
Enlil, daha sonra bilinen adıyla Elil veya Ellil, rüzgâr, hava, yeryüzü ve fırtınalarla ilgili Antik Mezopotamya tanrısıdır. İlk olarak Sümer panteonunun baş tanrısı olarak kaydedilen Enlil, daha sonra Akadlar, Babilliler, Asurlular ve Hurriler tarafından da tapınılan bir tanrı hâline gelmiştir. Enlil'in ana tapınma yeri, bizzat Enlil tarafından inşa edildiğine inanılan ve gökyüzü ile yeryüzünün "bağlantı noktası" olarak kabul edilen Nippur kentindeki Ekur tapınağıdır. Enlil, bazen Nunamnir olarak da anılmaktadır. Bir Sümer ilahisine göre, diğer tanrılar ona bakmaya cesaret edemez. MÖ 24. yüzyılda Nippur'un yükselişiyle birlikte önem kazanan Enlil kültü, MÖ 1230'da Elamlıların Nippur'u yağmalamasıyla zayıflamış ve sonuç olarak Mezopotamya panteonunun baş tanrısı ve Babil'in ulusal tanrısı Marduk tarafından konumu ele geçirilmiştir.

Ninhursag veya Ki, Sümer mitolojisindeki ana-tanrıça, Yer tanrıçasıdır. Genellikle Enlil'in kız kardeşi olarak gösterilir.

Annuna Sümer mitolojisindeki 50 büyük tanrıdır. Genel olarak bu tanrıların bölgeleri yeraltı dünyası yani ahiret/cehennemdir. Bazıları belli kentlerle ilgilidir. Akadların Anunnaki'sine benzerler.
Utu, Akadca Şamaş adıyla da bilinen eski Mezopotamya Güneş tanrısıdır. Her gün dünyada olan biten her şeyi gördüğüne inanıldı ve adaletten ve gezginlerin korunmasından sorumluydu. İlahi bir yargıç olarak, yeraltı dünyasıyla ilişkilendirilebilirdi. Ek olarak, tipik olarak hava tanrısı Adad ile birlikte kehanet tanrısı olarak hizmet edebilirdi. Evrensel olarak birincil tanrılardan biri olarak kabul edilirken, özellikle Sippar ve Larsa'da saygı görüyordu.

Mezopotamya mitolojisi, Sümerlerin dini evrendeki güç, nesne ve varlıkları temsil eden Antropomorfik tanrı ve tanrıçalar içerirdi. Sümerlerin inanışına göre insanlar başta tanrılar tarafından hizmetçi, köle olarak yaratılmış fakat daha sonra özgürleştirilmiştirler.

Anu, Sümer mitolojisinde ve daha sonra Asur ve Babil mitolojilerinde, gökyüzü tanrısı, cennetin tanrısı, takımyıldızların efendisi, tanrıların kralı olarak adlandırılır ve göksel katmanların en üstünde oturur. Suç işleyenleri yargılayacak güce sahip olduğuna ve kötülükleri yok etmek için asker olarak yıldızlar yarattığına inanılırdı. Anunnakunun babasıdır. Sanat eserlerinde bazen çakal olarak resmedilir. Çoğu zaman onun simgesi olarak kullanılan taç bir çift sığır ya da boğa boynuzu ile resmedilir.
Sümer mitolojisi, Sümerler'in yıkılışlarına kadarki dönemde din ve bilimle ilgili kültürünü içerir. Birçok tanrı ve tanrıçaları vardır ve onlar Sümer mitolojisini oluşturur. Bu tanrılar ve tanrıçalar Yaradılış Destanı, Tufan hikâyesi gibi edebî eserlerde açıkça belirtilmektedir.

Aşur, Asur kentinin ve Asurluların ulusal tanrısıdır.

Antik Mezopotamya dini, Antik Mezopotamya medeniyetlerinin, özellikle yaklaşık MÖ 3500 ve 400 yılları arasında Sümer, Akad, Asur ve Babil medeniyetlerinin dinî inançlarına ve uygulamalarına atıfta bulunur. Antik Mezopotamya dininin temelleri Erken Sümer Hanedanları tarafından atılmış, daha sonra oluşan uygarlıklar ve bölgeye yerleşen kavimler bu dinî yapıyı benimsemiştirler. Her ne kadar bölgenin bölümleri arasında farklılık gözlense de temel dinî figürler, destanlar ve inanışlar aynı kalmıştır. Politeistik bir din olan Mezopotamya dininin tanrı ve tanrıçaları zaman içinde isim değiştirse de özellikleri genelde aynı kalmıştır fakat dinler tinsel olarak nitelik kazanmıştır.

