Nazilerin Barbarossa Harekâtı planlaması
Nazilerin Barbarossa Harekâtı planlaması, Nazi Almanyası'nın Barbarossa Harekâtı için hazırladıkları savaş planlamalarıdır. Nazilerin Sovyet savaş esirlerine karşı işledikleri suçlar kapsamındaki uygulamaların çoğuna bu planlama aşamasında karar verildi.
Yaklaşımlar
1925'te Hitler, Kavgam kitabında Alman halkının ihtiyaç duyduğu "Lebensraum"'un (toprak ve hammadde olarak yaşam alanı) doğudaki topraklarda aranması gerektiğini ileri sürmüş, bu bağlamda Sovyetler Birliği topraklarından bir bölümünü işgal edeceğini açıklamıştı. Nazi ırk ideolojisi Sovyetler Birliği'ni, "Yahudi Bolşevik" seçkinler tarafından yönetilen "untermensch" (alt - insan) Slav halklar olarak görmektedir.[1][2] Hitler Kavgam'da, Alman halkının yazgısının altı yüz yıl önce olduğu gibi "doğu toprakları"nda olduğunu, "Rusya'daki Yahudi egemenliğinin sonunun, bir devlet olarak Rusya'nın da sonu olacağını" yazmaktadır.[3] Devamında, "panslav ideallerine karşı bir savaşın kaçınılmaz olduğunu belirtir. Kazanılacak olan zafer, "dünyanın kalıcı efendilerini" belirleyeceğini ifade etmiştir. Diğer yandan, "eğer Ruslar bize destek olurlarsa yolun bir bölümünü onlarla yürüyeceklerini" belirtmiştir.[4] Bu nedenle resmî Nazi politikası, Rus ve diğer Slav halkları öldürmeyi, sürmeyi ve köleleştirmeyi, insansızlaştırılan bu toprakların Alman göçmenlerce yeniden iskan edilmesini öngörmektedir.
Stalin'in kötü ünü, Nazilerin hem saldırılarının meşruluğu iddialarına, hem de başarılarıyla inançlarına katkıda bulunmuştur. 1930'lu yılların sonlarındaki "Büyük Temizlik" sırasında, birçok yetenekli ve deneyimli subayın yanı sıra binlerce sivil öldürüldü ya da hapsedildi. Sonuçta Kızıl Ordu sevk ve idare konusunda ciddi bir sıkıntı içine düştü. Naziler sıklıkla, Slav halkları hedef alan saldırgan propagandalarında, Sovyet rejiminin acımasızlığını vurgulamıştır. Nazi propagandası, Kızıl Ordu'nun onlara saldırı hazırlığı içinde olduğunu iddia ediyorlardı. Dolayısıyla Rusya'ya taarruzlarının bir "önleyici savaş" olduğunu ileri sürüyorlardı.[5]
Nazi Almanyası, 1940 yazında hammadde krizi yaşarken ve Sovyetler Birliği ile Balkanlar'da bir çatışma olasılığı giderek artarken Hitler, Sovyetler Birliği'nin işgaline tek çözüm olarak bakmaya başladı.[6] Sovyetler Birliği'ne saldırmak konusunda Haziran ayında henüz somut bir plan yapılmamışken Hitler bir generaline, Batı Avrupa'daki zaferlerin, Bolşevizm'le nihai olarak hesaplaşmak için kendisine hareket serbestisi kazandırdığını söyledi.[7] Hitler'e göre bu, onun gerçek ve en önemli misyonuydu. Yine de generalleri, Batı Rusya'yı işgal etmenin Nazi ekonomisini rahatlatmak yerine tersine daha fazla yük getireceğini düşünmekteydiler.[8]
Führer'in öngördüğü ek kazanımlar vardı. Sovyetler Birliği yenilgiye uğratıldığında, ordunun büyük bölümünün terhis olması nedeniyle Nazi endüstrisinde yaşanan işgücü eksikliği de giderilmiş olacaktır. Ayrıca Ukrayna, istikrarlı tarımsal kaynaklar sağlayacaktı. Sovyet halklarının köle işgücü kaynağı olarak kullanılması, Nazi Almanyası'nın jeostratejik konumunu önemli ölçüde geliştirecektir. Sovyetler Birliği'nin yenilgiye uğratılmasıyla Müttefik Devletler, özellikle de Birleşik Krallık, iyice güçten düşmüş olacaktır. Nazi ekonomisi daha fazla petrole gereksinme duymasıyla Bakü Petrol Sahası'nın kontrolünü ele geçirmeliydi. Nazi Silahlanma ve Savaş Üretim Bakanı Albert Speer, savaş sonrasındaki sorgusu sırasında, istila kararında "petrole olan acil gereksinim, birincil nedendi" demiştir.[9]
