İçeriğe atla

Nihilizm

Nihilizm, evrenin ve insan yaşamının özünde herhangi bir anlam taşımadığını savunan bir felsefi yaklaşımdır. Ancak bu, her türlü anlam ve değerin tamamen reddi gerektiği anlamına gelmez. Nihilizme göre, toplumsal, ahlaki ve kültürel değerler insan yapımıdır ve mutlak bir gerçeklik taşımaz.

Nihilizm, Tanrı'nın varlığı, iradenin özgürlüğü, bilginin kesinliği, ahlak ve tarihin mutlak sonu gibi kavramların mutlak kabul edilmesini reddeder. Ancak bu kavramların kendisinin reddedilmesi, bireyin ya da toplumun pragmatik olarak vereceği bir karardır ve nihilizmden bağımsızdır.

Her ne kadar Nietzsche gibi nihilizme muhalif düşünürler, nihilizmi aşırı sonuçlarıyla tanımlamaya çalışsa da, bu tanımlar nihilizmin kendisini değil, muhaliflerin nihilizme yönelik bakış açılarını yansıtır. Bu bağlamda, Crosby (1998) ve Deleuze (1962) gibi filozofların tanımları da, nihilizmin aşırı yorumlarına odaklanan eleştirisel perspektiflerdir.[1][2]

Aynı zamanda kök sözcük olan "nihil", İngilizce bir sözcük olan "annihilate"de de bulunur ki bu sözcük yok etmek, ortadan kaldırmak, imha etmek anlamlarına gelmektedir. Nihilizm sözcüğü Rus yazar İvan Turgenyev'in Babalar ve Oğullar kitabında Bazarov adlı karakteri tanımlaması için kullanmasından sonra popülerleşmiştir.[3] 19. yüzyıl ortalarında Rusya'da, özellikle genç entelektüel kesim arasında taraftar bularak yükselen ve bu nedenle kendine büyük felsefi akımlar arasında yer edinen bir felsefi yaklaşımdır.[4]

İnsani değerlerin asılsız olduğu, hayatın anlamsız olduğu, bilginin imkansız olduğu veya bazı varlıkların var olmadığı veya bunların anlamsız veya manasız olduğu da dahil olmak üzere farklı nihilist pozisyonlar olmuştur.[5][6]

Nihilizm; bilgi felsefesi, ahlak ve siyaset alanında kabul görmüştür. Ve yine nihilizm, her şeyi, her gerçeği ve değerleri reddetme şeklinde ortaya çıkmıştır.[] Nihilizm; her türlü bilgi imkânını reddeder ve hiçbir doğru, genel geçer (Toplum tarafından kabul edilen, hemen herkesçe benimsenen) bilginin olamayacağını savunur. Varlığı her şekliyle şüphe ile karşılar ve hatta yok sayar.[]

Nihilizm temelde estetizmin bütün biçimlerini reddeder. Toplumsal bilimleri ve klasik felsefe sistemlerini bütünüyle reddeder. Yalın olgucu (pozitivist) ve maddeci bir tutumla yerleşik toplumsal düzene baş kaldırmayı temsil eder, devlet, din ya da aile otoritesine karşı çıkar. Yalnızca bilimsel doğruları temel aldığı düşünülse de, bilimin toplumsal sorunlarının üstesinden gelemeyeceğini kabul eder.[]

Tarih

Budizm

Nihilizm kavramı, Theravada ve Mahayana Tripiṭaka'da kaydedildiği üzere Buda tarafından ele alınmıştır.[7] Orijinali Pali dilinde yazılmış olan Tripiṭaka, nihilizmden natthikavāda ve nihilist görüşten micchādiṭṭhi olarak söz etmektedir.[8] İçindeki çeşitli sutralar Buda hayattayken farklı çileci mezhepleri tarafından benimsenen ve bazıları Buda tarafından ahlaki açıdan nihilist olarak görülen çok sayıda görüşü tanımlamaktadır. Apannaka Sutta'daki “Nihilizm Doktrini”nde Buda ahlaki nihilistleri aşağıdaki görüşlere sahip olarak tarif etmektedir:[9]

  • Verme eylemi hiçbir faydalı sonuç doğurmaz;
  • İyi ve kötü eylemler hiçbir sonuç doğurmaz;
  • Ölümden sonra varlıklar bu dünyada veya başka bir dünyada yeniden doğmazlar;
  • Dünyada, doğrudan bilgi yoluyla, varlıkların bu dünyada veya başka bir dünyada yeniden doğduğunu doğrulayabilecek hiç kimse yoktur.

Ayrıca Buda, bu görüşlere sahip kişilerin iyi zihinsel, sözel ve bedensel davranışlardaki erdem ile yanlış davranışlardaki karşılık gelen tehlikeleri göremeyeceklerini ve bu yüzden bu ikincisine yöneleceklerini belirtmektedir.[9]

Jacobi

Nihilizm terimi felsefeye ilk kez Friedrich Heinrich Jacobi (1743-1819) tarafından kazandırılmıştır. Jacobi, bu terimi rasyonalizmi,[10] özellikle de Spinoza'nın determinizmini ve Aydınlanma'yı (Aufklärung) tanımlamak için kullanmıştır. Ona göre, tüm rasyonalizm nihayetinde nihilizme indirgenmekteydi ve bu durumdan kaçınmak için bir tür inanç ve vahye geri dönülmesi gerektiğini savunuyordu. Bu görüşü bir reductio ad absurdum olarak ileri sürmüştür. Örneğin, Bret W. Davis şöyle yazmaktadır:[11]

Nihilizm fikrinin ilk felsefi gelişimi genellikle, ünlü bir mektubunda Fichte'nin idealizmini nihilizme düşmekle eleştiren Friedrich Jacobi'ye atfedilmektedir. Jacobi'ye göre Fichte'nin egoyu mutlaklaştırması, Tanrı'nın mutlak aşkınlığını inkar eden bir öznellik şişirmesidir.

İlgili ancak karşıt bir kavram olan fideizm, aklı imana düşman ve ondan aşağı olarak görmektedir.

