İçeriğe atla

Nissalı Gregor

Nissalı Gregor
Kilise Babası - Mistik
Doğum335
Nyssa – Kapadokya
Ölüm395
KutsayanlarKatolik Kilisesi, Doğu Ortodoks Kilisesi, Lüteryan Kilisesi, Anglikan Komünyonu
Yortu10 Ocak

Nissalı Gregor[1][2] (Nyssa 335 - 395), Kapadokya bölgesindeki Nissa adlı (günümüzde Aksaray'ın Ortaköy ilçesi Harmandalı köyü yanında büyük bir höyüktür) antik kentin piskoposu.

Kardeşi Kayserili Basil ile Nenizili Gregor "Kapadokyalı Babalar" olarak bilinmektedir. Yortusu 10 Ocak'tır.

Hayatı

On çocuklu Hristiyan bir ailede doğan Nissalı Gregor'un iki erkek kardeşi kendisi gibi piskopos ve aziz olmuştur. Bunlar; kendisinden beş yaş büyük olan Kayserili Basileios ve Sivaslı Petrus'dur. Evliliklerinden bir süre sonra eşinin vefat etmesiyle birlikte, Gregor kardeşi Basileios'un de etkisinde kalarak, Hristiyanlığı hakkaniyetle yaşama arzusuyla, manastır hayatını benimsemeye başlamıştır.

371 senesinde, kendisi istemiyor olmasına rağmen Kayserili Basileios tarafından, mütevazı bir şehir sayılan Nissa'nın piskoposu olarak atanmıştır. Gregor'un atanmasından birkaç sene sonra, 375 senesinde toplanan Ankara Sinodu'nda Aryan piskoposları tarafından, kilise gelirlerinin zimmete geçirilmesi ve atanacak piskoposların seçiminde keyfi davranmak suçlamalarıyla sınanmış olan Gregor, 376 yılındaki Aryan piskoposların Nissa'daki görüşmelerinde yer alan Sinod tarafından görevinden azledilmiştir. Gregor bu sürecin sonunda, dönemin öğretilerinden Aryanizm'i (Ariusçuluk) benimsemiş olan İmparator Flavius Iulius Valens'in emriyle tutuklanmış ve sürgüne gönderilmiştir.

378 senesine gelindiğinde, İmparator'un ölümünden sonra, Gratianus'un hükümdarlığında tekrar piskoposluk unvanı kendisine verilen Gregor, Aryanizm'e karşı, 381 senesinde I. Theodosius'un çağrısıyla toplanan I. Konstantinopolis Konsili'nde büyük bir rol oynamıştır. Theodosius tarafından, gerçek ve Ortodoks bir kiliseye ait olarak tanımlanmış olmak için birlik içerisinde olunması gereken piskoposlardan biri olarak tanımlanan Gregor, 394 senesinden hemen sonra ölmüştür.

Düşünceleri

Ortodoks Teslisci düşüncelere sahip bir teolog olan Gregor, Origenes'in olduğu kadar Plotinos'un Yeni-Platonculuk fikirlerinin de etkisi altında kalmıştır. Teslisin ne olduğuna dair katkıda bulunduğu ontolojik çalışmaları büyük bir önem taşımaktadır.[3][4]

Tanrı ve Teslis Hakkındaki Görüşleri

Gregor'un Teslis kavramına en temel katkısı; Baba, Oğul ve Kutsal Ruh'un aralarında özdeş bir ilahi doğa olduğuna dair ısrarı aracılığıyla olmuştur. Gregor'a göre önemli olan üç ilahi kişiliğin arasında bir eşitlik olup olmadığını bilmekten ziyade, bu üç ilahi kişiliğin birbirinden nasıl ayırt edileceği ve bu üç kişiyi bir arada tutan ilişkinin doğasının ne olduğu önem arz etmekteydi.

İnsanlık Hakkındaki Görüşleri (İnsanın yaradılışına dair yazdığı tezine göre)

Gregor'a göre insanlar maddesel bir yaradılışa sahip olmalarından dolayı sınırları olan (sonlu) varlıklardı. Buna rağmen ilahi olana yakınlaşabilmek için sınırsızca büyüme kapasitesine sahip ölümsüz bir ruha sahip olmalarından dolayı aynı zamanda insanlar sınırsız (sonsuz) bir varlığa da sahipti. Origenes'in ruhun öncüllüğüne olan inancı aksine, Gregor'un inancına göre, ruh bedenin yaratılışına eşzamanlı olarak (beden ile aynı anda) yaratılmıştır ve bundan dolayı embriyolar da şahsiyet sahibi bireylerdir. Gregor'a göre insan, Tanrının suretinde yaratılmış olmasından dolayı istisnai bir varlığa sahipti. İnsanlık hem öz farkındalığa sahip olması, hem de özgür iradeye sahip olmasında dolayı teomorfik bir doğaya sahipti. Özellikle özgür iradeye sahip olmasından dolayı her bir birey varoluşsal bir güce sahipti.

