İçeriğe atla

Nakşa Kuşatması (MÖ 499)

Nakşa Kuşatması

Kiklad Adaları ve Nakşa
TarihMÖ 499
Bölge
Sonuç Nakşa zaferi
Taraflar
Akamenid İmparatorluğu, MiletNakşa
Komutanlar ve liderler
Aristagoras, Megabates Bilinmiyor
Güçler
200 trireme[1] Yaklaşık 8 bin hoplit[2]
Kayıplar
? ?


Nakşa Kuşatması, MÖ 499 yılında Milet tiranı Aristagoras'ın, Akamenid İmparatoru I. Darius adına ve desteğiyle giriştiği bir kuşatma harekâtı olup başarısızlıkla sonuçlanmıştır. Aristagoras'ın bu harekâtı, 50 yıl sürecek Grek – Pers Savaşları'nın hemen öncesinde, etkileriyle bu savaşlara yol açan bir gelişmeler dizisine yol açmıştır.

Aristagoras'n Nakşa Adası'na saldırması, adalarına dönmenin bir yolunu arayan sürgündeki Nakşa soylularının kendisine başvurmasıyla hesaplanmış gibi görünmektedir. Milet'deki durumunu sağlamlaştırmak için bunu bir fırsat olarak gören Aristagoras, bağlı olduğu hükümdar I. Darius'tan ve Sard Satrab'ı Artaphernes'ten Nakşa'yı istila etmek için yardım istemiştir. Böylece oluşturulan Milet ve Pers kuvvetleri, Pers donanmasıyla Nakşa'ya sefere çıkmışlardır.

Sefer kısa sürede bir fiyaskoya dönüştü. Karyalı tarihçi Herodot'un anlatımına göre, Arsitagoras'la Pers generali Megabates Nakşa yaklaşımında tartıştılar ve içlerinden biri, muhemelen Megabates Nakşalılar'a yaklaşan kuvvetler konusunda istihbarat verdi. Kuvvetler çağın kuşatma yöntemleri gereğine uygun biçimde kenti kuşattılar. Ancak dört ay geçmesine karşın, hazırlıklı bir savunmanın karşısında sonuç elde edemediler. Bu sürenin sonuna gelindiğinde bu kuşatma için ayrılan parasal kaynaklar tükenmişti ve kuvvetler kuşatmayı kaldırıp geri dönmek zorunda kaldılar.

Bu başarısız seferin ardından bir tiran olarak görevden alınacağı endişesine kapılan Aristagoras, tüm İyon kent devletlerini I. Darius'a karşı bir ayaklanma yönünde kışkırtmaya girişmiştir. Ayaklanmayı bastırmak için Önasya'ya karşı üç yıl süren Pers saldırıları kesin bir sonuç getirmedi. Daha sonra Pers kuvvetleri yeniden toparlanıp bu kez ayaklanmanın merkezi sayılan Milet üzerine yüklendiler. Lade Deniz Muharebesi'nde İyon donanmasının ağır bir yenilgiye uğraması İyon Ayaklanmasını da çökertmiştir. İyon Ayaklanması'nın çözülmesiyle Önasya yeniden Pers kontrolüne geçmiş de olsa I. Darius, ayaklanmayı askeri yönden desteklemiş olan Atina ve Eretria'yı cezalandırmaya yemin etmişti. Dolayısıyla MÖ 492 yılında Yunanistan'ın istilası için başlatılan birinci Pers genel saldırısı, Nakşa'daki başarısız girişimin ve İyon Ayaklanması'nın bir sonucu olarak ortaya çıkmıştır.

Kaynakça

Herodot

İyon Ayaklanması konusunda esas itirbariyle birincil kaynak Karyalı tarihçi Herodot'tur.[3] "Tarihin babası" olarak bilinen[4] Herodot, MÖ 484 yılında Halikarnas'ta dünyaya gelmiştir. Grekçe Historia, Tarihler adlı çalışmasını yaklaşık olarak MÖ 440-430 yılları arasında kaleme almıştı. Tarihler, esas olarak Grek – Pers Savaşları'nın nedenlerini irdelemek üzere çalışılmış bir eserdir ve halen geçerli bir kaynak sayılmaktadır.[5] Herodot'un tarzı tümüyle öyküleştirme tarzıydı ve en azından batı toplumları açısından tanınan bir tarih anlatımı olarak görünüyordu.[5] Herodot'un, olayları tanrıların istek ve kaprislerine, kişilerin iddialarına dayanmadan ve olayların tarihsel değerlerini nispeten objektif vermesi, bir tarihçi için aranan bir nitelik dizisi olarak kabul edilmektedir.[5]

Tukididis

Herodot'tan sonraki, Tukididis gibi bazı tarihçiler, her ne kadar onun tarzını izlemişlerse de eleştirmekten de geri kalmamışlardır.[6][7] Bununla birlikte Tukididis kendi tarih çalışmasını, Herodot'un bıraktığı yerden, Sestos Kuşatması'ndan başlatmayı seçmiştir. Muhtemelen, Herodot'un çalışmasının düzeltilmeye ya da yeniden yazılmaya gerek duymayacak kadar doğru olduğunu düşünmüştü.[7] Plutarkhos da bir denemesinde Herodot'u yeterince Yunan yanlısı olmamakla suçlayarak eleştirmiş, "barbarperver" olarak tanımlamıştır.[8] Sonuç itibarıyla Rönesans Avrupa'sında çok okunmaya devam ediyor olsa da Herodot hakkında olumsuz bir yargı sürmüştür.[9] Ancak 19. yüzyıla gelindiğinde, yazdıkları bir kısım arkeolojik bulgularla defalarca desteklenince Herodot'un değeri kabul edilir olmuştur.[10] Günümüz yaygın görüşü, Herodot'un çalışmasının son derece değerli bir tarih kaydı olduğu yönündedir. Bununla birlikte, özellikle birliklerdeki mevcutlar ve tarihler konusunda verdiği ayrıntıların yer yer kuşkuyla karşılanması da söz konusu olmaktadır.[10] Öte yandan halen birçok tarihçi, Herodot'un anlatımının Pers karşıtı bir eğilimde olduğuna ve olayların, dramatik bir etki yaratmak amacıyla abartılmış ya da süslenmiş olduğu kanısındadır.[11] Herodot'ta Pers karşıtlığı yanında ilginçtir ki özellikle İyon Ayaklanması konusunda İyonlara karşı olan bir tarafgirliğe işaret eden çağdaş araştırmacılar vardır. Örneğin George Beardoe Grundy, Herodot'un "yaşamın herhangi bir bölümünde İyonya'lılar hakkında söylenecek hemen hiçbir iyi sözü" olmadığını yazmaktadır. İngiliz tarihçi Andrew Robert Burn[12] ise "kin doludur ve dürüst değildir" demektedir.[13]

