İçeriğe atla

Nefrit

Nefrit ya da nefritis böbreklerde oluşan, glomeruluslar ve tubulleri ya da glomerüller ve tübülleri çevreleyen interstisyel dokuyu kapsayabilen yangıdır.[1]

İlişkili tıbbi durumlar

Büyümüş böbrek

Tip

  • Glomerulus yangısına glomerulonefrit denir. "Nefrit" denildiğinde genellikle glomerulonefrit kastedilir.[2]
  • İntersitisyel nefrit ya da Tubulo-intersitisyel nefrit ise renal tüpler arasında oluşan yangıdır.[3]

Sebepleri

Nefrit, genellikle enfeksiyonlar veya zehirlenmeler sebebiyle olur, Birçok durumda da vücudun temel organlarını etkileyen otoimmun bozukluklar sebebiyle ortaya çıkar.[4]

  • Piyelonefrit idrar yolları enfeksiyonunun böbreğin pelvis bölgesine sirayet etmesiyle oluşan bir yangıdır.[5] Lupus nefriti, sistemik lupus eritematozusun neden olduğu böbrek iltihabı, bağışıklık sisteminin bir hastalığıdır.
  • Atletik nefrit, ağır egzersizler sonucu oluşur. Ağır eğzersizlerden sonra ve ya march hemoglobinüri'den sonra kırmızı kan hücrelerinin travmayla beraber patlamaları ve kana hemoglobinin karışmasının sonucu kanlı idrar meydana gelir.[6]
  • Lupus nefriti, altta yatan SLE (Sistemik Lupus Eritematozus) hastalığının böbrekte oluşturduğu yangı sebebiyle ortaya çıkardığı tablodur.
  • İlaç bağımlı akut insterstisyel nefrit; Sefalosporinler, NSAİİ, Furosemid, Asiklovir, Allopurinol, Omeprazol gibi ilaçların çeşitli mekanizmalarla aşırı duyarlılık reaksiyonundan ötürü interstisyel bölgede yangısal tepki sonucu oluşan tablodur.[7]

Mekanizma

Renin-anjiyotensin sistemi.

Nefrit enflamatuar hücre çoğalması ile glomerüler yapıyı bozarak glomerülar hasara yol açar.[8] Bu glomerüler kan akışında azalmaya neden olur ve idrar çıkışı da azalır (oligoüri)[9] ve üre, ürik asit gibi metabolik son ürünler vücuttan atılamaz (üremi).[10] Sonuç olarak, kırmızı kan hücreleri hasarlı glomeruluslardan dışarı sızabilir ve idrarda kan görülmesine neden olur (hematüri).[11] Düşük kan akımı renin-anjiotensin-aldosteron sistemini (RAAS) aktive etmesi sonucu su tutma ve hafif hipertansiyon meydana gelir.[12]

Böbrek yangısında, vücuttan idrar akışı içine gerekli proteinin salgılanması başlarlar. Bu duruma proteinüri denir.[13] Nefrit nedeniyle gerekli proteinlerin kaybı birçok hayatı tehdit eden semptomlara sebep olur. Nefritin en ciddi komplikasyonu, kanı damar içi pıhtılaşmaya karşı koruyan proteinlerin kaybıdır. Bu proteinlerin kaybı ani pıhtılaşmalar sonucu oluşan inme vakalarını tetikleyebilir.[14]

Epidemiyoloji

Nefrit Amerika Birleşik Devletleri'nde tüm kadın ölümü sebeplerinde dokuzuncu sıradadır (Histopatik olmayan siyahi kadınlarda beşinci sıradadır).[15] Dünya çapında en yüksek oranlar[clarification needed] 50-55% ile Afrika veya Asya kökenlilerde görülür, daha sonra koyu esmer ırkta 34% ve beyaz ırkta 27% oranda görülür.[16]

Hastalık nedeniyle, sakatlık ya da erken ölüm kayıplarının 2004 yılı açısından tasviri.[17]