İnsan yaşamı idame ettirme kabiliyeti konusunda üç farklı yola sahipti. Bunlar; yalnızca beslenme ile üremeye odaklanmış: Bedensel (dünyevi) yaşam, erdem ve ahlaksızlığın arasında bir yol olan: Hayvani yaşam ve son olarak, hayatın hakkaniyetle yaşanmasını hedefleyen, yani Tanrı'nın isteğine göre sürdürülecek olan: Ruhani yaşamdı. İnsanın yapısının önemli bir parçası tutkulardan oluşmaktaydı ve bunlar insanların hayvani doğalarından kendilerine aktarılarak sahip oldukları en kötü karakteristik özelliklerindendi. Tutkular tüm günahların kaynağı olmakla beraber öfke ve zevk arayışının temelini oluşturmaktaydı. İnsan asıl doğası olan ve kötü arzulardan arınmış bir yaşam olan 'apatheia'ya geri dönmesi için çağrılmıştı ve Gregor'a göre tüm bu tutkular Diriliş gününde tamamen yok olacaktı.

Epectasis Kavramı

Gregor'a göre tüm insanlar için hayatın amacı, daimi bir ruhani gelişme (Epectasis) çerçevesinde Tanrı'ya doğru bir yükseliş olmalıydı. Musa’nın Hayatı isimli kitabında, Gregor insanın Tanrı'ya doğru olan ruhani yolculuğunu, Musa'nın Tanrı'ya ulaşmak için Horeb/Sina dağını tırmanması ya da İsrail halkının çöldeki yürüyüşü ile kıyaslamıştır. Bir başka deyişle, Tanrı'ya doğru olan ilerleme, insanları tutkularından arındıracak olan Tanrı'nın imgesi yani, kusursuzluğa yönelik bir yürüyüşü içermeliydi.

Eserleri[5]

Çilecilik üzerine

De virginitate

Gregor Hristiyan mistisizminin (tasavvuf) mucididir. 391 senesinde yazdığı, Musa’nın Hayatı ya da Arzu Varlığı Hristiyanlığın ruhani doktrininin ilk formülasyonunu oluşturmakla beraber, yüzyıllar boyu mistik Hristiyanlığın ilham kaynaklarından biri olarak ayakta kalmıştır. Kutsal Kitap'ın alegorik tefsirlerini içeren vaazlarının birçoğu ve Bakirelik Üzerine ile Hristiyan Kusursuzluğu Üzerine (Aziz Pavlus hakkında bir tefsir çalışması) isimli tezleri günümüze kadar ulaşmıştır. Harmonius'a yönelik bir mektubunda Gregor şunları belirtmiştir:

‘Hakiki kusursuzluk asla durağan değildir, tam aksine her zaman daha iyi olmaya yönelik ilerleyen bir doğaya sahiptir. Öyle ki, kusursuzluk (mükemmellik) hiçbir sınır tarafından kısıtlanmamıştır.’ (Harmonius’a Mektup 285)

Makrina’nın Hayatı - Makrina, Gregor'un tıpkı dul olmasıyla birlikte rahibe olmuş annesi gibi rahibe olmuş kız kardeşinin ismidir - isimli eserinde de Hristiyan kusursuzluğunu işlemiştir. Makrina bu eserde, hakiki bilgelik aracılığıyla insani erdemlerin en yüksek zirvesine ulaşmış bir kişi olarak betimlenmiştir. Bu Hagiografi (kutsal şahısların hayat öyküsü) çalışmasında, 4. yüzyıldaki dönemin Kilise'ye ait dini, litürjik ve manastırlara has gelenek ve uygulamaları hakkında ilginç bilgilere ulaşabilmekteyiz.

Dogma Üzerine

380 senesinde, Aryanizm'in tezlerini çürütmek üzere Eunomius'a Karşı isimli eserini ve 386 senesinde Hristiyan doktrininin sistematik bir sentezini içeren Büyük Kateşizm isimli eserini yazmıştır.