Yüksek rütbeli Nazi subayları 1940 sonbaharında, Sovyetler Birliği'nin istilasının ortaya çıkaracağı tehlikelere ilişkin bir muhtıra hazırladılar. Ukrayna, Belarus ve Baltık Devletleri'nin Nazi ekonomisi için daha çok yük getireceğini öne sürmekteydiler.[10] Bir başka Nazi subayı, Sovyet bürokrasisinin ülkeyi güçsüz kıldığını, işgalin Nazi Almanyası için bir kazanç olmayacağını ve yanı başlarında güçsüz bir Bolşevizm'den rahatsızlık duymamak gerektiğini belirtmektedir.[10]
Hitler, ekonomik gerekçeleri reddetti ve Hermann Göring'e "Her zaman herkes, Rusya ile savaş tehdidine karşı ekonomik yönden kaygılarını öne sürüyor." demiştir. Bu andan itibaren bu tür konuşmalara kulaklarını kapayacaktı ve kararını vermişti.[11] Bu tür görüşler bundan böyle General Georg Thomas'a iletildi. General, Sovyetler Birliği'nin işgal girişiminin getireceği ekonomik güçlükler hakkında bir rapor hazırlamaktaydı. Bu raporda ana fikir, Sovyetler Birliği tümüyle işgal edilmedikçe, harekâtın ekonomi üzerinde olumsuz etkileri olacağı şeklindeydi.[11]
Öte yandan Nazi generallerden bazıları askerî nedenlerle de harekâta karşıydılar. OKH Başkomutanı Mareşel Walther von Brauchitsch, OKH (Nazi Kara Kuvvetleri) Kurmay Başkanı General Halder ve Mareşel von Rundstedt'in de aralarında bulunduğu generaller, her şeyden önce Hitler'in ileri sürdüğü gibi, Sovyetler Birliği'in Nazi Almanyası'na saldırmaya kararlı olduğuna inanmıyorlardı. Böyle olsa bile savunmada kalmak, Rusya'ya saldırmaktan daha az riskliydi. Mareşal von Rundstedt, Hitler'e "Rusya'ya hücum ederken neleri göze aldığınızı tarttınız mı?" diye sormuştu.[12]
Hitler'in kendine güveni, Batı Avrupa'da hızla ulaştığı başarılardan ve Kızıl Ordu'nun Finlandiya'ya karşı yürüttüğü Kış Savaşı'ndaki yetersizliğinden dolayı artmıştı. Doğu'da zaferin birkaç ay içinde kazanılacağına inanıyordu. Sovyetler Birliği'nin yıkımı olacak olan teslim olmanın çabuk gerçekleşeceğine inanılmaktaydı. Bu nedenle kış koşullarına göre hazırlık yapmaya gerek duyulmadı. Birliklerin kışlık giysileri yoktu ve taarruz başladığında uzun süreli bir sefer için hazırlık yapılmış değildi.[13] Öyle ki Kara Kuvvetleri'ndeki eratı sadece % 20'si için kışlık giysi hazırlanmıştı. Bu kuvvet, savaş bitiminde işgal edilen topraklarda bırakılacak kuvvetti, harekâta katılacak kuvvet değildi. Kışlık giysi konusuyla ancak Ağustos ayı sonlarından itibaren ilgilenilmeye başladı. Ancak General Guderian'a göre kışlık giysi konusundaki bu hazırlıksızlık sadece Kara Kuvvetleri'nin bir bölümünde söz konusuydu, Luftwaffe ve Waffen-SS birlikleri için bu yönde bir sorun yoktu.[14]
