Mezopotamya, Orta Doğu'da, Dicle ve Fırat nehirleri arasında kalan bölge. Mezopotamya günümüzde Irak, kuzeydoğu Suriye, Güneydoğu Anadolu Bölgesi ve güneybatı İran topraklarından oluşmaktadır. Büyük bölümü bugünkü Irak'ın sınırları içinde kalan bölge, tarihte birçok medeniyetin beşiği olmuştur. Mezopotamya'da yer alan şehirler günümüzde sürekli gelişmektedir. Ayrıca bu bölgede bol miktarda petrol bulunmaktadır.
Babil, Mezopotamya'da adını aldığı Babil kenti etrafında MÖ 1894 yılında kurulmuş, Sümer ve Akad topraklarını kapsayan bir imparatorluktur. Babil'in merkezi bugünkü Irak'ın El Hilla kasabası üzerinde yer almaktadır. Babil halkının büyük bir kısmını tarih boyunca çeşitli Sami asıllı halklar oluşturmuştur. Bölgede konuşulmuş en yaygın dil Akadca olmuş olmasına rağmen Sümerce dinî dil olarak kullanılmıştır. Aramice ise ilerleyen yıllarda bölgenin geçer dili konumuna gelmiştir.
Asur İmparatorluğu, Asur Devleti veya Asurya, MÖ 2025 ile MÖ 612 yılları arasında var olmuş ve Sami halklardan oluşmuş bir Antik Çağ Mezopotamya imparatorluğuydu. Devlet ilk başta Kuzey Irak'ta, Dicle kıyısında bulunan Asur (Aššur) şehrinden oluşmuşken, Güney Mezopotamya ve Doğu ile olan ticari ilişkilerden yararlanarak gelişmiş ve toprakları genişleyerek bir imparatorluğa dönüşmüştür. Anadolu'daki en büyük ticaret kolonileri Kültepe'de (Kayseri) bulunmaktaydı. Başkentleri Ninova'ydı.
Kerkük, Irak'taki Kerkük ilinin başkenti olan şehirdir. Kürdistan Bölgesel Yönetimi'nin anayasal başkentidir. Irak merkezi yönetimine bağlıdır. Irak'ın başkenti Bağdat'ın 236 km kuzeyinde, Erbil'in 83 km güneyinde, Musul'un 149 km güneydoğusunda, Süleymaniye'nin 97 km batısında, Tikrit'in 116 km kuzeydoğusunda yer almaktadır. Günümüzde şehrin büyük çoğunluğu Türkmenler, Araplar ve Kürtlerden oluşmaktadır.
Aramiler, MÖ 11. yüzyıl ve MÖ 8. yüzyıl arasında Kuzey Suriye, Mezopotamya, Doğu Akdeniz kıyıları ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nde yaşamış, bölgede bazı devletler ve şehirler kurmuş halk.
Mezopotamya sözcüğü Grekçe Potamos (nehirler) ve Mezos (arası)sözcüklerinin birleşiminden doğmuştur ve bu yeni sözcük genel anlamda Fırat ve Dicle nehirlerinin Anadolu'yu terk ettiği bölgeden başlayıp iki nehrin birleşerek Basra körfezine döküldüğü noktaya dek uzanan nehirler arasındaki geniş alanı kapsar.
Asur, Mezopotamya'nın kuzey kısmında, günümüzde Musul yöresinde, Dicle Irmağı'na bakan bir plato üzerinde kurulmuş antik bir kenttir. Bölgedeki arkeolojik kazılar, MÖ 3. binyılın başlarında burada bir yerleşim olduğunu göstermektedir. Ancak yayılma alanı ve diğer nitelikleri hakkında kesin bilgilere ulaşılamamıştır. Bugüne kadar tespit edilen yapı kalıntıları, antik Mezopotamya'da yapıldığı gibi, eski yapıların üstüne aynı tarzda inşa edilmiş olan bir İştar tapınağı altında kalmış temellerdir. Asur, Kalah ve Ninova kentleri Asur'un başlıca kentleridir.