Heretiklere Karşı ve Apollinarius'a Karşı isimli iki tezi Apollinarizm (Büllinârisiyye) akımına karşı yazmıştır. Laodikyalı Apollinarus'un savına göre İsa'da iki tür Tanrı'nın oğlu bulunmaktaydı (Biri ilahi ve biri insani). Gregor ise, Mesih'te bu iki farklı doğanın (ilahi ve insani) bir birlik içerisinde var olduğu konusunda ısrar ediyordu. Bir insan olarak Mesih, gerçek bir insan ruhuna sahip olmakla birlikte özgür iradeyi taşıyordu. Gregor'a göre böyle olmasının nedeni ise ancak bu şekilde Mesih'in bizler için gerçek bir örnek ve ahlaki bir rol model olabilmesi, dolayısıyla da insan ırkını özgür kılmasının mümkün olabilmesiyle alakalıydı.

Üç Farklı Tanrı’nın Olmaması Hakkında, Oratio de deitate Filii et Kustal Ruh Üzerine ve In suam ordinationem isimli dört tezinde Teslis'çi doktrini savunmuştur. Buna göre: Baba, Oğul ve Kutsal Ruh varoluşun üç farklı biçimi, bir olanın üç türden ilişkisi ve aynı varlıktır.

Mirası

Gregor'un hem doğu kilisesi yazarları (Sözde Dionisius, İnanç savunucu Maksimos, Şamlı Yuhanna, Gregori Palamas) hem de batı kilisesinin yazarları (Johannes Scottus Erigena, Thomas Aquinas) üzerinde çok büyük bir etkisi olmuştur.

Gregor'un çalışmaları batıda yirminci yüzyılın ortalarına kadar akademi tarafından çok az ilgi görmesinin yanı sıra tarihsel olarak Kayserili Basileios ya da Nenizili Gregorios gibi isimlere nazaran daha az öneme sahip bir karaktermiş gibi muamele görmüştür. Gregor'un çalışmaları; Hans Urs van Balthasar ve Jean Deniélou gibi Katolik teologların yanı sıra Anglikan ilahiyatçı Sarah Coakley, Ortodoks ilahiyatçı John Zizioulas ve Lutheryen ilahiyatçı Robert Jenson gibi en mühim çağdaş teologlar tarafından da çok sonraları yeniden keşfedilmiştir.

Kaynakça

  1. ^ The New Catholic Encyclopedia – Second Edition (İngilizce). Thomson and Gale. 2003. ss. 517-520 Cilt 6 ISBN 0-7876-4010-7. 
  2. ^ Hristiyan İlahiyatının Hikayesi – Gelenek ve Reformun Yirmi Yüzyılı. Roger E. Olson. Haberci Basın Yayın Dağıtım Turizm San. Ve Tic. Ltd. Şti. 2020. ss. 185-186 ISBN 978-605-4707-62-1. 
  3. ^ Les Pères de l’Église – II les Pères Grecs. Jean Laporte (Fransızca). CERF. 2001. ss. 131-154 ISBN 2-204-06656-7. 
  4. ^ Ferguson, Everett (1998). Encyclopedia of Early Christianity – Second Edition (İngilizce). Garland Publishing. ss. 495-497 ISBN 0-8153-3319-6. 
  5. ^ Patrology, Volume 3. Johannes Quasten (İngilizce). Christian Classics INC. 1986. ss. 254-296 ISBN 087061-086-4. 

Bibliyografi

  • Hanspeter Tiefenbach (2012). Anadolu'nun Azizleri. ss 170-178. Arkeoloji ve Sanat Yayınları. ISBN 9756053962052
  • Kemal Polat (2008). ''Katolik Hristiyanlıkta Azizlik ve Azizler''. ss. 274-75. Salkımsöğüt Yayınları. ISBN 9789756122723

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Augustinus</span> Filozof, yazar ve doktor

Augustinus ya da Aurelius Augustinus, Aziz Augustinus ya da Hippo'lu Augustinus olarak da bilinen Hristiyan filozof ve tanrıbilimci.

<span class="mw-page-title-main">Teslis</span> Baba, Oğul ve Kutsal Ruh üçlüsün­den oluşan Tanrı inancını ifâde eden kavram

