İçeriğe atla

Nabız

Nabız
OrganizmalarHayvanlar
İnsanlar
Biyolojik sistemDolaşım sistemi
Eylemİstemsiz
SalgıDakikada 60-100 (Normal insan)
Süre0,6–1 saniye (Normal insan)

Nabız, kanın sol karıncıktan büyük atardamarlara pompalanması esnasında, uç noktalardaki atardamarlarda oluşturduğu dalgalanmadır. Kalp atışının uçtaki atardamarlardan hissedilmesine nabız denir.

Nabız, kalbin 1 dakika içinde kaç kere kasıldığını yani kalbin hızını yansıtır. Kalp her kasılmasıyla bir miktar kanı atardamarlara (aort ve daha sonra bundan ayrılan dallara) fırlatır ve damarların esneyebilme özelliğinden dolayı atardamarlarda buna bağlı bir genişleme olur. Damar duvarı bu genişlemenin ardından elastik olduğundan dolayı eski durumuna döner, ardından bir sonraki atım ile yeni bir basınç dalgası ile tekrar genişler ve bu böyle devam eder gider. İşte bu genişleme, damarların yüzeysel seyrettiği yerlerde (el bileği, dirsek içi, kasık, şakak, ayak bileği gibi) nabız dalgası olarak hissedilir. Ayrıca hastalar ameliyat olduktan sonra nabız ölçen bir alete bağlı olurlar. Bu alet, nabzın dakikada kaç kere attığını ve nasıl attığını gösterir. Hastada bir sorun olmadığında ise bu alet çıkarılır.

Fizyolojik

Radyal arterde nabız değerlendirmesi.
Nabzı değerlendirmek için önerilen noktalar

Claudius Galen belki de nabzı tanımlayan ilk fizyolog idi.[1] Nabız, eğitimli bir gözlemci veya sağlıkçı için sistolik kan basıncını belirlemek için uygun bir dokunsal yöntemdir. Diyastolik kan basıncı ise dokusal yöntemlerle hissedilemeyen veya gözlemlenemeyen bir kalp atış hızı arasındaki basınçtır.

Sistolde kalp tarafından üretilen basınç dalgaları arter duvarlarını hareket ettirir. Kanın ileri hareketi, sınırlar esnek ve uyumlu olduğunda gerçekleşir. Bu özellikler elle tutulur bir basınç dalgası oluşturacak kadar oluşur.

Fizyolojik talebe bağlı olarak atış hızı nabız hızından daha fazla veya daha az olabilir. Bu durumda kalp atış hızı, nabız değildir ve oskültasyonla veya kalbin apeksindeki işitilebilir seslerle belirlenir. Nabız eksikliği (kalp atışları ve çevresel nabız atışları arasındaki fark), radyal arterde eş zamanlı elle muayene ve kalbin tepe noktasına yakın PMI'da oskültasyon ile belirlenir. Erken atım veya atriyal fibrilasyon durumunda mevcut olabilir.

Nabız hızı, bir arterin dışında dokunsal veya görsel araçlarla gözlemlenir ve ölçülür ve dakikadaki atım veya BPM olarak kaydedilir.

Nitelik

Atış hızı

Dakika başına atış cinsinden dinlenme halindeki normal nabız hızları aşağıdaki gibidir:[2]

Yeni doğan

(0–3 Aylık)

Bebek

(3–6 Aylık)

Bebek

(6–12 Aylık)

Çocuk

(1–10 Yaş)

Çocuk-genç-yetişkin-yaşlı

(+10 yaş)

Sporcu yetişkinler
99–149 89–119 79–119 69–129 59–99 39–59

Nabız hızı genel kalp sağlığı hakkında bilgi verebilmektedir. Nabız dakikada 50-70 arasında atıyorsa genellikle çok iyi 60-100 arası ise normal seviyede olarak tasvir edilmektedir.[3][4] Ancak Bradikardi seviyesindeki bir nabız hızı tehlikeli olabilir.

Ritim

Sağlıklı bir bireyde nabız ritimi ve kuvveti düzenlidir. Düzensiz bir Sinüs aritmisi genellikle Ektopik Kalp Atışları, Atriyal fibrilasyon; Atriyal taşikardi, Atriyal çarpıntı ve İkinci derece atriyoventriküler blok'a bağlı olabilrmektedir. Nabız sırasında atımların aralıklı olarak düşmesine ise "aralıklı nabız" denir.