Yakın geçmiş

Bronz Çağı Çöküşü ardından Antik Yunanistan'da saray ekonomilerinin çökmesiyle nüfusun önemli bir bölümü, daha güvenli bulunan Önasya'ya göç ederek oralarda yerleştiler.[14] Bu yerleşimciler Antik Yunanistan'ın dört ana kabilesinden üçü olan Aioller, İyonlar ve Dorlardır. İyon boyları, Lidya ve Karya kıyılarına yerleşerek İyonyayı oluşturacak 12 kent devleti kurdular.[14] Bu kentler Karya'da Milet, Myus, Priene, İyonya'da Efes, Colophon, Lebedos, Teos, Klozomenai, Phokaia, Erytrae ve Ege Adaları'nda Sisam ile Sakız'dır. İyon kent devletleri ünlü Lidya kıralı Krezüs tarafından MÖ 560 yılı civarında boyun eğdirilene kadar bağımsız kalmaya devam etmişlerdi.[15] Bu tarihten Akamenid İmparatorluğu'nu kuran II. Kiros tarafından yıkıldığı tarihe kadar (MÖ 564[16]) Lidya hakimiyetinde kaldılar.[17] Önasya'daki Pers yönetimi, özellikle Batı Anadolu kıyılarını ticari ilişkileri yönünden serbest bırakmıştı. "Ancak ekonomik ağırlık merkezi olan Batı Anadolu ile bağları kesilmiş olan Yunanistan, buradaki kolonileri Pers'lere karşı ayaklanmaları yönünde desteklemiştir."[18]

Öte yandan Pers İmparatorluğu için İyon kentlerini hakimiyet altında tutmak, istila edilmiş olan diğer imparatorluk bölgelerine oranla bazı güçlükler göstermektedir. II. Kiros, İmparatorluğun diğer bölgelerinde Musevi din adamları gibi, "seçkin" grupları, hakimiyetini güçlendirmek amacıyla desteklemiş, kollamıştı.[19] Söz konusu dönemde Yunanistan'da benzer bir seçkin zümre yoktu. Her ne kadar aristokrat bir toprak sahipliği varsa da bu sınıf kendi içinde birlik halinde değildi ve böyle olunca da kaçınılmaz olarak birbirine rakip durumdaydı.[19] Bu yüzden Pers Sarayı İyon kent devletlerinde bir tiranın yönetime gelmesini, kendilerini İyonya'nın iç çatışmalarına sürüklese de desteklemek durumunda kalmışlardır. Bir başka risk de bazı tiranların kendi yönetimlerini olabildiğince bağımsız kılma girişimleri olabilecekti ve bu tiranların bir şekilde değiştirilmesi zorunluydu.[19] Tiranlar da ayrıca zorlu bir işin üstesinden gelmeliydiler, vatandaşlarının Pers düşmanlığını yumuşatmalı, mümkünse gidermeli ve bu yolla Pers hakimiyetinin sürmesini garantilemeliydiler.[19]

İyonya'nın istilasından 40 yıl sonra, (ki Büyük Kiros'un ardından tahta çıkan üçüncü kraldı) Pers kralı I. Darius'un döneminde, Milet tiranı Aristagoras'ta kendini, bu içinden çıkılması güç durumda bulmuştur.[20] Aristagoras'ın amcası Histiaeus, MÖ 513 yılında I. Darius'la sefere katılmıştı. İstediği ödül sorulduğunda istila edilmiş Trakya topraklarının bir bölümünü talep etmiştir. Bu istek yerine getirilmekle birlikte Histiaeus'un hırsı, I. Darius'un danışmanlarının dikkatinden kaçmamıştır. Sonuçta, daha fazlasıyla ödüllendirildi ve Kral'ın yakın çevresine dahil edilerek kışlık başkent Susa'da kalması istendi.[20] Milet tahtını Histiaeus'tan Aristagoras devraldığında, kentte Pers hakimiyetine karşı duyulan hoşnutsuzluk artmaktaydı.

Nitekim Grek tarihinde bu dönem birçok Grek kent devletinde önemli sosyal ve siyasal değişimlerin yaşandığı bir dönemdir. Bu değişimler içinde belki de en önemlisi Atina demokrasisi'nin oluşmasıydı.[3] Nakşa Adası da Kiklad Adaları grubu içinde yer alan ve bu dönemde söz konusu politik çalkantılardan etkilenen bir adaydı. Ada, Sparta tarafından yerinden edildiği MÖ 524 yılına kadar, Atina tiranı Peisistratos'un desteklediği tiran Lygdamis'ın yönetiminde kalmıştır. Bu tarihten sonra yerli aristokrasi gelişti ve Ada, Ege adaları içinde en müreffeh ve güçlü adalardan biri haline geldi.[3][21] Aristokratların bu başarısına karşın Nakşa, sınıfsal gerilimler ve iç çekişmeler karşısında bütün bütün savunmasız değildi. Nitekim kısa bir süre sonra MÖ 500 öncesinde halk aristokratları dışlayarak siyasal erki ele geçirdi ve Ada'da demokrasiyi kurdu.[3][22]

Nakşa'dan sürgün edilmiş olan söz konusu aristokratlardan bazıları MÖ 500 yılında Aristagoras'a baş vurarak Ada'yı ele geçirmesi için teşvik ettiler.[23] Dahası, tüm seferin masraflarını karşılayacaklarına söz verdiler ve diğer Kiklad Adaları'nın da Darius'a boyun eğeceğini vadettiler.[24] Nakşa'yı istila etmekle Milet'teki durumunu güçlendireceğinin hesabını yapan Aristagoras, Lidya Satrap'ı Artaphernes'e bir teklifle yaklaşmıştır. Eğer Artaphernes, bir orduyla kendisini askeri yönden desteklerse, Nakşa'yı ele geçirdiğinde ki böylece I. Darius'un İmparatorluğu'nun sınırlarını genişletmiş olacaktır, ele geçen ganimetten, genişleteceği ordusunun maliyetini karşılamakta kullanabileceği bir pay verecekti. Artaphernes bu tekliften çok memnun kaldı ve Aritagoras'ın istediğ 100 gemi yerine 200 gemi vereceğini söyledi. Ancak önce sefer için I. Darius'un onayı alınmalıydı.[25] I. Darius bunu onaylayınca, ertesi yıl 200 trireme'den oluşan bir donanma Nakşa'ya saldırı için toplandı.[1]

Kuvvetler

Herodot tarafların güçleri hakkında kesin sayılar vermese de bu konuda yine de bir fikir vermektedir. Her şeyden önce, Nakşa kuvvetlerini tüm bir nüfus olarak düşünmek mümkündür, çünkü kendi kentleri ve toprakları için savaşacaklardır. Herodot Nakşa'nın 8 bin "kalkanlı asker" çıkarttığını belirtmektedir. Bunu, Nakşa'nın sekiz bin kadar askeri hoplit olarak donatabildiği şeklinde anlamak da olanaklıdır. Bu savaşçılar Nakşa savunmasının belkemiğini oluşturmaktaydı.[2]

Pers kuvvetleri öncelikle 200 civarında triremeye dayanıyordu.[1] Bu savaş gemilerinin yanında nakliye gemisi olup olmadığı hakkında bir bilgimiz yoktur. Bir triremenin en fazla 40-45 denizci taşıyabildiğini, fazla ağırlık yüzünden dengenin bozulacağını kabul etmek gerekir.[26] Dolayısıyla Pers kuvvetlerinin 8-9 bin askerden oluştuğu ileri sürülür. Ayrıca her gemi için yeterli sayıda kürekçi de sefere katılmıştır.

