İçeriğe atla

Nayman Ana

Nayman Ana – Türk ve Kırgız efsanelerinde adı geçen söylence kişisi. Mankurt destanında oğlunu kurtarmaya çalışırken ölen kadın. Mankurt haline dönüşen oğlu tarafından öldürülmüştür. Ruhu Dönenbey (Dönenbay) adlı bir kuşa dönüşmüştür. Mezarı kutsallık kazanmıştır. Naymanlar adlı bir Türk-Moğol boyu ile ilişkilidir. Moğolların sekiz boyunun anası sayılır.

Etimoloji

(Nay/Yay) kökünden türemiştir. Yayan, doğuran demektir. Moğolca sekiz rakamı ile ilişkilidir.

Kaynakça

İlgili Araştırma Makaleleri

9, 8 ile 10 arasındaki sayı. Florun element numarasıdır.

Mankurt, Türk, Altay ve Kırgız efsanelerinde bahsedilen bilinçsiz köledir. Kökeni Orta Asya'ya dayanan bu yönteme ise ''mankurtlaştırma'' denir. Mankurt haline getirilmek istenen kişinin önce başı kazınır, ardından başına ıslak bir deve derisi sarılır ve elleri kolları bağlı bir şekilde Güneş altında bırakılır. Deve derisi kurudukça gerilir. Gerilen deri, başı mengene gibi sıkar ve inanılmaz acılar vererek kişinin aklını yitirmesine neden olur. Böyle bir kişi bilinçsiz ve her istenen şeyi sorgusuzca yapan bir köleye dönüşür.

Ötüken, Ötügen veya Ötüken Ormanı, ; Türklerin Orta Asya'daki kutsal başkentidir ve Moğollar tarafından da kutsal kabul edilir. Ormanlarla kaplı bir dağ olan "Ötüken Dağı" da eski Türkler tarafından kutsal kabul edilir. Çince kaynaklarda U-te-kien şeklinde geçtiği ve Çin kaynaklarında dağ ismi olarak geçen Tu-kin, Yü-tü-kiün ile ilişkili olabileceği belirtilmektedir. Ötügen (Ötüken) Türklerin yeryüzünde ilk var olduğu ve oradan Dünya’ya dağıldığı yerin adı olarak da kabul edilmektedir. Teoman tarafından kurulan Büyük Hun Devleti'nin başkenti de Ötüken idi. Ayrıca Orhun Nehri kaynaklarını bu bölgeden alır ve Göktürk Kağanlığı’nın da başkenti yine bu yörede kurulmuştur. İnanca göre bütün büyük devletlerin başkenti burada kurulmalı idi. Gerçekten de pek çok Türk ve Moğol Devleti biraz genişledikten sonra başkentlerini bu bölgeye taşımışlardır. Ötüken dağının Nama adında bir koruyucu ruhu vardı.

<span class="mw-page-title-main">Umay</span> Türk mitolojisinde doğum ve bereketin sembolü olan tanrıça

Umay, Türk mitolojisinde ve Tengrizimde doğurganlık tanrıçasıdır ve bu nedenle kadınlar, anneler ve çocuklar ile ilgilidir. Umay, diğer çeşitli dinlerinde bulunan toprak ana tanrıçalarına benzer.

<span class="mw-page-title-main">Güreş</span> Boğma türü tekniklerini içeren dövüş sporu formu

Güreş, uygulayıcılarının birbirlerine vurmaksızın rakiplerini yenmeye çalıştıkları bir dövüş sporu türü. Güreş tarihteki en eski sporlardan biridir ve zamanla farklı stil ve formları geliştirilmiştir. Güreş genellikle dövüş sanatları arasında değerlendirilir.

<span class="mw-page-title-main">Altay Dağları</span> Orta Asyada bir sıradağ

Altay dağları, Orta ve Doğu Asya'da bulunan; Rusya, Çin, Moğolistan ve Kazakistan'ın birleştiği ve İrtiş ve Obi nehirlerinin kaynaklarının bulunduğu sıradağdır. Sıradağ, kuzeydoğuda Sayan Dağları ile birleşir ve güneydoğuda giderek alçalarak Gobi Çölü'nün yüksek platosuyla birleşir. Yaklaşık 45° ila 52° K ve yaklaşık 84° ila 99° D arasında uzanır.