Ayrıca bakınız

Kaynakça

  1. ^ Keto Acids – Advances in Research and Application 2013 Edition p.220e
  2. ^ "Glomerulonephritis: MedlinePlus Medical Encyclopedia" 5 Temmuz 2015 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.. www.nlm.nih.gov.
  3. ^ "Interstitial nephritis: MedlinePlus Medical Encyclopedia" 5 Temmuz 2015 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.. www.nlm.nih.gov.
  4. ^ "Nephritis" 1 Temmuz 2015 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.. 
  5. ^ "Pyelonephritis: Kidney Infection" 11 Haziran 2016 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.. www.niddk.nih.gov.
  6. ^ Haematology Made Easy 23 Nisan 2016 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.[1] 23 Nisan 2016 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. (in English).
  7. ^ Baştürk, Taner; Barış Hasbal, Nuri; Koç, Yener; Isleem, Mahmoud; Bayrakdar Çağlayan, Feyza; Ünsal, Abdülkadir (29 Aralık 2016). "Drug induced acute interstitial nephritis" (PDF). SiSli Etfal Hastanesi Tip Bulteni / The Medical Bulletin of Sisli Hospital: 251-5. doi:10.5350/SEMB.20160902010424. 
  8. ^ "Glomerular Diseases" 12 Haziran 2015 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.. www.niddk.nih.gov.
  9. ^ "oliguria" 1 Temmuz 2015 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.. 
  10. ^ "uremia | accumulation in the blood of constituents normally eliminated in the urine that produces a severe toxic condition and usually occurs in severe kidney disease" 15 Şubat 2016 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.. www.merriam-webster.com.
  11. ^ "Hematuria (Blood in the Urine)" 24 Haziran 2016 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.. www.niddk.nih.gov.
  12. ^ Ashar, Bimal; Miller, Redonda; Sisson, Stephen; Hospital, Johns Hopkins (2012-02-20).
  13. ^ "Proteinuria" 5 Temmuz 2015 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.. www.niddk.nih.gov.
  14. ^ Jr, Donald E. Thomas (2014-05-22).
  15. ^ "Leading Causes of Death - Women's Health USA 2010" 29 Haziran 2017 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.. mchb.hrsa.gov.
  16. ^ Lerma, Edgar; Rosner, Mitchell (2012-10-28).
  17. ^ "WHO Disease and injury country estimates" 11 Kasım 2009 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi..

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Kansızlık</span>

Anemi, yani halk arasında bilinen adıyla "kansızlık", toplam kırmızı kan hücresi/alyuvar/Eritrosit sayısının azalması veya eritrositlerin içindeki hemoglobin miktarının azalması veya her ikisinin birlikte olması sonucu oluşan bir hastalıktır. Anemi ismi Grekçe: ἀναιμία Grekçe: anaimia, ἀν- an-, "-sız" + αἷμα haima, "kan" kelimelerinden türetilmiştir. Eritrositlerin içinde bulunan hemoglobinin, oksijeni akciğerlerden kapiller arterlere taşıması nedeniyle anemi hücre, doku ve organlarda hipoksiye neden olabilir. Oksijenin hücre canlılığı için elzem olması nedeniyle eksikliği pek çok klinik sonuca neden olur.

<span class="mw-page-title-main">Ödem</span>

Ödem, kan sıvısının damar dışına çıkması ve hücreler arasındaki sıvının artışı olgusudur. Ödemin yaygın biçimine anazarka (anasarca) denir. Ödem olgusunun temel ilkesi, kan sıvısı ile hücre dışı (ekstrasellüler) sıvı arasındaki dengenin yitirilmesidir. İnsan vücudunda ortalama 40 litre sıvı vardır. Bu sıvının yaklaşık ½ ‘si hücrelerin içindedir. Öteki yarısı ise kanı, lenf sıvısını ve hücreler arasındaki sıvıyı oluşturur. Kan ve lenf sıvılarının dengesini proteinler sağlar. Bunların dışındaki sıvı türlerinin dengesi elektrolitlere bağlıdır. Hücre içi sıvı dengesini potasyum, hücre dışı sıvı dengesini ise sodyum denetler.

<span class="mw-page-title-main">Lupus</span>

Lupus, teknik adıyla Sistemik Lupus Eritematozus (SLE) veya Yaygın Lupus Kızarıklığı, Otoimmun, Kelebek Hastalığı kökenli multisistem hastalıklarının en sık görülen tipik örneğidir. Lupus sözcüğü, Latincede “kurt” anlamında olup ciltte çıkan yaraların yıkıcı özelliğini ifade eder. 1872 yılında Kaposi, hastalığın sadece cildi değil vücudun değişik organlarını etkileyen bir hastalık olduğunu fark etmiştir. Otoimmun antikorların büyük bölümü ANA niteliğindedir. Sessizce gelişebilir ya da akut olarak başlar. Ateşli ataklar biçiminde alevlenmeler gösterir. Organizmanın tümünü etkileyebilir, ancak deri, eklemler, böbrekler ve seröz zarlar zarar gören başlıca dokulardır.

<span class="mw-page-title-main">Albümin</span> İnsan ve diğer memeli hayvanların kan plazmasında bulunan en yaygın proteindir.

Kısaca albümin diye de bilinen serum albümini, insan ve diğer memeli hayvanların kan plazmasında bulunan en yaygın proteindir. Kanda bulunan proteinlerin %60'ını oluşturur. Ayrıca, doku sıvılarında, özellikle kas ve deride, az miktarda gözyaşı, ter, mide suları ve safrada da bulunur. Vücuttaki toplam albüminin %30-40'ı kandadır. Yağ asitleri ve çeşitli başka maddeleri kanda taşımasının yanı sıra en önemli işlevi, kan ile doku sıvıları arasında suyun dengelenmesini sağlamaktır.