Muharebe öncesi

Pers ve Grek donanmalarında ana muharebe gemisi olan trireme

Pers filosu MÖ 499 yılının baharında gerektiği şekilde hazırlandı ve İyon sahillerine, Milet'e yelken açtı. Artaphernes ordunun ve donanmanın komutasını kendisinin ve Darius'un kuzeni Megabates'e vermiştir.[1] Gemiler, Aristagoras'ın donanma ve ordusundan oluşan kuvvetleri de alarak yeniden Kiklad Adaları'na gitmek üzere yelken açtılar. Donanma, Nakşa'yı kuşkulandırmamak için önce kuzeye, Çanakkale Boğazı istikametine yönelmiştir. Sakız Adası'na ulaştıktan sonra güneye çark ederek Kiklad Adaları'na yönelmiştir.[27] Herodot, Megabates'in gemilerin nöbetçilerini denetlerken (muhtemelen geceyi geçirmek için sahile yanaştıklarında), Myndos'tan (günümüzde Gümüşlük) bir gemide hiç nöbetçi bulunmadığını gördüğünü yazmaktadır. Herodot'un anlatımına göre olayın gelişimi şöyle olmuştur. Megabates muhafızlarına geminin kaptanını bulmaları için emir verdi. Gemi kaptanı, gemi kürek deliklerinden birine, başı gemi dışında, vücudu içeride olarak itilmiş olarak bırakılarak cezalandırıldı. Arkadaşının durumu hakkında bilgi Aristagoras'a iletildiğinde gidip Megabates'ten kararını gözden geçirmesini istedi. Magabates Aristagoras'ın isteğini geri çevirince kendisi gidip kaptanı kurtardı.[28] Megabates bu durumu öğrendiğinde çok sinirlenmiştir.[28] Aristagoras'ı bulup, "Artaphernes seni bana itaat etmek için, her nereye emredersem oraya yelken açmak için göndermedi mi? Şimdi her şeye burnunu sokman niye?" diyerek çıkışmıştır.[29] Herodot, bu olayla çileden çıkan Megabates'in Nakşa'ya bir tekneyle haber göndererek yaklaşmakta olan kuvvet hakkında uyardığını yazmaktadır.[29]

Bir Pers generalinin, hele I. Darius'un bir seferin komutasına atadığı bir generalin, kendi sorumluluğuna verilen bir askerî harekâtı sabote etmesini kuşkuyla karşılayan günümüz tarihçileri olası birkaç senaryo ileri sürmektedirler. Ancak Nakşalılar'ın bir istiladan nasıl haberdar olduklarını bugün için bilmek olanaksızdır. Fakat kesin olan şudur ki, bir şekilde haberdar oldular ve hazırlıklara başladılar.[30] Herodot'a göre Nakşalılar seferden önceden haberdar değildi. Bu konuda haber gelince, bir kuşatma altında dayanmayı sağlamak için tarlalardan her şeyi kent içine getirip erzak depoladılar ve surları güçlendirdiler.[31]

Kuşatma

Pers ve İyon kuvvetleri adaya ulaştıklarında iyi tahkim edilmiş bir savunmayla karşılaştılar. Ayrıca bol erzak depolanmıştı. Herodot açıkça belirtmez ama bu kent muhtemelen Ada'ya adını veren başkenttir. Herodot askerî harekâtlar hakkında birkaç ayrıntı vermektedir. Her şeyden önce muhtemelen kente bir ilk taarruz olmuştu fakat geri püskürtüldü. Bu başarısız saldırı ardından İyon ve Pers kuvvetleri kenti kuşatma altına aldılar. Ancak dört ay geçtiğinde, Aristagoras'ın harcamalarıyla da eldeki para ve erzak tükenmişti.[32] Bu durumda eli boş olarak geri dönmekten başka çare kalmamıştır. Ayrılmadan önce sürgün edilmiş aristokratlar için Ada'da güçlü bir tahkimat inşa edilmiştir.[33] İç karışıklıklar sonucu sürgün edilenlerin geri dönüşüne olanak sağlamak için onlara bir üs sağlamayı amaçlayan bu uygulama, Grek dünyasında alışıla geldik bir stratejidir.[34]

Sonuçları ve devamı

Nakşa seferi başarısızlıkla sonuçlanınca Aristagoras oldukça zor bir duruma düşmüştü. Her şeyden önce Artaphernes'e, vadetmiş olduğu gibi seferin maliyetlerini karşılayacak bir ödeme yapamıyordu. Öte yandan Pers kraliyet ailesi ile artık daha soğuk ilişkiler içinde olacaktı. Artaphernes tarafından görevden alınması her an beklenebilirdi. Bu durumdan kurtulmak için zor bir yol seçerek Milet halkını, kendi efendilerine karşı ayaklanmaya teşvik etti. Böylece İyon Ayaklanmasını başlatmış oldu.[35] Herodot İyon Ayaklanması'nı her ne kadar Aristagoras'ın kişisel endişe ve hırslarına bağlıyorsa da açıktır ki, yine Herodot'a göre Pers Sarayı tarafından dayatılan tiranların yönetimine karşı genel bir hoşnutsuzluk yaygındı ve bu durum olayları zaten bir ayaklanma yönünde geliştiriyordu.[3] Ancak Herodot'un ortaya attığı bu neden, ikincil bir neden olabilir. Esas neden bölgedeki Pers hakimiyetine karşı gelişen ya da geliştirilen karşı tutumdur.[36][not 1] Bu yüzden Aristagoras'ın her yerde tiranlık yerine demokrasi hükûmet şeklini geçirmesi, İyonya'nın tümüne yayılacak bir ayaklanmayı teşvik etmiştir.[37]

