İçeriğe atla

Nevus flammeus

Bebekte Nevus flammeus
Eski Sovyet lideri Mihail Gorbaçov'un başındaki Nevus flammeus

Nevus flammeus, baş-boyun bölgesinde görülen, pembe-mor-şarap kırmızı renkli doğum lekeleridir. Tümörden çok damar genişlemelerinin (ektazi) sonucudur. Dışa doğru tümsek ya da kitle oluşturmazlar. Büyük bölümü zamanla kendiliğinden silinir. Özel tipi olan kırmızımsı-mor lekeler "port-wine stain" olarak adlandırılır. Çocuklar büyüdükçe leke de büyür, alan genişler ve bulunduğu alanda kaba-çirkin bir yüzey oluşur.[1][2]

Kaynakça

  1. ^ Goljan EF. Rapid Review Pathology. 5th edt., Elsevier, Philadelphia, 2019
  2. ^ Kumar V, Abbas AK, Aster JC. Robbins and Cotran Pathologic Basis of Disease. 9th edt., Elsevier Saunders, Philadelphia, 2015

İlgili Araştırma Makaleleri

Akyuvarlar ya da lökosit olarak da adlandırılan beyaz seri kan hücreleri; ilikte ve lenf bezlerinde üretilirler. Bağışıklık sisteminin hücresel bileşenini oluşturan, vücudu bulaşıcı hastalıklara ve yabancı maddelere karşı korumaya koşullanmış hücrelerdir. Sağlıklı bir yetişkin insanın bir milyon hücreli kanında 4×103–11×103 adet, bir başka tanımla bir damla kanda yaklaşık 4.000 ilâ 11.000 arasında akyuvar bulunur.

<span class="mw-page-title-main">Melanin</span>

Melanin, suda erimeyen genellikle kahverengi-sarı, fazla yoğunlaştığı bölgelerde kara renkli bir pigmenttir. Doğadaki üç kahverengi pigmentten biridir; öteki ikisi lipofuscin ve hemosiderin’dir. Gözün irisinde mavi ya da yeşil renkli olabilir.

Efüzyon veya effüzyon, plevra, periton, perikard gibi vücut kaviteleri içinde sıvı birikimi şeklindeki bir ödemdir. Normalde vücut kaviteleri içerisinde bulunan sıvı miktarı 50 mililitrenin altındadır. Bunun üzerindeki miktarlarda sıvı birikimi efüzyon olarak adlandırılır.

<span class="mw-page-title-main">Hemangioma</span>

Hemangioma, kan damarlarının iyi huylu tümörüdür. Olguların çoğu baş-boyun bölgesinde, 1/3'ü karaciğerdedir. Çocuklarda görülen iyi huylu tümörlerin yaklaşık %7'sini oluşturan hemangiomalar, puberteyle birlikte kendiliğinden gerilemekte ve silinmektedir. Cerrahi yöntemlerle çıkarılan oluşumlarda yineleme (residiv) olasılığı vardır.

<span class="mw-page-title-main">Hücrelerarası madde</span>

Hücrelerarası madde (HAM), Ekstrasellüler matriks veya zemin maddesi, bağ dokusu hücreleri tarafından sentezlenen, şeffaf, şekilsiz bir maddedir.

<span class="mw-page-title-main">Albinizm</span> Ciltte pigment eksikliğine neden olan genetik bozukluk.

Albinizm ya da akşınlık, derideki melanositlerin melanin pigmentini üretebilmeleri için gerekli olan tirosinaze (tyrosinase) enziminin eksikliğinin sonucu ortaya çıkan doğumsal bir hastalıktır. Bu hastalığa albinizm, hastalara ise albino denir.

<span class="mw-page-title-main">Nekroz</span> doku ölümü

Nekroz, bir veya daha fazla sayıda hücrenin, dokunun ya da organın geri dönüşemez şekilde hasar görmesi sonucu görülen patolojik ölümdür. Hücre ölümünün oluşmasındaki en temel ilke, hücrenin uyum sağlayamayacağı ya da basit bir dejenerasyonla geçiştiremediği düzeydeki streslerin sonucunda yaşamsal işlevlerini ve bütünlüğünü yitirmesidir.

