Türk alfabesi, Türkçenin yazımında kullanılan Latin alfabesi temelli alfabedir. 1 Kasım 1928 tarihli ve 1353 sayılı yasayla tespit ve kabul edilmiştir.
Felemenkçe, Hint-Avrupa dil ailesinin Cermen dilleri grubundan dil. Hollandaca ve Flamanca gibi lehçeleri vardır, bunlar özellikle yazılı dilde birbirine oldukça yakındır. Felemenkçe ve lehçeleri; Hollanda, Belçika ve Surinam'da resmî dil konumundadır.
Orhun Yazıtları, Göktürk Yazıtları ya da Köktürk Yazıtları, Eski Türkçe (𐰆𐰺𐰴𐰣∶𐰖𐰔𐱃𐰞𐰺𐰃) olan, Türklerin bilinen ilk alfabesi olan Orhun alfabesi ile II. Köktürk Kağanlığı döneminde Göktürkler tarafından yazılmış yapıtlardır. Birçok kişi ilk Türkçe yapıt olarak bilse de ilk Türkçe yapıt Çoyr Yazıtıdır. Orhun yazıtları Türkçenin tarihsel süreçteki gramer yapısı ve bu yapının değişimiyle ilgili bilgiler verdiği gibi Türklerin devlet anlayışı ile yönetimi, kültürel ögeleri, komşuları ile soydaşlarıyla olan ilişkileri ve sosyal yaşantısıyla ilgili önemli bilgiler içermektedir.
İtalyanca, çoğunluğu İtalya ve İsviçre'nin güneyindeki Ticino kantonunda yaşayan 61 milyon kişi tarafından konuşulan Hint-Avrupa dil ailesine mensup bir Latin dilidir. İtalyan asıllı göçmenlerce Amerika Birleşik Devletleri'nde, Arjantin'de, Brezilya'da, Kanada'da ve Avustralya'da da sıkça konuşulur.
Orhun, Göktürk ya da Köktürk alfabesi, Göktürkler ve diğer erken dönem Türk kağanlıkları tarafından kullanılmış, Türk dillerinin yazılması için kullanılmış ilk yazı sistemlerinden biridir. Alfabe, 4'ü ünlü olmak üzere 38 damga (harf) içermektedir.
İzlandaca, Cermen dillerinden biri ve İzlanda'nın resmî dilidir. İzlandacaya en yakın diller, Faroe Adaları'nda konuşulan Faroe dili ile Sognamål gibi Batı Norveç lehçeleridir. İzlanda, anakaraya uzak bir ada devleti olmasından dolayı, diğer ülkelerle arasında kayda değer oranda kültür alışverişi gerçekleşmemiş, bunun sonucunda dile çok az yabancı sözcük girmiştir. İzlanda'nın konumu Amerika'ya daha yakın olmasına rağmen, İzlandaca bir İskandinav dilidir.
Eski Türkçe, Türk yazı dilinin ilk dönemidir. Dönem Orhun Türkçesi ve Eski Uygur Türkçesi olmak üzere iki altdönemde incelenir. Orhun Türkçesinin kesin tarihlere dayandırılabilir ilk belgesi olan ve VIII. yüzyılın ortalarına tarihlenen Orhun Yazıtlarından Uygur Türkçesinin tarihe karıştığı XIII. yüzyıla değin sürer. Doğu Asya'dan Doğu Avrupa'ya dek önemli bir coğrafyada konuşulduğu anlaşılmaktadır. İlk dönemlerinde yabancı etkilerden epey uzak ve dönemin diğer dillerine göre oldukça yalın olduğu, Uygur çağında git gide zenginleştiği ve yabancı dillerden etkilendiği anlaşılmaktadır. Dil XIII. yüzyılda ölse de türlü Türk toplulukları tarafından yazı dili olarak kullanıldığı XVII. yüzyıla tarihlenen Altun Yaruk nüshasından anlaşılmaktadır.
Kazak alfabesi, Kazakistan'ın resmî dili olan ve Türk dilleri ailesinde yer alan Kazakçayı yazarken kullanılan yazı sistemidir. Kazak alfabesinde tarih boyunca; Kiril alfabesi, Latin alfabesi ve Arap alfabesi olmak üzere üç farklı alfabe türü kullanılmıştır. 2017 yılında, dönemin Kazakistan cumhurbaşkanı Nursultan Nazarbayev tarafından 2025 yılına kadar Kiril alfabesinden Latin alfabesine kademeli olarak geçileceği belirtilmiştir. Arap alfabesi ile yazılan Kazakça, günümüzde Çin, İran ve Afganistan'da yerel olarak kullanılmaya devam etmektedir.
