Piyano, İtalya'da Bartolomeo Cristofori tarafından 1700 yılı civarında icat edilmiş akustik, tuşlu bir müzik aletidir. Piyanoda ses, teller vasıtasıyla elde edilir. Piyanonun tuşlarına basıldığında içindeki tahta çekiç tellere vurarak sesi oluşturur. Tahta çekicin tellere vurmasından dolayı piyano bazen vurmalı telli çalgı olarak da sınıflandırılır. Piyano klasik ve caz müzikte yaygın olarak kullanılır. Solo performanslar, ansambl, oda müziği, eşlik, bestecilik ve prova için oldukça uygun bir enstrümandır. Piyano taşınabilir bir enstrüman olmamasına ve genelde pahalı olmasına rağmen çok yönlülüğü ve aynı anda birçok yerde bulunma özelliği ile dünyada en yaygın olarak kullanılan enstrümanlardan biri olmayı başarmıştır
Çalgı, müzik aleti veya enstrüman, müzik yapmak için kullanılan aletlere verilen genel isimdir. Prensip olarak, ses çıkaran her nesne çalgı olabilir; ancak bir nesneyi çalgı yapan şey, müzik yapmak amacıyla kullanılmasıdır. Çalgıların tarihi, insan kültürünün başlarına kadar uzanır. İlk çalgıların ritüellerde kullanıldığı düşünülmektedir: Örneğin avın başarıyla tamamlandığını belirtmek üzere trompet, dini törenlerde davul kullanılmıştır. Zaman içinde eğlenceli amaçlı müzikler üretilmeye ve melodiler icra edilmeye başlanmıştır. Kullanım alanları arttıkça çalgılar da gelişmiştir.
Gırtlak, boynun ön soluk borusunun üst kısmında yer alan bir solunum ve ses organıdır. Boynun ön tarafında; yetişkinlerde 3. ve 6., bebeklerde ise 2. ve 4. boyun omurları hizasında bulunur. Basit bir kutu görünüşünde olan gırtlak; kıkırdak, zar ve bağlardan yapılmış önemli vazifeleri bulunan bir organdır. Solunum yolunun üst kısmını teşkil eder ve aynı zamanda ses organıdır. Bu sebeple gırtlağın yapısı solunum borusunun diğer kısımlarından daha farklı ve karışıktır.
Müzik, insanın doğaya eklediği uyumlu seslerdir. Ses, bir doğa olayıdır. Müzik, bu doğal ve etkin olaydan bilinçli bir çalışma ve emek ile bir sanat yapıtı yaratmak, sesi bilimsel ve estetik bir temele oturtmaktır. Bütün müzik türleri için ana öğeler ritim, tonalite, dinamik ve ses rengi olarak belirtilir. Bu önemli elemanlardan anlaşılacağı gibi müzik yalnız insanın içinden yansıyan duygularla değil, bilgi ve anlayışla yaratılabilir. Müziğin bilgisine bakış, bir sanat olayını anlamamızı da sağlar. Ritim, tonalite, dinamik ve ses renginden hiçbiri, müzikte tek başına yer almaz ancak birlikte müziksel bir bütünlük yaratırlar. Değişik müzik türlerinde farklı oranlarda ağırlık taşıyabilirler. Müzik teorisi, müzik sanatını gerçekleştiren belirli kavram ve sistemlerin bir araya gelmesinden oluşur.
Baykuş ya da Gece yırtıcı kuşları, Strigiformes takımından gece avlanan yırtıcı kuş türlerine verilen genel ad.
Lazca Türkiye'nin Doğu Karadeniz kıyı şeridinde Rize ilinin Pazar ilçesinde bulunan Melyat Deresi'nden itibaren ve Gürcistan'ın Türkiye ile paylaştığı Sarp köyüne uzanan bölgede yaşayan Laz halkı tarafından konuşulan ve eski Kolhis dilinin devamı olduğu düşünülen Zanik bir Güney Kafkas dilidir.
Megreller, Gürcistan'da Karadeniz'e kıyısı olan Megrelya'nın yerli halkı. Önemli bir Megrel nüfusu da başkent Tiflis’te ve Abhazya’da yerleşiktir. 1990’ların başında, Gürcü-Abhaz savaşı sırasında, ayrılıkçı yönetim tarafından Abhazya’dan göç ettirilen halkın yaklaşık 180.000-200.000 kadarı Megrel'di. Göç edenlerden önemli bir kısmı geri dönebilmiştir. En yakın akrabaları Lazlar olup birlikte Zanlar adıyla ele alınır ve Zan dilinin birbirine yakın iki kolunu konuşurlar.
Perküsyon veya vurmalı çalgı; bagetle, elle veya benzer başka bir çalgıyla vurma, sürtme veya ovma yoluyla ses çıkaran çalgı türüdür. Vurmalı çalgıların insan sesinden sonra en eski çalgı türü olduğu düşünülmektedir.
Fagot, ahşap nefesli çalgıdır. Fagot, çift kamışlı ve tek parçalı bir enstrüman olan Curtal'dan, 16. yüzyıl'da Avrupa'da türemiştir. Ses aralığı 3,5 oktav olan, akçaağaç, ahşabı ve metal borudan yapılan fagotun uzunluğu 1,3 metre, borunun açılmış haliyle 2,5 metredir.