<span class="mw-page-title-main">İnflamasyon</span> iltihaplanma

İnflamasyon, canlı dokunun her türlü canlı, cansız yabancı etkene veya içsel/dışsal doku hasarına verdiği sellüler (hücresel), humoral (sıvısal) ve vasküler (damarsal) bir seri vital yanıttır. İnflamasyon normalde patolojik bir durum olmasına karşın, inflamatuar reaksiyon fizyolojik olarak vücudun gösterdiği bir tepkidir. Halk arasında iltihap tabiri yangı için kullanılmasına rağmen sık sık apseler için de iltihap denmesinden dolayı inflamasyon (inflammare) terimini kullanmak daha yerinde olacaktır. Hücre dejenerasyonu ile birlikte inflamasyon konusu, hastalıkların patolojik temelini oluşturmaktadır.

<span class="mw-page-title-main">Böbrek üstü bezleri</span>

Böbrek üstü bezleri, üçgen biçimini andıran iç salgı (endokrin) bezleridir. Anatomik olarak böbreklerin hemen üstlerinde bulunduklarından bu adı almışlardır. Kabuk (korteks) ve öz (medulla) olarak anılan iki ayrı katmandan oluşan bezlerin temel işlevi fizyolojik gerilim (stres) karşısında kortikosteroid ve katekolamin bireşimleyip kana salgılamaktır. Adrenalin ve nöradrenalin salgılarlar.

<span class="mw-page-title-main">Böbrek taşı</span> böbreklerde biriken sert madensel maddeler

Tıpta nephrolithiasis' veya urolithiasis olarak da bilinen böbrek taşı hastalığı, idrar yolunda katı madde parçası oluşması durumudur.

<span class="mw-page-title-main">Böbrek</span> omurgalılarda bulunan fasulye biçiminde boşaltım organları

İnsanlarda böbrekler, memeli böbreklerinin genellikle dış lobülasyon belirtileri göstermeyen, çok loblu, çok papiller şekilli, iki adet kırmızımsı kahverengi fasulye biçimli kan filtreleyen organlardır. Bunlar retroperitoneal boşlukta solda ve sağdadır ve yetişkin insanlarda yaklaşık 12 santimetre uzunluğundadır. Kanı eşleşmiş renal arterlerden alırlar; kan eşleşmiş renal venlere çıkar. Her böbrek, atılan idrarı mesaneye taşıyan bir tüp olan üretere bağlıdır.

<span class="mw-page-title-main">İdrar</span>

İdrar, sidik veya çiş, insanda ve diğer pek çok hayvanda böbreklerde kanın filtrelenmesiyle oluşan sıvıdır. Böbreklerden üreter yoluyla idrar kesesine taşınan sıvı daha sonra üretra vasıtasıyla boşaltılır. İdrar oluşumu, vücutta mineral ve diğer maddelerin dengesinin sağlanmasında etkilidir. Vücutta olması gerekenden fazla olan veya vücuda zararlı olan maddeler idrar yolu ile dışarı atılır. İdrar, içinde erimiş ya da süspansiyon durumunda bulunan birçok maddeyi uzaklaştırır.

<span class="mw-page-title-main">Kortikosteroid</span>

Kortikosteroid, böbrek üstü bezlerinde salgılanan bir steroid hormon türü ve bu hormonların sentetik analoglarına verilen addır. Glukokortikoid olan kortizon ile hidrokortizon kan şekeri seviyesi ve inflamasyon tepkisinde, mineralokortikoid olan aldosteron ise böbrek borucukları düzeyinde, su ve sodyumun geri emilimini ve potasyumun atılımını kolaylaştırarak su mineral dengesinde rol oynarlar.

<span class="mw-page-title-main">Wilson hastalığı</span>

Wilson hastalığı veya hepatolentiküler dejenerasyon dokularda bakır birikimine yol açan otozomal resesif geçişli genetik bir hastalıktır. Bu hastalık kendini psikiyatrik veya nörolojik belirtilerle ve karaciğer hastalığıyla gösterir. Hastalığı ilaçla tedavi etmek mümkündür.

<span class="mw-page-title-main">Üremi</span> kanda yüksek üre seviyesi

Üremi, kanda üre görülmesidir. Üre idrarın temel bileşenlerinden birisidir. Amino asit ve protein metabolizmasının son ürünü olarak da tamamlanır, Normalde idrar yoluyla kandan dışarı atılır. Üremik sondrom böbrek yetmezliğinin terminal klinik bulgusu olarak da bilinir. Bulgu ve belirtileri, yetersiz boşaltım ve börek endokrin fonksiyonları araştırması sırasında laboratuvar testleri sonucu ortaya çıkar Üremi ya da üremik sendrom terimlerinin ikisi de, böbrek yetmezliği sonucu çok yüksek plazma üre konsantrasyonlarını ifade etmek için kullanılır.

