Savaş veya harp; ülkeler, hükûmetler, bloklar ya da bir ülke içerisindeki toplumlar, isyancılar veya milisler gibi büyük gruplar arasında gerçekleşen silahlı çatışmaya denir.
Deniz hukuku, deniz ve okyanus sularının kullanımı konusunda ortaya çıkan sorunlar ile hukuksal açıdan ilgilenen Uluslararası hukukun bir alt dalıdır. Deniz hukuku, denizcilik hukukunun aksine bir kamu hukukudur.
Ölüm cezası olarak da bilinen ve daha önce adli cinayet olarak adlandırılan idam cezası, bir suçun cezası olarak bir kişinin öldürülmesinin devlet tarafından onaylanmış uygulamasıdır ve genellikle kişinin söz konusu cezayı gerektiren normları ihlal etmekten sorumlu olduğu sonucuna varmak için yetkili, kurallarla yönetilen bir süreci takip eder. Bir suçlunun bu şekilde cezalandırılmasını emreden hüküm, ölüm cezası olarak bilinir ve cezanın yerine getirilmesi eylemi infaz olarak adlandırılır. Ölüm cezasına çarptırılan veya infaz edilmeyi bekleyen mahkumlara "idam mahkumu" denir. Etimolojik olarak idam terimi, kafa kesme yoluyla infaz anlamına gelir, ancak infazlar asma, vurma, zehirli iğne, taşlama, elektrik verme ve gaz verme gibi birçok yöntemle gerçekleştirilir.
Savaş suçu, askerî veya sivil, kişi veya kişilerin, savaş kanunları ihlâli için uluslararası ceza hukuku çerçevesinde cezalandırılabileceği suçtur. Bunlar özellikle, sivil halkın öldürülmesi, kötü muameleye tabi tutulması veya zorla çalıştırılması, savaş esirlerinin öldürülmesi ya da kötü muameleye tabi tutulması, rehinelerin öldürülmesi, kamu ve özel kişilerin mallarının yağmalanması, gereksiz yere şehirlerin yakılıp yıkılması gibi eylemleri kapsamaktadır. Devletler arası çatışmalarda savaş kanunlarının her ihlâli bir savaş suçu sayılmaktadır, ama devlet içi çatışmalarda yer alan ihlâller savaş suçu sayılmayabilir.
Nürnberg Uluslararası Askeri Ceza Mahkemesi veya Nürnberg mahkemeleri, Ekim 1945'te, ABD, Birleşik Krallık, Fransa ve Sovyetler Birliği'nin açtığı dava. Almanya'nın Nürnberg şehrinde yapıldığı için bu isimle anılmıştır. Nazi liderlerine karşı suçlama 4 noktada toplanıyordu: Barışa karşı suç, insanlığa karşı suç, savaş suçları ve ilk üç noktada listelenen suç eylemlerinin ''ortak bir plan ve komplo süreci ile gerçekleştirilmesi.'' 216 oturum süren yargılamalar 1 Ekim 1946 tarihinde sona erdi ve üçü beraat eden, 22'si için idam cezası istenen 24 sanık şu cezalara çarptırıldı: Daha hafif suçlamalarla yargılananlardan 4 kişi 10 ile 20 yıl arasında hapis cezası aldı: Karl Dönitz, Baldur von Schirach, Albert Speer ve Konstantin von Neurath. Üçü ömür boyu hapse mahkûm edildi: Rudolf Hess, Walter Funk ve Erich Raeder. On ikisi hakkında idam cezası verildi ve bunlardan Hans Frank, Wilhelm Frick, Juluis Streicher, Alfred Rosenberg, Ernst Kaltenbrunner, Joachim von Ribbentrop, Fritz Saucker, Alfred Jodl, Wilhelm Keitel ve Arthur Seyss 16 Ekim 1946 tarihinde idam edildi. Firardaki Martin Bormann'a yokluğunda idam cezası verildi. Hermann Göring ise asılmasına saatler kala zehir içerek kendi hayatına son verdi.
Irak Dünya Mahkemesi, ABD'nin Irak'ı 2003 yılında işgal etmesinin ardından, savaş karşıtı hareketin Vietnam Savaşı'na yönelik olarak düzenlenen Russell Mahkemesi'nden ilham alarak tüm dünyanın organize ettiği bir girişimdir.
Suç, kanunlar tarafından yanlış veya zararlı olduğu için ceza tehdidiyle yasaklanan ve bazı durumlarda cezalandırılabilen davranıştır. Genel olarak suç, saptanan ve saptanamayan suçlar olarak ikiye ayrılır. Saptanamayan suçların gerçekleşip gerçekleşmedikleri belirsiz olduğu veya kanıtlanamadıkları için cezalandırılmaları söz konusu değildir. Ceza hukukunda suça göre para cezası, tutuklama, hapis, hatta ölüm cezası verilebilir.
