İçeriğe atla

Neil Shubin

Neil Shubin
Tulsa Üniversitesi'nde yaptığı bir konuşması sonrasında çekilen fotoğrafı
Doğum22 Aralık 1960 (63 yaşında)
Philadelphia, ABD
EğitimColumbia Üniversitesi (lisans)
Harvard Üniversitesi (doktora)
ÖdüllerMiller Research Fellowship[1]
Guggenheim Fellowship[2]
National Academy of Sciences National Academy of Sciences 2015 Communication Award with Michael Rosenfeld and David Dugan in Film/Radio/TV for "Your Inner Fish"
Resmî sitepondside.uchicago.edu/oba/faculty/shubin n.html
Kariyeri
DalıEvrimsel biyoloji
Çalıştığı kurumlarChicago Üniversitesi
Field Doğa Tarihi Müzesi

Neil Shubin (d. 22 Aralık 1960), Amerikalı paleontolog, evrimsel biyolog ve popüler bilim yazarıdır. Kendisi Robert R. Bensley Organizma Biyolojisi ve Anatomisi profesörü, Organizma Biyolojisi ve Anatomisi dekan yardımcısı ve Chicago Üniversitesi'nde Evrimsel Biyoloji Komitesi'nde profesör ve ayrıca Field Doğa Tarihi Müzesi'nin başkanıdır.[3] Daha çok Ted Daeschler ve Farish Jenkins ile birlikte Tiktaalik roseae'yi keşfetmesiyle tanınır.[4]

Kaynakça

  1. ^ All Miller Fellows Sorted by Term (1987) 29 Ekim 2013 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.
  2. ^ Neil H. Shubin—John Simon Guggenheim Memorial Foundation 20 Aralık 2013 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.
  3. ^ "Neil Shubin Home Page". The University of Chicago. 26 Temmuz 2001 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 26 Nisan 2008. 
  4. ^ Daeschler (6 Nisan 2006). "A Devonian tetrapod-like fish and the evolution of the tetrapod body plan". Nature. 440 (7085): 757-763. doi:10.1038/nature04639. ISSN 1476-4687. PMID 16598249. 

Dış bağlantılar

İlgili Araştırma Makaleleri

Gelişim biyolojisi, canlıların büyüme ve gelişimlerini inceleyen bilim dalı. Modern gelişim biyolojisi, dokular, organlar ve sistemlerin oluşumunda rol alan hücrelerin gelişimini, değişimini, farklılaşımını ve şekil almasını (morfojenez) inceler. Embriyoloji, gelişim biyolojisinin bir alt birimidir ve tek hücrenin oluşumundan embriyonik gelişim aşamasının sonuna kadarki gelişimi inceler ki serbest yaşam bazen embriyonik gelişimin tamamlanmasından da önce başlar.

Zooloji hayvanların bilimsel olarak incelenmesidir. Çalışmaları, hem yaşayan hem de soyu tükenmiş tüm hayvanların yapısını, embriyolojisini, sınıflandırmasını, alışkanlıklarını ve dağılımını ve ekosistemleriyle nasıl etkileşime girdiklerini içerir. Zooloji, biyolojinin ana dallarından biridir. Terim, Antik Yunanca ζῷον, zōion ('hayvan') ve λόγος, logos kelimelerinden türetilmiştir.

Evrim, popülasyondaki gen ve özellik dağılımının nesiller içerisinde seçilim baskısıyla değişmesidir. Bazen dünyanın evrimi, evrenin evrimi ya da kimyasal evrim gibi kavramlardan ayırmak amacıyla organik evrim ya da biyolojik evrim olarak da adlandırılır. Evrim, modern biyolojinin temel taşıdır. Bu teoriye göre hayvanlar, bitkiler ve Dünya'daki diğer tüm canlıların kökeni kendilerinden önce yaşamış türlere dayanır ve ayırt edilebilir farklılıklar, başarılı nesillerde meydana gelmiş genetik değişikliklerin bir sonucudur.

<span class="mw-page-title-main">Evrimsel biyoloji</span> canlı çeşitliliğini ve gelişimini inceleyen bilim dalı

Evrimsel biyoloji; biyoloji konularını, canlıların evrimini göz önüne alarak inceleyen bilim dalıdır. Taksonomi biliminin temelinde evrimsel biyoloji yer almaktadır. Canlıları sistematik bir şekilde ayırmada, canlıların evrimsel akrabalıkları ve farklılıkları göz önüne alınır. Ayrıca birçok ekolojik ilişkinin açıklanmasında evrimsel biyoloji kullanılır. Moleküler biyolojide DNA ve RNA dizilerinin baz dizilişleri göz önüne alınarak canlıların hatta organellerin mikroorganizmalarla olan akrabalıkları incelenmekte ve bu incelemede evrimsel biyoloji temel alınmaktadır.