Ü, Latin alfabesinde bir harftir. Almanca, Türkçe, Macarca, Azerice, Türkmence, Uygurca, Tatarca, Estonca dillerinde kullanılır. Bu dillerin hepsinde /y/ sesini temsil eder. Ayrıca İspanyolca, Fransızca, Katalanca gibi bazı Lâtin dillerde ise u sesinin ayrıca telaffuz edildiğini göstermek için kullanılır. Ä ve Ö harflerini kullanan Fince ve İsveççe dilleri, Ü harfinin yerine aynı sesi vermek için Y harfini kullanırlar.
Ayırıcı im, fonetik işaret veya diyakritik; telaffuz, ton ve diğer ayırıcı unsurları belirtmek için gliflere eklenen imdir. Örneğin Latin harflerine geçiş döneminde Türkçedeki ötümsüz artdişyuvasıl sürtünmeli ünsüz sesini karşılamak için yeni arayışlara gidilmiş ve mevcut S harfine sedil eklenerek Ş harfi elde edilmiştir. O > Ö veya A > Â ya da Y > Ý gibi harflerde ayırıcı imlere örnekler görülebilir.
Runik yazı İlk Çağ Orta Asya toplumları, Türkler, Etrüskler, Macarlar ve vaktiyle Kuzey Avrupa ülkelerinde yaşayanlar tarafından kullanılmış bir yazı sistemidir.
Latin harfli alfabeler, dünya üzerinde birçok dilin yazı sisteminde kullanılmaktadır. Aşağıdaki tablolarda bazı alfabeler özetlenmiş ve karşılaştırılmıştır. Yalnızca alfabeleri oluşturan harfler değil aynı zamanda farklı tonları belirtmek için kullanılan tonlama imleri ile diğer sesçil imler de bu tablolarda gösterilmeye çalışılmıştır. Dipnotlarda alfabelerin kendilerine özgü özellikleri belirtilmeye çalışılmıştır.
Norveçliler denilince genellikle Norveç'te oturan halk anlaşılır fakat başka tanımları da vardır.
- Vatandaşlık: Bu resmi ve kolay kesinleştirilebilir bir tanımdır, sayılar bellidir.
- Anadil: Anadili Norveççe olanlar genellikle Norveç'te oturanlardır, bunların dışında sadece ABD'de 80 000 kişi bu gruba dahildir, bunların da yarısı Norveç'te doğmuş olanlardır. Diğer yarısı Norveç'te oturanlarca hala anlaşılabilen İngilizce ile karışık bir lehçe konuşurlar. Norveç'te Norveççe konuşulur; Norveççenin yazı dili olarak iki sürümü vardır; Bokmål ve Nynorsk. Konuşma dili olarak yöresel lehçeler büyük farklılıklar gösterir; Birbirine paralel uzun ve derin vadiler, düşük nüfus yoğunluğu ve sert iklim bu derin farklılıkların büyük ihtimalle sebebi olmuştur. Son zamanlarda Russenorsk ve Kebabnorsk gibi adlar verilen başka kültür kökenlilerle etkileşimin sonucu olan lehçeler ortaya çıkmıştır. Ayrıca birçok azınlık dili resmen kullanılır; Kuzey Norveç'te bazı belediyelerde sokak isimleri samiler halkının diliyle yazılır.
- Irsi: Norveçlilerin çoğunluğunu oluşturanlar Cermen kökenli bir halktır. Yakın ülkelerdeki halklardan pek ayırdedilemezler. Genelde açık renk tenli, uzun boylu, kalın yapılı olurlar. Saç rengi sarı, kırmızı ve siyah olarak her üç çeşidi vardir. Bu renkliliğin yörenin bir özelliği olarak çok eskiden beri var olduğu 1200 lü yıllarda yazıya dökülmüş Rigstula şiirinden bilinmektedir; "işçiler siyah, çiftlik sahipleri kırmızı, asilzadeler sarı saçlı" der şiir. Norveç'e ilk yerleşenler taş devrinde gelen avcılar -ki bu günün samiler halkının bu gruptan kalma olma ihtimali yüksektir-, daha sonra buzul çağı ertesi tarımı getiren Keltler ve peşinden avrupaya 4-5 bin yıl önce, Norveç'e ise ancak 4. yüzyılda gelmeye başlayan Gotlardır. Bunlar temeli oluştururlar. Orta Çağ ve Hansa Birliği zamanında Norveç'e göçler olmuştur. Ayrıca eski göçmen Romanlar ve fince konuşan kven ve skogfinn halkları vardır. İkinci dünya savaşı öncesindeki 100 yıl süresinde Norveç'in nüfusunun önemli bir kısmı denizaşırı ülkelere, özellikle ABD'ye göç etmiştir. İkinci dünya savaşı sonrası Norveç bir refah toplumu haline gelmiş ve yeni yeni göçmen grupları gelmeye başlamıştır. Sırasıyla Fas, Latin Amerika, Pakistan, Vietnam, Somali, Orta Doğu dan ve en son Avrupa birliği ile dolaşım serbestliği antaşmasından dolayı gelenler olmuştur. Örneğin Polonyalılar 2015 itibarıyla 100 000 kişiyi aşkın nüfusla en büyük göçmen grubunu oluşturmaktadırlar.