Kierkegaard

Søren Kierkegaard (1813-1855) nihilizmin erken bir biçimini ortaya koydu ve bunu tesviye olarak adlandırdı.[12] Tesviyeyi, bireyin biricikliğinin yok olacağı ve kişinin varoluşunda anlamlı hiçbir şeyin onaylanamayacağı bir noktaya kadar bireyselliği baskılama süreci olarak görmüştür:

En yüksek seviyedeki tesviye, kişinin kendi kalp atışlarını duyduğu ölümün durgunluğu gibi bir şeydir. Ölüm gibi bir durgunluk, içine hiçbir şeyin giremediği, her şeyin battığı, güçsüz bir durumdur. Bir kişi bir isyanın başına geçebilir ama bir kişi bu tesviye sürecinin başına geçemez çünkü bu onu lider yapar ve tesviye edilmekten kaçınır. Her birey kendi küçük çevresinde bu tesviyeye katılabilir, ancak bu soyut bir süreçtir ve tesviye bireyselliği fetheden soyutlamadır. — The Present Age, 1962, sayfa 51–53.

Bir yaşam felsefesinin savunucusu olan Kierkegaard, genel olarak tesviyeye ve onun nihilist sonuçlarına karşı çıkmış, ancak “tesviye çağında yaşamanın gerçekten eğitici olacağına, çünkü insanların tesviye yargısıyla tek başlarına yüzleşmek zorunda kalacaklarına” inanmıştır.[13] George Cotkin, Kierkegaard'ın “on dokuzuncu yüzyılda hem ruhani hem de siyasi inancın standartlaştırılmasına ve tesviye edilmesine” karşı olduğunu ve Kierkegaard'ın “kitle kültüründe bireyi egemen görüşe uygunluk ve itaatin şifresine indirgeme eğilimlerine karşı çıktığını” ileri sürmektedir.[14] Kierkegaard, tesviye sürecinin üstesinden gelebilen bireylerin bunun için daha dayanıklı olduğunu ve bunun “gerçek bir benlik olma” yolunda doğru yönde atılmış bir adımı temsil ettiğini savunur.[13][15] Hubert Dreyfus ve Jane Rubin, tesviyenin üstesinden gelmemiz gerektiği[16] için Kierkegaard'ın ilgisinin, “giderek nihilistleşen bir çağda, hayatlarımızın anlamlı olduğu hissini nasıl geri kazanabileceğimiz” konusunda olduğunu ileri sürmektedir.[17]

Rus nihilizmi

Rus nihilizmi, 1860-1917 yılları arasında hem nihilist felsefenin yeni ortaya çıkan bir biçimi hem de dönemin bazı devrimci eğilimleriyle örtüşen ve çoğu zaman yanlış bir şekilde siyasi terörizm olarak nitelendirilen geniş bir kültürel hareketti.[18] Rus nihilizmi, metafiziği, duygusallığı ve estetikçiliği reddetmekle birlikte katı determinizm, ateizm, materyalizm, pozitivizm ve rasyonel egoizm teorilerini içeren mevcut değerlerin ve ideallerin çözülmesine odaklandı.[19] Bu düşünce ekolünün önde gelen filozofları arasında Nikolay Çernışevski ve Dimitri Pisarev yer almaktadır.[20]

Rus nihilist hareketinin entelektüel kökenleri 1855'e ve belki de daha öncesine kadar götürülebilir,[21] burada esas olarak aşırı ahlaki ve epistemolojik şüphecilik felsefesi söz konusuydu.[22] Ancak nihilizm adının ilk kez popülerleşmesi 1862 yılına, Ivan Turgenev'in ünlü romanı Babalar ve Oğullar'da bu terimi genç kuşağın kendilerinden önce gelen hem ilericiler hem de gelenekçiler karşısındaki hayal kırıklığını tanımlamak için kullanmasına[23] ve bunun olumsuzlama ve değer yıkımının mevcut koşullar için en gerekli şey olduğu görüşünde tezahür etmesine kadar sürmüştür.[24] Hareketin bu ismi benimsemesi, romanın hem muhafazakârlar hem de genç kuşak tarafından ilk başta sert karşılanmasına rağmen çok kısa sürmüştür.[25]

Felsefi olarak hem nihilist hem de şüpheci olsa da, Rus nihilizmi sanıldığı gibi etiği ve bilgiyi tek taraflı olarak olumsuzlamamış, anlamsızlığı kesin olarak benimsememiştir.[26] Yine de çağdaş akademi, Rus nihilizminin salt şüphecilikle bir tutulmasına karşı çıkarak onu temelde bir Prometheus hareketi olarak tanımlamıştır.[27] Olumsuzlamanın tutkulu savunucuları olan nihilistler, Rus halkının Prometheus gücünü özgürleştirmeye çalıştılar. Onlara göre bu güç, bir prototip bireyler sınıfında veya kendi deyimleriyle "yeni tiplerde" somutlaşmaktaydı.[28] Pisarev'e göre bu bireyler, kendilerini tüm otoriteden kurtararak ahlaki otoriteden de muaf olurlar ve bu özellikleriyle ayaktakımından ya da sıradan kitlelerden ayırt edilirler.[29]

Daha sonraki nihilizm yorumları, Rus nihilizmine tepki olarak ortaya çıkan Fyodor Dostoyevski'ninkiler gibi anti-nihilist edebiyat eserlerinden büyük ölçüde etkilenmiştir.[30] Çağdaş akademisyen Nishitani, “Gerçek dünyadaki yozlaşmış nihilistlerin aksine, kendilerini şımartarak nihilist duyarlılıklarını uyuşturup kendilerini unutmaya çalışanlar, Dostoyevski'nin karakterleri gönüllü olarak nihilizme atlarlar ve onun sınırları içinde kendileri olmaya çalışırlar” diye yazmaktadır. “Tanrı yoksa her şey mübahtır‘ ya da ’après moi, le déluge'de ifade edilen nihilizm, içtenliğini sonuna kadar yaşamaya çalıştıkları bir ilke sunmaktadır.[31]

Nietzsche

Nihilizm genellikle, Batı kültürünün yaygın bir fenomeni olarak nihilizme ayrıntılı bir teşhis koyan Alman filozof Friedrich Nietzsche ile ilişkilendirilir. Kavram Nietzsche'nin çalışmalarında sıkça yer alsa da, Nietzsche bu terimi farklı anlamlar ve çağrışımlarla çeşitli şekillerde kullanmıştır.