Babil ve Asur uygarlıkları, Mezopotamya'da, Fırat ve Dicle ırmakları arasındaki bölgede 5.000 yıl önce kurulan en büyük kentlerden Babil ve Asur çevresinde yaratılan uygarlıklardır. Bu kentler, Babil ve Asur ülkelerinin de merkeziydi. Yazı başta olmak üzere burada pek çok buluş gerçekleştirildi. Asur ve Babil'de ortaya çıkan uygarlık doğuda İran ve Hindistan'a; batıda ise Filistin, Yunanistan ve Roma'ya doğru yayıldı. Babil ve Asur böylece doğu ve batı uygarlıklarının da çıkış yeri oldu.
Kral Yolu veya tam ismi ile Pers Kral Yolu Pers İmparatorluğu kralı I. Darius zamanında MÖ 5. yüzyılda onarılmış ve yeniden düzenlenmiş bir antik anayoldur. Bu yol büyük imparatorluk boyunca Efes'ten Persepolis'e kadar hızlı ulaşımı kolaylaştırmak için yapmıştır. Bu kuryeler dokuz günde 2.699 kilometre seyahat edebiliyorlardı. Yunan tarihçi Herodot, "Dünya'da Pers kuryelerinden daha hızlı seyahat eden başka bir şey yoktur." cümleleri ile onları övmektedir. Benzer bir şekilde, "Ne kar ne yağmur ne sıcaklık ne de gecenin karanlığı onların görevlerini yapmalarına engeldi." cümlesi ise bu kuryelerin gayriresmî sloganlarıydı.
II. Sargon (Akatça: Šarru-ukin -"meşru kral", Arapça: سرجون Süryanice: ܣܪܓܘܢ,, Asur Kralı. MÖ 722 - MÖ 705 yılları arasında ülkeye hükmetti. MÖ 722'de tahtı güç kullanarak ele geçiren II. Sargon, İsrail'i işgal etti.
Bereketli Hilâl, Münbit Hilâl veya Verimli Hilâl, Orta Doğu'da, Batı ve Ortadoğu uygarlıklarının doğduğu bölge. Terimi ilk kez Amerikalı arkeolog ve müsteşrik James Henry Breasted kullanmıştır.
Musul, Irak'ın en büyük şehirlerden birisi. Irak'ın kuzeyinde Dicle Nehri kıyısında bulunan Musul'da Araplar, Türkler ve Kürtler yaşamaktadır. Nüfusunun çoğunluğunu Araplar, Kürtler ve Türkler oluşturmaktadır.
Kommagene Krallığı, İrani Orontid Hanedanı'nın Helenleşmiş bir kolu tarafından yönetilen Greko-Pers krallığıdır. Partlar, Ermeniler ve Romalılar arasında tampon bir ülke olmuştur.
Turukkiler, Tunç Çağı döneminde Antik İran'ın kuzeybatı bölgelerinde yaşamış bir Yakın Doğu halkıydı. Özellikle Urmiye Gölü havzasında ve Zagros Dağları'nın kuzeybatı vadilerinde yaşadılar. Turukkilerin nüfusunu farklı topluluklardan insanların oluşturduğu düşünülüyor. Turukkilerin bugünkü Türk halklarının atası olan bir kavim olduğu ileri sürülmüştür. Kendileri hakkında fazla bilgi bulunmamakla birlikte, yöneticilerinden birinin ismi İlşu-Nail'dir.
Mezopotamya sanatının adı çoğu arkeolojik kayıtlarda geçer. Bu kayıtlar, erken avcı-toplayıcı topluluklardan, Sümer, Akad, Babil ve Asur imparatorluklarının yaşadığı Tunç Devri'ne kadar geçen süreyi kapsar. Sonraları bu imparatorlukların yerini Demir Çağı'nda Eski Asur ve Eski Babil imparatorlukları almıştır. Genellikle medeniyetin beşiği olarak görülen Mezopotamya, önemli kültürel gelişmeleri de beraberinde getirmiştir. Bunlardan biri de en eski yazı örnekleridir. Mezopotamya sanatı MÖ 4000 tarihinden Persli Ahameniş İmparatorluğu'nun bölgeyi fethettiği MÖ 6. yüzyıla kadar Batı Avrasya'daki en soylu, en gelişmiş ve en detaylı sanat olma yolunda Antik Mısır ile rekabet içinde olmuştur. Ana vurgu oldukça dayanıklı taş ve kilden yapılmış çeşitli heykeller üzerindedir. Çok az sayıda resim günümüze ulaşmıştır ama belirtilene göre, birkaç istisna dışında, boyamalar genellikle geometrik ve dekoratif bitkisel şekiller yapmak için kullanılmıştır. Buna rağmen çoğu heykellerin de boyandığı görülür. Ayrıca çok sayıda silindir mühür de günümüze ulaşmıştır. Küçük boyutlarına rağmen bunların çoğunun üstünde karmaşık ve detaylı sahneler vardır.