- Etnik: Kültür olarak Norveç kültür ve geleneğine dahil olanlar genellikle Norveç kilisesine üye Hristiyandırlar, vatandaşlık, dil, eğitim, hayat tarzı, sanat, edebiyat ve diğer değerler açısından Norveç'te oturanların çoğuyla ortak yönleri vardır. Sülale ağaçlarının bazı dalları Norveç'te yöresel köklere sahiptirler. 1990 ile 2001 yılları arasında Norveç'te gerçekleşen evliliklerin yüzde 15-20 oranı bir Norveç vatandaşı ile Norveç dışı bir ülke vatandaşı arasında yapılmıştır bu yüzden aile ağaçlarının bazı dalları Norveç dışına uzanan, ama Norveç kültürü ve terbiyesi almış kişiler de az değildir ve bu yaygın kabul gören tanıma göre Norveçli sayılabilirler.
- Norveç kültürünü bilinenlerden ayıran bazı faktörler şöyle sayılabilirler: Birinci sırada "ait olma" duygusunun kuvvetliliği gelir; Bu en kolay Norveç ulusal günü 17 Mayıs kutlamalarında görülebilir. Sistemin adaletliliğine ve devlet yetkililerinin doğruculuğuna güven yüksektir. Bu da halkın polisle olan ilişkilerinde görülebilir; bunun kötü yan etkisi de benzeme ihtiyacı yani konformizmdir. Nüfusun az oluşu herhangi bir kişiyle tekrar karşılaşma, bir hatadan sonra kalabalıkta kaybolabilme gibi olasılıkları başka büyük toplumlardakine göre ters yönde etkiler. Bu yüzden herkesi biraz komşu gibi görmek, herkese biraz adaletli ve hoşgörülü, tehditsiz, hakaretsiz davranmak, olası çeliskileri ilişki azaltarak karşılamak kuraldır. Örneğin kadın erkek eşitliği dünyadaki en iyilerdendir denilebilir. Buna karşılık az riskli hayat, az sosyal sınıf farkı, yüksek ve herkesle benzeşir gelir seviyesi, devletin ve vatandaşlara sunulan sosyal hizmetlerin zenginliği, bütün bunlar kişiler arası sıkı fıkı ilişkileri azaltmış, kişisel sınırlara ve kişisel özgürlüğe verilen önemi çoğaltmış, yoğun yardımlaşma ve bağlılığı sadece yakın akraba ve tanıdıklar arasında makul bir hale getirmiştir. Yalnızlık, geliri ve sosyal statüsü düşük yaşlılar ve çalışma hayatı öncesi gençlerde belirgin bir şikayettir. İnsan ilişkilerinde hissiyat, şahsa tavır ve uzun vadeli çıkarlar önemlidir.
- Kimlik : Bu sayılan ya da başka herhangi bir sebepten "ben norveçliyim" ya da "ben şu oranda norveçliyim" diyenler Norveç'te oturanların çoğuna yani 4,6 milyon kişiye ek olarak Norveç dışında 10-12 milyon insan daha vardır. Bunların 5 milyonu sadece ABD'dedir. Dışardakilerin oranının bu kadar yüksek olması dünya savaşları öncesi dışa göçler ve Norveç'te gemiciliğin uluslararası boyutlarda gelişme göstermesidir, öyle ki, Norveç'in nüfusunun sadece 4-5 milyon olagelmesine rağmen dünyanın her büyük liman şehrinde hristiyanlığın Norveç'e özel bir dalı olan bir Norveç kilisesi bulunur.
Ä veya ä, çoğunlukla Kuzeybatı Avrupa dillerinde yaygınlık gösteren bir harftir. Almanca, Lüksemburgca, Fince, İsveççe, Slovakça, Türkmence, Gagavuzca, Aymaraca ve Estoncada kullanılır ve bazılarında, bazılarında sesini gösterir. Aynı ses Azericede Ə harfi ile, Norveççe, Danca, Faroece ve İzlandaca'da Æ harfi ile gösterilir.
