İçeriğe atla

Nikea Kuşatması (727)

Koordinatlar: 40°25.74′K 29°43.17′D / 40.42900°K 29.71950°D / 40.42900; 29.71950
İznik Kuşatması
Arap-Bizans savaşları

MS. 740 yılında Anadolu haritası. İznik, Anadolu yarımadasının kuzeybatı köşesinde yer almaktadır.
TarihTemmuz-Ağustos 727
Bölge
SonuçBizans İmparatorluğu zaferi
Taraflar
Emevîler Bizans İmparatorluğu
Komutanlar ve liderler
Muaviye bin Hişâm
Abdallah el-Battal
Artabasdos

İznik Kuşatması (727), Emevîler'in Bizans şehri İznik'i ele geçirme girişimidir. Bizans İmparatorluğu'nun başkenti Konstantinopolis'i 717-718 Kuşatması'nda ele geçiremeyen Emevîler, bu tarihten itibaren Bizans İmparatorluğu'nun Anadolu'da bulunan topraklarına bir dizi akın düzenlediler.

727'de Halife Hişâm bin Abdülmelik'in oğullarından biri olan Muaviye bin Hişâm tarafından yönetilen Arap ordusu, Anadolu'nun derinliklerine girerek, iki Bizans kalesini yağmaladı. Temmuz ayı sonunda İznik'e ulaşan Araplar, 40 gün süren sürekli saldırılarına rağmen Bizans savunmasına yaramayarak kuşatılan İznik'i Bizans'tan alamadı. Araplar çekilerek Halifelik topraklarına geri döndü. Kuşatmanın ardından Bizans İmparatoru III. Leon, saldırının başarılı bir şekilde geri püskürtülmesini, dini tartışmaların alevlendiği, istikrarsız bir dönem içinde bulunan Bizans İmparatorluğu'nda, kendisinin uyguladığı ikonoklazm politikalara ilahi bir destek olarak gösterdi.[1] İznik kuşatması aynı zamanda Emevî baskınlarının ulaştığı zirveyi gösterir. Bu tarihten itibaren özellikle Anadolu'daki Emevî akınlarının gücü azalırken, Bizans'ın gücünün arttığı görülmektedir.

Kuşatma öncesi yaşananlar

717-718 yıllarında Bizans İmparatorluğu'nun başkenti Konstantinopolis'e başarısızlıkla sonuçlanan uzun süren kuşatma sırasında yorulan Emevî orduları ardından Yezid bin Mühelleb isyanını bastırdı. Sonrasında güç toplamakla geçirilen kısa bir barış dönemi yaşandı.[2][3][4] 720 yılında Arap-Bizans sınırında savaş yeniden başladığında, Halifeliğin stratejik hedefi, kesin olarak zafer kazanmaktan uzaklaştı. Toros Dağları üzerinden Bizans'ın Anadolu'da bulunan topraklarına Müslüman akınları her ilkbahar, yaz mevsimlerinde düzenli olarak gerçekleşiyor ve bazen bunlara bir kış akını da eşlik ediyordu. Emevîler, bu akınlar sırasında Anadolu'da geniş bölgeleri tahrip ederek, Bizans kalelerini yıktılar, ancak Toros Dağları'nın batı yakasındaki kaleleri ele geçirmeye çalışmadılar.[5] Halifeliğin üstün kaynaklarına karşı bu yıllarda pasif bir savunma politikası izleyen Bizans İmparatorluğu, baskın yapan Arap ordularını engellemeyip, ordularla yüzleşmek yerine Anadolu'daki iyi güçlendirilmiş mevzilere geri çekilmeyi tercih etti.[6]

Hişâm bin Abdülmelik'in (h. 724-743) halife olmasından sonra, Müslüman akınlarının ölçeği büyüdü. Bu akınların öncü Emevî liderlerinden biri, aynı zamanda halifenin oğlu da olan Muaviye bin Hişâm'dı. 725-726 yıllarındaki akınlar batıya, Dorylaion'a kadar uzandı.[7][8]

