İçeriğe atla

Neşrî

Mehmed Neşrî (Osmanlı Türkçesi: محمد نشرى; ö. 1520), Osmanlı tarihçisi. Kitab-ı Cihannüma adlı tarih kitabının yazarıdır.

Hayatı

Cihannüma adlı eseri dışında, kendisi hakkında bilinenler pek azdır ve tartışmalıdır. Neşrî mahlası olup asıl ismi kesin olarak bilinmemektedir. Halil İnalcık Bursa şer'iyye sicillerine dayanarak tam adının Hüseyin bin Eyne Bey olabileceğini belirtmiştir. Şuarâ tezkirelerinde ismi sadece Neşrî olarak geçmekte, bazı kaynaklarda ise Mevlânâ Neşrî ismi geçmektedir. 19. yüzyıldan itibaren kaynaklarda yazarın ismi Mehmet Neşrî olarak geçmektedir.

Kendisinin Bursalı olması Bursa'ya olan ilgisini açıklasa da Karaman'a olan ilgisinin nedeni bilinmemektedir. Karamanlı olduğu iddiası tartışmalıdır.[1] Evliya Çelebi'ye göre Germiyanoğullarındandır.[2]

Bursa'da tahsilini tamamlamış ve uzun süre Bursa'da yaşamıştır. Mevlânâ sıfatı kendisinin ulemadan olduğunu göstermektedir. 1520'de Bursa'da öldüğü düşünülmektedir.[3] Bursalı Mehmet Tahir Bey'e göre mezarı yol genişletme çalışmaları sırasında harap olmuştur.

Tarih eseri

En önemli eseri olan Cihannüma, evrensel bir tarih kitabı olacak şekilde kaleme alındı. Yaratılıştan başlayıp kendi dönemine kadar getirdiği 8 bölümden oluşan eserini 1493 tarihinde Sultan II. Bayezid'e sunmuştur. Eserin sadece 6. bölümü günümüze ulaşabilmiştir. Bu bölümde Osmanlı öncesi Türk Tarihi kısaca yer almakta ve Osmanlı Tarihi II. Bayezid dönemine kadar gelmektedir.

Kendi hayatı ile ilgili bilinen olaylar, Cihannüma'da kendisi tarafından yazmıştır. Eserinden elde edilen bilgilere göre, Neşrî'nin 3 Mayıs 1481'de II. Mehmed'in vefatında Gebze'deki Osmanlı ordugâhında bulunduğu, Padişah'ın vefatından sonra İstanbul'da çıkan olaylara şahit olduğu anlaşılmaktadır.

Neşri, Cihannüma'da çoğunlukla başka tarihî kaynakları sistemli bir şekilde derlemiş ve olayları sebep - sonuç ilişkisi içerisinde yazmaya çalışmıştır. Ayrıca Bursa ve Karaman'a has çeşitli kaynakları ilk defa kullanmıştır.

Neşri olayları kronolojik sıralarına göre kaleme almış ve kullandığı kaynakların doğruluğuna önem vermiştir.[3] Neşri, kendi dönemindeki ve kendinden sonraki tarihçiler üzerinde çok etkili olmuş ve eseri sıkça Solakzade Mehmet Hemdemi Efendi ve Münecimbaşı Ahmet gibi sonraki dönem tarihçileri tarafından kaynak olarak gösterilmiştir.[2]

Konu hakkındaki yayınlar

Kaynakça

  1. ^ J. Stewart-Robinson (1970). "Neshri's History of the Ottoman's: The sources and the development of the text. By V.L. Menage. (London Oriental Series. Volume 16) Oxford Unıversity Press, 1964." Journal of the American Oriental Society. 90 (2). ss. 274-277. 26 Mart 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 4 Şubat 2009. 
  2. ^ a b Martijn Theodoor Houtsma, T W Arnold, A J Wensinck (1993). E.J. Brill's First Encyclopaedia of Islam, 1913-1936: 1913-1936. BRILL. s. 902. 5 Ocak 2014 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 4 Şubat 2009. 
  3. ^ a b Kenan İnan (1997). "Klasik Devir Osmanlı Tarihçilerinde Kaynak Kullanma Usulleri" (PDF). Tarih Araştırmaları Dergisi, 29. ss. 91-135. 3 Haziran 2018 tarihinde kaynağından (PDF) arşivlendi. Erişim tarihi: 4 Şubat 2009. 

