İçeriğe atla

Nizâmülmülk

Nizâmülmülk
نظام الملك
Nizâmülmülk'ün kabri
Büyük Selçuklu İmparatorluğu Veziri
Görev süresi
7 Aralık 1063 - 14 Ekim 1092
Hükümdar Alp Arslan
Melikşah
Yerine geldiğiKündürî
Yerine gelenTâcülmülk
Kişisel bilgiler
Doğum 10 Nisan 1018
Tus, Horasan, İran, Gazneliler Devleti
Ölüm 14 Ekim 1092 (74 yaşında)
Nihavend, İran, Büyük Selçuklu İmparatorluğu
Ölüm nedeni Suikast
Çocuk(lar) Ahmed bin Nizâmülmülk
Şemsülmülk Osman
Müeyyidülmülk
Fahrülmülk
İzzülmülk
Ziyaülmülk
İmadülmülk
Dini Sünni İslam

Nizâmülmülk (Farsçaنظام الملك) veya gerçek adıyla Ebu Ali Kıvamuddin Hasan bin Ali bin İshak et-Tûsî[1] (Farsçaنظام الملك، ابو علي الحسن الطوسي; d. 10 Nisan 1018 – ö. 14 Ekim 1092),[1] Büyük Selçuklu İmparatorluğu'nun baş veziri ve Siyâsetnâme adlı eserin yazarı olan Fars[2] devlet adamı ve siyaset bilimcisidir. Devlet yönetiminde bir hayli etkili olan Nizâmülmülk; Alp Arslan ve Melikşah dönemlerinde vezirlik yapmıştır. "Nizâmülmülk" ismi, "devletin düzeni" anlamına gelir.

Hayatı

Nizâmülmülk, 10 Nisan 1018 (Hicri 21 Zilkade 408) tarihinde İran'ın Horasan bölgesinin Tus şehrinde doğmuştur. Bu dönemde bu şehir, Gazneliler'in idaresi altında bulunmaktaydı. İlk devlet görevini Gazne sultanları için yapmıştır. Devlet işleriyle ilk olarak Gazne Devleti'nin Horasan valisinin yanında çalışarak başlamış ve 1059'da Gazneliler Horasan valisi olmuştur. 1063'ten itibaren görevine, Büyük Selçuklu Devleti'nde Alparslan'ın Belh valisinin yanında devam etti. 1064 yılında Büyük Selçuklu Devleti'ne vezir olarak atandı. Sultan Alp Arslan (hüküm süresi: 1063-1072) ve Melikşah (hüküm süresi: 1072-1092) dönemlerinde bu önemli vezirlik görevinde bulunmuştur. "Memleketin nizamlarının kurucusu" anlamında olan Nizâmülmülk ismi, Abbâsî halifesi Kâim bi Emrillah tarafından verildi. Dönemin nakşibendi şeyhi Ebu Ali Farmedi'ye çok hürmet ederdi.[3]

Nizâmülmülk, 1092 yılında bir Haşhaşî fedaisi tarafından düzenlenen suikastta öldürülmüştür.

Ölümü

Katlin Genel Özeti

Topkapı Sarayında bulunan Nizam'ül-Mülk'ün katlini tasvir eden 360B numaralı minyatür, 1653'te açığa çıkmıştır.

"Yunhs bin Ali Alamut kalesine iltica ile şer ve zararı her tarafa sirâyet edecek bir hâle geldiği vakitte Nizâmülmülk kalenin etrafını askerle kuşatarak yolları kesti. Bunun üzerine kaleden iki adam çıktı; fakat bunların atlarının nallarının izleri ters idi; kale etrafına gitmiş olduklarını gösteriyordu. Kaleyi kuşatan askerler bunların hariçten kaleye girmiş olduklarını zan ettiler. Nizâmülmülk de bu sırada hamamdan çıkmış, bir mahfede oturuyor, yemek yiyordu; bu iki adamdan biri görmüş olduğu bir haksızlıktan dolayı tazallüm ve şikâyet etmek için müracaat eden bir insan sıfatı ile sofrasına yakınlaşarak yanında bulunan zehirli bıçağı ile Nizâmülmülk'e vurdu. Bundan sonra kaçarken ayağı çadırın ipine takılarak yere düşmesi üzerine etraftan Nizâmülmülk'ün adamları yetiştiler, kendisini öldürdüler."