Hacim

Arterin diyastolik ve sistolik durumda gösterdiği genişleme derecesine hacim denir. Ayrıca darbenin genliği, genişlemesi veya boyutu olarak da bilinir.

hipokinetik nabız (Yavaş)

Zayıf bir nabız, yavaş nabız basıncını belirtir. Düşük bir kalp debisi (şok, konjestif kalp yetmezliğinde gibi hallerde görüldüğü gibi), hipovolemi, kalp kapak hastalığı (aort çıkış yolu tıkanıklığı, mitral darlığı, aort ark sendromu gibi) vb. nedeniyle zayıf bir nabız söz konusu olabilir.

hiperkinetik nabız (Hızlı)

Bir çarpıntılı nabız, yüksek nabız basıncını belirtir. Vasküler direnç'in düşük olması (ateş,Kansızlık, tirotoksikoz, hiperkinetik kalp sendromu, AV fistül, Paget hastalığı, beriberi, karaciğer sirozu gibi hallerde göründüğü gibi), hızlı bir kalp debisi, atım hacminin artması (anksiyetede görüldüğü gibi) vb. nedeniyle yüksek bir nabız söz konusu olabilir.

Ayrıca Nabzın kuvveti de rapor edilebilir:

  • 0 = Yok
  • 1 = Zar zor hissediliyor
  • 2 = Kolaylıkla hissedilebilir
  • 3 = Tam
  • 4 = Anevrizma

Kuvvet

Nabız atışı sırasındaki darbenin sıkıştırılabilirliği olarak da bilinir. Sistolik kan basıncının kaba bir ölçüsüdür.

Yaygın hissedilen bölgeler

Bölgeler periferik nabız ve merkezi nabız olarak ayrılabilir. Merkezi nabız karotis, femoral ve brakiyal nabızlarını içerir.[5]

Sağ üst ekstremitenin önü

Kollar

  • Aksiller nabız (Koltuk altı): Koltuk altı yan duvarının aşağısında bulunur.
  • Brakiyal nabız (Kol): Üst kolun iç kısmında dirseğe yakın yerde bulunur, sıklıkla bebeklerde karotis nabzının (brakiyal arter) yerine kullanılır.
  • Radyal nabız (Ön kol): Bileğin yan tarafında bulunur. Anatomik enfiye çukurunda da bulunabilir.
  • Ulnar nabız: Bileğin orta kısmında bulunur.

Ayaklar

  • Femoral nabız (Kalça-uyluk): Uyluğun iç kısmında, kasık orta noktasında, kasık simfizi ile anterior superior iliak omurganın ortasında bulunur.
  • Popliteal nabız (Diz arkası): Dizin üstünde popliteal fossa da, diz bükülü tutularak bulunur. Hasta dizini yaklaşık 124° büker ve sağlık uzmanı dizin arkasındaki çukurdaki popliteal arteri bulmak için dizini iki eliyle tutar.
  • Dorsalis pedis nabzı: Ayağın üst kısmındaki, hallucis longus'un ekstansörünün hemen lateralinde bulunur.
  • Tibialis posterior nabzı: Ayak bileğinin medial tarafında, medial malleolün 2 cm aşağısında ve 2 cm posteriorunda bulunur. Pimenta Noktası üzerinde kolayca hissedilebilir.
Boynun arterleri.

Baş ve boyun

  • Şah damarı nabızı: Boyunda (şah damarı bölgesinde) bulunur. Şah damarı, hasta otururken veya yatarken nazikçe elle dokunarak muayene edilmelidir.
  • Yüz nabız: Mandibula (alt çene kemiği) üzerinde, ağzın köşeleri ile aynı çizgide bulunur.
  • Temporal nabız: Şakakta yani kulağın hemen önünde bulunur.

Nabız kafanın birçok yerinde hissedilse de, normalde insanların kalp atışlarını kafanın içinde duymaması gerekir. Buna pulsatil kulak çınlaması denir ve çeşitli tıbbi bozuklukların göstergesi olabilir.

Gövde

  • Apikal nabız: Sol 5. interkostal aralıkta, orta klaviküler çizginin 1,25 cm lateralinde bulunur. Diğer nabız bölgelerinin aksine, apikal nabız bölgesi tek taraflıdır ve bir arterin altından değil, kalbin altından (daha spesifik olarak kalbin tepe noktasından) ölçülür.