Göring, 1941 yılı Mart ayı başlarında, Sovyetler Birliği'nin istilasının hemen ardından izlenecek ekonomik düzene ilişkin bir dizi öneriyi, "Yeşil Dosya" adıyla ortaya koydu. İstila edilen topraklardaki yerli halkın büyük kesiminin açlıktan ölmesi sağlanacak, böylece Nazi Almanyası için bol gıda maddesi elde edilmiş olacaktı. Ardından neredeyse insansız kalan bu topraklara Alman göçmenler seçkin bir sınıf olarak yerleşecekti. Nüremberg Duruşmaları'nda (1946) Sir Hertley Shawcross, Doğu Rusya için önceden oluşturulan yönetsel bölgelerden ayrıca çeşitli yeni bölgelerin planlandığını anlatmıştır. Nazi politikası Sovyetler Birliği'ni, "yaşam alanı" bakış tarzına bağlı olarak, geleceğin "aryan" kuşaklarını oluşturmak için siyasi olarak ortadan kaldırmayı amaçlamıştır. "Biz kapıya sadece tekme atacağız, o çürük yapı kendiliğinden çökecektir." Kısa süre içinde işgal edilen Sovyet topraklarındaki Nazi Almanyası'nın işine yarayabilecek tüm kaynakların (insan kaynakları dâhil) sömürülmesi işini düzenleyecek yeni bir organizasyon Alfred Rosenberg yönetiminde "Doğu Toprakları Bakanlığı" (Reich Ministry for the Occupied Eastern Territories) adıyla oluşturuldu.[15]
İstila başlamadan kısa bir süre önce OKW, doğrudan doğruya ve tümen komutanlıklarına varıncaya kadar uzanan bir emir yayınlamıştı. Komiser Emri olarak bilinen bu emre göre sivillere ve savaş esirlerine karşı ciddi boyutta kötü muamele uygulayan personelin askerî mahkemeye verilmeyeceği, bir üst komutanının takdirine göre işlem yapılacağı bildirilmiştir. Bir ceza verilecekse bile bu ceza sadece disiplin cezası olabilecekti.[16] Özellikle siyasi komiserler ele geçirildikleri yerde infaz edilecekti.
Planlama
Hitler, 5 Aralık 1940'ta Sovyetler Birliği istilası ile ilgili harekât planlarını onayladı ve harekât tarihi 1941 yılı Mayıs ayı olarak belirlendi.[17] İki hafta sonra 18 Aralık'ta Hitler, Nazi Almansı Yüksek Komutanlığı'na 21 Sayılı emrini verdi, harekâtın kapalı adı "Barbarossa Harekâtı" olacaktı. Emrin ilk cümlesi "Alman silahlı kuvvetleri, Sovyetler Birliği'nin hızlı bir şekilde dize getirilmesi için girişilecek bir harekâta hazır olmalıdır." şeklindedir.[17][18][19] Harekâta verilen kapalı ad, 12. yüzyılda. III. Haçlı Seferi komutanı ve Kutsal Roma Germen İmparatoru Frederick Barbarossa'nın adından esinlenmiştir. Hitler'in 21 Sayılı Emri'nde "Hazırlıkların 15 Mayıs 1941 tarihine kadar tamamlanmış olacağı" belirtilmektedir.[20] Bu ifade çoğu kez, harekâtın Mayıs ayı ortalarında başlayacağının öngörüldüğü şeklinde yorumlanmaktadır. Gerçekte 15 Mayıs, "hazırlıkların tamamlanma tarihi" idi.[21] Emir'de harekâtın amacı, "Rus Ordusunun Batı Rusya'da bulunan büyük kısmının … imha edilmesi ve henüz savaşa sürülmemiş, savaşa hazır kuvvetlerin, Rusya'nın geniş topraklarına çekilmesinin önlenmesi" olarak tanımlanmaktadır. Harekâtın ulaşacağı hat olarak da İdil Nehri'nden Arhangelsk'a kadar uzanan hat olarak gösterilmiştir. Metin, ana taarruz hatlarına ilişkin oldukça ayrıntılı planlamalara yer vermiştir.[22][dn 1] Harekât planının ana iskeleti oldukça yalındır, Merkez Ordular Grubu'nun mekanize-motorize unsurları cephe hattını yararak hızla Smolensk yönünde ilerleyecek, bu noktadan iki kola ayrılarak güneye ve kuzeye çark edecek, böylece Kızıl Ordu'nun esas kuvvetlerinin geri çekilmesine fırsat bırakmadan kuşatılarak imha edilecekti. Hitler ve kurmayları, Napolyon'un Rusya Seferi'nde uğradığı hezimeti incelemişlerdi. Rus orduları başkomutanı General Kutuzov, geride Fransızların yararlanabileceği hiçbir ikmal malzemesi bırakmadan ordularının büyük kısmını geri çekerek kuvvetlerini muharebede kaybetmemeyi başarmıştı. Moskova'ya giren Fransız ordusu, kış bastırırken özellikler erzaksızlıkla yüz yüze gelmişti. Napolyon, ordusunu bu şekilde kaybetmemek için geri çekilmek zorunda kalmıştı. Aynı durumu yaşamamak için Hitler, Kızıl Ordu'nun geri çekilmesine fırsat vermemesi gerektiğini düşünüyordu.[23]
