İçeriğe atla

Nazar boncuğu

Nazar boncukları
Göz biçimindeki Nazar lambası

Nazar boncuğu, insanı kem gözlerden koruduğuna inanılan boncuk. Tarih boyunca, çoğu kültürde ve dinsel inançta, göz figürü kötülükleri savan güçlü bir tılsım olarak kabul edilmiştir.[]

Özellikleri

Genelde nazar boncukları göz şeklinde olur. Göze aynı zamanda boncuk da denmektedir. Bu bağlamda bakıldığında kişinin dünyaya açılan penceresi gözdür ve göz her türlü, iyi ve kötü, düşüncelerin ilk çıkış noktası olarak kabul edilir. Bu yüzden bakışlardan, kötü gözlerden korunmak amacıyla emici özelliği olduğuna inanılan mavi renkli taşlar eskiden beri kullanıla gelmiştir. Ve son halini günümüzdeki çeşit çeşit nazar boncukları olarak almıştır. Şu an, gerek inanç gerek gelenek, gerekse de süs eşyası olarak pek çok kişi nazar boncuğunu günlük yaşantısında çok sık kullandığı yerlerde bulundurmaktadır. Nazar boncuğu yapılırken içine kurşun dökülür. Bunun da iyi şans getirdiği söylenir.[] Mâvi renkli her cam boncuğun nazarı savması gerçekte eski halk inanışına göre mümkün değildir. Bu boncukların mutlaka bulunması gereken özellikleri vardır örnegin kimi ustalara göre mavi üzerine sarı renkli göz yer almalıdır.[1] Ayrıca “Göz Ocağı” niteliğinde özel (daha eski halk inançlarına göre “İyeli/Eyelü”, yâni koruyucu ruhu olan) bir yerde eritilmiş olmalıdır. Nazar boncuğu ocaklarının kuruluşu da geçmişte özel bir tören ile gerçekleştirilirdi. Bu ocakta başka bir cam işiyle uğraşılmaz, sâdece nazar boncuğu yapılır. O kadar ki, aynı işliğin içerisinde başka cam eşyâlar yapan usta, nazar boncuğu üretmek için yalnızca asıl ocağı kullanır. Ayrıca gerçek bir nazar boncuğunun mutlaka elde yapılması gerekir, makinelerle seri halde üretilen boncuklar bir süs eşyâsı olmaktan öte bir anlam ifâde etmez.

Tarihçe

Tarihteki Türk topluluklarında Nazar boncuğuna munçuk, moncuk, monşak, monçak, monçok, muyınçak gibi isimler verilmiştir ve bu tabirlerin bazıları günümüzde de bazı ulusların dillerinde yer almaktadır. Sözcük olarak "Boncuk" demektir. Bunlar kişinin veya atın boynuna takılan değerli taş; arslan tırnağı, muska gibi şeylerdir.[2] Attila Han'ın babasının adı da Muncuk'tur. Türk halk inancında Albıs, Gökçe Munçuk (Mavi Boncuk)’tan çok korkar, ki Nazar Boncuğu kavramının kökeninde bu anlayış yatar.[3]

Kotaz sözcüğü de yine Nazar boncuğu anlamında kullanılan başka bir kelimedir. Gözün dikkatini başka yöne çekmesi nedeniyle korunduğu mantığı öne sürülür. Çok kuvvetli nazarların kotazları (nazar boncuklarını) çatlattığı hatta parça parça ettiği anlatılır.[4] Sözcük olarak "kutlu nesne" anlamına gelir. Köşgük ve çom tabirleri de aynı anlamda kullanılır ve nazarlık demektir.

Kaynakça

  1. ^ "Nazar Boncuğu - Görece Köyü Ocakları". 14 Eylül 2014 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 14 Eylül 2014. 
  2. ^ "Divanü Lûgat-it-Türk de Şamanizme Ait Kelimeler, Abdülkadir İnan". 1 Ocak 2012 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 16 Ocak 2012. 
  3. ^ Türk Söylence Sözlüğü, Deniz Karakurt, Türkiye, 2011, (OTRS: CC BY-SA 3.0) 7 Kasım 2013 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.
  4. ^ ÇIBLAK, Nilgün (2004), “Halk Kültüründe Nazar, Nazarlık İnancı ve Bunlara Bağlı Uygulamalar”, Türklük Bilimi Araştırmaları (TÜBAR), S.15, ss.103-125

Ayrıca bakınız

Dış bağlantılar

İlgili Araştırma Makaleleri

Tanrı ya da ilah, Klasik teistik inanç sistemlerinde Mutlak Varlık, Mutlak Benlik ve tüm varoluşun temel kaynağı olarak görülen varlık. Tek tanrılı inançlarda evrenin tek yaradanı ve yöneteni olarak kabul edilir. Çok tanrılı inançlarda genelde ilahların cinsiyeti bulunur ve eril olanlarına tanrı, dişi olanlarına tanrıça denir. Tektanrılı ve henoteistik inançlardaki Tanrı kavramını tanımlamak için ise sadece tanrı sözcüğü kullanılabilir.

