İçeriğe atla

Nuckelavee

Tammas flees the nuckelavee
Bir adalıyı kovalayan nuckelavee, James Torrance'ın (1859-1916) tablosu.

Nuckelavee, Orkney mitolojisinde at ve insan unsurlarını birleştiren at benzeri bir şeytandır. Kökenleri İskandinav mitolojisine dayanır, İngiliz halkbilimci Katharine Briggs nuckelavee'yi İskoçya'nın Kuzey Adalarındaki tüm şeytanların "en iğrenci" olarak adlandırır.[1] Nuckelavee'nin nefesinin ekinleri soldurduğu ve çiftlik hayvanlarını hasta ettiği düşünülüyordu ve bu yaratık ağırlıklı olarak denizde yaşayan bir canlı olmasına rağmen karadaki kuraklık ve salgın hastalıklardan da sorumlu tutuluyordu.

Nuckelavee'nin karada göründüğü halinin görsel bir tasviri, onunla yüzleştiğini iddia eden bir adalı tarafından verilmiştir, ancak yaratığın görünüşünün ayrıntılarını açıklayan anlatımlar tutarsızdır. Diğer birçok deniz canavarıyla ortak olarak tatlı suya tahammül edemez, bu nedenle peşinde olduğu kişilerin ondan kurtulmak için sadece bir nehir veya dereyi geçmesi gerekir. Nuckelavee yaz ayları boyunca kadim bir Orkney ruhu olan ve onu kontrol edebilen tek kişi olan Mither o' the Sea tarafından hapsedilir.

Orkney folkloru güçlü bir İskandinav etkisine sahipti ve nuckelavee'nin, Kelt mitolojisinin bir su atı ile Norsemen tarafından ithal edilen bir yaratığın birleşimi olabileceği düşünülmektedir. Kelpi gibi benzer kötücül varlıklarla birlikte, muhtemelen antik zamanlardaki adalılar için açıklama sunarak anlayamadıkları olaylara bir bir açıklama getiriyordu.

Etimoloji

19. yüzyılın sonlarında folklorun yazıya dökülmesine yönelik ilgi artmıştır, ancak kayıt tutanlar tutarsız yazım kullanmış ve kelimeleri sıklıkla İngilizceleştirmişlerdir, dolayısıyla aynı varlık farklı isimlerle de anılmıştır.[2] Nuckelavee terimi Orkney knoggelvi'den türemiştir. Orkney sakini ve 19. yüzyıl folkloristi Walter Traill Dennison'a göre "Deniz'in Şeytanı" anlamına gelmektedir.[3] Aynı şeytan Shetland'da mukkelevi olarak adlandırılır ve burada kötü bir deniz trow'u ya da deniz şeytanı olarak kabul edilir.[4] 19. yüzyılın başlarında yaşamış bir antikacı olan Samuel Hibbert, nuckelavee'nin adındaki nuck bileşeninin hem Old Nick'teki Nick ile, bazen Hristiyan inancında Şeytan'a verilen bir isimle hem de Latince necare, öldürmek ile akraba olduğunu düşünmüştür.[5]

Halk inancı

Rough seas
Orkney'in fırtınalı denizleri nuckelavee'ye ev sahipliği yapar.

Tanım ve ortak özellikler

Jo Benn'in 16. yüzyılda kaleme aldığı Latince el yazmalarında efsanevi Orkney şeytanlarına dair hikâyeler bulunur ve bir Orkney adası olan Stronsay'i tasvir ederken nuckelavee'ye atıfta bulunmuş olabilir.[6] Dennison, Orkney'de anlatılan geleneksel masallar hakkında mevcut bilgilerin çoğunu yazıya dökmüş, ancak bunları düz yazıya dönüştürme sürecinde hikâyelerin bazı unsurlarını bir dereceye kadar abartmış ve sistematik olarak değiştirmiştir.[7]