727 seferi ve İznik kuşatması

727 yazında,[a] Emevî ordusu, Anadolu'ya Hişam'ın oğlu Muaviye ve Arap kumandan Abdallah el-Battal ile birlikte büyük çaplı bir sefer başlattı.[10][9] Bizans tarihçisi Theofanis, öncü akınların tek başına 15.000 kişi ve tüm işgal kuvvetinin 100.000 olduğunu rivayet etse de bu sayının abartılmış olduğu belirtilmektedir.[11][12] Theofanis, ayrıca Muaviye'nin yanında ordunun ikinci kumandanı olarak "Amr" isimli birinden bahsetse de, Arap kaynakları Muaviye'nin yanında bulunan kumandanın Abdallah el-Battal olduğu konusunda birleşir.[13][14] Arap ordusunun, Abdallah el-Battal komutasındaki öncü kuvveti batıya, Anadolu'nun kuzeybatısına doğru ilerledi ve Paflagonya'daki Çankırı ve Arap kaynaklarında Tabya olarak adlandırılan Ateous Kalesi'ne saldırıp yağmaladı. Çankırı yerle bir edildi. Tabya'ya yapılan saldırı sırasında Arapların, özellikle de Antakya birliğinin ağır kayıplar verdiği belirtilmektedir.[10][9]

Çankırı ve Tabya'dan sonra Araplar daha batıya, eski Bitinya'nın en önemli şehri ve güçlü Opsikion Thema'sının başkenti olan İznik'e yöneldiler.[4][9] Abdallah el-Battal eşliğinde öncü kuvvet, Muaviye bin Hişâm komutasındaki ana ordudan önce, Temmuz ayı sonlarında şehrin duvarlarına yaklaştı. General Artabasdos'un komutasındaki Bizanslılar ise Arap ordusunu surların önünde karşılamayarak, surların arkasına çekilmeyi tercih ettiler. 40 gün boyunca kuşatma makineleri kullanarak surların bir kısmını tahrip eden Araplar, surları geçmekte başarılı olamadılar. Ağustos ayının sonlarında, kuşatmayı kaldırarak çok sayıda esir ve ganimet alarak oradan ayrıldılar.[10][9][15][16] 12. yüzyılda yaşamış Süryani Ortodoks Kilisesi Patriği ve tarihçi Mihail, şehrin sakinlerinin, şehri terk edip gemiyle İznik Gölü üzerinden kaçtığını, bunun üzerine Arapların İznik'i yok ettiğini söyler ama bu açıkça hatalıdır.[17]

Sonrası

İznik'e yönelik saldırının geri püskürtülmesi Bizanslılar için önemli bir başarıydı. İmparator III. Leon (h. 717-741) şehrin başarıyla savunulmasının, yeni başlattığı ikonoklazm politikalara karşı ilahi bir destek işareti olarak göstererek, başlattığı bu politikaların daha da ilerletilmesinde teşvik olarak kullandı[18] Theofanis o dönemde yaşanan bir vakadan bahsederek, İmparator'un valisi ve damadı olarak hizmet eden general Artabasdos'un emrindeki bir askerin Meryem Ana'nın bir ikonası üzerine taş attığı ve ardından onu çiğnediğini belirtir. Hikâyede, asker, ertesi gün bir mancınıkla öldürülmektedir, Theofanis bunu ilahi intikamın bir kanıtı olarak sunmaktadır. Bununla birlikte, hikâyedeki bu kısım, muhtemelen başlangıçta ikonoklazm yanlısı bir hikâyeden evrilen, ateşli ikonoklazm karşıtı tarihçi Theofanis'in güçlü tarih tahrifatlarından birini göstermektedir.[19]

Askeri açıdan İznik kuşatması, 718 sonrasındaki Konstantinapolis kuşatmasından sonra, Emevî akınlarının zirve noktasıydı. Bu kuşatmadan sonra, Emevî orduları bir daha asla Anadolu'nun derinliklerine nüfuz edemedi.[20] Bizans'a yönelik baskınlar için askerî gücü sağlayan Suriye ve Yukarı Mezopotamya ordusu, yönünü Kafkasya'da Hazarlara karşı zorlu ve sonuçsuz savaşlara yönlendirdi. 730'da Müslümanları ağır bir yenilgiye uğratan Hazarlar ile Bizanslılar arasındaki ittifak, III. Leo'nun oğlu ve vârisi V. Konstantinos'un (h. 741-775) 732 yılında Hazar prensesi Tzitzak ile evlenmesi ile resmîleşti.[21][22] Önümüzdeki birkaç yıl içinde, Bizans'ın gücü yeniden canlanırken, sınırları aşırı genişlemiş Halifeliğin tüm cephelerindeki Müslüman askeri durumu ise kötüleşti. Sonuç olarak, 730'larda Arap akınları çoğunlukla yakın sınır bölgeleriyle sınırlı kaldı ve etkinlikleri azaldı. 740'a gelindiğinde Araplar, 718'den sonra Bizanslılara karşı en büyük işgal kuvvetini topladıklarında, Bizanslılar ise gerçekleşen Akroinon Muharebesi'nde Araplara ağır bir yenilgi yaşatacak kadar güçlenmişti.[23][24]

