
Arkeoloji, arkeolojik yöntemlerle ortaya çıkarılmış kültürleri, sosyoloji, coğrafya, tarih, etnoloji, antropoloji, nümizmatik, filoloji, gibi birçok bilim dalından yararlanarak araştıran ve inceleyen bilim dalıdır. Türkçeye yanlış bir şekilde "kazıbilim" olarak çevrilmiş olsa da kazı, arkeolojik araştırma yöntemlerinden sadece bir tanesidir. Arkeoloji asıl olarak insanlığın kültürel geçmişini, kültürlerin değişimini ve birbirleriyle ilişkilerini inceler.

Vietnam Savaşı veya İkinci Çinhindi Savaşı, Doğu Bloku ülkeleri olan Kuzey Vietnam, Çin ve Sovyetler Birliği ile ABD ve ABD destekçisi anti-komünist Güney Vietnam arasında yaşanan savaştır. Kore Savaşı'ndan sonra Soğuk Savaş'ın ikinci sıcak çatışması olmuştur. ABD, 1963-1973 yılları arasında savaşa dâhil olmuş ve 60.000 kadar asker kaybetmiştir. ABD kamuoyu, savaşa girilmesini sorgulamış ve savaştan sonra Anti-Amerikancılık yükselmiştir.

Alacahöyük, Çorum'un Alaca ilçesinin 15 km kuzeybatısındaki Alacahüyük köyündeki bir höyüktür. Bu höyükte dört ayrı kültür evresinden kalma 15 yerleşim ya da yapı katı saptanmıştır.

Kiklad uygarlığı, Ege Denizi içinde kalan, bugün Tavşan Adaları olarak adlandırılan, adalarda yaşayanların M.Ö. 3000 - M.Ö. 2000 yılları arasında, Erken Tunç Çağı'nda kurdukları medeniyet.

Arslantepe Höyüğü veya Melid, Malatya'nın 7 km. kuzeydoğusunda yer alan bir arkeolojik yerleşimdir. Türkiye'deki en büyük höyüklerden biridir. Höyük, Fırat üzerindeki Karakaya Baraj Gölü'nün batısındadır. Otuz metre yükseklikteki höyük MÖ 5 bin yıllarından MS 11. yüzyıla kadar iskan edilmiştir. Bölge MS 5. ve 6. yüzyıllarda bir Roma köyü olarak, daha sonra da Bizans nekropolü olarak kullanılmıştır. Yerleşim alanı 200 x 120 metre boyutlarındadır.

Aksaray Müzesi 1969 yılında Zinciriye Medresesi'nde kurulmuş ve civardan eser toplanmıştır. Daha sonra Acemhöyük, Aşıklı Höyük, Musular ve Güvercinkayası Höyüğü kazılarının yapılmasıyla yeni bir binaya ihtiyaç duyulmuş ve 2004 yılında yeni bir bina inşa edilmiştir. Sergilenmekte olan eserler akeramik Neolitik çağdan Osmanlı Çağı'na kadar uzanmaktadır.

Azıh mağarası ,Azerbaycan'ın güneybatısındaki Küçük Kafkas Dağları'nın güneydoğu yamacında, Karabağ'ın Kuruçay vadisinde, Tuğ çöküntüsünde, Kuruçay nehrinin sol kıyısında, nehirden 3 km uzaklıkta, Kuruçay'ın modern yatağından 100-120 metre yukarıda yer almaktadır. Karabağ'ın Hocavend ilçesinde Azıh ve Salaketin köyleri arasında, Füzuli şehrinden 14 km kuzeybatıda, deniz seviyesinden 900 metre yükseklikte bulunan bir mağara kompleksidir. Azıh mağarasının alanı 800 km²'dir. Burada uzunluğu 600 metreye kadar uzanan 8 koridor bulunmaktadır. Koridorların bazıları 20-25 metre yüksekliğe kadar ulaşmaktadır.