Nietzsche'nin düşüncesinin gelişimiyle ilgili olarak, 1869'dan itibaren “nihilist” temalarla ilgilenmesine rağmen, nihilizmin kavramsal bir kullanımının ilk kez 1880'in ortalarında el yazısı notlarında ortaya çıktığı araştırmalarda belirtilmiştir. Bu dönem, Rusya'da nihilist olaylarla ilgili gazete haberlerine dayanarak sözde “Rus nihilizmini” yeniden inşa eden popüler bir bilimsel çalışmanın yapıldığı dönemdir. Üç baskı yapan bu eser sadece geniş bir Alman okur kitlesi tarafından bilinmekle kalmadı, aynı zamanda Nietzsche üzerindeki etkisi de kanıtlanabilir olmuştur.[32]

Karen L. Carr, Nietzsche'nin nihilizm tanımını “Bir gerilim durumu, değer vermek veya ihtiyaç duyduğumuz şeyler ile dünyanın nasıl işlediği arasındaki orantısızlık” olarak tanımlamaktadır.[33] Dünyanın, sahip olmasını istediğimiz ya da uzun zamandır sahip olduğuna inandığımız nesnel bir değere ya da anlama sahip olmadığını anladığımızda, kendimizi bir krizin içinde buluruz.[34] Nietzsche, Hristiyanlığın gerilemesi ve fizyolojik dekadansın yükselişiyle birlikte nihilizmin aslında modern çağın karakteristiği olduğunu ileri sürer,[35] ancak nihilizmin yükselişinin hala tamamlanmadığını ve henüz üstesinden gelinmediğini ima eder.[36] Nihilizm sorunu özellikle Nietzsche'nin not defterlerinde (ölümünden sonra yayınlanmıştır) belirgin hale gelmesine rağmen, yayınlanmış eserlerinde tekrar tekrar bahsedilir ve burada bahsedilen birçok sorunla yakından bağlantılıdır.

Nietzsche nihilizmi dünyanın ve özellikle de insan varoluşunun anlam, amaç, anlaşılabilir hakikat veya temel değer açısından içinin boşaltılması olarak nitelendirmiştir. Bu gözlem kısmen Nietzsche'nin bakış açısından ya da “bilginin” her zaman bir şeyin birileri tarafından oluşturulduğu düşüncesinden kaynaklanmaktadır. Bilgi, her zaman bakış açısına bağlıdır ve asla salt gerçek değildir.[37] Bunun yerine, dünyayı anladığımız ve ona anlam verdiğimiz yorumlar mevcuttur. Yorumlama onsuz yapamayacağımız bir şeydir, hatta öznelliğin bir koşuludur. Dünyayı yorumlamanın bir yolu, insanların dünyayı, özellikle de kendi düşünce ve eylemlerini anlamlandırmalarının temel yollarından biri olan ahlaktan geçer. Nietzsche güçlü ya da sağlıklı bir ahlakı, yani söz konusu kişinin onu kendisinin inşa ettiğinin farkında olduğu bir ahlakı, yorumlamanın dışarıdan bir şeye atfedildiği zayıf ahlaktan ayırt etmektedir.

Nietzsche, çalışmalarındaki önemli konulardan biri olan Hristiyanlığı, defterlerinde “Avrupa Nihilizmi”[38] başlıklı bir bölümde uzun uzadıya nihilizm sorunu bağlamında ele alır. Burada Hristiyan ahlak öğretisinin insanlara içsel bir kıymet, dünyadaki kötülüğü meşrulaştıran bir Tanrı inancı ve nesnel bilgi için bir temel sağladığını ifade eder. Bu anlamda, nesnel bilginin mümkün olduğu bir dünya inşa ederken, Hristiyanlık nihilizmin ilkel bir biçimine, anlamsızlığın umutsuzluğuna karşı bir panzehirdir. Bununla birlikte, Hristiyan doktrinindeki doğruluk unsuru tam da onun hakikate doğru ilerleyişindeki felaketidir, Hristiyanlık sonunda kendini bir kurgu olarak bulur ve bu da kendi kendini ortadan kaldırır. Bu nedenle Nietzsche, Hristiyanlığı “ondan çok uzak yaşadığımız için değil, çok yakın yaşadığımız için” geride bıraktığımızı belirtmektedir.[39] Bu sebepten dolayı Hristiyanlığın kendi kendini ortadan kaldırması nihilizmin bir başka biçimini oluşturur. Hristiyanlık kendini yorum olarak ortaya koyan bir yorum olduğu için, Nietzsche bu çözülmenin şüpheciliğin ötesinde tüm anlamlara karşı bir güvensizliğe yol açtığını belirtir.[33][40]

Stanley Rosen, Nietzsche'nin nihilizm kavramını “her şeye izin verildiği” bir anlamsızlık durumuyla ilişkilendirir. Ona göre, dünyanın temel gerçekliğine ya da sadece insani fikirlere karşılık gelen daha yüksek metafizik değerlerin yitirilmesi, tüm insani fikirlerin bu nedenle değersiz olduğu düşüncesine yol açacaktır. İdealizmi reddetmek böylece nihilizmle neticelenir, çünkü yalnızca benzer şekilde aşkın olan idealler, nihilistin hala dolaylı olarak sahip olduğu önceki ölçütlere uygundur.[41] Hristiyanlığın dünyaya değer biçme konusunda bir kaynak olarak hizmet etme yetersizliği, Nietzsche'nin Şen Bilim'deki ünlü deli aforizmasında kendini gösterir.[42] Tanrı'nın ölmesi, özellikle de “onu biz öldürdük” ifadesi, Hristiyan doktrininin kendi kendini ortadan kaldırmasına benzemektedir. Nietzsche'ye göre bilimlerin, insanın evrimin bir ürünü olduğunu, Dünya'nın yıldızlar arasında özel bir yeri olmadığını ve tarihin ilerlemeci olmadığını gösteren ilerlemeleri nedeniyle, Hristiyan Tanrı kavramı artık bir ahlak için temel oluşturamaz.