Ayrıca Bakınız

  • Kalp atışı
  • Nabız teşhisi

Kaynakça

  1. ^ Temkin 165;BBC[a]
  2. ^ US Department of Health and Human Services – National Ites of Health 5 Temmuz 2016 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. Pulse
  3. ^ "Nabız Nedir? İdeal Nabız Kaç Olmalı?". www.medicalpark.com.tr. 10 Kasım 2022 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 27 Eylül 2023. 
  4. ^ "Nabız Nedir, Normal Nabız Kaç Olmalı? - Acıbadem Hayat". www.acibadem.com.tr. 14 Ağustos 2022 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 27 Eylül 2023. 
  5. ^ Berg, Dale; Worzala, Katherine (2006). Atlas of Adult Physical Diagnosis (İngilizce). Lippincott Williams & Wilkins. s. 80. ISBN 9780781741903. 3 Temmuz 2023 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 3 Ekim 2020. 

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Kardiyoloji</span> Kalp ve dolaşım sistemi hastalıklarını inceleyen bilim dalı

Kardiyoloji, kalp ve dolaşım sistemi hastalıklarını inceleyen bilim dalıdır. Bu alan, konjenital kalp kusurları, koroner arter hastalığı, kalp yetmezliği, kalp kapak hastalığı ve elektrofizyoloji'nin tıbbi teşhis ve tedavisini içerir. Tıbbın bu alanında uzmanlaşmış doktorlara dahiliye'nin bir uzmanlık alanı olan kardiyolog denir.

<span class="mw-page-title-main">Adrenalin</span> kimyasal bileşik

Adrenalin veya epinefrin, böbrek üstü bezlerinin iç kısımları tarafından öz bölgede salgılanan bir hormondur.

<span class="mw-page-title-main">Kalp</span> vücuttaki kanın dolaşmasını sağlayan kendiliğinden kasılma özelliğine sahip organ

Kalp ya da yürek, pek çok hayvanda bulunan kaslı bir organdır. Bu organ dolaşım sisteminin kan damarları yoluyla kan pompalar. Pompalanan kan besin ve oksijeni vücudun gerekli yerlerine taşırken, karbondioksit gibi metabolik atıkları da akciğerlere taşır. İnsanlarda kalp yaklaşık olarak kapalı bir yumruk boyutundadır ve akciğerler arasında, göğüsün orta bölmesinin içindedir. Temel görevi kanı vücuda pompalamak olan kalp, metabolizma eylemleri sonucunda oluşan artık ürünlerin vücuttan uzaklaştırılması, vücut ısısının düzenlenmesi, asit-baz dengesinin korunması, hormonlar ve enzimlerin vücudun gerekli bölgelerine taşınması gibi görevleri yapar. Kalp, dolaşım sistemi içerisinde motor görevi yapar. Kalp insanda dakikada 60-80 atım arasında değişen bir hızla dakikada 5-35 litre arası, günlük ise 9.000 litre kanı vücuda pompalar. Günde yaklaşık 100 bin, yılda 40 milyon, tüm insan hayatı boyunca yaklaşık 2,5 milyar kere, hiç durmadan yaklaşık 8 bin ton kanı vücuda pompalar. Yetişkin bir kadında ortalama ağırlığı 200-280 gram, yetişkin bir erkekte ise 250-390 gram ağırlığındadır. Her kişinin, kalbinin yaklaşık kendi yumruğu büyüklüğünde olduğu sanılır.

<span class="mw-page-title-main">Atardamar</span> Kanı kalpten alıp organlara götüren yani uzaklaştıran damarlar

Atardamar veya diğer adıyla arter, kalpten vücuda kan taşıyan damarlardandır. Pulmoner arter ve umblikal arterler dışında oksijenlenmiş kanı taşırlar.

<span class="mw-page-title-main">Dolaşım sistemi</span> hayvanlarda kan dolaşımını sağlayan organ sistemi

Dolaşım sistemi veya kardiyovasküler sistem maddelerin vücuttaki dolaşımını sağlayan organ sistemidir.

<span class="mw-page-title-main">Kanama</span>

Kanama, canlı bir organizmada kanın kalp ve damar boşluğu (lümeni) dışına çıkmasıdır.

<span class="mw-page-title-main">Pulmoner yüksek tansiyon</span> tıbbi durum

Pulmoner hipertansiyon (PH), prognozu son derece kötü olan, sebebi anlaşılamamış ve çaresi henüz olmayan, ancak hastaların yaşam kalitesini arttıran ve ömrünü uzatan tedavilerinin olduğu bir hastalıktır.