Bergama Müzesi, İzmir’in Bergama ilçesinde bulunan ve 1936 yılından beri Kültür bağlı olarak hizmet veren bir arkeoloji ve etnografya müzesidir.

Silifke Müzesi, Mersin ilinin Silifke ilçesinde yer alan ve en eski parçası MÖ 2700 tarihlenen müzedir. 20.677 esere ev sahipliği yapan müze, Almanya'daki Haßloch Müzesi ise kardeş müzedir.

Ankara Roma Tiyatrosu, Türkiye'nin başkenti Ankara'da Altındağ ilçesine bağlı Ulus semtinde Hisar Caddesi ile Pınar Sokak arasında yer alan Antik Roma Tiyatrosudur. Yapım tarihi kesin olarak bilinmemekle birlikte MS 2. yüzyıla tarihlendirilmektedir.

Scladina ya da Sclayn Mağarası, Belçika'daki Andenne tepelerinde yer alan arkeolojik bir sitedir. 1978 yılından bu yana yapılan kazılarda on üç binden fazla Musteryen taş eseri ve 1993 yılında Scladina çocuğu adı verilen Neandertal kalıntıları keşfedildi.
Obi-Rakhmat Mağarası, Neandertal fosilleri içeren ve Orta Paleolitik döneme tarihlenen bir tarih öncesi bölgedir. Tanrı Dağları'ndaki Talassky Alatau Sıradağları'nın güneybatı ucundaki Chatkal ve Pskem nehirlerinin kavşağına yakın dar bir karst mağarası olan Obi-Rakhmat, Taşkent, Özbekistan'ın 100 kilometre (62 mi) kuzeydoğusunda yer almaktadır.
Aygır-Cal 2, Kırgızistan'daki Orta Asya Üniversitesi (UCA) topraklarındaki Narın şehrinde yer alan tarihi bir bölgedir. Daha büyük ve daha karmaşık bir yer olan Aygır-Cal'ın bir parçasıdır. Mezolitik dönem ile Orta Çağ arasına tarihlenmektedir. Aygır-Cal, Tanrı Dağları'nda Mezolitik dönemden Türk dönemine kadar insan yerleşimine dair kanıt bulunan tek bölgedir. İlk olarak 1953 yılında Akhmat Kibirov tarafından keşfedildi. Ancak, Sovyet döneminde sit alanı kısmen tahrip edilmişti, bu nedenle sit alanını araştırmak uzun bir süre boyunca mümkün olmadı. 2012'de ilk olarak Kubat Tabaldiev'in liderliğindeki bir arkeoloji ekibi tarafından araştırıldı. Aygır-Cal 2'nin uzunluğu 300 metre, genişliği 100 metredir ve sit alanı deniz seviyesinden 2.026 metre yüksekte yer almaktadır. 2002'den beri tüm Aygır-Cal kompleksi Kırgızistan'ın Ulusal Önemli Varlıkları listesinde yer almaktadır.
Giresun Müzesi Giresun, Türkiye'de bir müzedir. Müze Giresun'un Zeytinlik Mahallesi'ndedir. 18. yüzyılda inşa edilmiş Gogora Kilisesi adlı tarihi bir bazilikadır. Dikdörtgen sarı ve kahverengi kireç taşlarından demir kroşe ve kurşunla birleştirilmiş olarak yapılmıştır. Ana kapı batıya bakmaktadır. 1923'te terk edilen tarihi bazilika, 1948-1967 yılları arasında hapishane olarak kullanılmış, 1988'de müze olarak yeniden tasarlanmış. Kuzeyde ruhban evi olarak kullanılan bir diğer yapı ise idare binasıdır.