Anlam yitimine verilen bu tepkilerden biri, Nietzsche'nin Schopenhauer'in kötümser felsefesinde tanıdığı pasif nihilizm olarak adlandırdığı durumdur. Nietzsche'nin Batı Budizmi olarak da adlandırdığı Schopenhauer'in öğretisinde, acıyı azaltmak için kişinin kendisini irade ve arzulardan ayırması gerektiği savunulur. Nietzsche bu tutumu “hiçlik istenci” şeklinde nitelendirir. Buna göre, dünyada değerli hiçbir şey bulunmadığı için yaşam kendi kendine sırt çevirir. Dünyadaki tüm değerlerin bu şekilde biçilip atılması nihilistin karakteristik özelliğidir, ancak bu noktada nihilist çelişkili görünür zira bu “hiçlik istenci” hala bir değer biçme ya da isteme biçimidir.[43] Bunu “nihilistler açısından bir tutarsızlık” olarak tanımlamaktadır:

Bir nihilist, dünyanın olduğu haliyle olmaması gerektiğine ve olması gerektiği haliyle de var olmadığına hükmeden kişidir. Bu görüşe göre, varoluş eylemimizin, acı çekmemizin, istememizin, hissetmemizin hiçbir anlamı yoktur. 'Boşuna' sözü nihilistlerin pathos'udur, aynı zamanda pathos olarak nihilistlerin bir tutarsızlığıdır.

-Friedrich Nietzsche, KSA 12:9 [60], Güç İstenci, Bölüm 585

Nietzsche'nin nihilizm sorunuyla ilişkisi karmaşık bir ilişkidir. Nihilizm sorununa son derece kişisel bir sorun olarak yaklaşır ve modern dünyanın bu çıkmazının kendisinde “bilinçli hale gelen” bir sorun olduğunu belirtir.[44] Nietzsche'ye göre, ancak nihilizmin üstesinden gelindiğinde bir kültür gelişmek için gerçek bir temele sahip olabilecektir. Nihilizmin gelişini hızlandırmak istemesinin tek nedeni, nihai gidişini de hızlandırabilmekti.[35]

Hristiyanlığın kendini ortadan kaldırmasının ardından en azından başka bir tür nihilizmin, tüm değer ve anlamın yok edilmesinden sonra durmayıp ardından gelen hiçliğe boyun eğen bir tür nihilizmin ortaya çıkma ihtimali olduğunu ifade etmektedir. Öte yandan bu alternatif, ''etkin'' nihilizm, yeni bir şey inşa etmek için alanı düzeltmek üzere yok etmeyi tercih edecektir. Nihilizmin bu biçimi Nietzsche tarafından “bir güç belirtisi”[45] olarak tanımlanır; eski değerlerin çürümesine boyun eğen pasif nihilizmin aksine, geçmişi temizlemek ve kendi inanç ve yorumlarını ortaya koymak için eski değerlerin kasıtlı olarak yok edilmesidir. Değerlerin bu kasıtlı yıkımı ve nihilizm durumunun yeni bir anlam inşa edilerek aşılması, bu aktif nihilizm, Nietzsche'nin başka bir yerde özgür ruh[33] ya da Böyle Buyurdu Zerdüşt ve Deccal'deki Üstinsan (Übermensch) olarak adlandırdığı, kendi değerlerini ortaya koyan ve hayatını kendi sanat eseriymiş gibi yaşayan güçlü birey modeliyle ilişkilendirilebilir. Yine de “aktif nihilizmin” bu duruş için gerçekten doğru terim olup olmadığı sorgulanabilir ve bazıları Nietzsche'nin nihilizmin ortaya çıkardığı sorunları yeteri kadar ciddiye alıp almadığını sorgulamaktadır.[46]

Tüm bunlara rağmen, Jean Grenier'e göre Nietzsche asla bir nihilist olmamıştır. "Güç İstenci" adlı kitabında belirttiği üzere Nietzsche, Nihilizm'i sonuna kadar yaşamış ve onu aşmıştır. Nihilizm'in aşılması gereken bir şey olduğunu savunur. Peki, Nihilizm nasıl aşılır? Bu soruya verdiği cevap şöyledir: "Bizler doğadaki tüm ahlakı reddetmiyoruz, ahlakın evrensel olduğu iddiasını reddediyoruz ve bir ahlak kuralını reddederken veya kabul ederken onun hayatı geliştirici mi yoksa engelleyici mi olduğuna bakıyoruz."[]

Diğer

Heidegger ise Nihilizm'i Batı Düşüncesi'ni oluşturan öğelerden biri olarak görür. Bu görüş, değeri ve "var olan"ı tanımlamak için gerçekte, varlık sorusunu sormayı kendine yasaklar. Gorgias ise nihilizmin agnostik yönüne vurgu yaparak "Hiçbir şey var değildir, var olsa da bilinmez, bilinse de başkalarına aktarılamaz" demiştir.[] Nihilizmin öncülerinden biri olan Emil Cioran ise bu fikirlerden farklı bir şekilde görüşler ortaya koymuştur.[47]

Biçimleri

Kozmik nihilizm

Kozmik nihilizm, gerçekliğin veya kozmosun ya tamamen ya da önemli ölçüde anlaşılmaz olduğunu ve insan amaçları ve ilkeleri için hiçbir temel sağlamadığını savunan görüştür.[48] Özellikle, evreni insanlığa karşı belirgin bir şekilde düşman olarak ya da ilgisiz olarak değerlendirebilir.[49] Genellikle hem epistemolojik hem de varoluşsal nihilizmin yanı sıra kozmikizmle de ilgilidir.

Varoluşçu nihilizm

Varoluşçu nihilizm, yaşamın özsel bir anlamı veya değeri olmadığı görüşünü savunur.[48] Evrenle ilgili olarak varoluşsal nihilizm, tek bir insanın ve hatta tüm insan türünün önemsiz, amaçsız ve varoluşun bütünlüğü içinde değişme olasılığının düşük olduğunu ileri sürmektedir. Hayatın anlamsızlığı büyük ölçüde, kişinin kendi öznel anlamını veya amacını yaratabileceği felsefi varoluşçuluk ekolünde incelenir. Popüler kullanımda “nihilizm” artık en yaygın olarak varoluşsal nihilizm biçimlerini ifade etmektedir.