Nuckelavee, karaya çıktığında at benzeri bir iblis olarak görünen efsanevi bir deniz yaratığıdır.[8] Yazar ve halkbilimci Ernest Marwick bu yaratığı Norveçli nøkk, Shetland'lı nuggle ve kelpi'ye çok benzetmiştir. Engin şeytani güçlere sahip, eşsiz ve yalnız bir yaratık olan bu yaratığın kötü niyetli davranışları adalardaki olayları etkileyebilir.[4] Ada sakinleri bu yaratıktan çok korkar ve dua etmeden adını anmazlardı.[9] Genellikle bir sahilin yakınlarında bulunur, ancak yağmurlu havalarda asla karaya çıkmazdı.[10]

Hiçbir hikâyede nuckelavee'nin denizdeyken nasıl bir şekil aldığı anlatılmamıştır,[3] ancak karadaki görünümü grafik detaylarla anlatılmıştır.[11] Bir ada sakini olan Tammas, canavarla karşılaşmasından sağ kurtulduğunu iddia etmiş ve Dennison'ın epeyce zorlamasından sonra, bilinen tek ilk elden anlatım olan canavar tarifini gönülsüzce vermiştir. Tammas'a göre, nuckelavee bir atın sırtına sanki bir biniciymiş gibi bağlanmış bir erkek gövdesine sahiptir.[3] Erkek gövdesinin bacakları yoktur, ancak kolları, bacaklarında yüzgeç benzeri uzantılar bulunan at gövdesinin üstündeki konumundan yere uzanabilir.[9] Gövdenin büyük bir kafası vardır, muhtemelen 90 santimetre (3,0 fit) çapında, ileri geri yuvarlanır.[10] Tammas tarafından tarif edilen canavarın iki başı vardır,[12] at başının keskin, zehirli bir buhar çıkaran devasa bir ağzı ve yanan kırmızı bir aleve benzeyen tek bir dev gözü vardır. Özellikle dehşet verici bir ayrıntı da nuckelavee'nin derisinin olmamasıdır,[13] siyah kan sarı damarlar boyunca akar ve soluk sinirler ve güçlü kaslar titreşen bir kütle olarak görülebilir.[9] Diğer anlatılar yaratığın bir kentaur'a benzediğini belirtmektedir.[14] Ancak anlatılar iblisin tanımının daha ince ayrıntıları konusunda tutarsızdır.[15] Traill Dennison sadece "ağzı domuz ağzı gibi çıkıntılı" bir insan kafası tarif etmektedir.[9] Marwick de sadece tek bir kırmızı gözü olan bir kafadan bahseder ve yaratığın ağzını "balinanınki gibi" olarak kaydederek Tammas'ın karakterizasyonunun bir kısmını ödünç alır.[10]

Nuckelavee'nin nefesinin ekinleri soldurduğu, çiftlik hayvanlarını hasta ettiği, salgın hastalıklar ve kuraklıklara neden olduğu düşünülüyordu.[9] O zamanlar kelp olarak bilinen şeyi yaratmak için deniz yosununun yakılması 1722 yılında Stronsay'de başlamıştır.[4] Soda külü esas olarak asitli toprağı işlemek için kullanılan bir alkaliydi, ancak zaman geçtikçe sabun ve cam üretimindeki ticari önemi arttı.[9] İşlem sırasında yayılan keskin dumanın nuckelavee'yi öfkelendirdiğine,[4] bunun salgın hastalığa, sığırların ölümüne ve ekinlerin yok olmasına neden olduğuna inanılıyordu[16][17] Nuckelavee'nin öfkesini göstermek ve deniz yosunu yaktıkları için adalılardan intikam almak için Stronsay'deki atlara mortasheen olarak bilinen ölümcül hastalığı bulaştırdığı söylenir. Enfeksiyon daha sonra endüstride yer alan diğer tüm adalara yayılmıştır.[4][18] Yaratık ayrıca, su kıtlığına ve kötü hasada yol açan, uzun süren anormal derecede düşük yağış dönemlerinden sorumlu tutulmuştur.[4]

