
Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu "UAEK" veya Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı, 175 ülke'nin yer aldığı, Birleşmiş Milletler bünyesinde faaliyet gösteren bağımsız, uluslararası bilim ve teknoloji temelli bir organizasyon olup 29 Temmuz 1957 yılında kurulmuştur. Nükleer Bilim ve Teknolojinin barışçıl amaçlarla kullanılması ve planlanmasında üye ülkelere destek sağlamaktadır. Nükleer Güvenlik Standartlarını hazırlamaktadır. Bünyesindeki denetim mekanizması ile ülkelerin taahhütlerini yerine getirmesini kontrol etmektedir.

Yumuşama, özellikle siyasi ilişkilerin sözlü iletişim yoluyla gerilimlerin azaltılması anlamına gelen bir diplomasi terimidir. Bu terim, 1912 yılında Fransa ve Almanya'nın gerilimleri azaltmaya yönelik başarısız girişimleriyle ortaya çıkmıştır.

Antlaşma, iki ya da daha çok devleti bağlayıcı nitelikteki anlaşmalara denir. Eski dilde antlaşmalara muâhede ya da ahidnâme de denirdi. Lozan muahedesi gibi. Modern diplomaside antlaşma terimi, özel önemi olan uluslararası antlaşmalar için kullanılır. Daha öz önemli antlaşmalara ise, sözleşme (mukavele), tenkihname (düzenleme), protokol, senet, konvansiyon ve anlaşma gibi adlar verilir. Günümüzde antlaşmayla sonuçlanan görüşmeler, Birleşmiş Milletler gibi uluslararası kuruluşların gözetiminde yürütülmektedir. Antlaşmaların barış, mütareke, ateşkes, tenkihname (düzenleme), dostluk, yardımlaşma, saldırmazlık, ittifak ve konvansiyon (ticaret) resmî, gayriresmî gibi çeşitleri vardır.

Biyolojik bir etken, biyoterörizm veya biyolojik savaş için silah olarak kullanılabilen bir bakteri, virüs, protozoon, parazit, mantar veya toksindir. savaş (BW). Bu yaşayan veya çoğalan patojenlere ek olarak, toksinler ve biyotoksinler de biyo-ajanlar arasında yer almaktadır. Bugüne kadar 1.200'den fazla farklı türde potansiyel olarak silah haline getirilebilir biyo-ajan tanımlanmış ve incelenmiştir.

Kimyasal silahların kontrolüne ilişkin uluslararası antlaşmalar, kimyasal silah kullanımının, silah kontrol antlaşmaları yolu ile kontrol altına alınmasına yönelik uluslararası girişimlerdir.

Kimyasal Silahlar Sözleşmesi (CWC), kimyasal silahların üretimini, stoklanmasını ve kullanımını yasaklayan bir silah kontrol antlaşmasıdır. Konvansiyonun tam adı Kimyasal Silahların geliştirilmesinin, Üretiminin, Stoklanmasının ve Kullanımının Yasaklanması ve Bunların İmhası ile İlgili Sözleşme şeklindedir.

Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyinin 2 sayılı kararı, İran ve Sovyetler Birliği'nin arasındaki anlaşmazlığı gidermek amacıyla tarafları görüşmeye çağıran karardır. Yapılan ikili görüşmelerin Güvenlik Konseyi'ne ivedilikle bildirilmesini de istemiştir. Karar, 30 Ocak 1946 tarihinde oybirliğiyle kabul edilmiştir.

Bağımlı toprak veya bağımlı bölge, henüz siyasi bağımsızlığını sağlayamamış veya egemen bir devlet olarak tam siyasi bağımsızlığını kazanamamış, egemenliği henüz kontrol eden devlet tarafından sağlanan toprak veya bölgelere verilen addır.

Nükleer deneme, nükleer silahların etkinliğini, verimini ve patlayıcı özelliklerini belirlemek için yapılan denemelerdir. 20. yüzyılda, nükleer silah geliştiren birçok ülke tarafından denemeler gerçekleştirilmiştir. Nükleer silahların test edilmesi, silahların nasıl çalıştığı ve çeşitli koşullar altında silahların nasıl davrandığı ve personel, yapılar ve ekipmanın nükleer patlamalara maruz kaldıklarında nasıl davrandıkları hakkında bilgi verebilmektedir.

Kapsamlı Nükleer Deneme Yasağı Antlaşması (CTBT), tüm nükleer denemeleri hem sivil hem de askeri amaçlar için her ortamda yasaklayan çok taraflı bir antlaşmadır. Antlaşma, Birleşmiş Milletler Genel Kurulu tarafından 10 Eylül 1996 tarihinde kabul edildi ancak sekiz devlet anlaşmayı onaylamadığından yürürlüğe girmedi.