Ahlaki nihilizm

Ahlaki nihilizm, aynı zamanda etik nihilizm olarak da adlandırılır ve hiçbir ahlak ya da etiğin var olmadığını, dolayısıyla hiçbir eylemin ahlaki açıdan diğerine tercih edilemeyeceğini savunan meta-etik bir görüştür. Ahlaki nihilizm, sosyal olarak inşa edilmiş değerleri kişisel veya kültürel ahlak kuralları olarak kabul etmemesi bakımından hem ahlaki görecelilikten hem de dışavurumculuktan ayrılmaktadır. Ayrıca nihilizm, ahlakın olmadığını savunmak yerine, eğer varsa bile bunun bir insan inşası ve dolayısıyla yapay olduğunu, her türlü anlamın farklı olası sonuçlar için göreceli olduğunu savunan diğer ahlaki pozisyonlardan da farklı olabilmektedir. Alternatif bir akademik bakış açısı ise ahlaki nihilizmin kendi içinde bir ahlak olduğu yönündedir. Cooper şöyle yazmaktadır: “‘Ahlak’ kelimesinin en geniş anlamıyla, ahlaki nihilizm bir ahlaktır".[50]

Ayrıca bakınız

Kaynakça

  1. ^ Crosby, Donald A. (1998). "Nihilism". Routledge Encyclopedia of Philosophy. Taylor and Francis. doi:10.4324/9780415249126-N037-1. ISBN 9780415250696. As its name implies (from Latin nihil, 'nothing'), philosophical nihilism is a philosophy of negation, rejection, or denial of some or all aspects of thought or life. 
  2. ^ Deleuze, Gilles (1962). Nietzsche and Philosophy. Tomlinson, Hugh tarafından çevrildi. Londra: The Athlone Press (1983 tarihinde yayınlandı). ISBN 978-0-231-13877-2. Nietzsche calls the enterprise of denying life and depreciating existence nihilism. 
  3. ^ "Nihilism | Internet Encyclopedia of Philosophy" (İngilizce). 9 Mart 2010 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 24 Ağustos 2023. 
  4. ^ "Nihilism". Encyclopædia Britannica. 13 Şubat 2024. 4 Ekim 2022 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 7 Haziran 2024. Nihilism, (from Latin nihil, "nothing"), originally a philosophy of moral and epistemological skepticism that arose in 19th-century Russia during the early years of the reign of Tsar Alexander II. |Pratt, Alan. "Nihilism". Internet Encyclopedia of Philosophy. 5 Mart 2023 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 24 Ağustos 2023. In Russia, nihilism became identified with a loosely organized revolutionary movement (C.1860-1917) that rejected the authority of the state, church, and family. |Lovell, Stephen (1998). "Nihilism, Russian". Routledge Encyclopedia of Philosophy. Taylor & Francis. doi:10.4324/9780415249126-E072-1. ISBN 9780415250696. Nihilism was a broad social and cultural movement as well as a doctrine. }}
  5. ^ Pratt, Alan. "Nihilism 12 Nisan 2010 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.." Internet Encyclopedia of Philosophy. "Nihilism | Internet Encyclopedia of Philosophy". Archived from the original on 12 Nisan 2010. Erişim tarihi: 26 Ağustos 2003. .
  6. ^ "The Meaning of Life#Nihilism". Stanford Encyclopedia of Philosophy. 20 Ekim 2021 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 3 Ağustos 2020. 
  7. ^ "Buddhists celebrate birth of Gautama Buddha". HISTORY. 2 Eylül 2019 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 7 Nisan 2020. 
  8. ^ Bhikkhu Bodhi. "Pali-English Glossary" and "Index of Subjects." In The Connected Discourses of the Buddha: A New Translation of the Samyutta Nikkaya.
  9. ^ a b Bhikkhu Ñāṇamoli, and Bhikkhu Bodhi, trans. "Apannaka Sutta." In The Middle Length Discourses of the Buddha. Note 425.
  10. ^ di Giovanni, George. "Friedrich Heinrich Jacobi". plato.stanford.edu (İngilizce). Erişim tarihi: 14 Temmuz 2022. 
  11. ^ Davis, Bret W. 2004. "Zen After Zarathustra: The Problem of the Will in the Confrontation Between Nietzsche and Buddhism." Journal of Nietzsche Studies 28:89–138. p. 107.
  12. ^ Dreyfus, Hubert (2004). "Kierkegaard on the Internet: Anonymity vs. Commitment in the Present Age". Berkeley.edu. 22 Aralık 2013 tarihinde kaynağından arşivlendi. 
  13. ^ a b Hannay, Alastair. Kierkegaard, p. 289.
  14. ^ Cotkin, George. Existential America, p. 59.
  15. ^ Kierkegaard, Søren. 1849. The Sickness Unto Death.
  16. ^ Barnett, Christopher. Kierkegaard, Pietism, and Holiness, p. 156.
  17. ^ Wrathall, Mark, et al. Heidegger, Authenticity, and Modernity. p. 107.
  18. ^ "Nihilism". Encyclopædia Britannica. 3 Ocak 2024. 4 Ekim 2022 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 7 Haziran 2024. The philosophy of nihilism then began to be associated erroneously with the regicide of Alexander II (1881) and the political terror that was employed by those active at the time in clandestine organizations opposed to absolutism. 
  19. ^
  20. ^ Lovell, Stephen (1998). "Nihilism, Russian". Routledge Encyclopedia of Philosophy. Taylor and Francis. doi:10.4324/9780415249126-E072-1. ISBN 9780415250696. The major theorists of Russian Nihilism were Nikolai Chernyshevskii and Dmitrii Pisarev, although their authority and influence extended well beyond the realm of theory. 
  21. ^
    • Lovell, Stephen (1998). "Nihilism, Russian". Routledge Encyclopedia of Philosophy. Taylor and Francis. doi:10.4324/9780415249126-E072-1. ISBN 9780415250696. Russian Nihilism is perhaps best regarded as the intellectual pool of the period 1855–66 out of which later radical movements emerged. 
    • Nishitani, Keiji (1990). McCormick, Peter J. (Ed.). The Self-Overcoming of Nihilism. Graham Parkes; with Setsuko Aihara tarafından çevrildi. State University of New York Press. ISBN 0791404382. Nihilism and anarchism, which for a while would completely dominate the intelligentsia and become a major factor in the history of nineteenth-century Russia, emerged in the final years of the reign of Alexander I. 
  22. ^ "Nihilism". Encyclopædia Britannica. 3 Ocak 2024. 4 Ekim 2022 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 7 Haziran 2024. Nihilism, (from Latin nihil, "nothing"), originally a philosophy of moral and epistemological skepticism that arose in 19th-century Russia during the early years of the reign of Tsar Alexander II. 
  23. ^
    • Petrov, Kristian (2019). "'Strike out, right and left!': a conceptual-historical analysis of 1860s Russian nihilism and its notion of negation". Stud East Eur Thought. 71 (2): 73-97. doi:10.1007/s11212-019-09319-4. Even so, the term nihilism did not become popular until Turgenev published F&C in 1862. Turgenev, a sorokovnik (an 1840s man), used the term to describe "the children", the new generation of students and intellectuals who, by virtue of their relation to their fathers, were considered šestidesjatniki. 