Antik Mezopotamya Ölüler Diyarı veya Yeraltı Dünyası, daha çok Sümercede Kur, Irkalla, Kukku, Arali ya da Kigal ve Akadcada Erṣetu olarak bilinir, sakinlerinin "dünyadaki yaşamın karanlık bir örneğini" sürdürdüklerine inanıldığı yerin derinliklerinde bulunan karanlık, kasvetli bir mağaradır. İçecek ya da yiyecekleri sadece kuru tozdur ve ölen kişinin aile fertleri, libasyon içmeleri için serbest bırakılır. Sümer yeraltı dünyasında, antik dünyanın diğer yaşamdan sonra hayatlarından farklı olarak ölenin kesin bir yargısı yoktur ve ölüler yaşamdaki işlerinden dolayı ne cezalandırılır ne de ödüllendirilir. Bir insanın yeraltı dünyasında var olma niteliği, onun gömülme şartlarına göre belirlenir.

Ekur, "dağ evi" anlamına gelen bir Sümer terimidir. Tanrılar bahçesindeki tanrılar meclisidir ve Yunan mitolojisindeki Olimpos Dağı'na paralel olarak antik Sümer'in en saygın ve kutsal binasıydı.

Nisaba ya da Nidaba, ayrıca Nanibgal epitetiyle de bilinir, Sümer yazma, öğrenme ve hasat tanrıçasıdır. Kutsal tapınakları, Ereş ve Umma'daki E-zagin idi.

Ki, Sümer mitolojisinde yeryüzünün tanrıçası ve aynı zamanda gök tanrısı Anu'nın eşidir. Bazı efsanelere göre Ki ve Anu erkek ve kız kardeşlerdir ve cennetin ve yeryüzünün daha önceki şahısları Anşar ve Kişar'ın çocuklarıdır. Bazı uzmanlar Ki'nin bir tanrı olarak kabul edilip edilmediğini sorgulamaktadır çünkü Ki ile ilgili herhangi bir kült kanıt mevcut değil ve ismi yalnızca sınırlı sayıda Sümer eserinde görünmektedir. Samuel Noah Kramer, Ki'yi Sümer ana tanrıçası Ninhursag olarak tanımlar ve aslen aynı figür olduğunu iddia eder.

Nuska, baş Sümer tanrısı Enlil'in veziridir. Ayrıca olayları kaydeden bir kâtip ve Enlil'i evleneceği eşi Ninlil'e götüren bir kayıkçıdır. Tapınağının Ekur'da olduğu kaydedilmiştir.

Rüzgar tanrısı, rüzgarları kontrol eden ilahi varlıktır. Rüzgar hava ile ilişkili bir durum olduğu için hava tanrıları da bu liste içinde görülebilir. Pek çok çok tanrılı dinde görülür.

Sümer mitolojisinde Nanshe Enki ve Ninhursag'ın kızıydı. Bir tanrıça olarak işlevleri çeşitliydi. Sosyal adalet, kehanet, doğurganlık ve balıkçılık tanrıçasıydı. Babası gibi, o da suyla yoğun bir şekilde ilişkiliydi. Basra Körfezi ve içindeki tüm hayvanlar üzerinde hakimiyet kurdu. Onun kült merkezi, Lagaş şehrinde bulunan Sirara tapınağıydı. Eşi Nindara'ydı.

Mezopotamya tanrıları, bölge halkları tarafından tapınım gören tanrılardır.

Ilabrat, Asur, Babil ve Akad mitolojisinde, Tanrı Anu'nun maiyetinin bir parçasıdır. Onun veziri olarak görülürdü.

Enlil ile Ninlil, Enlil ile Ninlil miti veya Enlil ile Ninlil: Nanna'nın doğuşu, MÖ 3. binyılın ortalarından sonlarına kadar kil tabletlere yazılmış bir Sümer yaratılış mitidir.
Nunbarşegunu, Mezopotamya mitolojisinde belirsiz bir ana tanrıça ve arpa tanrıçasıdır. Yaratılış metinlerinde "Nippur'un ihiyar kadını" olarak geçen bu kadın, hava tanrıçası Ninlil'in annesidir. Nunbarşegunu, kızı Ninlil'e Enlil'in nasıl dikkatini çekeceği hakkında öğütler verir. Nunbarşegunu'nun yazı tanrıçası Nisaba'nın diğer adı olduğu öne sürülmektedir.