İçeriğe atla

Nükleofil yer değiştirme tepkimeleri

Nükleofil ismi, atomun artı kısmı manasına gelen nucleo ve Yunancada seven manasına gelen philos kelimelerinden oluşmaktadır. İsimden de anlaşılacağı gibi nükleofiller artı parçacıkları seven artı merkez arayışı içinde olan moleküllerdir. Bu tür tepkimelerde nükleofiller yani bir çift ortaklaşmamış elektrona sahip molekül, bir alkil halojenürün halojen kısmıyla yer değiştrir işte bu şekilde gerçekleşen yer değişikliklerine Nükleofil yer değiştirme tepkimeleri denir. Elektronegatif halojen elektronları kendine doğru çektiğinden dolayı Karbon otomu üzerinde kısmi bir pozitif yük oluşmuş oluyor. Bu tepkimede de görüldüğü gibi bir yer değiştirme işlemi vardır.

Nükleofil yer değiştirmeyi gösteren genel bir şema.
Nükleofil yerdeğiştirmenin genel bir şeması.
Nükleofil yerdeğiştirmenin genel bir şeması.
1:Nükleofil 2:Alkil halojenür 3:Ürün 4:Halojenür iyonu

İşte yer değiştirme tepkimelerinde nükleofilin moleküle bağlanabilmesi için molekülün iyi bir ayrılan gruba sahip olası gerekmektedir. İste halojenür iyonlar nispeten kararlı ve hafif bazik özellik gösterdikleri için ayrılan gruplar olarak adlandırılırlar. Yani bir yer değiştirme tepkimesi sırasında ayrılan gruplar genellikle halojenürler olur. Yer değiştirme tepkimelerinde ayrılan grubu İngilizcede leaving kelimesinin ilk harfi kullanılarak basit bir yer değiştirmesi tepkimesi eşitliği yazılabilir.Nükleofiller en azından eşlenmemiş bir elektron çifti içeren negatif ya da Nötr olan parçacıklardır.[1]

Nükleofil yer değiştirmeyi gösteren genel bir şema.
Nükleofik yer değiştirme mekanizması.Nüklepfil burada Nötr yani yüksüzdür.
Nükleofik yer değiştirme mekanizması.Nüklepfil burada Nötr yani yüksüzdür.
1:Nükleofil(Burada Nükleofil Nötr'dür.) 2:Alkil halojenür 3:Ürün 4:Halojenür iyonu
Nükleofil yer değiştirmeyi gösteren genel bir şema.
Nükleofik yer değiştirme mekanizması.Nüklepfil burada Negatif yüklüdür..
Nükleofik yer değiştirme mekanizması.Nüklepfil burada Negatif yüklüdür..
1:Nükleofil(Burada Nükleofil Negatif'dir.) 2:Alkil halojenür 3:Ürün 4:Halojenür iyon

İşte bu örneklerde de görüldüğü gibi Nükleofil yer değiştirme tepkimelerinde moleküle yeni eklenen bir molekülün yanı sırına ayrılan bir grupta bulunmaktadır. İşte bu ayrılama ve eklenme ne zaman olmaktadır? Acaba bu iki işlem aynı anda mı gerçekleşmekte yoksa birisi diğerinden öncemi gerçekleşmektedir? Bunların yanı sıra tepkimenin hızını belirten basamak hangisidir? İşte bu tür sorulara cevap verebilmek için SN2 ve SN1 tepkimeleri diye adlandırılan Nükleofil yer değiştirme tepkimelerini yakından inceleyeceğiz.[2]


SN2 tepkimeleri

SN2 Tepkimesinin mekanizmasında nükleofil ayırlan kısmın zıt tarafında yani tam karşısından moleküle yaklaşır. Bu şekilde ayrılan grubu yapısında barındıran karbon atomu yaklaşan nükleofille zayıf bir bağ kurmaya başlar. Yani aynı zamanda hem ayrılan kısım hem de nükleofil karbon atomuna bağlıdırlar. Tepkime ilerledikçe karbon ve ayrılan kısım arasındaki bağ zayıflarken, karbon ve nükleofil arasındaki bağ ise güçlenmektedir. Tepkimelerin sonuna doğru karbon ve nükleofil arasındaki bağın güçlenmesi sonucunda ayrılan kısım karbon atomundan tamamen kopar. İşte nükleofil bağlanması ve ayrılan kısmın kopması işlemine geçil hali denilir ve bu arada bir ürün oluşmaz ve işlem çok hızlı bir şekilde gerçekleşmektedir. Geçil halinden hem nükleofilin hem de ayrılan kısmının yani her ikisinin aynı zamanda tepkimeye girmesinden dolayı SN2 tepkimeleri olarak adlandırılır.