    • "Nihilism". Encyclopædia Britannica. 21 Mayıs 2023 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 8 Haziran 2024. It was Ivan Turgenev, in his celebrated novel Fathers and Sons (1862), who popularized the term through the figure of Bazarov the nihilist. 
    • "Fathers and Sons". Encyclopædia Britannica. 15 Haziran 2022 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 8 Haziran 2024. Fathers and Sons concerns the inevitable conflict between generations and between the values of traditionalists and intellectuals. 
    • Edie, James M.; Scanlan, James; Zeldin, Mary-Barbara (1994). Russian Philosophy Volume II: The Nihilists, The Populists, Critics of Religion and Culture. University of Tennessee Press. s. 3. The "fathers" of the novel are full of humanitarian, progressive sentiments ... But to the "sons," typified by the brusque scientifically minded Bazarov, the "fathers" were concerned too much with generalities, not enough with the specific material evils of the day. 
  24. ^ Frank, Joseph (1995). Dostoevsky: The Miraculous Years, 1865–1871. Princeton University Press. ISBN 0-691-01587-2. For it was Bazarov who had first declared himself to be a "Nihilist" and who announced that, "since at the present time, negation is the most useful of all," the Nihilists "deny—everything." 
  25. ^
    • "Fathers and Sons". Encyclopædia Britannica. 15 Haziran 2022 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 8 Haziran 2024. At the novel's first appearance, the radical younger generation attacked it bitterly as a slander, and conservatives condemned it as too lenient 
    • "Fathers and Sons". Novels for Students. 18 Nisan 2022 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 11 Ağustos 2020 – Encyclopedia.com vasıtasıyla. When he returned to Saint Petersburg in 1862 on the same day that young radicals—calling themselves "nihilists"—were setting fire to buildings. 
  26. ^
    • "Nihilism". Encyclopædia Britannica. 3 Ocak 2024. 4 Ekim 2022 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 7 Haziran 2024. Originally a philosophy of moral and epistemological skepticism that arose in 19th-century Russia during the early years of the reign of Tsar Alexander II. 
    • Petrov, Kristian (2019). "'Strike out, right and left!': a conceptual-historical analysis of 1860s Russian nihilism and its notion of negation". Stud East Eur Thought. 71 (2): 73-97. doi:10.1007/s11212-019-09319-4. Russian nihilism did not imply, as one might expect from a purely semantic viewpoint, a universal "negation" of ethical normativity, the foundations of knowledge or the meaningfulness of human existence. 
  27. ^ Gillespie, Michael Allen (1996). Nihilism Before Nietzsche. University of Chicago Press. ss. 139. ISBN 9780226293486. This nihilist movement was essentially Promethean."; "It has often been argued that Russian nihilism is little more than skepticism or empiricism. While there is a certain plausibility to this assertion, it ultimately fails to capture the millenarian zeal the characterized Russian nihilism. These nihilists were not skeptics but passionate advocates of negation and liberation. 
  28. ^
    • Gillespie, Michael Allen (1996). Nihilism Before Nietzsche. University of Chicago Press. ss. 139, 143-144. ISBN 9780226293486. These nihilists were not skeptics but passionate advocates of negation and liberation."; "While the two leading nihilist groups disagreed on details, they both sought to liberate the Promethean might of the Russian people"; "The nihilists believed that the prototypes of this new Promethean humanity already existed in the cadre of the revolutionary movement itself. 
    • Petrov, Kristian (2019). "'Strike out, right and left!': a conceptual-historical analysis of 1860s Russian nihilism and its notion of negation". Stud East Eur Thought. 71 (2): 73-97. doi:10.1007/s11212-019-09319-4. These "new types", to borrow Pisarev’s designation 
  29. ^ Frank, Joseph (1995). Dostoevsky: The Miraculous Years, 1865–1871. Princeton University Press. ISBN 0-691-01587-2. 
  30. ^ Petrov, Kristian (2019). "'Strike out, right and left!': a conceptual-historical analysis of 1860s Russian nihilism and its notion of negation". Stud East Eur Thought. 71 (2): 73-97. doi:10.1007/s11212-019-09319-4. 
  31. ^ Nishitani, Keiji (1990). McCormick, Peter J. (Ed.). The Self-Overcoming of Nihilism. Graham Parkes; with Setsuko Aihara tarafından çevrildi. State University of New York Press. s. 132. ISBN 0791404382. 
  32. ^ Martin Walter, Jörg Hüttner. Nachweis aus Nicolai Karlowitsch, Die Entwickelung des Nihilismus (1880) und aus Das Ausland (1880). In: Nietzsche-Studien, Vol. 51. 2022, p. 330–333. 
  33. ^ a b c Carr, Karen L. 1992. The Banalisation of Nihilism. Albany: State University of New York Press.
  34. ^ F. Nietzsche, KSA 12:6 [25].
  35. ^ a b Michels, Steven. 2004. "Nietzsche, Nihilism, and the Virtue of Nature." Dogma. Archived from the original on 2004-10-31.
  36. ^ F. Nietzsche, KSA 12:10 [142].
  37. ^ F. Nietzsche, KSA 13:14 [22].
  38. ^ F. Nietzsche, KSA 12:5 [71].
  39. ^ F. Nietzsche, KSA 12:2 [200].
  40. ^ F. Nietzsche, KSA 12:2 [127].
  41. ^ Rosen, Stanley. 1969. Nihilism: A Philosophical Essay. New Haven: Yale University Press. p. xiii.
  42. ^ F. Nietzsche, Şen Bilim: 125.
  43. ^ F. Nietzsche, Ahlakın Soykütüğü Üzerine, III:7.
  44. ^ F. Nietzsche, KSA 12:7 [8].
  45. ^ F. Nietzsche, KSA 12:9 [35].
  46. ^ Doomen, J. 2012. "Consistent Nihilism." Journal of Mind and Behavior 33(1/2):103–17.
  47. ^ Integlia, M. (2019). Tormented by God: The Mystic Nihilism of Emil Cioran. Italy: Libreria editrice vaticana.
  48. ^ a b Veit, Walter (2018). "Existential Nihilism: The Only Really Serious Philosophical Problem". Journal of Camus Studies: 211-236. doi:10.13140/RG.2.2.26965.24804. 12 Ekim 2023 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 7 Haziran 2024. 
  49. ^ Crosby, Donald A. (1998). "Nihilism". Routledge Encyclopedia of Philosophy. Taylor and Francis. doi:10.4324/9780415249126-N037-1. ISBN 9780415250696. 
  50. ^ Cooper, Neil (1973). "Moral Nihilism". Proceedings of the Aristotelian Society. 74 (1973–1974): 75-90. doi:10.1093/aristotelian/74.1.75. JSTOR 4544850. 