Notlar

  1. ^ Bazı yazarlar, özellikle Julius Wellhausen, bu keşif seferini 726 olarak tarihlendirirler, ancak 727'ye tarihleme, Theofanis'e atıfta bulunularak doğrulanmıştır.[9]

Kaynakça

Özel
  1. ^ Herrin 2010, s. 161.
  2. ^ Blankinship 1994, s. 117.
  3. ^ Lilie 1976, s. 143.
  4. ^ a b Makrypoulias (2003), Chapter 1 20 Ekim 2020 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.
  5. ^ Blankinship 1994, s. 117-118.
  6. ^ Blankinship 1994, s. 118-119.
  7. ^ Blankinship 1994, s. 119-120.
  8. ^ Lilie 1976, s. 146.
  9. ^ a b c d e Lilie 1976, s. 147.
  10. ^ a b c Blankinship 1994, s. 120.
  11. ^ Mango & Scott 1997, s. 560.
  12. ^ Makrypoulias (2003), Not 3 20 Ekim 2020 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.
  13. ^ Lilie 1976, s. 147 (Not 15).
  14. ^ Mango & Scott 1997, s. 561–562 (Not 9).
  15. ^ Mango & Scott 1997, s. 560–561.
  16. ^ Makrypoulias (2003), Chapter 2 20 Ekim 2020 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.
  17. ^ Lilie 1976, s. 147 (Not 16).
  18. ^ Makrypoulias (2003), Chapter 3 20 Ekim 2020 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.
  19. ^ Mango & Scott 1997, s. 560–562, notlar dahil..
  20. ^ Blankinship 1994, s. 120-121.
  21. ^ Blankinship 1994, s. 121–125, 149–154.
  22. ^ Lilie 1976, s. 155–160.
  23. ^ Blankinship 1994, s. 167-170.
  24. ^ Lilie 1976, s. 148–153.
Genel


İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Emevîler</span> İslam tarihinin ikinci hâlifeliği (661–750)

Emevîler ya da Emevîler Hilâfeti, Dört Halife Dönemi'nden (632-661) sonra kurulan Müslüman Arap devleti. Ali bin Ebu Talib'in 661'de öldürülmesinden sonra başa geçen Emevîler, 750'de Abbâsîler tarafından yıkılıncaya kadar hüküm sürdüler. Başkenti Şam olan devlet, en geniş sınırlarına Halife Hişâm bin Abdülmelik döneminde sahip oldu. Devletin sınırları Kuzey Afrika, Endülüs, Güney Galya, Mâverâünnehir ve Sind'in fethedilmesiyle doğuda Afganistan'a batıda ise Güney Fransa'ya kadar ulaşmıştır.

Battal Gazi veya Seyyid Battal Gazi,, 8. yüzyılda yaşadığı tahmin edilen ve hakkında çeşitli inanışlar bırakmış bir Arap komutan.

<span class="mw-page-title-main">İslam'ın yayılışı</span> 7. ve 8. yüzyıllarda yaşanmış tarihsel süreç

İslam'ın yayılışı, İslam'ın genişlemesi, İslami fetihler ya da Arap fetihleri, 7. yüzyılda İslam peygamberi Muhammed'in Müslümanlarca Asr-ı Saâdet diye adlandırılan döneminde başladı. Muhammed, Arap Yarımadası'nda, daha sonraki Râşidîn ve Emevî hilâfetleri döneminde bir yüzyıllık hızlı genişleme gören yeni bir birleşik yönetim kurdu.

<span class="mw-page-title-main">I. Yezîd</span> Emevîlerin ikinci halifesi

Yezîd bin Muâviye, Emevîlerin ikinci halifesi.