Megrelce, Güney Kafkas dillerinden biridir. Gürcistan'ın güneybatısındaki antik Kolhis halkıyla ilişkili olduğu sanılan yaklaşık 500.000 Megrel tarafından konuşulur.
Harf, yazı yazmak için kullanılan semboldür. Harfler, Seslerin yazı sistemlerindeki karşılığıdır. Harflerin hepsi birleşerek alfabeyi oluştururlar. Yazı harfler dışında rakam, noktalama işaretleri ya da başka semboller içerebilir ama harfler yazının en temel öğesidir.
Antisepsi, dezenfektan maddelerin fazla sulandırılarak insan veya hayvan vücuduna uygulanmasına denir. Bu işlemde kullanılan maddelere de antiseptik maddeler adı verilir. Çok eski çağlardan beri başvurulan bir yöntemdir. Mikroplardan korunma; asepsi, ameliyatlarla doğum öncesi yapılan dezenfeksiyon, antisepsi ve antibiyotik tedavisiyle elde edilir.
Germakoçi, Laz halk inancında orman içlerinde yaşayan, uzun boylu, vücudu kıllarla kaplı maymun ile insan arası bir orman yaratığının adıdır. Gürcüce'de Oçokoçi (ოჩოკოჩი) adındaki canavarla aynı özellikler gösterir. Megrelya'da Oçhokoçi adıyla bilinen efsanevi yaratık pek çok masal ve efsanenin temel kahramanı olup, bazı varyantlarda bir cadı karısının kocasıdır ve yamyamdır. Antik dönemde Lazlar, köylerinde germakoçi olduğunu düşününce köylerini terk ederlerdi. Bir başka kaynağa göre, kalın kafalı germakoçi, insanlara saldırganlıkla değil merakla yaklaşır, insanlarla iletişime geçmeyi severdi. Germakoçiden kurtulmanın yolu ise dalla ateş yakmaktır. Yanmış dalı merakla eline alan germakoçinin kürkü yanardı. Kürkü yanan germakoçi kükreyerek Karadenize kadar koşar ve sonrasında Karadeniz'e atlardı. Yamyam olmayan hatta safça davranışlarından dolayı kolaylıkla kandırılabilen Trabzon folklorundaki Karakoncolos ile benzerlikler götermesine karşın kendine özgü farklılıkları da vardır.
Güney Kafkas dilleri, Kafkas dillerine bağlı ve Kafkas Dağları'nın güneyinde konuşulan Gürcüce, Megrelce, Lazca ve Svancadan oluşan dil ailesidir. Dünya çapında yaklaşık 5.2 milyon konuşanı vardır. Diğer hiçbir dil ailesi ile ilişkisi tespit edilemeyen Güney Kafkas dilleri, dünyanın birincil dil ailelerinden biridir. Güney Kafkas dillerinde yazılmış en eski edebi kaynak, Asomtavruli harfleriyle yazılmış Eski Gürcüce Bir el Qutt yazıtlarıdır. MS 430 yılına tarihlenen yazıt, Beytüllahim yakınlarındaki bir Gürcü manastırında bulunmuştur. Gürcücenin yanı sıra, yazı dili gelişmemiş olan diğer Güney Kafkas dilleri de Gürcü alfabesiyle yazılır. Bunun yanında Türkiye ve Avrupa'daki Lazlar için Latin alfabesinden geliştirilmiş Laz alfabesi kullanılır.
Kızıl akbaba, atmacagiller (Accipitridae) familyasından irice bir akbaba türü.
Konuşma, kendi içinde bir düzeni ve bütünlüğü olan, sözeylemlerden oluşabilen ve kişiler arası iletişimin temelini oluşturan çok yönlü bir edimdir. Konuşma eylemi, insanların belirli bir dili kullanarak sesli şekilde iletişim kurmasını sağlar. Birçok hayvan duygularını dile getirecek çeşitli seslere sahiptir ancak insanlar bu sesleri gırtlak ve ağızda değiştirerek anlaşılabilir ve kompleks bir konuşma diline çevirmeyi öğrenmişlerdir.
Ses sinyali herhangi bir sesin iletilmek veya saklanmak için elektromanyetik enerjiye çevrilmiş halidir. Bu sinyal AF kısaltmasıyla da gösterilir.
Ses, canlıların işitme organları tarafından algılanabilen periyodik basınç değişimleridir. Fiziksel boyutta ses, katı, sıvı veya gaz ortamlarda oluşan basit bir mekanik düzensizliktir. Bir maddedeki moleküllerin titreşmesi sonucunda oluşur.
Çekçe, Çingenece, Gürcüce, Kuzey Laponca, Lazca, Letonca, Litvanca, Megrelce, Sırp-Hırvatça, Slovakça, Boşnakça ve Türkmencede kullanılan bir harftir. Estonca ve Fincede sadece yabancı kelimelerde kullanılır. Harf, Kiril harflerini kullanan Slav dillerinde ж harfinin romanizasyonunda kullanılır. Ž harfi sesini gösterir. Bu ses Türkçedeki "J" harfinin ses değerini taşır.
Kolhis kültürü Cilalı Taş Devri - Erken Tunç Çağı ve Demir Çağı döneminde Batı Kafkasya'da görülmüş, günümüzde büyük ölçüde batı Gürcistan olarak bilinen bölgede hakim olmuş bir kültürdür. Kuzey ve Orta Kafkasyada yerini Kuban kültürü almıştır.