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Pertevniyal Sultan</span> Abdülazizin annesi, Valide Sultan ve II. Mahmudun eşi

Pertevniyal Sultan Osmanlı padişahı Abdülaziz'in annesi, Valide Sultan ve II. Mahmud'un eşidir.

<span class="mw-page-title-main">Saliha Dilaşub Sultan</span> Sultan İbrahimin Hasekisi ve II.Süleymanın validesi. Valide Sultan (1687 - 1689)

Saliha Dilâşub Sultan Osmanlı İmparatorluğu'nun Valide Sultanı, padişah II. Süleyman'ın annesi ve Sultan İbrahim'in eşiydi.

<span class="mw-page-title-main">Rum Mehmed Paşa</span> 14. Osmanlı sadrazamı

Rum Mehmed Paşa II. Mehmed saltanatı sırasında, 1466-1469 yılları arasında sadrazamlık yapmış Osmanlı devlet adamıdır.

Ermeni Süleyman Paşa veya Damat Süleyman Paşa IV. Mehmed saltanatında 19 Ağustos 1655 - 28 Şubat 1656 tarihleri arasında altı ay on gün sadrazamlık yapmış bir Osmanlı devlet adamı.

<span class="mw-page-title-main">Bezmiâlem Valide Sultan</span> Padişahı II. Mahmudun ikinci eşi ve padişah Abdülmecidin annesidir.

Bezmiâlem Valide Sultan, Osmanlı Padişahı II. Mahmud'un ikinci eşi ve padişah Abdülmecid'in annesi. Bezm-i-Âlem "Dünya meclisi" anlamına gelir. Osmanlı tarihinin en tanınmış valide sultanlarından biridir. Hayırseverlik için yaptığı çalışmalardan dolayı sevilen ve saygı duyulan bir Valide sultan olarak tarihe geçmiştir.

Ayşe Sineperver Sultan,. I. Abdülhamid'in 1776'da evlendiği Onbirinci eşi (1761 - 11 Aralık 1828), Osmanlı padişahı IV. Mustafa'nın öz annesi, Esma Sultan'ın annesidir. 29 Mayıs 1807'ten itibaren ise IV. Mustafa'nın tahta çıkması ile Valide Sultan olmuştur.

<span class="mw-page-title-main">Şehsuvar Sultan</span> II.Mustafa Hanın  kadını ve III.Osman Hanın  validesi. Valide Sultan (1754 - 1756)

Şehsuvar Sultan, Osmanlı padişahı III. Osman'ın annesi, Valide Sultan ve Sultan II. Mustafa'in eşiydi.

<span class="mw-page-title-main">Mihrişah Sultan</span> III. Selimin annesi ve III. Mustafanın eşi

Mihrişah Valide Sultan, Osmanlı İmparatorluğu'nun Valide Sultanı, Osmanlı Padişahı III. Selim'in annesi ve III. Mustafa'ın eşi.

Gündüz Alp veya Gündüzalp, Osmanlı Beyliği'nin kurucusu olan Osman Gazi'nin babası Ertuğrul Gazi'nin soyundan olup, çeşitli kaynaklara göre Ertuğrul Gazi'nin babası veya oğludur. Enverî'nin Düstûrnâme-i Enverî adlı eseri ve Karamanlı Mehmed Paşa'ya göre Ertuğrul Gazi'nin babası; Hasan bin Mahmûd el-Bayâtî'nin Câm-ı Cem-Âyîn adlı eseri, Âşıkpaşazâde'nin Âşıkpaşazâde Tarihi adlı eseri ve Neşrî'nin Kitab-ı Cihannüma adlı eserine göre ise Ertuğrul Gazi'nin oğlu ve Osman Gazi'nin kardeşidir.

