İçeriğe atla

Nebra gök tekeri

Nebra gök tekeri
Tekerin güncel durumunun diagramı (bir yıldız ve dolunayın bir kısmı onarılmıştır..
İlk hâli: Solda dolunay, sağda yeni ay ve aralarında yukarıda Ülker yıldız kümesi.
İkinci hâli: Ufuk üzerinde gündoğumu ve günbatışı bölgelerine yaylar eklenmiş. Bireysel yıldızlar kaydırılmış ya da kaplanmış.
Üçüncü hâli: "Güneş teknesinin" eklenmesi.

Nebra gök tekeri MÖ 1600 yıllarına tarihlenen ve Almanya'nın Saksonya-Anhalt eyaletindeki Nebra kazı alanında bulunan arkeolojik bir buluntudur. Yaklaşık 30 cm çapında, mavi-yeşil kayaç kiri kaplı, üzerinde güneş ya da dolunay olduğu sanılan, ayrıca içlerinde Ülker yıldız kümesinin de bulunduğu yıldızlar ve çok kürekli bir güneş teknesi olduğu düşünülen birçok çizgi, hilal şeklinde altın işleme işaretler bulunan bronz bir tekerdir. Bronz Çağı’nın Unetice kültürü ile bağlantılandırılır.

Eğer bu buluntu gerçek ise Avrupa Bronz Çağı'nda yaşayan ve Stonehenge'i inşa eden halkların gökbilimsel bilgileri ve yetenekleri üzerine yeni bir ışık tutacaktır. Gök tekerinin çevresine işlenen yayların açılarına bakılacak olursa Orta Avrupa’da bulunan Bronz Çağı kültürlerinin sanılandan daha erken zamanlarda çok karmaşık gökyüzü ölçümleri yaptığını gösterir.

Nesne bir tartışma konusudur. Bristol Üniversitesi'nde Avrupa tarihöncesi profesörü ve Beaker halkı üzerine uzman olan Richard Harrison ilk tepkisinin BBC televizyon kanalının bir belgeselinde sözedilmesine izin vermiştir:

"Nebra Gök Tekerini ilk duyduğumda bunun bir şaka olduğunu düşündüm, hakikaten bir kandırmaca olduğunu düşündüm. O kadar olağandışı bir parça ki zeki bir kalpazanın bunun gizli saklı yapıp çok paraya sattığı hiçbirimizi şaşırtmaz. "

Her ne kadar Harrison bu yorumu yapsa da gök tekerini henüz görmemişti ve o an için kabul edilebilir bir şüpheci yorumdu. Teker yoktan var olmuş gibi birdenbire 2001 yılında uluslararası antika pazarında ortaya çıktı. Satıcısı yasadışı hazine avcıları tarafından metal dedektörü ile 1999 yılında yağmalandığını iddia etti. Arkeolojik buluntular Saksonya-Anhalt eyaletinde devlet malı sayılmaktadır ve İsviçre’nin Basel şehrindeki bir polis operasyonunu müteakip teker devlet arkeologu Dr Harald Meller tarafından alınmıştır. Ceza indirme pazarlığının bir parçası olarak tekerin yasadışı sahipleri polisi ve arkeologları diğer buldukları kalıntılarla (iki bronz kılıç, iki bronz balta, bir keski ve spiral bilezik parçaları) birlikte tekeri buldukları yere götürdüler. Her ne kadar buluntuların ilk çıkarıldığı zamana şahit kimse olmasa da arkeologlar o yerde bir kazı yaptılar ve yerde bronz nesnelerin şekillerine benzeyen izler bularak yağmacıların iddialarını destekleyen kanıtlar buldular. Teker ve onunla birlikte bulunanlar günümüzde Almanya’nın Saksonya-Anhalt eyaletinin Halle şehrinde Landesmuseum für Vorgeschichte‘dedir (Tarihöncesi Devlet Müzesi.)

Tutuklanan metal dedektörlü yağmacılar tarafından gösterilen buluntu alanı bir tepenin üzerinde tepeyi çevreleyen tarihöncesi bir duvardır. Çarpıcı bir şekilde Berlin’in 180 km güneybatısındaki Ziegelroda Ormanı’ndaki 252 metrelik tepenin adı Mittelberg’tir ('Merkez Tepe'). Duvar öyle bir şekilde yerleştirilmiştir ki güneş her ılımda (ekinoks) Harz dağlarının en yüksek zirvesi olan Brocken’ın ardından batarmış gibi görülür. Yakındaki ormanda 1000'e yakın höyük olduğu söylenmektedir.

