Gerard de Nerval, Gérard Labrunie 'nin yazılarında kullandığı ismidir. Romantizmin en güçlü temsilcisi olan Fransız; şair, yazar ve gezgindir. Birçok defa Türkiye'ye de uğramış, İstanbul'un en çok mezarlıklarını beğenmiştir. Dünya edebiyat tarihinin en önemli şairlerinden ve yazarlarından biridir.
André Breton, Fransız yazar, şair ve gerçeküstücü kuramcı, Gerçeküstücülüğün babası olarak tanınır. 1924 yılında yayınlanan Gerçeküstücü Manifesto'su ile psikolojik çözümlemeler içeren otonom yazı tekniğini edebiyat dünyasına tanıtmıştır.
Anı, edebiyatta kişisel yaşantının bütününü veya belli bölümlerini kapsayan, bu dönemlerdeki gözlemleri dile getirmek amacıyla yazılmış metinlerdir. Otobiyografi ile karıştırılabilen anı, ondan dışsal olaylara verdiği önem ile ayrılır. Anıda kişisel yaşam izlenimlerinin yanı sıra bu izlenimlerin dış boyutları da geniş olarak yer alır. Otobiyografide yazar öncelikle kendilerini konu edinirken anı yazarları çoğunlukla çeşitli tarihsel olaylarda rol oynamış veya bu olayların yakın gözlemcisi olmuş kişilerdir.
Peyami Safa, Türk yazar ve gazeteci. Dokuzuncu Hariciye Koğuşu, Matmazel Noraliya'nın Koltuğu ve Yalnızız gibi psikolojik türdeki eserleriyle Cumhuriyet dönemi Türk edebiyatında ön plana çıktı. Yaşamı ve fikrî hayatındaki değişimlerini eserlerine de yansıttı. Server Bedi takma adıyla birçok roman kaleme aldı. Cingöz Recai tiplemesini Fransız yazar Maurice Leblanc'ın Arsen Lüpen karakterinden esinlenerek yarattı. Aynı zamanda çeşitli kurumlarda gazetecilik mesleğini sürdürdü ve ağabeyi İlhami Safa ile birlikte Kültür Haftası gibi çeşitli dergiler çıkardı.
Louis Aragon siyasal eylemci ve komünist şair, romancı ve deneme yazarı. Bugünkü Fransız ozanlarının en önemlilerinden biri olarak bilinir. Özellikle, Türkçeye Mutlu Aşk Yoktur adıyla çevrilen şiiriyle tanınır.
Fransız edebiyatı, Fransızca kullanılarak ortaya çıkan edebiyat ürünlerini kapsar. Dünyanın en zengin ve en etkileyici edebiyatlarından biridir. Fransız yazarlar başta epik şiir, lirik şiir, drama ve kurgu olmak üzere edebi yazınların tümüne katkıda bulunmuşlardır.
Tiyatro, bir sahnede, seyirciler önünde oyuncuların sergilemesi amacıyla hazırlanmış gösterilerdir. Farklı bir şekilde duyguların ve olayların hareket (jest) ve konuşmalarla anlatılmasıdır. Genel olarak temsil edilen eser anlamında da kullanılır. Tiyatro eseri, olayları oluş yoluyla gösterir. Bu yönüyle konuşma ve eyleme dayanan bir gösteri sanatı olarak da tanımlanabilir. Yaygın bir deyişle tiyatro; insanı, insana, insanla, insanca anlatma sanatı olarak Shakespeare'in sözüyle de ifade edilir.
Tristan Tzara Rumen asıllı Fransız şair, yazar, Dadacılık akımının kurucularından.
Guillaume Apollinaire, İtalyan asıllı Fransız şair, yazar ve sanat eleştirmeni.
Avni Anıl, Türk sanat müziği bestecisi.
Comte de Lautréamont gerçek adı Isidore Lucien Ducasse'dır. Fransız şair.
Gerçeküstücülük ya da sürrealizm, Avrupa'da birinci ve ikinci dünya savaşları arasında gelişmiştir. Temelini, akılcılığı yadsıyan ve karşı-sanat için çalışan ilk dadaistlerin eserlerinden alır. Sürrealizm, aklın kontrolünden kaçan şuur akışının, rastlantıya bağlı ruh durumlarının, düzensiz hayallerin ve rüyaların sanata aktarılmaya çalışıldığı bir edebiyat akımıdır.