SN2 Tepkimelerini gösteren bir mekanizma
Nükleofil yerdeğiştirmenin genel bir şeması.
Nükleofil yerdeğiştirmenin genel bir şeması.
1:Nükleofil 2:Alkil halojenür (Sübstrat) 3: Geçiş hali 4:Ürün 5: Ayrılan kısım

Yukardaki tabeldada görüldüğü gibi Nükleofil yer değiştirme tepkimelerinde negatif olan hidroksil iyonu(1. ile gösterilmiştir) ein elektron çiftini positif olan karbon(2. ile gösterilmiştir) atomunu iter ve bu arada klor bir elektron çiftiyle beraber bağlı olduğu karbon atomundan ayrılmaya başlar. Tepkime geçiş haline (3. ile gösterilmiştir ) girmiştir. Burada oksijen karbon atomuna yarım bağlarla bağlanmış ve klorunda tam bağları zayıflayarak yarım bağ haline gelmiştir. Bu esnada karbon atomunun konfigrosyanı tersine dönmeye başlamıştır. Bu devre geçiş evresi olarak adlandırılıp ve çok hızlı bir şekilde gerçekleşmektedir. Tepkimenin ilerlemesi.[3]


SN1 Tepkimeleri

SN1 Tepkimelerini gösteren bir mekanizma
SN1 tepkimesinin birinci basamağı
SN1 tepkimesinin birinci basamağı
(1.basamağ) Bu basamak SN1 ilk basamağı olup çok yavaştır.Klorun atomunun molekülün yapısından
ayrılmasıyla ilk ara ürün olan üçüncül karbokatyon oluşur.
SN1 tepkimesinin ikinci basamağı
SN1 tepkimesinin ikinci basamağı
(2.basamağ) Bu basamak SN1 ikinci basamağı olup ilk basamaktan oldukça hızlıdır.Burada karbokatyonun
yapısına bir su molekülün katılmasıyla ikinci ara ürün olan tert-bütiloksonyum iyonu oluşur.
SN1 tepkimesinin üçüncü basamağı
SN1 tepkimesinin üçüncü basamağı
(3.basamağ) Bu basamak SN1 üçüncü basamağı olup ilk basamaktan oldukça hızlıdır.Burada bir Hidrojenin
molekülden koparılmasıyla ana ürün olan tert-bütilalkol ve hidrojen iyonu oluşur. olıuşur.

Eğer bir tepkime birden fazla basamaktan oluşuyorsa bunun hızı tespit edilirken basamaklar arasındaki hız farkına bakılır. Şayet bir basamak diğerlerine göre çok yavaşsa tepkimenin hız belirleyici basamağı bu en yavaş olan basamağı baz alınır. Bu yavaş basamak genel itibarıyla tepkimenin hızını etkilediği için hız sınırlayıcı ya da hız belirleyici basamak olarak da adlandırılır. İşte SN1 tepkimeleri yukarıda tarif ettiğimiz tepkimelerin kategorisine girmektedir. Genel itibarıyla SN1 tepkimeleri 3 basamaktan oluşmakta ve bu basamaktan ilki 3 basamağın en yavaşı olup tepkimenin hızını belirleyen kısımdır.

Yandaki tabloda bir SN1 tepkimesinin basamaklarını görmekteyiz.

1.Basamakta klor ortamda bulunan polar çözücünün yardımıyla bir elektron çiftini de alarak bağlı olduğu karbondan ayrılması sonucunda ilk ara ürün olan karbokatyon oluşur ve bu basamak tepkimenin en yavaş basamağıdır.