İyon Ayaklanması'nın askeri harekatları

Aristagoras Önasya'daki tüm Grek dünyasını ayaklanma içine çekmeyi başardı. Fakat, Pers kuvvetleriyle savaşabilmek için başka müttefiklere ihtiyaçları olduğunu da fark etmiştir.[38] Bu amaçla MÖ 499 kışında Yunanistan'a giderek müttefik bulmaya çalıştı. Ancak Sparta'yı ikna etmekte başarılı olamadı. Yine de Atina ve Eretria İyon Ayaklanması'nı desteklemeyi kabul etmişlerdir.[38] Atina'dan yirmi, Eretria'dan beş olmak üzere 25 triremeden oluşan bir müttefik kuvveti MÖ 498 baharında iyonya'ya doğru denize açılmıştır.[39] Bu filo, Efes yakınlarında İyonya esas kuvvetleriyle birleşti.[40] Daha sonra bu kuvvet Efesliler'in önderliğinde Artaphernes'in satraplık başkenti Sard'a yürümüştür.[39] Saldırı Sard'daki Pers kuvvetlerini hazırlıksız yakaladı ve aşağı şehri ele geçirdi.[40] Ancak aşağı şehirde yangın çıkması ve hızla yayılması nedeniyle muharebe etmek güçleşince Grek kuvvetleri yukarı şehri kuşatmayı bırakarak Efes'e geri çekildiler.[41] Bu arada Sard'a saldırıldığı haberinin ulaşması üzerine Önasya'daki Pers birlikleri toparlanıp Sard'a yürüşe geçmişlerdir.[42] Kente ulaştıklarında düşmanlarının geri çekildiğini öğrendiler. Bunun üzerine Grek ve İyon kuvvetlerinin peşine takılmış ve Efes dışında onlara yetişmişlerdir.[43] Yorgun ve moralsiz bu kuvvetler ister istemez muharebeye girdiler ve Efes Muharebesi sonucunda ağır bir bozguna uğradılar.[39] İyon birlikleri kendi kentlerini korumak için geri çekildiler. Atina ve Eretria kuvvetlerinden sağ kalanlar ise gemilere kaçmayı başardılar ve Yunanistan'a dönmek üzere denize açıldılar.[39][44]

Bu yenilgiye karşın ayaklanma hızla yayılmıştır. İyon kent devletleri Çanakkale Boğazı'na ve Marmara Denizi'ne asker gönderdiler, Byzantion'u ve diğer yakın kentleri aldılar. Bu arada Karya da ayaklanmaya katıldı.[45] Önasya'da İyon Ayaklanması'nın bu şekilde yayılması Kıbrıs Kralını da teşvik etti ve Kıbrıs da Pers hakimiyetine karşı baş kaldırdı.[46] İzleyen üç yıl boyunca Pers ordusu ve donanması Karya ve Kıbrıs'taki ayaklanmalarla savaştı. Bu süre içinde İyonya'da nispeten hareketsiz fakat huzursuz bir durum hakimdir.[34] Bu Pers karşı taarruzlarının doruğa ulaşmasıyla Aristagoras durumunun savunmasız olduğunu fark ederek Milet'in ve ayaklanmanın liderliğini bırakarak Milet'ten ayrılmıştır. Aristagoras hakkında açıkça olumsuz bir bakış açısına sahip olan Herodot, Aristagoras'ın sinirlenin bozulduğunu ve kaçtığını yazmaktadır. Aristagoras yanındakilerle birlikte Trakya'ya çekilmiştir.[47] Myrcinus kentinde kontrolü ele geçirerek bölgedeki Trak kabilelere karşı akınlar başlattı.[48] Fakat bu akınlardan birinde, muhtemelen MÖ 497 ya da 496 yılında Traklar tarafından öldürüldü.[48][49]

Ayaklanmanın altıncı yılına gelindiğinde Önasya'daki Pers kuvvetleri yeniden tertiplendiler. Mevcut kara unsurları bir ordu halinde teşkillendi. Donanma ise Mısır, Kilikya ve Fenike ile bastırılan ayaklanmadan sonra yeniden Pers hakimiyetine giren Kıbrıs gemilerinden oluşturuldu.[50] Pers kuvvetleri, diğer direnek noktalarına fazlaca önem vermeden doğrudan doğruya, İyon Ayaklanması'nın merkezi sayılan Milet üzerine yürümüşlerdir. Miletliler kentlerini deniz yaklaşımında savunmayı seçmiştiler. İyon filosu, Milet körfezi'nin dışında Lade Adası civarında toplanmıştır.[50] Pers filosu komutanlığı, Lade açıklarında girişilecek bir deniz muharebesinin sonucundan emin olamadığı için dolaylı bir yol seçerek bazı İyon birliklerini çekilmek konusunda ikna etmenin yollarını aramıştır.[51] Başlarda bu girişimden herhangi bir sonuç elde edilemedi. Lakin Pers kuvvetleri İyon kuvvetlerine saldırdığında, Lade Deniz Muharebesi'nin hemen öncesinde Sisam, Pers tekliflerini kabul etmeye yanaşmıştır. Pers filosuyla İyon filosu karşı karşıya geldiğinde Sisam filosu, çark ederek savaş alanından ayrılmıştır. Sonuçta güçten düşen İyon filosu bozguna uğradı.[52] Sakız Adası'ndan ve diğer bazı ayaklanmaya katılmış olan bölgelerden gemiler savaşa katıldılar ve cesurca dövüştülerse de savaş kaybedildi.[53]

Lade Deniz Muharebesi'nin yenilgisi İyon Ayaklanması'nın da sonu olmuştur. Bunun ardından karaya çıkarak Milet'e ilerleyen Pers Ordusu kenti yakın bir kuşatma altına aldı. Kent duvarlarının altını kazarak duvarlardan taşları sökmek dahil her türlü kuşatma tekniğini ve silahını kullanarak kenti düşürene kadar yüklendiler. Sonunda kente girdiler.[54] Herodot'un yazdıklarına göre erkeklerin çoğu öldürüldü, kadınlar ve çocuklarsa köle edildi.[55]

Ertesi yıl Pers kuvvetleri İyon Ayaklanması'nın son direnek noktalarını da ezdiler.[56] Ardından Önasya'ya aşama aşama bir barış düzeni oturttular.[57] İyon Ayaklanması, Grek dünyası ile Pers İmparatorluğu arasındaki ilk geniş kapsamlı çatışma olmuştur. Bu nedenle Grek – Pers Savaşları'nın da ilk evresi olarak görülmektedir. Önasya yeniden Pers hakimiyetine girmiş olsa da I. Darius, İyon Ayaklanması'na askeri olarak destek sağladıkları için Atina ve Eretria'yı cezalandırmaya yemin etmişti.[58] Öte yandan çok sayıdaki Grek kent devletleri İmparatorluk için halen bir tehdit olarak varlıklarını sürdürmektedir. Bu yüzden I. Darius, MÖ 492 yılında tüm Yunanistan'ı istila etmeye karar vermiştir. Yunanistan'a yönelen birinci Pers genel saldırısı, Grek – Pers Savaşları'nın, İyon Ayaklanması'nın bir sonraki evresi olarak ortaya çıkmıştır.[58]

Notlar

  1. ^ Herodot'un tarih yazımının neden-sonuç ilişkileri vermediği, olayların kaydı niteliği taşıdığı kabul edilir. (forum-arkeo.tr) 10 Şubat 2015 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.