Biyolojide filogenetik çeşitli organizma grupları arasındaki evrimsel ilişkinin araştırmasıdır. Bu ilişkiler filogeni olarak adlandırılır. Filogenetik terimi Yunanca kökenlidir, "kabile, ırk" anlamına gelen file veya filon (φυλή/φῦλον) ve doğumla ilişkili anlamındaki genetikos (γενετικός) terimlerinden türetilmiştir. Organizmaların sınıflandırması ve adlandırması olan taksonomi, filogenetikten büyük miktarda etkilenmiştir ama yöntemsel ve mantıksal olarak farklıdır. Bu iki saha, "kladizm" veya "kladistik" olarak bilinen filogenetik sistematik bilim dalında örtüşürler. Filogenetik sistematikte taksonları birbirinden ayırt etmek için sadece filogenetik ağaçlar kullanılır. Evrimsel hayat ağacının araştırılması için filogenetik analiz yöntemleri vazgeçilmez hâle gelmiştir.

"Evrim hem bir teori hem de bir olgudur " şeklindeki ifadeye, biyoloji literatüründe sıkça rastlanır. Bu ifade evrimin iki şekilde kullanılması nedeniyle ortaya çıkmaktadır. "Evrim olgusu" ile kastedilen, bilimsel gözlemler ve deneyler ile meydana geldiği görülmüş olan, biyolojik organizma topluluklarındaki değişimlerdir. "Evrim teorisi" ile kastedilen ise bu değişimlerin nasıl meydana geldiğinin günümüzdeki bilimsel açıklaması olan modern evrimsel sentezdir. Bu terimlerin yanlış kullanılması ve yanlış anlaşılması, evrim teorisinin doğruluğuna karşı çıkan görüşleri temellendirmek için kullanılmıştır.

<span class="mw-page-title-main">Sudan karaya geçiş</span>

Sudan karaya çıkış, evrimsel biyolojide tamamıyla su yaşamına adapte olmuş sucul canlıların aşamalı olarak kara hayatına uyum sağlamaları, canlılığın karalara çıkarak yeni yaşam alanları keşfetmeleri ve bu kara parçalarında koloniler kurmaya başladıkları süreci tanımlayan terim. Sudan karaya çıkış, örneğin tekhücreliler, mantarlar, bitkiler, omurgasızlar ve omurgalılarda olduğu gibi birbirinden bağımsız bir şekilde gelişmiş ve birden çok olayda tekrarlanmış bir süreçtir.

Evrimin kanıtları ve canlıların ortak atadan geldiği, bilim insanlarının uzun yıllar boyunca çeşitli alanlar ve disiplinlerde canlıların akrabalık derecesi ve ortak kökenine dair çalışmalarda ortaya çıkarılmış olup bu kanıtlar, evrimsel süreçlerin meydana geldiğini göstererek evrimin bir olgu olarak gerçekliğini doğrulamış ve Dünya üzerindeki yaşamın türlülük ve çeşitliliğine neden olan doğal süreçler hakkında bir bilgi zenginliği sağlamıştır. Bu kanıtlar, yaşamın zaman içinde nasıl ve neden değiştiğini açıklayan ve bilimsel bir kuram olan modern evrimsel sentezi desteklemektedir. Evrimsel biyologlar, test edilebilir varsayımlarda bulunup hipotezleri test ederek ve nedenlerini açıklayan ve gösteren kuramlar geliştirerek ortak atayı belgelerler.

Evrimsel gelişim biyolojisi, canlı türlerin ataları aralarındaki ilişkiyi belirlemek ve gelişimsel süreçlerin nasıl evrildiğini keşfetmek için farklı organizmaların gelişim süreçlerini karşılaştıran biyolojinin bir alt dalıdır. Bu anlamda evrimsel gelişim biyolojisi embriyonik gelişimin kökeni ve evrimini araştırarak tüylerin evrimi gibi gelişmeleri ve gelişim süreçlerini, yeni özelliklerin kazanılmasında ve ortaya çıkmasında nasıl etki ettikleri, gelişimsel plastisitenin evrimdeki rolü, ekolojik etkenlerin gelişime ve evrimsel değişime nasıl yol açtıkları, yakınsak evrimin ve homolojinin gelişimsel temelleri gibi konuları ele alır.