2. Basamakta ise ortamda bulunan su molekülü karbokatyona bir elektron çifti vererek oksijen atomu üzerinden karbon atomuna bağlanır. Bu basamak genel itibarıyla üçüncü basamak gibi ilk basamaktan daha hızlı olup bu basamağın sonucunda ikinci ara ürünümüz olan ter-bütiloksonyum iyonu oluşur.

3.Basamakta yani son basamakta ter-bütiloksonyum iyonundan bir hidrojen iyonunun uzaklaşması sonucunda ana ürünümüz olan ter-bütilolkol ve ayrılan kısım olan hidrojen iyonu oluşmuş olur. Bu tepkime esnasında ana ürün oluşuncaya kadar iki farklı ara ürünün oluştuğunu görmekteyiz.

Burada ilk basamak diğer iki basamağa nazaran oldukça yavaş gerçekleşen bir basamaktır. Bu yüzden tepkimenin hızını belirleyen basamak tepkimenin ilk basamağıdır. Dikkat edilecek ikinci bir husus da tepkimenin hızının belirlendiği ilk basamakta sadece ayrılan kısım olan Klor tepkimede yer aldığı için bu tepkime SN1 tepkimesi olarak adlandırılır.[4]

Kaynakça

T.W Graham Solamons(Yazar), Craig B. Fryhle (Yazar),Güral Okay (Çeviri Editörü), Yılmaz Yıldırır (Çeviri Editörü) Organik Kimya, (Organik Chemsty), 7. Basımdan Çeviri, Literatür Yayıncılık 2002, ISBN 975-8431-87-0.

Harold Hart (Autor), Leslie E. Craine (Autor), David J. Hart (Autor), Christopher M. Hadad (Autor); Nicole Kindler (Übersetzer): Organische Chemie, 3. Auflage, Wiley-VCH, Weinheim 2007, ISBN 978-3-527-31801-8.

  1. ^ Harold Hart (Autor), Leslie E. Craine (Autor), David J. Hart (Autor), Christopher M. Hadad (Autor); Nicole Kindler (Übersetzer): Organische Chemie, 3. Auflage, Wiley-VCH, Weinheim 2007, ISBN 978-3-527-31801-8, S. 226
  2. ^ T.W Graham Solamons( Yazar), Craig B. Fryhle (Yazar),Güral Okay (Çeviri Editörü), Yılmaz Yıldırır (Çeviri Editörü) Organik Kimya, ( Organik Chemsty), 7. Basımdan Çeviri, Literatür Yayıncılık 2002, ISBN 975-8431-87-0. Sayfa 231-234
  3. ^ T.W Graham Solamons( Yazar), Craig B. Fryhle (Yazar),Güral Okay (Çeviri Editörü), Yılmaz Yıldırır (Çeviri Editörü) Organik Kimya, ( Organik Chemsty), 7. Basımdan Çeviri, Literatür Yayıncılık 2002, ISBN 975-8431-87-0. Sayfa 235-236
  4. ^ T.W Graham Solamons( Yazar), Craig B. Fryhle (Yazar),Güral Okay (Çeviri Editörü), Yılmaz Yıldırır (Çeviri Editörü) Organik Kimya, ( Organik Chemsty), 7. Basımdan Çeviri, Literatür Yayıncılık 2002, ISBN 975-8431-87-0. Sayfa 243-245

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Alkan</span>

Alkanlar, (diğer bir deyişle Parafinler) sadece karbon (C) ve hidrojen (H) elementlerinin bulunduğu ve bu elementlerin birbirleriyle tekli bağ yaptığı doymuş alifatik organik bileşiklerin genel ismidir. Alkanlar birbirlerini 1 karbon ve 2 hidrojen ile takip eden bir homolog seri oluştururlar. Örneğin tek karbonlu metan, CH4 formülüne sahipken, çift karbonlu etan C2H6 kapalı formülüne sahiptir. Alkanlarda tüm atomlar tekli bağlarla birbirlerine bağlandığı ve Karbon atomunu bağlayabileceği en fazla Hidrojen atomunu bağladığından dolayı doymuş bileşikler kategorisine girerler. Doymuş hidrokarbonlardan olan alkanlar, CnH2n+2 n=1,2,3,.... genel formülüne sahiptir. Burada n'in 3 veya 3'ten büyük olması hâlinde sikloalkan denilen halkalı yapılar oluşabilmektedirler.