<span class="mw-page-title-main">Cam</span>

Cam ya da sırça, saydam veya yarı saydam, genellikle sert, kırılgan olan ve sıvıların muhafazasına imkân veren, inorganik amorf yapıda katı bir malzeme. Antik çağlardan beri gerek inşaat malzemesi, gerekse süs eşyası olarak camdan faydalanılmaktadır. Günümüzde hâlen basit araç gereçlerden iletişime ve uzay teknolojilerine kadar çok yaygın bir kullanım alanı vardır. Örneğin pencere camları, cam ambalaj, ayna, lamba, sofra takımı ve optiklerde yaygın pratik, teknolojik ve dekoratif kullanıma sahiptir.

<span class="mw-page-title-main">Lapis lazuli</span>

Lapis lazuli veya laciverttaşı, çok eski çağlardan beri mücevher olarak kullanılan bir taş türü. Koyu mavi renkte, yarışeffaf-opak niteliğinde, özellikle Antik Mısır'da firavunlar tarafından çok önem verilmiş kıymetli bir taştır.

Batıl inanç, genellikle bilgisizlikten, bilimsel bilgilerin veya nedenselliğin yanlış anlaşılmasından, kadere veya büyüye inanmaktan, olağanüstü etkileri algıladığını sanmaktan veya bilinmeyene karşı duyulan korkudan kaynaklanan inanç veya uygulamalardır. Batıl inançlar çoğu zaman şans, kehanet ve belirli ruhani varlıklarla ilişkilidir. Kaynak ve mantıklı bir açıklamadan uzak, uygulamalarda din adı kullanılan inanç ve hareketlere söylenen bir terimdir.

<span class="mw-page-title-main">Şaman</span> Eski Orta Asya devletlerinde dinsel kişilik

Şaman ya da Kam, Şamanizm dinine inanan kavimler tarafından, ruhlarla insanlar arasında iletişim kurduğuna inanılan dini liderdir. Tunguzcada ve Mançucada ''büyücü'' veya ''kahin'' anlamına gelmektedir.

<span class="mw-page-title-main">At (folklor)</span> halkbilimi ögesi

Türk halkları kültüründe at, çok önemlidir nitekim, birçok halkbilimciye göre Bozkır Medeniyeti at üzerine kurulmuştur.

Albıs - Türk ve Altay halk inancında ve kültüründe Cadı anlamına gelir. Albız, Albas, Alpas ve Moğolcada Almas, Anadoluda "Alkarısı" olarak da bilinir. Albastı’ya neden olan kızıl renkli kötü varlık.

Çor - Türk, Altay ve Moğol halk kültüründe Cin demektir. Çer, Çur, Şor, Şar, Çora, Çura şeklinde de ifade edilir. Moğolcada Çotgor, Çutgur, Çutkur, Çetger, Çetker, Çidkür, Südkür, Sötkör olarak söylenir. Gözle görülemeyen, ateşten yaratılmış varlık.

<span class="mw-page-title-main">Nazar</span>

Nazar ya da kem göz, canlı veya cansız bir varlığın başına kaza veya belâ gelmesine neden olduğuna inanılan bakış. Nazardan özellikle çocukların, hamilelerin ya da hayvanların etkilendiğine inanılır.

<span class="mw-page-title-main">Su İyesi</span>

Su İyesi - Türk, Tatar ve Altay mitolojisinde suyun koruyucu ruhu. Değişik Türk dillerinde Suv İyesi / Eğesi / Ezi / Issı / İççisi olarak da bilinir. Moğollar Usan (Uhan) Ezen olarak adlandırırlar.

<span class="mw-page-title-main">Gök-Kal</span>

Gök-Kal - Türk ve Altay mitolojisinde bir doğa katmanı. Aynı zamanda eski Türk İnancı Tengricilik'te bir ruh kategorisidir. Kök-Kal veya Gök-Kalığ ya da Kovak-Kalığ olarak da söylenir. Karşıtı Yer Su'dur.

