
Hititler ya da Etiler, Tunç Çağı'nda Anadolu, Levant ve Kıbrıs'ta varlık göstermiş bir halk.
Utu, Akadca Şamaş adıyla da bilinen eski Mezopotamya Güneş tanrısıdır. Her gün dünyada olan biten her şeyi gördüğüne inanıldı ve adaletten ve gezginlerin korunmasından sorumluydu. İlahi bir yargıç olarak, yeraltı dünyasıyla ilişkilendirilebilirdi. Ek olarak, tipik olarak hava tanrısı Adad ile birlikte kehanet tanrısı olarak hizmet edebilirdi. Evrensel olarak birincil tanrılardan biri olarak kabul edilirken, özellikle Sippar ve Larsa'da saygı görüyordu.

Frigler, Antik Çağ'da Orta Anadolu'da yaşamış Hint-Avrupa kökenli bir halk. Hititlerin MÖ 1200 civarında yıkılmasından sonra muhtemelen Güneydoğu Avrupa'dan bölgeye gelmişlerdir. Herodot ve Strabon gibi antik yazarların verdikleri bilgiler, dilbilim bulguları ve Güneydoğu Avrupa halkları ile aralarındaki maddi kültür benzerlikleri nedeniyle Friglerin Avrupa kökenli oldukları düşünülmektedir. Makedonyalıların komşuları olan ve Avrupa'da oturdukları sırada Brigler adını taşıyan Frigler, Makedonya ve Trakya'dan Boğazlar yolu ile Anadolu'ya göç eden Trak boylarından biriydi.

Luvice veya Luvi dili Anadolu dillerine mensup bir dildir. Aynı zamanda Hititlerin de hiyeroglif yazılarında kullandıkları dildir. Mısır ve Girit hiyeroglif yazısından farklı olan bu hiyeroglif yazısı, daha çok mühürlerde ve kaya anıtları gibi büyük yazıtlarda kullanılmıştır.

Arslantepe Höyüğü veya Melid, Malatya'nın 7 km. kuzeydoğusunda yer alan bir arkeolojik yerleşimdir. Türkiye'deki en büyük höyüklerden biridir. Höyük, Fırat üzerindeki Karakaya Baraj Gölü'nün batısındadır. Otuz metre yükseklikteki höyük MÖ 5 bin yıllarından MS 11. yüzyıla kadar iskan edilmiştir. Bölge MS 5. ve 6. yüzyıllarda bir Roma köyü olarak, daha sonra da Bizans nekropolü olarak kullanılmıştır. Yerleşim alanı 200 x 120 metre boyutlarındadır.

Yazılıkaya, Çorum ilinde, Hitit başkenti Hattuşaş antik yerleşkesinin 2 km kuzeydoğusunda yer alan, doğal kayalar arasına yapılmış Hitit açık hava tapınağıdır. Kayalar arasındaki iki açıklık Hitit tanrılarını resmeden rölyeflerle işlenmiştir ve Hitit döneminden kalan en önemli anıtsal eserlerden biridir.

Karatepe, Osmaniye ili Kadirli ilçesi sınırları içerisinde bulunan MÖ 8. yüzyılda, Geç Hitit Çağı’nda Hitit Kralı Asivatas tarafından kuzeyden gelecek saldırılara karşı bir sınır kalesi olarak kurdurduğu Asitivada (Aslantaş-Karatepe) Kalesi’nin çevresi günümüzde Açık hava Müzesi’dir. Karatepe Adana’nın yaklaşık 135 km doğusunda, Osmaniye iline 25 km Doğusundaki Aslantaş Baraj Gölü kenarındadır. Doğal bir tepenin üzerindedir. Toros Dağları’nın eteklerindedir. Karatepe eskiden bir kervan yoluna da hâkimdi.

Luviler, Anadolu'da yaklaşık olarak M.Ö. 2300'e doğru ortaya çıkmış bir halktır. Benzersiz bir yerli hiyeroglif yazısı ve Mezopotamya'dan ithal edilmiş çivi yazısı ile yazılmış olan Anadolu dillerine mensup Luvice dilini konuştukları da bilinmektedir.