Kaynakça

  1. ^ a b c d "Herodot, 5.32". 21 Aralık 2012 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 25 Kasım 2012. 
  2. ^ a b "Herodot, 5.30.4". 25 Ekim 2012 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 25 Kasım 2012. 
  3. ^ a b c d e Fine, Sh.: 269–277. 5 Şubat 2012 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.
  4. ^ Cicero, On the Laws I, 5
  5. ^ a b c Holland, Sh.: xvixvii.
  6. ^ Thucydides, History of the Peloponnesian War, e.g. I, 22 5 Nisan 2008 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.
  7. ^ a b Finley, Sh.: 15.
  8. ^ Holland, Sh.: xxiv.
  9. ^ David Pipes, Herodotus: Father of History, Father of Lies
  10. ^ a b Holland, Sh.: 377.
  11. ^ Fehling, Sh.: 1–277.
  12. ^ "Britannica". 16 Mart 2014 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 21 Nisan 2012. 
  13. ^ J. A. S. Evans, Herodotos ve İonia İsyanı 3 Haziran 2018 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. (Çeviri: Ömer Çapar) – Anadolu (Anatolia) Dergisi (Ankara Üniversitesi) Sayı 24, Sh.: 79
  14. ^ a b Herodotus I, 142–151 15 Eylül 2019 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.
  15. ^ Herodotus I, 142 15 Eylül 2019 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.
  16. ^ "Herodot". 29 Haziran 2011 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 21 Nisan 2012. 
  17. ^ Herodotus I, 141 15 Eylül 2019 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.
  18. ^ Hale Güney, Soloı-Pompeıopolis Sikkeleri 3 Haziran 2012 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. – Yüksek Lisans Tezi, Sh.: 40
  19. ^ a b c d Holland, Sh.: 147–151.
  20. ^ a b Holland, Sh.: 153–154.
  21. ^ "Herodot, 5.28". 23 Ekim 2012 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 27 Kasım 2012. 
  22. ^ Lloyd, Sh.: 143.
  23. ^ "Herodot, 5.30.1-3". 25 Ekim 2012 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 25 Kasım 2012. 
  24. ^ "Herodot, 5.30.6". 25 Ekim 2012 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 25 Kasım 2012. 
  25. ^ "Herodot, 5.31.1-3". 5 Kasım 2012 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 25 Kasım 2012. 
  26. ^ Goldsworthy, Sh.: 103.
  27. ^ "Herodot, 5.33.1". 22 Ekim 2012 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 25 Kasım 2012. 
  28. ^ a b "Herodot, 5.33.2". 22 Ekim 2012 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 25 Kasım 2012. 
  29. ^ a b "Herodot, 5.33.4". 24 Aralık 2012 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 25 Kasım 2012. 
  30. ^ Keaveney, Sh.: 76.
  31. ^ "Herodot, 5.34.1". 26 Kasım 2012 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 25 Kasım 2012. 
  32. ^ "Herodot, 5.34.2". 4 Kasım 2012 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 25 Kasım 2012. 
  33. ^ "Herodot, 5.34.3". 4 Kasım 2012 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 25 Kasım 2012. 
  34. ^ a b Boardman et al, Sh.: 481–490. 8 Mart 2012 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.
  35. ^ "Herodot, 5.35.1". 20 Kasım 2012 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 27 Kasım 2012. 
  36. ^ "Eski Yunan Uygarlığı'nın Klasik Çağı". 10 Şubat 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 21 Nisan 2012. 
  37. ^ Holland, Sh.: 155–157.
  38. ^ a b Holland, Sh.: 157–159.
  39. ^ a b c d Holland, Sh.: 160–162.
  40. ^ a b "Herodot, 5.100.1". 23 Ekim 2012 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 28 Kasım 2012. 
  41. ^ "Herodoti-, 5.101.3". 22 Ekim 2012 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 28 Kasım 2012. 
  42. ^ "Herodot, 5.102.1". 23 Ekim 2012 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 28 Kasım 2012. 
  43. ^ "Herodot, 5.102.2". 23 Ekim 2012 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 28 Kasım 2012. 
  44. ^ "Herodot, 5.102.3". 23 Aralık 2012 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 28 Kasım 2012. 
  45. ^ "Herodot, 5.103.2". 23 Ekim 2012 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 28 Kasım 2012. 
  46. ^ "Herodot, 5.104.1 - 3". 24 Ekim 2012 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 28 Kasım 2012. 
  47. ^ "Herodot, 5.126.1". 21 Ekim 2012 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 28 Kasım 2012. 
  48. ^ a b "Herodot, 5.126.2". 21 Ekim 2012 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 28 Kasım 2012. 
  49. ^ Thucydides IV, 102 5 Nisan 2008 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.
  50. ^ a b "Herodot, 6.6.1". 3 Kasım 2012 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 28 Kasım 2012. 
  51. ^ "Herodot, 6.9.2 -3". 21 Ekim 2012 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 28 Kasım 2012. 
  52. ^ Herodotus VI, 13 15 Eylül 2019 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.
  53. ^ "Herodot, 6.15.1 - 2". 3 Kasım 2012 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 28 Kasım 2012. 
  54. ^ "Herodot, 6.18". 26 Ekim 2012 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 28 Kasım 2012. 
  55. ^ "Herodot, 6.19.3". 23 Ekim 2012 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 28 Kasım 2012. 
  56. ^ "Herodot, 6.31.2". 4 Kasım 2012 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 28 Kasım 2012. 
  57. ^ "Herodot, 6.42 - 43". 25 Ekim 2012 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 28 Kasım 2012. 
  58. ^ a b Holland, Sh.: 175–177.

Kaynakça

Antik kaynaklar

* Histories 5. Kitap Terpsikhore2 Kasım 2012 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.
* Herodotos, Tarih - Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları
  • Thucydides, History of The Peloponnesian Wars
  • Diodorus Siculus, Library
  • Cicero, On the Laws

Çağdaş kaynaklar

  • The Cambridge Ancient History, vol. 5. Cambridge University Press (1988)
  • D. Fehling, Herodotus and His "Sources": Citation, Invention, and Narrative Art (1989)
  • JVA Fine, The Ancient Greeks: A Critical History. Harvard University Press (1983)
  • Moses Finley, Thucydides – History of the Peloponnesian War Penguin (1972)
  • A. Goldsworthy, The Fall of Carthage. Cassel (2003)
  • Tom Holland, Persian Fire: The First World Empire and the Battle for the West Doubleday (2006)
  • A. Keaveney, The Attack on Naxos: A 'Forgotten Cause' of the Ionian Revolt (1988)
  • J.F. Lazenby, The Defence of Greece 490–479 BC Aris & Phillips Ltd (1993)
  • A. Lloyd, Marathon: The Crucial Battle That Created Western Democracy Souvenir Press (2004)

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Herodot</span> Antik Yunan tarihçi ve yazar (MÖ 484–425)

Herodot veya Herodotos, Ahameniş İmparatorluğu'nun bir parçası olan Karya bölgesinden, Yunan şehri Halikarnassos'ta doğmuş bir Yunan tarihçi, coğrafyacı ve yazardır. Sonradan Magna Graecia 'daki Thurii vatandaşlığına geçmiştir. Yunan-Pers Savaşları'nın ayrıntılı bir anlatımı olan Tarihler'i yazmasıyla tanınır. Herodot, tarihi olayların sistematik araştırmasını yapan ilk tarihçiydi. Antik Roma'da, ünlü Romalı hatip Cicero'nun ona verdiği Tarihin Babası unvanıyla anılmış ve tanınmıştır.