Teslis, Kutsal Üçleme ya da Üçlü Birlik, tek olan Tanrı'nın Kutsal Kitap'ta kendisini bildirdiği her biri eşit yücelikte, özünde tek, ezeli ve ebedi olan üç benliğini konu edinen ve Hristiyan kiliselerinin çoğunluğu tarafından inanılan ana akım Hristiyan dininin merkezindeki inanç esasıdır. Baba Tanrı, Oğul Tanrı ve Kutsal Ruh üç farklı benlik (hipostaz) olarak aynı özü paylaşmaktadırlar (Homoousia). Tek öz Tanrı'nın birliğini üç benlik ise Tanrı'nın kimliğini anlatmaktadır ve benliklerin hem birbirinden farklılıklarını hem de özde çözülmez birliklerini ifade eder. Böylece tüm yaratım ve lütuf süreci Tanrı'nın üç ilahi benliğinin ortak eylemi olarak görülür. Her benlik, Üçlü Birlik'te kendilerine özgü nitelikleri tezahür ettirir ve böylece her şeyin "Baba'dan çıkıp gelmiş" "Oğul aracılığıyla" ve "Kutsal Ruh'un gücüyle" gerçekleştiğini kanıtlar.

Düalist kozmoloji veya Düalizm, genellikle birbirine karşı çıkan iki temel kavramın var olduğuna dair ahlaki veya ruhsal inançtır. Hem geleneksel dinler hem de kutsal kitap dinleri dahil olmak üzere çeşitli dinlerden çeşitli görüşleri kapsayan şemsiye bir terimdir.

<span class="mw-page-title-main">İrinaios</span> Özellikle dönemin "sapkın inançları" hakkında yazdıklarıyla tanınan İzmir doğumlu Lyon piskoposu (130-202)

İrinaios, Smyrna’da 126 yılında doğup, Lyon’da 202 yılında Tours’lu Gregorius’a göre din şehitliği mertebesine yükselmiştir. Hristiyan apolojistiydi. Yortusu 28 hazirandadır, Ortodoks Kilisesi'ne göre ise 23 auğustostadır. 21 Ocak 2022'de Papa Franciscus onu "Birliğin Doktoru" unvanıyla Kilise Doktoru ilan etti.

<span class="mw-page-title-main">İskenderiyeli Klement</span> Düşünür ve Felsefeci

İskenderiyeli Klement, gerçek adı Titus Flavius Klemens olan Hristiyan düşünür.

<span class="mw-page-title-main">Tertullianus</span> Yazar, filozof ve teolog

Tertullianus, MS 160-225 yılları arasında yaşamış olan Kilise Babası.

<span class="mw-page-title-main">Anselmus</span> Filozof, ilahiyatçı

Canterbury'li Anselmus, Tanrı'nın varlığına ilişkin ontolojik kanıtıyla tanınan Benedikten keşişi, filozof ve ilahiyatçı. Felsefe tarihçilerine göre Anselmus Skolastiğin babasıdır ve "İkinci Augustinus". Öldükten sonra hemen Katolik Kilisesi tarafından Aziz olarak ilan edilmiştir. 1720'de Papa XI. Clemens tarafından Kilise Doktoru ilan edilmiştir. Yortusu 21 Nisandır.

<span class="mw-page-title-main">Thomas Aquinas</span> İtalyan filozof ve teolog (1225–1274)

Thomas Aquinas veya diğer adıyla Aquinolu Thomas, bilgi felsefesi, metafizik, siyaset ve ruhun ölümsüzlüğü konularındaki yorumlarıyla skolastik düşünceye önemli katkılar sağlamış Dominikan rahip. 1322'de Aziz ilân edilmiştir.

Atinalı Athenagoras, MS 2. yüzyılda yaşamış ve Hristiyanları ahlaksızlık ve devlete itaatsizlikle suçlayan putperestlerin iddialarına karşı çıkmak ve Hristiyan inancıyla ibadet ilkelerini Yunan ve Roma dünyasına yaymak için, 177 yılında bir apoloji kaleme almış olan Hristiyan düşünürdür.

<span class="mw-page-title-main">Kutsal Ruh</span>

Kutsal Ruh, Yahudilikte Tanrı'nın evren veya yaratıkları üzerindeki ilahi gücü, kalitesi ve etkisine atıfta bulunur. İznik Hristiyanlığı'nda Kutsal Ruh, Üçlü Birliğin üçüncü kişisidir. İslam'da Kutsal Ruh, ilahi eylemin veya iletişimin bir aracısı olarak hareket eder.

<span class="mw-page-title-main">Lactantius</span>

Lucius Caelius Firmianus Lactantius, erken dönem Hristiyanlık savunucusu ve hatip. Rönesans döneminde kendisi için Hristiyan Cicero denmiştir.

<span class="mw-page-title-main">Origenes</span>

Origenes veya Origen, İskenderiye'de Hristiyan bir ailede doğmuş ve kendini hadım etmesine bile neden olacak düzeyde münzevi (sofu) bir kişiliğe sahip olmasıyla tanınan ve Patristik felsefenin en önemli temsilcilerinden sayılan bir Kilise Babası'dır.