Nizam'ül Mülk'ün vezirliği 27 yıl sürmüştür. Haşhaşiler tarafından katli 10 Ekim 1092 Cumartesi gününde oldu. Katli hakkında şunları rivayet ederler: "Melik-Şah'ın hazinedarı Tac'ül-Mülk Ebu'l-Ganâim onun devrinde ve oğullarının vezareti zamanında işlerinin nazırı idi. Bu zamanlarda Nizam'ül-Mülk'ün Sultanın nazarından düşürdü, kendisinden nefret etmeğe başladı. Askerler tarafından pek ziyade sevildiğinden sultan kendisini azletmekten korktu. Çünkü Nizam'ül-Mülk pek ziyade nüfuz sahibi idi; kölelerin sayısı 20.000'e baliğ idi. Başka bir çare bulamadıkları için bir deylemî'yi in'am ve ihsan talebinde bulunan bir insan kıyafetine sokarak üzerine hücum ettirdiler. Bu adam bir bıçak darbesiyle mumaileyhi öldürdü."[4]

Abdurrahman İbnü'l Cevzi'ye göre katlin haberi:

"Nizam'ül-ülk, yolda, 10 Ramazan (14 Ekim 1092)'da öldürüldü. Onun ölüm haberini getiren kimse ancak 18 Ramazan (22 Ekim 1092)'da Bağdat'a ulaştı."[5]

Diğer Durumlar ve Detaylar

Tac'ül-Mülk'ün Vezir Nizâmülmülk hakkındaki iftiralardan biri de şu idi: "Tac'ül-Mülk Sultana "Nizâmülmülk her yıl fakihlere, sûfîlere, kârîlere 300.000 dinar para veriyor, eğer bu para ile bir ordu teçhiz edilirse onunla İstanbul (Kostantiniyye) surlarını bile fethetmek mümkündür," dedi. Sultan bunu işittiği vakitte Nizâmülmülk'ü yanına çağırdı, bu mesele hakkında kendisinden sordu. Nizâmülmülk cevap olarak: "Ey Sultanu'l-Alem! Ben ihtiyar bir adamım; eğer beni mezada versen bana kimse on dinardan fazla kıymet vermez; sen gençsin, seni de mezada verseler sen de yüz dinardan fazla etmezsin! Allah sana ve bana kullarından hiç kimseye nasip olmayan lütuf ve ihsanda bulunmuştur. Buna mukabil sen o Allah'ın dinini ilâya çalışan, onun aziz kitabını hamil bulunanlara yılda 300.000 dinar sarf etsek çok mudur? Sen her yıl askerlere bunun iki mislini sarf ediyorsun; halbuki bunların kuvvetlisi ve en nişancısının attığı ok bir milden ileri gitmez. Bunlar ellerinde bulunan kılıçlarıyla yalnız kendi  yakınında bulunan kimseleri öldürebilirler; ben ise sarf ettiğim bu para ile öyle bir ordu teçhiz ediyorum ki onların duaları ok gibi tâ arşa kadar gider ve Allah'a vasıl olmak için ona hiçbir şey mâni olamaz," dedi. Sultan bu sözleri işittiği vakitte ağlamaya başladı.

Kendisine: "Sen bu ordunun sayısını elinden geldiği kadar çoğalt; sana istediğin kadar mal hazırdır, dünyanın serveti senindir," dedi.

Nizam'ül-Mülk icraatı için her şeyi hazırlamış bulunurdu. Asker için 1.000 dinar ikta'a etmişti, bunu yarısı Semerkand'dan gelen vergi ve yarısı da Rum memleketlerinden temin edilen gelir idi; bundan bir kimsenin bir dirhemi teahhura uğramazdı; evvelâ Türklere ikt'a yapan o idi.