<span class="mw-page-title-main">George Olah</span> Macar kimyager (1927 – 2017)

George Andrew Olah, Macar-Amerikalı kimyager. Olah'a 1994 yılında Nobel Kimya ödülü verildi. Ayrıca ona Priestley Madalyası verilmiştir. En yüksek onur Amerikan Kimya Derneği tarafından verilmiştir.

<span class="mw-page-title-main">Martin Chalfie</span>

Martin Chalfie Amerikalı bir bilim insanıdır. Aynı zamanda biyolojik bilimler bölüm başkanıdır ve Kolombiya Üniversitesi'nde Biyolojik bilimler Profesörü olarak çalışmaktadır. 2008 Nobel Kimya ödülü'nü Osamu Shimomura ve Roger Y. Tsien ile paylaştı. Harvard Üniversitesi'nden Nörobiyoloji dalında bir doktorası bulunmaktadır.

<i>Tiktaalik</i> dört üyeli benzeri et yüzgeçli balık

Tiktaalik, yaklaşık 375 milyon yıl önce, Geç Devoniyen döneminde yaşamış et yüzgeçlilerden monospesifik bir cinstir ve dört üyelilere benzer birçok özelliğe sahiptir.

<span class="mw-page-title-main">Sistematik</span> Biyolojinin bir dalı

Biyolojik sistematik, geçmişte yaşamış ve günümüzde yaşayan canlıların çeşitlenmesi ve zaman içinde bu canlılar arasındaki ilişkileri inceleyen bir alandır. Bu ilişkiler evrim ağaçları, filogenetik ağaçları ya da kladogramlar (filogeniler) olarak görsel hâle getirilir. Filogenilerin iki bileşeni vardır: Gruplar arasındaki ilişkileri gösteren dallanma sırası ve evrim için geçen süreyi gösteren dal uzunluğu. Tür ve daha yüksek taksonların filogenetik ağaçları anatomik ya da moleküler özellikler gibi karakter özelliklerinin evrimi ve organizmaların dağılımını araştıran biyocoğrafya üzerine yapılan çalışmalarda kullanılır. Diğer bir deyişle sistematik, Dünya üzerinde yaşamın evrimsel tarihçesini anlamak için kullanılır.

<i>Eusthenopteron</i> tarih öncesi et yüzgeçli balık cinsi

Eusthenopteron, tetrapodlarla olan yakın ilişkilerinden dolayı ikonik bir statü kazanmış olan tarih öncesi bir sarkopterygian cinsidir. Adı, Yunanca eustheno- "kuvvet" ve -pteron "yüzgeç" kelimelerinin birleşmesiyle oluşmuştur ve "güçlü gelişmiş yüzgeçler" anlamına gelir. Bu hayvanın ilk tasvirleri, karaya çıktığını göstermektedir; ancak paleontologlar artık onun kesinlikle suda yaşayan bir hayvan olduğu konusunda hemfikirdir. Eusthenopteron cinsi, yaklaşık 385 milyon yıl önce Geç Devoniyen döneminde yaşamış birkaç türden bilinmektedir. Eusthenopteron ilk olarak 1881'de JF Whiteaves tarafından Quebec, Miguasha'dan gelen geniş bir balık koleksiyonunun parçası olarak tanımlandı. Miguasha'dan yaklaşık 2.000 Eusthenopteron örneği toplanmıştır; bunlardan biri, paleoiktiyolog Erik Jarvik tarafından 1940'lardan 1990'lara kadar yoğun ayrıntılı çalışmanın ve birkaç makalenin konusu olmuştur.

<i>Tetrapodomorpha</i> et yüzgeçli balık kladı

Tetrapodomorpha, akciğerli balıklardan çok yaşayan tetrapodlarla daha yakından ilişkili olan, tetrapodların en yakın et yüzgeçli akrabalarından oluşan bir omurgalılar kladıdır. Balıklar ve Tiktaalik gibi erken formlar arasında geçiş yapan gelişmiş canlılar, görünüşleri ve uzuv morfolojisi açısından yarı balık, yarı tetrapodlar olan keşifleri tarafından "fishapodlar" olarak adlandırılmıştır. Tetrapodomorpha, taç grubu tetrapodları ve topluca osteolepiformlar olarak bilinen birkaç ilgili et-yüzgeçli balık grubunu içeren birkaç erken gövdeli tetrapod grubunu içerir. Tetrapodamorpha eksi taç grubu Tetrapoda, balıktan tetrapod geçişini kapsayan parafitik bir birim olan kök Tetrapoda'dır.