<span class="mw-page-title-main">Kistik higroma</span>

Kistik higroma, kan damarlarının kavernöz hemangioma’larına benzeyen iyi huylu bir tümördür. Genellikle çocuklarda, boyun ve koltukaltı (aksilla) bölgesinde ortaya çıkar. Karın içinde oluşan tümörler de görülebilmektedir. Büyük tümörler bulundukları yerlere deformasyonlara neden olurlar.

<span class="mw-page-title-main">Vitiligo</span>

Vitiligo, derideki melanin pigmentinin azalması ya da yokluğu nedeniyle ortaya çıkan soluk lekelerdir. Derisi koyu renkli olan bireylerde daha belirgindir. Açık renkli derisi olan bireylerde güneş etkisiyle bronzlaşmada belirginleşirler. Lekeler farklı büyüklüktedir. Eller, bilekler, ağız ve göz çevresi derisi, anüs ve dış genital organların derisi vitiligonun en sık rastlandığı alanlardır. Yerel albinizm olarak bilinir.

Metaplazi (metaplasia) epitelyal ya da mezenkimal, olgun bir hücre türünün başka türden bir hücreye dönüşmesi olgusudur. Genellikle, tekrarlayan bir dokusal saldırıya (enflamasyon, mekanik ya da kimyasal tahriş, enfeksiyon) tepki olarak belirir; amaç, daha iyi bir savunma durumuna geçiştir. Metaplazide yeni dokunun yapısı ve fonksiyonu normaldir. Epitelyal metaplazilerin bir bölümü bir süre sonra kansere dönüşebilir.

<span class="mw-page-title-main">Hiperplazi</span>

Hiperplazi ya da hipergenezis bir doku ya da organın büyüklüğünün hücrelerinin sayısındaki artış sebebiyle artmasıdır. Hücrelere, daha çok üretmeleri için aşırı çoğalmaları yönünde gelen uyarıların sonucunda beliren bir adaptasyon biçimidir. Uyarılardan etkilenen hücrelerin sayısı artar, bu hücrelerin oluşturduğu doku ve organlar büyür. Hiperplazi, DNA sentezi yapabilen hücre türlerinde olanaklıdır. Hiperplazilerin büyük bölümü hormonal stimülasyonların sonucu gerçekleşir. Reversibl bir süreçtir; uyaranların kesilmesiyle birlikte hiperplazi de geriler, organ normale döner.

Hipertrigliseridemi (steatosis), parenkimal hücrelerde aşırı trigliserid (trigliserit) birikmesidir. Aşırı trigliserid alınması ya da yağ metabolizmasındaki bir aksamanın sonucu olarak belirir. En sık karaciğerde görülür ; kalp, böbrekler, kas dokusu steatozisin görülebileceği öteki organlardır. Genellikle reversibl bir olgudur, ancak yangısal tepkilere ve fibrozise neden olabilir.

Fetal alkol sendromu, gebelikleri döneminde alkol alan annelerin çocuklarında, alkolün teratojen etkilerine bağlı olarak ortaya çıkan, değişik düzeylerdeki konjenital anomalilerle karakterize bir tablodur. Başlıca bulgular:

<span class="mw-page-title-main">Dandy-Walker malformasyonu</span>

Dandy-Walker malformasyonu, beyindeki anatomik bozukluklar ve bunların klinikteki yansımalarını açıklayan bir kavramdır.

<span class="mw-page-title-main">Püstül</span>

Püstül, skuamöz epitelde oluşan içi irinle dolu keseciklerdir. Deride oluşan püstüller kolayca tanımlanabilir. Ağız ve özofagus mukozası gibi skuamöz epitelden oluşan mukozaların yüzeyinde keratin tabakası bulunmadığından ya da çok ince olduğu için buralar­daki püstüller hemen ülserleşir.