Barbarossa Harekâtı, Leningrad yönünde kuzeye bir taarruz, sembolik önemi olan Moskova'nın ele geçirilmesi ve ekonomi stratejisi açısından önemli olan Ukrayna gerisindeki petrol sahâlârının kontrolünün bir bileşimiydi. Hitler ve generalleri hangi konuların öncelikli olduğu konusunda anlaşamadılar. Oysa Nazi Almanyası, akaryakıt konusuna ve önceliklerde bir uzlaşma kararına konsantre olmalıydı. Hitler kendini politik ve askerî yönden bir deha olarak düşündü. Hitler, 1940-1941 yıllarında Barbarossa Harekâtı'nın planlanması aşamasında generalleriyle birçok kez tartıştı ve emrini tekrarladı, "Önce Leningrad, ikinci olarak Donets Bölgesi, üçüncü olarak da Moskova."[24][25] Hitler'in Moskova konusundaki tutumu zaman içinde değişiklik gösterdi ya da öyle görünmek istedi. Harekât planlarını onayladığı 5 Aralık 1941 tarihindeki toplantıda, Moskova'nın önemli olmadığını, esas olanın Sovyetler Birliği'nin yaşam gücünün yok edilmesi olduğunu ileri sürmüştür.[20] Ancak 21 Sayılı Emrin yayınlandığı 18 Aralık 1941 tarihinde ise, kentin alınmasının, "kesin bir iktisadi ve siyasi zafer olacağını" belirtmişti.[20] Hitler, uzun süredir istediği doğunun istilası konusunda artık acele ediyordu. Sovyetler Birliği yenilgiye uğratıldığında İngiltere'nin barış isteyeceğine inanıyordu. General Franz Halder günlüğüne, Sovyetler Birliği'nin yenilgiye uğratılmasıyla İngiltere'nin zafer umutlarını yitireceğini not etmiştir.
Nazi Almanyası'nın Fransa Seferi'nde olduğu gibi Doğu Seferi'nde de Nazi generalleri arasında stratejiye ilişkin olarak görüş ayrılığı ortaya çıktı. Geleneksel stratejiye bağlı generaller, Sovyet ana kuvvetlerinin sınırın hemen gerisinde kuşatılıp üzerlerine çullanarak imha etmeyi, ancak bundan sonra Rusya içlerine ilerlemeyi öneriyorlardı. Bu kuşatmalar ve muharebeler sırasında panzer gruplarıyla piyade kolordularının eşgüdüm içinde operasyonlara katılmasını gerekli görüyorlardı. Onlara göre Kızıl Ordu'nun büyük kısmını bu şekilde imha etmeden Rusya içlerine ilerlemek, göze alınmaması gereken riskler getirecekti. Sözcülüğünü büyük ölçüde General Guderian'ın yaptığı, General Hoth'un ve birçok zırhlı birlik komutanının da katıldığı görüş ise, panzer gruplarının Moskova yönünde olabildiğince derinliğe ilerlemesi, Kızıl Ordu birliklerinin kuşatılıp imha edilmesi operasyonlarının geriden gelen piyade kolordularına bırakılması görüşün savundular. General Guderian, panzer gruplarının en azından Dinyeper hattına kadar ilerlemesini istiyordu. Hitler, geleneksel strateji görüşünü benimsedi. Yine de Kızıl Ordu kuvvetlerinin Dinyeper batısında imha edilmesi hedeflendi. Bu amaçla piyade kolorduları daha kısa erimli, panzer grupları ise daha derin erimli kuşatma operasyonları icra edecekti. Bu şekilde iki strateji bir bakıma bütünleşmiş oldu.[26]
Doğu Seferi için tahsis edilen Wehrmacht kuvvetleri üç "ordular grubu"[dn 2] olarak tertiplendi.
