar arasında birçok cinsel davranışın bulunduğunu belgelemektedir. 2009 yılında yayımlanan bir makaleye göre; aynı cinsiyetteki hayvanlar arasındaki cinsel ilişkilerin hayvanlar aleminde evrensel bir olgu olduğu ve türler arasında da yaygın bir şekilde görüldüğünü göstermiştir.
Türkiye'de lezbiyen, gey, biseksüel ve transgender (LGBT) bireyler diğer vatandaşlara göre dezavantajlı durumdadırlar. Türkiye eşcinsel ilişkileri tanısa da medeni kanununda cinsel yönelim ya da cinsiyet kimliği gibi bir ifadeye yer vermez ve eşcinsel çiftlerin birlikteliklerini yasal zeminde tanımaz. 2013 yılında ILGA-Europe, Türkiye'yi LGBT haklarının korunması konusunda 49 ülke arasında 39. sıraya yerleştirmişti ancak 2024 yılında 46. sıraya geriledi. Türkiye'yi sıralamada sadece Azerbaycan ve Rusya takip etti.
Gey dostu; LGBT kültürü içerisinde eşcinseller arasındaki bireysel ilişkileri ifade eden eşcinsel ilişki ve eşcinsel seksi destekleyen, tüm yönelimlere saygılı olan, eşit davranan ve onları yargılamayan bir çevre yaratmak amacıyla eşcinsellere ve LGBT topluluğunun her üyesi dahil olmak üzere; açık ve onları hoş karşılayan, diğer mekanlardaki olabilecek homofobik tavırlara ve yasaklara karşı gey mekanları, politikaları, insanları veya kurumları ifade eder. Gelişmiş batı ülkelerinde ve yine birçok medeni ülkede eşcinsellerin kendilerini rahat hissettikleri, onlara özel; saunalar, sinemalar ve gey dostu konaklama ile diğer LGBT mekanları bulunmaktadır.
Almanya'da eşcinsellik, açıklık ve tolerans ile baskı ve toplu katliâm arasında değişen olay, durum ve tavırlara şahit olmuş çalkantılı bir tarihe sahiptir.
Cinsel kimlik, kişinin romantik ve cinsel çekim hissettiği kişilerle ilgili kendisini nasıl tanımladığıdır. Cinsel kimlik aynı zamanda kişilerin kendilerini bir cinsel yönelimle tanımladığında veya tanımlamadığında ya da herhangi bir cinsel yönelimle tanımlamamayı uygun bulduğunda kullanılan cinsel yönelim kimliği olarak da bilinir. Cinsel kimlik ve cinsel davranış, cinsel yönelim ile yakından bağlantılı olsa da birbirinden ayrılır. Cinsel kimlik kişinin kendisini kavrayışını, cinsel davranış kişi tarafından uygulanan cinsel eylemi, cinsel yönelim ise kişinin karşı cinse, hemcinse, her iki cinsiyete hissettiği ya da hiçbir cinse hissetmediği romantik ya da cinsel çekimi ifade eder.
LGBT'lere yönelik şiddet, diğer adıyla eşcinsel, gey düşmanlığı, eşcinsel karşıt odaklı karşı cins tarafından uygulanan şiddettir.
Ergenlikte eşcinsellik, ergenlik süresi içerisinde keşfettiği eşcinsel kimliği ya da ergenlikte çocuğun yaşadığı homoseksüellik benzeri eğilim taşıyan davranışlar bütünü. Çocukluk ve ergenlik çağında çocuğun başından geçen eşcinsel dürtü ve eğilimler bütünü olarak adlandırılır. Bu cinsel dürtüler bireyin cinsel yönelimi, cinsel kimlik arayışı sürecinde kendini bulmasında önemli bir yere sahiptir.
Azerbaycan'da LGBT hakları, Azerbaycan sınırları içerisindeki eşcinsel bireylerin yaşam biçimidir. Azerbaycan'da LGBT bireyler için hiçbir yasal güvence bulunmamakla birlikte ülke genelinde homofobik yaklaşım bulunmaktadır.