Acem ve Arap ırakının (milletlerinin, uzaklarının) diğer memleketlerinde ve Horasan'da Nizamiyye medreselerini inşa ettirdi ve Bağdad'daki Nizamiyye medresenin inşasını Ebu Sa'd el-Sufi 1075 senesinde tamamladı; bu medresede imam Ebu İshak el-Şirazi, 1085'e kadar müderrislik etmiş, mumaileyhin vefatından sonra Nizam'ül-Mülk bunun müderrisliğini Ebu Nasır bin Sabbağ'a tevcih etmiştir. Nizâmülmülk'ün birçok dostları vardı, Memleketin idaresinde kendisine yardım ederlerdi; bunlardan biri Divan'ül-inşa sahibi Kemaleddin Ebu'r-Riza Fadlullah bin Muhammed idi. Bu zat Sultanın pek ziyade teveccühünü kazanmıştı; daima huzurda bulunurdu, Sultan kendisini hiç yanından ayırmaz, onsuz bir dakika yapamazdı. Bir gün sultanın yanına gitmemiş idi; Sultan kendisine Türkçe olarak "Sen bensiz olabilirsin, fakat ben sensiz olamam, sen bensiz olduğun zaman görüşecek, konuşacak ve ünsiyet edecek adam bulabilirsin; fakat ben sensiz hiç kimse ile ünsiyette bulunamam," maalinde bir mektup yazdı.

Arkadaşlarından biri de İmameddin İsfahani bu Şeref'ül-Mülk'ün, bir yılın günlerinin sayısı kadar 360 kat mükemmel esvabı vardı, yılın dört faslının her günü çıkardığı, yahut birine hediye ettiği vakitte hazinedarı onun yerine hazineden yeni bir esvab çıkarır, verirdi. Mumaileyh Bâb-üt-Tak'da kain Ebu Hanife Numan bin Sabit (İmam-ı Azam)'in mezarı üzerine bir kubbe ve yine orada bir medrese inşa ettirmiştir.

İmameddin İsfahani Nuşrat'ül-fitra kitabında, Sultan Melikşah'ın yukarıda zikri geçen Tac'ül-Mülk'ü bir mektup ile vezir Nizâmülmülk'e göndererek, bu mektubunda kendisine hitaben: "Sen benim mülk ve saltanatımı istila ile memleketlerimi çocuklarına, damatlarına ve memluklerine taksim ettin. Mülk ve saltanatta güya bana şerik olmuş gibi hareket ediyorsun! Yoksa sen vezaret divitini senin önünden kaldırıp halkı senin tecavüzünden halâs etmekliği mi mi istiyorsun?" yazdığını söylüyor.

Nizam'ül Mülk'de cevap olarak Tac'ül-Mülk'e:

"Efendimiz sultana benim tarafımdan: "Allah seni saltanatta daim etsin; sen beni, saltanatta kendine rakip ve serik olmuş zan ediyorsun; şunu bil ki bana verdiğin bu vezaret diviti senin saltanat tacın ile biri birine merbuttur; ne zaman onu benim elimden alsan senin tacından da eser kalmaz, diye söyledi" dedi. İmameddin İsfahani bunu söyledikten sonra ilaveten diyor ki: "Güya Nizâmülmülk'ün bu sözleri kaza ve kadere tercüman olmuştur. Çünkü Nizâmülmülk'ün katlinden sonra Sultan da bir ay sonra ölmüştür. Sultan Melikşah Ceyhun nehrini getçiği vakitte Nizâmülmülk'ün gemicilerin paralarını Anktaya'ya havale etti."[4]

Değerlendirme

Nizamiye medreseleri'nin teşkili ve mevcut toprak sisteminin aksayan yönlerinin tadil edilmesi gibi Selçuklu devletinin müesseseleşme ve merkezileşmesi yönünde önemli sayılabilecek teşebbüslerin altına imzasını atmıştır.