<span class="mw-page-title-main">Ankara (isim)</span> Ankara şehrinin adının etimolojik tarihçesi

Ankara, tarih boyunca pek çok değişik isimle anılmıştır. Şehir, Frigler, Galatlar ve Romalılar tarafından gemi çapası anlamına gelen Ἄγκυρα olarak adlandırıldı; bu ad Latin harfleri ile Batılı kaynaklarda Ankyra ve Ancyra olarak yazılmıştır. Ankara, Arapça kaynaklarda "Beldei-el Selasil", "Mamuriye" ve "Ma'muriye-i Selâse" olarak geçer. Klasik Yunanca "Anküra" şeklinde telaffuz edilen şehrin adı, Araplar tarafından korunmuştu. Türkler'in Anadolu'ya gelmesinden sonra bu ad "Ankara" ve "Engürü" olarak değişime uğradı, batı dillerine de "Angora" olarak geçti. "Engürü" adı, Arapça ekiyle Engüriye olmuştur. Ankara'yı egemenliğinde tutan devletler tarafından basılan sikkelerde kullanılan resmî ad, Selçuklular'da "Ankara", İlhanlılar döneminde "Engürü" ve "Engüriye", Osmanlı Devleti'nde "Engürü" ve "Ankara" olmuştur. Osmanlılar'da 16. yüzyıldan itibaren şehrin adı resmen Ankara (آنقره) olmasına rağmen, halk arasında "Engürü", Batılılar arasında ise "Angora" şeklinde kullanılmaya devam etmiştir. Türkiye'nin kuruluşundan sonra diğer adların kullanımı son bulmuş ve Ankara adı evrenselleşmiştir.

<span class="mw-page-title-main">Yeniçeri ağası</span> Yeniçeri komutanı

Yeniçeri ağası,, Yeniçeri Ocağı'nın en yüksek rütbeli komutanı.

Takvîmü't-Tevârîh veya Takvim üt tevarih-i Katip Çelebi, Katip Çelebi tarafından yazılmış, yaratılıştan kitabın yazıldığı tarih olan 1648'e kadar olmuş olayların listesini içeren eserdir.

Kitab-ı Cihannüma, Tevarih-i Al-i Osman veya Neşrî Tarihi, Osmanlı tarihçisi Mehmed Neşrî tarafından yazılmış tarih kitabıdır.

<span class="mw-page-title-main">Hüdâvendigâr Vilayeti</span>

Hüdavendigâr Vilâyeti ya da Bursa Vilayeti, 1867 yılında kurulan Osmanlı vilâyeti.

II. Adil Seyfeddin Sultan Kamil bin Adil'in oğlu ve vârisi olarak 1238-1239 döneminde Eyyubiler Mısır Sultanı olarak ve 1238-1239 döneminde Eyyubiler Suriye Sultanı olarak hükümdarlık yapmıştır.

<span class="mw-page-title-main">Girit Devleti</span>

Girit Devleti, 1898'de Osmanlı İmparatorluğu'nun bir parçası olarak Akdeniz'deki Girit Adası'nda kurulmuş özerk cumhuriyettir. 1913'te Girit Devleti Yunanistan tarafından ilhak edildi.

Enverî 15. yüzyıl Osmanlı şair ve vakanüvistir.

Pushang, aynı zamanda Bushanj, Bushang ve Fūshanj'ın Arapçalaştırılmış şekliyle de bilinir, Horasan'da Herat'a yakın bir kasabadır.

Ebü'l-Asâkir Ceyş bin Humâreveyh Mısır'daki Tolunoğullarının üçüncü emiridir ve 896'da kısa bir süre hüküm sürmüştür.