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Friedrich Nietzsche</span> Alman filozof, filolog ve şair (1844–1900)

Friedrich Wilhelm Nietzsche, Alman klasik filolog ve filozoftur. Nietzsche'nin fikirleri ve üslubu, yerleşik düşünce kalıplarını kırmıştır, bu nedenle yaşadığı dönemde var olan bir klasik disipline sokulamamıştır. Nietzsche, günümüzde yepyeni bir felsefi ekol olarak yaşam felsefesi disiplininin kurucusu olarak kabul edilmektedir.

Etik veya ahlak felsefesi, doğru davranışlarda bulunmak, iyi bir insan olmak ve insani değerler hakkında düşünme pratiğidir. Etik sözcüğü Yunanca "kişilik, karakter" anlamına gelen "ethos" sözcüğünden türemiştir.

Ahlak ya da sağtöre, kelimenin en dar anlamıyla, neyin doğru veya yanlış sayıldığı anlamına gelir. Terim genellikle kültürel, dinî, dünyevi ve felsefi topluluklar tarafından, insanların çeşitli davranışlarının yanlış veya doğru oluşunu belirleyen bir yargı ve ilkeler sistemi kavramı ve/veya inancı için kullanılır. Ahlak, kelimesinin etimolojik kökeninin Arapça “hulk” ; ” sözcüğüne dayandığı bilinir.

<span class="mw-page-title-main">Varoluşçuluk</span> Felsefi ve edebi akım

Varoluşçuluk veya egzistansiyalizm, 19. yüzyıl sonları ile 20. yüzyılda kendi içlerindeki derin öğretisel farklılıklarına karşın felsefi düşüncenin salt düşünen özne ile değil eyleyen, duyumsayan, yaşayan bir birey olarak insan öznesi ile başladığı inancını paylaşan belli başlı Avrupalı filozofların çalışmalarına karşılık gelen terim. Varoluşçu düşüncede her ne kadar 'özgürlük' yaygın olarak tepe nokta kabul edilse de akımın ilksel erdemi, otantisitedir. Varoluşçuluğa göre bireyin başlangıç noktası "varoluşsal tutum" olarak adlandırılan tutumla, yani görünürde anlamsız veya absürt bir dünya karşısında bir kopma ve keşmekeşlik duygusu ile nitelenir. Pek çok Varoluşçu, geleneksel ya da akademik felsefeyi biçim ve biçemsel yönden gerçek insan deneyiminden fazlasıyla soyut ve uzak olarak görmüştür. Ruhbilimsel ve kültürel devinimlerin bireysel deneyimlerle birlikte var olabileceğini savunan bu felsefi akımda, erdemlilik ve bilimsel düşünce birlikteliğinin insan var oluşunu anlamlandırmak için yeterli olamayacağını, bundan dolayı mevcut birlikteliğin gerçek değer yargıları içinde yönetilen ileri düzey bir kategori olduğu düşünülmüştür. İnsanın varoluşunu anlamlandırma, kesin olarak bahsedilen bu otantik gerçeklikle mümkündür.

<span class="mw-page-title-main">Egoizm</span>

Egoizm ya da Bencillik, popüler bir tanımla, genel olarak dünyanın geri kalanının veya özel olarak başkalarının çıkarları pahasına kişinin kendi çıkarlarını aşırı derecede gözetme eğiliminden oluşan bir karakter özelliğidir. Bununla birlikte, bu terimin felsefede yazara bağlı olarak özel bir anlamı vardır ve bazıları bunu açıkça iddia etmektedir. Solipsizm, nihilizm, hedonizm ve Bireyci Anarşizm de dahil olmak üzere ilgili doktrinler genellikle küçümseyici veya başka bir şekilde onunla ilişkilendirilir. Egoizm aynı zamanda hümanizme karşı çıkan ve yeri geldiğinde anti-liberal bir doktrinde olabilmektedir. Özellikle Aydınlanma filozofları egoizme karşı mücadele etmiştir.

<span class="mw-page-title-main">Kıta felsefesi</span>

Kıta felsefesi, Avrupa'daki 19. ve 20. yüzyıl felsefe geleneklerini tanımlamakta kullanılan terim. 20. yüzyılın ikinci yarısında anadili İngilizce olan filozoflar tarafından, analitik felsefenin dışında kalan görüş ve düşünceler için kullanılmaya başlanmıştır. Kıta felsefesi, şu akımları içinde barındırır: Alman idealizmi, fenomenoloji, varoluşçuluk, yorumsama, yapısalcılık, postyapısalcı felsefe, Fransız feminizmi, Frankfurt Okulu'nun eleştirel teorisi ve Batı Marksizmi ile psikoanalitik teorinin ilgili alanları.

<span class="mw-page-title-main">Kötülük problemi</span> Gereksiz Acı Argümanında olduğu gibi Kötülüğün ve mutlak iyi olan Tanrının nasıl bağdaştığına ilişkin felsefi bir sorun

Epikür Paradoksu, din felsefesinde kötülük ile mutlak iyi olan bir Tanrı'nın varlığının nasıl bağdaştığı şeklindeki bir sorudur. Sorunu ilk olarak Epikür mantıksal bir formül ile ortaya koymuş, o zamandan beri de felsefe ile hiçbir ilişkisi olmayan kişilerden filozoflara kadar hemen herkesin zihnini meşgul etmiştir.

Bu madde, 19. yüzyıl filozofu Friedrich Nietzsche hakkında yazılan eserlerin kaynak dizinidir.

Metaetik, etik anabilim dalının etik özelliklerinin, anlatım ve bildirimlerinin, tutumlarının ve yargılarının doğasını anlamak, arayıp bulmak ve ortaya çıkarmak maksadıyla uğraşan koludur.