Norveç pasaportu Norveç vatandaşlarına uluslararası seyahat yapabilmeleri amacıyla verilmektedir. Pasaportlar ayrıca Norveç vatandaşlığının kanıtı olarak kabul edilir. Norveç pasaportu 10 yıl süreyle geçerlidir ve standart düzende ve şarap kırmızısı renktedir. Norveç'in AB üyesi olmamasına rağmen, Avrupa Ekonomik Alanı ve Schengen Anlaşmasının üyesidir. Bu yüzden genelde Norveç vatandaşları Avrupa Ekonomik Alanı ülkelerinde AB vatandaşlarıyla aynı haklara sahiptir.
Yunancanın romanizasyonu, genelde Yunan alfabesi ile yazılan Yunanca metinlerin, Latin alfabesi ile temsili veya bunu yapmayı sağlayan bir sistemdir. Yunancanın romanizasyonu için çeşitli yöntemler kullanılmaktadır. Bu yöntemler, kaynak metnin Eski Yunanca mı Modern Yunanca mı olduğuna ve arzu edilen dönüştürmenin transkripsiyon mu transliterasyon mu olduğuna bağlı olarak değişiklik göstermektedir.
Runik Taşlar, runik tarzı yükseltilmiş taş yazıtı ama bu terim kayalar ve kaya üzerinde yazıtlar için de kullanılır. Bu gelenek 4. yüzyılda başlamış ve 12. yüzyılda da sürmüştür. En çok İskandinavya'da bulunur, ancak Viking Çağı'nda ziyaret ettikleri yerlere de dikilmiş taşlar vardır. Genellikle ölen erkekler için dikilmiş anıtlardır. Renkleri yıpranmış ve artık belli olmamasına rağmen, genellikle dikildikleri zaman parlak renkliydiler. Kelime olarak "büyülü taş" şeklinde anlamlandırılmaktadırlar.
Nynorsk, Norveççe dilinin 2 yazılı dil formundan birisidir. Çoğunlukla Norveç'in batı kesiminde kullanılır. 19. yüzyılda, Dancadan türetilen Bokmål'dan daha belirgin bir ulusal dil olması amacıyla ortaya çıkmıştır.
Norveç edebiyatı, Norveç'te veya Norveç halkı tarafından bestelenen edebiyattır. Norveç edebiyatının tarihi, Bragi Boddason ve Eyvindr Skáldaspillir gibi şairlerle birlikte 9. ve 10. yüzyılların pagan Eddaik şiirleri ve skaldik mısralarıyla başlar. 1000 yılı civarında Hristiyanlığın gelişi, Norveç'i Avrupa Orta Çağ öğrenimi, menajerlik ve tarih yazımı ile temasa geçirdi. Yerli sözlü gelenek ve İzlanda etkisi ile birleşen bu, 12. yüzyılın sonlarında ve 13. yüzyılın başlarında aktif bir edebiyat üretimi dönemine dönüşecekti. O dönemin başlıca eserleri arasında Historia Norwegie, Thidreks saga ve Konungs skuggsjá sayılabilir. Norveç'in en eski edebiyatı, Viking Çağı'nda taş üzerine yapılmış runik yazıtlardan ve çoğunlukla sözlü olarak aktarılan ve yalnızca daha sonraki İzlanda el yazmalarından yazılı olarak bilinen aliterasyonlu şiirden oluşur. 13. yüzyılın İzlanda destanları da İzlanda'daki Norveçli yerleşimciler arasında devam eden bir Norveç sözlü nesir geleneğinin olduğunu gösterir. Hristiyanlık Norveç'e geldiğinde, misyoner rahipler ve rahipler yanlarında hem yazı teknolojisini hem de büyük ölçekli metinlerin oluşturulmasını sağlayan alfabeyi getirdiler. Yüksek Orta Çağ boyunca, hem kraliyet mahkemesi hem de dini liderlerin ikametgâhları ile ilgili yazı gelenekleri vardı; örneğin, Kral Sverre Sigurdsson'i hayatının bir destanının bestelenmesi için ayarladı. Orta Çağ Norveç'inden en iyi edebi metin, 1250 civarında yazılmış olabilecek ve Magnus VI Lagabøte'nin yasama çalışmalarını etkilemiş gibi görünen Konungs skuggsjå adlı krallar için bir el kitabıdır. Ancak Kara Ölüm'ün gelişiyle birlikte, Norveç nüfusunu o kadar çok kaybetti ki, yerli edebi gelenek neredeyse hiçbir şeye gerilemedi.
Riksmål, Norveççe yazılı bir dil biçimi veya yazım standardıdır, yani Ulusal Dil anlamına gelir. Bokmål lehçesiyle yakından ilişkilidir ve şimdi Moderat Bokmål olarak bilinen Bokmål'ın baskın biçimiyle neredeyse aynıdır.