Kurtuluş

Nuckelavee, İskoç adaları ve çevresindeki iblisler arasında en kötücül olanıdır ve hiçbir bağışlayıcı özelliği yoktur.[1] Onu kontrol edebilen tek varlık, Orkney mitolojisinde nuckelavee'yi yaz aylarında hapseden kadim bir ruh olan Mither o' the Sea'dir.[19] Kelpiler ve Shetland'ın nuggle'ı hariç, diğer efsanevi deniz canavarlarıyla ortak olarak, akan tatlı sudan geçemez,[13] bu nedenle bir dereyi geçerek atlatılabilir.[20] Tammas yanında bulunduğu loch'dan ona yanlışlıkla su sıçratarak nuckelavee'den kurtulmayı başarmıştır, sıçrayan su kısa süreliğine canavarın dikkatini dağıtmış ve Tammas'ın yakındaki bir tatlı su kanalına koşup karşı kıyıya güvenli bir şekilde ulaşmasını sağlamıştır.[12]

Köken

Kötü niyetli yaratıklar muhtemelen adalıların başka şeylere bağlayamadıkları olaylara açıklama getirmeye yarıyordu, birçok eski efsane Orkney çevresindeki çalkantılı ve sürekli değişen denizin doğal unsurlarına dayanıyordu.[21][22][23] Köklü Orkney masalları İskandinav mitolojisinden güçlü bir şekilde etkilenmiş ve geleneksel Kelt hikâyeleriyle harmanlanmıştır,[24] dolayısıyla nuckelavee'nin kökleri İskandinavlar tarafından ithal edilen ve geleneksel Kelt su atıyla harmanlanmış efsanevi bir yaratığa dayanıyor olabilir.[15]

Ayrıca bakınız

Kaynakça

Dipnotlar
  1. ^ a b Briggs 2002, s. 68.
  2. ^ Monaghan 2009, ss. ix, xi, xv.
  3. ^ a b c Dennison 1891, s. 131.
  4. ^ a b c d e f Marwick 2000, s. 23.
  5. ^ Hibbert 1891, s. 233.
  6. ^ OJ Stronsay.
  7. ^ University.
  8. ^ Westwood & Kingshill 2012, s. 387.
  9. ^ a b c d e f Dennison 1891, s. 132.
  10. ^ a b c Marwick 2000, s. 22.
  11. ^ Briggs 2002, s. 67.
  12. ^ a b Dennison 1891, s. 133.
  13. ^ a b Westwood & Kingshill 2012, s. 388.
  14. ^ Mack & Mack 2010, s. 57.
  15. ^ a b Orkneyjar.
  16. ^ Scapa.
  17. ^ Scran.
  18. ^ Fenton 1997, s. 61.
  19. ^ Bane 2013, s. 252.
  20. ^ Briggs 2002, s. 53.
  21. ^ Dennison 1890, s. 70.
  22. ^ Marwick 2000, s. 19.
  23. ^ Westwood & Kingshill 2012, s. ix.
  24. ^ Muir 2014, s. 10.
Kullanılan kaynaklar

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Şeytan</span> birçok din ve mitolojide yer alan ruhani varlık

Şeytan, Tanrı'ya veya dünyaya karşı duran kötü bir varlıktır. Yahudilik, Hristiyanlık ve İslam'da dünyadaki kötülüklerin baş faili olarak kabul edilir. Diğer dinlerde ve kültürlerde, Şeytan mutlak kötülük fikrini taşıyan bir varlık olabilir.

<span class="mw-page-title-main">Dev</span> doğaüstü, mitolojik yaratık

Dev, birçok farklı kültürün efsane, folklor, mitoloji ve masallarında yer alan bir doğaüstü yaratık.

İblis, Tanrı'ya isyan ettiğine inanılan ruhani bir yaratıktır. İbrahimî dinlere göre, o birincil kötü varlıktır. İslam mitolojisinde, kötü cinler İblisten önce de var olmuştur, ancak İblis ilk şeytandır. Böylece kötülüğün sembolü haline gelmiştir. Bu sebeple genellikle ya şeytanların lideri ya da dinlerdeki şeytanların ilki olarak tasvir edilir.