Bağdat, İsfahan, Nişabur, Belh, Herat, Basra, Musul ve Amol'daki Nizamiye Medreselerini kurdurmuştur. Nizamiye Medreseleri adını Nizamülmülk'ten almış ve Bağdat'taki Medresenin başına İmam-ı Gazali'yi getirmiştir. Bu medreselerin kurumlaşması ve gelişmesi tüm İslam ülkelerinde olduğu gibi ilk batı Avrupa üniversitelerinin de temeli olmuştur.

Öğrencilere sağlanan yurt ve burs hizmetlerinin mucididir. Devletin toprak idaresi hukukunda ikta sisteminin mucididir. Türk devletlerinde ilk kez gelir-gider raporlarını hazırlatan kişidir. Dünyadaki ilk istihbarat teşkilatının kurucusudur. Dünya tarihinin gelmiş geçmiş en büyük devlet adamlarından biri olarak kabul edilir.

Mezarı

Nizam'ül-Mülk'ün türbesinin girişi, İsfahan, İran

Nizamülmülk'ün mezarı, bugün İran'ın İsfahan kentinin kenar mahallerinden birinde, Sultan Melikşah ile birlikte ve Selçuklu ailesinden pek çok isimle birlikte mütevazı bir türbede bulunmakta ve Hoca Nizamülmülk olarak bilinmektedir. Bazı kaynaklara göre İran devleti türbeyi bakımsız bırakmıştır.[6][7]

Popüler Kültürdeki Yeri

Ayrıca bakınız

Dış bağlantılar

Kaynakça

  1. ^ a b Nizamülmülk (Mart 2011). "Sunuş". Ali Alkan İnal (Ed.). Siyasetname (e-kitap). çev. Mehmet Taha Ayar. Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları. 
  2. ^ Niẓām al-Mülk. Encyclopædia Britannica. 2008. Encyclopædia Britannica Online. 7 Ekim 2008. (İngilizce)
  3. ^ "Ebu Ali Farmedi". 10 Mart 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 10 Mart 2016. 
  4. ^ a b Sadruddin Ebu'l-Hasan Ali İbn-i Naşir İbn-i Ali El-Hüseynî,Ahbârü'd-Devleti's-Selçukiyye,S.45,Çev : Necati Lugal,TTK YAY.,Ankara,1999,2.Baskı.
  5. ^ Abdurrahman İbnü'l-Cevzi,El-Muntazam Fi Tarihi'l-Ümem'de Selçuklular,S.153,Çev : Ali Sevim,Türk Tarih Kurumu Yayınları,Ankara,2014.
  6. ^ "Bir siyaset dahisi: Nizamülmülk". dunyabulteni.net. 24 Eylül 2010. 6 Şubat 2017 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 5 Şubat 2017. 
  7. ^ "Nizâmülmülk'e büyük vefasızlık". sabah.com.tr. 3 Aralık 2014. 6 Şubat 2017 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 5 Şubat 2017. 
Siyasi görevi
Önce gelen:
Kündürî
Büyük Selçuklu İmparatorluğu Veziri
7 Aralık 1063 - 14 Ekim 1092
Sonra gelen:
Tâcülmülk

İlgili Araştırma Makaleleri

<i>Semerkant</i> (roman) Amin Maaloufun 1988 tarihli romanı

Semerkant, Lübnan asıllı Fransız yazar Amin Maalouf'un yazdığı tarih ve dram türündeki bir romandır. Yapıt, İranlı şair ve gök bilimci Ömer Hayyam'ın Rubaiyat adlı elyazması eserinin 1072 yılında Semerkant'ta başlayan ve 1912'de Titanik'te biten hikâyesini ele almaktadır. Roman, ilk olarak Esin Talu Çelikkan tarafından Türkçeye çevrilmiştir.