- Mareşal von Leeb komutasındaki Kuzey Ordular Grubu, Doğu Prusya'dan, harekâtın kuzey kanadını örterek, Leningrad genel istikametinde taarruz edecektir. Tali bir taarruz kolu da hafif bir yay çizerek Minsk'in doğusuna ulaşacak şekilde ilerleyecektir. Hitler'in 21 Sayılı Emri'nde Leningrad'ın ele geçirilmesi öngörülmüştü. Kuzey Ordular Grubu'nun bu aşamadan sonraki taarruzları Moskova genel istikametinde olacaktı.[27]
- Mareşal Fedor von Bock komutasındaki Merkez Ordular Grubu, Polonya'dan, Sovyet kesimindeki Brest-Litovsk önlerinden ve devamında Pripyat Bataklığı kuzeyinden Minsk - Moskova genel istikametinde taarruz edecektir.
- Mareşal Gerd von Rundstedt komutasındaki Güney Ordular Grubu ise Polonya'nın güney kesiminden (Lubin civarı), Kiev genel istikametinde iki kol halinde Dinyester ve Dinyeper nehirleri arasından devam eden bir hatta ilerleyecektir. Harekâta katılan Romanya birlikleri ise Besarabya'dan Odessa yönünde taarruz edecektir.[28][29]
Wehrmacht birliklerinin yanı sıra Doğu Seferi'ne Mareşal Mannerheim komutasında 18 Fin tümeni, Mareşal Ion Antonescu komutasında 12 Rumen tümeni, 3 Macar tugayı, 2 Slovakya tümeni, daha sonra harekâta katılacak olan 3 İtalyan tümeni, 1 İspanyol tümeni ve gönüllü birlikler katılacaktır.[29]
Kuzey Ordular Grubu'na verilen görevler, Baltık Devletleri üzerinden Leningrad'a yürünecek, Ladoga Gölü civarı ve Petsamo nikel madenlari ele geçirilecek, Murmansk demiryolu hattı kesilecek, Kuzey Denizi'ndeki buz tutmayan Sovyet limanları kontrol altına alınacaktır.[22] Güney Ordular Grubu'nun operatif hedefleri Dinyeper Nehri batısındaki Kızıl Ordu kuvvetlerinin kuşatılarak imha edilmesi, Ukrayna üzerinden Kiev'e ilerlemek ve Sovyet sanayi üretiminin % 60'ının toplandığı Donets Havzası'nı ele geçirmektir.[30]
Merkez Ordular Grubu ise Brest-Litovsk'taki Sovyet müstahkem mevzilerini yarmak, Roslavl - Elnya - Smolensk genel istikametinde taarruzu geliştirmek, Kızıl Ordu'nun bu kesimde yeniden tertiplenmesini önlemekti.[31]
Dipnotlar
- ^ Bazı kaynaklarda bunun tersi belirtilir. Bunun nedeni 21 Sayılı Emir metni olarak NCA (Nazi Conspiracy and Aggression - Nazi Komplosu ve Saldırıları) belgelerinde yer alan İngilizce çeviriye dayanılmasıdır. Gerçekte Almanca metin çok daha geniş kapsamlıdır. Bu orijinal metnin eksiksiz İngilizce çevirisi, TMWC (Trial of the Major War Criminals - Belli Başlı Savaş Suçları Duruşmaları) belgelerinde yer almaktadır. - William Shirer, Nazi Almanyası Sh: 1026 -
- ^ Nazi askeri terminolojisinde ordudan büyük askeri teşkiller için "Heeresgruppe" ifadesi kullanılır. Ordudan küçük, kolordudan büyük teşkiller için ise "armygruppe". Bazı Türkçe kaynaklarda Heeresgruppe, ordu grubu, armygruppe ise ordu müfrezesi olarak çevrilmektedir. (H. Guderian, Bir Askerin Anıları Sh: 311 dipnot)
Ayrıca bakınız
Kaynakça
- ^ Bendersky,Joseph W., A History of Nazi Germany: 1919-1945, Rowman & Littlefield, 2000, ISBN 0-8304-1567-X, Sh: 177
- ^ Müller, Rolf-Dieter, Gerd R. Ueberschär, Hitler's War in the East, 1941-1945: A Critical Assessment, Berghahn Books, 2002, ISBN 157181293, Sh: 244
- ^ Shirer, 1990 & Sh: 716
- ^ Rauschning, Hermann, Hitler Speaks: A Series of Political Conversations With Adolf Hitler on His Real Aims, Kessinger Publishing, 2006,ISBN 142860034, Sh: 136-7
- ^ "The Führer to the German People: 22 June 1941". Calvin Üniversitesi. 6 Ekim 2014 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 24 Nisan 2020.