<span class="mw-page-title-main">Ergene İyesi</span>

Ergene İyesi – Türk ve Altay halk inancında maden ocağının koruyucu ruhudur. Urka İyesi olarak da bilinir. Tatarlarda Şahta İyesi adıyla tanınır. Her maden ocağı için farklı bir İye vardır. Bu iye, insan gözüne gözükmez, fakat ıslık çalar, kedi gibi miyavlaması ve bebek ağlaması, köpek uluması gibi sesler çıkarır. Bir hayvana dönüşebilir. Çalışan işçilere yardım eder, mesela maden ocağı çökeceği zaman işçilere “Gidin” diye seslenerek onları kazadan korur, Ayrıca onları cevher damarlarına götürür. Kötü olan veya ona hakaret edenler için ise ölümcüldür. Onları karanlık çukurlara iterler veya tünelin çökmesini sağlarlar. Taş atmak, ıslık çalmak Ergene iyesine hakaret niteliğindedir. Türk işçilerin Ukrayna, Rusya gibi ülkelerde maden işçiliğine gittiklerinde dahi buralarda bu İyeye dua ederek yardım diledikleri anlatılır.

Bayçar - Türk, Altay ve özellikle Balkar halk kültüründe kurban. Türkçedeki "kurban" sözcüğünün içerdiği anlamdan daha geniş kapsamlıdır. İlahi bir amaçla kesilen veya doğaya salınan hayvan ya da doğaya saçılan yiyecek, içecekler ile tahılları da içerir.

<span class="mw-page-title-main">Ev iyesi</span> inanç

Ev İyesi – Türk halk kültüründe evin koruyucu ruhu. Üy İyesi / Eğesi / Ezi / Issı / İççisi olarak da tanınır. Moğollar Ger (Ker) Ezen derler.

Tin – Türk ve Altay halk inancında Ruh. Tın olarak da söylenir. İnsan varlığının somutdışı ve nesnesel olmayan kısmı. Soyut varlık. Düşünsel ve duygusal yapı.

Kargıma – Türk, Anadolu ve Altay halk inancında beddua. Kargış (Karış) ve Moğolcada Harah olarak da söylenir. Bir insan için kötü temennilerde bulunma ve bu amaçla Tanrı'ya yakarma. Anadoluda Karış Vermek tabiri lanet okumak, beddua etmek anlamında kullanılır. Ah ve Ah Etmek de benzer anlamlara sahiptir. “Ahım Çıktı” veya “Ahım Tuttu” deyimlerinde olduğu gibi. Kargımak fiili ile de kullanılır. Karga kuşu, hem rengi hem de Nuh tarafından kendisine kargındığı için bu adı almıştır. Karşıtı Alkımadır.

Urasa – Türk, Anadolu ve Altay halk kültüründe ve Şamanizmde Nefes Tedavisi. Günümüzde biraz da farklı kavramlarla karıştırılarak Üfürükçülük adı verilen, doğaüstü güçlerle iletişime geçilerek uygulanan tedavi yöntemi. Urasalamak; bu işlemi yapmayı ifade eder. Ayrıca sözcük, Sümer mitolojisindeki Uras ile de bağlantılı görünmektedir.

<span class="mw-page-title-main">Muska</span>

Muska, bazı hastalıkları, kabus kötülükleri ve nazarı uzaklaştırmak için boyna asılan veya üstte taşınan yazılı kâğıt. Genellikle olası bir hastalıktan korunmak amacıyla veya tedavi için taşınır. Çoğunlukla üçgen biçimindedir. Deri, meşin, gümüş ve altın kılıflar içine konarak boyuna asılır ya da kola takılır.

Bu sayfa Erzurum barını anlatmaktadır. Başlığın diğer anlamları için Bar sayfasına gidiniz.

<span class="mw-page-title-main">Boncuk</span> delikli bir süs eşyası

Boncuk; cam, taş, sedef, inci, fildişi, boynuz, kemik, tahta, metal, plastik gibi maddelerden yapılan, genelde ip ya da tel geçmesi için ortası delik, çoğu yuvarlak ve renkli süs tanesi. Boncuk işinde kullanıldığı gibi, gerdanlık, bilezik, nazar boncuğu, tespih yapımında da kullanılır. Yazma kenarına boncuk oyası olarak işlenir.