<span class="mw-page-title-main">İyonya</span> Anadoluda bugünkü İzmir ve Aydın illerinin sahil şeridine Antik Çağda verilen ad

İyonya, Anadolu'da bugünkü İzmir ve Aydın illerinin sahil şeridine Antik Çağ'da verilen addır. Dor istilası sonucu Yunanistan'dan kaçan Akalar tarafından Ayvalık, Efes, Foça, İzmir, Kuşadası, Milet ve Milas çevresinde kurulmuşlardır. Dünyanın yedi harikası arasında gösterilen Efes Artemis Tapınağı İyonyalılar döneminde inşa edilmiştir.

<span class="mw-page-title-main">I. Serhas</span> Ahameniş İmparatorluğunun beşinci kralı

I. Serhas veya Kserkses (خشايارشا)‎)(hükümdarlık: MÖ 486 – 465) Ahameniş İmparatorluğu'nun Pers kralıydı. Yunanca Eski Pers hükümdar adlarından Xšayāršā (Hşayarşa) sözcüğünden gelen Serhas, "kahramanlar kralı" anlamına gelmektedir.

<span class="mw-page-title-main">Thermopylae Muharebesi</span> Perslerin Yunanistanı ikinci kez işgali sırasında gerçekleşen bir muharebe

Thermopylae Muharebesi, Ahameniş İmparatorluğu'nun Yunanistan'ı ikinci kez işgali sırasında gerçekleşen üç günlük bir muharebedir. Muharebe, Sparta Kralı I. Leonidas'ın komutasındaki Yunan Şehir Devletleri ittifakı kuvvetleri ile I. Serhas komutasındaki Pers kuvvetleri arasında cereyan etmiştir. Pers ve Yunan kuvvetleri, M.Ö. 480 yılının Ağustos ya da Eylül ayında, Artemision Deniz Muharebesi ile aynı günlerde, Ege Denizi sahiline yakın Termofil Geçidi'nde karşılaşmıştır.

<span class="mw-page-title-main">Maraton Muharebesi</span>

Maraton Muharebesi, Yunanistan'a birinci Pers saldırısı sırasında, MÖ 490 yılında Platea'dan gelen destek birliğiyle takviye edilmiş Atina kuvvetleri ile General Datis komutasındaki Ahameniş Ordusu arasında Maraton Ovası'nda gerçekleşen bir muharebe. Muharebe, I. Darius'un Yunan kent devletlerine, özellikle de Atina ve Sparta'ya boyun eğdirme yönündeki askeri girişiminin doruk noktası sayılmaktadır. Yunanistan'a İlk Pers Saldırısı, Batı Anadolu'daki İyon kent devletlerinin Pers hakimiyetini yıkmak için giriştikleri İyon Ayaklanması'nı, Atina ve Eretria'nın askeri olarak desteklenmesine bir tepki olarak ortaya çıkmıştır. Atina ve Eretria birlikleri, İyon kuvvetleriyle birlikte Sard'ın aşağı kentini ele geçirmeyi ve yakmayı başardılar. Ancak geri çekilirken Efes yakınlarında muharebeye girmeye zorlandılar ve Efes Muharebesi'nde ağır kayıplarla bozguna uğradılar. Bu baskın tarzı sefer yüzünden I. Darius Atina ve Eretria'yı yakıp yıkmaya yemin etmiştir. Bu sıralarda Atina ve Sparta, Antik Yunanistan'daki en büyük iki kent devletiydi.

Helenistik Dönem, Büyük İskender'in istilalarıyla başlayan, Antik Dünya'da Grek etkisinin doruğa ulaştığı dönemdir. Dönem, Klasik Grek Dönemini izlemiştir ve Helenistik Dönem'in ardından, Klasik Grek egemenliğindeki bölge Roma Cumhuriyeti hakimiyetine geçmiştir. Bu dönemde dahi Klasik Grek kültürü hâlen Roma hakimiyetine sızmıştır. Öyle ki Latincenin yanı sıra Grekçe konuşulmaya ve yazılmaya devam edildi. Helenistik Dönem bazen, Klasik Grek Uygarlığı'nın gerileme ve çöküş dönemi olarak görülmektedir. Bir başka açıdan da Klasik Grek Uygarlığı ile Roma Uygarlığı arasında bir geçiş dönemi olarak görülür. Dönemin başlangıcı çoğu kez Büyük İskender'in ölüm tarihi olan MÖ 323 olarak alınır. Dönemin sonu ise Yunanistan Yarımadası'nın Roma Cumhuriyeti tarafından işgal edildiği MÖ 146 olarak kabul edilir. Bazı tarihçiler ise Büyük İskender'in imparatorluğu'ndan kalan son devlet olan Ptolemaios Hanedanlığı'nın Aktium Savaşı'nda yenilgiye uğrayıp yıkıldığı tarih olan MÖ 31-30 tarihini Dönem'in sonu olarak kabul ederler.

<span class="mw-page-title-main">Salamis Deniz Muharebesi</span>

Salamis Deniz Muharebesi, Grek kent devletleri ittifakı ile Ahameniş İmparatorluğu arasında MÖ 480 yılı Eylül ayında gerçekleşen bir deniz muharebesidir. Muharebe, Saron Körfezi'nde, Salamis Adası ile Yunanistan anakarası arasındaki boğazda gerçekleşmiştir. Yunanistan'da MÖ 480 yılında başlayan Pers istilasının en kritik anıdır. Pers Ordusu'nun ilerlemesini durdurmak için küçük bir Grek kuvveti Thermopylae Geçidi'ni tutarken, Atina gemilerinin ağırlığını oluşturduğu bir müttefik filosu da Artemision Boğazı yakınlarında Pers Donanması'nı engellemeyi amaçlamıştı. Thermopylae Muharebesi'nin sonucunda Grek artçı kuvvetleri tümüyle imha edilmiş, ana kuvvetler çekilmeyi başarmıştı. Artemision'da ise Grek İttifakı Donanması Herodot'a göre denk bir muharebe sonucunda ağır kayıplara uğramış ve Thermopylae Geçidi'nin Grek kontrolünden çıkması üzerine geri çekilmiştir. Ardından Pers Ordusu Boeotia'yı ve Attika'yı istila etmiştir. Diğer tarafta Grek İttifakı karada Korint Kıstağı'nda savunma hazırlıkları yaparken Grek donanması da Salamis Adası'na çekilmiştir.

