
Kamerun ya da resmî adı ile Kamerun Cumhuriyeti, Afrika kıtasının ortabatı bölümünde yer alan bir ülkedir. Ülkenin sınır komşularını Nijerya, Çad, Orta Afrika Cumhuriyeti, Kongo Cumhuriyeti, Gabon, Ekvator Ginesi ve 402 km'lik sahil şeridi ile Atlas Okyanusu oluşturmaktadır. Ülkenin başkenti Yaoundé'dir.

Nijerya ya da resmî adı ile Nijerya Federal Cumhuriyeti, Afrika kıtasının batısında yer alan ülkedir. Ülkenin sınır komşularını Nijer, Çad, Kamerun ve Benin oluştururken, ülkenin güneyinde Gine Körfezi içerisinde yer alan Benin Körfezi yer almaktadır. Ülkenin başkenti Abuja'dır.

Afrika, yüzölçümü ve nüfus yoğunluğu açısından dünyanın en büyük ikinci kıtasıdır. Kendisine bitişik kabul edilen adalar ile birlikte 30,8 milyon km²'lik alanı ile dünya yüzölçümünün %6'sını ve dünya üzerindeki toprakların %24,4'ünü kapsar. 1 milyar kişilik nüfusuyla dünya nüfusunun %15'ini barındırır. Afrika, kuzeyde Akdeniz, güneyde Hint Okyanusu, batıda Atlas Okyanusu, doğuda Sina Yarımadası, Kızıldeniz ve Süveyş Kanalı ile çevrelenmiştir. Madagaskar'ı ve çeşitli takımadaları bünyesinde barındırır. Kıtada 54 adet diplomatik olarak tanınmış bağımsız devlet, dokuz bölge ve 3 adet de sınırlı tanınmış devlet bulunur.

Kuş; tüyleri, dişsiz gagaları, yumurtladıkları sert kabuklu yumurtalar yoluyla üreyen, yüksek metabolizma hızına sahip, dört odacıklı kalpleri ve hafif ama güçlü bir iskelet yapısına sahip, Aves sınıfını oluşturan sıcakkanlı omurgalı hayvanlar grubudur. Tüm dünyada yaygın olarak yaşayan kuşların boyutları arı sinek kuşunda 5 cm ila deve kuşunda 2,75 m arasında değişir. On bin kadar yaşayan kuş türü bulunur ve bunların yarısından fazlasını ötücü kuşlar oluşturur. Kuşların türlere göre farklılık gösteren kanatları vardır ve kanatsız olduğu bilinen tek grup kivi kuşu ve soyları tükenmiş olan moa ile fil kuşudur. Ön ayakların evrimleşerek kanatlara dönüşmesi kuşlara uçma yeteneği sağlamış ancak daha sonra yine evrimin devam etmesiyle penguenler, deve kuşları ve adalarda endemik olan bazı türler uçma yeteneğini kaybetmişlerdir. Kuşların sindirim ve solunum sistemleri de uçma yeteneğine uyum sağlamıştır. Özellikle deniz kuşları ve bazı su kuşları gibi kuşlar ayrıca evrimleşerek yüzme yeteneği de kazanmıştır.

Aslan veya arslan, Panthera cinsindeki büyük kedilerden biridir ve kedigiller (Felidae) ailesinin bir üyesidir. 184-208 cm (72-82 in) kafa-gövde uzunluğuna sahip yetişkin erkek bireyler, 160-184 cm (63-72 in) uzunluğundaki dişilerden daha büyüktür. Pride adı verilen gruplar oluşturan sosyal bir türdür. Bir aslan grubu, birkaç yetişkin erkekten, ilgili dişilerden ve yavrulardan oluşur. Dişi aslan grupları genellikle birlikte avlanır ve çoğunlukla büyük toynaklıları hedef alır. Aslan bir süper avcı ve kilittaşı avcısıdır. Her ne kadar bazı aslanların fırsatlar ortaya çıktığında insanları avladıkları bilinse de, tipik olarak bunu yapmazlar.

Sıtma, hastalık yapıcı bir grup parazit olan plazmodiumların, dişi anofel sivrisinekleriyle insanlara bulaşmasıyla yayılan ateşli bir hastalıktır.

Ak pelikan, beyaz pelikan ya da ak kutan, pelikangiller (Pelecanidae), familyasından çok büyük bir su kuşu türüdür. Avrupa'nın güneydoğusundan Asya'ya yayılan bölgede ve Afrika'da bataklıklarda ve sığ göllerde yaşar.

