İçeriğe atla

Ninon de Lenclos

Ninon de L'Enclos
Ninon de L'Enclos, by unknown artist.
Doğum10 Kasım 1620(1620-11-10)[1]
Paris, Fransa
Ölüm17 Ekim 1705 (84 yaşında)
Paris, Fransa
MeslekSalonnière, yazar, patron

Ninon de Lenclos (asıl adı Anne de Lanclos, d. 10 Kasım 1620 - ö. 17 Ekim 1705), Fransız yazar, patron ve kozmetikçidir.

Hayatı

Moliere, Scarron gibi yazarların dostluğunu kazanan Ninon de Lenclos, güzelliğinden dolayı skandal dolu bir hayat sürdükten sonra, yaşlılığında bir manastıra çekilmek zorunda kaldı. Ninon de Lenclos'un çeşitli güzellik sırları bildiği söylenirse de, bunların içinde en önemlisi bitkisel banyosudur. Voltaire gibi büyük bir yazarın koruyuculuğunu yaparak eğitimini tamamlamasını sağlamıştır[2].

"Güzel ve göz alıcı her şey iyi olmayabilir, ancak iyi olan her şey güzeldir." (Ninon de Lenclos)

Kaynakça

  1. ^ Sources also list her birth date as 9 January 1623; see Wall, Glenda (1991). An Encyclopedia of Continental Women Writers. 1. New York: Garland. ss. 717-718. ISBN 978-0-8240-8547-6. 10 Kasım 2022 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 21 Haziran 2024.  and Chew III, William L. (2002). "Lenclos, Ninon de (1623–1705)". Women in World History: A Biographical Encyclopedia. Waterford, Connecticut: Yorkin Publications. ISBN 0-7876-4074-3. 20 Şubat 2016 tarihinde kaynağındanÜcretli abonelik gerekli arşivlendi. Erişim tarihi: 23 Kasım 2015. 
  2. ^ Harrison, David (January 2007). "Portrait of the courtesan: the 'two bodies' of Ninon de Lenclos". Papers on French Seventeenth Century Literature. 34 (67): 309+ – Academic OneFile vasıtasıyla. 

İlgili Araştırma Makaleleri

Helen veya Truvalı Helen, Argoslu Helen, Spartalı Helen ya da Latincede Helena; Yunan mitolojisine göre dünyanın en güzel kadınıdır. Zeus ile Leda veya Nemesis’in kızı olduğuna inanılan bu kadın; Klitemnestra, Kastor, Polluks, Philonoe, Foibe ve Timandra’nın da kardeşidir. Spartalı Menelaos ile evlenmiştir ve inanışa göre Hermione ile Nikostratus adında çocukları vardır. Troylu Paris tarafından kaçırılması, Truva Savaşı’nın en ciddi nedenidir.

<span class="mw-page-title-main">Meryem</span> İsa peygamberin annesi; Hristiyanlık ve İslamda iffet simgesi

Meryem, Nasıralı İsa'nın annesi olan Yahudi kadındır. Yeni Ahit'te ve Kur'an'da önemli ve kutsal kişilerden biridir. Meryem Ana ve Bakire Meryem olarak da anılır.

<span class="mw-page-title-main">Dört Halife</span>

Dört Halife ya da Râşid Halifeler; Sünnilik'te Râşid halifeler, doğru yola yönlendirilen ve doğru bir model olduğu kabul edilen halifelerdir. Bazıları bu kategoriye Muhammedin torunu Hasan'ın 6 aylık hilafetini de sokarlar. İslam peygamberi Muhammed'in ölümünden sonra ümmete önderlik eden ilk dört halifedir:

Cinsiyetçilik, kişinin cinsiyetine veya toplumsal cinsiyetine dayalı önyargı veya ayrımcılıktır. Cinsiyetçilik herkesi etkiler. Basmakalıplarla ve toplumsal cinsiyet rolleriyle bağlantılıdır, ve bir cinsiyetin veya toplumsal cinsiyetin doğası gereği diğerinden üstün olduğu inancını içerebilir. Aşırı cinsiyetçilik kadın düşmanlığını, cinsel tacizi, tecavüzü ve diğer cinsel şiddet biçimlerini teşvik edebilir. Cinsiyet ayrımcılığı cinsiyetçiliği kapsayabilir. Bu terim, insanlara cinsiyet kimlikleri veya toplumsal cinsiyet veya cinsiyet farklılıklarına dayalı ayrımcılık olarak tanımlanmaktadır. Cinsiyet ayrımcılığı özellikle işyeri eşitsizliği açısından tanımlanmaktadır. Sosyal veya kültürel gelenek ve normlardan ortaya çıkabilir.