<span class="mw-page-title-main">Pers-Yunan savaşları</span> İşgalci Pers İmparatorluğu ile özgürlükçü Yunan şehir devletleri arasındakı savaşlar dizisi

Pers-Yunan savaşları,, Ahameniş İmparatorluğu ile Yunan kent devletleri arasında MÖ 500 ile MÖ 459 arasında gerçekleşen bir dizi muharebedir. Politik olarak bölünmüş Antik Yunanistan'la, dönemin en güçlü imparatorluğu olan Pers İmparatorluğu arasındaki çatışmalar, esasen Büyük Kiros'un, MÖ 547 yılında İyonya'yı istila etmesiyle başlamıştı. Gerçekte Grek dünyası açısından Pers İmparatorluğu ile aradaki düşmanlık, İmparatorluk'un Büyük İskender'in seferi sonunda dağılmasına kadar iki yüzyıldan fazla bir süre devam etmiştir. Bu düşmanlık, Pers ordularının Yunanistan'a karşı MÖ 490'da ve MÖ 480-479 yıllarındaki iki saldırısıyla sıcak çatışmaya dönüşmüştü.

<span class="mw-page-title-main">Platea Muharebesi</span>

Platea Savaşı, Antik Yunanistan'da yapılan son büyük Yunan-Pers savaşıdır. MÖ 479 yılında Perslere karşı Sparta, Atina, Korint, Megara gibi Yunan şehir devletleri arasında gerçekleşmiştir.

<span class="mw-page-title-main">Pamfilya</span> Anadolunun güneyinde var olmuş antik bölge

Pamfilya, Anadolu'nun güneyinde Aksu çayının doğusundan başlayarak Antalya ilinin doğusuna kapsayan antik Likya Birliği ve Kilikya arasında kalan bölgedir. Pamfilya, büyük ölçüde Hititler döneminde Tarhuntaşşa adıyla bilinen bölgeye denk düşmektedir.

<span class="mw-page-title-main">Lade Deniz Muharebesi</span>

Lade Deniz Muharebesi, İyon Ayaklanması sırasında MÖ 494 yılında gerçekleşen bir deniz muharebesidir. Muharebe, Midilli Adası'nın da katıldığı İyon kent devletleri ittifakı ile I. Darius'un Akamenid imparatorluğu arasında yapıldı ve Pers donanmasının açık zaferiyle İyon Ayaklanması'nı kesin biçimde sona erdirdi.

<span class="mw-page-title-main">İyonya Ayaklanması</span>

İyonya Ayaklanması Aiolis, Doris, Kıbrıs ve Karya'nın birleşmesiyle, Önasya üzerindeki Ahameniş İmparatorluğu hakimiyetine karşı geliştirdikleri, MÖ 499–493 tarihleri arasında gerçekleşen askerî bir ayaklanmadır. İyonya şehir devletlerini ayaklanmaya iten neden esas itibarıyla Önasya üzerindeki Pers hakimiyetiydi. Öte yandan Milet'in iki tiranının, Histiaeus ile Aristagoras'ın kişisel karar ve uygulamaları, ayaklanmayı başlatan ve sürükleyen görünürdeki ana dinamikler olmuştur.

<span class="mw-page-title-main">Eretria Kuşatması</span>

Eretria Kuşatması MÖ 490 yılında Yunanistan'a Birinci Pers Saldırısı sırasında gerçekleştirilmiş bir kuşatma harekâtıdır. Eğriboz Adası'ndaki Eretria kenti, General Datis ve Artaphernes komutasındaki güçlü Pers kuvvetlerince kuşatılmıştır. Yunanistan'a Birinci Pers Saldırısı, İyon şehir devletlerinin Pers hakimiyetini yıkmak için kalkıştıkları İyon Ayaklanması sırasında Ege'ye askerî güç göndermiş olmalarına bir karşılık vermedir. İyon Ayaklanması'nın başlarında Eretria ve Atina kuvvetlerinin desteğiyle İyon ordusu Sard'ın aşağı şehrini ele geçirmeyi başardı ve kentte yangın çıktı. Ancak yukarı kenti alamadılar ve geri çekilme sırasında Efes Muharebesi'nde ağır kayıplara uğradılar. Bu akın karşısında Pers Kralı I. Darius'un Atina ve Eretria'dan öç almaya yemin etmiştir.

<span class="mw-page-title-main">Yunanistan'a birinci Pers saldırısı</span>

Yunanistan'a birinci Pers saldırısı, Yunan-Pers Savaşları'nın bir bölümü olarak MÖ 492-490 yıları arasında gerçekleşen ve Atina ordusunun Maraton Muharebesi'ndeki kesin zaferiyle sona eren savaştır. Yunanistan'ın istilasını amaçlayan harekât, iki ayrı sefer olarak Ahameniş İmparatoru I. Darius'un emriyle başlatıldı. I. Darius'un öncelikli hedefi, İyon Ayaklanması'nı askeri yönden destekleyen Atina ve Eretria şehir devletlerinden öç almaktı. I. Darius, bu durumu aynı zamanda İmparatorluğu'nun sınırlarını Avrupa topraklarında genişletmek ve imparatorluğun batı sınırlarını güven altına almak için bir fırsat olarak değerlendirmek istemiştir.

<span class="mw-page-title-main">Attika-Delos Deniz Birliği</span> Atina hegemonyası altındaki antik Yunan şehirleri birliği

Attika-Delos Birliği, MÖ 477 yılında, sayıları 150 – 173 arasında olan Grek kent devletleri arasında oluşturulan ve MÖ 404 yılına kadar devam eden askeri - politik bir birliktir. Birliğin oluşturulması Atina'nın girişimleriyle sağlanmış ve liderliği Atina tarafından üstlenilmiştir. Atina, Sparta'nın ve Yunanistan'daki bir kısım kent devletlerinin desteğiyle Ahameniş İmparatorluğu'nun Yunanistan'ı istila girişimine karşı yürüttüğü mücadelenin ardından Ege Denizi ve Batı Anadolu Bölgesi'ndeki Pers direnek noktalarına yönelik saldırılara girişmişti. Bu saldırılarla, yerel destek de sağlanarak Ege Adaları'nın ve Batı Anadolu'nun Grek kent devletlerinin Pers hakimiyetinden kurtulması sağlanmış ve böylelikle bir güç birliği oluşturulmuştu. Günümüz Batılı kaynaklarda Birlik'in adlandırılması, başlangıçtaki resmi toplantı yeri olan Delos Adası'na dayandırılarak Delos Birliği olarak yapılır. Bununla birlikte Perikles MÖ 454 yılında resmi toplantı merkezini Atina'ya taşımıştır. Türkçe kaynakların bir kısmında da bu şekilde ya da Attika-Delos Deniz Birliği olarak geçer.

<span class="mw-page-title-main">Artemision Deniz Muharebesi</span>

Artemision Deniz Muharebesi, Pers İmparatorluğu'nun Yunanistan'a İkinci Pers Saldırısı sırasında, üç gün içinde gerçekleşen bir dizi deniz muharebesidir. Muharebe Eğriboz Adası açıklarında gerçekleşmiş olup, MÖ 480 yılının Ağustos ya da Eylül ayında, Yunan-Pers Savaşları'nın ünlü muharebesi Thermopylae Muharebesi ile aynı tarihlerdedir. Bir yanda Sparta, Atina, Korint ve diğer Grek kent devletlerinin donanmalarından oluşan Grek İttifakı Donanması'yla, diğer yanda I. Serhas'ın Akamenid İmparatorluğu Donanması arasında gerçekleşmiştir.