Gebelik maskesi (melasma), gebelerin yüzünde maskeyi andıracak biçimdeki melanin pigmenti artışıdır. Yanaklarda, şakaklarda ve alında sınırları belirsiz kahverengimsi büyük lekeler biçimindedir. Oral kontraseptif kullanan kadınlarda da görülebilmektedir. Lekeler güneşin etkisiyle belirginleşirler. Gebeliğin sona ermesi ya da oral kontraseptif kullanımının bırakılması ile silinirler. Bu iki neden dışında, anti-epileptik ilaç (hidantoin) kullanan hastalarda da melasma görülebilmektedir. Bazı olguların nedeni bilinmemektedir.

<span class="mw-page-title-main">Lentigo</span>

Lentigo, melanositleri yerel hiperplazisi sonucu ortaya çıkan, 5–10 mm çapında, oval, koyu ten renginde lekelerdir. Güneş ışınlarının etkisiyle koyulaşmazlar. Bebeklerde ve çocuklarda görece fazladır. Derinin her yerinde, ağız mukozasında, dudaklarda ve gözlerde kapak konjunktivasında görülürler. Ortaya çıkış nedeni bilinmemektedir. Mikroskop incelemelerinde, melanosit hiperplazisinin ve melanin pigmentinin skuamöz epitelin bazal membranında çizgi biçiminde oluştuğu saptanır.

<span class="mw-page-title-main">Kapiller hemangioma</span>

Kapiller hemangioma, deride ve ağız mukozasında en sık görülen damar tümörlerdir. İç organlarda yerleşimlerine de rastlanır. Yenidoğanlarda çok sık saptanan "çilek tipi kapiller hemangioma"lar; ilk aylarda hızla büyüyen, 1-3 yaşları arasında solmaya başlayan ve neredeyse %90'ı 7 yaş dolaylarında kaybolan deri tümörleridir. En küçüklerinin çapları birkaç milimetredir; büyük tümörlerin çapları santimetrelerle anlatılır. Pembe-kırmızı-mor renklerin karışımını yansıtan, deri yüzeyinin hemen altında ya da deriyi hafifçe kabartacak biçimde, üzerleri epidermisle örtülü oluşumlardır. Saplı olan tümörlere de rastlanabilir.

<span class="mw-page-title-main">Granuloma pyogenicum</span>

Granuloma pyogenicum, deride ve ağızda mukozasında, kalınca bir sapı olan yuvarlakça, kırmızı renkli, yüzeyleri genellikle ülserli (kanayan) oluşumlardır. Ansızın ortaya çıkar ve özellikle travma sonrasında hızla büyürler; bu özellik, hastalarda kanser korkusuna neden olur. Mikroskopla yapılan incelemelerde, klasik kapiller hemangioma yapısına ek olarak, granülasyon dokusunu andıracak biçimde ödem, nötrofil polimorflar, makrofajlar ve lenfositler saptanır. Tedavisi cerrahi yöntemlerle çıkarılmasıdır; yineleme olabilmektedir.

<span class="mw-page-title-main">Hemangioendotelioma</span>

Hemangioendotelioma, damar tümörleri arasında gri alanda kalan oluşumlardır; iyi huylu tümör nitelikleri içeren örneklerine karşın tam bir kanser gibi davranan olgular da vardır. Hemangioendotelioma nitelikleri içeren tümörlerin en özgünü “epiteloid” olarak tanımlanan tiptir. Epiteloid hemangioendotelioma, orta ve büyük çaplı venaların (toplardamar) çevresinde ortaya çıkan, erişkin yaşlarda görülen bir tümördür. Mikroskopla yapılan incelemede damar yapısı belirgin değildir; ancak, çevrelerinde epitel hücrelerini anımsatan geniş sitoplazmalı hücre grupları izlenir. Epiteloid yapısı nedeniyle karsinom ya da melanoma ile karışabilir.