Çevre ve cinsel yönelim insanların cinsel yöneliminin gelişimindeki olası çevresel faktörleri konu alır. Bazı araştırmacılar çevresel faktörleri hormonal faktörlerden ayırırken diğerleri doğum öncesi hormonlar gibi biyolojik faktörleri çevresel faktörlerin bir parçası olarak görür.
Sırbistan'da LGBT hakları, Sırbistan sınırları içerisindeki eşcinsel bireylerin yaşam biçimidir. Sırbistan'da LGBT bireyler sık sık hukuki sorunlarla karşı karşıya kalabilir. Erkek ve kadın hemcins cinsel aktivite Sırbistan'da yasal, ancak ülkede eşcinsel ilişki ve birlikteliklere yönelik anayasada ayrımcılık karşıtı bir yasa mevcut değildir.
Osmanlı İmparatorluğu'nda eşcinsellik veya dönem şartlarında diğer anlamıyla Osmanlı İmparatorluğu'nda oğlancılık, Osmanlı İmparatorluğu sınırları içerisinde yaşamış eşcinsellerin yaşam biçimidir. Osmanlı'da cinsel yönelim ve ilginin erkek erkeğe ilişki ya da erkek erkeğe sekstir. Eski adlandırmada (lûtîlik), pasif gey erkekler (lûtî) olarak tanımlanmış, yine bireyler arasındaki ilişkiden gulâmperestlik olarak bahsedilmiştir. Yine Osmanlı İmparatorluğu'nda seks işçisi erkeklere "hîz oğlanı" denir ve "hîz"ler devlet tarafından kayıt altına alınırlardı. Hayatını bu işten kazanan erkekler "defter-i hîzán" adlı kütüğe yazılırlardı.
Sovyetler Birliği'nde LGBT tarihi, Sovyetler Birliği'nde LGBT tarihini konu alır. Sovyetler Birliği'nde eşcinselliğin durumu üç ana dönemde incelenir. Ekim Devrimi sonrası dönemde 1917-1933 arasında homoseksüellik suç olmaktan çıkarılarak eşcinseller kanun önünde önceki ve sonraki döneme göre daha avantajlı bir konuma sahip olmuştur. Bu yılların akabinde Stalin döneminden itibaren kanunlarca "hastalık" olarak nitelendirilmiştir. 1934-1986 yılları arasında yeniden suç kapsamına alınarak kamuoyuna duyurulmaksızın kovuşturma ve hukuki süreçlere tabi tutulmuştur. 1987-1990 yılları arasında ise kamuya açık tartışmalara izin verilmiş; bilim, akademi ve edebiyatta çeşitli konularla ele alınmıştır.
Klasik antik dönemde, Herodot, Platon, Ksenophon, Athenaeus ve birçokları Yunan toplumundaki eşcinselliğin yönlerini araştırmışlardır. Antik Yunanistan'da seçkin çevreler arasında eşcinsel cinsel ilişkilerin en yaygın ve sosyal açıdan en önemli biçimi, yetişkin erkekler ile ergenlik çağındaki veya ergenlik çağına yaklaşmış erkekler arasındaki cinsel ilişkilerdi.. Yine de bazı şehir devletlerinde toplum bazında eşcinsellik ve pratikleri yasaktı veya muğlak bir yapıya sahipti; buna karşın belirli şehir devletlerinde ise çok yaygın olarak kabul ediliyordu. Yetişkin erkekler arasında cinsel ilişkiler var olmasına rağmen, Kenneth Dover'a göre, bu ilişkilerin her birinin en az bir üyesinin sosyal geleneklere karşı pasif bir cinsel rol üstlenmesi mümkündür, ancak bu yakın zamandaki bilim insanları tarafından şüpheyle karşılanmış ve sorgulanmıştır. Eşcinsel partnerler arasındaki bu tür ilişkilerin genel toplumda, özellikle kadınlar için nasıl değerlendirildiği belirsizdir, ancak örnekleri Sappho'nun zamanına kadar uzanmaktadır.