Uluslararası ceza hukuku, uluslararası hukuk kapsamında bireylerin cezaî sorumluluğunu doğrudan düzenleyen normların bütününü tanımlamak için kullanılan bir terimdir. Uluslararası hukuk suçları soykırım, savaş suçları, insanlığa karşı suçlar ve saldırı suçudur. Bu suçlar söz konusu olduğunda, etkilerinin tek bir devletin ötesine geçtiği ve dolayısıyla uluslararası toplumun bir bütün olarak sorumluların yargılanmasında çıkarı olduğu varsayılır.
Radovan Karadžić, Bosnalı Sırp siyasetçi, psikiyatrist ve şairdir. Eski Yugoslavya Uluslararası Ceza Mahkemesi tarafından soykırım, insanlığa karşı suçlar ve savaş suçlarından mahkûm edildi. Bosna Savaşı sırasında Sırp Cumhuriyeti'nin başkanıydı.
İnsanlığa karşı suçlar, fiili bir otorite, genellikle bir devlet tarafından veya onun adına işlenen ve insan haklarını ağır biçimde ihlal eden, yaygın veya sistemik suç eylemleridir. Savaş suçlarından farkı, savaş dışında da işlenebilen, bireysel olmayan eylemler olmasıdır. Suçun resmi bir politikanın parçası olması gerekmiyor ve yalnızca yetkililer tarafından hoş görülmesi yeterlidir.
Foča katliamları, Sırp askerî güçleri ve polisi tarafından 7 Nisan 1992 ile Ocak 1994 tarihleri arasında, Bosna-Hersek'in Foča bölgesinde Bosnalı sivilleri hedef alan katliam. Foča'dan 2704 kişi katliamlar sırasında öldürülmüştür veya halen kayıptır. 1992 yılında Bavyera Yüksek Mahkemesi, Novislav Đajić'e açılmış olan bir davada katliamların soykırım suçu teşkil ettiğini belirtti.
Yugoslav Savaşları, 1991'den 2001'e kadar Yugoslavya Sosyalist Federal Cumhuriyeti'nde meydana gelen bir dizi ayrı ama birbiriyle ilişkili etnik çatışmalar, bağımsızlık savaşları ve isyanlardı. 1991, daha önce Yugoslavya'yı oluşturan cumhuriyetler olarak bilinen altı tarafla eşleşen altı bağımsız ülkeye ayrıldı: Slovenya, Hırvatistan, Bosna-Hersek, Karadağ, Sırbistan ve Kuzey Makedonya. Yugoslavya'yı oluşturan cumhuriyetler, yeni ülkelerdeki etnik azınlıklar arasında savaşları körükleyen çözülmemiş gerilimler nedeniyle bağımsızlıklarını ilan ettiler. Çatışmaların çoğu, yeni devletlerin tam uluslararası tanınmasını içeren barış anlaşmalarıyla sona ermiş olsa da, çok sayıda ölüme ve bölgede ciddi ekonomik hasara neden oldu.
Uzay hukuku, insanoğlunun uzayla ilgili faaliyetlerini düzenleyen hukuk organlarının bütünüdür. Uzay hukuku, tıpkı genel uluslararası hukuk gibi, çeşitli uluslararası antlaşmalar, sözleşmeler, BM'nin GKO kararları ile uluslararası kuruluşların kural ve düzenlemelerinden ibarettir. 'Uzay Hukuku' terimi BM'nin çalışmalarıyla yürürlüğe konan beş ayrı uluslararası anlaşma ve bu anlaşmaların tesis ettiği kural ve kaidelerin bütününü kapsamaktadır. Ayrıca birçok devlet uzay hukukuna dair faaliyetlerini düzenleyen "Ulusal Uzay Yasaları"nı da hayata geçirmiştir. Uzay hukuku alanı kapsamında değerlendirilen bazı önemli konular arasında; Dünya ve uzayda çevrenin korunması, uzay cisimlerinin sebebiyet verdiği hasarların sorumluluğu, anlaşmazlıkların giderilmesi, astronotların kurtarılmasına dair faaliyetler, uzay boşluğundaki potansiyel tehlikeler hakkında bilgi paylaşımı, uzaya dair teknolojilerin kullanımı ve uluslararası işbirliği kuralları sayılabilir. Bu alan uzaya dair faaliyetlerin temel prensiplerini de belirlemiştir. Bu prensipler arasında uzayın tüm insanlığın hizmetindeki bir bölge olarak tanımlanması, uzay boşluğunun devletler arasında ayrımcılık yapılmaksızın keşfi ve kullanım serbestisi ve uzay boşluğunun egemenlik alanı ilan edilemeyeceği gibi temel ilkeler yer alır.