<span class="mw-page-title-main">Varoluşçuluk</span> Felsefi ve edebi akım

Varoluşçuluk veya egzistansiyalizm, 19. yüzyıl sonları ile 20. yüzyılda kendi içlerindeki derin öğretisel farklılıklarına karşın felsefi düşüncenin salt düşünen özne ile değil eyleyen, duyumsayan, yaşayan bir birey olarak insan öznesi ile başladığı inancını paylaşan belli başlı Avrupalı filozofların çalışmalarına karşılık gelen terim. Varoluşçu düşüncede her ne kadar 'özgürlük' yaygın olarak tepe nokta kabul edilse de akımın ilksel erdemi, otantisitedir. Varoluşçuluğa göre bireyin başlangıç noktası "varoluşsal tutum" olarak adlandırılan tutumla, yani görünürde anlamsız veya absürt bir dünya karşısında bir kopma ve keşmekeşlik duygusu ile nitelenir. Pek çok Varoluşçu, geleneksel ya da akademik felsefeyi biçim ve biçemsel yönden gerçek insan deneyiminden fazlasıyla soyut ve uzak olarak görmüştür. Ruhbilimsel ve kültürel devinimlerin bireysel deneyimlerle birlikte var olabileceğini savunan bu felsefi akımda, erdemlilik ve bilimsel düşünce birlikteliğinin insan var oluşunu anlamlandırmak için yeterli olamayacağını, bundan dolayı mevcut birlikteliğin gerçek değer yargıları içinde yönetilen ileri düzey bir kategori olduğu düşünülmüştür. İnsanın varoluşunu anlamlandırma, kesin olarak bahsedilen bu otantik gerçeklikle mümkündür.

<span class="mw-page-title-main">Mantinealı Diotima</span>

Mantinealı Diotima, bir Antik Yunan'ın adı veya takma adıdır. Mantinealı Diotima'nın Arkadya'da bir rahibe olduğu varsayılmaktadır. Sokrates'in hocası olduğu bildirilmektedir. Böyle bir kişinin olup olmadığı bir bilmeceye dönüşmüş görünmektedir. Ancak Antik yazarların onun varlığından kuşku duymadıkları söylenebilir. Platon'un Symposium ("Şölen") diyaloğundaki karakter, muhtemelen MÖ. 440 civarında yaşadığı belirtilen gerçek bir tarihi figürdür. Diyalogdaki Sokrates karakteri tarafından aktarılan Eros fikirleri ve doktrini, bugün Platonik aşk olarak bilinen kavramın kökenidir. Platon, bu diyalogda Diotima'nun ağzından, Eros'u anlatır ve onu "güzellik sevgisi" anlamında tanımlayarak aşk'ı yüceltir.

<span class="mw-page-title-main">Olive Borden</span> Amerikalı sinema oyuncusu (1906 – 1947)

Olive Borden, Amerikalı sinema oyuncusudur.

<span class="mw-page-title-main">Ligeia</span>

"Ligeia", Edgar Allan Poe'nun erken dönem öykülerinden biri. İlk defa 1838'de yayımlanan öykü, isimsiz bir anlatıcı ile Ligeia adındaki güzel ve kuzgun saçlı eşi hakkındadır. Hastalanan Ligeia, Fatih Kurtçuk adında bir şiir yazar ve ölmeden hemen önce, Joseph Glanvill'in insanın sadece irade yoluyla hayatta kalabileceğine dair bazı sözlerini sayıklar. Eşinin ölümünün ardından isimsiz anlatıcı, Leydi Rowena ile evlenir. Leydi Rowena da hastalanıp ölünce çılgına dönen anlatıcı, gece boyunca kadının cesedi yanında kalır. Sonunda Rowena yavaş yavaş dirilmeye başlar ama aynı zamanda Ligeia'ya dönüşür. Öykü, anlatıcının afyon etkisiyle gördüğü bir düş olabileceği gibi, kimi görüşlere göre Poe'nun hiciv amacıyla yazdığı bir öykü de olabilir. İlk olarak The American Museum isimli dergide yayınlanan öyküyü Poe, hayatı boyunca defalarca gözden geçirmiş ve yeniden yayınlamıştır.