<span class="mw-page-title-main">Klor</span> 17 atomik numaralı kimyasal element

Klor, VIIA grubunda bulunan hafif, keskin kokulu, yeşilimsi sarı renkli, tahriş edici ve zehirleyici bir gaz. Havadan 2,5 kat ağır olan klor ilk zamanlar bir bileşik olarak kabul ediliyordu. Klor ilk olarak 1774 yılında Carl Wilhelm Scheele tarafından keşfedildi. 1810 yılında ise bugünkü ismi Humphry Davy tarafından verildi.

<span class="mw-page-title-main">Alken</span>

Alkenler yapılarında en az bir tane karbon-karbon (C=C) çift bağı içeren organik bileşiklerdir. Alkenlerin yapısında karbon-karbon çift bağı bulunduğundan ve bu karbonların yapabileceği en fazla hidrojenle bağ yapmamış olduğundan alkenler doymamış bileşikler kategorisine girerler. Alkenlerin yapısında sadece bir karbon-karbon çift bağının bulunması durumunda homolog seriler oluşturur. Bu homolog serilerin genel formülü CnH2n şeklindedir. Burada n-in en az 2 olma şartı vardır. Aşağıda en basit alken olan eten, yaygın ismiyle etilenin, çeşitli modellemelerle çizilmiş şekillerinin yanı sıra alkenlerin çeşitli şekillerdeki yazılış şekilleri de bulunmaktadır.

<span class="mw-page-title-main">Benzen</span>

Benzen, aren veya aromatik hidrokarbonlar olarak adlandırılan organik bileşikler sınıfının en basit üyesidir. Renksiz, yanıcı, kaynama noktası 80,1 °C, erime noktası 5,5 °C olan bir sıvıdır. Moleküler formülü C6H6'dır. Benzen, endüstriyel bakımdan değerli olduğu gibi yapısı bakımından da kimya çalışmalarında önemlidir. Kan hücrelerini öldürme etkisi olduğundan kanser yapıcı bileşikler arasına girer.

Kimya ve biyokimyada, yağ asidi, genelde uzun, alifatik kuyruklu bir karboksilik asittir. Uzun karboksilik yağ asitlerinden 4 karbonlu ve daha uzun zincirlileri yağ asidi olarak sayılır; doğal yağları (trigliseritleri) oluşturan yağ asitlerinden söz ederken ise bunların en az 8 karbonlu olduğu varsayılabilir. Çoğu doğal yağ asitlerinin çift sayılı karbon atomu vardır, çünkü bunların biyolojik sentezlerinde iki karbon atomlu asetat kullanılır.

<span class="mw-page-title-main">Sakkaroz</span>

Sakkaroz veya diğer adlarıyla sükroz veya çay şekeri, C12H22O11 formülüyle gösterilen ve bir glukoz ve bir fruktoz molekülünün bir araya gelmesiyle meydana gelen disakkarittir. Sakkarozun sistematik adı β-D-fruktofuranozil-(2→1)-α-D-glukopiranosit şeklindedir. İnsan beslenmesinde çok önemli bir yere sahip olan sükroz, sadece bitkiler tarafından üretilir. Sakkarozun dünyadaki toplam yıllık üretim miktarı 150 milyon tonun üzerindedir.