Birleşmiş Milletler Deniz Hukuku Sözleşmesi, Dünya üzerinde okyanusların kullanımı, uluslararası işletmeler için kurallar koymaya, işletmeler, çevre ve deniz doğal kaynaklarının yönetimine ilişkin ulusların hak ve sorumluluklarını tanımlayan uluslararası bir sözleşmedir. Antlaşma 10 Aralık 1982 tarihinde Jamaika'nın Montego Bay kentinde imzalanmış olup 16 Kasım 1994 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Türkiye bu sözleşmeye taraf değildir.
Direniş hareketi, bir ülkenin sivil nüfusunun bir kısmının kendi yasalarına olarak kurulmuş hükûmetine, yönetim gücüne sahip iktidarına veya herhangi bir işgal gücüne karşı sivil düzeni ve istikrarı bozması için organize edilmiş çabadır. Bu gruplar amaçlarına pasif direniş, sivil direniş veya silahlı ya da silahsız güç kullanımı yoluyla ulaşmayı hedefleyebilir. Birçok durumda, örneğin II. Dünya Savaşı'nda Norveç'te olduğu gibi, bir direniş hareketi genellikle farklı kuruluşlar altında faaliyet gösteren ve bir ülke içinde farklı aşamalarda veya coğrafi bölgelerde faaliyet gösteren hem şiddet içeren hem de şiddet içermeyen yöntemleri kullanabilir.
Adolf Hitler, Nazi Almanyasından Führer, çoğu askeri politika ve işgal altındaki ülkelerdeki sivillere yönelik muameleyle ilgili yüzlerce talimat, emir ve kararname çıkardı. Bunların çoğu, kötü şöhretli Komando Emri gibi savaş suçlarının işlendiğinin doğrudan kanıtıdır. Diğer emirler insanlığa karşı suçların kanıtını sağlar. 1939'da T4 operasyonu kapsamında engellilere zorla ötanazi tesis eden Hitler emri ve işgal altındaki ülkelerdeki sivil direnişçileri ortadan kaldırmak için Nacht und Nebel emri gibi insanlığa karşı işlenen suçlara dair kanıtlar sağlamaktadır.
Cinsiyet suçlarının kovuşturulması, tecavüz ve diğer cinsel şiddet suçlarının kovuşturulmasına yönelik yasal işlemlerdir.
Irak Yüksek Ceza Mahkemesi veya eski adıyla Irak Özel Mahkemesi, Irak ulusal hukukuna göre Irak vatandaşlarını veya bölge sakinlerini 1968 ve 2003 yılları arasında işlenen soykırım, insanlığa karşı suçlar, savaş suçları veya diğer ciddi suçlar suçlamaları yargılamak için kurulmuş bir mahkemedir. Mahkeme, eski Irak cumhurbaşkanı Saddam Hüseyin ve Baas rejiminin diğer üyelerinin yargılanmasını organize etti.
Uluslararası insan hakları hukuku, insan haklarını sosyal, bölgesel ve yerel düzeylerde geliştirmek için tasarlanmış uluslararası hukuk bütünüdür. Bir uluslararası hukuk biçimi olarak, uluslararası insan hakları hukuku, öncelikle egemen devletler arasında, üzerinde anlaşmaya varan taraflar arasında bağlayıcı yasal etkiye sahip olmayı amaçlayan antlaşmalardan oluşur; ve geleneksel uluslararası hukuk kapsamındadır. Diğer uluslararası insan hakları belgeleri, yasal olarak bağlayıcı olmamakla birlikte, uluslararası insan hakları hukukunun uygulanmasına, anlaşılmasına ve geliştirilmesine katkıda bulunur ve bir siyasi yükümlülük kaynağı olarak kabul edilir.
Einsatzgruppen davası,, ABD yetkililerinin II. Dünya Savaşı'nın sona ermesinden sonra Almanya'nın Nürnberg kentindeki işgal bölgesinde yürüttüğü savaş suçları ve insanlığa karşı suçlar için açılan on iki davadan dokuzuncusuydu. Bu on iki davanın tamamı Uluslararası Askeri Mahkeme'de değil, ABD askeri mahkemelerinde görüldü. Adalet Sarayı'nın aynı odalarında gerçekleştiler. ABD'deki on iki dava toplu olarak Sonraki Nürnberg duruşmaları veya daha resmi olarak "Nürnberg Askeri Mahkemeleri'nde Savaş Suçlularının Yargılanması" olarak bilinir.