<span class="mw-page-title-main">Kuzey Denizi</span> Avrupada bir deniz

Kuzey Denizi, Büyük Britanya, Danimarka, Norveç, Almanya, Hollanda, Belçika ve Fransa arasında bulunan bir Atlas Okyanusu denizidir. Avrupa kıta sahanlığında bir epeirik denizi, güneyde İngiliz Kanalı ve kuzeyde Norveç Denizi yoluyla okyanusa bağlanır. 570.000 kilometrekarelik bir alana sahip 970 kilometreden (600 mi) uzun ve 580 kilometre (360 mi) genişliğindedir.

<span class="mw-page-title-main">Germakoçi</span>

Germakoçi, Laz halk inancında orman içlerinde yaşayan, uzun boylu, vücudu kıllarla kaplı maymun ile insan arası bir orman yaratığının adıdır. Gürcüce'de Oçokoçi (ოჩოკოჩი) adındaki canavarla aynı özellikler gösterir. Megrelya'da Oçhokoçi adıyla bilinen efsanevi yaratık pek çok masal ve efsanenin temel kahramanı olup, bazı varyantlarda bir cadı karısının kocasıdır ve yamyamdır. Antik dönemde Lazlar, köylerinde germakoçi olduğunu düşününce köylerini terk ederlerdi. Bir başka kaynağa göre, kalın kafalı germakoçi, insanlara saldırganlıkla değil merakla yaklaşır, insanlarla iletişime geçmeyi severdi. Germakoçiden kurtulmanın yolu ise dalla ateş yakmaktır. Yanmış dalı merakla eline alan germakoçinin kürkü yanardı. Kürkü yanan germakoçi kükreyerek Karadenize kadar koşar ve sonrasında Karadeniz'e atlardı. Yamyam olmayan hatta safça davranışlarından dolayı kolaylıkla kandırılabilen Trabzon folklorundaki Karakoncolos ile benzerlikler götermesine karşın kendine özgü farklılıkları da vardır.

<span class="mw-page-title-main">Shetland</span> İskoçyanın kuzeydoğusunda yer alan takımadalar

Shetland, İskoçya'nın 32 idarî yönetim biriminden biridir. Bir takımada olan Shetland, Orkney Adaları'nın ve İskoçya anakarasının kuzeydoğusundadır. Adaların bütünü yaklaşık olarak 1.466 km²dir. Takımadaların en büyüğü olan Mainland, İskoçya'nın en büyük üçüncü adası olduğu gibi Büyük Britanya'yı da çevreleyen en büyük üçüncü adadır. Adalarda toplam 26.000 kişi yaşamaktadır ve nüfus yoğunluğu 15/km²dir.

<span class="mw-page-title-main">Orkney Adaları</span> İskoçyanın kuzeyinde bulunan takımadalar

Orkney Adaları, İskoç anakarasının yaklaşık 32 km kuzeyinde, Pentland Firth olarak bilinen boğazın karşısında, İskoçya'da, 20'sinde yerleşim bulunan 70'ten fazla ada ve adacıktan oluşan ada grubu. Orkney Adaları, İskoçya'da bir konsey alanı oluşturur ve tarihi Orkney ilçesine aittir.

<span class="mw-page-title-main">Kentaur</span> Yunan mitolojisinde kısmen insan ve kısmen at görünümlü yaratıklar

Kentaurlar ya da Sentorlar, Yunan mitolojisinde kısmen insan ve kısmen at görünümlü yaratıklardır.

<span class="mw-page-title-main">Deniz kızı</span> denizlerde ve okyanuslarda yaşadığı inanılan mitolojik varlık

Deniz kızları, belinden yukarısı dişi bir insan görünümünde olan ama aynı zamanda bir balık kuyruğuna sahip efsanevi varlıklardır.