Nesne arkeolojik yöntemlerle kazılarak günyüzüne çıkarılmadığından ve hatta iddia edilen yerden geldiği bile uydurulmuş olabildiği için gerçek olup olmadığını anlamak için korozyon kristallerinin mikrofotoğrafisine gerek duyulmuştur. Mikrografi sonucunda bir kalpazan tarafından üretilemeyecek resimler elde edilmiştir. Nebra göktekerinin daha hassas tarih belirlemesi için nesnenin birlikte satışa sunulduğu ve aynı yerde bulunduğu iddia edilen Bronz Çağı silahlardan yararlanılmıştır. Bu balta ve kılıçlar MÖ 2. binyıl Unetice kültürü’nün kalıntılarına benzemektedir. Tekeri inceleyenler üzerindeki kayaç kirinin diskin eskiliğini kanıtladığına dikkat çekerler. Şüpheci biri Turin kefeninin etrafında dönen tartışmalar ile paralellikler olduğunu önermiştir. Freiberg üniversitesinden E. Pernicka tarafından yapılan x ışını ışınırlık testiyle iz öğeciklerin araştırılması sonucu bakırı Avusturya’daki Mittelberg’ten, altının da Karpat Dağları’ndan geldiğini ortaya çıkarmıştır. Nebra’nın hemen yakınındaki Bottendorf’taki bakır kesinlikle kullanılmamıştır. Ancak çok az bakır nesne madenin eritildiği yerde ortaya çıkarılmıştır.

Eğer teker gerçek ise o zaman Orta Avrupa’daki nicel gökbiliminin 3.600 yıl önceye dayandığı iddia edilebilir. Bu dönemdeki Mısır gökyüzü betimlemeleri tamamen şematiktir. Bu disk için güvenilir arkeolojik bir durumun olmaması yaratıldığı tarihi saptamayı ve hatta gerçek olup olmadığını anlamayı güçleştirmektedir. O dönemden kalma sanatsal hiçbir tarza uymamakta ve birçok arkeolog tarafından sahte olarak tanımlanmaktadır.

Dinsel önemi olduğu kadar bilimsel bir araç olma olasılığı da olan teker güzel bir nesnedir. Mavi-yeşil kayaç kiri özgün nesnede bilerek yapılmış bile olabilir.

Disk hakkında da Stonehenge için görülen sözdearkeoloji, neopagan ve paranormal ilgi görülmeye başlanmıştır. Son zamanlarda Regensburg Üniversitesi’nden arkeolog Prof. Peter Schauer, nesnenin daha sonraki bilinmeyen bir tarihe ait şamanik bir tambur olduğunu iddia etmiştir.

Gelişimi

İlk yapıldığında tekerin üzerinde 32 küçük altın yuvarlaklar, geniş bir yuvarlak ile geniş hilal şekli bulunmaktaydı. Daha sonraki bir dönemde tekerin karşıt köşelerine kimyasal katışıklıklara bakılınca farklı bir kaynaktan gelen altınla işlenmiş iki yay eklenmiştir. Bu yaylara yer açmak için küçük noktalardan biri soldan merkeze taşınmış ve sağdaki iki noktanın da üstü kapatılmıştır böylece görünür 30 nokta kalmıştır. En son eklenen yine farklı bir kaynaktan gelen altınla işlenmiş olan "güneş teknesi" denen alttaki yaydır. Teker gömüldüğünde tüm çevresinde eşit aralıkla 3 milimetrelik çapta 40 tane delik açılmıştır.

Kaynakça

  • E. Pernicka/C.-H Wunderlich, Naturwissenschaftliche Untersuchungen an den Funden von Nebra. Archäologie in Saksonya-Anhalt 1, 2002, 24-29.

