Yahudilik, Yahudi milletinin kolektif inancını, kültürünü, hukukî kurallarını ve medeniyetini içeren etnik bir dindir. İlk İbrahimî din olmasının yanı sıra insanlık tarihindeki en eski dinler arasında da yer alan Yahudilik, monoteizm temelli dinlerin ilk örneğidir. Yahudilik, riayetkâr Yahudiler tarafından "Avraham'ın YHVH ile yaptıkları sözleşmenin bir ifadesi" olarak yorumlanır. Geniş metinleri ve uygulamaları, çeşitli teolojik pozisyonları ve örgütlenme biçimlerini kapsayan Yahudilik, bir İbrani felsefi görüşü olmakla birlikte aynı zamanda bir dünya görüşüdür. Torah, Tanah'ın bir parçasıdır ve Midraş ile Talmud gibi ikincil metinlerle birlikte temsil edilen tamamlayıcı bir sözlü geleneğin parçasıdır. Dünya çapındaki toplam 14 ila 15 milyon takipçisi ile Yahudilik, en büyük onuncu dindir.
Siyonizm, tarihî İsrail Toprakları olarak tanımlanan topraklarda bir Yahudi devletinin asırlar sonra yeniden kurulmasını destekleyen, savunan ve Yahudi milliyetçiliğini temel alan ideolojik fikir hareketidir. Modern Siyonizm, 19. yüzyılın sonlarında Orta ve Doğu Avrupa'da ulusal bir canlanma hareketi olarak hem şiddetlenen antisemitizm dalgalarına tepki olarak hem de "Yahudi Aydınlanması" olarak da bilinen Haskala'ya bir cevap olarak ortaya çıktı. Kuruluşundan çok kısa bir süre sonra varlıklı Yahudi soyluların ilgisini çeken hareket, Osmanlı İmparatorluğu'nun kontrol ettiği Filistin'de sürdürülebilir bir Yahudi devletini, 1900 yıl sonra tekrar yaratmayı amaçlıyordu.
Hatikvah, İsrail Devleti'nin ulusal marşıdır. 19. yüzyıl Yahudi şiirinin bir parçası olan Romantik kompozisyonun teması, Yahudi halkının özgür ve egemen bir ulus devlet olarak İsrail Topraklarına geri dönme yönündeki 2.000 yıllık arzusunu yansıtıyor. Parçanın sözleri Avusturya Galiçya'nın Złoczów kentinde yaşayan Yahudi şair Naftali Herz Imber'in bir eserinden uyarlanmıştır. Imber, şiirin ilk versiyonunu 1877'de Romanya'nın Yaş kentinde bir Yahudi bilim adamının evinde ağırlandığında yazdı.
Bar Kohba Ayaklanması (132-136), Yahudiye topraklarında Roma İmparatorluğu'na karşı yapılmış üçüncü büyük ayaklanması ve Yahudi-Roma savaşlarının sonuncusudur. Bu ayaklanma ayrıca İkinci Yahudi-Roma savaşı, İkinci Yahudi ayaklanması, 115-117 yılları arasında gerçekleşen Kitos Savaşı dikkate alındığında Üçüncü Yahudi-Roma savaşı veya Üçüncü Yahudi ayaklanması olarak da bilinir.
Mizrahi Yahudileri veya İbranice -im eki kökenli Mizrahim, doğulu anlamına gelip Orta Doğu, Kuzey Afrika, Orta Asya ve Kafkasya'daki Yahudilere verilen genel addır. İsrail'de ise "Mizrahi" terimi daha çok Arap dünyasındaki ve Arap dünyasına komşu ülkelerdeki Yahudilere denir. Irak, Suriye, Lübnan, Yemen, İran, Afganistan, Buhara, Mağrib Yahudileri, Berberi, Kürt, Azerbaycan, Dağıstan, Hindistan, Pakistan Yahudileri ve Çerkes Yahudileri başlıca Mizrahi Yahudileridir.