Ahlakın Soykütüğü Üstüne: Bir Kavga Yazısı, Alman filozof Friedrich Nietzsche’nin son dönem yapıtlarındandır. Önsöz ve üç bölümden oluşan eser, 1887 yılının temmuz ve ağustos aylarında yazılmış ve aynı yılın kasım ayında basılmıştır. Nietzsche bu kitapta ceza,suç, adalet, hınç duygusu, vicdan gibi ahlaki kavramların tarihsel gelişimini inceleyip, Yahudiliğin ve Hristiyanlığın modern Avrupa kültüründe hakim kıldıkları 'ahlaki önyargıların' eleştirisini yapar. Nietzsche yorumcuları tarafından onun en sistematik kitabı olarak görülen Ahlakın Soykütüğü Üstüne, modern Avrupa kültürünün en önemli yapıtlarından biri olarak kabul edilmektedir.

<i>The Good Place</i>

The Good Place, NBC'de yayınlanan ABD fantastik komedi televizyon dizisi.

Ahlaki nihilizm ya da Etik nihlizm, ahlakın hiçbir şekilde olmadığına dair meta-etik görüştür; bu nedenle, hiçbir eylem bir diğerine göre daha tercih edilebilir değildir. Örneğin, ahlaki bir nihilist, herhangi bir nedenden ötürü birini öldürmenin ne doğru ne de yanlış olduğunu söyleyebilir. Ahlaki nihilizm, bireysel veya kültürel ahlaki değerleri kabul eden ahlaki görecelilikten farklıdır.

<span class="mw-page-title-main">Olan-olması gereken sorunu</span>

Olan-olması gereken sorunu, İskoç filozof David Hume tarafından ortaya atılmıştır. Birinin olması gerekenleri olanlara veya daha doğru bir tabirle olgusal önermelere dayandırmasıdır. Hume, olgusal önermeler ile ahlaki önermeler arasında önemli bir fark olduğunu ve olgusal alandan ahlaki alana geçişin muğlak olduğunu buldu. Hume yasası veya Hume'un giyotini de denen bu yasa, ahlaki ve değerlendirici olmayan olgusal önermelerden mantıksal olarak ahlaki önermelerin çıkamayacağını söyler.

Ahlaki gerçekçilik ya da ahlaki realizm, ahlaki cümlelerin evrenin özelliklerini nesnel olarak ifade eden önermeler olduğunu ve bunlardan bazılarının doğruluğunun bilinebileceğini savunan görüş. etik bilişselciliğin nihilist olmayan ve her türlü gerçekçilik karşıtı ontolojik görüşü reddeden bir şekli olarak görülebilir. Ahlaki önermelerin kişiye ve topluma bağlı olduğunu savunan ahlaki göreceliliği ve ahlaki cümlelerin birer önerme sayılamayacağını savunan gayribilişselciliği reddeder. Ahlaki realizmin iki ana alt kolu ahlaki doğalcılık ve ahlaki gayridoğalcılıktır.

Hukuki nihilizm, hukuka karşı olan olumsuz tutumdur. Hukuki nihilizm, "hukukun yararlı bir toplumsal örgütlenme kurumu olacağına olan inancın aşınmasıdır." Birçok bilim insanı, yasal nihilizmin yıkıcı bir fenomen olduğuna inanıyor.

<span class="mw-page-title-main">Yaşam felsefesi</span>

Yaşam felsefesi, yaşamın anlamı ya da yaşamın nasıl yaşanması gerektiğine ilişkin herhangi bir genel tutum ya da felsefi görüştür.

Ahlaki kuşkuculuk, hiç kimsenin ahlaki bilgiye sahip olmadığını iddia eden bir metaetik teoriler sınıfıdır. Birçok ahlaki şüpheci, ahlaki bilginin imkansız olduğuna dair daha güçlü, modal iddiada bulunur. Ahlaki kuşkuculuk, özellikle bilinebilir ve nesnel ahlaki gerçekler olduğu görüşünü savunan ahlaki gerçekçiliğe karşıdır.

Post-sol anarşizm ya da Sol sonrası anarşizm solculuğu daha radikal bir bakış açısıyla eleştiren, anarşist bir ideolojidir. "Sol" olarak adlandırılmasının sebebi bireyci olduğu gibi de mülkiyete ve kapitalizme karşı çıkar. Her türlü medeniyete ve iş yapmaya karşıdır. Post-sol anarşi, Egoizm, Bireycilik, Nihilizm, Antihümanizm, Post-yapısalcılık ve/veya Post-modernizm gibi fikirleri savunur fakat bazı düşünceler ise primitivist fikirleri destekler. İlk post-sol anarşist hareket sosyalistler içinde çıktı ve farklılaştı. Post-sol anarşi, her türlü mülkiyet kavramını reddeder, bir yandan da bireysel özgürlükleri normalden çok daha radikal bir şekilde savunduğu için anarko nihilizme yakındır, bu yatkınlık çoğu post-sol düşünce yapısında kaos desteklemesine ve ahlaka karşı çıkmasına sebep olmuştur.

<span class="mw-page-title-main">Felsefî karamsarlık</span>

Felsefi karamsarlık, hayata veya varoluşa olumsuz bir değer atfeden felsefi görüşler ailesidir. Felsefi kötümserler genellikle dünyada ampirik olarak acıların zevklere üstün geldiğini, hayatın ontolojik veya özünde canlı varlıklara karşı olduğunu ve varoluşun temelde anlamsız veya amaçsız olduğunu iddia ederler. Bununla birlikte, bu duruma verdikleri tepkiler çok çeşitlidir ve yaşamı onaylayıcı olabilir.

Ressentiment, 19. yüzyıl felsefesinde yer bulmuş bir kavramdır. Fransızca anlamıyla içerleme ve düşmanlığın bir türü olan Ressentiment, Friedrich Nietzsche'nin felsefesinde önemli bir yere sahip bir kavram olup Nietzsche'den önce de bazı filozoflar tarafından kullanılmıştır. Nietzsche, kavramı modernitenin ve nihilizmin eleştirisi açısından kullanmıştır. Ressentiment psikolojisi, bireylerin kendi eksikliklerini ve başarısızlıklarını dış dünyadaki diğer kişilere yansıtma eğilimidir. Nietzsche'ye göre bu duygu, özellikle Hristiyan ahlakı ve dünya görüşünde hayati bir rol oynar çünkü Hristiyanlık, güçsüzlerin güçlüleri ahlaki açıdan yargılayıp mahkûm etmesine olanak tanır.