<span class="mw-page-title-main">İnanna</span> Sümer tanrıçası

İnanna ; aşk, güzellik, seks, savaş, adalet ve siyasi güçle ilişkilendirilen antik Mezopotamya tanrıçasıdır. Sümerlerde kendisine "İnanna" adıyla ibadet edilirken daha sonraki dönemlerde Akad, Babil ve Asurlular tarafından İştar olarak tanımlanmış ve "Cennetin Kraliçesi" olarak anılmıştır. Ana tapınma merkezi Uruk'taki Eanna Tapınağı'dır ve buranın koruyucu tanrıçası kabul edilmiştir. Venüs gezegeniyle ilişkilendirilmiş ve aslan ile sekiz köşeli yıldız, en belirgin sembolü olmuştur. İştar'ın kocası, daha sonraki dönemlerde Tammuz olarak anılacak olan Tanrı Dumuzid iken yardımcısı (sukkal) ise sonraki dönemlerde erkek tanrılar İlabrat ve Papsukkal ile bir tutulacak olan Ninşubur'dur.

<span class="mw-page-title-main">Cinsel taciz</span>

Cinsel taciz, cinsel iyilik karşılığında istenmeyen ve uygunsuz ödül vaatleri dahil olmak üzere, açık veya örtülü cinsel imaların kullanılmasını içeren bir taciz türüdür. Cinsel taciz, sözlü ihlallerden cinsel istismara veya saldırıya kadar bir dizi eylemi içerir. Taciz işyeri, ev, okul veya dini kurumlar gibi birçok farklı sosyal ortamda meydana gelebilir. Tacizciler veya kurbanlar herhangi bir cinsiyetten olabilir.

<span class="mw-page-title-main">Betty Friedan</span> Amerikalı aktivist (1921 – 2006)

Betty Friedan, Amerikalı feminist ve yazar idi.

<span class="mw-page-title-main">İslam'da kadın</span> İslam toplumlarında kadının yeri

Müslüman kadınların deneyimleri farklı toplumlarda ve aynı toplum içinde büyük farklılıklar gösterir. Ortak yönleri ise, hayatlarını değişen derecelerde etkileyen, aralarındaki geniş kültürel, sosyal ve ekonomik farklılıklar arasında köprü kurmaya hizmet edebilecek ortak bir kimlik veren İslam dinine bağlılıklarıdır.

<span class="mw-page-title-main">Korku kurgu</span> korku ve gerilim temalı edebiyat türü

Korku kurgu, korku edebiyatı ve korku fantezi bir edebiyat türüdür ve okurlarına korku ve terör hissi vermeyi hedefler. Edebiyat tarihçisi J. A. Cuddon, korku hikâyelerini "farklı uzunluklarda bir kurgu... okurlarını şaşırtıyor ve hatta korkutuyor, ya da belki de onlara nefret ve tiksinme hislerini aşılıyor." sözleri ile tanımlar. Korku kurgu, genellikle tedirgin edici ve korkutucu bir atmosfer yaratır ve yine genellikle doğaüstüdür ancak bu onun her zaman doğaüstü olacağı anlamına da gelmez. Bir korku kurgu çalışması genellikle toplumun genelinin korktuğu bir benzetme olarak da tanımlanabilir.

<span class="mw-page-title-main">Rurik Hanedanı</span>

Rurik Hanedanı, rivayete göre 862 yılında Novgorod'a yerleşen Vareg prensi Rurik tarafından kurulmuştur. Rurikler, Kiev knezliği ve daha sonra Moskova knezliğini yöneten hanedan olmuştur.

Melissa, Pisagorcu bir kadın matematikçi ve filozof. Adı, bal anlamına gelen Yunanca "melli" kelimesinden türetilen Yunanca μέλισσα (melissa), "bal arısı"ndan gelmektedir.

Crotoneli Theano belki de iki farklı Pisagorcu filozofa verilen addır. Diğerleri onun Brontinus'un karısı olduğunu söylemelerine rağmen, Pisagor'un öğrencisi, kızı veya karısı olarak adlandırıldı. Doğum yeri ve babasının kimliği de bir o kadar belirsizdir, bu da bazı yazarların ayrıntıları birleştirilen birden fazla kişinin olduğunu öne sürmelerine neden olur. Kendisine atfedilen ve yazarlığı belirsiz olan birkaç bölüm ve mektup günümüze ulaşmıştır.