Dış bağlantılar

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Arkeoloji</span> Geçmişin, insanlık tarihinin maddi kültür yoluyla incelenmesi

Arkeoloji, arkeolojik yöntemlerle ortaya çıkarılmış kültürleri, sosyoloji, coğrafya, tarih, etnoloji, antropoloji, nümizmatik, filoloji, gibi birçok bilim dalından yararlanarak araştıran ve inceleyen bilim dalıdır. Türkçeye yanlış bir şekilde "kazıbilim" olarak çevrilmiş olsa da kazı, arkeolojik araştırma yöntemlerinden sadece bir tanesidir. Arkeoloji asıl olarak insanlığın kültürel geçmişini, kültürlerin değişimini ve birbirleriyle ilişkilerini inceler.

<span class="mw-page-title-main">Batlamyus</span> Yunan matematikçi, astronom ve coğrafyacı (100–170)

Klaudyos Batlamyus, İskenderiyeli Yunan matematikçi, coğrafyacı, astronom ve müzik teorisyeniydi ve üçü daha sonra Bizans, İslam ve Batı Avrupa bilimi için önemli olan yaklaşık bir düzine bilimsel tez yazmıştır. MS 100–170 yılları arasında yaşadığı tahmin edilmektedir.

<span class="mw-page-title-main">Güneş Sistemi</span> Güneş ve Güneş merkezli astronomik cisimler

Güneş Sistemi, Güneş'in kütleçekim kuvvetiyle yörüngede tutulan ve çeşitli gök cisimlerinden oluşmuş bir sistemdir. Güneş ve 8 gezegen ile onların doğruluğu onaylanmış 150 uydusu, 5 cüce gezegen ile onların bilinen toplam 8 uydusu ve milyarlarca küçük gök cisminden oluşur. Küçük cisimler kategorisine asteroitler, Kuiper Kuşağı cisimleri, kuyruklu yıldızlar, gök taşları ve gezegenler arası toz girer.

<span class="mw-page-title-main">Ay</span> Dünyanın doğal uydusu

Ay, Dünya'nın tek doğal uydusu ve Güneş Sistemi içindeki beşinci büyük doğal uydudur. Dünya ile Ay arasında ortalama merkezden merkeze uzaklık 384.403 km, yani Dünya'nın çapının yaklaşık otuz katı kadardır. Jeofiziksel açıdan Ay, gezegen kütleli gök cismi veya uydu gezegendir. Kütlesi, Dünya'nın kütlesinin %1,2'si ve çapı 3.474 km (2.159 mi) ile Dünya'nın yaklaşık dörtte biri kadardır. Yüzeyinde kütleçekim etkisi yerçekiminin yaklaşık %17'sidir. Ay, Dünya'nın yörüngesinde bir turunu 27 gün 7 saatte tamamlar. Dünya, Ay ve Güneş geometrisinde görülen periyodik değişimler sonucunda her 29,5 günde tekrar eden Ay'ın evreleri oluşur.

<span class="mw-page-title-main">Troya</span> Anadolunun kuzeybatısında Homeros döneminden kalma antik kent

Truva, Kaz Dağı (İda) eteklerinde tarihî bir kenttir. Çanakkale il sınırları içinde, günümüzde Hisarlık olarak adlandırılan arkeolojik bölgede yer alır.

<span class="mw-page-title-main">Nümismatik</span> Paraları inceleyen dal

Nümismatik veya meskûkât, sikke veya kâğıt para koleksiyonculuğu ve paraları inceleyen çalışma sahası. Sikkecilik olarak da adlandırılır. Bu alanda uzman kişilere "nümismat" adı verilir. Nümismatik; kaybolmuş uygarlıkların, kentlerin ve yerleşim yerlerinin kesin olarak belirlenmesine katkı sağlar, tarihsel süreç içinde yok olmuş anıt ve yapılara ilişkin kanıtları bizlere anlatır. İmparatorların saltanatlarının başlangıç tarihlerinin, almış oldukları unvanların, imparatorluk dönemleri boyunca yaptıkları işlerin, kazandıkları zaferlerin ya da yenilgilerin kesin biçimde belirlenmesine yardımcı olur. Aynı zamanda nümizmatik Antik Sikke darbında kullanılan madenin türüne göre o toplumun, o dönemdeki ekonomik durumu konusunda ciddi ipuçları sağlamaktadır. Bir arkeoloğun kazı çalışmasında bulabileceği en iyi şeylerden biri Antik Sikkedir. Bulunmuş olan bir Antik Sikke yapılan arkeolojik çalışma katmanı için anında bir tarih sağlayabilir. Ek olarak Antik Sikkeler ticaret, ekonomi, sosyal organizasyon, mitoloji, ideolojiler, şahsiyetler, liderlik, askeri, önemli olayları anlatmaktadır. Antik Sikkelerin hangi devlet döneminde, hangi yıllarda, hangi İmparator adına darb edildiği gibi bulgular tarihsel gerçeklerin ortaya çıkarılmasında önemli rol oynamaktadır.

