Osmanlılar’da resim için “nakış” ya da “tasvir” tabirleri kullanılırken minyatür sanatçıları için de ressam anlamında nakkaş ya da musavvir ismi kullanılmıştır. Minyatürler daha çok kitapları resimlemek amacıyla faaliyet gösterdiğinden resimlerin ebatları küçük tutulmuştur.
Mehmed Siyah Kalem veya eserlerine attığı imza ile Kar-ı Üstat Mehmet Siyah Kalem, Topkapı Sarayı, Hazine Kitaplığı, 2152, 2153, 2154, 2160 numaralı Fatih Albümü'nde yer alan bir dizi rulo resimde imzası olan ve bu nedenle bu resimlerin çizeri olduğu düşünülen kişidir. Mehmed Siyah Kalem'in kim olduğu veya gerçek bir kişi olup olmadığı bilinmemektedir. Resimlere atılan imzaların birbirinden farklı tarzda yazılması ve aynı üsluptaki bazı resimlerde imza olmaması nedeniyle resimlerin birden fazla kişi tarafından çizildiğini düşünenler de vardır.
Levni, asıl adı Abdülcelil Çelebi, Osmanlı minyatür sanatçısı, halk şairi.
Nakkaş, Osmanlı döneminde minyatür, tezhip ve diğer süsleme sanatlarıyla uğraşan sanatçılara verilen isimdir. Eski Türk dilinde resim yapan, ressam anlamındadır. Bu sanatçılar, özellikle el yazması kitapları süsleme ve padişah portreleri yapma konusunda uzmanlaşmışlardı. Nakkaşlar Osmanlı döneminde genellikle Saray Nakışhanesi'ne bağlı çalışırlardı.
Minyatür, kendine has bir biçimi olan resim çeşididir.
Tezhip kelimesi, Arapça zeheb (altın) kökünden türemiş olup, ‘altınlamak’ anlamına gelir. Çoğulu olan “tezhibat” “altınlama süslemeler” demektir. Tezhip günümüzde daha çok İslam kökenli kitap bezeme sanatlarına verilen addır. Tezhip sanatını icra eden erkeklere müzehhip kadınlara müzehhibe adı verilir.
Şeker Ahmet Paşa, Osmanlı ressamı, asker ve bürokrat. Asıl adı Ahmet Ali'dir.
Osmanlı İmparatorluğu kültürü, Osmanlı İmparatorluğu içinde yaşayanların ortak kültürüdür.
Asker Ressamlar, Türk resminde bir döneme adını vermiş, askerî okullarda yetişmiş ressamlar grubu. Batı anlayışında Türk resim sanatının temelleri, III Selim döneminde ilk kez resim derslerinin verilmeye başlandığı, 1795'te açılan Mühendishane-i Beri-i Hümâyun'da atıldı.
Nakkaş Osman 16. yüzyıl yarısı sonrası Osmanlı İmparatorluğu dönemi baş minyatürcüsü. Doğum ve ölüm tarihleri hakkındaki bilgiler zayıf olmakla birlikte onun çalışmalarının çoğu 16. yüzyılın dördüncü çeyreğinin sonlarına tarihlenir.
Müfide Kadri Türk ressam, besteci.
Bihzâd ya da tam sanıyla Üstâd Kemâleddin Bihzâd, geç Timurlular ve erken Safevîler dönemlerinde yaşamış İranlı minyatür sanatçısı ve Herat ve Tebriz'deki sultanlara ait minyatür atölyelerinin başı.
Eski Saray ya da Sarây-ı Atîk-i Âmire, İstanbul ili Fatih ilçesine bağlı Beyazıt mahallesinde Süleymaniye Camii ile Bayezid Camii arasında İstanbul Üniversitesi ana yerleşkesi içerisinde Osmanlı döneminde İstanbul'da inşa edilmiş ilk saray.
Osmanlı minyatür sanatı Osmanlı saray kültürünü yansıtarak el yazmaları gibi lüks öğeleri süsleyen genelde Padişah ve diğer yüksek mertebelilere sunulmuş bir sanat şeklidir. Minyatür sanatı İslam dünyasında özellikle yer bulmuş bir saray sanatıdır. Yüksek gelişmişliğe ve kapsamlılığa, geç Orta Çağ'da İran, Irak, Orta Asya ve Anadolu'da bulunan Türk ve Pers hanedanlıkları dönemlerinde erişmiştir. Osmanlı miniyatür sanatı, hep birlikte kitap sanatı olarak anılan Hat, Nakş, Tezhip, Ebru ve Cilt gibi birbiriyle ilişkili geleneksel sanatlardan biridir.