<span class="mw-page-title-main">Kan damarı</span> Kanı taşıyan dolaşım sisteminin tübüler yapısı

Kan damarları dolaşım sisteminin organlarındandır. Görevleri kanı vücudun bölümlerine taşımak olan kan damarlarının farklı türleri vardır. Temel kan damarı tipleri atardamarlar (arter) ve toplardamarlardır (ven). Atardamarlar kanı kalpten alıp vücudun farklı bölümlerine taşırken, toplardamarlar vücudun farklı bölümlerinden kanı kalbe taşırlar. Bununla birlikte iki istisna mevcuttur: pulmoner arter kirli kan, pulmoner ven ise temiz kan taşır. Vücuttaki en büyük damar kanın kendisi aracılığıyla tüm vücuda doğru pompalandığı aort atardamarıdır. Vücutta bulunan her organın en az bir tane temiz kanı kalpten getiren ve birden fazla kirli kanı kalbe götüren damarı vardır. İnsan vücudundaki damarların toplam uzunluğu 100 km kadardır.

<span class="mw-page-title-main">Tansiyon aleti</span>

Tansiyon aleti ya da kan basıncı ölçer ya da sfigmomanometre, kan basıncının ölçülmesine yarayan bir araçtır. Üç tipi vardır: cıvalı, havalı ve elektronik. Havalı tipleri bir stetoskop ile birlikte kullanılır.

<span class="mw-page-title-main">Otonom sinir sistemi</span>

Otonom sinir sistemi ya da özerk sinir sistemi, periferik sinir sisteminin, istemsiz yapılan hareketleri ve organ fonksiyonlarının kontrolünü gerçekleştiren bölümüdür. Kalp hızı, sindirim, solunum, tükürük salgılanması, terleme, işeme fonksiyonu, cinsel uyarılma gibi durumlarda istem dışı etkilidir. Visseral sinir sistemi veya vejetatif sinir sistemi olarak da bilinir. Parasempatik sinir sistemi ve sempatik sinir sistemi olarak ikiye ayrılır.

<span class="mw-page-title-main">Koroner dolaşım</span> kalp kasının kan damarlarında (miyokard) kan dolaşımı​

Koroner dolaşım, kalp kası'nı (miyokard) besleyen atardamarlardaki ve toplardamarlardaki kan dolaşımı'dır. Koroner arterler kalp kasına oksijenli kan sağlar. Toplardamarlar oksijeni alındıktan sonra kanı boşaltır. Vücudun geri kalanı ve özellikle de beyin, en ufak bir kesinti dışında sürekli olarak oksijenli kana ihtiyaç duyduğundan kalbin sürekli çalışması gereklidir. Dolayısıyla dolaşımı sadece kendi dokuları için değil tüm vücut için, hatta beynin bilinç düzeyi için de an be an büyük önem taşır.

<span class="mw-page-title-main">Küçük kan dolaşımı</span> Kanı kalpten akciğerlere ve tekrar kalbe taşıyan dolaşım sistemi parçası

Pulmoner dolaşım ya da Küçük kan dolaşımı, oksijen yoksunu kanı kalpten akciğerlere taşıyan ve buradan da oksijenlenmiş kanı geri kalbe taşıyan dolaşım sistemi bölümüdür. Pulmoner dolaşım, kalbin sağ karıncık kısmından çıkan kirli kanın akciğer atar damarını izleyerek akciğere gelmesi ve akciğerlerde temizlenmesi sonucunda kalbin sol kulakçık bölümüne dökülmesi olayına denir.

<span class="mw-page-title-main">Korotkoff sesleri</span>

Korotkoff sesleri, tıbbi personelin manşet ve steteskop kullanarak tansiyon ölçtükleri zaman dinledikleri seslerdir. Bu sesler ismini, 1905 yılında Rus İmparatorluğu'nun St. Petersburg İmparatorluk Tıp Akademisi'nde doktorluk yapmış ve sesleri keşfetmiş Dr. Nikolai Korotkov'dan alır.