Anadolu ve Trakya'da yaklaşık MÖ 3000-2000 yılları arasına tarihlendirilen Erken Tunç Çağı, genel karakteri ile üzerinde tapınak ve idari binaların da bulunduğu organize, tahkimli, bağımsız şehir devletlerinden oluşan bir dönemi kapsar. Sosyal, dinsel ve teknolojik değişime tanıklık eder.

<span class="mw-page-title-main">Kuyruklu yıldız</span> Güneş’in yakınından geçerken ısınarak gaz açığa çıkarmaya başlayan, buzlu, küçük Güneş Sistemi cisimleri

Kuyruklu yıldız ya da kirlikartopu, Güneş’in yakınından geçerken ısınarak gaz açığa çıkarmaya başlayan, buzlu, küçük Güneş Sistemi cisimleridir. Bu gaz çıkışı, görünür bir atmosfer veya koma ve bazen de bir kuyruk oluşturur. Bu fenomenler, kuyruklu yıldızın çekirdeğine etki eden güneş radyasyonu ve güneş rüzgarı etkilerinden kaynaklanır. Kuyruklu yıldız çekirdek’lerinin büyüklüğü, birkaç yüz metreden ile onlarca kilometreye kadar değişir ve gevşek buz, kozmik toz ve küçük kayalık parçacıklardan oluşur. Kuyruk bir astronomik birim ötesine uzanabilirken, koma Dünya'nın çapının 15 katına kadar çıkabilir. Yeterince parlaksa, teleskop yardımı olmadan Dünya'dan kuyruklu yıldız görülebilir ve gökyüzünde 30°'lik bir alt açı yayı olabilir. Kuyruklu yıldızlar eski çağlardan beri birçok kültür ve din tarafından gözlemlenmiş ve kaydedilmiştir.

<span class="mw-page-title-main">Alacahöyük</span> ören yeri

Alacahöyük, Çorum'un Alaca ilçesinin 15 km kuzeybatısındaki Alacahüyük köyündeki bir höyüktür. Bu höyükte dört ayrı kültür evresinden kalma 15 yerleşim ya da yapı katı saptanmıştır.

Demir Çağı, demirin çeşitli alet ve silah yapımında esas malzeme olarak kullanıldığı bir arkeolojik devirdir.

<span class="mw-page-title-main">Sardis</span> Türkiyede bir antik kent

Sardis, Manisa'nın Salihli ilçesine bağlı Sart kasabası yakınlarında bulunan ve Lidya (Lydia) devletine başkentlik yapmış antik kent. MÖ 1300'de kurulup MS 1200'de yıkılmıştır. Salihli merkezine 9 km, İzmir'e 82 km uzaklıkta olup, İzmir-Ankara karayolunun iki yanına yayılmıştır.

<span class="mw-page-title-main">Milet</span> Anadoluda bir antik kent

Milet Anadolu'nun batısında, Ege bölgesinde Büyük Menderes Nehrinin hemen ağzına yakın deniz kıyısında bir antik liman şehridir. Şimdi Aydın'ın Didim ilçesinde Akkoy'un 5 km kuzeyinde ve Balat köyü yakınında bir harabe halinde olup limanı Büyük Menderes tarafından doldurulduğu için yaklaşık 10 km denizden içeride bir mevkidedir.

Kars Müzesi 1959 yılında kurulmuştur ancak bugünkü hizmet binasına 1980 yılında taşınmıştır. Bu müze Kars'ın en büyük müzesidir.