<span class="mw-page-title-main">Basileios</span>

Kayserili Basil veya Büyük Basil, Ariusçu'lara karşı Kilise'nin resmî öğretilerini savunmasıyla öne çıkan Kilise Babası'dır. Kaisareia piskoposu ve Kapadokya metropoliti olmuş ve birçok kitap yazmıştır.

<span class="mw-page-title-main">I. Athanasios (İskenderiye piskoposu)</span>

İskenderiyeli Athanasios, 4. yüzyılda yaşamış önemli ilahiyatçı, İskenderiye Piskoposu, Kilise Babası ve azizdir. Ortodoks Hristiyanlığın oluşumunda önemli katkıları olduğu için "ortodoksluğun babası" olarak da adlandırılır. Hristiyan teolojisi üzerinde önemli bir etki bırakmış ve Hristiyan doktrininin şekillenmesinde katkı sağlamıştır. Kıpti Kilisesi tarafından İskenderiye'nin 20. Papası kabul edilmektedir.

<span class="mw-page-title-main">Kurtuluş (Hristiyanlık)</span> Hristiyanlıkta, ruhun günahtan/günahkâr tabiatından arınması ve ruhun ebedi hayata kavuşması

Kurtuluş, Hristiyanlıkta, ruhun günahtan ve ölümden kurtulmasıdır. Kurtuluş, insanın günahkâr tabiatından arınması ve ruhun ebedi hayata kavuşması vaadini içerir. Bu gerçekleştiği takdirde, insan kendisini yoldan çıkaran cismani arzuların etkisinden kurtulup tam hidayete ve Tanrı'yla uyuma erişir.

<span class="mw-page-title-main">Makrina</span>

Genç Makrina, hristiyan bir azize ve bir manastırın kurucusudur. Küçük kardeşi Nissalı Gregor kendisinin kutsallığı ve münzeviliği hakkında olan Makrina'nın Hayatı adlı eseri yazmıştır. Ortodoks, Katolik ve Anglikan Kiliselerince aziz kabul edilir. 19 Temmuz anılır.

<i>İtiraflar</i>

İtiraflar, Şiirsel bir düzyazı (nesir) şeklinde on üç adet kitap halinde yazılmış bir eser olmakla birlikte Tanrı’ya hitap eden bir üslupta kaleme alınmıştır. Ayrıca bu eser, Maniciler’e yönelik bir polemik atıf niteliği de taşımaktadır. Piskopos olarak kutsanmasından bir yıl sonra yani 397 senesinde yazılmıştır. Bu tarih tam olarak kendisinin de Maniheizm inancından Hristiyanlığa geçiş yapmasından 10 sene sonrasına denk gelmektedir. Bu dönemde Augustinus’un ilk Hristiyan olduğu dönemin neden olduğu iyimserliğini kaybederek yerini günahlarının ağırlığından dolayı büyük bir endişe taşıyan bir adama bıraktığı görülmektedir.

Sivaslı Petrus, Sebaste (Sivas) episkoposu. Kayserili Basil’in, Nissalı Gregori’nin, hristiyan hakim Naucratius ve Makrina’nın küçük kardeşi. Katolik ve ortodokslarca aziz kabul edilir ve 26 Mart'ta anılır.

<span class="mw-page-title-main">Kapadokyalı Babalar</span>

Kapadokyalı Babalar veya geleneksel bilinen ismiyle Üç Kapadokyalı, Kayseri piskoposu Büyük Basil (330-379); Basil'in küçük kardeşi Nissa psikoposu Nissalı Gregor (335-395); ve yakın arkadaşı, Konstantinopolis Patriği Nenizili Gregorios'dan (329-389) oluşan üç Kapadokyalı Hristiyan azizi ifade eden terimdir. Günümüz Türkiye'sindeki Kapadokya bölgesi, Pavlus'un bu bölgedeki çeşitli misyonları ile erken dönem Hristiyan tarihinin önemli bir mekanıdır.

<span class="mw-page-title-main">Ruusbroeck</span>

Jan van Ruusbroeck,, Felemenk asıllı bir katolik rahip ve mistik bir yazardı. Ölümünden sonra, naaşı korunmuş ve hatırası Gronendaal’da korunmuştur. 1783’te naaşı Brüksel’deki Aziz Gudule kilisesine taşınmış ancak Fransız devrimi sırasında kaybolmuştur. 1 Aralık 1908’de Papa X. Pius tarafından Kutlu ilan edilmiştir.