- ^ Edward E. Ericson Feeding the German Eagle: Soviet Economic Aid to Nazi Germany, 1933–1941-Greenwood Publishing Group-1999 Sh: 127
- ^ Edward E. Ericson Feeding the German Eagle: Soviet Economic Aid to Nazi Germany, 1933–1941-Greenwood Publishing Group-1999 Sh:129–130
- ^ Edward E. Ericson, Feeding the German Eagle: Soviet Economic Aid to Nazi Germany, 1933–1941-Greenwood Publishing Group-1999 Sh: 138
- ^ Daniel Yergin, The Prize: The Epic Quest for Oil, Money & Power - Simon & Schuster-New York-1991, Son erişim 31.07. 2009 Sh: 334
- ^ a b Gabriel Gorodetsky, Grand Delusion: Stalin and the German Invasion of Russia - Yale University Press-2001 Sh: 69–70
- ^ a b Edward E. Ericson, Feeding the German Eagle: Soviet Economic Aid to Nazi Germany, 1933–1941 - Greenwood Publishing Group-1999Sh: 162
- ^ L. Hart, Hitler'in Generalleri Konuşuyor Sh: 351
- ^ Albert Speer identifies these points in the The World At War series in the episode "Barbarossa".
- ^ Heinz Guderian, Bir Askerin Anıları - cilt 1, Sh: 260
- ^ İ. Artuç, Sh: 190
- ^ Heinz Guderian, Bir Askerin Anıları - cilt 1, Sh: 262
- ^ a b R. J. Overy, The Dictators: Hitler's Germany and Stalin's Russia - W. W. Norton & Company-2004 Sh: 489
- ^ Roman Brackman, 'The Secret File of Joseph Stalin: A Hidden Life - Frank Cass Publishers-2001 Sh: 344
- ^ "21 Sayılı Emir (İng.)". 17 Ağustos 2010 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 28 Nisan 2020.
- ^ a b c William Shirer, Nazi Almanyası Sh:1025
- ^ Liddell Hart, Hitler'in Generalleri Konuşuyor Sh: 343
- ^ a b William Shirer, Nazi İmparatorluğu Sh: 1026
- ^ İbrahim Artuç, İkinci Dünya Savaşı cilt 1, Sh: 185
- ^ Trumbull Higgins, Hitler and Russia Sh: 11–59, 98–151
- ^ Bryan I. Fugate Operation Barbarossa. Strategy and tactics on the Eastern Front, 1941 - Novato: Presidio Press, 1984.
- ^ L. Hart, İkinci Dünya Savaşı Tarihi cilt 1 Sh: 171-173
- ^ L. Hart, Hitler'in Generalleri Konuşuyor - Sh: 360
- ^ L. Hart, İkinci Dünya Savaşı Tarihi Sh: 168
- ^ a b İbrahim Artuç, Sh: 188
- ^ William Shirer, Nazi İmparatorluğu Sh: 1027
- ^ Heinz Guderian, Bir Askerin Anıları - cilt 1 Sh: 125