İntersitisyel nefrit (veya tübülo-intersitisyel nefrit) böbrek tübüllerini çevreleyen intersitisyumunu etkileyen bir nefrit türüdür. Bu hastalık akut, yani aniden veya kronik, yani yavaş seyirli olarak gelişip devam eden ve böbrek yetmezliğiyle sonuçlanan tablolar halinde ortaya çıkabilir.

<span class="mw-page-title-main">Nefrotik sendrom</span> İnsan hastalığı

Nefrotik sendrom, böbrek hasarına bağlı bir semptom topluluğudur. Günde 3.5 gramın üzerinde protein yitirilmesiyle karakterize masif proteinüri, kandaki albümin düzeyinin azalması (hipoalbuminemi), kan yağlarının düzeyinde artma (hiperlipidemi) ve idrarda yağ damlacıklarının bulunması (lipidüri) bulguları vardır. Protein kaybı nedeniyle ödemler saptanır.

<span class="mw-page-title-main">Kronik böbrek hastalığı</span>

Kronik böbrek hastalığı, böbrek yapısında veya işlevinde 3 aydan uzun süreli anormalliklerin görüldüğü bir rahatsızlıktır.

<span class="mw-page-title-main">Bardet-Biedl sendromu</span>

Bardet-Biedl sendromu, hipofiz ve hipotalamus kökenli endokrin sistem sendromlarından biridir. Kalıtsaldır. 24 fenotipi vardır, bunların yalnızca 3’ü önemlidir ve otosomal dominant ya da otosomal resesif yolla aktarılır.

<span class="mw-page-title-main">Hidronefroz</span> İdrar yollarındaki sıvı akışının durması sonucu oluşan tablo

Hidronefroz (hydronephrosis) ve obstrüktif üropati, idrar yollarındaki sıvı akışının durması sonucu ortaya çıkan bir tablodur. Sıvı akışının bozulmasındaki en büyük etken idrar yollarının tıkanmasıdır; bu nedenle, “obstrüktif üropati” olarak nitelendirilirler. Uzun süren tıkanmalarda böbrek dokusuna yüklenen sıvı basıncı atrofiye neden olur (basınç atrofisi).

Konjenital (doğumsal) böbrek anomalileri, üriner sistemdeki konjenital anomalilerinin önemli bir bölümüdür. Üriner sistemin konjenital anomalilerindeki kalıtımsal nitelikler tam olarak çözümlenememiştir. Olguların yaklaşık 1/5'i kalıtsaldır ve büyük çoğunluğu otosomal dominant yolla aktarılır; otosomal resesif kalıtım oldukça seyrektir. Çoğu olgudaki nedenin gebelikte yaşanan sorunlar olduğu varsayılmaktadır. Böbrek anomalileri, doğumsal üriner sistem anomalilerinin sıkça karşılaşılan sorunlardan biridir; yaklaşık 10 çocuktan 1'i bu tür bir anomali (kusur) ile doğar. Böbrek anomalilerin çoğu yapısal bozukluklar gösterirken bir bölümü de metabolik sorunlarla ortaya çıkar.

<span class="mw-page-title-main">Diyabetik nefropati</span>

Diyabetik böbrek hastalığı olarak da bilinen diyabetik nefropati, diabetes mellituslu kişilerde meydana gelen kronik böbrek fonksiyonu kaybıdır. Diyabetik nefropati, küresel olarak kronik böbrek hastalığının (KBH) ve son evre böbrek hastalığının önde gelen nedenleridir. İdrara sızan protein üçlüsü, hipertansiyonla birlikte kan basıncının yükselmesi ve ardından böbrek fonksiyonlarının düşmesi, birçok KBH formunda ortak olarak görülür. Glomerüllerin hasar görmesi nedeniyle idrardaki protein kaybı büyük olabilir ve nefrotik sendrom olarak adlandırılan genel vücut şişmesi (ödem) ile sonuçlanan düşük serum albüminine neden olabilir. Diyabetik nefropati genellikle yıllar içinde yavaş ilerler.

<span class="mw-page-title-main">Glomerülonefrit</span> böbrekteki glomerüllerin iltihaplanması

Glomerülonefrit (GN), birkaç böbrek hastalığına atıfta bulunmak için kullanılan bir terimdir. Hastalıkların çoğu, böbreklerdeki glomerüllerin veya küçük kan damarlarının iltihaplanması ile karakterizedir, ancak tüm hastalıkların mutlaka bir enflamatuar bileşeni yoktur.