Nükleer Silahların Yasaklanması Antlaşması, amacı nükleer silahların ve silah teknolojisinin yasaklanması olan uluslararası bir antlaşma. 7 Temmuz 2017'de kabul edildi, 20 Eylül 2017'de imzalandı ve 22 Ocak 2021'de yürürlüğe girdi.

Anti-Balistik Füze Antlaşması, 1972-2002 yılları arasında faaliyette olan, Amerika Birleşik Devletleri ve Sovyetler Birliği arasında anti-balistik füzelere karşı bölgeleri savunma amaçlı kullanılan nükleer silahlı balistik füze sistemlerinin sınırlandırılması konusundaki silah kontrolü antlaşması. Anlaşma şartlarına göre her bir parti, her biri 100 anti-balistik füze ile sınırlı olacak olan iki anti-balistik füze kompleksi ile sınırlıydı.

Nükleer silahlanma yarışı, Amerika Birleşik Devletleri, Sovyetler Birliği ve müttefiklerinin Soğuk Savaş süresince nükleer savaşta üstünlük kurmak için girdikleri bir silahlanma yarışıydı. Bu dönemde, ABD ve Sovyetler'in yanı sıra diğer ülkeler de nükleer silah geliştirmeye başladı, ancak hiçbiri savaş başlığı üretiminde diğer iki süper güç kadar etkin olmadı.

Nükleer karşıtı hareket, çeşitli nükleer teknolojilere karşı çıkan sosyal bir harekettir. Bazı doğrudan eylem grupları, çevre hareketleri ve profesyonel organizasyonlar kendilerini yerel, ulusal veya uluslararası düzeyde bu hareketle özdeşleştirmiştir. Başlıca nükleer karşıtı gruplar arasında Nükleer Silahsızlanma Kampanyası, Dünya Dostları, Greenpeace, Nükleer Savaşın Önlenmesi için Uluslararası Hekimler, Barış Eylemi ve Nükleer Bilgi ve Kaynak Servisi bulunmaktadır. Hareketin ilk amacı nükleer silahsızlanmaya ilişkindi, ancak 1960'ların sonlarından beridir nükleer enerji kullanımına da karşı çıkılmaktadır. Birçok nükleer karşıtı grup hem nükleer enerjiye hem de nükleer silahlara karşı çıkar. 1970'lerde ve 1980'lerde yeşil partilerin ortaya çıkması genellikle nükleer karşıtı siyasetin doğrudan bir sonucuydu.

START I (Türkçe: Stratejik Silahların Azaltılması Antlaşması, ABD ve Sovyetler Birliği arasında stratejik saldırı silahlarının azaltılması ve sınırlandırılmasına ilişkin ikili bir anlaşmaydı. Anlaşma 31 Temmuz 1991'de imzalandı ve 5 Aralık 1994'te yürürlüğe girdi. Anlaşma, imzacıların 6.000'den fazla nükleer savaş başlığı ve toplam 1.600 kıtalararası balistik füze ve bombardıman uçağı yerleştirmesini yasakladı.

Rusya Federasyonu'nun üç tür kitle imha silahına sahip olduğu bilinmektedir: nükleer silahlar, biyolojik silahlar ve kimyasal silahlar. Nükleer Silahların Yayılmasını Önleme Antlaşması kapsamında tanınan beş nükleer silah ülkesinden biridir.
1984 yılında Başbakan David Lange, nükleer enerjili veya nükleer silahlı gemilerin Yeni Zelanda limanlarını kullanmasını veya Yeni Zelanda sularına girmesini yasakladı. 1987 Yeni Zelanda Nükleer Serbest Bölgesi, Silahsızlanma ve Silahların Kontrolü Yasası uyarınca Yeni Zelanda'nın karasuları, karaları ve hava sahası nükleerden arındırılmış bölgeler haline geldi. Bu, o zamandan beri Yeni Zelanda'nın dış politikasının bir parçası olarak kaldı.
Bir nükleer yakıt bankası, nükleer reaktörlerini beslemek için yedek bir LEU kaynağına ihtiyaç duyan ülkeler için düşük zenginleştirilmiş uranyum (LEU) rezervidir. Zenginleştirme teknolojisine sahip olan ülkeler, zenginleştirilmiş yakıtı, zenginleştirme teknolojisine sahip olmayan ülkelerin güç reaktörleri için yakıt elde edeceği bir "bankaya" bağışlayacaklardır.

Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyinin 1062 sayılı kararı, Kıbrıs'taki duruma ilişkin tüm kararların, özellikle 186, 939, 1032 sayılı kararların teyit edildiği ve Kıbrıs'taki Birleşmiş Milletler Barış Gücü'nün görev süresinin 31 Aralık 1996ya kadar uzatıldığı karardır.

Birleşmiş Milletler Silahsızlanma İşleri Ofisi (UNODA), Ocak 1998'de Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Kofi Annan'ın, Temmuz 1997'de Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'na sunduğu reform planı çerçevesinde kurulan Birleşmiş Milletler Sekreterliği'ne bağlı bir ofistir.