Kıbrıs Arap-Bizans Kondominyumu Kıbrıs Adası'na MS 688 ile 868 arasında egemen olmuştur. Adayı Müslüman Araplar Emeviler ve sonra Abbasiler devletleri ile Hristiyan Bizans İmparatorluğu birlikte 180 yıl idare etmişlerdir.

<span class="mw-page-title-main">Abdülmelik</span> 5. Emevi halifesi

Abdülmelik, Nisan 685'ten ölümüne kadar Emeviler'in beşinci halifesi.

<span class="mw-page-title-main">III. Leon</span> Bizans imparatoru

III. Leon, 717'den 741'deki ölümüne dek hüküm süren Bizans imparatoru. Tahta geçmesi ile birlikte 695'ten beri süregelen Yirmi Yıllık Anarşi dönemini sonlandıran III. Leon döneminde Arapların Konstantinopolis kuşatması püskürtülmüş, Ekloga adında yeni bir kanun yazılmış ve ikonoklazm başlamıştır.

Afyon (Akroinon) Savaşı, Akroinon'da Anadolu platosunun batı ucunda, 740 yılında Emevi Arap ordusu ve Bizans İmparatorluğu güçleri arasında yapıldı. Arapların başında Abdullah El-Battal ve El-Malik Bin Su'aib, Bizansların başında İmparator III. Leon ve onun oğlu, gelecekteki V. Konstantinos vardı. Savaş Bizansların kesin galibiyeti ile sonuçlandı ve Arapların Anadolu'daki ilerleyişi durmuş oldu.

<span class="mw-page-title-main">Mesleme bin Abdülmelik</span>

Mesleme bin Abdülmelik, Emevî prens ve 8. yüzyılın ilk on yıllarının en önde gelen Arap generallerinden biridir. Bizans İmparatorluğu ve Hazar Hanlığı'na karşı birçok sefer düzenlemiştir. Özellikle Bizans başkenti Konstantinopolis'in ikinci ve son Arap kuşatmasına liderlik ettiği için büyük ün kazanmıştır.

<span class="mw-page-title-main">Arminiya</span>

Arminiya Ostikanatı veya Arminiya Emirliği olarak da bilinen Arminiya Müslüman Araplar tarafından Büyük Ermenistan, İberya Krallığı ve Albanya topraklarına verilen ve 7. yüzyılda bu bölgelerin fethedilmesinin ardından kullanılan siyasi ve coğrafi bir terimdir. İslam fetihlerinin ardından başta haraç karşılığında Arminiya eyaletini temsil etmesine ve Ermenilerin savaş zamanlarında sadakatine izin vermesine rağmen, Halife Abdülmelik ibn Mervan başkenti ile bir ostikan başkanlığında bölgeyi doğrudan Arap yönetimine bağlamıştır.

<span class="mw-page-title-main">Keramaia Muharebesi</span>

Keramaia Muharebesi, 746'da Kıbrıs'ta Emevî Halifeliği'nin Mısır filosuna karşı kazanılmış büyük bir Bizans deniz zaferidir.

<span class="mw-page-title-main">Krasos Muharebesi</span>

Krasos Muharebesi, Ağustos 804'te, İbrahim ibn Cibril komutasındaki Abbasi ordusu ile İmparator I. Nikiforos komutasındaki Bizanslılar arasında gerçekleşen Arap-Bizans Savaşları'nda bir savaştı. I. Nikiforos'un 802'ye katılması Abbasi Halifeliği ve Bizans arasında savaşın yeniden başlamasına neden oldu. 804 yazının sonlarında, Abbasiler geleneksel akınlarından biri için Bizans Küçük Asya'yı işgal etmişti ve Nikiforos onlarla buluşmak için yola çıktı. Ancak Krasos'ta şaşırdı ve ağır bir yenilgiye uğradı, kendi hayatıyla zar zor kurtuldu. Ardından ateşkes ve esir takası düzenlendi. Yenilgisine ve ertesi yıl büyük bir Abbasi istilasına rağmen, I. Nikiforos, Halifeliğin doğu vilayetlerinde yaşanan sorunlar Abbasileri barış yapmaya zorlayana kadar sebat etti.