<span class="mw-page-title-main">Haşhaşîler</span> Nizârî–İsmaili koluna mensup dinî ve siyasi tarikat

Haşhâşîler (Arapça: حشیشیة Haşîşiyye ya da Arapça: حشاشون Haşşaşun), Sabbâhîler ya da Suikastçılar (İngilizce: Assassins), Şî'a mezhebinin İsmâîliyye koluna mensup din adamı Hasan bin Sabbah tarafından 1090 yılının Eylül ayında Alamut Kalesi'ni (Elemût) zapt ettiğinde kurulmuş olan dinî tarikat ve siyasî örgüt.

Nizamiye Medreseleri, Büyük Selçuklular zamanında kurulan ve vezir Nizamülmülk'ün adıyla anılan medreselerdir.

<span class="mw-page-title-main">Hasan Sabbah</span> Nizârî–İsmaili Devletinin ve Haşhaşî fedai tarikatının kurucusu ve ilk lideri (1050–1124)

Hasan Sabbah, Nizârî-İsmaili Devleti'nin ve Haşhaşî fedai tarikatının kurucusu ve ilk lideridir. Şii mezhebine bağlı olan İsmaililik alt mezhebindendir.

<span class="mw-page-title-main">I. Melikşah</span> 3. Büyük Selçuklu Devleti Sultanı

I. Melikşah, Türk, Büyük Selçuklu İmparatorluğu hükümdarı.

<span class="mw-page-title-main">I. Mahmud (Büyük Selçuklu sultanı)</span> Büyük Selçuklu Sultanı

I. Mahmud, beş yaşında iken 1092-1093 döneminde Büyük Selçuklu Devleti hükümdarı ve 1093-1094'te İsfahan ve Fars bölgesi tâbî hükümdarı ilân edildi.

Ebu'l-Kasım, Anadolu Selçuklu Devleti'nin ilk döneminde İznik valisidir. Hanedanın kurucusu ve ilk sultan Kutalmışoğlu Süleyman Şah'ın ölümünden sonraki Fetret döneminde 3 yıllık bir süre Anadolu Selçuklu Devleti'ni yönetti. Süleyman Şah doğu seferine çıkarken akrabası Ebu-l Kasım'ı devletin başına vekili olarak atamıştı.

<span class="mw-page-title-main">Berkyaruk</span> Büyük Selçuklu Devleti sultanı

Berkyaruk (Temmuz 1081 - 22 Aralık 1104), Büyük Selçuklu hükümdarı I. Melikşah'ın oğlu ve 1092-1104 yılları arasında Büyük Selçuklu Devleti'nin hükümdarıdır.

<span class="mw-page-title-main">Muhammed Tapar</span> Büyük Selçuklu Devleti sultanı

Muhammed Tapar ya da Gıyaseddîn Muhammed Tapar Büyük Selçuklu Sultanı ve Melikşah'ın oğlu.

Muizzeddin Melikşah ya da II. Melikşah 6. Büyük Selçuklu Sultanı. Berkyaruk'un oğludur. Babası Berkyaruk 1105'te ölünce daha çocuk iken bir yılı süren Büyük Selçuklu sultanlığına getirildiyse de amcası Muhammed Tapar tarafından sultanlık tahtından indirildi.

Mustarşid veya Ebû el-Mansur "el-Mustarşid Billâh", Abbâsî Hâlifelerinin yirmi dokuzuncusudur. 1118–1135 döneminde Bağdat'ta Abbasi halifesi olarak hüküm sürmüştür.

Gıyaseddin Mesud Büyük Selçuklu Devleti hükümdarı olan amcası Sultan Ahmed Sencer'e bağımlı olarak Irak ve batı İran'da hüküm süren Irak Selçuklu Devleti sultanlığı yaptı.