Koçin Yahudileri (ya da Malabar Yahudileri eski çağlardan beri Güney Hindistan'da Koçin Krallığı'nda bulunan Yahudiler ve onların torunlarıdır. Geleneksel dilleri Yahudi Malayalamı'dır.
Gürcü Yahudileri Kafkasya'daki Gürcistan ulusundan olan Yahudiler'e denir. Gürcistan'in en eski cemaatlerinden olan Yahudiler tarihlerini Babil Sürgünü'ne kadar dayandırmaktadır.
Kürdistan'daki Yahudiler'in tarihi, eski çağlardan beri İran'ın bir kısmını, Kuzey Irak'ı, Ermenistan'ı, Suriye yaşayan Yahudiler'e denir. Kültürleri ve giyim tarzları Müslüman Kürtler'e benzer. 1940 ve 50'lerde İsrail'e yapılan göçlere kadar kapalı bir toplum olarak yaşadılar.
Targum İkinci Kudüs Tapınağı döneminden Orta Çağ'ın başlarına kadar geçen süreçte yazılıp derlenmiş Tanah'ın Aramice tercümesidir. Zamanında iki farklı Yahudi kültürü merkezi olan İsrail toprakları ve Babil'de yazılmış iki farklı tercüme bulunur. Bu iki toplumun da lingua franca'sı Aramice'ydi.
II. Dünya Savaşı'ndan önce Monako'da yaklaşık 300 kişilik küçük bir Yahudi cemaati vardı. Savaş sırasında eyalet Yahudilere sahte kimlikler çıkararak Naziler tarafından sürülmelerini engelledi. Monako Prensi II.Louis Yahudi hizmetçilerini elden çıkarmayı reddederek Edouard de Rothschild'in sürülmesine karşı çıkıp onu korudu. Fakat Monako polisi 42 Orta Avrupa Yahudisini yakalayıp Nazilere teslim etti.
Pakistan Yahudileri Pakistan'ın küçük bir dini azınlığını oluşturmaktadır. Çeşitli hesaplamalar 20. yüzyılın başlarında Karaçi'de yaklaşık 2500 Yahudinin, Peşaver'de küçük bir Yahudi cemaatinin ve diğer şehir merkezlerinde sayısı bilinmeyen Yahudilerin olduğunu gösterir. Bu iki şehirde de birer sinagog bulunmaktaydı, raporlara göre Peşaver'deki sinagog hala aktiftir. Diğer hesaplamalara göre Orta Asya, İran ve Afganistan'dan gelen Yahudilerle bu nüfus daha fazladır.
Lübnan Yahudileri geleneksel olarak bir Mizrahi cemaati olup genelde Lübnan'ın Beyrut şehrinde veya çevresinde yaşayan veya yaşamış olan Yahudilerdir. Cemaatin hemen hemen hepsi İsrail, Fransa ve Kuzey Amerika'ya göç etmiştir. Ülkede bugün 20 ila 40 arası Yahudi kalmıştır. Lübnan Yahudileri toplumla sıkıca entegre oldukları ve vatanlarını terk etme hissi duymadıkları için Lübnan'ın 1958'de yaşadığı iç savaşta dahi büyük oranda dış göç olmamıştır. Fakat, 1975'teki Lübnan İç Savaşı ve 1982'deki İsrail'in Lübnan'a girme harekâtıyla dış göçler hızlanmıştır.
Irak Yahudileri Irak'ta doğmuş veya onların çocukları olan Yahudilerdir. Yahudilerin Irak topraklarındaki varlığı MÖ 586'daki Babil Sürgünü ile belgelenmiştir. Irak Yahudileri dünyanın en eski topluluklarından olup tarihi önemi en yüksek Yahudi cemaatlerinden biridir.
Yahudi diasporası, günümüz Yahudilerinin ataları olan inançlı İbranilerin anavatanı Kenan topraklarından zorla çıkartılıp, dünyanın diğer bölgelerine zorunlu göçe mecbur bırakılmaları ile başlayan, Yahudilerin 'İsrail Diyarı' dışındaki oluşumu. Modern İbranicede "dağınık" anlamına gelen Tefutzot (תפוצות) kelimesi Alman asıllı Amerikan akademisyen Simon Rawidowicz tarafından 1930'larda kullanılmaya başlandı.