<span class="mw-page-title-main">Kopidnadon Muharebesi</span>

Kopidnados Savaşı, Eylül 788'de Abbasi Halifeliği ve Bizans İmparatorluğu orduları arasında gerçekleşti. Abbasi ordusu Bizans Küçük Asya'yı işgal etti ve Kopidnadon'da bir Bizans kuvveti ile karşı karşıya kaldı. Ortaya çıkan savaş Abbasi zaferiydi. Bizans kayıpları arasında, bazı bilim adamları tarafından edebiyat kahramanı Digenes Akritas'ın muhtemel orijinal kaynağıyla özdeşleştirilen belirli bir Diyojen de vardı.

<span class="mw-page-title-main">Küçük Asya'nın Abbasi işgali (782)</span>

782 Küçük Asya'nın Abbasi işgali, Abbasi Halifeliği'nin Bizans İmparatorluğu'na karşı başlattığı en büyük operasyonlardan biriydi. İşgal, bir dizi Bizans başarısının ardından Abbasi askerî gücünün bir göstergesi olarak başlatıldı. Abbasi veliahtı, geleceğin Harun al-Rashid komutasındaki Abbasi ordusu, Bizans başkenti Konstantinopolis'ten Boğaz'ın karşısındaki Hrisopolis'e kadar ulaştı, ikincil güçler Batı Anadolu'ya baskın düzenledi ve burada Bizans güçlerini mağlup etti. Harun, Konstantinopolis'e saldırmak niyetinde olmadığı ve bunu yapacak gemileri olmadığı için geri döndü.

<span class="mw-page-title-main">Küçük Asya'nın Abbasi işgali (806)</span>

806 Küçük Asya'nın Abbasi işgali, Abbasi Halifeliği tarafından Bizans İmparatorluğu'na karşı başlatılan uzun bir dizi askerî operasyonun en büyüğüydü. Abbasi ve Bizans imparatorluklarının uzun bir kara sınırını paylaştığı güneydoğu ve orta Küçük Asya'da gerçekleşti. Abbasi ve Bizans imparatorluklarının uzun bir kara sınırını paylaştığı güneydoğu ve orta Küçük Asya'da gerçekleşti.

Muaviye bin Hişâm Arap-Bizans savaşlarında öne çıkan Emevî Halifesi Hişâm bin Abdülmelik'in oğlu olan bir Arap generalidir. Oğlu Abdurrahman bin Muaviye, Kurtuba Emirliği ve Endülüs Emevî soyunun kurucusudur.

Abdullah el-Battal Emevî Halifeliği'nin Bizans İmparatorluğu'na karşı başlattığı birçok seferde yer alan, 8. yüzyılın başlarındaki Arap-Bizans savaşlarında Müslüman Arap komutanıydı. Hayatıyla ilgili tarihsel gerçekler seyrektir, ancak ölümünden sonra çevresinde gerçek olmayan kapsamlı bir tarihsel ve efsanevi gelenek gelişti ve hem Arapça hem de daha sonra Türkçe destan edebiyatında Battal Gazi olarak ünlü bir figür oldu.

Süleyman bin Hişâm, Arap general, Emevî Halife Hişâm bin Abdülmelik'in oğludur. Bizans İmparatorluğu'na karşı yapılan seferlere katılımının yanı sıra Emevî Halifeliğinin son yıllarında meydana gelen iç savaşlardaki önemli rolü ile tanınır. II. Mervân tarafından mağlup edildi ve öldüğü Hindistan'a kaçtı.

<span class="mw-page-title-main">Dar Geçit Muharebesi</span> 731 yılında günümüzde Özbekistanda gerçekleşen çatışma

Dar Geçit Muharebesi ya da Defile Savaşı Tahtakaraça Geçidi'nde Emevî Halifeliği'nin büyük bir ordusu ile Türkeş Devleti arasında Temmuz 731'de üç gün boyunca süren çatışmadır. Türkeş Devleti, Semerkant'ı kuşatıyordu ve şehrin komutanı Sevre bin Hür, Horasan'ın yeni atanan valisi Cüneyd el-Mürrî'den yardım talebinde bulunmuştu. Cüneyd'in 28.000 kişilik ordusu geçitte Türkeş Devleti'nin saldırısına uğradı ve Emevî ordusu kendini kurtarmayı ve Semerkant'a ulaşmayı başarsa da çok büyük kayıplar verdi; Bir yardım amacıyla Türkeş güçlerine arkadan saldırmaları emredilen Sevre'nin 12.000 askeri neredeyse yok edildi.

Bu sayfada, 740'larda Emevi Halifeliği'nde yaşanan olaylar yer alıyor.