<span class="mw-page-title-main">Almanya'nın işgali sırasında tecavüz</span>

II. Dünya Savaşı'nın son kısımları sırasında Müttefik askerleri Alman topraklarına girdikçe ve bu toprakları işgal altında bulundurdukça, kadınların toplu tecavüzleri hem askerî harekâtlar ile bağlantılı olarak hem de daha sonraki Almanya işgali sırasında gerçekleşti. Akademisyenlerin ortak görüşü, tecavüzlerin çoğunun Sovyet işgal birlikleri tarafından işlendiğidir. Savaş zamanı tecavüzleri, savaştan sonra onlarca yıl boyunca sessizlikle çevriliydi. 2015'te kitapları bazı Rus okullarında yasaklanan tarihçi Antony Beevor'a göre, NKVD dosyaları Sovyet liderliğinin neler olduğunu bildiğini ancak bunları durdurmak için çok az şey yaptığını ortaya çıkardı. Tecavüzleri işleyenler çoğunlukla cephe gerisi karargâh birlikleriydi. Profesör Oleg Rzheshevsky'nin verdiği istatistiklere göre ise, 4.148 Kızıl Ordu subayı ve diğer birçok er, Alman sivillere karşı işledikleri suçlar nedeniyle cezalandırıldı. Kızıl Ordu askerlerinin tecavüz gibi savaş suçlarını işlemelerinde Sovyet vatandaşlarını Almanlardan intikam almaya teşvik eden Yahudi kökenli İlya Ehrenburg'un çağırısının da etkisi vardı. Savaş ve sonrasındaki işgal sırasında Sovyet birlikleri tarafından tecavüze uğrayan Alman kadın ve kızlarının kesin sayısı belirsizdir, ancak tarihçiler sayılarının yüz binlerce ve muhtemelen iki milyon kadar fazla olduğunu tahmin etmektedir.

<span class="mw-page-title-main">Bağdat'ın ele geçirilmesi (1534)</span>

Kanuni Sultan Süleyman tarafından Tahmasb I yönetimindeki Safevi hanedanından Bağdat'ın ele geçirilmesi, Osmanlı - Safevi Savaşları'nın bir parçasıydı. Şehir direniş göstermeden alındı, Safevi hükûmeti kaçtı ve şehri savunmasız bıraktı. Bağdat'ın ele geçirilmesi, Dicle ve Fırat nehirleri üzerindeki hakimiyet ve uluslararası ve bölgesel ticaretindeki önemi göz önüne alındığında önemli bir başarıydı. Osmanlılar 1535'e kadar orada kışladı, Sünni ve Şii dini türbelerinin yeniden inşasını ve tarımsal sulama projelerini denetledi. Süleyman, güçlü bir garnizon bırakarak Konstantinopolis'e döndü. Sonraki birkaç on yıl içinde, Osmanlılar bölge üzerindeki kontrollerini sağlamlaştırdı. Bölge 1623'te Safeviler tarafından geri alındı

<span class="mw-page-title-main">Yuhanna Kassian</span>

Yuhanna Kassian, Hristiyan bir keşiş ve mistik bir yazar. Ortodoks ve Katolik kiliseleri tarafından Kilise Babası ve Aziz olarak kabul edilir. Yortusu Katolik Kilisesi tarafından her 23 Şubat kutlanır. Ortodoks Kilisesi’nde ise Şubat’ın 28’i veya 29’unda kutlanır.

<span class="mw-page-title-main">Drag king</span>

"Drag king"ler çoğunlukla erkeksi drag giysileri giyen ve bireysel veya grup rutininin bir parçası olarak erkek cinsiyet klişelerini kişileştiren kadın performans sanatçılarıdır. Tipik bir drag gösterisi, dans, oyunculuk, stand-up komedi ve şarkı söylemeyi, canlı veya önceden kaydedilmiş parçalarla dudak senkronizasyonunu içerebilir. Drag kralları genellikle abartılı bir şekilde maço erkek karakterler olarak oynarlar, inşaat işçileri ve rapçiler gibi marjinalleştirilmiş erkeklikleri tasvir ederler ya da Elvis Presley, Michael Jackson ve Tim McGraw gibi erkek ünlüleri taklit ederler.