Manifesto veya bildiri, toplumsal bir hareketin duyurulması ve savlarının belirtilmesi üzerine kurulan, bir akımın, bir hareketin oluşunu bildiren yazılardır.
André-Aimé-René Masson, Fransız sürrealist ressam.
Robert Desnos,, Fransız şair.
Batı edebiyatlarının temelini Yunan ve Latin edebiyatı oluşturur. Yunan Edebiyatı'nda İlyada ve Odise destanlarıyla Homeros, trajedileriyle Aiskhilos, Sophokles ve Euripides, komedileriyle Aristophanes, tarih eserleriyle Herodot, felsefe eserleriyle Eflatun, Aristoteles, fablleriyle Ezop kendinden sonrakileri etkilemiştir. Yunan edebiyatı MÖ 2. yüzyılda biter.
Hekimbaşı Abdülaziz Efendi, Osmanlı tıp bilgini, bestekâr ve şairdir. Osmanlı Devleti'nde Subhizadeler diye bilinen ve çok sayıda devlet adamı, hekim, şair ve bestekâr yetiştiren bir aileye mensuptur.
Raşomon 1950 Japonya yapımı dramatik filmdir. Özgün adı Rashōmon'dur. (羅生門) Japon kısa hikâyesinin babası olarak anılan Ryūnosuke Akutagawa (1892-1927)'nın 1915 tarihinde yazdığı Rashomon ve Korulukta adlı iki kısa hikâyesinden uyarlanan filmi Akira Kurosawa yönetmiştir. Kurosawa aynı zamanda Shinobu Hashimoto ile birlikte filmin senaryosunu yazmış, ayrıca filmin kurgusunu da yapmıştır. Başlıca rollerinde Toşiro Mifune, Machiko Kyō, Masayuki Mori ve Takashi Shimura'nın oynadıkları filmin siyah beyaz görüntülerini Kazuo Miyagawa çekmiştir.
Musée National d'Art Moderne Fransa'daki bir modern sanat müzesidir. Müze Paris'teki Centre Pompidou'da, 4.arrondissement'ında bulunur. 1947 yılında aslen Palais de Tokyo'da kurulmuştur ama 1977 yılında müze şu anki yerine taşınmıştır. Müze dünyadaki çağdaş ve modern sanat müzelerindeki ikinci en büyük koleksiyona sahiptir. En büyük modern ve çağdaş sanat koleksiyonu ise New York'ta bulunan MoMa'dadır. Müzenin koleksiyonunda 70,000'den fazla sanat eseri vardır. Bu koleksiyon resim, mimari, fotoğrafçılık, sinema, yeni medya, heykel ve tasarım gibi birçok alandaki eserlerin derlenmesi sonucu oluşmuştur. Bu koleksiyonun bir kısmı iki kattan oluşan 14,000 metre karelik bir alanda sergilenmektedir. Bu sergi alanı Centre Pompidou'nun 4. ve 5. katlarında bulunur. Bu iki kattan biri modern sanat(1905'ten 1960'a kadar, 5. kat)'a ayrılmıştır. Diğerinde ise çağdaş sanat(1960'tan beri, 4.kat) eserleri yer alır. Koleksiyonda yer alan daha değerli çağdaş ve modern sanat eserleri ise binanın 6.katında sergilenir.
Philippe Soupault Fransız yazar ve şair, romancı, eleştirmen ve siyasi eylemci idi. Dadaizm'de aktifti ve daha sonra Sürrealist hareketi André Breton'la kurdu. Soupault, periyodik Littérature'yı, 1919'da Paris'teki yazarlar Breton ve Louis Aragon'la birlikte başlattı ve birçok kişi için Sürrealizmi atmosferini başlattı. Otomatik yazının ilk kitabı olan Les champs magnétiques (1920), Soupault ve Breton'un ortak yazarlığıydı. 1927'de Soupault, eşi Marie-Louise'nin yardımıyla William Blake'in Masumiyet ve Deneyim Şarkılarını Fransızcaya çevirdi. Ertesi yıl, Soupault, şairin edebiyatta Sürrealist hareketi öngören bir "dahi" olduğunu savunan Blake üzerine bir monograf hazırladı. Radyo Tunus'u Vichy yanlısı rejim tarafından tutuklandığında 1937'den 1940'a kadar yönetti. Cezayir'e başarıyla kaçtı.