Bayağı doğan, gökdoğan, alaca doğan ya da yalnızca doğan doğangiller (Falconidae) familyasından oldukça yaygın bir gündüz yırtıcı kuş türüdür. Büyük bir kuş olan gökdoğanın sırtı kül grisi, başı kara ve alt kısımları beyaz üzerine çubukludur. Kuşlarla beslenen yırtıcı kuşlarda görüldüğü üzere, gökdoğan eşeysel dimorfizm sergiler ve dişileri erkek bireylerden biraz daha büyüktür. Gökdoğan hızıyla tanınır; avına doğru yaptığı kendine özgü dalış sırasında maksimum hızının anlık olarak saatte 360 km'nin üzerine çıkabildiği tahmin edilmektedir. Bu hız, gökdoğanı hayvanlar âleminin en hızlı türü yapmaktadır.

Fil, hortumlular takımının filgiller (Elephantidae) familyasını oluşturan memeli bir hayvandır. Geleneksel olarak Asya fili ve Afrika fili olmak üzere iki türü tanınır; ancak bazı kanıtlara dayanarak Afrika savan fili ile Afrika orman filinin de iki ayrı tür olduğu öne sürülür. Filler, Sahra altı Afrika ile Güney ve Güneydoğu Asya'da bulunur. İçinde mamutlar ve mastodonlar gibi soyu tükenmiş türleri de barındıran hortumlular takımından günümüzde soyunu sürdüren bir tek filler kalmıştır. Karada yaşayan en büyük hayvan olan Afrika filinin erkeği 4 m boya ve 7.000 kg ağırlığa ulaşabilir. Fillerin dikkat çekici ve ayırt edici özellikleri arasında, nesneleri yakalamak gibi çeşitli amaçlar için kullanılan uzun hortumları başta gelir. Uzun ve sivri olan kesici dişlerini nesneleri taşımak, yeri kazmak için kullanırlar. Fildişinin kaynağı olan bu kesici dişler aynı zamanda dövüşürken silah olarak da kullanılır. Filin büyük ve geniş kulakları vücut ısısını kontrol etmeye yarar. Afrika fillerinin kulakları daha büyük olur ve sırtları içbükeydir. Asya fillerinin ise kulakları daha küçük olur ve sırtları dışbükey ya da düzdür.

İncir, dut familyası'ndaki küçük ağaç türleri olan Ficus caricanın yenilebilir meyvesidir. İncir, Akdeniz ve batı Asya'ya kadar yerlisi ağacı olup eski zamanlardan beri yetiştirilir. Şimdi hem meyvesi hem de süs bitkisi olarak dünya çapında yaygın olarak yetiştirilir. Ficus carica 800'den fazla tropikal ve subtropikal bitki içeren Ficus cinsinin tip türüdür.

Kaktüs, Caryophyllales takımının 1750 kadar bilinen türüne ve yaklaşık 127 cinsine sahip Cactaceae bitki familyasının bir üyesidir. "Kaktüs" kelimesi Latince aracılığıyla, Theofrastos tarafından kimliği kesin olmayan dikenli bir bitki için kullanılan Antik Yunanca kelimesinden türemiştir.

Biyom, bulundukları fiziksel çevreye ve ortak bir bölgesel iklime tepki olarak oluşmuş biyolojik bir topluluktan oluşan biyocoğrafik bir birimdir. Bir diğer tanıma göre, biyosferin aynı iklim koşullarında ve aynı bitki örtüsünün egemen olduğu çok geniş bölümlerini belirten çevrebilim terimidir. Yeryüzündeki birbirine bitişik, benzer yayılmış yaşam alanları olarak da tanımlanabilir. Biyomlar birden fazla kıtaya yayılabilir. Biyom, habitattan daha geniş bir terimdir ve çeşitli habitatları içerebilir.

Ev kırlangıcı, kırlangıçgiller (Hirundinidae) familyasından göçmen bir kırlangıç türüdür. Avrupa, Kuzey Afrika ve ılıman Asya bölgelerinde ürer; kışları ise Sahraaltı Afrika'ya ve tropikal Asya bölgelerine göçer. Uçarken yakaladığı böceklerle beslenir dolayısıyla böceklerin çok bulunduğu iklimlerin olduğu yerlere göç eder. Başı ve üst tüyleri mavidir, kuyruksokumu ve alt tüyleri ise beyazdır. Hem açık alanlarda hem de insanların yaşadığı yerlerde bulunur. Doğu ve güney Asya bölgelerine endemik olan Delichon cinsinin diğer iki türüne benzer özelliklere sahiptir. Kabul edilmiş iki alt türü vardır.