Babil ya da Babylon, Irak'ın başkenti Bağdat'ın güneyinde yer alan antik şehirdir. Babil'in Asma Bahçeleri antik dünyanın yedi harikasından biri oldu. İştar Kapısı da kentin öne çıkan simgelerinden biriydi.
Kaldea veya Chaldea ülkede yaşayanlar absorbe ve asimile olup Babil'i oluşturmadan önce, MÖ 10. yy sonu veya 9. yy başı ile 6. yüzyılın ortaları arasında var olmuş bir ülkedir. Kaldea halkı Sami dilini konuşmaktaydı. Ülke, Mezopotamya'nın uzak güneydoğu köşesindeki bataklık bölgede kurulmuştur. İbrani Kutsal Kitabı (Tanah) bölgeyi tanımlamak için İbranice: כשדים (Kaśdim) terimini kullanır ve Yunan Eski Ahit'te (Septuaginta'da) Kaldaeanlar olarak çevrilmiştir, Kasdim kelimesinin aslında Chaldean çevirisi olduğu veya Mezopotamyanın güneyine verilen Kaldu adının karşılığı olup olmadığı konusu tartışmalıdır.
Irak tarihi, Irak coğrafyasında geçen olaylardır. Irak coğrafyası Antik çağlardan beri yerleşke alanıdır. Tarihi boyunca pek çok etnik ve dine ev sahipliği yapmıştırIrak, Batı Asya'da büyük ölçüde eski Mezopotamya topraklarına karşılık gelen bir ülkedir. Mezopotamya'nın tarihi, Aşağı Paleolitik dönemden MS 7. yüzyılın sonlarında Halifeliğin kuruluşuna kadar uzanır ve bu tarihten sonra bölge Irak olarak anılır. Mezopotamya tarihinin Neolitik Ubeyd döneminde M.Ö. 6000 ile 5000 yılları arasında ortaya çıkan ve yaygın olarak kayıtlı tarihteki en eski uygarlık olarak kabul edilen kadim Sümer toprakları Irak topraklarında yer almaktadır. Burası aynı zamanda Akkad, Neo-Sümer, Babil, Neo-Asur ve Yeni-Babil imparatorluklarının tarihi merkezidir; Bronz ve Demir Çağı'nda Mezopotamya'da ve Eski Yakın Doğu'nun diğer çeşitli bölgelerinde hüküm süren yerel yönetici hanedanların bir dizisidir.
Babil'in Düşüşü, Yeni Babil İmparatorluğu'nun M.Ö. 539 yılında Ahameniş İmparatorluğu tarafından fethedilmesiyle meydana gelen çöküşünü ifade eder. Bu olay, M.Ö. 556 yılında genç kral Labaşi-Marduk'u devirerek tahta çıkan Nabonidus'un (Nabû-na'id) saltanatının sonunu işaret ediyordu. Nabonidus yönetimi sık sık askeri yetenekleriyle tanınan ancak siyasi becerileri zayıf olan oğlu Belşazzar'a devretti. Sonuç olarak, rahipler ve askeri sınıf da dahil olmak üzere Babil toplumunun pek çok üyesi tarafından sevilmiyordu.
Ninova Savaşı MÖ 613 ile 611 yılları arasında gerçekleşmiş olup, en olası tarih MÖ 612'dir. Asurlulara karşı isyan halinde olan Medler ve Babillilerden oluşan bir koalisyon Ninova'yı kuşatmış ve şehrin 750 hektarlık alanını tahrip etmiştir. Bu, Yeni Asur İmparatorluğu'nun çöküşüne ve Babil İmparatorluğu'nun Mezopotamya'da hâkim devlet olarak yükselişine yol açtığı için Antik Yakın Doğu'da önemli bir olaydı. Asur İmparatorluğu'nun başkenti savaştan sonra büyük ölçüde insansızlaştırılmış ve şehirsizleştirilmiştir. Sardanapalus efsanesi Ninova'nın düşüşünün çarpıtılmış bir anlatımına dayanıyor olabilir.