<i>Percy Jackson: Canavarlar Denizi</i>

Percy Jackson: Canavarlar Denizi, 2013 yapımı, Rick Rioardan'ın aynı adlı romanından uyarlama fantastik filmdir. 2010 yapımı Percy Jackson & the Olympians: The Lightning Thief filminin devamıdır ve Thor Freudenthal tarafından yönetilmiştir. Başrollerinde ilk filmin oyuncuları Logan Lerman,Brandon T. Jackson, Alexandra Daddario ve Jake Abel yer alır. Ayrıca Nathan Fillon, Stanley Tucci, Leven Rambin ve Douglas Smith gibi oyuncular kadroya katılmıştır.

<span class="mw-page-title-main">Deniz mağarası</span>

Deniz mağarası, kıyı mağarası veya diğer adıyla dalga oyukluğu, deniz ya da göllerdeki dalga hareketleri sonucunda sarp kayalıklarda oluşan mağaralar. Deniz mağaraları, dalgaların doğrudan kayalara çarparak kırıldığı kayalık uçlarında ya da kıyılarda görülürler. Yeraltı suyu, akışı sırasında daha az dirençle karşılaşacağı rotaları, kırık ve çatlaklı bölümleri tercih eder. Karbonik asit içeren yeraltı suyunun bu rotalardaki akışı sırasında devam eden çözünme, milimetre boyutunda başlayıp, zamanla kilometrelerce uzunluğa sahip yeraltı akım kanallarının ve mağaraların oluşmasına neden olur.

<span class="mw-page-title-main">Fair Adası</span>

Fair Adası, bazen Fairisle, Shetland'ın en güneydeki adasıdır ve Shetland Anakarası'ndan yaklaşık 38 kilometre ve Kuzey Ronaldsay'dan yaklaşık 43 kilometre uzaklıktadır.

<span class="mw-page-title-main">Aborijin mitolojisi</span>

Avustralya ve Tazmanya’ya 40 bin ile 60 bin yıl önce gelen ve günümüzde bile avcı toplayıcı olarak yaşayan Aborijinler, pek çok klan ve dil grubuna ayrıldığından bir bütün olarak Aborijin mitolojisinden söz etmek zordur. Buna rağmen sözlü geleneğe dayanan yaratılış ile insan-doğa ilişkisini açıklamaya yoğunlaşan söylence ve mitolojiler arasında benzerlikler bulmak mümkündür. Aborijinler yeryüzü üzerinde mevcut canlı ve cansız tüm varlıkları kutsal olarak kabul etmekte, ata totemi kültüne dayanan bir inanç sistemi geliştirmiş olup, Rüya Zamanı adını verdikleri bir dönemde ata ruhlarının yeryüzü üzerinde dolaşarak dağ, dere, göl, deniz, bitki, hayvan ve insanları yarattığına inanmaktadırlar. Aborijin mitolojisinde en önemli tanrısal varlık her şeyden ve atalardan önce var olduğuna inanılan ‘Her şeyin Babası’ olup, çeşitli kabilelerde Baiame, Biame’, ‘Nooralie’ ve Mungan Ngour bu ruhun oğlu ise ‘Daramulun’, ‘Gayundi’, ‘Gnawdenoorte’ ve ‘Tun-dun’ adlarıyla bilinmektedir. İnanışa göre Baiame hayvanları yarattıktan sonra önce erkek ardından kadını yaratırken diğer hayvanların şikayetlerini dikkate alarak mükemmelleştirmiş, insanların uyması gereken dini kuralları ve tören geleneklerini oluştururken, Aborijin dini törenlerinde özellikle inisiasyon sırasında kullanılan 'boğa gümbürtüsü' çalgısı tjuringa veya inma'yı da insana hediye etmiştir.

<span class="mw-page-title-main">Elspeth Reoch</span>

Elspeth Reoch, cadı olduğu öne sürülen ve bundan ötürü ölüm cezasına çarptırılarak öldürülen bir İskoçtur. Caithness'de doğdu ancak çocukluğunu Orkney anakarasına gideceği tarihe kadar Lochaber'deki bir adada akrabalarıyla geçirdi. O zamanlar İskoçya'nın yargı çevresi içerisinde olan Orkney Adaları'nda büyücülük, yürürlükteki 1563 İskoç Büyücülük Yasası'na göre ölüm cezası gerektiren bir suçtu.