<span class="mw-page-title-main">Canavar</span> tuhaf yaratık

Canavar; mitolojilerde, masallarda ve efsanelerde bahsedilen vahşi hayvan, olağanüstü, yırtıcı canlı. Türk kültüründe Guyuk (Güyük) veya Azman olarak da bahsedilir. Değişik biçimlerde tasvir edilir. Çoğu zaman her tür sıra dışı ve yırtıcı varlığı ifade etmekte kullanılır. Azerbaycan Türkçesinde canavar sözcüğünün yırtıcı hayvan manası daralarak, doğrudan "kurt" anlamını taşır hale gelmiştir.

<span class="mw-page-title-main">Ak Kızlar</span>

Ak Kızlar - Türk ve Altay mitololojisinde İyilik Tanrıçaları. Ağgızlar da denir. Ülgen Han'ın kızlarıdırlar. Kıyanlar adı da verilir. Sanat ve estetik anlayışı konusunda insanlara ilham verirler. Hiçbirisinin ismi bilinmez. İsimsiz olmaları bu dünyadan onları tamamen uzak kılar. Kıyan sözcüğü aynı adlı bir Moğol boyunu çağrıştırmaktadır. Türk-Moğol tarihinde Kıyat ve Kıyan adlı iki akraba boy vardır ve Akoğlanlara da Kıyat adı verilmesi bu boylarla alakalıdır. Ak Kızlar, Kamların esin perileri olan Tanrı Ülgen'in dokuz kızıdırlar. Adlarını kimse bilmez. Tanrısal saflıkları ve güzellikleri nedeniyle ak olarak anılırlardı. Herkese saz olan gamsız guguk kuşu ile oynaşıp, gülüşüp, eğlenirlerdi. Ak, Altay Türkçesinde cennet demekti. Şaman davullarına resimleri yapılır, kimi zaman da putları şaman cüppelerine dikilirdi.

Nur Saçbüker, Türk oyuncu ve seslendirme sanatçısıdır.

<span class="mw-page-title-main">Ak Ana</span> Mitolojik karakter

Ak Ana - Türk, Tatar, Altay, Yakut, Çuvaş mitolojilerinde Deniz Tanrıçası. Değişik Türk dillerinde Ağ Ana, Ürüng Ene, Şura Ene olarak da bilinir. Moğollar ise Sagan Ece olarak anarlar.

<span class="mw-page-title-main">Od Ana</span>

Od Ana - Türk, Altay ve Tatar mitolojilerinde ateş tanrıçası. Değişik Türk dillerinde Vot Ana olarak da bilinir. Moğollar Gal Eçe derler.

<span class="mw-page-title-main">Alasığın</span>

Alasığın - Türk, Altay ve Moğol mitolojilerinde Kutsal Geyik. Değişik Türk lehçe ve şivelerinde Alageyik (Alakeyik, Alakiyik) veya Alabolan (Alabulan) ya da Alabuğa (Alabuğu) olarak da bilinir. Moğollar ise Kubamaral (Govamaral, Guvamaral) derler. “Gökgeyik / Kökgeyik” tabiri de kullanılır. Yalnızca “Sığın” olarak da ifade edilir.

Barak Ana - Türk mitolojisinde Köpek Tanrıça. Köpek Ana ve Moğollarda Nokay Eçe olarak da bilinir. Bazı Moğol boyları köpekten türediklerine inanırlar. Barak sıradan bir köpek olmayıp kutlu sayılır. Nogay adlı Türk-Moğol boyu ile ilişkilidir. Masallarda Köpük olarak tercüme edilen Köbek, Kübek adlı kahramanın bu motifle ilgili olma ihtimali yüksektir. Oğuz destanında Barak Boyu'nun erkeklerinin yüzlerinin köpek yüzü olduğu fakat kadınlarının ise aksine inanılmaz derecede güzel ve çekici oldukları anlatılır. Bu nedenle Barak Ana kavramı bu boyun türediği Ana şeklinde algılansa da, kafasının köpek kafası olduğu şeklinde kesin bir bilgi mevcut değildir.