Hidrojenasyon, bir kimyasal reaksiyon sınıfıdır ve organik bileşiklere hidrojen (H2) eklenmesi işlemidir. Hidrojenasyon, özellikle doymamış organik bileşikler (alkenler, alkinler, ketonlar ve nitriller ) için önemli bir reaksiyondur. Genellikle basınç altında katalizörler yardımı ile direkt hidrojen eklemesi ile gerçekleştirilir. Hidrojenasyon için en klasik örnek, alkenlerdeki doymamış karbon kimyasal bağına bir hidrojenin ekleyerek, alkeni alkana dönüştürmektir. İlaç ve petrokimya endüstrisinde çok değişik uygulamaları vardır. Bu kimyasal işlemin tersi dehidrojenasyondur. Alkenlere hidrojenin katılması sonucunda Alkanlar oluşur. Alkankar sadece karbon-karbon tekli bağlara sahiptirler. Bu tepkimede katalizör kullanıldığından katalitik hidrojenleme olarak da adlandırılır. Alkenlere hidrojen katılma tepkimeleri ekzotermik tepkimeler olup oda sıcaklığında katalizörsüz tepkime gerçekleşmez. Burada katalizör kullanılarak tepkimenin oda sıcaklığında gerçekleşmesi sağlanır. Yalnız katalizörün etkisi bununla sınırlı kalmıyor. Kullanılan katalizör elde edilecek olan ürünün cis-Alkan ya da trans-Alkan olmasını etkilemektedir. Eğer kullanılan katalizör heterojen bir katalizör ise, (bir parça nikel, platin, paladyum) yani çözelti içerisinde heterojen olarak karışıyorsa katılan her iki hidrojen atomu alkenin aynı tarafına eklenir ve böylece cis-Alkan oluşur. Şayet bu katalizör çözelti içerisinde homojen olarak yayılan bir katalkizörse bu seferde trans-Alkan oluşmuş olacak.

Esterleşme, esterler genel olarak karbon asitlerinden elde edilmektedirler. Burada karbon asitlerinde bulunan –OH grubu (alkol) bir –OR grubuyla yer değiştirmesi sonucunda oluşmaktadır. Esterleşme tepkimelerin gerçekleşmesi için ısının yanı sıra katalizör olarak da genellikle Sülfürik asit ve hidroklorik asit kullanılmaktadır. Aşağıdaki tabloda asit katalizörle tepkimesini gösteren bir şema görebiliriz.

<span class="mw-page-title-main">Eter</span> Organik bir fonksiyonel grup

Eterler, iki organik kısmın bir oksijen atomu üzerinden birbirine bağ yapmış organik moleküllerdir. Eterlerin genel formülü R-O-R' şeklindedir. Buradaki R ve R' aynı olabileceği gibi farklı organik kısımlar da olabilirler.

Esterlerin su alarak alkol ve asitlere ayrışması reaksiyonudur. Sabunlaşma esterleşmenin tersi olan bir reaksiyondur.Sabunlaşma denilince esterlerin Hidrolizi akla gelmektedir. Bu tepkimenin gerçekleşmesi için hidroksitlerin sulu çözeltisi daha doğru Natriıum hidroksit ya da esterleri parçalaya bilen özel enzimler gerekmektedir. Bitkisel ya da hayvansal yağların sabunlaşması sonucu üç değerli bir alkol olan Gliserin ile yağ asidi oluşur. Sabunlaşma sodyum hidroksit ya da potasyum hidroksit ile yapılırsa yağ asidi yerine bunun sodyum tuzu ya da potasyum tuzu elde edilir. Sabunlaşma temelde bir çeşit Hidroliz reaksiyonudur.

Katılma tepkimeleri, bir organik molekülün yapısına dışarıdan başka bir molekülün katılmasıdır. Organik kimyada yapısında karbon-karbon çift bağı (Alken) ya da karbon-karbon üçlü bağı (Alkin) bulunduran molekülerlerin yapısına dışarıdan en az iki elementin girmesiyle gerçekleşen tepkimelerdir. İşte bu tepkimeler sonucu yapısında çoklu bağ bulunduran moleküldeki çoklu bağlar kırılarak yerlerine tekli bağlar oluşur.

<span class="mw-page-title-main">Markovnikov kuralı</span> organik kimyada asimetrik alkenlere hidrojen halojenürlerin karbon-karbon çift bağlarına katılmasını öngören kanun

Markovnikov kuralı, organik kimyada asimetrik alkenlere hidrojen halojenürlerin karbon-karbon çift bağlarına katılmasını öngörür. Bu kurala göre, asimetrik alkenlere hidrojen halojenürler katıldığında, hidrojen atomu her zaman en fazla hidrojen atomuna sahip olan karbon atomuna bağlanır. Bu da açıkta kalan halojen atomunun fazla dallanma yapan ya da hidrojen bakımından fakir olan karbon atomuna bağlanması anlamına gelir. Bu etki suyun alkenlere katılması esnasında da gözlenir. Burada su molekülündeki H- atomu en az dallanmış karbon atomuna bağlanırken, OH-grubu ise en fazla dallanma yapmış karbon atomuna bağlanır. Rus kimyager Vladimir Markovnikov tarafından 1870'te önerilmiştir.