Yahudilikte evlilik, Tanrı'nın müdahil olduğu bir Yahudi erkek ve bir Yahudi kadın arasında yapılan birleşme anlaşmasının belgelenmesidir. Evliliğin tek koşulu çocuk yapmak olmamasına rağmen bu emrin yerine getirilmesi beklenir. Esas merkezi odak kadın ile erkeğin ilişkisidir. Ruhani anlamda evlilik, kadın ile erkeğin ruhlarının bir bütün olmasıdır. Bu sebeple evlenmemiş adam "tam" sayılmaz çünkü ruhu henüz tamamlanmamıştır ve yarımdır.
İsrail kültürü, 1948 yılında devlet kurulmadan önce gelişmeye başladı ve içerisinde dindar ve laik hayatların mirasını bulundurmaktadır. İsrail kültürünün çeşitliliği, nüfusunun çeşitliliğinden gelir. Kökeni Doğu Akdeniz ülkelerinden ve dünyanın her tarafından çeşitli kültürel geçmişleriyle gelen göçmenler, İsrail’in kültürünün gelişmesinde büyük rol oynadı ve bu kültür dünyadaki kültürel trendleri ve kültürel değişimleri, yapısı gereği takip eder. İsrail kültürü ayrıca diasporadaki Yahudi tarihini de yansıtır. Bunun içerisinde 19. yüzyıl sonuna doğru başlayan Siyonist akımı ideolojisi de vardır.
Yahudiler veya Yahudi milleti, tarihî İsrail ve Yehuda'nın İsrailoğulları ve İbranilerinden köken alan bir etno-dinî grup ve millettir. Yahudilik, Yahudi milletine özel etnik bir din olduğundan Yahudi etnisitesi, milleti ve inancı birbiriyle güçlü bir şekilde ilişki içerisindedir.
Aliyah, Yahudilerin diasporadan İsrail topraklarına göç etmesini ifade eden terim. Ayrıca "yukarı çıkma" olarak tanımlanan ve "İsrail topraklarına geçerek Aliyah yapma" olarak tanımlanan durum, Siyonizm'in temel ilkelerinden birisidir.
İşçi Siyonizmi ya da Sosyalist Siyonizm, Siyonist hareketin solcu kanadıdır. Yıllar boyunca, Siyonistler ve Siyonist kuruluşlar arasında en kayda değer eğilim olmuştur. Harekete mensup gruplar, kendilerini, Doğu ve Orta Avrupa’daki Yahudi işçi hareketlerinin Siyonist dilimi olarak gördüler ve birçok ülkede çok sayıda Yahudi üyeye sahip yerel birimler kurdular. Theodor Herzl tarafından kurulan ve Haim Wiezmann tarafından desteklenen Politik Siyonizm’in tersine, İşçi Siyonizmi, bir Yahudi devletinin, İngiltere, Almanya ve ya Osmanlı İmparatorluğu gibi büyük devletlere yanaşıp yardım isteyerek basit bir şekilde kurulamayacağına inanıyordu. Aksine, İşçi Siyonistler, bir Yahudi devletinin ancak Yahudi işçi sınıfının gayretleriyle, İsrail topraklarına yerleşerek ve çalışarak kurulacağına inandılar. Yahudiler, kibbutz ve moşavlar ile ilerici bir Yahudi toplumu ve şehirli Yahudi proletaryasını kurmalıydılar.
Post-Siyonizm, bazı İsrailliler, diaspora Yahudileri ve diğerlerinin, özellikle akademide, Siyonizm'in 1948'de modern İsrail Devleti'nin kurulmasıyla ideolojik misyonunu yerine getirdiği ve bu nedenle Siyonist ideolojinin sonuna gelindiği yönündeki görüşlerini ifade eder. Sağcı Yahudiler bu terimi aynı zamanda 1993 ve 1995 Oslo Anlaşmaları ışığında İsrail siyasetinin sol kanadına atıfta bulunmak için de kullanmaktadır.