<span class="mw-page-title-main">Minos medeniyeti</span> Tunç Çağı uygarlıklarından biri

Minos medeniyeti, Tunç Çağı'nda Yunanistan'a bağlı olan, Ege Denizi içindeki Girit Adası'nda, MÖ yaklaşık 3.500'lerde doğmuş bir uygarlıktır. Girit uygarlığı, MÖ 2700 ile MÖ 1450 yılları arasında en parlak dönemlerini yaşadı ve yavaş yavaş eski gücünü yitirmesinin ardından Girit üzerinde Miken kültürü baskınlaşmaya başladı.

<span class="mw-page-title-main">Karaz kültürü</span>

Karaz Kültürü,Erken Tunç Çağı'na ait bir kültürdür. Sovyet arkeolog Boris Kuftin'in çalışmalarında ortaya konulan, Geç Kalkolitik Çağ ve Tunç Çağı boyunca Doğu Anadolu Bölgesi, Transkafkasya, Azerbaycan ve Kuzeybatı İran'ı içine alan bir yayılma gösteren kültürdür.

<span class="mw-page-title-main">Arkeolojik kazı</span>

Arkeolojik kazı ya da kısaca kazı, asırlarca toprak ya da su altında kalan ya da başka kültür kalıntılarınca örtülen her türlü arkeolojik yapı, belge ve diğer kalıntıları arkeolojik sit alanında arkeoloji bilimine uygun biçimde günyüzüne çıkarmak için yapılan kazma işlemidir. Arkeolojik kazılar alan arkeolojisi adı verilen özel bir çalışma alanına girer.

<span class="mw-page-title-main">Astronomi tarihi</span>

Astronomi, kökenleri tarih öncesi dönemin dini, mitolojik, kozmolojik, takvimsel, astrolojik inanç ve uygulamalarına dayanan, antik çağlara kadar uzanan en eski doğa bilimlerinden biridir. Bunların izleri, uzun süre halk ve devlet astronomisi ile iç içe geçmiş bir disiplin olan astrolojide hala görülmektedir. Astronomi ve astroloji, Avrupa'da 1543 yılında başlayan Kopernik Devrimi sırasında tam olarak ayrılmamıştır. Bazı kültürlerde astronomik veriler astrolojik tahminler için kullanılmıştır.

<span class="mw-page-title-main">Savaş arabası</span>

Savaş arabası, hızlı hareket gücü sağlamak için genellikle atların kullanıldığı, bir savaş arabacısı tarafından sürülen bir araba türüdür. Bilinen en eski savaş arabaları, günümüz Rusya'sının Çelyabinsk Oblastı'nda bulunan ve MÖ 1950-1880 yıllarına tarihlenen Sintaşta kültürüne ait mezarlarda bulunmuş ve Orta Anadolu'da Kültepe'de bulunan ve MÖ 1900 yıllarına tarihlenen silindir mühürlerde tasvir edilmiştir. Hafif, atlı savaş arabalarının yapımını mümkün kılan en önemli buluş dişli tekerlektir.

<span class="mw-page-title-main">Centaur (küçük gezegen)</span>

Centaur, Güneş Sisteminin dış bölgesindeki gaz devleri Jüpiter ve Neptün gezegenleri arasında, tutarlı olmayan yörüngelerde bulunan bir küçük Güneş Sistemi cismidir. Bu cisimlerin yörüngelerindeki tutarsızlık, bir veya birden çok büyük gezegenin yörüngeleriyle kesişmelerinden kaynaklanır. Centaur'ların kendileri, kısa ömürlü kararsız yörüngelere sahiptir ve birkaç milyon yıl içinde Kuiper kuşağı nesnelerinin aktif olmayan popülasyonundan Jüpiter ailesi kuyruklu yıldızlarının aktif grubuna geçiş yaparlar.

<span class="mw-page-title-main">Phaistos Diski</span>

Phaistos Diski, Girit adasındaki Minos sarayı Phaistos'tan, muhtemelen orta veya geç Minos Bronz Çağı dönemine tarihlenen, pişirilmiş kil bir disktir. Disk yaklaşık 15 cm (5,9 in) çapındadır ve her iki tarafı da damgalı sembollerden oluşan bir spiral ile kaplıdır. Amacı ve orijinal üretim yeri hâlâ tartışmalıdır. Şu anda Heraklion'daki arkeoloji müzesi'nde sergilenmektedir.