İvriz, Konya ilinin Halkapınar ilçesinin İvriz mahallesine bağlı, Ereğli ilçesinin 12 km güneydoğusunda bulunan Demir Çağı arkeolojik sit alanıdır.
Zincirli Höyük Gaziantep il merkezinin batısında, İslahiye ilçesinin 10 km. kuzeyinde yer alan bir höyüktür. Amanos Dağları'ndan doğu - batı yönünde geçit veren Beyhan Geçidi'ndeki ovada, küçük bir bataklığın batı kenarındadır. Geç Hitit Dönemi buluntuları ile tanınmıştır. Antik adı Aramice'de Sam'al olup Geç Hitit Dönemi'nin en önde gelen metropollerinden biri ve bir kraliyet merkezi olarak bilinmektedir. Günümüzden 3 bin yıl önce 40 hektarlık bir alana yayılmış bir kentti. Zincirli Höyük kazılarında ele geçen Asur Kralı Esarhaddon'a ait bir kitabe, kentin Sam'al olduğunu doğrulamaktadır. Hitit İmparatorluğu'nun MÖ 1.200'lerden sonra çöküşü ardından Güneydoğu Anadolu Bölgesi - Kuzey Suriye genel yayılımında, tarihçilerin Geç Hitit Devletleri, Kuzey Suriye Krallıkları ya da Suriye - Hitit Devletleri olarak adlandırdıkları devletler kurulmuştu. Bu devletlerin başkentlerinde, kentin merkezini oluşturan yönetsel ve dinsel yapılar bir yükseltide kurulmuş, ayrıca tahkim edilmiş bir kale içinde yer alınmıştır. Kentler, çift sur ile çevrilidir. Zincirli kenti de bu başkentlere bir örnek oluşturmaktadır.
Karatepe-Arslantaş Höyüğü, Osmaniye ili, Kadirli İlçesi'nin 20 km. güney-güneydoğusunda yer alan bir höyüktür. Ceyhan Nehri'nin batı kıyısında bulunan tepe 22 metre yüksekliktedir. Tepe, bir yandan Ceyhan Vadisine, kuzeyden ise Andırın Ovası'na hakimdir. Diğer yandan Çukurova'dan gelip Toroslar'ı aşan, bugün de köylüler ve yörükler tarafından kullanılmaya devam edilen "Akyol" denilen eski kervan yoluna hakim durumdadır.

Anadolu hiyeroglifleri, yaklaşık 500 işaretten oluşan bir logografik yazı biçimi. Önceleri Hitit hiyeroglifleri olarak biliniyorlardı fakat kullanıldığı dilin Hititçe değil Luvice olduğu kanıtlandı ve ardından bazı İngilizce kaynaklarda Luvi hiyeroglifi olarak anılmaya başlandı. Son zamanlarda ise bu yazı sistemi kullanılarak daha başka dillerde yazılmış yazıtlar ortaya çıkınca bu tanım yerine, coğrafyayı işaret edecek şekilde "Anadolu Hiyeroglifi" kullanımı kabul görmeye başladı. Tipolojik olarak Mısır hiyeroglifleri'ne benzeseler de grafiksel olarak bir ilişkileri yoktur. Mısır hiyeroglifleri'ne benzer bir şekilde bu Hiyeroglif yazı biçiminin de kutsal bir rol oynadığı kesinlik kazanmamıştır. Hitit çivi yazısı ile kanıtlanabilir bir bağlantısı yoktur.

Hurri mitolojisi, Yakın Doğu'nun Bronz Çağı halkı olan Hurrilerin çok tanrılı diniydi. Bu insanlar geniş bir alana yerleştiler, bu nedenle aralarında, özellikle Nuzi ve Arrapha çevresindeki doğu Hurrialılar ile Suriye ve Anadolu'daki batı Hurrileri arasında farklılıklar vardı. M.Ö.14. Yüzyıldan itibaren Hurri dininin Hitit dini üzerinde güçlü bir etkisi olmuştur ve Hurri panteonu, Yazılıkaya'daki önemli Hitit tapınağında 13. yüzyıl kaya kabartmalarında tasvir edilmiştir.

