Fobi, korku ya da yılgı, bir şeye karşı duyulan korkunun, bireyin gündelik yaşamını olumsuz yönde etkilemesi hali. Fobi kelimesi, Yunanca Phobos kelimesinden gelir. Phobos, Yunan mitolojisinde korku tanrısıdır.
Algofobi yalnız acı verici duyuma karşı değil, aynı zamanda acı verici duyum meydana getirebilecek her şeye karşı duyulan aşırı bir korku. Normal bir insanda görülenden çok daha anormal ve sabit haldedir. Kişiye büyük zararlar veren ve sık tekrarlanan bu fobi, kişinin psikolojik acı çekmesine yol açarak, bir kısır döngü halinde, tekrar fobiyi uyandırır ve acı yaratır. Bu döngü kişi için oldukça yıpratıcıdır. Oldukça abartılı olan bu acı korkusu, anksiyeteye yol açabilir.
Ablütofobi kalıcı, yersiz bir "yıkanma korkusudur". Bu fobi spesifik fobi sınıfına girer. Ablütofobi, erkeklere nazaran, çocuklarda ve kadınlarda daha çok görülür. Fakat bu fobi, genellikle çocuklar banyonun kötü bir şey olmadığını anladıklarında ortadan kalkar.
Araknofobi veya Araknofobya bir spesifik fobidir, Örümcek korkusuna verilen addır.
Ailurofobi veya kedi korkusu, şiddetli olabilen kedilerden korkma halidir. Yunanca αἴλουρος ve φόβος kelimelerinin birleşiminden oluşmuştur. Diğer eş anlamlı terimler felinofobi, elurofobi ve gatofobidir. Kedi korkusu olan kişilerin vereceği aşırı tepki, Panik atağa veya kalp çarpıntısına neden olabilmektedir.
Ceset veya naaş, ölü bir insanın bedeni. Aynı anlama gelen kadavra sözcüğü genelde tıbbî anlamda kullanılır. Cenaze töreni için hazırlanmış cesede cenaze denir.
Koulrofobi, palyaçolara duyulan korkudur.
Koulro kelimesi, Antik Yunan kültüründe palyaçoların eğlence figürü olarak yer almamasına rağmen,Yunanca'da tahtabacak anlamına gelen "κωλοϐαθριστής" kelimesinden gelir.
Astrafobi, gök gürültüsü ve şimşeklere karşı duyulan anormal korkudur. İnsanlarda ve eğitilebilen hayvanlarda, tedavi edilebilen bir fobidir. Astrofobi kelimesi Yunancadaki ve kelimelerinden türemiştir.
Aquafobi veya su korkusu (Yunanca:ὕδωρ+φόρος), suya karşı olan anormal bir korkudur. Aquafobi, hastanın kontrolünün ötesinde veya günlük yaşantıya müdahale edebilecek düzeyde korku içeren özel bir fobidir. İnsanlar birçok açıdan aquafobi hastalığına uğrarlar ve bir okyanusta, nehirde ya da hatta bir küvette suyun yakın bir tehdit oluşturmadığını fark etmiş olsa da deneyimleyebilirler. Botla dolaşma, yüzme gibi aktivitelerden veya temel yüzme becerilerine hakim olmasına rağmen, derin okyanusta yüzmekten kaçınırlar. Bu endişenin kaynağı genellikle ıslanmaya, beklenmeyen bir su geldiğinde sıçramaya ya da bir su kütlesine itilmesine ya da atılmasına kadar uzanır.
Entomofobi, bir veya daha fazla böcek türüne karşı aşırı veya gerçekçi olmayan korku ile karakterize edilen bir fobidir. DSM-5 tarafından fobi olarak sınıflandırılmıştır. Daha spesifik durumlar apifobi ve myrmecopfobi nu içerir. Bir kitap, ABD nüfusunun %6'sının bu fobiye sahip olduğunu iddia etmektedir.