<span class="mw-page-title-main">Efsanevi yaratık</span>

Efsanevi yaratık ya da mitolojik yaratık; kurgusal, hayali ve doğaüstü bir hayvandır. Bazen bir kırma, genellikle yarı insandır ve varlığı kanıtlanmamıştır, sadece kurgu ya da folklorda geçmektedir.

<span class="mw-page-title-main">Livyatan</span> mitolojik deniz canavarı

Livyatan, Tanah'da yer alan Eyüp Kitabı, Yeşaya Kitabı ve Amos Kitabı'nda ismi geçen deniz canavarıdır. Eyüp Kitabı'nda bahsedilen Livyatan, Antik Kenan mitolojisinde tanrı Baal Hadad tarafından mağlup edilmiş ilkel bir canavar olan Lotan'dan etkilenmiştir. Karşılaştırmalı mitolojiye göre Mezopotamya dininde canavara paralel olarak yer alan ve Marduk tarafından mağlup edilen Tiamat yer almıştır. Ayrıca Leviathan, İndra'nın Vritra'yı öldürmesi veya Thor'un Jörmungand'u yenmesi gibi anlatılardaki ejderha ve yılanlarla (serpent) karşılaştırılabilir.

İskoç mitolojisi, İskoçya tarihi boyunca ortaya çıkan, bazen birbirini takip eden nesiller tarafından detaylandırılan ve diğer zamanlarda reddedilen ve başka açıklayıcı anlatılarla değiştirilen mitlerin bir koleksiyonudur.

<span class="mw-page-title-main">Orkney'de büyücülük</span>

Orkney'deki büyücülüğün kökeni muhtemelen sekizinci yüzyıldan itibaren takımadalar üzerindeki Norsemen yerleşimine dayanmaktadır. Erken modern döneme kadar sihirli güçler genel yaşam tarzının bir parçası olarak kabul edildi, ancak İskoçya anakarasında cadı avları başladı ve 1563 İskoç Cadılık Yasası cadılık veya cadılara danışmayı ölümle cezalandırılacak bir suç haline getirdi. Büyücülükten yargılanan ve infaz edilen ilk Orcadialılardan biri, 1594'te Allison Balfour'du. Balfour, yaşlı kocası ve iki küçük çocuğu, kendisinden bir itiraf elde etmek için iki gün boyunca şiddetli işkenceye maruz kaldı.

<span class="mw-page-title-main">Allison Balfour</span> İskoç cadı

Allison Balfour ya da Margaret Balfour, cadı olduğu öne sürülerek çarptırıldığı ölüm cezası sonucu öldürülen bir İskoçtu. 1594'te gerçekleştirilen cadılık davası, en çok bahsedilen İskoç büyücülük vakalarından biridir. Balfour'un yaşadığı İskoçya'nın Orkney Adaları'ndaki Stenness bölgesinde, o dönem yürürlükte olan 1563 İskoç Cadılık Yasası'na göre büyücülük, ölüm cezası gerektiren bir suçtu.

<span class="mw-page-title-main">Minch'in mavi adamları</span>

Minch'in mavi adamları ya da fırtına kelpileri, İskoçya'nın Minch olarak bilinen iç ve dış Hebridler arasındaki kıyı sularında yaşayan, o bölgedeki havayı ve gemi trafiğini kontrol ettiğine inanılan İskoç folklorik mitolojik yaratıklarıdır. Dalgaları kontrol etme ve gemileri batırabilecek fırtınalar yaratma güçleri vardır. Dünyanın geri kalanında benzerlerine rastlanmayan ve İskoçya'nın diğer bölgelerinde pek bilinmeyen bu yaratıklar, Minch ve çevresindeki kuzey bölgelerden Wick'e kadar olan doğu bölgelerde tanınırlık kazanmış gibi görünüyor.