Niğde Arkeoloji Müzesi, Niğde'nin merkezinde Dışarı Cami Sokak ile Öğretmenler Caddesi arasında yer almaktadır. Kemerhisar kasabasında bulunan Köşk Höyük ve eski Roma şehri Tyana başta olmak üzere çevredeki alanlardan bulunan nesneleri içerir. Müze, Niğde Steli ve mumya gibi eşsiz örnekleri bünyesinde barındırmaktadır. 6 Şubat 2023 Depremi'nden etkilenerek kapatılan binası yeni bir yere taşınmadığı için, Müze 2024 itibarıyla kapalı durumdadır.
Hartapu, MÖ 13. yüzyılda veya MÖ 8. yüzyılda Anadolu'da yaşamış olan bir kraldır. Karaman sınırları içerisindeki Kızıldağ ve Karadağ yazıtları ile Aksaray, Ihlara'daki Burunkaya yazıtlarında adı geçmekte fakat kim olduğu kesin olarak bilinmemektedir.

Fethiye Müzesi, Muğla ilinin Fethiye ilçesinde bulunan bir müzedir. Dalaman, Fethiye, Ortaca, Köyceğiz ve Seydikemer'den gelen arkeolojik eser ve bulguların sergilendiği müze, 1962 yılında faaliyet göstermeye başladı. Fethiye Müzesi iki ana salondan oluşur ve sergilenen eserler kronolojik olarak sıralanmıştır. Eserler MÖ 3000 ile Geç Osmanlı Dönemi aralığını kapsar. Fethiye çevresinde bulunan arkeolojik bölgeler Fethiye Müzesi'ne bağlıdır.

Karahöyük Steli ya da Elbistan Steli İlk olarak Kahramanmaraş ili Elbistan ilçesi Karahöyük kazıları sırasında arkeolog Tahsin Özgüç ve Nimet Özgüç tarafından 1947 yılında tespit edilmiştir. Ön yüzünde dokuz, yan yüzlerinde ise birer satırlık Luvi hiyeroglifi ile yazılmış yazıt bulunan stel yaklaşık 2,7 m. yüksekliğindedir. Yazı biçiminin daha eski olması nedeniyle M.Ö. 12. yüzyıl civarlarına tarihlenir. Yazıt, Ir-Teşşub adındaki bir Büyük Kral'ın Armanani adındaki memuru tarafından yerel Fırtına Tanrısına ithaf edilmiştir. Günümüzde ise Elbistan Şehir Müzesinde bulunmaktadır.

Karatepe-Aslantaş Açık Hava Müzesi, Türkiye'nin Osmaniye ilinde bulunan bir açık hava arkeoloji müzesidir. Müze, Karatepe antik kentinde yer almakta olup Karatepe mekânı, Aslantaş ise taş heykellerdeki aslan figürünü tanımlamaktadır. Alan aynı adı taşıyan bir millî parkın içinde yer almaktadır.

Hakkâri Stelleri, Hakkâri'nin merkezinde Hakkâri Kalesi'nin kuzey eteklerinde 1998 yılında orijinal konumlarında Avrasya bozkırlarındakilere benzer tipte 13 taş stel bulundu ve şu anda Van Müzesi'nde sergileniyor. Steller, yüksekliği 0,7 ila 3,10 m arasında değişen dik kaldırım taşı benzeri levhalar üzerine oyulmuştur. Taşlarda, üzerine insan figürlerinin yontulmuş olduğu tek bir kesik yüzey bulunmaktadır. Her stelin teması, üst insan vücudunun önden görünüşünü ortaya koymaktadır. Stellerin on biri, savaşın erkeksi sembolleri olan hançer, mızrak ve balta taşıyan çıplak savaşçıları tasvir ediyor. Deriden yapılmış bir içme kabını her zaman iki ellerinde tutarlar. İki stelde kolsuz kadın figürleri bulunmaktadır. Bu stellerin en eskileri alçak kabartma tarzında, en geç olanları ise çizgisel üsluptadır. Bunlar MÖ 15. yüzyıldan 11. yüzyıla kadar uzanır ve muhtemelen Yakın Doğu'ya sızmış bir Avrasya bozkır kültüründen türeyen Hubushkia krallığının yöneticilerini temsil ediyor olabilir.

İddi(n)-Sin MÖ 2000-1900 yılları arasında Simurrum Krallığı'nın kralıdır. Simurrum, Akad İmparatorluğu döneminden III. Ur'a kadar Mezopotamya bölgesinin önemli bir şehir devletidir. Simurrum Krallığı, Eski Babil döneminden sonra kayıtlardan kaybolmuştur. Bir yazıta göre, İddi(n)-Sin'in Lullubi kralı Annubanini ile çağdaş olduğu anlaşılmaktadır.