Kavurd Bey veya adına darp edilen sikkelerde adı Kara Arslan Bey veya tam adı Kara Arslan Ahmed Kavurd Bey. Selçuklu hanedanından Selçuk Bey'in büyük torunu, Çağrı Bey'in oğlu ve Alp Arslan'ın kardeşidir. Güney Fars'da Kirman meliki. Kirman'da 140 yıl hüküm sürecek olan Kirman Selçuklu Devleti kurucusu. Selçuklu Devleti tahtına çıkan yeğeni Melikşah'a karşı taht iddiası ile isyan etmesi ve bu isyanın bastırılması üzerine idam edilmiştir.

Terken Hatun veya Celâliye Hatun, Selçuklu hükümdarı I. Melikşah'ın eşi ve I. Mahmud'un annesi.

Diyaülmülk Ahmed bin Nizâmülmülk, Büyük Selçuklu İmparatorluğu ve daha sonra Abbasiler'in İranlı veziri. Selçuklu Devleti'nin ünlü veziri Nizâmülmülk'ün oğludur.

Porsuk ya da Bursuk olarak da bilinir, Büyük Selçuklu İmparatorluğu hizmetinde bir Türk generalidir.

Selçuklu veziri Nizâmülmülk, İsmâililerin bölgedeki faaliyetlerine son vermek ve Hasan Sabbah'ı ortadan kaldırmak için Sultan I. Melikşah'ı ikna ederek 1092 yılının Haziran-Temmuz aylarında Emir Arslantaş komutasında 1000 kişilik bir ordu hazırladı ve Alamut Kalesini kuşattı. Kuşatma aylarca sürdü. Tarihçi Ata Melik Cüveyni'nin aktardığına göre, kalede başta 60-70 asker vardı ve erzakları azdı. Dai Dihdar Ebu Ali el- Ardistani, Rudbar ve Kazvin'den topladığı 300 kişi ile yardıma geldi. Emrindeki askerler kuşatmayı yarıp, kaleye girmeyi başardı. Ekim-Kasım ayları arasında karşı saldırı yapıldı ve Selçuklu ordusu geri çekildi. Aynı yıl Sultan Melikşah, bu sefer Kızıl Sarığ komutasındaki bir orduyu Alamutu alması için gönderdi. Kuşatma sürerken Sultan Melikşah öldü bunun üzerine kuşatma kaldırıldı. Hasan Sabbah Nizamülmülk'ten intikam almak için Ebu Tahir Arrani isimli bir fedaiyi görevlendirdi. Fedai 14 Ekim 1092'de Nizamülmülk'ün Karargahına şikayeti olan bir Sufi kılığında girdi. Vezire dilekçe vermek için yanına yaklaştı ve koynundan çıkardığı bıçakla onu öldürdü. Kaçarken ayağı çadır ipine takıldı ve düştü. Askerler üstüne atlayıp onu öldürdüler. Bu Haşhaşi'lerin düzenlediği ilk suikasttır.

Nizârî-Selçuklu savaşları, Büyük Selçuklu İmparatorluğu, bağlı eyaletler, beylikler ve azınlık Nizari İsmaililere (Suikastçılar) karşı yerel Sünni nüfus arasında yeni bir düzen kurma misyonu başladığında çatışmalar başladı. İmparatorluk içindeki hanedan mücadelelerinden faydalanan ve etkili, geleneksel olmayan taktikler uygulayan Nizariler, başlangıçta inançlarını yayma ve bir güç tabanı oluşturmada başarılıydı, ancak hareket kısa süre sonra zayıfladı. Selçuklular uzun süreli savaşlardan sonra Nizarileri yok etmeyi başaramadılar ve Nizari gücünün varlığını kabul ederek onlarla anlaşmaya çalıştılar.

Melik/Sultan I. Turanşah ibn Kavurd Bey, Kirman Selçuklu Devleti'nin hükümdarı.

Tâceddîn Seferiyye ya da Seferiyye Hâtun olarak bilinen Tâceddîn Hâtun, Büyük Selçuklu Devleti'nin 3. hükümdarı Melikşah'ın eşi, Sultan Muhammed Tapar ve Sultan Ahmed Sencer'in annesidir.