Geyik, geyikgiller familyasında geviş getiren otobur memeli hayvanların ortak adıdır. Çift toynaklılar takımında bulunan akraba familyalardaki benzer hayvanlar da genel olarak geyik diye adlandırılmaktadır.

Orkideler, Asparagales takımına bağlı Orchidaceae familyasına ait bitkilerdir. Orkideler, çiçekleri genellikle renkli ve hoş kokulu olan çeşitli ve yaygın çiçekli bir bitki grubudur. Orkideler, buzullar hariç Dünya'daki hemen hemen her yaşam alanında bulunan kozmopolit bitkilerdir. Dünyanın en zengin orkide cinsleri ve türleri tropiklerdedir.

Oğul otu ya da Melissa (Melissa), nane (Lamiaceae)'nin familyasındaki bir bitki cinsi'dir. Dört ya da daha fazla tür Akdeniz bölgesi'nden batı Malezya'ya dağılmıştır. Bu cinsin en bilinen türü limon balsamı 'dir.

Nalburunlu yarasa ya da Nalburun yarasa, Rhinolophidae yarasa familyasını oluşturan yarasalara verilen isimdir. Yaşayan tek cinsi olan Rhinolophus dışında soyu tükenmiş bir cins olan Palaeonycteris de tanımlanmıştır. Bazen Rhinolophidae familyası içinde de sınıflandırılan Hipposideridae familyası ile yakın akrabadır. Nalburunlu yarasalar altı alt cinse ve birçok tür grubuna ayrılırlar. Tüm nalburunlu yarasaların ortak atası 34 ila 40 milyon yıl önce yaşamıştır ancak bu familyanın coğrafi kökeni belirli değildir ve familya biyocoğrafyasını ortaya koyma çabaları sonuçsuz kalmıştır. Genetik kanıtların gösterdiği birçok tür kompleksinin olma olasılığının yanı sıra daha önceden ayrı bir tür olarak tanımlanmış yarasaların aslında başka taksonlardan çok az genetik farklılık göstermesi sonucu taksonomileri karmaşıktır. Çoğunlukla tropikal ve subtropikal bölgeler olmak üzere Afrika, Asya, Avrupa ve Okyanusya kıtalarında, Eski Dünya'da yaşarlar.

Convolvulaceae, Tarlasarmaşığıgiller, Çitsarmaşığıgiller, Kahkahaçiçeğigiller veya Gündüzsefasıgiller; Solanales takımına ait, yaklaşık 58 cins ve 1.880 tür ile temsil edilen, tropikler ve ılıman kuşak başta olmak üzere dünya çapında yayılış gösteren; tatlı patates, cinsaçı ve tarla sarmaşığı gibi bitkileri içeren, bir çiçekli bitki familyasıdır.

1961–1975 kolera pandemisi (yedinci kolera pandemisi olarak da bilinir) yedinci büyük kolera salgını ve esas olarak 1961 ile 1975 yılları arasında meydana gelmiş ancak etkisi günümüze kadar devam etmiş salgındır. El Tor adlı türe dayanan bu salgın, 1961'de Endonezya'da başladı ve 1963'te Bangladeş'e daha sonra 1964'te Hindistan'a, ardından 1966'da Sovyetler Birliği'ne sıçradı. Temmuz 1970'te Odessa'da bir salgın oldu ve 1972'de Bakü'de salgın raporları ortaya çıkmış ancak Sovyetler Birliği bu bilgiyi saklamıştır. 1973 yılında Kuzey Afrika'dan İtalya'ya ulaştı. Japonya ve Güney Pasifik'te, 1970'lerin sonlarında birkaç salgın görüldü. 1971'de dünya çapında bildirilen vaka sayısı 155.000 idi. 1991 yılında 570.000'e ulaştı. Hastalığın yayılmasına modern ulaşım ve toplu göçler yardımcı oldu. Ancak ölüm oranları hükûmetler modern tedavi edici ve önleyici tedbirler almaya başladıkça belirgin bir şekilde düştü. %50 olan olağan ölüm oranı, 1980'lerde %10'a ve 1990'larda %3'ün altına düştü.

.