Abri Pataud ; güneybatı Fransa'daki Vézère nehrinin sol bankında yer alan Les Eyzies-de-Tayac-Sireuil belediyesinin ortasında keşfedilmiş, radyokarbon tarihleme yöntemi ile belirlendiğine göre 34 ila 20 bin yıl öncesine ait insan kalıntıları, taş aletler ve diğer arkeolojik eserlere sahip bir kaya sığnağıdır. Orinyasiyen'den Magdalenian'a 14 büyük arkeolojik kültürün izlerini taşıyan sit, ilk kez 1930'da keşfedildi ancak 1950'ler ve 60'larda Amerikan arkeolog Hallam L. Movius tarafından yürütülen kazı çalışmalarına dek ilgi çekmedi. Kazılarda keşfedilen buluntular, güneybatı Fransa'nın Üst Paleolitik zaman diziliminde önemli yeni keşifleri ve düzenlemeleri tetikledi.

Alepotrypa mağarası, Mora yarımadasının Manya bölgesinde bulunan bir arkeolojik sit alanıdır. Sit alanı, ilk çiftçilerin yaşadığı bir yer olmasının yanı sıra, mezar alanı ve ibadet alanı olarak da kullanılmıştır. Arkeolojik kanıtlar, mağara alanının Avrupa'da günümüze kadar bulunan en büyük Neolitik mezar alanlarından biri olduğunu ortaya koydu. Bölgede MÖ 4. binyıla tarihlenen bir mezardan iki yetişkin insan iskeleti ve en az 170 ayrı kişiye ait kalıntılar bulundu. Arkeologlar, MÖ 2. binyıla tarihlenen ve Alepotrypa'da yeniden gömüldüğü anlaşılan bir Miken mezarını ortaya çıkardılar. Yeniden defin işleminin nedeni ortaya çıkarılamadı. Doğrudan bir kanıt bulunmamakla birlikte, mezar alanının Alepotrypa'yı klasik mitolojide Hades'in Tainaron'a giriş yaptığı kapıya bağladığına inanılmaktadır.

Megalakkos, Yunanistan'ın kuzeybatısındaki Kleidi Mağarası'nın doğusunda, Yanya bölgesel birimindeki Kleidonia köyünün kuzeyinde bulunan ve yaklaşık 500 metre (1.600 ft) doğusunda bir kaya sığınağıdır. Voidomatis nehri vadisinin kuzey kıyısında, Agioi Anargyroi Manastırı'nın yakınında yer almaktadır.

Szelim mağarası kuzeybatı Macaristan'da, Gerecse Dağları'nın batı kenarında, Tatabánya şehri yakınlarındaki Által-ér Vadisi'nin 289 metre (948 ft) yukarısında yer alan bir mağaradır. Mağaranın içi 45 metre (148 ft) uzunluğunda ve 14 metre (46 ft) yüksekliğindedir. Bölge, kolay erişilebilir konumundan dolayı yüzyıllar boyunca yerel köylüler tarafından düzenli olarak ziyaret edilmiş ve sığınak olarak kullanılmıştır. Mağaranın devasa dikdörtgen girişinde Tuğrul'un bir anıtı bulunmaktadır.

Risovača Mağarası, Sırbistan'ın merkezindeki Aranđelovac kasabasının tam girişinde, Kubršnica nehri vadisinin 17 metre (56 ft) yukarısında yer alan bir mağaradır. Kragujevac yakınlarındaki Gradac Mağarası'nın yanı sıra Sırbistan'daki Paleolitik döneme tarihlenen en önemli arkeolojik alanlarından biridir. Keşfi, Sava - Tuna hattının güneyindeki Paleolitik kültürün varlığını doğruladı ve Avrupa'daki tarih öncesi insanların yaşamı hakkında yeni bilgiler sağladı.

Betal Kaya Sığınağı, aşağı Pivka Nehri Vadisi'nin güneydoğu kenarında, Postojna'dan Bukovje'ye giden yolun hemen üstündeki bir yamaçta yer alan bir karstik mağara; taş alet kalıntıları, eserler ve çağdaş hayvanların sayısız fosilleşmiş kemikleri ile zengin kültürel tortu katmanlarının bulunduğu bir sit alanıdır. Girişi, Pivka Nehri'nin suları tarafından oyulmuş 174 m (571 ft) uzunluğundaki mağaranın tavanının çökmesiyle oluşmuştur.