<span class="mw-page-title-main">Mykale Muharebesi</span>

Mykale Muharebesi, Yunan-Pers Savaşları'nın ikinci evresi sayılan Yunanistan'a İkinci Pers Saldırısı sırasında gerçekleşen ve bu Pers seferini sona erdiren önemli iki muharebeden biridir. Muharebe, MÖ 479 yılının 27 Ağustos'u ya da civarında Batı Anadolu kıyılarındaki, antik adı Mykale olan Dilek Dağı yamaçlarında, Grek kent devletleri İttifakı ile Akamenid İmparatorluğu kuvvetleri arasında yapılmıştır. Bizzat I. Serhas'ın komutası altında Yunanistan'a İkinci Pers Saldırısı'nın başlarında Pers kuvvetleri Thermopylae Muharebesi'nde ve Artemision Deniz Muharebesi'nde başarı kazanarak Teselya, Boeotia ve Attika'yı istila ettiler. Ancak daha sonra Salamis Deniz Muharebesi'nde Pers Donanması ağır bir darbe almıştır. Bu muharebeyle Pers kuvvetlerinin Mora Yarımadası'nı istilasının önüne geçilmiş oldu. Donanmanın büyük kısmını kaybeden I. Serhas Pers Ordusu'nun önemli bir parçasıyla Asya'ya çekilirken General Mardonius komutasında seçkin birliklerini, Yunanistan'ın istilasına devam etme göreviyle Yunanistan'da bırakmıştır.

<span class="mw-page-title-main">Yunanistan'a ikinci Pers saldırısı</span>

Yunanistan'a İkinci Pers Saldırısı, MÖ 480 - 479 yıllarında Akamenid İmparatorluğu Kralı I. Serhas'ın Yunanistan'ı istila için giriştiği ikinci Pers seferdir. Yunan-Pers Savaşları'nın ikinci bölümü olarak kabul edilir. İstila, I. Darius'un MÖ 492 – 490 yıllarında giriştiği ve Maraton Muharebesi'ndeki Pers yenilgisiyle sona eren ilk istila gişiminin bir yenilenmesiydi. Hazırlıkları I. Darius tarafından başlatılan bu sefer, ölümü üzerine tahta geçen oğlu I. Serhas tarafından devam ettirildi. Serhas, bu hazırlıkların sonunda güçlü bir kara ordusu ile donanma vücuda getirmiştir. Atina ve Sparta liderliğinde 70 kadar Grek kent devleti Pers istilasına karşı güçbirliği içinde koymak üzere bir ittifak oluşturdular. Ancak Yunanistan'daki birçok kent devleti ya tarafsız kaldı ya da Serhas'a boyun eğdi.

<span class="mw-page-title-main">I. Peloponez Savaşı</span>

I. Peloponez Savaşı, MÖ 460 – 446 yılları arasında, Sparta'nın başat güç olduğu Peloponez Birliği ile Atina İmparatorluğu ve bazı müttefikleri arasında gerçekleşen bir dizi muharebedir. Bu çatışmalara yer yer başta Thebai olmak üzere Sparta müttefikleri ve Atina tarafında Argos da katılmıştır. Savaş, görünürdeki birkaç nedene bağlanmaktadır. Bunlar, Atina'nın kent ile liman arasında "uzun duvarlar" olarak adlandırdığı surları inşa etmesi, Attika'daki Megara kentinin Peloponez Birliği'nden ayrılması ve Atina İmparatorluğu'nun gelişmesinden Sparta'nın duyduğu tedirginlik olarak verilmektedir. Savaş MÖ 460 yılında Oenoe Muharebesi'yle başlamıştır. Atina savaşın ilk evrelerinde üstün donanması sayesinde denizde bazı başarılar elde etmiştir. Kara muharebelerinde de başarılı sonuçlar elde ettiler. Bununla birlikte MÖ 457 yılında Sparta ve müttefikleri karşısında Tanagra Muharebesi'nde yenilgiye uğradılar. Ancak bir Atina karşı taarruzuyla Boeotia kuvvetleri Oenophyta Muharebesi'nde ezici bir yenilgiye uğratıldı. Ardından Atina kuvvetleri Thebai hariç olmak üzere tüm Boeotia topraklarını istila etmiştir. Daha sonra Atina Aegina donanmasını yenerek kenti kuşattı, düşürdü ve Mora Yarımadası kıyılarını yakıp yıkarak savaştaki durumunu sağlamlaştırmıştır. Ancak Atina'nın Mısır'a gönderdiği donanma ve ordunun MÖ 454 yılında yenilgiye uğraması durumu Atina açısından kötüleştirmiştir. Bunun üzerine Sparta ile beş yıllık bir ateşkes antlaşması yapılmıştır. Bu ateşkes süresinin sona ermesinin ardından MÖ 448 yılında savaş, II. Kutsal Savaş'la yeniden başlamıştır. Daha sonra MÖ 446 yılında Boeotia ayaklandı, Atina kuvvetlerini Koronea Muharebesi'nde yenilgiye uğratarak yeniden bağımsızlığını kazandı. I. Peloponez Savaşı, Atina ile Sparta arasında, Otuz Yıl Barışı olarak bilinen bir barış antlaşmasıyla sona erdirilmiştir. Antlaşma MÖ 446 – 445 kışında yapılmıştır. Bu antlaşmanın hükümlerine göre her iki taraf da kendi topraklarına çekilecektir. Atina denizde hakim durumunu sürdürürken Sparta da karada hakim durumda kalmıştır. Savaş sonunda Megara Peloponez Birliği'ne dönmüştür. Aegina ise Attik Delos Birliği'nin vergisini ödeyen otonom bir üyesi oldu. Peloponez Birliği ve Atina İmparatorluğu arasında yeniden, MÖ 431 yılında savaş başladı ve Atina'nın Sparta tarafından işgal edildiği MÖ 404 yılına kadar sürdü. Sonuç, Attik Delos Birliği'nin dağılması ve Atina İmparatorluğu'nun yıkılmasıydı.

Cleomenes MÖ 6. yüzyılın sonları ve 5. yüzyılın başlarında Sparta'nın Agiad kralıydı. Saltanatı MÖ 519 yılında başladı. Argos şehrini yıkma amaçlı maceracı ve bazen vicdansız bir dış politika izledi. Sparta'nın hakimiyet alanını Mora'nın içinde ve dışında genişletmek amaçlı çokça girişimleri de vardır. Mora Birliği onun döneminde ortaya çıktı. Hükümdarlığı sırasında, Atina meselelerine iki kez başarılı bir şekilde müdahale etti ancak Sparta'yı İyon Ayaklanması'nın dışında tuttu. Gizemli bir şekilde hapishanede öldü. Spartalı soylular onun ölümünü cinnet geçirdiği ve intihar ettiği şekilde yorumlamışlardır.