Ferik Tevfik Paşa Türk asker, ressam. İlk Türk ressamlarındandır. Osmanlı'da Batılı anlamda resim sanatını başlatan öncü isimlerin en başında anılabilecek Ferik Tevfik Paşa sarayda yetişmiştir. "Asker ressamlar" olarak anılan, Ferik İbrahim Paşa, Tevfik Paşa, Servili Ahmet Emin ve Osman Hamdi, Osmanlı'da Batı anlam ve tekniğindeki resim sanatının ilk temsilcileri, bir bakımdan da klasikleri olmuştur.
Surname-i Hümayun, 1582’de Padişah III. Murad’ın oğlu Şehzade Mehmet’in sünnet düğünü nedeniyle düzenlenmiş 52 gün süren şenlikleri anlatan Türkçe eserdir.
Bursa kemeri, mimari bir yapıda üst kısmında yatay bir doğru ile bağlanan iki dörtte bir daireden meydana gelen ve fazla bir taşıma gücü olmadığı için daha çok süsleme işlerinde kullanılmış olan kemere Türk mimarisinde verilen ad.
İran minyatürü, kağıt üzerinde süsleme yapılan küçük bir İran resmidir, ister kitap illüstrasyonu isterse ayrı bir sanat eseri olsun, murakka adı verilen bu tür çalışmalardan oluşan bir albümde tutulması amaçlanan ayrı bir sanat eseridir. Minyatür teknikleri, tezhipli el yazmalarındaki Batı Orta Çağ ve Bizans minyatür gelenekleriyle büyük ölçüde karşılaştırılabilir. Aynı derecede köklü bir Pers duvar resmi geleneği olmasına rağmen, minyatürlerin hayatta kalma oranı ve korunma durumu daha iyidir ve minyatürler Batı'da İran resminin en çok bilinen biçimidir ve en önemli örneklerin çoğu Batı veya Türk müzelerindedir. Minyatür resim, 13. yüzyılda İran sanatında önemli bir tür haline gelmiş, Moğol fetihlerinden sonra Çin etkisine girmiş ve geleneğin en yüksek noktasına 15. ve 16. yüzyıllarda ulaşılmıştır. Gelenek bundan sonra bir miktar Batı etkisi altında devam etti ve birçok modern yorumcusu var. İran minyatürü, başta Türkiye'deki Osmanlı minyatürü ve Hindistan alt kıtasındaki Babürlü minyatürü olmak üzere diğer İslami minyatür gelenekleri üzerinde baskın etkiye sahipti.
Fatih Sultan Mehmet'in Portresi, Venedikli ressam Gentile Bellini'nin Osmanlı padişahı II. Mehmed'i tasvir ettiği bir tablodur. Tablo, 1480'de Bellini tarafından diplomatik bir görev için bulunduğu İstanbul'dayken yapılmıştır. 15. yüzyılda Venedik ile Osmanlı İmparatorluğu arasında var olan önemli ekonomik ve diplomatik bağların bir kaydıdır. Bu tablodan önce, Osmanlılar yakın zamanda Konstantinopolis'i fethetmişlerdi. Bu, Venedik Cumhuriyeti'ni 1479'da Fatih Sultan Mehmed'in barış antlaşmasını kabul etmekten başka çaresi olmayan bir duruma soktu. Venedik, Akdeniz'e olan yakınlıkları nedeniyle Konstantinopolis'e ticari bağlarla aktif bir şekilde bağlıydı. Ham ipek, pamuk, tezhipli el yazmaları, kakma metal işleri ve baharatların ithalatı bu barış antlaşması olmasaydı durma noktasına gelirdi. Venedik Cumhuriyeti ile Osmanlı İmparatorluğu arasında bir barış antlaşması imzalandıktan sonra, Sultan II. Mehmed, sarayında bir İtalyan ressamın ikamet edip onun için resim yapmasını istediğine karar verdi ve bu görev İtalyan ressam Gentile Bellini'ye verildi.