<span class="mw-page-title-main">Göğüs ağrısı</span> semptom

Göğüs ağrısı, göğüste, tipik olarak göğsün ön tarafında ağrı veya rahatsızlıktır. Keskin, künt, baskı, ağırlık veya sıkma olarak tanımlanabilir. İlişkili semptomlar, mide bulantısı, terleme veya nefes darlığı ile birlikte omuz, kol, üst karın veya çenede ağrı olabilir. Kalple ilgili ve kalple ilgili olmayan ağrı olarak ikiye ayrılabilir. Kalbe yetersiz kan akışı nedeniyle oluşan ağrı, anjina pektoris olarak da adlandırılır. Diyabet hastaları veya yaşlılar daha az belirgin semptomlara sahip olabilir.

<span class="mw-page-title-main">Yaşamsal bulgular</span> Hastanın yaşamını sürdürmesi için gerekli dört ile altı arası tıbbi bulgular

Yaşamsal bulgular, hastanın hayati yani yaşamı sürdüren fonksiyonlarının durumunu gösteren dört ila altı en önemli tıbbi bulgulardır. Bu ölçümler kişinin genel fiziksel sağlığının değerlendirilmesine yardımcı olmak, olası hastalıklara dair ipuçları vermek ve iyileşmeye yönelik ilerlemeyi göstermek için yapılır. Bir kişinin Yaşamsal bulguları yaşa, kiloya, cinsiyete ve genel sağlık durumuna göre değişiklik göstermektedir.

Kardiyovasküler muayenesi, dolaşım sistemin durumunun değerlendirilmesidir. Fizik muayenenin bir bölümü olan Kardiyovasküler muayene, şikayete bağlı farklılık içerse de, Kalp, akciğer, karın, damar bölümlerini içermektedir.

Nicoladoni-Branham işareti, sağ kol flebarteriyektazisi olan bir hastada proksimalindeki brakialis arterine basınç uygulandığında nabzın yavaşlaması olgusunu ilk kez fark eden Carl Nicoladoni'den almıştır. Modern tıpta bu işaret, bir arteriyovenöz fistülün proksimalindeki bir artere basınç uygulandığında ortaya çıkar ve aşağıdakiler gerçekleşirse pozitif olduğu söylenir:

<span class="mw-page-title-main">Aort stenozu</span>

Aort stenozu, kalbin sol ventrikül çıkışının daralmasıdır ve bu çeşitli sorunlara neden olur. Aort kapağında olabileceği gibi bu seviyenin üstünde ve altında da oluşabilir. Genellikle zamanla daha da kötüleşir. Semptomlar sıklıkla yavaş yavaş ortaya çıkar ve çoğu zaman ilk önce egzersiz yapma yeteneğinde azalmayla ortaya çıkar. AS nedeniyle kalp yetmezliği, bilinç kaybı veya kalbe bağlı göğüs ağrısı olursa sonuçlar daha kötü olur. Bilinç kaybı genellikle ayakta durma veya egzersiz yaparken oluşur. Kalp yetmezliğinin belirtileri arasında özellikle yatarken, geceleri veya egzersiz sırasında nefes darlığı ve bacaklarda şişme yer alır. Kapakçığın daralmadan kalınlaşmasına aort sklerozu denir.

<span class="mw-page-title-main">Kalp kapak hastalığı</span>

Kalp kapak hastalığı, kalbin dört kapakçığından bir veya daha çoğunu içeren herhangi bir kardiyovasküler hastalık sürecidir. Bu koşullar çoğunlukla yaşlanma sonucu olarak ortaya çıkar, ancak aynı zamanda konjenital (doğuştan) anormalliklerin veya belirli bir hastalık veya romatizmal kalp hastalığı ve hamilelik dahil fizyolojik süreçlerin sonucu da olabilir.

Womersley sayısı, biyoakışkan mekaniği ve biyoakışkan dinamiği alanlarında kullanılan bir boyutsuz sayıdır. Bu sayı, pulsatil akış frekansının viskoz etkilerle olan ilişkisini boyutsuz bir biçimde ifade eder. John R. Womersley (1907–1958)'in arterlerdeki kan akışı üzerine yaptığı çalışmalar nedeniyle bu adla anılmaktadır. Womersley sayısı, bir deneyin ölçeklendirilmesinde dinamik benzerlik sağlamak açısından önem taşır. Örneğin, deneysel çalışmalarda damar sisteminin ölçeklendirilmesi bu duruma örnek teşkil eder. Ayrıca, Womersley sayısı, giriş etkilerinin ihmal edilip edilemeyeceğini belirlemek için sınır tabakası kalınlığının tespitinde de önemlidir.