<span class="mw-page-title-main">Gök-Kal</span>

Gök-Kal - Türk ve Altay mitolojisinde bir doğa katmanı. Aynı zamanda eski Türk İnancı Tengricilik'te bir ruh kategorisidir. Kök-Kal veya Gök-Kalığ ya da Kovak-Kalığ olarak da söylenir. Karşıtı Yer Su'dur.

Ay Han - Türk ve Altay mitolojisinde Ay Kağanı. Moğolca da Sara Han veya Hara Han olarak bilinir. Oğuz Han’ın ikinci eşinden olan oğludur. Ongunu kartaldır. Kartal hükümranlığı simgeler. Buryatçada Hara sözcüğü Ay demektir, bazı kayıtlarda Oğuz Han’ın babasının adı Kara Han, iken bazı kaynaklarda Ay olarak gösterilmesi bu kelime benzeşimi nedeniyle olabilir. Hâlbuki gerçekte Ay Han, Oğuz Han’ın oğlunun adıdır. Ay pek çok kültürde dişil bir varlıktır, ancak Türklerde hem dişi hem de erkek Ay Tanrısı mevcuttur. Fakat özellikle vurgulanması gereken husus, Ay Han’ın bir Tanrı değil, kutsal bir kişi olarak kabul edildiğidir. Ay sözcüğü burada nitelik veya özellik değil bir sıfattır. Ay Ata ile karıştırılmamalıdır.

Yomak – Türk, Altay ve Moğol halk kültüründe ve halk edebiyatında destan, epik şiir. Yomok, Comok, Comog, Yumah, Nomok, Zomok, Zumah olarak da söylenir. Moğollar Domog derler. İlk anlamı "Öbür dünyaya ait, şaman hikâye ve efsaneleri" olan bu sözcük Kınm Türkçesinde de "hikâye, destan" anlamında korunmuştur.

Yurt İyesi – Türk, Moğol ve Altay halk inancında Memleket Ruhu. Yort İyesi olarak da söylenir. Aslında Ev İyesi ile de bağlantılıdır. Çünkü yurt aynı zamanda çadır demektir. Anlam genişlemesiyle vatanın koruyucu ruhu anlamına da geldiği de söylenebilir. Kimi kültürlerde çadırdaki ocakta yaşadığına inanılır.

Saya Han - Türk ve Altay mitolojisinde Sürü Tanrısı. Çaya Han veya Taya Han olarak da bilinir. Moğollar Zaya Han veya Yaya Han derler. Sürüyü her tür beladan ve kötülükten korur. Mal ve büyükbaş hayvanları kollayıp, gözetir. Bu tanrıya bağlı Zayaçılar (Zayagçılar/Çayaçılar/Çayakçılar/Tayaçılar) adlı ruhlar bulunur ve yeryüzüne bereket götürür. Adına Saya töreni yapılır. Altaylılar ve Yakutlar kurban olarak kestikleri atın derisini uzun bir sırığa geçirip tıpkı at şekline sokarak asarlar. Bu kurban törenine Tayılga/Hayılga (Tayıg/Tayığ/Tayalga/Taylagan) adı verilir. Töreni yöneten yaşlıya ise Tayığçı denir.

"Her Türk asker doğar", Türk milliyetçiliğinde ve devlet anlayışında yer edinmiş milliyetçi-militarist söylemdir. Resmî tarih tezlerinden ders kitaplarına ve günlük yaşamdan siyasi alan ile medyaya kadar genişçe bir kullanım sahası bulunmaktadır. Söylem temelde Türk milliyetçiliğinin askerî tasavvuruna işaret ederken sivil alana etkileri oldukça belirgindir. Öyle ki Türkiye'de bir dönem rütbeli asker-öğretmenler tarafından zorunlu ders olarak okutulan Millî Güvenlik Bilgisi dersi ve günümüzde devam eden zorunlu askerlik uygulaması bu bağlamda değerlendirilmektedir.