<i>Acanthostega</i> Devoniyen döneminde yaşamış dört üyeli benzeri et yüzgeçli balık

Acanthostega, tanınabilir bacaklara sahip ilk omurgalı hayvanlar arasında yer alan, soyu tükenmiş bir kök-tetrapod cinsidir. Yaklaşık 365 milyon yıl önce Geç Devoniyen döneminde (Famennian) ortaya çıktı ve anatomik olarak et yüzgeçli balıklar ile karaya tam olarak çıkabilenler arasında orta düzeydeydi.

<i>Hynerpeton</i> Devoniyen döneminde yaşamış dört üyeli benzeri et yüzgeçli balık

Hynerpeton, yaklaşık 365 ila 363 milyon yıl önce Geç Devoniyen döneminde Pennsylvania'nın nehirlerinde ve göletlerinde yaşayan, soyu tükenmiş bir erken dört uzuvlu omurgalı cinsidir. Hynerpeton'un bilinen tek türü, adını tanımlayanınn büyükbabası, şehir plancısı Edward Bassett'ten alan H. bassetti'dir. Hynerpeton, Amerika Birleşik Devletleri'nde keşfedilen ilk Devoniyen dört uzuvlu omurgalısı olduğu ve muhtemelen iç solungaçlarını ilk kaybedenlerden biri olduğu bilinmektedir.

<span class="mw-page-title-main">Ostrakoderm</span>

Ostrakodermler Paleozoyik Zaman'ın zırhlı çenesiz balıklarıdır. Terim, parafiletik veya polifiletik olduğu ve bu nedenle tek bir evrimsel soya karşılık gelmediği için, güncel sınıflandırmalarda kullanılmamaktadır. Bununla birlikte, terim hala zırhlı çenesiz balıkları basit bir şekilde gruplandırmanın gayri resmi bir yolu olarak kullanılmaktadır.

<span class="mw-page-title-main">Dört üyelilerin evrimi</span>

Dört üyelilerin evrimi, yaklaşık 400 milyon yıl önce, Devoniyen Dönemi'nde ilk dört üyelilerin lob yüzgeçli balıklardan evrimleşmesiyle başladı. Dört üyeliler, yaşayan ve soyu tükenmiş tüm amfibiler, sürüngenler, kuşlar ve memelilerin dahil olduğu biyolojik üst sınıf olan Tetrapoda altındaki tüm hayvanlardır. Günümüzde çoğu dört üyeli karada yaşıyor olsa da, en eski dört üyelilerin herhangi birinin karada hareket edebildiği fikrini destekleyen çok az kanıt bulunmaktadır. İlk dört üyelilerin sahip oldukları dört uzvun, bedenlerinin orta kısmını yerden kaldıramayacak düzeydeydi ve bilinen kalıntılarda karınlarını karada sürüklediklerine dair bir kanıt bulunmamaktadır. Kalıntılarda görülen izler muhtemelen sığ su kütlelerinin diplerinde yürüyen hayvanlar tarafından yapılmıştır. Dört üyelilerinin sudaki ataları ve karada kolonileşme süreci belirsizliğini korumaktadır. Bu konular şu anda paleontologlar arasında akt if araştırma ve tartışma alanlarıdır.

Geçiş fosili veya ara geçiş fosili, hem atalarıyla hem de torunlarıyla ortak özellikler paylaşan bir canlının fosilleşmiş kalıntısıdır. Özellikle bir canlı grubunun, yaşam tarzı ve topografik anatomisi bakımından atalarından keskin bir şekilde farklılaştığı durumlarda önem kazanır. Bu fosiller esasen taksonomik ayrımların insan aklının bir ürünü olduğunun hatırlatıcısıdır. Çünkü fosil kayıtlarının eksik olması sebebiyle, geçiş fosilinin genellikle, ayrımın yaşandığı noktaya tam olarak ne kadar yakın olduğunu bilmenin bir yolu yoktur. Öyleyse geçiş fosillerinin kendilerinden çok daha sonra yaşamış grupların doğrudan atası olduğu varsayılamaz ancak yakın akraba olduklarından ata canlının neye benzediğini tahmin etmek için model olarak kullanılırlar.