Halojenleme veya halojenasyon, bir bileşiğe bir veya daha fazla halojenin katılmasını gerektiren kimyasal bir reaksiyondur. Alkenler, klor ve brom gibi halojenlerle, nükleofillik özelliği göstermeyen çözücüler içerisinde hızla tepkimeye girerler ve dihalojenleri oluştururlar. Bromun katılması daha kolay takip edilebilmektedir. Çünkü kırmızı-kahve rengi olan Brom çözeltisinin rengi ortadan kalkar. Bu yöntem özellikle çift bağların varlığını kanıtlamada kullanılır. Burada alken doymamış bir molekül olduğu için bromla tepkimeye girerken, alkanlar ise ortamda radikal bir çözelti olmadığı sürece tepkime vermez. Genel itibarıyla bu tepkimeler ya oda sıcaklığında ya da soğuk bir ortamda inert halojen çözücülerinin (CCl4) varlığında uygulanır.

HCl veya HBr gibi halohidrik asitlerin alkenlere katılımıyla haloalkanlar meydana gelir. Alkenlerde hidrojen ve Halojenlerin katılmalarında iki farklı durum ortaya çıkar. Eğer katılmaya giren alken eten gibi sadece birincil karbonlardan oluşan bir alken ise tepkime yandaki gibi sonuçlanır.

<span class="mw-page-title-main">Hidrasyon</span>

Endüstride küçük moleküllü alkollerin elde edilmesi için kullanılan bir yöntemdir. Bu yöntem alkenlerin hidrasyonu olarak da adlandırılmaktadır. Su kötü bir nüklefil olduğu için genellikle alkenlerle su katma tepkimeleri istenilen ürünü yani alkolleri vermezler. Bu yüzden bu tepkimeler çoğunlukla bir asit katalizörün varlığında gerçekleştirilir. Sülfürik asit ve fosforik asit alkenlerin hidrasyonu esnasında en sık kullanılan asitlerdir. Hidrasyon tepkimeleri genel itibarıyla Markownikow-Kuralı çerçevesinde gerçekleşen bir tepkimedir.

Alkenler sülfürik asitin katılması soğuk bir ortamda bile tepkime verip Alkil hidrojen sülfat bileşiklerini vermektedir. Genel itibarıyla bu tepkime alkenlere hidrojen halojen katılma tepkimeleriyle benzerlik göstermektedir.

<span class="mw-page-title-main">Karbokatyon</span>

Karbokatyonları kanıtlamak için yapılan deneylerde sonucunda Karbokatyonların BF3 gibi üçgen düzlem yapısında olduklarını göstermektedir. Karbokatyonun merkezinde bulunan karbonun elektron eksikliği vardır çünkü son yörüngesinde sadece altı elektron vardır. Bunu da ya hidrojenlerle ya da alkil gruplarıyla sigma bağları yapmak üzere kullanmıştır. Bu da p orbitalin elektronca boş olduğu anlamına gelmektedir.
Yapılan deneyler sonucunda karbokatyonun kararlığı yapısında bulundurduğu alkil grupların sayılsıyla doğru orantılı olarak artığı gözlenmiştir. Yani yapısında üç alkil grubu bulunduran bir karbokatyon yapısında sadece bir tane ya da iki tane alkil grubu bulunduran karbokatyondan daha kararlıdır.

Alkin halojenürlerin katıldıkları bir başka tepkime çeşidiyse ayrılma tepkimeleridir. Bu tepkime esnasında molekülün yapısında bulunan XY gibi bir molekül alkil halojenürlerin yapısından ayrılır bunun sonucunda da çoklu bağlar oluşmaktadır.

Alkenler sülfürik asitin katılması soğuk bir ortamda bile tepkime verip Alkil hidrojen sülfat bileşiklerini vermektedir. Genel itibarıyla bu tepkime alkenlere hidrojen halojen katılma tepkimeleriyle benzerlik göstermektedir.

Organik reaksiyonlar, organik maddelerin tepkimelerine verilen genel addır.