Hafefobi dokunma ya da dokunulma korkusunu içeren nadir bir fobidir. Bulaşma ya da istila korkusu olarak ifade edilen, kişinin kişisel alanını korumak için normal eğilimlerin şiddetli bir abartısıdır ve hatta fobiye sahiplerin tanıdıklarına karşı da bu fobiye sahip oldukları bilinir.
Kinofobi, köpeklerden korkma durumudur. Kinofobi, "hayvan fobileri" altında belirli bir fobi olarak sınıflandırılır. Teksas Üniversitesi Anksiyete Bozuklukları Araştırmaları Laboratuvarı'ndan Dr. Timothy O. Rentz'e göre hayvan fobileri, spesifik fobilerin en yaygın olanı arasındadır ve bunların %36'sı kedi ve köpek fobileridir.
Autofobi aynı zamanda monofobi, isolofobi veya eremofobi, olarak adlandırılan, yalnız kalma fobisidir; bencil olma korkusu veya yalnız kalma korkusudur. Hastaların fiziksel olarak hasta olmaları gerekmez, ama göz ardı edildiklerini ya da sevilmediklerini düşünürler. İfade edilenin aksine, kelimenin anlamı, autofobiyi "kendinden korkma" olarak tanımlamaz. Bozukluk tipik olarak diğer anksiyete bozukluklarından kaynaklanır ve bunlarla ilişkilidir.
Gerontofobi, kısaca yaşlanma korkusu, fobisidir. Birçok insan bu fobiye sahiptir. Kavram, Türkçe "yaşlı adam" anlamına gelen Yunanca γέρων – gerōn kelimesi ile Türkçe "korku" anlamına gelen φόβος – phobos kelimelerinin birleşiminden oluşur.
Equinofobi veya hippofobi atlara karşı duyulan psikolojik bir fobidir. Equinofobi Yunancadaki φόβος (phóbos), anlamı "korku" ve Latin kelimesi equus, anlamı "at"'ın birleşmesiyle oluşmuştur. Hippofobi kelimesi ise Yunancadaki phóbos kelimesi ile Yunancadaki at anlamına gelen, ἵππος (híppos) kelimesinin birleşmesi ile oluşmuştur.
Özgül fobi, belirli nesnelere veya durumlara maruz kalmayla ilgili mantıksız veya irrasyonel bir korkuya denk gelen her türlü kaygı bozukluğuna verilen isimdir. Sonuç olarak, etkilenen kişi nesnelerle veya durumlarla ve ciddi vakalarda herhangi bir söz veya tasvirle temastan kaçınma eğilimindedir. Korku, kişileri günlük yaşamlarında verimsiz hale getirebilir.
Nozofobi herhangi bir hastalığa yakalanma korkusudur. Bu korkunun nedensiz, yersiz ve aşırı olması nozofobi belirtilerindendir. Nozofobiyi hipokondriden ayıran ayırt edici özellik hipokondriyak kişiler hastalığa yakalanmaktan korkmazken nozofobik kişiler hayatları boyunca hastalanmaktan, kanser olmaktan ya da ölümden aşırı bir biçimde korkarlar.
Fobofobi, fobilerden korkma veya korkmaktan korkma olarak tanımlanan ve yoğun anksiyete ve somatik hislere neden olan bir fobidir. Fobofobi, agorafobi gibi anksiyete bozuklukları ve panik atak ile doğrudan ilişkilidir. Bir hasta fobofobi geliştirdiğinde, durumu teşhis edilmeli ve tedavi edilmelidir.
Karaca veya Caragea vebası 1813 ve 1814 yıllarında Eflâk başta olmak üzere Bükreş'te meydana gelen bir hıyarcıklı veba salgınıydı. Salgın, Fenerli Rum Prens Yoan Karaca'nın yönetimiyle aynı döneme denk gelmiştir.
Helyofobi Güneş'e veya herhangi bir parlak ışığa korku duymaktır. DSM-5'e göre, helyofobi özgül fobi kategorisi altında listelenecektir.